Yaşayan ve yaşatan bir kütüphane
figure >
Özgen Berkol Doğan Bilimkurgu Kütüphanesi, Türkiye’de bir ilk ve tek. Sadece fantastik sevenlerin müdavimi olduğu bir kütüphane değil, aralıksız düzenlenen ve alanında yetkin isimlerin söyleşiler düzenlediği etkinliklerle bir kültür merkezi de. Kütüphanenin müdürü Bülay Doğan’la kütüphanenin kuruluş sürecini konuştuk ve fantastik edebiyata ilişkin değerlendirmelerini aldık.
/Archive/2020/11/22/114545801-kapakic1.jpgTürkiye’nin ilk ve tek bilimkurgu kütüphanesine ismi verilen Özgen Berkol DoÄŸan, doktorasını yaptığı BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Fizik Bölümü’nde deneysel yüksek parçacık fiziÄŸi üzerinde uzmanlaÅŸmış ve CERN’e (Centre Européen des Recherches Nucléaires) kabul edilmiÅŸ geleceÄŸi parlak bir fizikçiydi. Fizik dışında bilimkurgu, dans, resim, fotoÄŸrafçılık ve daÄŸcılıkla da ilgilenen çok yönlü bir kiÅŸiliÄŸe sahipti.Özgen Berkol DoÄŸan, 30 Kasım 2007 tarihinde, fizikçi arkadaÅŸları ve hocalarıyla yüksek fizik kongresine giderken Isparta’da düşen uçakta yaÅŸamını kaybeden 57 kiÅŸiden biriydi. 27 yaşındaydı.Anısını onurlandırmak isteyen ailesi, annesi Ferhan Özgen DoÄŸan’ın oÄŸlunun bir bilimkurgu hayranı olmasından yola çıkarak kütüphane kurma fikrini dile getirmesi üzerine harekete geçti. Ve babası Prof. Dr. Nevzat DoÄŸan, kız kardeÅŸi Bülay DoÄŸan, halası Åžehnaz Yüzer DoÄŸan ve amcası Necdet DoÄŸan ile birlikte çalışmalara baÅŸladı.Özgen Berkol DoÄŸan Bilimkurgu Kütüphanesi, Türkiye’nin ilk ve tek bilimkurgu kütüphanesi olarak bugün Moda’daki yeni yerinde (Kadıköy Anadolu Lisesi’nin karşısındaki - Eski Maarif Koleji - Safa Sokak No: 20) tüm bir kültür merkezi olarak hizmet veriyor.Özgen Berkol DoÄŸan’ın kız kardeÅŸi olan ve kütüphanenin müdürlüğünü üstlenen Bülay DoÄŸan’la, hem kütüphanenin kuruluÅŸ sürecini, misyonunu, kitap seçkisini, aralıksız düzenlenen etkinliklerle bir kültür merkezine evrilen yapısını konuÅŸtuk hem de fantastik edebiyata iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerini aldık.FotoÄŸraflar: KURTULUÅž ARI/Archive/2020/11/22/114559254-ic2.jpgBÃœLAY DOÄžAN: Kütüphaneyi 2012 Aralık’ta kurduk, 2007’de abim Özgen Berkol DoÄŸan’ı kaybettikten sonra onun anısına sevdiÄŸi, hayatını anlamlandırdığı alanlar üzerinden birkaç giriÅŸimde bulunmuÅŸtuk. Öğrencilere burs vermeye baÅŸladık, bir yıl kadar sonra lisedeyken abimin dans grubunda olduÄŸu Robert Kolej’de bir dans festivali düzenlemeye baÅŸladık.Bilim adamıydı, CERN’e kabul edilmiÅŸ geleceÄŸi parlak bir fizikçiydi. BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nde Fizik doktorası yapıyordu aynı zamanda asistandı. Yanı sıra çok yönlü, sosyal bir kiÅŸilikti. FotoÄŸrafçılığa, daÄŸcılığa meraklıydı. Bilim kurguyu çok seviyordu ki kütüphane fikri oradan yeÅŸerdi. Bütün bunlar bize ilham verdi.Evde de birçok kitabı vardı. Kütüphane tam anlamıyla kurumsallaşınca abimin kitaplarının yanı sıra kendi yaptığı maketleri, oyuncakları da buraya getirdik. Artık bizim için tam anlamıyla anıların somutlandığı bir yer haline de geldi.Kütüphane kurma fikri özellikle annemin desteklediÄŸi bir ÅŸeydi. Kitaplık denemelerimiz olmuÅŸtu. Tam teÅŸekküllü bir kütüphane kurmaya çok cesaretlenememiÅŸtik çünkü maddi olarak bir yerden destek almıyorduk. Bazı destekler almaya çalıştık, belediyelerle görüştük fakat öyle bir yardım bulamadık.Kütüphane fikri tam olarak oluÅŸtuktan sonra ise bize destek veren, neden olmasın, ufak da olsa bir yerden baÅŸlanabilir diyerek cesaretlendiren insanlar oldu. Onlara kütüphane dostlarımız diyoruz. Bütün ilanlarımızı, duyurularımızı da “kütüphane dostlarına†sesleniÅŸiyle veriyoruz.Kadıköy’de yaÅŸadığımız için bu bölgeyi tercih ettik. Kadıköy özellikle son 10-15 yıldır bir kültür merkezi konumunda. Dolayısıyla Moda Caddesi’nin sonunda Kadıköy tarafında Balıkçılar Çarşısının bir üst sokağında eski bir Ermeni evinin birinci katını uygun bir fiyata kiraladık. Ä°lk yer orasıydı. Küçük de olsa atmosferi çok sıcak bir yerdi. Ä°lgilenmeye baÅŸlayan insanları hemen kütüphane dostu yapıyorduk ve hatta onun bir göstergesi söyleÅŸiler esnasında sandalye taşımak oluyordu. 30 Kasım abimin hayatını kaybettiÄŸi kazanın yıl dönümüydü, biz 1 Aralık 2012’de kütüphaneyi açtık.Metis Yayınları çok destek oldu. Fantastik, bilimkurgu alanında yayın yapmasa da Pan Yayınları, kısa süre önce yitirdiÄŸimiz Refik DurbaÅŸ çok destek oldu. Ãœlkü Tamer sonra… Ãœlkü Tamer de Robert Kolej mezunudur, o da hem dans festivaline hem kütüphaneye çok destek oldu.Bir kütüphane kurarken bir yandan ÅŸunu da öğreniyorsunuz; kitap aldığınız kadar kitabı seçip elemeniz de gerekiyor. O nedenle dermemizin çok nitelikli olmasına özen gösterdik. Edebiyat alanında dermeyi Refik amca yaptı meselâ. Biz daha çok sosyal bilimler alanında yaptık.Bilimkurgu, fantastik diye yola çıkmıştık ama daha sonra ona korkuyu da ekledik. Ayrıca ortalama bir üniversite öğrencisinin ya da araÅŸtırmacının tatmin olabileceÄŸi kadar bilim alanında, sosyal bilim, iletiÅŸim bilimleri, sinema, doÄŸa bilimleri alanlarında referans kitaplar yanı sıra yine ortalama bir okuyucuyu tatmin edecek kadar da edebiyat eserlerinin bulunmasını hedefledik.Kitap sayımız 10 bini aÅŸtı. Harry Potter serisi 27 dilde, diÄŸer tüm kitaplar ise 37 dilde kütüphanemizde mevcut. Büyük kütüphanelerin bilimkurgu bölümleri bu kütüphaneden çok daha büyük ama tek başına, kurum olarak Özgen Berkol DoÄŸan Bilimkurgu Kütüphanesi Türkiye’de ilk ve tek.Pek çok etkinlik düzenliyoruz. 2013 Ocak’tan itibaren yaz dönemi dışında her hafta söyleÅŸiler yapmaya baÅŸladık. Bir kütüphaneyi sadece kitapla doldurup bırakmamalı, yaÅŸayan ve yaÅŸatan bir mekân haline getirmeliyiz diye düşündük. Bunun için bu eserlerin tartışıldığı bir yer olmalı dedik. Hatta ilk açılış metnimizi yazarken ÅŸu ifadeyi kullandık: “Eski hayalleri yenileriyle buluÅŸturmakâ€. Ãœretici, psikolojik açıdan da destekleyici bir yer olmasını, insanların hem kendilerini iyi hissedebilmesini hem de geliÅŸmeye açık olabilmesini hedefledik.2013’ten bu yana her hafta farklı konularda gerçekleÅŸtirilen PerÅŸembe söyleÅŸilerimiz var. Ayın ilk perÅŸembesi doÄŸa bilimleri; ikinci PerÅŸembe edebiyat; üçüncü PerÅŸembe serbest yani sosyoloji, ekonomi olabilir, sinema, çizgi roman olabilir; son PerÅŸembe ise bilimkurgu, fantastik sineması üzerine bir film gösterisi ve söyleÅŸisi oluyor.Benim fantastik edebiyata ilgim ortaokul dönemimde baÅŸlamıştı. Yüzüklerin Efendisi ile baÅŸladım. Kısa süre sonra Yerdeniz serisi (Metis Yay.) sayesinde Ursula K. Le Guin’le tanıştım. Le Guin’in bilimkurguyla fantastiÄŸi, edebiyatla bu türler arasında ve hatta edebiyatla toplumsal yazın arasındaki sınırları muÄŸlaklaÅŸtıran ve bir arada nasıl var olabileceÄŸini gösteren büyük bir yazar olduÄŸunu düşünüyorum.Aynı zamanda, ki bu kütüphaneyi kurma amaçlarımızdan biri de odur: Günümüzdeki her ÅŸeyin, toplumsal düzenin, sistemin aslında bambaÅŸka ÅŸeyler olabileceÄŸini gösteren bir kapı aralıyor size bilimkurgu, fantastik edebiyat. Ve aslında günümüze dair metinlerdir ve hatta ÅŸu da vardır, baskı dönemlerinde bu tür yapıtlar daha da artar.Åžunu netleÅŸtirmek istiyoruz: Buranın bir tarzı ve dünya görüşü var. Belli konularda siyasi bakıyoruz meselâ ırkçı birini, nefret söylemini tetikleyen birini, kadın düşmanı birini söyleÅŸilerimize, etkinliklerimize çağırmıyoruz.Åžu an yayınevleriyle yeterli bir iletiÅŸimimiz olduÄŸunu söyleyemeyiz. O konuda kırıldığımız bazı yayınevleri de var. Yayınevlerinin bu alandaki yayınları konusunda katkılarına, desteklerine açığız.Etkin olarak devam edebileceÄŸimiz projelerimizden biri Türkiye Ä°ÅŸ Bankası Kültür Yayınları’yla ortak gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz bir proje. Çok destek oldular bu anlamda. Bu alanda çıkardıkları kitapların üzerine kütüphanemizin adını koymaları üzerinden ilerleyen bir proje./Archive/2020/11/22/114617895-ic3.jpgFANTASTÄ°K SEVÄ°YORLAR ÇÜNKÜ…Alan edebiyatını sıkı takip eden iki fantastik okuru da sayfalarımıza konuk ediyoruz. Özgen Berkol DoÄŸan Bilimkurgu Kütüphanesi’nde buluÅŸtuÄŸumuz Cankut DeÄŸerli ve Sena Akyüz Ä°briÅŸim, fantastik edebiyata bakışlarını yapıtlar üzerinden deÄŸerlendirmeleri eÅŸliÄŸinde paylaÅŸtılar./Archive/2020/11/22/114639051-ic4.jpgCANKUT DEÄžERLÄ°: 25 yaşındayım. 10 yıldır Kayıp Rıhtım forumlarında aktif olarak yorumlar yazıyorum. Fantastikle lise yıllarımda tanıştım. 15 yaşındaydım. O zamanlar Hortkuluk Avcısı vardı Harry Potter sitesi. Çok ciddi takipçisiydim. Kayıp Rıhtım’a da o sitede paylaşılan Percy Jackson ve Olimposlular (DoÄŸan Egmont) serisine iliÅŸkin verilen linki takip ederek girdim. GiriÅŸ o giriÅŸ! Bir daha da bırakamadım.FantastiÄŸe baÅŸlamam biraz şöyle oldu; ben görme engelliyim. Görmeyen birinin kitap okuması zorludur. Biz okuyamayız ama annemiz babamız okur ya da kendim tarar, Word formatında bilgisayar ekranında okuyucuyla okurum. O zamanlar annem babam okuyordu. Derken Dönüşüm (Altın Kitaplar) adlı çocuk serisini okudum. Sonra sinemaya Harry Potter’ın ilk filmi Felsefe Taşı’nı izlemeye gittim ve devamı geliÅŸerek geldi. Harry Potter benim için bir ilk sayılabilir. Harry Potter’dan önce hiç sinemaya gitmemiÅŸtim çünkü çok gürültülü geliyordu.Ses betimleme var, bazı filmleri betimleyen bir dış ses aracılığıyla takip edebiliyorsunuz. O dönemler çok olmasa da bazı filmler için yapılmaya baÅŸlanmıştı. Sonrasında Harry Potter’ın kitaplarını (Yapı Kredi Yay.) keÅŸfettim. Fakat tam olarak ilk okuduÄŸum Percy Jackson ve Olimposlular serisi oldu. Bende çok özel bir yeri var; arkadaÅŸ tavsiyesiyle baÅŸladığım ve taradığım ilk seridir.Fantastik edebiyatı tercih ediyorum çünkü bir kere o epik aksiyonu, o gizemciliÄŸi, karakterlerin atıldığı maceraları okumayı çok seviyorum. Ayrıca fantastiÄŸin insan ruhunu ana akım kurgudan, klasiklerden çok daha iyi bir ÅŸekilde iÅŸlediÄŸini, çok daha güzel anlattığını düşünüyorum.Meselâ Robert Jordan’ın serisi Zaman Çarkı’nın (Ä°thaki Yay.) bir bölümünde yazar tek tek, satır satır altı yedi ana karakterin neden savaÅŸtığını öyle ÅŸiirsel, öyle etkili yazmış ki nutkum tutulmuÅŸtu.Fantastik edebiyatta güçlü bir evrensellik var. O evrenselliÄŸi en iyi fantastik edebiyat yakalıyor çünkü doÄŸrudan ruha odaklanıyor. Ciddi yaratıcılık gerekiyor. Masallar falan deyip azımsayanlar olabiliyor oysa masallar insanlara ciddi deÄŸer yargıları verir. Masalların ahlâk bekçiliÄŸi yapmak için yazıldığını düşünmüyorum elbette ama yine de fantastik edebiyattan da insanlar neler neler çıkarabilir.Meselâ Brandon Sanderson’ın Sissoylu (Akılçelen Kitaplar) diye bir serisi var. O seride yazar asla mesaj vermiyor, okurun kendi mesajını çıkarmasını saÄŸlıyor. Fırtınaışığı (Akılçelen Kitaplar) adlı bir serisi de var Sanders’ın ki bence baÅŸyapıtıdır. Özgün, mükemmel bir dünyası vardır. Orada Aletiler vardır, bir ülke. Sanders, “Ben bu ülkeyi MoÄŸollara bakarak tasarladım†dedi.FantastiÄŸin her türünü okurum. Urban fantastik de okurum ÅŸehir fantastiÄŸi de. Epiklerin yanı sıra ÅŸehir fantastiÄŸinden de özellikle de daha günümüz ÅŸehirlerine iliÅŸkin fantastiklerden çok ilginç yapıtlar çıkabiliyor. Meselâ Londra Nehirleri (Epsilon Yay.) buna çok iyi bir örnek. Kevin Hearne’in Demir Druid Günlükleri (Artemis Yay.) serisini de çok severek okudum. Zaten Jim Butcher’ın Dresden Dosyaları (Ä°thaki Yay.) kanayan yaramız! KeÅŸke devam etseymiÅŸ.Kılıç ve büyü çok okuduÄŸum bir tür deÄŸil ama Andrzej Sapkowski’nin The Witchers’ını (Pegasus Yay.) çok seviyorum. Ustaca yazılmış bir seri. Yazarın manzara anlatımı o kadar baÅŸarılı ki kendimi oradaymışım gibi hissediyorum. Öyle bir yoldan geçmeyi anlatıyor ki sanki o kırdan ben geçiyormuÅŸum gibi hissediyorum. Yapıtta zaten DoÄŸu Avrupa havası çok belirgin. Kitabın teması da çok farklı mesela “Sürpriz Kanunuâ€nun mitolojide bir karşılığı yok, yazarın iyi düşünüp yarattığı bir nokta.David Eddings kitaplarını da çok seviyorum. Hiçbir fantastik edebiyat kitabında The Belgariad gibi bir büyücü göremezsiniz. Silk var Garian var. Karakterler arasındaki baÄŸlar güçlü ve doÄŸal. En gergin ortamda bile sizi güldürecek anları da var. David Eddings’in Malloryon serisini (Metis Yay.) deli gibi okudum, bir hafta içinde bitirdim.Robert Jackson Bennett’ın Ä°lahi Kentler (Ä°thaki Yay.) serisini de tavsiye ederim. Anatolia efsaneleri de kesinlikle okunmalı. Barış MüstecaplıoÄŸlu’nun Perg Efsaneleri (Ä°thaki Yay.) aynı ÅŸekilde. Ä°blis Döngüsü (Epsilon Yay.) güzel bir seri sonlara doÄŸru aksıyor olsa da okunmalı derim. Tracy Hickman ve Margaret Weis’in Ejderha Mızrağı (Ä°thaki Yay.) serisini sonra yine eski ama özgün bir seri olan Raymond E. Feist’in Gedik SavaÅŸları’nı (Ä°thaki Yay.) önemli bulurum.Robert Jordan’ın Zaman Çarkı (Ä°thaki Yayınları) serisini mutlaka okuyun derim ama şöyle uyararak; bir kere çok zorlu bir seri ama sabrınız varsa ve o kadar detayı okumayı seviyorsanız piÅŸman olmazsınız. Zaman Çarkı’nı seven var, sevmeyen var ama biraz sevdim diyen yok; böyle bir seri.Bir Guy Gavriel Kay tarihi fantastiÄŸin baÅŸarılı yazarlarındandır. Ayrıca Terry Pratchett’ın Diskdünya serisini (DeliDolu Yay.) mutlaka tavsiye ederim. Tolkien’e gelince beni taÅŸlayacaklar ama Tolkien’ın dünyası güzel olsa da olarak bana hitap etmiyor, yavan geliyor./Archive/2020/11/22/114656269-ic5.jpgSENA AKYÃœZ Ä°BRİŞİM: 30 yaşındayım. Fantastik seviyorum çünkü bence bu insanın hayalleri, rüyalarıyla ilgili bir ÅŸey. YaÅŸadığım, büyüdüğüm yer küçük bir sahil kasabasıydı. Evimiz de kasabanın merkezine de uzak, orman kenarında göle yakın bir yerdi. Benim için çocukluÄŸum zaten fantastik bir hayattı. Çok eÄŸlenceli bir düş dünyam vardı. Çocukken görünmez ördeklerin olduÄŸuna inandığım bir dünya.Büyük ihtimalle alışık olduÄŸum ÅŸeyi aradım hep. Ve fantastik kitapları okuyup, onların içine girdiÄŸimde evet, burası ait olduÄŸum dünya dedim. Beni mutlu ettiÄŸini ve o özlediÄŸim yere götürdüğünü düşündüğüm, her korktuÄŸumda, her yalnız hissettiÄŸimde onlara sarılıyorum. Evet, güvendeyim diyorum.Ä°lk duyduÄŸum hikâye Kral Arthur’unkidir, dedemden dinlemiÅŸtim. OkuduÄŸum her mitte ayrı büyüleniyorum. Büyük bir Harry Potter hayranıyım. Ä°lk filme gittiÄŸim günü hatırlıyorum, dehÅŸete kapılmıştım. İçinde tasvir edilen hiçbir güzel ÅŸey yoktu. Nasıl yani diye hayretle sorgulamıştım. Fakat kitaplarda o duyguyu hissetmemiÅŸtim. Film olarak bir tek sonuncusu bu anlamda kültleÅŸebildi diyebilirim.Terry Pratchett’ları öneririm, DiskDünya serisi (DeliDolu Yay.) özellikle. Derek Landy’nin Dedektif Kurukafa serisi (Artemis Yay.) çok keyifli ve sıra dışıdır. Ve bir de Mary Poppins’ten (Kelime Yay.) vazgeçemem. Benim hayatımı deÄŸiÅŸtiren kitap o olabilir. Mary Poppins’i okuduktan sonra bir daha ayaklarım yere deÄŸmedi. Michael veya Jane olmak istedim hep.
Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/646542-yasayan-ve-yasatan-bir-kutuphane/