News - Haberler
İlhan Selçuk’tan Eyüboğlu’na
| Friday, 12.18.2020, 06:00 AM | (177 views)
İlhan Selçuk’tan Eyüboğlu’na
figure >
26 Ocak 1974’te kurulan birinci Ecevit Hükümeti’nin, Ecevit’li CHP Erbakan’lı MSP koalisyonunun göreve başlaması ile duyurulan ortak ilkelere ilişkin protokol metninin içeriği, besbelli 12 Mart’ın sol gösterip sağ vuran askeri ve sivil siyasal yapıları içindeki kadrolar, liderlikler üzerinde yarattığı şok etki, dip dalgaları önemliydi. Ancak geri dönüş yansımaları öncelikli en yakın Yunanistan, Kıbrıs, AB ülkeleri derken, daha geniş dip dalgaları ile dünyayı yönetme iddiasındaki Amerika’dan gelecekti..
Hükümetin ilk icraatları sıralamasında haÅŸhaÅŸ ekimi ön alınca, Amerika’dan çok ÅŸiddetli yaptırım kararları gelince, restler büyüdü.. Yabancı petrol ÅŸirketlerinin fiyatları yükseltme, ürün satmama, petrol getiren gemiyi geri çevirme üzerinden çatışmalar çok sert yaÅŸandı. Suudiler Amerikan ÅŸirketlerinin dayatmalarının dışına çıkamayınca, gerilim tırmandı. SavaÅŸ gemileri korumasında Çandarlı ile petrol arama, yabancı petrol ÅŸirketlerini devletleÅŸtirme resti.. zoraki bir uzlaÅŸmanın yolunu açtı./Archive/2020/12/18/024051917-sukran1.pngEcevit’li CHP, Erbakan’lı MSP koalisyon kuruluÅŸunun aylar süren çalışmaları, kuruluÅŸ protokolünün içeriÄŸi, dünyayı yönetme tutkusunda dur durak bilmeyen Amerika’yı hemen harekete geçirmiÅŸti. Önce Amerikan petrol ÅŸirketlerinin fiyat zamları, olmadı ürün satmama, boykot eylemleri gözlemlendi. Petrol zammı kapıya dayanmıştı. Aylarla, yaÅŸamın her alanına yansıyacak, yayılacak, yapılmak istenenleri, hükümetin aldığı kararları yıkmaya yönelik bir savaÅŸ baÅŸlıyordu./Archive/2020/12/18/024050401-sukran2.pngKurulmaya çalışılan Ecevit Hükümeti programlarına yönelik Amerika odaklı savaÅŸ ilanına geçmeden, bugünler için de herkesi acı acı gülümsetebilecek bir Amerika merkezli haberle girmek istedim.. 11 Ocak 1974 tarihli birinci sayfamıza giren dış haberler servisimizin haberine, “Amerikan ÅŸirketleri petrol üreten Arap ülkelerinde sanayi kurmak üzere harekete geçti†propogandasının haberi var. GiriÅŸinde kendi fabrikalarına yakıt bulmakta güçlük çeken bazı ÅŸirketlerin, petrol zengini Suudi Arabistan’a milyon dolarlık fabrikalar kurmaya hazırlandıkları duyuruluyor. Günümüz Suudi Arabistanı’nda fabrikalardan geçilmiyor deÄŸil mi! Paylaşılması gerekli 20 Ocak 1974 tarihli haberimiz, o günlerin ülkemiz gündeminden. 12 Mart’ın dönemine hizmet eden geçiÅŸ hükümetleri sıralamasında iki kez Nihat Erim, Ferit Melen’den sonra dönemin dördüncüsü Talu hükümeti, zorlandığı petrol zammını CHP-MSP hükümetine bırakmak istiyor. Bakanlar Kurulu’nun bir gün önce yaptığı toplantıya iliÅŸkin açıklamada Naim Talu hükümetinin istifasının 23 Ekim’de CumhurbaÅŸkanı tarafıdan kabul edildiÄŸi hatırlatılıyor.. Alınması gerekli icra kararları arasında sayılan petrol zammının da bunlar arasında olduÄŸu duyuruluyor. Pancar fiyatına da zam yapılmayacağı, ÅŸeker fiyatının da artırılmayacağı açıklanıyor. Ecevit’li CHP, Erbakan’lı MSP koalisyon hükümetinin kuruluÅŸu, kuruluÅŸ protokolünde yapılacak iÅŸlerin ayrıntılı raporu olmak üzere 26 Ocak 1974 tarihi ile geçerlilik kazanıyor./Archive/2020/12/18/024041995-sukran3.png12 Åžubat 1974 tarihli Cumhuriyet’te Ecevit, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi Kemal Aydar’a verdiÄŸi özel demeçte “demokratik sol kavramının aydınlanma, aklanma sürecine girildiÄŸini†açıklıyor. “Türkiye’de bozuk düzenin, sömürünün, halk ve devlet sırtından aşırı ve haksız kazanç saÄŸlayabilme olanaklarının kaldırılması, demokratik özgürlüklerin önünün açılması†yolundaki çalışmaları özetliyor. 14 Åžubat tarihli Cumhuriyet’in manÅŸetinde ise Talu Hükümeti’nin yeri belirsiz projeye teÅŸvik belgesi verilen yolsuzluk haberine yer verilmiÅŸ. Erdal Öz’ün, dönemin acı yaÅŸanmışlıklarının romanı “Yaralısın†Cumhuriyet’te yayımlanmaya baÅŸlıyor. Turhan Ilgaz, yazarının deÄŸerlendirmesini özetlerken “büyük fırtınaya karşı ayakta durabilmenin yollarını araÅŸtıran roman†saptamasını yapıyor. YaÅŸar Kemal, “insanlık adına bir utancın romanıdır†diyor. Günler içinde devam eden haberlerin bütününde, 12 Mart döneminde açılmış yaraların kimilerinin kapanabilmesi, onarımlara dönük çabaların örnekleri gündeme geliyor. Gümrüklerde birikmiÅŸ araçların satılması, televizyonların köylere verilmesi kararları yer alıyor../Archive/2020/12/18/024042605-sukran4.pngHÃœKÃœMETÄ°N HAÅžHAÅž EKÄ°MÄ° KARARINA KARÅžI, AMERÄ°KA’NIN TÃœM AMERÄ°KAN ASKERÄ° VE EKONOMÄ°K YARDIMININ KESÄ°LMESÄ° TEHDÄ°DÄ°16 Åžubat 1974 tarihli sayfa kupürümüzde haÅŸaÅŸ ekimine baÅŸlanacağının haber kupürü ve koÅŸulları var. Ali Ulvi’nin aynı günlü, aynı sayfada yayımlanan karikatürü ile birlikte paylaşıyoruz. Tepkisi çok sert Amerikan Kongresi’nden geliyor. Arkadaşımız Ãœmit Gürtuna’nın 15 Mart tarihli haberinde, DışiÅŸleri uyarısına karşın Türkiye’ye gelen Kongre üyelerine hiçbir ödün verilmeyeceÄŸi belirtiliyor. HaÅŸhaÅŸ yasağı kaldırılırsa, Türkiye’ye yapılan tüm Amerikan askeri ve ekonomik yardımının kesilmesinin isteneceÄŸi bildiriliyor. Büyükelçilik, Amerikan Kongresi arasında iÅŸleyen trafiÄŸin ayrıntılı açıklamalarına yer veriliyor./Archive/2020/12/18/024055229-sukran5.png25 Mart tarihli haberimizde, devlet üretme çiftliklerinde baÅŸlayan haÅŸhaÅŸ ekiminin fotoÄŸraflı haberi var. 17 Nisan tarihli haberimizde Turan GüneÅŸ, Kissinger’a “HaÅŸaÅŸ ekmeyeceÄŸiz diyemeyiz, ancak zarar görülmesi önlenecek†dedi. 11 Mayıs tarihli haberimizde GüneÅŸ: “HaÅŸhaÅŸ yasağını sürdürmek için ABD’den yardım almak bir çeÅŸit dilenciliktir†diyor. 2 Temmuz tarihli haber kupürümüzde ise haÅŸhaÅŸ ekimi yasağının kaldırıldığının haberi veriliyor. 6 Temmuz tarihli haberimize göre ise Amerika, “HaÅŸhaÅŸ için istiÅŸare†gerekçesiyle büyükelçisini geri çağırıyor. Ecevit, kararın demokratik ülkeler halklarınca anlayışla karşılanacağını söylüyor. BM’den bir uzmanlar heyeti çağırıyor./Archive/2020/12/18/024053354-sukran6.pngHükümeti petrol fiyatları üzerinden yıpratma, yıkma savaÅŸlarında, Amerika petrol ÅŸirketlerini, Suudi yönetimlerini de kullanarak ön almakta sınır tanımıyor.1 Mayıs 1974 tarihli, arkadaşımız Ãœmit Gürtuna’nın Riyad’dan verdiÄŸi haberden, BaÅŸbakan Yardımcısı Erbakan’ın Riyad’a gittiÄŸini, petrol fiyatları üzerinden Türkiye’nin zorlanmasına karşı çözüm arayışı içinde olduÄŸunu öğreniyoruz. Ä°lk görüşmelerin, pazarlıkların sonuçları olumsuz. S. Arabistan, Türkiye’ye ek petrol satışında Aramco’nun aracılığını ÅŸart koÅŸuyor. Kredi anlaÅŸmaları üzerinden de Türkiye’nin teklifleri çok fazla kabul görmüyor. Erbakan, her dönem Türkiye’nin Ä°slam dünyasının yanında durmasına karşın, yapıcı yanıtlar alınmamasında sitemkâr oluyor. Arkadaşımızın 2 Mayıs tarihli haberinin baÅŸlığı biraz daha olumlu, petrol konusunda anlaÅŸmaya varıldığını, alınacak petrol ve sonuç fiyatları konusunda Türkiye’nin istediklerine yanıt verilmemiÅŸ olsa da belirli iyileÅŸmeler yapıldığının ayrıntılarını aktarıyor. Hemen yanında Hacı Ali Demirel’in usulsüz kredilerle ilgili yayınlar konusunda açtığı davayı kaybetmesi haberi ise tamamen bir rastlantı. 3 Mayıs tarihli haberimizde de S. Arabistan’ın petrol alımı ile ilgili isteÄŸimiz konusunda karar veremediÄŸi bilgisi var. 5 Mayıs tarihli Cumhuriyet’te yer alan haberde ise Senato’da AP Sözcüsü Ä°nan tarafından, Erbakan’ın S. Arabistan’daki davranışları eleÅŸtiriliyor. Erbakan, bu eleÅŸtirilere 6 Mayıs tarihli gazetemizde de yer alan habere göre yanıt verirken, “Eli boÅŸ döndü†diyenlere “Bre mübarek, ben petrol tankeri deÄŸilim†cevabını veriyor. Aynı tarihi taşıyan Ãœmit Gürtuna’nın, “Erbakan’ın gezisi ve oyun içinde oyun†baÅŸlıklı deÄŸerlendirmesinde, “Suudi Arabistan’da iÅŸe yarayan insan dahil her ÅŸey ithal malı†baÅŸlığı var. Petrol savaÅŸlarının sonrası geliÅŸmeleri, sayfa kupürleri ile bir fotoroman gibi de izleyebiliriz.../Archive/2020/12/18/024050854-sukran7.pngAraya yer kazanmak üzere birkaç haberin geliÅŸmesini katabiliriz. 4 Haziran tarihli haberimizde Enerji Bakanı, BP ve Mobil ÅŸirketlerini suçlayarak “Yanlış zamanda yanlış kararlar aldılar†diyor. 5 Haziran günlü haberlerimizde Petkim-Ä°ÅŸ Sendikası, ATAŞ’ın hemen devletleÅŸtirilmesini öneriyor. Görevini tamamlayan Çandarlı gemisi geri dönüyor./Archive/2020/12/18/024051276-sukran8.png6 Haziran günlü haberimizde Ali Sirmen’in Ege’de kıta sahanlığı kavgası yazısı var. Altındaki haberde Çandarlı’nın yeniden Ege’ye açılacağı duyuruluyor. 8 Haziran günlü sayfamızda Türkiye’nin kıta sahanlığının Yunanistan yakınlarına kadar uzandığı açıklanıyor. Ãœmit Gürtuna’dan ayrıca Ege’de petrol aramayı AP iktidarının reddettiÄŸi özel haberi var. 18 Haziran günlü haberimizde ise Yılmaz GümüşbaÅŸ imzasıyla, hükümetin ATAŞ’ın 270 günlük yasal sürenin sonunda devletleÅŸtirileceÄŸini, iki ÅŸirkete resmen bildirdiÄŸi duyuruluyor. 14 Haziran günlü haberde BP ÅŸirketi bugünün fiyatlarıyla ikmal yapamayacağını bayilerine duyuruyor. 15 Haziran günlü haberimizde Mobil de yakıt ikmalini kesiyor, halkın ve sanayinin ihtiyacı devletçe karşılanıyor. 16 Haziran günlü kupürümüzde, Çandarlı için yeni bir nota var. 18 Haziran günlü haberimizde Mobil ve BP’nin hükümetin istediÄŸi ÅŸartları kabul ettiklerinin haberi var. ATAŞ’ın bir gün sonra eski fiyatlarla üretime devam edeceÄŸi duyuruluyor./Archive/2020/12/18/024051479-sukran9.pngÄ°LHAN SELÇUK’TAN SABAHATTÄ°N EYÃœBOÄžLU’NUN “FIRILDAKLARâ€INASizinle paylaÅŸacağım 4 Kasım 1971 tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasında yayımlanmış bu fotoÄŸraflı haber kupürünün, rahatça okunabilen baÅŸlıkları ve paylaşılmış fotoÄŸrafından da kolayca anlaşılacağı üzere, EyüboÄŸlu, Günyol ve Azra Erhat’ın tahliye ediliÅŸlerinin gecesinden alıntı. Aslında Harun Karadeniz’in kansere yakalandığı biline biline tedavisinin engellenmesi kasıtlı, geliÅŸmelerin özetlendiÄŸi 11 Aralık tarihli sayfaya sığdıramadığımız haber kupürlerinin içinde kalmıştı. Üç ünlü aydınımızın tahliyesine karar verilen duruÅŸmada mahkeme ayrıca, sanık Y. Müh. Harun Karadeniz’in saÄŸlık hususunun da dikkate alınması için, durumu sıkıyönetim komutanlığına bildirme kararını da vermiÅŸti. Karadeniz’e ayrılmış geçen haftanın sayfasında özeti yapılmış geliÅŸmelerden de görüleceÄŸi üzere, Harun Karadeniz’in tedavi için Londra’ya gitmesine izin verilen tarih 24 Aralık 1973 olarak kayda geçiyor. Sayısız bilimsel rapor ve baÅŸvurulara karşın, iki yılı aÅŸan bir gecikme ile kolunu kesmek zorunda kalan doktorları “Altı ay önce neden gelmediniz?†sorgulamasını yapıyor. Harun, artık kurtuluÅŸunun olmadığını bile bile ülkesine geri dönmeyi seçiyor, kesik kolu ile de toplumsal savaşımdan vazgeçmeyerek toplumsal etkinliklere katılıyor, kitap çalışmalarını hızlandırıyor.. Ãœlkemizin Cumhuriyet sonrası geliÅŸiminin tersyüz edilmesinde etkinliÄŸi hafife alınmış 12 Mart’ın, yaÅŸamın her alanına dönük sol gösterip saÄŸdan vurma sayısız operasyonları nedeniyle, Ä°lhan Selçuk’un, 1 Åžubat 1974 yılında Cumhuriyet’in ikinci sayfasında yayımlanmış, Sabahattin EyüboÄŸlu’nun cezaevi anılarından alınmış, tanıklığını paylaÅŸtığı gerçek fırıldakları üzerinden esinlenmiÅŸ yazısını, dönemin yaÅŸanmışlıklarının mizah ustalığının örneÄŸi olarak sizinle paylaÅŸmamak haksızlık olacaktı:/Archive/2020/12/18/024052229-sukran11.png“FIRILDAKLARNereden nereye, adamın yüzüne bakarken, birden Sabahattin EyüboÄŸlu’nun fırıldakları geldi aklıma./Sabahattin EyüboÄŸlu âlâsını yapardı fırıldağın./ Maviye, yeÅŸile, sarıya, kırmızıya boyardı. Avlunun bir köşesine oturur, araç-gereç kutusunu yanına alır, özenli iÅŸe baÅŸlardı. Bir ÅŸiiri Türkçeye çevirmekle, bir fırıldak yapmak arasında hiçbir ayırım yokmuÅŸ gibi iÅŸine ciddiydi EyüboÄŸlu./Avlu yedi adım eninde, sekiz adım boyunda bir dikdörgendi. YirmiÅŸer kiÅŸilik iki koÄŸuÅŸun kapısı buraya açılırdı. Tutuklular kaçmasın diye bir demir kafes örmüşlerdi avlunun üstüne./Günlerden bir gün EyüboÄŸlu, Vedat Günyol’a sormuÅŸtu./- Vedat bizi buraya neden getirdiler?/Ve herkes gülüşmüştü./Sahi yahu bizi buraya neden getirdiler?/Sık sık tekrarlanan gülüşmeler arasında Sabahattin EyüboÄŸlu, yumuk gözleri ve alabildiÄŸine tatlı gülüşüyle bakar, tadına vararak bir daha söylerdi./Gülüşmeler arasında iÅŸine eÄŸerdi başını. Bazan bir sigara içmek için dururdu. Oyuncak bittikten sonra avlunun bir yanına konur, hafifçe bir rüzgâr esse fır fır dönmeye baÅŸlardı./Fırıldağın ÅŸerefine çaylar içilirdi./ Bir çay meraklısı da Dündar Kılıç’tı. Dündar, efendi bir adamdı. Masanın bir köşesine geçer. Çayını ağır ağır yudumlarken geçmiÅŸten söz açar, hikâyeler anlatırdı. Dört duvar arasında gelecekten söz açmak anlamsızdı. GeçmiÅŸte yaÅŸam vardı, gelecek ise çok bilinmeyenli denklem. Bu denklemi çözmek için zaman gerekiyordu.. Zaman tutukevinde yaÅŸanırken boldu; gevezelik edilir; konuÅŸmalar kahkahalar arasında sürer; ÅŸakalar, nükteler birbirini izlerdi... EyüboÄŸlu gene;/ -Yahu biz buraya niye geldik? diye sorunca Dündar Kılıç ülkenin gerçekleri adına açıkladı:/ “Bakın hocam, siz ÅŸimdi burada biraz yatacaksınız. Ben diyorum altı ay, siz deyin 16 ay geçtikten sonra çağırıp soracaklar:/- Kimsiniz siz?/- Ben Profesör Sabahattin EyüboÄŸlu’yum./- Ne, siz Profesör Sabahattin Bey misiniz?/- Evet benim./- Ya öyle mi! Biz sizi manav Sabahattin sanmıştık, bir yanlışlık olmuÅŸ.†/ Dündar Kılıç kahkahalar arasında Sabahattin EyüboÄŸlu’na:/- Türkiye böyledir hocam diyordu./- SöylediÄŸi çıktı Dündar Kılıç’ın, altı ay sonra salıverildi./ Ama içersini arar olmuÅŸtu EyüboÄŸlu. Dört duvarın içi de Türkiye idi, dışı da. Gerçek her duvarı aÅŸar, her yerde ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşır. GerçeÄŸi tanıyanlar, ona her yerde rastlayabilirler. Hiçbir savcı, hiçbir yargıç gerçeÄŸi gözaltına alamaz, tutuklayamaz./Gözaltına alınanlar, tutuklananlar, insanlardır, gerçekler deÄŸil./Sabahattin EyüboÄŸlu’nun fırıldakları türlü türlüydü. Allısı, morlusu, sarılısı, mavilisi, kırmızısı. Her rüzgâra göre fırıl fırıl dönerlerdi./ Nereden nereye.. Geçenlerde birinin yüzüne bakarken Sabahattin beyin fırıldaklarını hatırladım: demir kafesli avlunun rüzgârıyla dönen fırıldakları.../Ne tuhaf! Böyle adamın yüreÄŸi de tutukevinin avlusu kadar oluyor: Bir ömür boyu bir duvardan ötekine volta atıyor zavallı.†İlhan AÄŸabey’in yüzüne bakarken Sabahattin EyüboÄŸlu’nun cezaevinde yaptığı, demir kafesli avlunun rüzgârıyla dönen fırıldakları hatırlatan kiÅŸiyi bilemesem de aklımdan geçen pek çok isim oluyor.. 23 Mayıs 1971, ünlü sokaÄŸa çıkma yasağının ilan edildiÄŸi pazar günü, muhtarlar, apartman görevlileri bile görevlendirilmiÅŸ olarak ülke çapında operasyonların gerçekleÅŸtirildiÄŸi gün, Turhan Selçuk, Ruhi Su, Yılmaz Güney’in yolları, ünlü Ä°stanbul 1. Åžube Müdürlüğü’nde en yaygın toplamalar, iÅŸkencelerin yaÅŸanması sürecinde çakışmıştı. Okurla açtığı, ama sonuç alınamayan davalar da içinde, Turhan Selçuk’un gördüğü iÅŸkencelerin vahÅŸetini, kendi el yazısı ile yazdığı notlar, söyleÅŸilerden, düşüncelerinden ayrıntıları ile paylaÅŸmıştık. Turhan Selçuk’un kaburgaları kırılmış, göğüs bölgesinde ömür boyu akciÄŸer, solunum saÄŸlık sorunlarına neden olan hastalıklara, bir gözünün görme kaybına yol açmıştı. Turhan Selçuk’un, iÅŸkencelerden sorumlu 1. Åžube Müdürü’nü çizdiÄŸi karikatürleri nedeni ile yaÅŸanmış bu ağır iÅŸkencenin, sorgu tutanaklarında imzaları olan polislerin kısa süreli tutuklanma, yargılanmalarından öte bir sonucu olamaması sürpriz deÄŸildi elbet. Dönem iktidar erkinin BaÅŸbakanı, en yetkin siyasal erkleri adına verilen sorgulama, hesap sorma sözleri kaçınılmaz boÅŸta kalacaktı. O en büyük kalabalıkların toplandığı iÅŸkence mekezinde Turhan Selçuk ile yolları çakışanlardan, söylediÄŸi türkülerle komünizm propagandası yaptığı ileri sürülen Ruhi Su hakkında açılan davada ise beraat ancak üç yıl sonra verilecekti. 30 Mart 1974 tarihli 1. sayfamızdan Ruhi Su’ya verilen beraat kararı paylaşılacaktı. Yılmaz Güney ise açılmış davada verilen ceza süresi ile baÄŸlantılı olarak gelen Cumhuriyet affı kapsamında, Anayasa Mahkemesi’nin 141- 142 suçlarını da kapsama alması ile baÄŸlantılı olarak tahliye edilecekti. 21 Mayıs 1974 tarihli birinci sayfamızda yapılmış fotoÄŸraflı röportajı paylaşıyoruz. Güney, Yalçın DoÄŸan’a verdiÄŸi söyleÅŸide, duruÅŸmalar boyunca hiç tahliye istemediÄŸini, affı beklemediÄŸini, affın sevinç olmadığını da söylemiÅŸ, keyifsiz çocuÄŸuna sarılmış olarak evinin yolunu tutmuÅŸtur. Bu sayfamızın özel kutusunda bir fotoÄŸrafı daha paylaÅŸmak istedim. Tam tarihinde yanılabilirim ama 1974 yılının Cumhuriyet ailesinin, 7 Mayıs ya da Yunus Nadi Ödülleri gecesi yemeÄŸinden olabilir. Arka masalardan birinde Yılmaz Güney arkadaÅŸlarıyla oturuyormuÅŸ. Masamıza gelip, Nadi Nadi ile Ä°lhan Selçuk’un, Anadolu geleneÄŸine uygun ellerini öpmeye çalışarak sonunda aralarına oturup bir süre sohbet etti. Turhan Selçuk’un iÅŸkence gecesini, Ruhi Su ile birlikte paylaÅŸmıştı. Gördüğü iÅŸkenceler henüz yüzünde çok taze, Ä°lhan Selçuk’a sanki geçmiÅŸ olsun demeye çalışmıştı.. Nadir Nadi’nin gözlerinin içine bakışını yorumlarken, inat edip Cumhuriyet’i okurlarına yeniden kazandırdığı için teÅŸekkür ettiÄŸini düşlemiÅŸtim..
Şükran Soner
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/652299-i%CC%87lhan-selcuktan-eyubogluna/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/652299-i%CC%87lhan-selcuktan-eyubogluna/
Other News
Vietnam kıyılarında kargo gemisi battı: 15 kişi kayıp
Bursa'da Atatürk Kent Ormanı'ndaki ahır yangınıyürek sızlattı: 10 atöldü
ABD Hastalık Kontrol veÖnleme Merkezi, Moderna'nın Kovid-19 aşısının kullanımınıtavsiye etti
'Uykusuzluk acıktırıyor': Uykusuzluk hangi sorunlara yol açıyor?
Belçikalıbakan, gizli kalmasıgereken koronavirüs aşısıfiyatlarınıTwitter'dan paylaştı
Coca-Cola dünya genelinde 2 bin 200 kişiyi iştençıkaracak
Kontroldençıkan otomobil 2 aracaçarptı: 1ölü, 3 yaralı
Uyku hijyeni nasıl olmalı, uyku hastalıklarından korunmak için saat kaçta uyumak gerekir?
Koronavirüs aşısına 'AKO' düzenlemesi
Özgürleştirenöyküler