NATO’nun zorlu sınavı: 2021
figure >
Şartlar ne olursa olsun, tüm dünya ile birlikte NATO’yu da zorlu bir görev yılı bekliyor. Planlanan reformlar hayata geçmediği ve dünyada oluşan yeni güç dengeleri gözetilmediği sürece gerileme kaçınılmaz.
ABD Hazine Bakanlığı, 14 Aralık’ta, ‘Hasımlarla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası’ (CAATSA) kapsamında, Türkiye’ye yönelik uzun süredir rafta beklettiÄŸi yaptırımları açıkladı. Savunma sanayiini hedef alan yaptırımların orta vadede Türkiye’yi belirgin bir politika deÄŸiÅŸikliÄŸine sürüklemesi öngörülmüyor. Ancak ABD’nin söz konusu yaptırımları, tarihinde ilk kez bir NATO müttefikine uyguluyor olması ve Türkiye’yi bir anlamda, ‘ulusal güvenliÄŸine tehdit teÅŸkil eden’ Rusya, Ä°ran ve Kuzey Kore gibi ülkelerle aynı kategoride sınıflandırması sembolik önem taşıyor.ABD'nin, Türkiye’ye yaptırım uygulama kararı sadece Türkiye'nin deÄŸil, genel anlamda ittifakın geleceÄŸi hakkında da ciddi soruları beraberinde getiriyor. Zira bugün gelinen noktada, Türkiye ve NATO arasında, genel tehdit ve güvenlik algılarına iliÅŸkin ortaya çıkan çeliÅŸkili durum, Türkiye’yi açıkça ‘yeni bir rota’ oluÅŸturmaya zorluyor. Bütün bunlar yaÅŸanırken, NATO’daki müttefikleri tarafından Türkiye’ye dayatılan talepler, yer yer zorlayıcı biçimlerde de tezahür edebiliyor. 23 Kasım’da, Irene Operasyonu kapsamında, Libya’ya giden bir Türk gemisine ağır silahlı Alman özel timleri tarafından baskın düzenlenmesi buna dair en güncel ve çarpıcı örnek.Bu durumda ÅŸunu açıkça ifade etmek gerekir ki, ambargo tehditlerinin de eÅŸlik ettiÄŸi bu zorlayıcı eylemler günün sonunda, Türkiye’yi Batı’ya daha fazla yaklaÅŸtırmıyor. Bilakis, Türkler Ä°ttifaktan kopuÅŸu, Batı’daki strateji merkezleri ise Türkiye’siz bir Ä°ttifakın, küresel terazideki ağırlık dengesini nasıl etkileyeceÄŸini tartışıyor. Bu sırada, örgütün yetkinliÄŸine ve faaliyetlerine yönelik eleÅŸtiriler hız kesmeden devam ediyor.LOJÄ°STÄ°K KAABÄ°LÄ°YETÄ° SORGULANIYOR'SoÄŸuk SavaÅŸ' kavramını ilk kez kamuoyuna duyuran Amerikalı yazar Walter Lippmann, "Ä°ttifak bir zincir gibidir. Zayıf halkalar eklenerek güçlendirilmez" diyordu. Öngörüsünde haklı olmalı ki 1999 yılından bugüne Ä°ttifaka eklemlenen katı bürokrasi ve zayıf ekonomilere sahip DoÄŸu Avrupa ve Balkan ülkelerinin, 'verimli ve etkili bir biçimde birlikte hareket etme yeteneÄŸi' yoÄŸun bir ÅŸekilde sorgulanıyor. SoÄŸuk SavaÅŸ'ın sonunda Sovyetlere karşı zaferini ilan eden NATO'nun, bugün operasyonel planlama ve uyum konusundaki eksikliÄŸi her geçen gün daha çok gün yüzüne çıkıyor.ÖrneÄŸin, ABD'nin eski Avrupa Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges, 2017 yazında helikopterle Bulgaristan'dan Romanya’ya seyahat etmektedir; gümrük iÅŸlemleri için varış noktasından önceki bir baÅŸka üsse iniÅŸ yapması istenir ve basit gibi görünen bu bürokratik dayatma, Hodges'un birkaç saatine mal olur. Ancak konu bir NATO konvoyunu, bir ülkeden diÄŸerine kaydırmak olduÄŸunda iÅŸler daha da zorlaÅŸmaktadır. Alman Der Spiegel gazetesine göre, "lojistik ve malzemeden kaynaklı sorunlar, ittifakın savunma kabiliyetini bile gölge düşürebilecek düzeydedir." Öyle ki, "NATO’nun Avrupa sahasındaki hızlı geniÅŸlemeyi lojistik olarak destekleme yeteneÄŸi, SoÄŸuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana epey körelmiÅŸtir..."TEKNOLOJÄ°YE YETÄ°ÅžME HIZIJapon Korgeneral ve savunma uzmanı Jun Nagashima'ya göre, bugün insanlığın sahip olduÄŸu tüm bilgi ve iletiÅŸim teknolojilerine ek olarak yapay zekâ, 3D yazıcılar, robotlar, otonom sürüş, nanoteknoloji ve kuantum bilgisayarlar gibi geliÅŸmiÅŸ teknolojiler, insanların söz konusu teknolojilere yönelik adaptasyonlarını aÅŸan bir hızda geliÅŸmektedir. Bu sosyal bölünmeye de 'dijital uçurum' adı verilmektedir. Bu baÄŸlamda, çeÅŸitli teknolojik inovasyon düzeylerine sahip müttefikler arasında birlikte çalışabilirlik konusunda ciddi boÅŸluklar olabilmektedir. Yapay zekâ konusundaki yetenek boÅŸluÄŸu ise ittifakın etkinliÄŸini azaltabilecek önemli risklerden biridir.SALGINA KARÅžI HAZIRLIKSIZDIDoÄŸası gereÄŸi, doÄŸal tehditlerden ziyade geniÅŸ çaplı insan kaynaklı tehditlere odaklanan NATO’nun güvenlik öncelikleri arasında, ‘küresel salgınların’ pek de önemli bir yer tutmadığı anlaşılmaktadır. NATO bünyesinde tartışılan siber saldırılar ve enerji kesintileri gibi yeni tip tehditlere son zamanlarda ‘iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi’ de eklenmiÅŸti ki koronavirüs krizi patlak verdi. Potansiyel, somut tehditlere karşı, savunma ve saldırı konseptleri geliÅŸtiren NATO, bu görünmez tehdit karşısında epey hazırlıksızdı. Ä°ttifakın geleneksel yapısı açıkça krizi göğüslemekte zorlandı.NATO eski Genel Sekreter Yardımcısı Jamie Shea'ya göre, "NATO, salgın süresince, virüse karşı sivil nüfustan daha dirençli olmadığını kanıtladı. ABD’ye ait bir uçak gemisi, virüse yakalanmış 4.000 kiÅŸilik mürettebatıyla birlikte Guam’da faaliyet dışı kaldı. Bir Hollanda denizaltısı ise eve dönmek zorunda kaldı ve iki Alman korveti de operasyonlarını durdurdu. Donanmalar, hastalıklara karşı özellikle savunmasızdı..." Shea'ya göre, NATO'nun son derece profesyonel bir askeri güce sahip olduÄŸu doÄŸruydu, ancak salgınla birlikte, bu kuvvetlerin kullanılamadıkları takdirde hiçbir iÅŸe yaramayacakları anlaşıldı…ÇOK KUTUPLU BÄ°R DÃœNYADA NATO1989 yılında Sovyetlerin çözülmesiyle birlikte uluslararası güç dengesi ve iki kutupluluk tarihe karışmış, ABD öncülüğündeki NATO, küresel üstünlüğünü ilan etmiÅŸti. Ancak ittifakın omurgasındaki çatlakların gözle görülür hale gelmesi yirmi yıldan az bir sürede gerçekleÅŸti. Bugün özellikle geliÅŸmekte olan ülkeler, küresel dengeyi saÄŸlayacak; güvenlik ve istikrarı destekleyecek yeni bir sistem olarak ‘çok kutuplu dünya’ paradigmasını tartışıyor. Öte yandan, ABD ile NATO içinde uyuÅŸmazlık yaÅŸayan Almanya ve Fransa, “Avrupa Ordusu†fikrini rafta bekletiyor. Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron, Kasım ayında Economist’e verdiÄŸi röportajda, "Åžu anda yaÅŸadığımız NATO'nun beyin ölümüdür" diyerek, ülkesini Ä°ttifaktan topyekûn çekeceÄŸini açıklayan ABD BaÅŸkanı Donald Trump’ı suçlamıştı. 20 Ocak’ta görevi devralacak olan ‘küresel liberal düzenin’ büyük savunucusu Joe Biden ise bu konuda Avrupa’ya olumlu sinyaller veriyor. Ancak ÅŸartlar ne olursa olsun, tüm dünya ile birlikte NATO’yu da zorlu bir görev yılı bekliyor. Planlanan reformlar hayata geçmediÄŸi ve dünyada oluÅŸan yeni güç dengeleri gözetilmediÄŸi sürece gerileme kaçınılmaz.Â
cumhuriyet.com.tr
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/654937-natonun-zorlu-sinavi-2021/