‘Faust II‘, Filhelenizm ve Türk imgesi
/Archive/2020/11/7/003116392-ic1.jpgGoethe, Antik dönemin güzellik idesini konulaÅŸtırabilmek amacıyla, ‘Klasik Walpurgis Gecesi’ adlı şölende Antik Yunan mitoloji kahramanlarını buluÅŸturur. Mefisto, baygın Faust’u düşte Yunanistan’a götürür. Faust, Yunan topraklarında ayılır. Bu bölümde yazar, çaÄŸdaÅŸ düşünce birikimiyle, Antik dönemin düşünce dünyasını bütünleÅŸtirmeyi dener. Antik dönemi, Helena figürüyle; Orta Çağı ise Faust tipiyle simgeleÅŸtirir. Bu bütünleÅŸmenin ürünü, büyüleyici yaratık Euphorion’dur. Euphorion figüründe güzellik, çaÄŸdaÅŸ düşünceyle birleÅŸir.TÃœRK Ä°MGESÄ° VE EUPHORIONÖzellikle bu bölüm, Türk imgesi bakımından öne çıkmaktadır; çünkü Goethe, klasik güzelliÄŸi simgeleyen Helena ve gücü, yenilmezliÄŸi simgeleyen Euphorion figürlerini kullanarak, hem Yunan bağımsızlık baÅŸkaldırısını, hem de bu baÅŸkaldırıyı desteklemek amacıyla Yunanistan’a gelen Ä°ngiliz ÅŸair Lord Byron’ı yazınsallaÅŸtırmıştır. Bu bölüm, Faust II‘nin düşünsel zemini olarak da yorumlanabilir.Faust’ta ‘Türk’e yapılan dolaylı göndermeler, Faust II‘nin ‘Helena’ adlı bölümünde yer alan Euphorion figüründe görülebilir. Yazar açısından ‘Helena’ bir anlamda ‘DoÄŸu’ya bakış’, Helen ‘klasik güzellik ülküsüne’ yöneliÅŸtir.‘Helena’ bölümünde Goethe tarihte bir gezinti yaparak, Antik söylence ve mitos birikimini, Orta ÇaÄŸ ve yaÅŸadığı dönem olan 18./19. yüzyılla iliÅŸkilendirir. Yaklaşık 3000 yıllık bir tarih içerisinde Truva Savaşı, Haçlı Seferleri ve Türklerin Yunanistan’ı egemen olmaları gibi tarihsel gidiÅŸi önemli ölçüde etkileyen olaylar söz konusudur.Bu bölüm, aynı zamanda Yunanların Osmanlı boyunduruÄŸundan kurtulmak için baÅŸlattıkları baÅŸkaldırıya yazılmış övgüdür; ‘genç halk’ diye nitelendirilen Yunanlar için ‘mucizevî çözüm’ bağımsızlıktır; Türk egemenliÄŸinden kurtulmadır. Mitolojik kahraman Euphorion, ise, Goethe’nin ‘yüzyılın en büyük yeteneÄŸi’, ‘dönemin yeni ÅŸiirinin temsilcisi’ ve ‘anısı sürekli canlı tutulması gereken kiÅŸi’ diye nitelendirdiÄŸi Ä°ngiliz ÅŸair Lord Byron’ı simgeler.Romantik Ä°ngiliz ÅŸair Lord Byron, Nisan 1824’te, Osmanlı yönetimine baÅŸkaldıran Yunanlarla birlikte Osmanlılara karşı savaÅŸtığı sırada Yunanistan’ın Mesolongion kentinde ölür. Goethe bu denli deÄŸerli bulduÄŸu Byron’a kendi deyimiyle, ‘sevginin ölümsüz anıtını‘ dikmek ister. Böylece kendisi gibi, ödünsüz bir filhelenist olan Byron’u kalıcılaÅŸtırmayı amaçlar.PELOP’UN ÃœLKESÄ°NDE...Daha fazla yerde sürünmek istemeyen kimdir? Goethe, Faust II’nin anılan bölümünde Euphorion’un aÄŸzından Yunanlılar ve Yunanistan adına Byron’ı konuÅŸturur: “Daha fazla yerde sürünmek istemiyorum / Bırakın ellerimi!†Helena ve Faust, öz-denetimli ve temkinli olması konusunda Eophorion’u uyarır: “Dur, kendini denetle (ölçülü ol)!â€Euphorion durmadığı gibi, Yunan baÅŸkaldırısına destek ve katılım çaÄŸrısı yapar; konuyla ilgili bütün tarafları açık tavır olmaya özendirir, Goethe’nin anlatımıyla, “Gücünü ve istencini açığa vur!†der. Katılım ve destek isteÄŸini yükseltmek amacıyla coÅŸkusunu dillendirir: “Dışarıda uÄŸuldar rüzgârlar, / Kükrer dalgalar!â€Euphorion yerinde duramaz; adeta Goethe’nin Yunan baÅŸkaldırısından duyduÄŸu heyecanı dışa vurur:“Daha yükseklere çıkmalıyım, / Daha uzaklara bakmalıyım./ Artık nerede olduÄŸumu biliyorum/ Adanın tam ortasında Pelop’un ülkesindeyim.â€/Archive/2020/11/7/003138548-kapakic2.jpgBYRON VE GOETHE’DEN YUNANLILARA ÇAÄžRIGoethe, yapıta içkinleÅŸtirdiÄŸi güncelliÄŸi, Euphorion’un “Barış gününü düşlüyor musunuz?†sorusunda açığa vurur. Yunan halkının düşlediÄŸi ya da düşlemesi gereken ‘barış günü’, Osmanlı egemenliÄŸinden kurtuluÅŸ ve sonrasıdır.Burada artık ÅŸair Byron açıkça Yunan baÅŸkaldırısına katılmakta ve Osmanlılara karşı savaÅŸmaktadır. Yazar, ÅŸair Goethe, açıkça Yunanlıların kurtuluÅŸ savaşından yana tavır koymuÅŸtur. Byron ve Goethe, Euphorion’un aÄŸzından Yunanlılara büyük bir coÅŸkuyla çaÄŸrıda bulunurlar: “Düş görebilen, düşlesin. / SavaÅŸ, artık anahtar sözcük. / Zafer ise henüz çok uzak!â€Goethe, Byron’ın heyecan ve atılganlığıyla tüm Yunan baÅŸkaldırıcılara, savaşçılara seslenir: “Bir tehlikeden öbürüne / Bu ülkenin doÄŸurdukları / Sınırsız bir cesaretle özgür / Kanını akıtmaya hazır. / Artık bastırılamayan / Kutsal anlam, / Hepsi savaşçılara / Yarar saÄŸlarâ€.Yunan savaşçılar sınırsız bir cesaretle ve özgürce canları pahasına ‘kutsal anlam’, bir baÅŸka deyiÅŸle, kurtuluÅŸ için savaÅŸmalıdır. Zaten artık hiçbir ÅŸey bu kutsal anlamı, diyesi, kurtuluÅŸu engelleyemez. Kutsal anlam, kurtuluÅŸtur, özgürlüktür ve bağımsız var olmadır! Dolayısıyla, herkes için yarardır.Euphorion, Türkler ve Yunanlar arasında denizde ve karada sürmekte olan muharebelere gönderme yaparak cesaretlendirici sesleniÅŸini sürdürür: “Duyun, top sesleri denizde gümlemekte, / ovada yankılanmaktadır / Ä°ki ordu toz ve dalgalarla boÄŸuÅŸmaktadır, / Sayısız zorluk, acı, eziyet ve ölüm buyruktur! / Ve artık bunu bilmeyen yoktur!â€Ä°Ã‡TEN BÄ°R FÄ°LHELEN; BYRONYunan savaşçılar her türlü zorluÄŸa, acıya eziyete katlanmalı, hatta ölümü bile göze almalıdır; çünkü bu savaÅŸ kurtuluÅŸ savaşıdır ve kurtuluÅŸu isteyenler için bir buyruktur. Helena, Faust ve koro, Euphorion’a, diyesi, Byron’a sorar: “Ölüm senin için yazgı mıdır?†Byron, içten bir Filhelen, bir baÅŸka deyiÅŸle, inançlı ve kararlı Yunan sever olarak yanıtlar: “Uzaktan mı seyredeyim?/ Hayır! Ben kaygı ve sıkıntıları paylaşıyorum.â€Gerçekten de Byron, Yunan baÅŸkaldırısını Avrupalı birçok Yunan yandaşı gibi, uzaktan izlemez; Yunan halkının ve baÅŸkaldırıcıların ‘kaygı ve sıkıntılarını’ bizzat, onlarla birlikte savaÅŸarak paylaşır ve sonunda savaÅŸ sırasında Yunanistan’da ölür. Koronun söylediÄŸi yas ÅŸarkısı, hem Goethe‘nin Byron‘ı ölümsüzleÅŸtirme isteÄŸinin anlatımıdır, hem de Byron’ın ölümüne yakılmış ağıttır: “Nerede olursan ol, yalnız deÄŸilsin!/ Ayrılmaz hiçbir gönül senden!â€Byron gömütünde de yalnız deÄŸildir artık, hiçbir gönül ondan ayrılmayacaktır. Goethe, onu asla unutmayacak, unutturmayacaktır. Bir baÅŸka anlatımla: Byron artık unutulmayacaktır! O, Yunan baÅŸkaldırıcıların, Yunan halkının, Goethe ve Hugo gibi Avrupalı Yunan-severlerin yüreÄŸinde yaÅŸayacak, sürekli anılacaktır.Alıntıladığım bu bölümler Euphorion’un Byron’ı simgelediÄŸini, Byron’ın da YunanseverliÄŸi temsil ettiÄŸini ve Goethe’nin yüreÄŸinin Yunan baÅŸkaldırıcılar ve Yunan severlerle birlikte olduÄŸunu kanıtlamaya yeterlidir. Goethe’nin “olaÄŸanüstü adam†diye nitelendirdiÄŸi Lord Byron’a duyduÄŸu hayranlığı mektuplarında görülür. Byron ise Goethe’yi “Almanya’nın edebiyatını yaratan, Avrupa yazınının yolunu aydınlatan ÅŸair†olarak adlandırır.
Onur Bilge Kula
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/643248-faust-ii-filhelenizm-ve-turk-imgesi/