News - Haberler
Sesmir BaşkanıOrhanÖkmen'den kriz uyarısı: Kriz sistematik hale gelebilir
| Wednesday, 11.04.2020, 05:30 AM | (167 views)
Sesmir Başkanı Orhan Ökmen'den kriz uyarısı: Kriz sistematik hale gelebilir
Sesmir AŞ Başkanı ve eski Japan Credit Rating’in (JCR) Eurasia Başkanı Orhan Ökmen, iç etkenler bir an evvel düzelmezse TL’nin değer kayıplarının kapsamının genişleyeceğini ve krizin sistematik hale geleceğini vurguladı. Ökmen, Türkiye’deki varlık transferi, yüksek enflasyon, değersiz TL, enflasyona yenik düşen servet iflasları, yüksek işsizlik, negatif büyüme ve fakirleşmenin devam edeceğini dile getirdi. Özellikle tüketici ve esnaf kredilerinin geri dönüşlerinde bankaların ciddi zorluk yaşayacağına dikkat çeken Orhan Ökmen ile döviz kurlarındaki artışı ve krizden çıkış yollarını konuştuk.- Kurdaki artış ne kadar sürer, neler öngörüyorsunuz?Merkez Bankası, araç bağımsızlığını tekrar kazanana kadar döviz kurları ve kredi hacimlerine ilişkin aktarım kanallarını iktisadi temelde kullanamayacağı için kurdaki artış hep devam edecektir. Kurdaki artış beklentileri de canlı kaldığı sürece varlık ikamesi, yani dövize yönelim hep sürecek. 2018’den bu yana döviz kurlarında görülen yükselişte iç faktörler küresel gelişmelerden çok daha fazla etkili olmaktadır. İç etkenler bir an evvel düzelmezse TL’nin değer kayıplarının kapsamı genişleyecek ve krizi sistemik hale getirecektir. Türkiye ekonomisi, enflasyon ve risk primini düşürmeden faizleri ve kuru aynı anda baskılamaya devam ederse kriz hali fiilen ve zaten derinleşecektir. Şu andaki kur ekonomik temellerinden kopuk hareket etmektedir. Ancak bu sonsuza kadar devam edemez. Her uçak öyle ya da böyle sonunda yere iner. Ancak kimisi parçalanır, kimisi de yumuşak inişi gerçekleştirir. Mevcut yönetim paradigması değişmezse TL’de daha kötüsü yaşanacak.REKABETÇİ KUR DEĞİL- Doların 8.50 TL seviyelerini aşmasının tek nedeni faizlerin düşük tutulması mı?Bu kez Türkiye ekonomisine dışarıdan tuzak kuruluyor argümanı söz konusu edilemez. Faiz oranlarının seviyesi, dövizi yükselten içsel etkenlerin içerisinden sadece bir tanesidir. Ancak en önemlilerindendir. TCMB’nin faiz artırmama kararının dışında, yatırım ortamına karşı oluşan yerli-yabancı yatırımcı güvensizliği, mülkiyet hakkına el koymanın hukuksal temelinin zayıflamış olması, yargı bağımsızlığı alanındaki sistemsel bozulmalar, Türkiye’nin dış borç miktarı ve ABD seçimleri, TL’ye baskı yapan en önemli diğer nedenlerin başında geliyorlar. TL’nin geldiği bu seviyeye rekabetçi kur demek doğru bir tanımlama olamaz. Eğer rekabetçi kur olsaydı 2019-2020 Ağustos ayları arasında TL, dolara karşı yüzde 31 değer kaybettiği halde aynı dönemde ihracat yüzde 17 gerilemezdi.DÖRT YILDIR REFORM YAPILMADI- Peki, Türkiye ekonomisi bu noktaya nasıl geldi?2016’dan bu yana Türkiye’nin uyguladığı ekonomi politikalarındaki hatalar artarak devam etmektedir. Öncelikle Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan çıktı açığı halini aşmak için kredi balonları yaratılarak risk seviyesi ve ekonomik hararet artırıldı. Bu en önemli ve en sistematik hataydı. TCMB’nin otofinansman yoluyla yıllardır yarattığı kaynaklarına el konulup bütçeye aktarılarak askeri alanlar ağırlıklı olmak üzere harcandı. Kuru baskılamak gayesiyle TCMB rezervleri tüketildi. Negatif faiz hali oluşturuldu. Bu da en önemli hatalardandı. 2016’dan bu yana Türkiye hiçbir yapısal reform gerçekleştirmedi. TL’nin dış değer kayıplarının sürekli hale gelmesi, yüksek enflasyon, düşük büyüme, son 4 yılın hatalı politikalarının doğal sonucudur.- Türkiye ekonomisini ve yurttaşları nasıl günler bekliyor?Bu konjonktürde ekonomik modellerle gelecek tahminleri yapmak bayağı zorlaştı. Yatırımcılar ve firmalar, TCMB’nin para politikaları nedeniyle reel faiz hesaplamalarını yapamaz duruma düşürüldükleri için yatırım bütçelerini son bir yıldan bu yana ertelemektedir. Türkiye, düşük faiz ve büyüme ısrarından prensip olarak vazgeçmeden hızlı kredi genişlemesi, yüksek enflasyon, tepki verme gücü zayıflayan para politikası ve dolarizasyon bundan sonraki dönemlerde de sürecek. TL yatırımcıları, fiili enflasyonun altında kalmaya devam edecektir. Ekonominin genel yönetim paradigması değişmezse Türkiye’deki varlık transferi, yüksek enflasyon, değersiz TL, enflasyona yenik düşen servet iflasları, yüksek işsizlik, negatif büyüme halleri ve fakirleşme devam edecektir.BANKALAR CİDDİ ZORLUK YAŞAYACAK- Bu dönemde bankalar ne kadar güçlü? Tekrar banka kurtarmaları gündeme gelebilir mi?Bankaların yüksek risk yönetim disiplinleri son birkaç yıldır hırpalanmaktadır. Bankaların özyönetimlerini ilgilendiren konularda bankalar düzenleyici otoritelerin hariçten baskılayıcı uygulamalarına maruz kalmaktadır. Şu anda özellikle tüketici ve esnaf kredilerinin geri dönüşlerinde bankaların ciddi zorluk yaşayacağı aşikârdır. Kredi genişlemesi, bankaların aktif kalitesini zayıflatmıştır. Artan yapılandırma ve erteleme taleplerine konu olan ticari ve kurumsal krediler de bankaların kredi kalitelerini ve likidite seviyelerini bozmuştur. Reel sektörün yüksek kur riski sorunu çözülemediği sürece bankaların kredi riski hep tehlike altında kalacak. Hızla genişleyen kredi hacimleri nedeniyle kamu bankaları başta olmak üzere birçok bankanın ilerleyen dönemlerde mutlaka kamusal destek almak zorunda kalacağı kesindir.- Türkiye ekonomisi için bu krizden çıkış nasıl olacak?Krizden çıkışın başlaması için şu andaki ekonomik yönetim paradigmasının oluşumunda yer alan müdahaleci, bürokratik, serbest ekonomi dışı, siyasete tabi anlayışların tamamen değişmesi gerekir.ENFLASYONDA DÜŞÜŞ HAYAL- Büyüme, işsizlik, enflasyon ve kur tarafında nasıl bir grafik göreceğiz?TCMB’nin araç bağımsızlığı sağlanmadan ve esaslı bir reel faiz olanağı sağlanmadan kurların yukarı yönlü oynaklığı durmayacaktır. TL’nin dış değerindeki kayba bir üst sınır çizilmesi şu anda mümkün gözükmüyor. Kurların yükselen trendine bağlı olarak enflasyonda da yönün yukarıda olacağı aşikârdır. Hissedilen işsizlik oranları artış yönündedir. Türkiye ekonomisinin 2020’de yüzde 2-3 civarında negatif büyüme sağlayacağını öngörüyoruz.NOT ARTIŞI ARTIK ZOR- Kredi derecelendirme kuruluşlarının son Türkiye değerlendirmelerini nasıl okumak gerekiyor?Beğenelim ya da beğenmeyelim, yatırımcılar bu kuruluşların not ve değerlendirmelerine bakıyor. Türkiye’nin bu notları, tekrar yatırım yapılabilir seviyeye getirebilmesi için kurumsal derinlik, küresel entegrasyon, jeopolitik istikrar, anayasal düzen, hukukun bağımsızlığı gibi alanlarda gelişim göstermesi gerekir. Ancak Türkiye’nin kısa vadede yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi artık beklenmemelidir.- Fransa mallarının boykotu gündeme geldi. Yabancı yatırımcı bunu nasıl değerlendirir?Döviz kazanma olanaklarının zayıfladığı bir konjonktürde, ithalat ya da ihracat boykotlarının ekonomik mantığı olamaz. Boykotun karşılıklı hale getirilmesi halinde Türkiye, bu tepkisiyle en az net 5 milyar dolar döviz geliri kaybına uğrayacaktır. Birçok büyük Fransız firmalarının, bu boykot karşısında karar değiştirip Türkiye’den çıkma riski tetiklenmektedir. Yatırımcıların hemen tamamında Türkiye’ye karşı bir güvensizlik hali belirtileri ortaya çıkmış durumdadır.
Şehriban Kıraç
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/642500-sesmir-baskani-orhan-okmenden-kriz-uyarisi-kriz-sistematik-hale-gelebilir/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/642500-sesmir-baskani-orhan-okmenden-kriz-uyarisi-kriz-sistematik-hale-gelebilir/
Other News
Hollanda'da Kovid-19 vaka artışlarınedeniyle ekönlemler açıklandı
Hollanda'da 'bomba' alarmı! Seferler durdu
İzmir'de 4.1 büyüklüğünde artçışok
HoÅŸgeldin John Ruskin!
YARIN günlerden Cumhuriyet Kitap!
Pudovkin’den filmçekme sanatı
Daha demokratik bir hümanizm için...
Çağın kurucu normu; düşmanlık!
Babasının gölgesindeki oğullar...
Dans vebası!