OÄŸuz Atay'dan 'Tehlikeli Oyunlar'
figure >
Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’dan sonra ikinci eseri olarak kaleme aldığı Tehlikeli Oyunlar, bireyin toplum ve kendisi ile olan sorunlarını ele alıyor. Tehlikeli Oyunlar, Hikmet Benol adlı “tutunamayan†bir adamın yaşamını konu alıyor. Okurun karşısına yeni boşanmış ve mutsuz bir adam olarak çıkan Hikmet Benol, yaşamına düşünceleri ve yalnızlığı ile devam ediyor. Dostlarıyla geçirdiği zamanlar da onu düşüncelerinden sıyırmak için yeterli olmuyor. Başkahramanın kişiliği bakımından Tutunamayanlar ile aynı düzlemde ilerleyen roman, bu yönüyle Atay’ın “anlaşılamama†kaygısını yeniden ve güçlü bir şekilde vurguluyor.
/Archive/2020/12/31/000818763-ic1.jpgYALNIZLIÄžA ADANMIÅž BÄ°R DESTANOÄŸuz Atay anlaşılamamanın sancılarını yaÅŸar Tehlikeli Oyunlar’da. YaÅŸarken anlaşılmayı istemesine raÄŸmen ölümünden sonra ancak anlaşılabildi; Bunun nedeni ülke koÅŸullarında gizli. O dönemde feodal yapı henüz çözülemediÄŸinden ve hâlâ büyük bir çoÄŸunluk köyünde, kasabasında yaÅŸadığı için; insanlar sanayi toplumun yarattığı kent insanlarının sorunlarından (yalnızlaÅŸma, anlaşılamama, eylemsizlik, eÅŸyaya esir düşme vs.) habersizdiler.YetmiÅŸler ülkenin geçiÅŸi yaÅŸadığı bir dönemdi ve insan iliÅŸkileri bakımından hâlâ parlak bir süreci yaşıyordu. “İnsanlık†henüz ölmemiÅŸti. O, insanlığı zamanından önce öldürdüğü için yaÅŸarken anlaşılamadı belki de. Ancak deÄŸerli olan da öngörü deÄŸil midir zaten?/Archive/2020/12/31/000830434-kapakic2.jpgGECEKONDUNUN KATLARI TOPLUMUN KATMANLARI!Tehlikeli Oyunlar’da, Hikmet Benol kalabalıklardan kaçarak, kendi kalabalıklarına sığınmak için üç katlı bir gecekondunun orta katına yerleÅŸir. Ãœst katında Emekli Albay Hüsamettin Tambay, alt katında oÄŸlu askerde olan Nurhayat Hanım vardır.Kimse tarafından anlaşılmadığını düşünen Hikmet, kendi hayallerinde var ettiÄŸi kiÅŸilerle anlaÅŸmayı amaçlamaktadır: “Kimsenin anlamadığı ince metodlarım var, gecekonduda oturuyorum, seviyemin altında yaşıyorum...Beni hemen anlamalısın,çünkü ben kitap deÄŸilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaÅŸarken anlaşılmaya mecburum, ben Van Gogh resmi deÄŸilim…â€ÃœÃ§ katlı gecekonduyu toplumun katmanlarına yerleÅŸtirdiÄŸimiz zaman; alt katta oturan Nurhayat Hanım halkı, orta katta oturan Hikmet, kent aydınını, üst katta oturan albay ise otoriteyi (orduyu) temsil etmektedir. Psikolojik katmanlara yerleÅŸtirirsek; (Freud’e göre) alt kat alt benliÄŸi, orta kat ben’i, üst kat ise üst benliÄŸi yani ego, id ve süperego’yu temsil etmektedir...Satırların altı bu kadar fazla çizilen baÅŸka bir Türk romanı yoktur herhalde. Neredeyse her sayfada altı çizilecek satırlar mevcut…Yazar, Hikmet Benol karakterinde evliliÄŸi sorgulamaya baÅŸlar. Evlilik için önce ruhun büyümesi, olgunluÄŸa ulaşılmış olması gerekir. İçimizdeki çocuk çocukluÄŸunu yaÅŸayamadığı için büyümemiÅŸtir.Evlilik ayakları baÄŸlayan bir prangadır Hikmet’e göre, hayatın monotonlaÅŸmasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir: “Ben kendimi beÄŸenmiÅŸ deÄŸildim albayım, çünkü karıma uzun süre kölelik yapmıştım. kendi isteÄŸimle bulaşıkları yıkamıştım…â€, “Evlilik yarışında can sıkıntısı birinci geldi...â€Anlaşılan o ki adına özellikle Sevgi verilmiÅŸ kadın kahramanın evliliÄŸinde sevgisizlik galip gelmiÅŸtir. Ruhları uyuÅŸmayan, hayat anlayışları farklı olan iki insanın ayrılması kaçınılmaz olmuÅŸtur artık…/Archive/2020/12/31/000841372-ic3.jpgÄ°KÄ° ARADA BÄ°R DEREDE AYDIN OLMAK!Hikmet toplumun bir aydını olarak; gerçeklikle zihinsel hayal aleminde, iyi ile kötü arasında, yaÅŸamla ölüm arasında iki ara bir derededir... Türk aydının ülke koÅŸullarında kaçınılmaz kaderidir bu, bu ikilikten kurtulanlar gerçek anlamda aydın olmuÅŸlardır zaten. Tabii aydın olmanın bedelini fazlasıyla ödeyerek...Kitabın bütününe baktığımızda bu arada kalmışlığı çoÄŸaltmak mümkündür. Bunu en açık ÅŸekilde birbirine zıt ÅŸeyler söyleyerek gösterdiÄŸi tutarsızlıkta net bir ÅŸekilde görebiliriz. Bir zaman diliminde “Ben yaÅŸamak istiyorum albayım†derken bir baÅŸka zamanda “Ben ölmek istiyorum†diyebilmektedir. Kurgu neredeyse zıtlıklar üzerine kurulmuÅŸ gibidir…Bilinç akışı tekniÄŸinin doruÄŸunda bir yapıt Tehlikeli Oyunlar, James Joyce’un “Ulyssesâ€i kadar okunması zor bir roman. Kahramanların gerçek mi yoksa zihinden fırlayan kahramanlar mı ayrımına varamıyorsunuz. Aslında gerçek hayattaki kahramanların zihinsel yansıması olduÄŸunu söylemek daha doÄŸru.Romanın Türk modern edebiyatında baÅŸyapıt, yalnızlığa adanmış bir destan olduÄŸunu söyleyebiliriz.Bütün hayatını kelimeler uÄŸruna harcayan OÄŸuz Atay; yazık ki kelimelerinin gününü ve mürüvvetini görmeden hayata gözlerini kapamıştır. Kelimeleri ise daha çok uzun yıllar tartışılacak gibi görünüyor…OÄŸuz Atay / Tehlikeli Oyunlar / Ä°letiÅŸim Yayıncılık / 479 s.
Nurbanu Kablan
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/654956-oguz-ataydan-tehlikeli-oyunlar/