Yüzü doğaya dönük şiirler
figure >
Elif Sofya, Hayhuy isimli kitabıyla, 2020 Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri Seçici Kurulu’nca Şiir dalında “kısa dizelerle, sesi kısarak yalın anlatımla ulaştığı şiirini ileri götüren yaklaşımıyla†ödüle değer bulundu. Yapıtlarında insanı önceleyen dünya algısına karşı çıkan Sofya, doğanın, doğal varoluşun sesiyle konuşan bir şair. Politik şiirin özgün bir çeşitlemesi niteliği de taşıyan Hayhuy’da, dinlerin, ideolojilerin, ekonomik sistemlerin tutsağı olmuş insanı ve onun dünyanın dengesini bozma pahasına yarattığı uygarlığı, kültürü, teknolojiyi hedef alıyor.
/Archive/2020/12/25/002248797-d3.jpg2000 sonrası Türk ÅŸiirinin yönelimleri içinde özgün söyleyiÅŸler getiren Elif Sofya Adam Sanat, Varlık, kitap-lık, Yasakmeyve dergilerindeki ÅŸiirleriyle ismini duyurdu. 2005’te Ters Düşünce (Yasakmeyve) ile baÅŸlayan ÅŸiir serüveni, Düzensiz (Pan/Heves, 2010), Dik Âlâ (YKY, 2014), Hayhuy (YKY, 2019) kitaplarıyla sürdü. Bu arada, Almancaya çevrilen ÅŸiirleriyle de In meinem Mund ein Bumerang (Wunderhorn, 2013) isimli ortak kitapta yer aldı.Sofya, hemen her kitabında insanın yeryüzüyle iliÅŸkisine yeni açılımlar getirdi. Ä°nsanı önceleyen geleneksel dünya algısına karşı özgün duyarlıklar geliÅŸtirdi. Dili, düşünceyi, duyarlığı baskılayan kültürel araçları karşısına aldı. DoÄŸanın, doÄŸal var oluÅŸun sesiyle konuÅŸarak Ä°nsanlık’tan kurtulmanın, tüm canlılarla birlikte insanı da bir cendereden kurtaracağını sezdirmeye çalıştı.DÃœNYANIN ÖLÃœMÃœHayhuy özelinde Sofya’nın ÅŸiirine baktığımızda ÅŸairin; dinlerin, ideolojilerin, ekonomik sistemlerin tutsağı olmuÅŸ insanı ve onun dünyanın dengesini bozma pahasına yarattığı uygarlığı, kültürü, teknolojiyi hedef aldığı görülüyor:“Ölmeye doÄŸru hızlı adımlarla / Adlandırarak azaltarak dünyayı bitirdik / Bu trajedi özetini ÅŸimdi alın / alnınızın ortasına çakın.â€Dünyayı kirleten, zehirleyen, bozan, yaÅŸamsal kaynakları hoyratça, arsızca tüketen insanın üstüne giden, ona sanki “ne yaptığının farkında mısın sen†diyen bir ÅŸiirden söz ediyoruz. Ä°nsanı öbür canlılardan ayıran herhangi bir güce tapılmasından yakınan bir ÅŸiirden…Tekinsiz bir göğü var Elif Sofya kentinin. Yırtıcı kuÅŸlar dolanır hep. Ä°yi ki oradadırlar. Çünkü ÅŸair, “şehirlerin ÅŸeyleÅŸtirdiÄŸi bir telaÅŸa / Gömülmeyi istemiyorum†demektedir. Kent, insanın doÄŸasına aykırı tuzaklarla doludur.Ä°nsana inancını yitirmiÅŸ bir bilinçle konuÅŸmaktadır ÅŸair; inanç sistemlerinden, göklerden bir ÅŸey ummaksızın. “Göklerden gelen hiçbir ÅŸeye inanmıyorum / Gökyüzü çok meteorolojik bir his bende†derken din dışı algılarla dünyaya baktığını açıklar. Dinlerin, teknolojilerin, duyguların yerine doÄŸanın yasalarını, apaçık nesnelliÄŸi koyar.İçinde yaÅŸadığı dünyanın yöneliÅŸlerinden büsbütün rahatsızdır. Karabasan, dehÅŸet duygularıyla çevrilidir toplum, “Caddeler cinnet dereleriâ€dir. Elif Sofya ÅŸiirinde doÄŸanın çığlığı duyulur. Ä°nsan topluluÄŸundan umudunu kesmiÅŸtir bir kez, geri dönüşsüz bir yola girilmiÅŸtir./Archive/2020/12/25/002229329-kapakic2.jpgDÄ°LÄ°N MANTIÄžIHayhuy’da Sofya, Türkçenin seslerini ustalıkla ÅŸiirinin parçası yapıyor. Aliterasyon (Åžiir ya da düzyazıda bir uyum yaratmak amacıyla, aynı sesin veya hecenin tekrarlanması), dilimizi ÅŸiir katına çıkaran özelliklerin başında gelir.Bu anlamda Sofya, sesin yankısını arayan bir ÅŸiir yazıyor dense yeridir. Kalın ve ince seslerin uyumlu yinelemeleriyle yaratılmış birer kompozisyona dönüşüyor ÅŸiirler. Åžairin düşünceleri, duyguları, duyarlıkları, yakınmaları, kaygıları ezgili bir çığlığa bürünüyor.Öte yandan, bu ses yinelemesi, yankılaması yer yer dilin mantığını, gramerini bozmaya dönük bir iÅŸlev kazanıyor. Söz oyunları denemez belki ancak, geniÅŸ söz daÄŸarıyla birbirine uzak çaÄŸrışımları bir anlam bütünlüğünde toplayıp adeta bir bildiriye dönüştürdüğü görülüyor.Elif Sofya, eski ÅŸiirin sesleriyle modern ÅŸiirin seslerini harmanlar. Pir Sultan’dan Asaf Hâlet’e uzanan çizgide kulağımızda yer etmiÅŸ tınıları kendine özgü bir haykırışa çevirir. Bu anlamda sahnesi olan bir ÅŸiirden de söz etmiÅŸ oluyoruz. Sahne demiÅŸken, ÅŸiir okurunun belki yadırgayacağı bir saptamada bulunmaktan kendimi alamıyorum.Hayhuy’dan baÅŸlayarak önceki kitaplarına doÄŸru yeni baÅŸtan okuduÄŸumda Elif Sofya ÅŸiiri öteden beri bende Ferhan Åžensoy etkisi uyandırır. Onun tiyatrosundaki mantığı ters çeviren, ezberi ve düz algıyı bozan yaklaşımı Sofya ÅŸiirinde de okunmakta.Dilin, gramerin, sözün içindeki kuralları, mantığı bozarak oradan güçlü anlamlar, çarpıcı imgeler yaratıyor. Åžensoy tiyatrosundaki zihin cambazlığı, Sofya ÅŸiirinin eleÅŸtirel dinamiklerinde kendini gösteriyor.FEDOR’LA SÖYLEŞİŞairin ilk kitabı Ters Düşünce’den bu yana tanıdığımız Fedor karakteri Hayhuy’daki üç ÅŸiirde, oldukça güçlü bir biçimde yer alıyor. Deyim yerindeyse, ÅŸairin bilincini, bilinçaltını, egosunu, süperegosunu temsil ederek. Sofya, bazen onunla dostane bir dille konuÅŸmaya giriÅŸir, bazen onu karşısına alıp eleÅŸtirir. Öyle ya da böyle, kitaptan kitaba Fedor birçok kılıkta Sofya ÅŸiirinin köşelerini tutar.Hayhuy’da “Fedor’un Hikâyesiâ€, “Fedor’un Kan Bağı†ve “Fedor’un Duygu Durumu†adlı ÅŸiirler kitabın tematik bölümleri arasında birer durak, dinlenme yerleridir. Åžair, orada durup sanki kardeÅŸiyle, ruh ikiziyle söyleÅŸir, dertleÅŸir. Kanımca “Fedorâ€lu ÅŸiirler art arda okunsa, giderek modern romanlara özgü bir anti-kahramanın portresi belirir. Åžair salt onunla anlaÅŸabilmektedir, sesini alçaltarak onunla kol kola yürür.“Fedor biz görebildiÄŸimiz açıların güvencesiyiz / Dik yokuÅŸlardan uzak / Halk meydanlarından kaçak / Ä°nsansız yerlerin sakiniyiz / Atlar hep nalsız ve efendisiz / KoÅŸuyor göğsümüzdeki düzlükte.â€Geceyle, gökyüzüyle, uygarlıkla, modern yaÅŸamla, toplumsal kurumlarla, insanın tabiatıyla, doÄŸanın yasalarıyla, kuÅŸlarla, hayvanlarla, gözlerle, ağızlarla, seslerle, ölümle, kırılmalarla yüklü Elif Sofya ÅŸiiri. Bütün karamsar görüntülerin arkasında umutsuzlukla savaÅŸ vardır. BeslediÄŸi, sakladığı bir baÅŸka dünya düşü, bir ütopya vardır. Bir yanıyla Hayhuy’u politik ÅŸiirin özgün bir çeÅŸitlemesi olarak da okumalı demek istiyorum.Hayhuy / Elif Sofya / Yapı Kredi Yayınları / 96 s.
Selim SertoÄŸlu
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/653780-yuzu-dogaya-donuk-siirler/