12 Mart darbesinin gerçek yüzü işkenceye, kontrgerillaya dayalı davalardan okunabilir
figure >
12 Mart darbesinin iç hesaplaşmasında 1973, işkencelere, kontrgerillaya dayalı senaryolarla yazılmış, açılmış sayısız suç örgütü davası ile toplumu sindirme, yönlendirmelerle susturma yılı. Cumhuriyet’in birinci sayfasında ağırlıklı yayımlanan davalar haberlerinin içinde kurulu tuzaklara ilişkin, sanık ifadeleri ile oluşmuş tutanakların yayımlanmasına öncelik veriliyor. Tek tek çok önemli isimlerin, açılmış davaların içeriklerinde kurulmuş tuzaklar, senaryoların perde arkasına ilişkin kamuoyu uyarılmaya çalışılıyor.. Kamuoyu komplo davaların senaryoları ile aldatılıyor, sindiriliyor.
THKO Davasında Töre idama mahkûm oldu. Osman Bahadır, Yavuz Yıldırımtürk ve Oktay Kaynak hakkındaki idam cezaları müebbet hapse çevrildi./Archive/2020/11/20/035821832-sukran1.png30 Mayıs 1973 tarihli birinci sayfamızda yayımlanan haberin kupürüne göre, ihtilal yoluyla Türkiye’de Marksist-Leninist bir rejimi gerçekleÅŸtirmek amacıyla THKO adlı gizli bir örgüt kurup silahlı eyleme geçmekten sanık Nahit Töre ve arkadaÅŸlarının yargılanmaları 29 Mayıs günü Ä°stanbul 3 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yürütülen dava karara baÄŸlanmıştır. Aynı suça farklı katıldıkları gerekçesiyle 5 yıl ağır hapis verilen diÄŸer sanıklar ise Tayfur Cinemre, Kadir Dursun ÇaÄŸlı, Elif Gönül Tolun, Zerruh VakıfahmetoÄŸlu, Erol Torpar’dır. Sanık Cemal Alpaslan ise 5 yıl hapse mahkûm edilmiÅŸtir. Sanık Cemal Alpaslan ErtuÄŸ ise 8 yıl hapse mahkûm edilmiÅŸtir. Cezaları 4 yıl ile 2 aya indirilen dört sanık Ali Aydın Çığ, Mehmet Faruk KurtuluÅŸ, Rukiye Dülger ve Hasan Tayfur Cinemre’dir. Bu on sanığa ayrıca, hapis cezalarının üçte biri kadar çeÅŸitli yerlere sürgün cezası verilmiÅŸtir. SelamiçeÅŸme’deki banka soygunu faili olarak 12 Mart’tan önce yakalanan, ilk duruÅŸmada beraat eden ancak gördüğü iÅŸkencenin fotoÄŸrafının basında yer almasını gittiÄŸi duruÅŸmada ayaklarını gösterek kanıtlayan Salman Kaya ise daha sonra THKO davasına dahil edilmiÅŸtir. Mahkeme bu sanığın sadece taşıdığı silah nedeni ile suçlulara yardım etme gerekçesiyle yargılanması cezasını verdikten sonra, tutuklu kaldığı sürenin verilen cezayı aÅŸmış olması nedeniyle tahliyesine karar vermiÅŸtir.ÜÇ FÄ°DANIN YOL ARKADAÅžIDavanın adını, sanıklarını tanımayan okurlar için, kimi özel bilgi ve tanıklıkları da paylaÅŸmak gerek. Kısaca Yassıada idamlarına yanıt havasında verilmiÅŸ Deniz Gezmiş’lerin, idam edilen “üç fidanâ€Ä±n yakın arkadaÅŸları, “Bizim 68’lilerâ€den olduklarını anımsatmak gerek. İçlerinde bireysel açıklamalarına göre, kontenjan yükseltilerek fazla alınan iki yılın sonunda öğrenciliklerine son verilmek istenen, kapıları tutarak sabah boykotu baÅŸlatan öğrenci gruplarının içinde çok fazla sayıda kimlikleri de bilinen 1. Åžube’den üst kademe görevli polisler de vardı. Önce kapılarını tutulması olarak baÅŸlatılan boykot, öğleden sonra gelen DevGenç’lilerin ağırlık kazanması ile iÅŸgal eylemine dönüşmüştü. “Bizim 68’lilerâ€aralarında konuÅŸarak, üniversitelerde reform arayışlarına, tartışmalara uygun eylem için, ortamın uygun olduÄŸu sonucuna varmış olarak, üniversite iÅŸgaline karar verdiklerinde, gerek boykot gerekse reform gerekçelerine iliÅŸkin olumlu yanıt vermeyen, toplantı halindeki üniversite senatosunun bulunduÄŸu rektörlük binasının iÅŸgali eylemine akÅŸam saatlerine doÄŸru geçiÅŸ kararı verdiklerinde, gazeteci olarak giriÅŸ kapısının camları önünde sıkışıp kalmıştım. Arkada kalanların kapı tahtalarına dayanarak camların kırılmasını önledikleri, sonunda kapıların zorla açılmasını saÄŸladıkları ortamda soluÄŸu hep birlikte toplantı salonu, rektör makamı önündeki koridoru doldurmuÅŸtuk.Ä°KTÄ°SAT DEKANININ NAHÄ°T TÖRE’YÄ° TEHDÄ°DÄ° GEÇERLÄ° MÄ°?Öğrenci isteklerini kabul etmeme eÄŸilimindeki rektör ve dekanlar binayı hızla terk ederlerken, dönemin Ä°ktisat Fakültesi Dekanı’nın bağırması ile başımı çevirdiÄŸimde, hedefinde Nahit Töre’nin olduÄŸunu görmüştüm. Nahit Töre Ä°ktisat Fakültesi’ne girdiÄŸi, üniversite giriÅŸ sınavının fakülte birincisiydi. Dekan, “Nahit Töre seni tanıdım. Sen benim öğrencimsin, bundan sonra sana hayat hakkı vermem, bu fakülteden mezun olamayacaksın†diye bağırıyordu.. DediÄŸini ne kadarı ile yaptı, başına gelenlerde katkısı ne oldu bilemem.. Nahit Töre’nin yaÅŸamından bildiÄŸim, haberinin kupürünü yayımlandığımız karara göre verilmiÅŸ idam kararı cezası gerçekleÅŸmiÅŸ olmasa da yaÅŸamının çok ama çok uzun yılları hepislerde, çok ağır bedeller ödenmiÅŸ olarak geçti.. Hayatı kaydı..BÄ°RÄ°NCÄ° SAYFAMIZ HEMEN HER GÃœN BÄ°RDEN FAZLA SÃœRDÃœRÃœLEN DAVALARIN HABERLERÄ°YLE DOLUP TAÅžARKEN/Archive/2020/11/20/035824738-sukran2.pngArÅŸivden arkadaÅŸlarımızın taramaları sayesinde hemen öne çıkan kimilerinden örnekleri paylaşırsak.. 26 Mayıs 1973 tarihli sayfamızda Ankara’dan Milli Demokratik Devrimciler haberinin kupürü var. 3 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde sürdürülen davada esas hakkındaki mütalaasını okuyan savcı 29 sanık için 2-15 yıl arasında hapis istemiÅŸ. Haklarında 15 yıla kadar ağır hapis istenmiÅŸ sanıklar arasında Vahap ErdoÄŸdu, Seyhan ErdoÄŸdu, Muammer Soysal, Kaya Güvenç, Ahmet Karadam, Kayhan Edip Sakarya, Sevim Belli, Hüseyin Haldun DaÅŸman, Erhan Yıldırım, Mustafa Bor, Adnan Bardan, Wael Musa Steil, Macit Sabri, Hüseyin Aslan, Siper Güvenç var. Yazar, meslek örgütlerinde çok önemli görev almış bu isimlerin devamındaki listelerden de çok tanıdıkları bulabilirsiniz. Yer nedeni ile listelerin tamamını vermemeyi seçtim. Önce 10 Temmuz tarihli gazetemizin kupürüne göre işçi kesimi davasında 15 sanığın tahliye istediklerinin haberi veriliyor. Aynı davaya iliÅŸkin 14 Temmuz 1. sayfamızdaki haberde ise “Kıvılcımlı ve Belli ile örgüt kurmaktan sanık 5 kiÅŸinin 5-15 yıl arasında hapsi isteniyor†baÅŸlığı yer alıyor. Haberin giriÅŸinde yurtdışına kaçtıktan sonra Belgrad’da ölen Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın görüşlerine uygun olarak Marksist-Leninist örgüt kurmaktan yargılanan 5 kiÅŸinin yargılandıkları 3 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’ndeki geliÅŸmelere yer veriliyor. 27 Mayıs’tan sonra yaÅŸanan geliÅŸmelere iliÅŸkin bir mütalaa yapan Askeri Savcı Hâkim Binbaşı Taylan Erimer’in bu ilginç mütalaasını okurla paylaÅŸmamak olmazdı: “Anayasamızın öngördüğü demokratik görüşlerin arkasına sığınanların Türkiye’de komünist bir düzenin kurulması için geniÅŸ bir faaliyet gösterdiklerini davası açılan her örgütte genç militanların ortaya çıktığını, ancak halkın aradığı perde arkasındaki liderlerin gözükmediÄŸini, bunlardan en çok bilinenlerin Mihri Belli ve Hikmet Kıvılcımlı olduÄŸunu belirtmiÅŸtir.†Ancak davası açılmış örgütün liderinin yakalanmamış olması nedeniyle, suç delilleri kanıtlanamayan söz konusu davadaki çoÄŸu işçi kökenli sanıklar için delil yetersizliÄŸinden beraat verilmesi zorunluluÄŸunun doÄŸduÄŸunun da altı çizilmiÅŸtir.â€/Archive/2020/11/20/035824316-sukran3.pngÄ°ÅžKENCE, KONTRGERÄ°LLAYA Ä°LÄ°ÅžKÄ°N KAYITLARA GÄ°REN BÄ°LGÄ°LERAsıl sürprizi bilerek en sona bıraktık. İşçilerin tahliye istedikleri 10 Temmuz tarihli haberin baÅŸlığında yer verilememiÅŸ, sanıklara dayalı iÅŸkence, kontrgerillada yaÅŸadıklarına iliÅŸkin tutanaklara geçmiÅŸ bilgileri özetle paylaÅŸalım: 1959 yılında Yugoslavya’dan göç eden Recep Servet Bursa ve Adapazarı’nda oturduktan sonra Ä°stanbul SaÄŸmalcılar’a yerleÅŸiyor. SaÄŸmalcılar Belediye Meclisi’ne, 1968 seçimlerinde TÄ°P’ten üye olarak seçiliyor. 11 Temmuz 1972 yılında Tekel Tütün Fabrikası’ndan alınarak önce Emniyet’e götürülüyor. Sonra Kadıköy’de elleri ve gözleri baÄŸlı olarak kontrgerillaya götürüldüğünü ileri sürüyor. Bir arabanın içine yatırıldığını, üzerine battaniye örtüldüğünü, durumunu kurbanlık koyun gibi gördüğünü anlatıyor. Elleri ve ayakları zincire baÄŸlı tuvalete götürüldüğünü, taharetlenemediÄŸini belirtiyor. Kontrgerillanın kanuna baÄŸlı bir yer mi, yoksa insan mezbahası mı olduÄŸunu sorguluyor. Ä°ki sanığın yakın sorgularından sonra 15 işçi mahkemeye baÅŸvurarak tahliyelerini istiyorlar. Tahliye istemlerini deÄŸerlendirmek üzere mahkeme bir gün sonraya erteleniyor.DENÄ°Z SUBAY VE ASTSUBAY DAVASINDA Ä°ÅžKENCE VE KONTRGERÄ°LLA Ä°ÅžKENCELERÄ°NE Ä°LÄ°ÅžKÄ°N Ä°FADELER20 Kasım 1973 tarihinde yayımlanmış haberin baÅŸlığında da sadece iki sanığın tahliyesine iliÅŸkin bilgiler yer almış. Oysa Ä°stanbul 3 Numaralı Mahkeme’de yürütülen davanın içeriÄŸinde de sanıkların gördükleri iÅŸkenceler ve kontrgerillada yaÅŸadıklarına iliÅŸkin ifadeleri var. Abdullah Akın sorgusunun yapılması sırasında kontrgerillada gördüğü iÅŸkenceleri anlatırken ayakkabılarını çıkarıp çoraplarını sıyırarak mahkemeye dökülen tırnaklarını göstermiÅŸ, “İşte gördüğüm iÅŸkencelein ayaklarımda kalan izleri†demiÅŸtir. Sanık Akın tutuklandıktan sonra iki diÅŸini çektirmek zorunda da kaldığını söylemiÅŸtir. Aynı duruÅŸmada sorguları yapılan Sezai Çifter, Nedret SalbaÅŸ ie Ertan Noyan da gözaltına alındıktan sonra kontrgerillaya götürüldüklerini ve iÅŸkence altında istenilen ifadeleri vermek zorunda kaldıklarını, imzaladıkları bu ifadelerini reddettiklerini söylemiÅŸlerdir. Tutuksuz sanık Sezai Çifter daima Atatürk ilkelerine baÄŸlı kaldığının altını çizdikten sonra, imza atmış olduÄŸu ifadeleri tümüyle reddetmiÅŸtir. DiÄŸer iki sanık da ifadelerini gördükleri ağır iÅŸkenceler altında imzalamak zorunda kaldıklarını, sorgucuların “bilmiyorum, haberim yok†türünden ifade veremeyeceklerinde direttiklerini, “Her söyleneni bileceksin ve kabul edeceksin†diyerek imzalarının alındığını açıklamışlardır. Sanık Ertan Noyan sorgusunu yapanların kendisine iki yıl önce tutuklandığını da hatırlatarak, serbest kaldığı günlerin geçtiÄŸini, istedikleri gibi ifade vermezse sakat bırakacaklarını anlatmış, ifade tarihlerinden gerçeklerin saptanabileceÄŸini belirtmiÅŸtir.BOMBA OLAYI SANIKLARINDAN 12’SÄ° İÇİN Ä°DAM Ä°STENDÄ°/Archive/2020/11/20/035826613-sukran4.png5 Mayıs 1973 tarihli haberin kupüründe, Aksaray’da elindeki bomba zamansız patlamış ağır yaralı Ä°brahim Çenet’in fotoÄŸrafı eÅŸliÄŸinde verilen bilgide iki kolu ve bir bacağını kaybettiÄŸi bilgisi veriliyor. Haberin içeriÄŸinde anayasal düzeni zor yoluyla deÄŸiÅŸtirmek amacıyla Ä°stanbul’un çeÅŸitli yerlerinde bomba patlatmak, maÄŸazaları tahrip etmek ve BoÄŸaz köprüsünü uçurmayı tasarlamak iddialarına yer veriliyor. 3 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde baÅŸlayan davada, Askeri Savcı Nevzat Çizmeci sanıkların 2’si için idam, geri kalanları için de 5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istiyor. TCK’nin 146/1. maddesine göre idamı istenen sanıklar ÅŸunlar: M. Talat Turhan (E.Kur.Yb), Memduh Nabi Eren (doktor), Fevzi Özkaya (Hv.UlaÅŸ. Yzb), M. Nuri Yazıcı (avukat), Selim Yavuz (avukat), Yüksel Çengel (Mali müşavir), Abdülvahap Mutlugün (avukat), Turhan Önalan (öğrenci), Sabahattin Küçük (Ä°ktisatçı), Selahattin Uzunismail (öğrenci), Mümtaz AktaÅŸ (öğrenci), Servet Çevik (öğrenci), 5 yıl ile 15 yıl hapsi istenenlerin ise çoÄŸunluÄŸu öğrenci. 14 Haziran günü yapılan yargılamaya iliÅŸkin haberde ise ifadeleri alınan sanıkların üst üste gördükleri iÅŸkencelere iliÅŸkin ifade vermiÅŸ olmalarının sonrasında çok ilginç bir askeri hastane raporu sunuluyor. Askeri hastanenin raporuna göre sanık Yalçınkaya’nın ayağındaki “iÅŸkence izi deÄŸil, varis..†Aynı haberin içinde Numan Esin’in mahkemeyi ret talebi reddediliyor. /Archive/2020/11/20/035822426-sukran5.png/Archive/2020/11/20/035824222-sukran6.pngSanıklardan Atamer Erol kırık diÅŸini hâkime veriyor. Yeni öğrenci sanıkların eklenmesi ile sanık sayısı 57’ye yükselmiÅŸ oluyor. Bu arada askeri savcının itirazına karşın, mahkeme Numan Esin’in reddi hâkimdeki iddialarının doÄŸruluÄŸunu kabul etmediÄŸini açıklamakla birlikte öğleden sonraki duruÅŸmada çekilme kararı alıyor. Bu arada birçok sanık daha gördüğü iÅŸkencelere iliÅŸkin ifadeler vermiÅŸ bulunuyorlardı. Ä°fadelerine iliÅŸkin mahkemeden gelen itirazlar karşısında, soyunup iÅŸkence kanıtlarını göstermek isteyenlerin sayıları kabarmıştı. Numan Esin de yeniden söz alarak kendisine yapılmış iÅŸkencelerin izlerini bedeninde gösterebileceÄŸinin altını çizmiÅŸti. 17 Haziran günü yayımlanan gazetemizin haberinin kupüründe ise, Talat Turhan’ın ifadesinin alındığı duruÅŸmada, Ä°stanbul mafyasının Sunay Çankayası’na kadar uzandığı ileri sürülmüştür. Çok sayıda daha sanık ifadelerinde gördükleri iÅŸkenceler üzerinden kanıtlanması kolay izlerin bedenlerinde bulunduÄŸu ifadelerini sürdürmüşlerdir. Numan Esin, Hasan Yalçınkaya iÅŸkence izlerine iliÅŸkin soruÅŸturmaların derinleÅŸtirilmesinde ısrarcı olmuÅŸlardır. Aynı duruÅŸmada tahliyesine karar verilen Alp Kuran ise yurtdışına çıkış yasağının konulmasının hukuka aykırılığı üzerinden bir savunma daha yapmıştır. Talat Turhan’ın devam eden sorgulaması sürecine iliÅŸkin 27 Haziran tarihi ile gazetemizde yayımlanan haberde ise Turhan, “Savcıya kalsa Gürler, Kayacan, Batur, Erim de burada olurdu†baÅŸlığına yer verilmiÅŸtir. Talat Turhan devam edilen ifadesinde “Gözaltında bulunduÄŸumuz süreç içinde bir ay üstümüze mermi boÅŸaltmak da dahil olmak üzere iÅŸkenceye maruz tutulduk. Huzurunuzdaki sanıkların çoÄŸu ve ben o tarihlerde kuvvet komutanı olan Orgeneral Faruk Gürler, Muhsin Batur, Kemal Kayacan’ı suçlamaya zorlandık. Çünkü bizi bir iktidar kavgasında kullanmak isteyen gayri meÅŸru bir örgüt esir almıştı. Bu tabir benim deÄŸil onlarındır†demiÅŸtir. Ä°ddianameyi günler süren sorgulaması içinde satır satır eleÅŸtiren Talat Turhan, baÅŸlığa alınmış isimlerin ötesinde MadanoÄŸlu da içinde, 27 Mayıs sonrası süreçten pek çok subayın daha aleyhinde ifadeler alınmak üzere zorlanmalarından sayısız örnekler vermiÅŸtir. Gördükleri iÅŸkencelere iliÅŸkin ısrarcı olarak söz alan çok sayıda sanık. Askeri hastaneden alınan raporların aynı komplonun ürünü olduÄŸu yolunda ısrarcı olmuÅŸlardır. 1 AÄŸustos 1973 tarihli haberimizde ise savcı sanıkların iÅŸkence edebiyatı yaptıklarını ileri sürmüştür. Söz alan sanıkların ifadeleri ısrarları karşısında tartışmalar çıkmıştır. 11 AÄŸustos günlü haberimizde ise bomba davası sanığı Dr. Eren kendisine iliÅŸkin tüm iddiaları tek tek reddederken, yine ayrıntılı bilgilendirmeler ile kendisine ve diÄŸer sanıklara yapılan iÅŸkencelerden, kontrgerilla uygulamalarından ayrıntılı bilgilendirmelere yer vermiÅŸtir. Orada yapılan çeÅŸitli psikolojik uygulamaların da deÄŸerlendirmesini yaparken, çeÅŸitli mekanik iÅŸlemler, uygulanan iÅŸkencelerle insanların egosunun yıkılmasının hedeflendiÄŸini söylemiÅŸtir. 9 Eylül günlü birinci sayfamızda yer alan Nuri Yazıcı’nın ifadesinde ise gördüğü iÅŸkenceleri ve dayatılan sorgu cevaplarını ayrıntılarıyla anlatırken, 27 Mayıs’çı olmak, 27 Mayıs kulübüne katılmakla da suçlandığını anlatmıştır. Birçok tanınmış fikir adamının yer aldığı kulübün üyeliÄŸinin suç belgesi gibi kullanılmaya çalışılmasının anlamının sorgulanmasını istemiÅŸtir. Nuri Yazıcı, 12 Eylül tarihli gazetemizde yayımlanan ifadesinde ise üç kez kontrgerillaya götürüldüğü gerçeÄŸinin de altını çizmiÅŸtir./Archive/2020/11/20/035823894-sukran7.png31 Temmuz tarihinde ilk ifadesi alınan bir kolu ve iki bacağı patlayan bomba ile kesilerek ağır yaralanıp, sakat kalan Ä°brahim Çenet, baygın, narkoz altında tedavi görürken, MÄ°T elemanları ile hastane görevlisi olduÄŸu söylenen kiÅŸiler tarafından, teyp tutularak ifadeye zorlanmasını ayrıntılı anlatmıştır. 14 Eylül tarihli davaya iliÅŸkin haberimizde ise kolu ve ayaklarında kopuk olan sanık Ä°brahim Çenet tedavi için gittiÄŸi HaydarpaÅŸa Hastanesi’nde dövüldüğünü öne sürmüştür. SaÄŸlam kalan bacağının bölümlerinin de istenen ifadeleri vermezse kırılacağı tehdidini yapan doktorun dahi adını vermiÅŸtir. 30 Eylül tarihli haberimizde ise bomba olayı davasında iki sanığın ajan olarak suçlandıkları haberine yer verilmiÅŸtir. 17 Ekim tarihli aynı davaya iliÅŸkin haberimizde ifade veren Erkan Mete, farklı daktilolara dayalı verdiÄŸi örneklerden sonra bomba olayları davasında kontrgerillayı CIA’nın kurdurduÄŸu iddiasını ortaya atmış, iddiasına dayanak olarak birden fazla farklı daktilolar elinden çıkmış ifade yazanakları üzerinden tezini kanıtlamak istemiÅŸtir. 27 Kasım 1973 tarihinde yapılan duruÅŸmada idamı istenen Osman Deniz’in tahliye edilmesi dikkat çekmiÅŸtir. 4 Aralık tarihinde bomba olayı sanığı MBK üyesi ve 14’lerden Numan Esin, 23 Mayıs 1973 günü evinden alınarak Emniyet amirliÄŸi, arkasından kontrgerillaya götürülerek, 13 günlük süreç içinde her tür ifadeye zorlanması, her türden iÅŸkenceden geçirilmesini ayrıntılarıyla anlatmıştır.
Şükran Soner
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/646063-12-mart-darbesinin-gercek-yuzu-iskenceye-kontrgerillaya-dayali-davalardan-okunabilir/