Türkçe Haberler En Son Başlıklar
Işıl Özgentürk: 'Gerçekçi ol ve hayal et!'
figure >
Işıl Özgentürk’ün ömrünün elli yılını anlattığı 68 Yılında On Dokuz Yaşındaysan Hep On Dokuz Yaşındasın, çıplak bir eylem. Pek çok önemli toplumsal olaya bizzat tanık ve müdahil olarak, dediği gibi “üç darbeden emekli olmuş biri†olarak; meydanlar, tiyatro, sinema ve edebiyat sac ayaklarıyla kendisinin ve kendisinin 68’inin dosdoğru serimi. Devrim ve otobiyografinin bileştiği hem en kişisel hem toplumsal yapıtı.
/Archive/2020/11/26/005508598-kapakic1.jpgBir 68’li olarak güneÅŸli bir hayali paylaÅŸtığı, yeterince anlatılmadığını, yazılmadığını düşündüğü 68 kuÅŸağına, o müthiÅŸ direniÅŸe vefa; bunlar yazılmalıydı duygusuyla kendisini saran sorumluluk ve o tükenmez heyecanla kaleme alıyor kitabını Işıl Özgentürk. Ömrünün elli yılını anlattığı 68 Yılında On Dokuz Yaşındaysan Hep On Dokuz Yaşındasın, çıplak bir eylem. Pek çok önemli toplumsal olaya bizzat tanık ve müdahil olarak, dediÄŸi gibi “üç darbeden emekli olmuÅŸ biri†olarak; meydanlar, tiyatro, sinema ve edebiyat sac ayaklarıyla kendisinin ve kendisinin 68’inin dosdoÄŸru serimi. Devrim ve otobiyografinin bileÅŸtiÄŸi hem en kiÅŸisel hem toplumsal yapıtı.“Sokak tiyatrosu†deneyimleri ve yöneticileri arasında bulunduÄŸu, 1969 Eylül’ünde kurulan Devrim İçin Hareket Tiyatrosu (DÄ°HT) deneyi... Aynı yıl bir yandan DÄ°HT’de oyunculuk, yazarlık bir yandan da Maden-Ä°ÅŸ sendikasının ayda bir çıkardığı, Maden-Ä°ÅŸ gazetesinde gönüllü muhabirlik, Ant dergisine de işçilerle ilgili imza attığı röportajlar... Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ilk yılları... Neredeyse ikinci evi olmuÅŸ, günde 8-10 oyun oynadığı grev mekânları... O bahar, o ÅŸafak! Türkiye İşçi Partisi’nin yaÅŸamındaki yeri…Unutamadığı zamanlar ve yaÅŸadıklarından kendisinde kalanlar: 12 yıla mahkûm ölüm orucuna yatan Sevgi ErdoÄŸan; yanı başında ölen işçi Åžerif Aygün; sokaklarda vurularak ölen yoldaÅŸları, idam edilen canları...Sonra günümüz... Ali Ä°smail Korkmaz, Dilek DoÄŸan, ölüm orucunda ölen Sevgi ErdoÄŸan, Tahir Elçi, Barış Anneleri, yerin 400 metre altında ona hikâyelerini anlatan maden işçileri, Gerze’de termik santral yapılmaması için çadırda nöbet tutarken elime çay tutuÅŸturan Karadeniz’in amazon kadınları, Suruç’ta Kobani sınırında patlayan bombaları beraber saydığı yiÄŸit kadınlar... Ve 12 Mart’tan sonra getirildiÄŸi iÅŸkence merkezi Sansarsan Hanındaki küçük cinayeti ve tecavüze uÄŸraması...Işıl Özgentürk’le, 68 Yılında On Dokuz Yaşındaysan Hep On Dokuz Yaşındasın’ı konuÅŸtuk./Archive/2020/11/26/005522083-ic2.jpg‘ÇOK ÅžANSLI BÄ°R Ä°NSANIM’- SöyleÅŸimize Cumhuriyet’e, devrimlere, bir 68’li olarak güneÅŸli bir hayali paylaÅŸtığınız 68 kuÅŸağına, o müthiÅŸ direniÅŸe vefa ve bunlar yazılmalıydı duygusuyla sizi saran sorumluluk duygusuna yakından bakarak baÅŸlayalım isterim.Sizi bu kitabı yazmaya yönelten nedenlerin başında vefa ve sorumluluk duygusu olduÄŸunu vurguluyorsunuz 68 Yılında On Dokuz Yaşındaysan Hep On Dokuz Yaşındasın’da.Her ikisini de açar mısınız? Ve 1968’i düşünmek nelere götürüyor sizi?Öncelikle çok ÅŸanslı bir insan olduÄŸumu düşünürüm. Dünyada havai fiÅŸeklerin yepyeni yolları, öğretileri aydınlattığı bir dönemde üniversiteli olduÄŸum için, iki Cumhuriyet aşığı anne babamın başına buyruk kızları olduÄŸum için, çocukluÄŸumun önemli bir bölümü kadim bir uygarlık kenti olan Antep’de geçtiÄŸim için.20 yaşında korkusuzca Cumhuriyet Gazetesi’nin kapısından girip “Ben burada çalışmak istiyorum†dediÄŸim için, olaÄŸanüstü dostluklar, aÅŸklar yaÅŸadığım için. Ãœlkemde gitmediÄŸim kent, ören yeni bırakmadığım için, Afrika’da tamtam, Ä°spanya’da en sevdiÄŸim flamenko dansını yaptığım için, beni eleÅŸtirmeyi hiç bırakmayan kızım Dünya için... Pek çok ÅŸey için.Dedim ki, bu hayata bir vefa borcun var. Yanı başında ölen işçi Åžerif Aygün’e, sokaklarda vurularak ölen yoldaÅŸlarına, idam edilen canlarıma, kısaca birlikte yollarda yürüdüğüm arkadaÅŸlarıma,benimle hayatı paylaÅŸan dostlarıma en önemlisi de kendime bir vefa borcum var. Öyleyse iÅŸ başına geç Işıl baÅŸla! BaÅŸlayınca gördüm ki, sadece 68’li yılları anlatmam yetmiyor, ben bütün yaÅŸamım boyunca 68’li olmuÅŸum öyleyse devam...Ali Ä°smail Korkmaz için, polis kurÅŸunuyla ölen Dilek DoÄŸan için, ölüm orucunda ölen Sevgi ErdoÄŸan kucağıma yayılan kara gür saçları için, GüneydoÄŸu’nun anka kuÅŸu Tahir Elçi için, halay çektiÄŸim Barış Anneleri için, yerin 400 metre altında bana hikayelerini anlatan maden işçileri için, Gerze’de termik santral yapılmaması için çadırda nöbet tutarken elime çay tutuÅŸturan Karadeniz’in amazon kadınları için, Suruç’ta Kobani sınırında patlayan bombaları beraber saydığımız yiÄŸit kadınlar için yazmalıyım, dedim.Bu arada birden bir kadın olduÄŸumu aklıma geliverdi. Kadınlık hallerimi de yazmalıyım dedim,12 Mart’tan sonra getirildiÄŸim iÅŸkence merkezi Sansarsan Hanındaki küçük cinayetimi, tecavüze uÄŸramamı da yazdım. Yazdım da yazdım. Kitabın adı da ben yazarken kendini yazdı.‘ASIL BELA KORKUDUR!’’- Işıl Özgentürk deyince aklımıza hemen o tükenmez heyecanı ve eylem insanı olması gelir. Kitabın bütününe yayılan duygu da birebir bu. Kitaptan alıntıyla aynen sorarsam; “Neden bu heyecan, bu yerinde duramama hali?†O heyecanı, eylemselliÄŸi, geri durmamayı, yani sakinleÅŸmemeyi anlatır mısınız?Kitabın basılmış halini ikimiz gazetede aynı anda gördük. Ve sen benim heyecanım karşısında ÅŸaşırdın. Tuhaf bir haldeydim. Hep öyleyim, sanırım küçükken hiperaktif bir çocukmuÅŸum,o zamanlar çocukları psikologa götürmek moda olmadığından ben tedavi olmamışım.Åžaka bir yana sanırım bu hali 68li yıllara borçluyum, 68 kısaca bir ruh halidir ve bu ruh hali, bu isyan insanı terk etmez, yetmiÅŸ yaşına gelse de! Bir de başınızın derde girmesine alışmanız gerek, bak gene bir sorgulama için ÇaÄŸlayan Adliye’sine çaÄŸrıldım. Artık saymıyorum. ArkadaÅŸlarım “adliyeye yakın bir ev tut ,†diye akıl veriyorlar. Bir de korkuyu yenmek gerekir. Asıl bela korkudur./Archive/2020/11/26/005538192-ic3.jpg‘BU KÄ°TAP HEM BEN HEM BÄ°Z!’’- Ömrünüzün elli yılın anlattığınız kitabınız adeta çıplak bir eylem gibi. Bu kitap sizin 68’iniz, hem kiÅŸisel hem toplumsal yapıtınız kuÅŸkusuz ama kitapta pek çok olayın bir kuÅŸağın ortak yaÅŸamında var olduÄŸunu belirtiyorsunuz. Bu kitap aslında ben deÄŸil biz demenin de bir yolu mu?Kitabım elbette benim hayatım ama dönemin pek çok insanın da hayatına dokunan bir kitap. Hem ben hem biz. ÇoÄŸul bir hayat. ÇoÄŸu zaman biz diyorum,â€biz yürürkenâ€, “biz üniversite damlarında nöbet beklerkenâ€, “biz bir grev alanında oyun oynarkenâ€... Bunları anlatırken nasıl tekil ÅŸahıs kullanabilirim.Bir küçük anı, 68’li arkadaşım Ä°nci’ye yazdıklarımı anlatıyorum: Ben dokuz yaşındayken babam beni trenin makinistlerine emanet edip Ä°zmir’e halamların yanına göndermiÅŸti. Cesarete bak. Ä°nci kahkahalarla gülüp “Senin ki bir ÅŸey mi babam beni yedi yaşındayken otobüs ÅŸoförüne teslim edip Ankara’ya gönderirdiâ€. Åžimdilerde gerçek gibi gelmiyor deÄŸil mi? Ama öyleydi. O nedenden hem ben hem biz.‘KÄ°TABIM GERÄ° DÖNÜŞLERLE Ä°LERLÄ°YOR’- Devrim ve otobiyografi nasıl bileÅŸiyor kitabınızda?Kitabım geri dönüşlerle ilerliyor. Böyle bir anlatımı özellikle seçtim. Ä°stedim ki yaÅŸadığım olaylar, geçmiÅŸim beni nasıl bir insan yapmış, bunu baÅŸarmaya çalıştım. Çok sevdiÄŸim Yunanlı yönetmen Angelopulos’un Sonsuzluk ve Bir gün filminden yazım tekniÄŸi olarak epey faydalandım./Archive/2020/11/26/005604504-ic4.jpgALIS’İN (IÅžIL) HARÄ°KALAR DÄ°YARI; ANTEP!- ÇocukluÄŸunuzun da hatırı sayılır bir yer bulduÄŸu kitabınızda görüyoruz ki, devrim kanınızda zaten mevcut! Birbirine kenetli sımsıcak ve aydın bir aile ortamında mutlu ve gayet farkındalıklı bir çocukluk yaÅŸadığınız paylaşıyorsunuz.Bir de gezgin bir dünya vatandaşıyım diyorsunuz. Kitabın bu baÄŸlama iliÅŸkin hayli geniÅŸ bir rotası olduÄŸu da söylenebilir sanırım. ÇocukluÄŸunuzdan bu yana basmadığınız toprak parçası kalmamış dense yeri.Kitapta çocukluÄŸum için “Alis (Işıl) Harikalar Diyarında†diye baÅŸlık açmışım. Gerçekten harikalar diyarındaydım. Antep’in sıcağında Maarif Müdür yardımcısı olan babam sırtında ÅŸoför gocuÄŸu, altında cip, daÄŸ köylerine giderken beni de yanına alırdı. YaÅŸ 10. Sözlerini anlamadığım türküleri, ağıtları ilk o zamanlar duydum.Yüzleri dövmeli Kürt kadınları beni çiÄŸ köfteyle beslerlerdi. Annem öyle bir arkeoloji meraklısıydı ki, tatil günlerinde her hafta baÅŸka bir ören yerine giderdik. Sürekli gezen biri olmam da annemle babamın günahı var. Ä°yi ki bu günahı iÅŸlemiÅŸler. Sonunda da dediÄŸin gibi çok geniÅŸ bir coÄŸrafyada at koÅŸturdum.‘FAZLASIYLA MERAKLIYDIM’- Antep’te adeta kadim zamanları andıran bir masalın içinde gibi yaÅŸadığınızı öğreniyoruz. Nasıl bir masaldı bu, içinde neler olan bir masaldı? Nasıl bir masal ?Benim çocukluÄŸumda Antep gerçek bir mozaikti. Araplar, Ermeniler, Yahudiler, Türkler, Kürtler aynı mahalleler yaÅŸarlardı. O sarı sıcakta herkes birbiriyle dosttu. En az elli kiÅŸiyle Alleben nehri kıyısında sabahın köründe yenilen katmerlerin tadını unutmam mümkün deÄŸil. Bana Arapça dua öğreten Happa bacıyı da.Fazlasıyla ÅŸenlikti, kimi zaman da acıtıcı bir Antep yaÅŸadım. Ä°lk baÅŸkaldırılarım da Antep’tedir. AÅŸka dair ilk bilgilerimi de arkadaÅŸlarla dikizlediÄŸimiz Antep’in Açıkhava pavyonlarından edindim. Adım çıkmıştı “yaramaz Işıl†diye hayır yaramaz deÄŸildim fazlasıyla meraklıydım. Tıpkı mavi gibi merak da bir huy bende. /Archive/2020/11/26/005616504-ic5.jpg‘TESADÃœFEN YAÅžIYORUM. Ä°NTÄ°HAR DUYGUSUYLA SAVAÅžIRIM!’- Neden ‘Beni bu yaşıma kadar yaÅŸatan sadece tesadüflerdir†diyorsunuz. Sonra “İntihar duygusu her zaman benim de yanı başımdadır. Onunla gerçek bir savaşçı gibi savaşırım.†diye yazıyorsunuz.68’de, o zamanlar için çok sıradan sayılan başınızdan geçen bir olayı anlatıyorsunuz. KurÅŸunlar vızır vızır yanınızdan geçiyor. Tesadüfen yaşıyorsunuz. Bunlar kitaba nasıl yansıyor? O savaşımı, ıssızlığa, teslimiyete, yaÅŸama meydan okumayı nasıl aktarıyorsunuz?Bir itiraf! Evet, benim takip eden intihar duygusuyla bir savaşçı gibi savaşırım. YedeÄŸimde taşıdığım bu duygu bana sürekli hayatın ne kadar yaÅŸamaya deÄŸer olduÄŸunu da anımsatır. Belki de zaman zaman korkuyu yenmeme yardım etti. Bu nedenle insanlarla ortak iÅŸler yapmayı severim, yazarlığın melankolik duygusunu benden uzaklaÅŸtığı için. NeÅŸeyi, dans etmeyi de severim, bir baÅŸkaldırıdır benim için! Tesadüfen yaÅŸadığımı da bu kitabı yazarken keÅŸfettim.‘CAVÄ°T ORHAN TÃœTENGÄ°L HAYATIMI DEĞİŞTÄ°RDİ’- Hep doktor olmayı istediniz ama Ä°ktisat okudunuz. Efsane hocaların öğrencisisiniz.Bu süreçte 1960 anayasasının getirdiÄŸi yeni toplumsal düzenlemeler, TÄ°P’nin (Türkiye İşçi Partisi) ve DÄ°SK’in (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) kurulmasının Türkiye’yi demokrasiye nasıl yaklaÅŸtırdığı, Köy Enstitülerinin üstün eÄŸitim anlayışı, KurtuluÅŸ Savaşı sonrası ülkedeki atılımın kızdırdığı emperyalistler ve komünizm derken, zihninizde fırtınalar esmeye baÅŸlıyor.Nasıl bir serüvendi o efsane hocalarla o vargılara ulaÅŸmak, o ilkler?Evet, doktor olmayı istemiÅŸtim ama 1,5 puanla kaçırdım, o zamanlar efsane hocalarla dolu Ä°stanbul Ãœniversitesi Ä°ktisat fakültesine gittim. Ä°yi ki gitmiÅŸim ve hayatım deÄŸiÅŸti. Ben lisede, ortaokulda okurken öyle yazmaya hevesli biri deÄŸildim. Daha çok oryantal dansöz olmayı isterdim.Ãœniversitenin ilk yıllarında bir hocamız Orhan Cavit Tütengil hayatımı deÄŸiÅŸtirdi. Sosyoloji hocamızdı bize bir ödev verdi. “Gidin Ä°stanbul kentini kuÅŸatan gecekondulardaki insanlarla röportaj yapıp getirin†dedi. Ben de yola düştüm, gecekondu bölgelerinde elimde kâğıt kalem kahvelere girdim, evlerin kapılarını çaldım.Ödevi tamamladım. Sıra notlara gelmiÅŸti, Tütengil hoca beni tahtaya çağırdı ve ödevimi okumamı istedi. Okudum ve tam not almışım. O gün karar verdim asla bir finans iÅŸimde çalışmayacaktım. Kararımda inat ettiÄŸim için çok mutluyum.UNUTAMADIÄžI YAPITLAR- 68 kuÅŸağını besleyen en önce tiyatro ve sinema ve edebiyattı… Tiyatro; Bir Susuz Yaz’ı izledikten sonra “dünyam deÄŸiÅŸti†dediÄŸiniz ve ömrünüzü verdiÄŸiniz sinema; üretken, iddialı “Herkes Film Yapabilir†adlı film atölyesi ve elbette yazın bir yandan domino taşı gibi birbirlerine rol devrediyor okuma boyu.Hepsini aÅŸkla yapıyorsunuz ve eylemle, dirençle. Hiçbiri de kolay deÄŸil, olmuyor da… Hep mücadele… Yaratınızı besleyen de yaÅŸamı yaÅŸam yapan da o! O dönemin baÅŸlıca yapıtlarıyla burada da anar mısınız?Ä°zninle benim unutamadıklarımı yazmak istiyorum. YaÅŸar Kemal, Orhan Kemal, Sait Faik’in bütün eserleri. Haldun Taner’in “KeÅŸanlı Ali Destanı†oyunu, Ä°talyan yönetmen Michelangelo Antonioni’nin “Gece†ve François Truffaut’un “Jül ve Jim†filmi. Röportaj pirim Fikret Otyam’ın bütün kitapları yaÅŸamımda iz bırakanlar. Senaryosunu yazdığım yönetmenliÄŸini Ali Özgentürk’ün yaptığı “Atâ€, “Balalayka†ve “Su da Yanar†filmleri…/Archive/2020/11/26/005627723-ic6.jpgYAZARLIÄžININ YAPI TAÅžLARI...- Oyuncu ve yazar olarak arasında bulunduÄŸunuz, 1969 Eylül’ünde kurulan Devrim İçin Hareket Tiyatrosu (DÄ°HT) nasıl bir okul ve deneydi? Yalnız Türkiye tiyatrosuna deÄŸil, genel olarak Türkiye’de sanatın hangi yataktan kaynaklanacağı sorusuna da nasıl bir yanıttı?Nerelerde, kaç oyun ve baÅŸlıca hangi yapıtları sahnelediniz ve ne kadar izleyiciye ulaÅŸtınız? Nelerle karşılaÅŸtınız?Kitapta da belirttiÄŸim gibi Devrim İçin Hareket Tiyatrosu benim için gerçek bir okul oldu. Üç yıl boyunca sokaklarda, grev alanlarında düğün salonlarında, Aksaray TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası ) salonunda, Kanlı Pazar’da yüzlerce oyun oynadık.Üç yılda tiyatroda 60 kiÅŸi çalışmış. Yani 60 kiÅŸi aksesuarcılıktan oyun yazmaya,oyun oynamaya kadar görev almış. 12 bin kiÅŸi izlemiÅŸ ve toplam 750 oyun oynamışız. BaÅŸlıca üç oyun çıkarmışız: “Köprüâ€, “Grev†ve “Amerikaâ€.Her oyun baÅŸka bir deneyimdi. Devrim İçin Hareket Tiyatrosunun tiyatro tarihindeki yeri yadsınamaz. Benim için de yazarlığımın yapı taÅŸlarından biridir. Yazdığım pek çok hikâyenin, senaryonun temelidir./Archive/2020/11/26/005757237-ic8.jpg‘BUGÃœNLERÄ°N Ä°LK Ä°ÅžARETÄ° KANLI PAZAR’DIR!’- 16 Åžubat 1969… Kanlı Pazar! Saldırıya uÄŸruyorsunuz… “Belki de Türkiye’nin Ä°slamlaÅŸtırılması; o gün, o Kanlı Pazar günü baÅŸladı. Her ÅŸey deÄŸiÅŸti artık iki grup vardı Sosyalistler ve Dinci-Milliyetçi Cephe!†diyorsunuz. Devrim İçin Hareket Tiyatrosu, Kanlı Pazar’da yerini nasıl alıyor?Her zamanki gibi görev yerindeyiz. Beyazıt Meydan’ında. Kocaman dev bir Amerika heykelinin arkasında yürüyoruz. Can Yücel ÅŸiir okuyor, ben başımda bir bere, elimde tahta bir tüfek bir Vietnamlı bir militanı oynuyorum. Sonra büyük saldırı. Ayağımda kalın bir çizme olmasa, bir yürüyüşte ilk kez gördüğüm uzun sakallı ve entarili birinin elindeki sopa beni sakat bırakacaktı. Bu günlerin ilk iÅŸareti Kanlı Pazar’dır./Archive/2020/11/26/005641394-ic7.jpg‘GERÇEKÇİ OL VE HAYAL ET!’- 1969’da bir yandan DÄ°HT’de oyunculuk, yazarlık yapıp bir yandan da Maden-Ä°ÅŸ sendikasının ayda bir çıkardığı, Maden-Ä°ÅŸ gazetesinde gönüllü muhabirlik, Ant dergisine de işçilerle ilgili röportajlar yapıyorsunuz. Günde 8-10 oyun oynadığınız grev mekânları neredeyse ikinci eviniz olmuÅŸ.“İşçiler, devrimci gençliÄŸin her protestosunda vardılar, birlikteydik! Güçlüydük!†diyorsunuz. Ne bahar, ne ÅŸafak ama! DeÄŸil mi?DoÄŸrusu bu kadar çalışkan olduÄŸumu ben de bilmiyordum, kitap sayesinde öğrendim. Öğrencilerimden biri kitabı okumuÅŸ, şöyle dedi: “Hocam sizin enerjiniz karşısında ben kendi tembelliÄŸimden utandım. Bu enerji nereden geliyor?â€. Öğrencime yanıt verdim: “68 ruhundan.†Daha sonrası 12 Mart ve 12 Eylül Darbeleriyle karanlığa ve acıya gömüldü. Ama bir 68 sloganıyla sesleniyorum sizlere: Gerçekçi ol ve hayal et!/Archive/2020/11/26/005830471-ic10.jpgCUMHURÄ°YET GAZETESÄ°- Gazetecilik ve Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ilk yıllarınızı nasıl anıyorsunuz?Kahkahalarımız ve sevdiklerimizin hunharca öldürüldüğü günlerdeki gözyaÅŸlarımızla.- Ä°lk kez kadın olmanın ne demeye geldiÄŸini sorgulamaya baÅŸlamanız ne zamanlara denk geliyor?Sanırım her ÅŸey bir arkadaşımın sorusuyla baÅŸladı. 69 yılındayız vapurla geçiyoruz, şöyle bir soru sordu: “Sen bakire misin?â€. Bu o zamanlar bizim aramızda bir tabuydu. Annelerimize benzemek istemiyordum ama nasıl yol alacağımızı da bilmiyorduk. Çok bocaladık.‘ÇEKTİĞİM 100 FOTOÄžRAFIN GELÄ°RÄ° ALÄ° Ä°SMAÄ°L VAKFI’NA’- Hayatınız boyunca trenleri sevdiniz. Çünkü..?Çünkü trenler beni hep çocukluÄŸuma götürür. Yani Alis harikalar diyarına.- Yeni tasarılarınızı sorarak bitirelim söyleÅŸimizi?Åžimdi pandemi günlerinde evimdeki objelerle oluÅŸturduÄŸum 100 kadar fotoÄŸrafın içinden otuz tanesini seçip bir sergi yapacağım. Serginin geliri Ali Ä°smail Korkmaz Vakfına verilecek. Heyecanlıyım. Her zamanki gibi.68 Yılında On Dokuz Yaşındaysan Hep On Dokuz Yaşındasın / Işıl Özgentürk / Cumhuriyet Kitapları / 302 s. / Kasım 2020.
Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/647358-isil-ozgenturk-gercekci-ol-ve-hayal-et/