Yazarlarımız 2020’yi yorumluyor
figure >
Gazetemiz yazarları, uzman oldukları konularda 2020’ye damga vuran olayları ve 2021’den beklentilerini kaleme aldı..
SÄ°YASETIÅžIK KANSUYeniden, kardeşçe...Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın “İslam medeniyetiâ€ne ulaÅŸmak için “demokrasi bir amaç deÄŸil, araçtır†sözü, AKP’nin iktidara geldiÄŸinden bu yana uyguladığı siyasetin dayanak noktası oldu:1. aÅŸama: ABD’ye yanaÅŸarak (Irak tezkeresini anımsayın) iktidarını saÄŸlama alma, ardından Avrupa BirliÄŸi’ni kullanarak içeride “vesayet†saydığı ayak baÄŸlarından kurtulma çabası. 2. aÅŸama: Casusluk cemaati ile kurulan koalisyon ortaklığı üzerinden anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi, sonrasında uyduruk davalar aracılığıyla laik, ulusal ordunun tasfiyesi. 3. aÅŸama: Mühürsüz oylarla Cumhuriyet rejiminin meÅŸruti monarÅŸi bulamacına çevrilmesi.“Araç†kullanılarak bugüne deÄŸin demokrasinin üç sacayağının ikisi ele geçirilmiÅŸtir. Yasama ve yürütme erkleri, tümüyle Saray’ın denetimindedir.Son aÅŸama, epeydir üzerinde çalışılan yargıya sahiplik etmek, kendi hukukunu (ÅŸeriat) oluÅŸturmaktır.Ä°ÅŸte “İhvanâ€cı devletin kurgulanması evresi açısından 2020’deki en önemli geliÅŸme, yargı kararlarının, dolayısıyla laik, çaÄŸdaÅŸ ulusal ve uluslararası hukukun tanınmaması evresine gelinmesidir.Bu durum, AKP’nin kırmızı elmasındaki (Ä°slam medeniyeti) son aÅŸamadır.Peki, siyasi gelecek konusunda öngörü nedir?AKP, körlemesine bir an önce hedefine ulaÅŸmak istiyor. “Kindar nesilâ€lerle demokratik, laik Cumhuriyeti kemirme tasarımında epey baÅŸarı da saÄŸladı.Ancak yanıldıkları iki nokta var: Ä°nsan unsuru ve yaÅŸanan zaman.Aydınlanma yaÅŸamış, özgürlüğün ve demokrasinin yararlarını, tadını almış bir toplumu çaÄŸ geri etmek olası deÄŸildir.Özgürlükçü bir dünyada, hele de ölüm korkusu ve yasaklarla donanmış bir salgını atlattıktan sonra özgürlüğüne daha da düşkün olacak bir dünyada hot zot bir yönetimi sürdürme ortamı yürütülemez olacaktır.Donanımlı, akla dayanan (dogmaları reddeden), içtenlikle demokratik davranabilen, eÅŸitlikçi, adaletli ve hiç kuÅŸkusuz Cumhuriyet devriminin kazanımlarını özümsemiÅŸ bir muhalefet hareketi, Türkiye’yi yeniden kardeşçe yaÅŸanabilecek bir ülke yapabilir.****************************************************************************************************************************************************************************ADALETBARIÅž TERKOÄžLUNasıl geçti koca yılSize bu satırları yazdığım yer 2020 yılının nasıl geçtiÄŸi hakkında fikir veriyor. Biraz önce Cendere kitabım sebep gösterilerek yaklaşık 100 yılı aÅŸan hapis talebine karşı adliyede savunma yaptım. Geçen yılın üçte birini, 4 ayı, tecrit altında tutuklu geçiren, sonra da beraat eden biri olarak elbette buna ÅŸaşırmıyorum.Ama hatırlatmakta fayda var...2020 yılında servet sahipleri, meblağını ödeyerek suçlarının kefaretinden kurtulabildi. Geçen yıl yargı, FETÖ’nün boÅŸluÄŸunu dolduran tarikatların, cemaatlerin, hiziplerin parsellemeleriyle anılır oldu. Yargı içindeki gruplar, dayandıkları güçle bakanlarla bile kavga eder oldu. Adalet ile hukuk düzeni birbirinden uzaklaÅŸtı. Mafyatik yapılar kendisine sistemde yer tuttu. BeÄŸenilmeyen yargı kararları dinlenmedi. Ä°stendiÄŸinde peÅŸin ceza için hukuk uyduruldu. Herkes terörist, herkes suçlu, herkes düşman sayılırken suçu üretenler bir telefonla kaçıp kurtuldu. PeÅŸin hükümlere iddianame yazılırken davalar adamına göre bulundu.Nasıl geçti?Yetmez mi!UMUT VAR MI?2021 mi?Biliyorum, her ÅŸeyin kötü gideceÄŸine inananlar çok. Ama unutmayın, biz nasılsak yargı da öyle. Bir trende koÅŸarak ters yöne gidilmiyor. Yargı aslında toplumsal kavgaların, düzensizliklerin, adaletsizliklerin aynası.Emin olun, üzerindeki cüppeyi kiralayan bir grup tetikçiyi bir kenara koyduÄŸunuzda adalet arayan hâkimler ve savcılar halen çoÄŸunlukta. HukuksuzluÄŸu bir düzen olarak sürdürmek isteyenler onları hep sinir merkezlerine yerleÅŸtiriyor. En kritik kararları onlara aldırıyor. Görünenler de hep onların kararları oluyor. Zira suyun içindeki çamuru onlar yaratıyor.Türkiye kendisini arındırabilirse, sistemini eÅŸit bir paylaşımla yeniden kurabilirse, hürriyetini kendi ellerine alabilirse, imtiyazları reddeden bir toplum olabilirse, “yeniden adalet†uzak bir hülya deÄŸil. Yeter ki adaleti saraylarda deÄŸil toplumun baÄŸrında kurmaya çalışalım.2020 bizim gibi geçmiÅŸti. Kısacası 2021 de bizim gibi geçecek.****************************************************************************************************************************************************************************DÃœNYAERGÄ°N YILDIZOÄžLUKüresel saflaÅŸma ve toplumsal hareketler2020 yılına damgasını vuran olayların başında, hiç şüphesiz Covid-19 pandemi krizi geliyor. Ä°kincisi Amerika’nın baÅŸkanlık seçimleridir. Üçüncü önemli geliÅŸme de Kuzey Afrika ve OrtadoÄŸu bölgesinde Arap ülkeleriyle Ä°srail arasında baÅŸlayan yeni yakınlaÅŸma sürecidir.Covid-19 krizi Çin’de patlak verdi ama tam anlamıyla küresel çapta yaÅŸanıyor. Bu saÄŸlık krizi, egemen ekonomik modeli korumaya çalışmanın insani maliyetini gözler önüne serdi. Ekonomik hayat yavaÅŸlayınca havanın temizlenmeye baÅŸlaması, egemen ekonomik modelin ve yaÅŸam tarzının artık sürdürülemez olduÄŸunu söylüyordu.ABD’NIN SEÇİMÄ°...ABD baÅŸkanlık seçimleri, öncesindeki kampanya sürecinde “yalan haberâ€, ırkçı aşırı saÄŸcı komplo teorileri, polis cinayetleri ve “Siyah YaÅŸamlar Önemlidir†direniÅŸi siyasi iklimi belirledi. BaÅŸkan Trump, tüm dikkatini taraftarlarını harekete geçirmeye odaklarken Covid-19 krizi denetimden çıktı. Seçim sonuçları belli olduktan sonra Trump’ın yasal itirazlardan “gizli yetkilerini kullanarak olaÄŸanüstü hal ilan etme tartışmalarına kadar†uzanan, seçimleri iptal ettirerek baÅŸkanlıkta kalma çabaları liberal demokrasinin derin krizini sergiliyordu.Arap ülkelerinin Ä°srail ile iliÅŸkilerini resmileÅŸtirmeye baÅŸlaması, bölgede yeni bir dönemin baÅŸlamakta olduÄŸuna iÅŸaret etti. Bu yeni dönemde Ä°ran rejimine karşı Mısır ve Suudi Arabistan’ı da içeren bir Arap-Ä°srail blokunun ÅŸekillendiÄŸi, AKP Türkiyesi’nin manevra alanının daraldığı, eÄŸer Katar-Suudi Arabistan yakınlaÅŸması gerçekleÅŸirse daha da daralacağı söylenebilir.Bu üç önemli olayın ekonomik, siyasi hatta kültürel sonuçlarını, 2021 boyunca, Covid-19 aşısının, ABD’de Biden yönetiminin Çin karşıtı bir “demokrasiler bloku†kurma çabalarının, Ä°ran’la yapılmış nükleer anlaÅŸmaya geri dönmek için ileri süreceÄŸi ÅŸartların yaratacağı ortam içinde yaÅŸayacağız. Biden’ın yönetimi, “demokrasiler ittifakı†kurma projesinde ısrar ederse hem Rusya ve Çin yakınlaÅŸması derinleÅŸerek küresel çapta, diÄŸer ülkeleri taraf olmaya zorlayan bir “bloklaÅŸmaya†yol açabilir hem de bir NATO üyesi ve AB üyesi adayı olarak AKP Türkiyesi’nin yönetici seçkinlerinin OrtadoÄŸu ve DoÄŸu Akdeniz projeleri hiç beklemedikleri biçimler sergileyerek dejenere olmaya baÅŸlayabilir.YENÄ° NORMALEÄŸer Covid-19 mutasyona devam eder, aşılar yetersiz kalırsa kapitalizm tarihinin en derin ekonomik krizine tanık olabiliriz. Bu krizden beslenecek saÄŸ ve / veya sol bir toplumsal öfke dalgası, siyasi iklimi öngörülemeyecek yönlerde yeniden ÅŸekillendirmeye baÅŸlayabilir. Yeni “normal†virüs salgınının 2021’e sarkan etkileri, küresel çapta jeopolitik saflaÅŸma ve toplumsal hareketlerin basıncı altına ÅŸekillenecek.****************************************************************************************************************************************************************************HAYVAN HAKLARI/ÇEVREZÃœLAL KALKANDELENZulümsüz yaÅŸam hakkı için.../Archive/2020/12/31/022206329-zulal-kalkadelen.png2020, yaÅŸadığımız gezegende iklim krizinin etkilerinin fazlasıyla hissedildiÄŸi bir yıl oldu. Birçok yerde beklenmeyen aşırı yağış yüzünden sel ve kasırga yaÅŸanırken, bazı yerlerde aşırı sıcaklık nedeniyle kuraklık arttı. Geriye doÄŸru baktığımda buna baÄŸlı olarak hafızamda en çok yer eden görüntüler, yaklaşık 3 milyar hayvanın da yanarak can verdiÄŸi, Avustralya’da 240 gün süren orman yangınlarıydı.Ama en sarsıcı olan, tüm dünyanın koronavirüs salgını ile altüst olmasıydı. Her alanda dramatik bir deÄŸiÅŸime yol açan bu geliÅŸim, insanlığa doÄŸanın belki de son uyarısı. Yüzyıllardır süren doÄŸa tahribatı ve hayvan katliamları, yeryüzünün kaldırabileceÄŸi sınırı çok aÅŸtı.Türkiye ise çevre ve hayvan politikalarında kötü örneklerden biri oldu. Rant için çevre katliamları artarak sürerken, yasal izinle yapılan define kazısıyla Dipsiz Göl yok edildi. Uzun yıllar sonucunda oluÅŸan eÅŸsiz bir doÄŸal gölün devlet eliyle ortadan kaldırılışı tarifsiz bir kötülüktü. Hayvanlara yönelik ÅŸiddet tavan yaparken Hayvan Hakları Yasası’nın bu yıl da TBMM gündemine gelmemesi, hayvanların hâlâ can deÄŸil “mal†sayılması ve av ihaleleri, 2020’de öne çıkan utançlar olarak kayda geçti.Ä°nsan türünün kendi eliyle yarattığı çevre felaketlerinin ÅŸokuyla 2021’de biraz daha bilinçlenmesini umuyorum ama insan bencilliÄŸini kâr hırsı ve bireysel çıkar doÄŸrultusunda yönlendiren kapitalizm, fazla umutlu olmamı engelliyor.Bu yüzden yine yıkıcı felaketler yaÅŸanması muhtemel. Su kıtlığının daha büyük tehdit olacağını tahmin etmek zor deÄŸil. Tüketim toplumunun dizginlenmesi için doÄŸadaki yaÄŸmanın ve hayvansal tüketimin ciddi ÅŸekilde sorgulanacağını düşünüyorum. Bu kapsamda laboratuvarda üretilen et de daha çok konuÅŸulacak.Türkiye’de 2021’e Kanal Ä°stanbul kavgasının damga vurabileceÄŸini tahmin ediyorum. Hayvan Hakları Yasası sonunda çıkarılsa da birçok alanda sömürü “yasallık†zırhı altında süreceÄŸinden, hayvanlar için zulümsüz yaÅŸam hakkı mücadelesi yoÄŸunlaÅŸacak.****************************************************************************************************************************************************************************EKONOMÄ°ERÄ°NÇ YELDANEmeÄŸe saygıya davet eden bir yıl.../Archive/2020/12/31/022347328-erinc-yeldan.png2020 kuÅŸkusuz, pandemiyle mücadele yılı olarak anımsanacak. Ancak 2019’un son aylarında, Çin’in Wuhan bölgesinde patlak vererek tüm dünyaya yayılan virüsün ana nedeni hiç bizi ÅŸaşırtmıyor. Dünyamızın mevcut koÅŸularında 1 milyar insanın içilebilir suya eriÅŸimden, 2.6 milyarın sanitasyon hizmetlerinden yoksun ve 1.5 milyar kiÅŸinin ise elektriÄŸe eriÅŸiminin olmadığı ve eÅŸitsizliÄŸin gezegenimizin her köşesinde, iÅŸgücü, cinsiyet, etnik ve coÄŸrafi bazda sürekli derinleÅŸtiÄŸi düşünüldüğünde Covid pandemisini yaratan koÅŸulların aslında hiç de beklenmedik bir ÅŸey olmadığını anlamak güç deÄŸil.ERÄ°YEN REZERVLERDiÄŸer yandan 2020’de ülkemizin iktisaden yaÅŸamış olduÄŸu çalkantılar da kuÅŸkusuz hiç ÅŸaşırtıcı olmadı: Yaz ayları “serbest†diye anılan, ancak aslında Merkez Bankası rezervlerini eriterek ve çeÅŸitli muhasebe oyunlarıyla sabit tutulmaya çalışıldığı bir dönem oldu. Gene, iktisat biliminin tüm doÄŸrularını ve tarihsel deneyimleri hiçe sayarak, “enflasyonun asıl nedeni faizdir, enflasyonu düşürmek için faizi düşürmek gereklidir†dogmatik inancının 2020’nin aralık ayı itibarıyla terk ediliÅŸini yaÅŸadık. Her iki tecrübenin de faturası ağır oldu: Yüzde 26’yı aÅŸan toplam iÅŸsizlik; yüzde 15’e yaklaÅŸan enflasyon ve yatırım harcamalarındaki sert gerileme.Bütün bunların ötesinde, 2020 hem küresel ekonomide hem de Türkiye’de hukukun üstünlüğünün, liyakate dayalı yönetimin ve yurttaÅŸlık bilincinin en çok arandığı yıllardan birisi olarak anılacak.KÂR DÃœRTÃœSÃœ2021’e yönelik beklentilerimi biraz da umutlar ve ütopyamız ÅŸeklinde ifade etmek istersem, doÄŸaya daha saygılı ve ekolojik adaleti gözeten bir üretim ve tüketim dünyasını; kapitalizmin acımasız rekabet ve daha çok kâr dürtüsüne dayalı birikim rejimi yerine, insanlar arasında daha dayanışmacı ve barışa adanan bir dünyayı amaçlayan adımlar atılmasını diliyor olurdum.Güncel medya paylaşımlarında “saÄŸ popülizm†diye geçiÅŸtirilen, ancak özünde açık faÅŸizm anlamına gelen hukuksuzluk, temel insan haklarının ihlali ve daha yoÄŸun sömürü içeren kapitalizmin yeni normalinin terk edilerek insanları barışa, dayanışmaya ve emeÄŸe saygıya davet eden bir yıl olmasını dilerdim.****************************************************************************************************************************************************************************TOPLUMEMRE KONGAR2020’de ne oldu? 2021’de ne olacak?Her iki yıla da diyalektik oluÅŸumlar egemen olacak!Toplumsal olaylar, toplumsal birikimler, zıtların etkileÅŸimiyle yani diyalektik olarak geliÅŸir:Her etki bir tepkiye yol açar.Her tepki, zaman içinde bir etkiye dönüşür ve o da baÅŸka tepkileri çeker.Bu etki-tepki-etki-tepki etkileÅŸimi sonsuz bir spiral döngüye dönüşür ve bizi toplumla birlikte, saman çöpü gibi sürükler!2020’DE TOPLUMSAL AÇIDAN NE OLDU?Nefret söylemleri kullanan ve bu söylemlere dayalı olarak iktidarını sürdüren bir siyasal strateji, toplumsal ayrıştırma, düşmanlaÅŸtırma yöntemleriyle, tam bir toplumsal kutuplaÅŸtırmayı gerçekleÅŸtirdi.Bunun sonucu olarak toplumun kırılma çizgilerine, geleneksel TürkKürt ve Sünni-Alevi ayrımlarına ek olarak “AKP olanâ€-“AKP’li olmayan†çizgisinde yeni bir gerilim hattı eklendi.Bu yeni çizgi derinleÅŸtikçe, yasama ve yargı erkleri güçsüzleÅŸti, adalet mekanizması yozlaÅŸtı, “yeminli iktidar dalkavuÄŸu olanlarâ€-“yeminli iktidar dalkavuÄŸu olmayanlar†biçiminde iki düşman ucun ortaya çıkmasına ve bu karşıtlığın bütün toplumsal yaÅŸama egemen olmasına yol açtı.Ä°ktidarın “bitaraf olan bertaraf olur†söylemine uygun eylem ve baskıları, bu iki ucun dışında kalanları tasfiye etti ve toplumdaki gri alanlar azaldı; aşırılıklar, kavgalar, düşmanlıklar genel toplumsal tutumlar ve davranışlar halini aldı.Her iki aşırı ucun varlığı birbirini desteklediÄŸi için arada kalanlar her iki grup tarafından da “hainlikleâ€, “korkaklıkla†veya en azından “pısırıklıkla†suçlandı ve taraf olmaya zorlandı.Bu ayrıştırıcı ve kutuplaÅŸtırıcı politikalar yüzünden farklı kimliklerin bir arada barış içinde yaÅŸaması iyice zorlaÅŸtı.Ä°liÅŸkiler sertleÅŸti, duyguları ön plana alan aile gibi birincil grupların “sığınma yeriâ€, “barış limanı†olarak koruyucu fonksiyonları arttı...Buna karşılık bürokratik iÅŸleyiÅŸe sahip olan ikincil gruplardaki baskı, kayırmacılık, kuralların yozlaÅŸtırılması, özellikle de dini inançların ve tarikatların bu stratejinin bir aracı olarak kullanılması, bu grupları “yükselmeâ€, “zenginleÅŸme†ve “dayanışma†örgütleri haline getirdi.Sonuç olarak 2020 yılında, iktidarın dışlayıcı ve nefret söylemine dayalı stratejisinden dolayı, toplumsal dayanışma, barış, müsamaha, uzlaÅŸma, terbiye, nezaket ilkeleri önemli ölçüde tahrip oldu.Ve elbette bu tahribatın tepkileri de filizlenmeye baÅŸladı.2021’DE NE OLUR?2021’de ne olacağını hem 2020’ye hem de 2019’a bakarak anlayabiliriz:Nefret dili, kavga, dövüş, ayrımcılık, dışlama, azar, baskı, toplumu bunaltıp bıktırınca, diyalektik olarak bu etkinin tepkileri ortaya çıktı ve 2019’daki yerel seçimlerde iktidar dilini kullanmayan, uzlaÅŸmaya, müsamahaya, sevgiye, herkesi kucaklamaya dayalı strateji Ä°stanbul ve Ankara gibi büyük kentlerindeki seçmen tarafından kabul gördü.2020’de, iktidarın bu nefret dili ve kutuplaÅŸtırma stratejisi daha sertleÅŸerek ve yaygınlaÅŸarak devam ettiÄŸine göre, diyalektik olarak, 2021’de barış, uzlaÅŸma, karşısındakine saygı, farklı kimliklerin birlikte verimli ve uyumlu bir biçimde yaÅŸaması yönündeki oluÅŸumların güçlenmesi beklenir.Elbette iktidarın kutuplaÅŸtırma eÄŸilimleri de 2021’de sertleÅŸerek devam edecek ve toplum, biri ayrışma ve kutuplaÅŸtırma, öteki uzlaÅŸma ve bütünleÅŸtirme yaklaşımına dayalı iki zıt çizgi arasındaki savaşımda sıcak günler yaÅŸayacaktır!****************************************************************************************************************************************************************************KÃœLTÃœR SANATZEYNEP ORALYaÅŸama sevincimizi engelleme çabası2020’ye damgasını vuran, iktidarın Covid-19 virüsünü fırsata dönüştürme çabasıydı. Pandemi koÅŸullarını kendi çıkarları ve zihniyeti doÄŸrultusunda fırsata dönüştüren iktidar, salgını, ÅŸiddet, baskı, tehdit ve yasaklar için bahane olarak kullandı. Ekonomik çöküntüyü, adalet rezilliÄŸini gizlemek için gerçekleri gizlediler.2020’ye damgasını vuran, sistem deÄŸiÅŸikliÄŸiyle Meclis’i yok sayıp tek adam rejiminin uygulanmasıydı. Bu sistemle salgın koÅŸulları birleÅŸince karşıdevrim adımları körüklendi. Kazanılmış haklar geriletilmeye çalışıldı. Gerici yobaz zihniyeti yaymak için salgından yararlanıldı. Korkunç virüslerle boÄŸuÅŸtuk: Laiklik karşıtlığı, haksızlık hukuksuzluk, vicdansızlık gibi... Açlık, yoksulluk, iÅŸsizlik gibi… Tırmandırılan ÅŸiddet gibi… “Anayasa beni baÄŸlamaz, Anayasa Mahkemesi bana vız gelirâ€, “AÄ°HM kararları beni baÄŸlamaz†söylemleri gibi… Hiçbir iÅŸe yaramayan keyfi yasaklarla milli bayramlarımız ve yaÅŸama sevincimiz yok edilmeye çalışıldı.2020’ye kültür alanında damgasını vuran ise tıp alanında çalışanların kahramanlığı ve sanatçıların, müzisyenlerin, tiyatrocuların dayanışmasıydı. Ä°ktidarın, sanatçıları sadaka bağımlısı kılma çabalarına raÄŸmen!2021 İÇİN2021 için “öngörüde†ya da “iyi dileklerde†bulunmak yerine düşlerimi paylaÅŸmak, “kaçınılmaz dileklerimi paylaÅŸmak istiyorum: Tek adam sisteminden vazgeçip geleceÄŸimizin iki dudak arasına sıkışıp kalmaması… Bir an önce parlamenter rejime geri dönebilmemiz…Adalete, siyasetin deÄŸil, hukukun egemen olması…LaikliÄŸe karşı giriÅŸilen tüm karşıdevrim çabalarının ve söylemlerinin derhal durdurulması…AÄ°HM kararlarının, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanması…T.C. olarak altına imza attığımız uluslararası antlaÅŸmalara sadık kalınması…Her tür ÅŸiddetin dışlanması…Cehaletin ve yobazlığın geri püskürtülüp akıl ve ilim yolunda eÄŸitim bütünlüğünün saÄŸlanması…Vicdan sesine kulak verilmesi…İnsan yaÅŸamına, insan emeÄŸine, insan onuruna bir damlacık dahi olsa, saygı duyulması…Ancak bunlar gerçekleÅŸtirilirse ekonomik çöküntüden de kurtulabileceÄŸimizin içselleÅŸtirilmesi… (Listem çok uzundu ama kısa keseceÄŸim.)Bu sıraladıklarımın yapılabilmesi için her birimizin canla baÅŸla çalışmasını diliyorum, düşlüyorum.****************************************************************************************************************************************************************************KADIN HAKLARIMÄ°NE SÖĞÜT‘Gerilemeye’ karşı ilerlemeBugünün siyasi koÅŸullarında, Türkiye’de kadın hakları konusunda ilerleme olarak kaydedilecek çoÄŸu ÅŸeyin, öncelikle bir “geri kalmışlığa†deÄŸil, “gerilemeye†karşı ilerleme olduÄŸunun altını çizmek gerekiyor.Ä°ktidar, bu ülkede son yirmi yıl içinde önce sinsice sonra alenen kadın karşıtı politikalar izledi. Batı’yla iliÅŸkileri koparmaya çalıştı, çaÄŸdaÅŸlığı karaladı, sivil toplum örgütlerini suç örgütleri olarak mimledi ve muhafazakâr aile düzenini korumak adına kadın özgürlüğünü ahlaksızlık olarak kodlamaya çalıştı.Bu zorlu ortamda, tüm bu olumsuzluklara karşın kadın örgütlenmelerinin inatla güçlenmeye ve sesini daha çok çıkarmaya devam etmesi, kadın hakları açısından 2020’ye damga vuran en önemli olaylardan biridir.Sivil ve mesleki kadın örgütleri özellikle kadın cinayetleri ve kadına ÅŸiddet konusunda çok önemli iÅŸler yaptılar, Åžule Çet davasında olduÄŸu gibi son derece sorunlu iÅŸleyen hukuki süreçlere müdahale edebilecek ve davanın seyrinin deÄŸiÅŸmesini saÄŸlayabilecek kadar etkili oldular. Aynı ÅŸekilde Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin önemini vurgulama ve sözleÅŸmeye yönelik olumsuz yaklaşımları bertaraf etme konusunda ve tartışmaları doÄŸru yöne çekme mücadelesinde son derece güçlü, kararlı ve etkili bir tavır sergilediler.DAHA KARARLIKadın örgütlenmesinin 2020’de elde ettiÄŸi baÅŸarılar, maalesef 2021 yılının kadın sorunları açısından daha olumlu geçeceÄŸinin habercisi deÄŸil, aksine daha zorlu geçeceÄŸinin göstergesi.Kendince 2023 rövanşına hazırlanan iktidarın gittikçe sertleÅŸen ve hırçınlaÅŸan dili ve tavrı yüzünden kadın örgütlenmesine yönelik tehditlerin ve engellemelerin artacağını düşünüyorum.Cinsiyet eÅŸitliÄŸi taleplerine karşı açılan savaÅŸ iyice kızışacak.Ä°stanbul SözleÅŸmesi ile ilgili tartışmalar muhtemelen yeniden gündeme gelecek.Ve ahlak ve özgürlük tartışmaları daha da kızışacak. Bu noktada kadın örgütleri alanlarında daha zorlu bir savaÅŸ verecekler. Ama 2021 boyunca da kadın aleyhine iÅŸleyen her süreçte sorumlular ve suçlular karşılarında eskisinden daha kararlı, daha inatçı ve daha güçlü bir örgütlenme bulacaklar.********************************************BÄ°LÄ°M ve TEKNOLOJÄ°ORHAN BURSALIKurtuluÅŸ bilimdeTam bir yıl boyunca kulaklarımız, gözlerimiz, okumalarımız, araÅŸtırmalarımız bilime odaklı geçti. Dünyayı hâlâ kasıp kavuran, ne kokar ne görünür ne fark edilir SARSCoV-2 virüsü 2 milyona yakın can aldı. Bu beladan korunmak ve kurtulmak için bilim tüm silahlarını seferber etti. Güçlerini birleÅŸtirdi. Hemen her gün bilimin açıklamalarına odaklandık. Umudumuz bilimsel araÅŸtırmalardan çıkacak sonuçlar oldu. Bugüne kadar kullanılan ilaçlardan medet umduk, bir kısmı virüsün hasarını geriletmemizde ve hayatta kalmamızda yardımcı oldu. Ä°nsanların koronaya karşı mücadelesinde baÅŸarısı, öncelikle ve daha çok kendi biyolojik yapısının özelliklerine, yerinde ve önemli tıbbi müdahalelere baÄŸlı kaldı.Virüse karşı ne ilaç ne de aşı vardı. Virüsün tüm genetik kodları daha ocak ayında çözülünce bilim tüm güçleriyle aşı geliÅŸtirmeye odaklandı. Özellikle mRNA teknolojisi insan bağışıklığının virüse karşı antikor silahlarını geliÅŸtirmesinde yüksek baÅŸarı elde etti. Dünyada aşı geliÅŸtirmede inanılmaz bir hıza tanık olduk. Bunu geçmiÅŸ aşıların 5-10-20 yıllık geliÅŸtirme süreçleriyle kıyasladığımızda sadece ÅŸunu görüyoruz: Bilimin müthiÅŸ birikim hızını ve tüm güçleriyle aşı üzerinde odaklanması sonucu elde ettiÄŸi büyük baÅŸarıyı.Bugün Türkiye dahil çok sayıda ülkede bilim, birbirinden öğrenerek ve baÅŸarıları izleyerek yeni ve eski teknolojilerle hızlı aşı geliÅŸtiriliyor. Bilim dünyası adeta iÅŸini gücünü bıraktı ve virüsü odaklandı. Aralık ayının ortasında, sadece dünyasının biyomedikal kütüphanesi Pubmed’de yayımlanan COVID üzerine araÅŸtırma makalelerinin sayısı 74 bini aÅŸmıştı. Bu sayı, bugüne kadarki en büyük rekordu.2021 de bilimin yılı olacak, çünkü henüz COVID’e karşı bilimsel imha ve yok etme mücadelesi daha yeni baÅŸlıyor bile diyebiliriz. Aşılama bir adım, 8 milyar insandan bahsediyoruz. Ama COVID’in ortadan silinmesi öyle kolay olmayacak.2020’ye olduÄŸu gibi ve 2021’e de bilim damgasını vuracak, komplo teorilerini yıkarak...****************************************************************************************************************************************************************************EDEBÄ°YATATAOL BEHRAMOÄžLUÖzlüyorum...2020’nin sanat/kültür ve bu arada edebiyat gündemini Covid adlı virüs belirledi.Bu gündemi sinema, tiyatro, müzik alanlarında tam bir verimsizlik, ümitsizlik döneminde yaÅŸadık.BaÅŸka ülkelerle karşılaÅŸtırabilmiÅŸ deÄŸilim, fakat bizde kültür ve sanatla zaten pek ilgisi bulunmayan yönetimin Covid sanki iÅŸine geldi.Genel bir kapama yapamayan bu yönetim, gücünün yettiÄŸi alan olan sanat ve kültür ortamını tam anlamıyla çölleÅŸirdi.Kitap fuarlarının yapılamayışı ise yayıncılık ve kitap satışlarına darbe vurdu.Okuruyla yüz yüze olmaya alışan, bunun mutluluÄŸunu yaÅŸayan yazar ve ÅŸair küskünleÅŸti.Evlerde kalmanın bu alanlarda üretime bir ölçüde katkısı da olmuÅŸtur belki. Bunu daha sonra deÄŸerlendirebileceÄŸiz.2021’de aşının dilerim bizde de uygulanmaya baÅŸlanmasıyla aÅŸamalı olarak da olsa sıkıntılar umarım aşılacak, sinema/tiyatro salonları açılacak, konserler baÅŸlayacak, kitap fuarları yeniden kapılarını açacak, online dönemi geride kalacaktır.Bunun için yerel yönetimlerin de daha cesur, daha atak olmaları gerekiyor.Kendi payıma ben okurumla sohbeti, buluÅŸmayı özlüyorum.2021 umarım umutlarımızın tazelendiÄŸi bir yıl olacaktır.****************************************************************************************************************************************************************************EĞİTÄ°MFÄ°GEN ATALAYEÅŸitlik deÄŸil adaletSalgınla birlikte uzaktan eÄŸitim sürecine geçilmesiyle interneti ve cihazı olmayan çocukların eÄŸitimin dışında kalması en büyük sorundur.Uzaktan eÄŸitimle birlikte aylardır sürekli yazdığımız “eriÅŸim†sorunu baÅŸladı. Yoksulun ne cihazı yetti derslere girmeye ne interneti. Girenler için de çoÄŸu zaman verimli olamadı uzaktan dersler.BaÄŸlantı, cihazlara eriÅŸim ve EBA online sistemine eriÅŸim konusunda öğrenciler arasında büyük farklılık olduÄŸu, rakamlarla, oranlarla ortaya konuldu. Ancak dezavantajlı çocuklar için yeterince özel önlem alınmayınca “eÅŸit†uygulamalar adaletsizliÄŸe yol açtı ve açmaya devam ediyor.Kimi öğretmenler, öğrencilerine ulaÅŸabilmek ve onları destekleyebilmek için bireysel çaba gösterseler de milyonlarca öğrencide büyük öğrenme kayıpları oluÅŸtu. Bu durum, tüm dünyadaki yoksul çocuklar için geçerli.Dünya Bankası’nın raporundaki “Okulların kapanmasıyla dünyanın pek çok yerinde yoksul çocuklar günün en önemli öğününden mahrum kaldı†cümlesi de eÄŸitim sistemlerine yönelik daha derin tartışmalara girmenin anlamsızlığını gösteriyor.Öngörüden çok ortada bazı somut gerçekler var. Yani oranlar, rakamlar vb. Uluslararası kurumların raporlarındaki tespitler var. Ä°ki en önemli sorun “öğrenme kaybı†ve “eÄŸitimden kopmaâ€, acil önlemlerin alınmaması halinde 2021’de eÄŸitimin gündemini oluÅŸturacak.Öğrenciler, 2021’in en önemli iki merkezi sınavına çok eÅŸitsiz koÅŸullarda girecek.Devamsızlık ve okul bırakma Türkiye’de büyük sorun. Uzaktan eÄŸitimin devam etmesiyle okuldan kopuÅŸlar ve çalışan çocuk sayısı artabilir.“Salgın bitse bile eÄŸitim metotları deÄŸiÅŸecekâ€, “öğrenme ortamları farklılaÅŸacakâ€, “dijital öğrenme platformları yaygınlaÅŸacak†vb. sözleri hep duyuyoruz ama bizim gibi yoksul ülkelerde bunlar fırsat eÅŸitsizliÄŸini daha da derinleÅŸtirebilir. Uluslararası platformlardan ders alacak Ä°ngilizce bilgisi kaç devlet okulu öğrencisinde var?****************************************************************************************************************************************************************************SPORARÄ°F KIZILYALINÄ°ptaller, ertelemeler/Archive/2020/12/31/022544830-arif-kizilyalin.pngSpor dünyası da 2020’yi Covid-19 pandemisi nedeniyle kâbus yılı olarak noktaladı. Sporun galası olimpiyat baÅŸta olmak üzere 2020 Avrupa Futbol Åžampiyonası, Dünya Atetizm Åžampiyonası gibi flaÅŸ etkinlikler ya ertelendi ya iptal edildi. Formula 1 seyircisiz, tatsız tuzsuz daha önemlisi küçülerek koÅŸuldu. Ä°sveçli Duplantis’in sırıkla yüksek atlamada peÅŸ peÅŸe kırdığı rekorlar (6.16 m., 6.17, 6.18) olmasa rekorsuz bir yılı noktalayacaktı atletizm.Sözün özü 2020’nin olayı spor dünyasının evde kalışıydı. Türkiye’de cimnastikçi Ä°brahim Çolak’ın Avrupa ÅŸampiyonluÄŸu, hemen ardından kadın cimnastikçi Göksu ÜçtaÅŸ Åžanlı’nın 30 yaşında Türkiye’ye kazandırdığı ilk bireysel Avrupa ikinciliÄŸi, Ukrayna’daki Avrupa Åžampiyonası’nda Ritmik Cimnastik Milli Takımı’ndan Duygu DoÄŸan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina ve Eda Asar’dan gelen altın madalya, modern pentatloncu Ä°lke Özyüksel’in Avrupa ÅŸampiyonluÄŸu, güreÅŸte Yasemin Adar, tekvandoda Hatice Ä°lgün ve Nafia KuÅŸ, judoda Kübranur Esir’in madalyaları, yüzmede Emre Sakçı’nın kısa kulvardaki Avrupa rekorları 2020’yi kurtaran gurur tablosu olarak spor tarihine geçti. Türkiye’de BaÅŸakÅŸehir, Åžampiyonlar Ligi’nde ise Bayern Münih 2020’nin futboldaki izleri oldular.ESKÄ°SÄ° GÄ°BÄ° OLMAYACAK2020 kayıp yıl olarak tarihe geçerken, spor dünyası 2021’e çok heyecanla bakamıyor. Bu yıla bırakılan Tokyo Yaz Olimpiyat Oyunları’nın, “Yeni Normal†kurallar çerçevesinde gerçekleÅŸecek olması, olası seyirci yasağı, tenisteki GrandSlam organizasyonlarının henüz baÅŸlamadan ileri tarihe ertelenmesi, atletizm baÅŸta olmak üzere Avrupa ve dünya ÅŸampiyonalarının takvimde yer almaması sporun keyfini kaçıran geliÅŸmeler. Keza 1 yıl ertelenen 12 ülke ev sahipliÄŸindeki Avrupa Futbol Åžampiyonası’nın takvimi ve formatı da netleÅŸmiÅŸ deÄŸil. Futbol baÅŸta olmak üzere tüm branÅŸlarda seyircinin “taca†çıkışı sporu ekonomik anlamda da felce uÄŸratmış durumda. Stadyum ve salonların “ölü ÅŸehir†görüntüsü, maç günü gelirlerinin sıfıra iniÅŸi tüm yükün sponsorlar ve yayın ücretlerini üzerine binmesine yol açarken, sporun endüstriyel anlamdaki kaybı da uzun vadeli plan yapmayı engelliyor.Sporun kurtuluÅŸu, “yoÄŸun aşılama†gibi dursa da spor dünyasının kanaat önderleri artık hiçbir ÅŸeyin eskisi gibi olmayacağı görüşünde.****************************************************************************************************************************************************************************SAÄžLIKERDAL ATABEKHastalanan toplum2020 yılını “hastalanan toplumâ€un sorunlarıyla yaÅŸadık.Elbette Covid-19 salgını bu yıla damgasını vurdu.Bütün dünyanın uÄŸradığı “pandemiâ€, yeni bir virüs türünün yarattığı hastalıklarla dönüşüme uÄŸradı.Ä°nsanların hareket alanları kısıtlandı. Maske ile dolaÅŸma zorunluluÄŸu doÄŸdu. BuluÅŸmalar sınırlandı.Ä°ÅŸyerleri çalışamaz oldu, ekonomik sıkıntılar doÄŸdu.Ä°nsanların gelir kaynakları kapandı.Bir yandan hastalığın yarattığı kısıtlamalar, hastanedeki tedavi olanaklarının zorlanması, öte yandan ekonomik daralmalar bütün toplumlarda yeniönlemler yarattı. Online çalışmalar, kargo ÅŸirketlerinin iÅŸ hacminin geniÅŸlemesi yeni yoÄŸunlaÅŸmalar oldu.YANLIÅžLARTürkiye, bir yandan hastalıkla boÄŸuÅŸurken öte yandan ülkenin içine sürüklendiÄŸi yönetim yanlışlarının da içine sürüklendi.Ãœlkenin kötü ekonomik yönetimi kaynakları tüketirken “pandemi yönetimi†de hatadan hataya sürüklendi.Bunların başında, hastalıkla ilgili bilgilerin toplumdan saklanması geliyordu. Bir Bilim Kurulu kuruldu, ancak bu kurulun içindeki görüşler ve varılan sonuçlar kurul tarafından açıklanamadı. Bu sonuçlar sadece yönetimin bildiÄŸi ve onların açıkladığı veriler oldu. Bu da yönetime duyulması gereken güveni zedeledi.Bilim Kurulu’na mutlaka girmesi gereken Türk Tabipleri BirliÄŸi kurula çaÄŸrılmadı. Bu da bağımsız bilim insanlarının resmi çalışmalarda bulunmasının istenmediÄŸini açıkladı.Birçok toplantının ertelendiÄŸi, kuruluÅŸ törenlerinin engellendiÄŸi bir ortamda iktidarın dinsel ya da partili toplantılarına izin verilmesi tam bir çeliÅŸi yarattı.Umreye izin verilmesi, umreden dönenlerin yurda dağılması, Ayasofya’nın ibadete açılması töreni, cuma ve bayram namazları gibi toplu ibadetlerin yapılması tam bir çeliÅŸki yarattı.Birçok toplantı yasaklanırken AK Parti’nin toplantılarının yapılması baÅŸka bir çifte standart oldu.Toplumun güven ekseninden kayması toplumun bu açıdan da hastalanması demektir.Siyasal iktidarın mahkeme kararlarını bile tanımaması, diploma sahtekârlığını savunması da artık her türlü güvencenin ortadan kalktığının iÅŸaretleridir.Bu koÅŸullarda Covid-19 aşısı nasıl gelecek, kimlere ne karşılığında yapılacaktır?Açıktır ki bu virüse karşı büyük bir iyileÅŸme aracı olan Covid-19 aşısı, bütün yurttaÅŸlara ücretsiz olarak yapılmalıdır.GECÄ°KÄ°LDÄ°Bunu saÄŸlayamayan bir iktidar, bu toplumun saÄŸlığını tehlikeye atacaktır.Bütün ülkelerin aşı üreten ülkelerle yaptıkları anlaÅŸmalara karşın Türkiye, bu adımı atmakta gecikmiÅŸtir.Hiçbir ÅŸeyin hesabını vermeyen siyasal iktidar elbette bu olayı da bahanelerin arkasına saklanarak geçiÅŸtirmek isteyecektir.Ama artık her ÅŸeyin ortaya çıktığı durumda ülke yönetiminin sürdürülemediÄŸi görülmektedir.2021 yılı, bu toplumun virüsten de bu kötü yönetimden de kurtuluÅŸ yılı olmalıdır.Bu da elbette bu toplum bireylerinin bilinci, örgütlerinin gücü oranında gerçekleÅŸecektir.Hepimizin görevi, bu ortak bilinci ve ortak çalışmayı güçlendirmek olmalıdır.
cumhuriyet.com.tr
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/654972-yazarlarimiz-2020yi-yorumluyor/