Fakir işiütopyalar!

Fakir iÅŸi ütopyalar! figure > Netflix dizileri arasında The Crown en önde gideni, hep birlikte izliyoruz. MeÄŸer Kraliçe’ye ve Ä°ngiliz monarÅŸisine ne kadar meraklıymışız! E, tabii, kapalı kapılar sonradan açıldı. Eskiden biz, Kraliçe ve ailesini, Diana’yla kucağında çocuklarını sadece Buckingham Sarayı balkonunda, ama ekranda görürdük. Saray ailesi dedin mi bir tane yetmez; türlü konak ve kasırlar, kâşaneler, köşk ve yalılar sıra sıra olur. Kanada’nın kraliçesinin Buckingham’ı Londra’daki asıl ikametgâhı. Mülk konusunda, ibadullah bir kraliyet ailesi; sat sat bitiremezsin. Fakat bir yandan satın almaya devam ediyorlar. Geçen seneydi, Kraliçe II. Elizabeth’in torunu, Prenses Diana’nın kızıl saçlı küçük oÄŸlu, Sussex Dükü Prens Harry Ä°ngiltere’yi ve tabii saraydaki aileyi terk edip Kanada’ya yerleÅŸeceÄŸini duyurmuÅŸ, bu haber üzerine üzüntüler geçiren Kraliçe, torunu geri dönsün diye elinden geleni esirgememiÅŸti. Fakat arada gelin hanım var; Rachel Meghan. Sinema oyuncusu, aktris. O ağırlığını koydu, kocası emredersin dedi ve Kraliçe’nin torununun çocuÄŸunu kundaklayıp Kanada’ya göçe karar verdi. Burada, Kanada’nın 10 eyaleti, 3 özerk bölgesi, biz hepimiz pek sevindik; gelip bizde yerleÅŸecekler diye. Niye sevindik, bunu da bilemedik. Onlar Kanada’da oyalanmadan gelip geçtiler, sinema dünyasına yakın olmak için ABD’yi tercih edip galiba Los Angeles’a bir saat mesafedeki Santa Barbara’ya yerleÅŸtiler; güle güle otursunlar. Bizim de, burada, Kanadalı olarak aÄŸzımıza bir parmak bal çalınmış oldu; gelselerdi, sevinecektik, Kraliyetten birileri burada diye. Dayı malikâne aldı Fakat biraz hısım olmakla beraber, nihayetinde Kraliçe’nin sofrasında oturup kalkmışlığı nedeniyle soylu sayılabilecek, üstelik gelecekte tahta oturup Kral olma ihtimali pek hayli yüksek görünen Diana’nın oÄŸlu Prens William’ın öz dayısı, bir süredir emlakçıları dolaşıyordu. Sonunda, Kül Kedisi Sindirella Masalı gibi herkesi hem evliliÄŸiyle hem bir kazaya kurban gidiÅŸinde gözyaÅŸlarına boÄŸan Prenses Diana’nın kardeÅŸi Charles Spencer, büyük eyaletlerden Ontario’nun Muskoka bölgesinde 8 milyon dolara satışa çıkarılan bir büyük arazi içindeki malikâneyi ehven fiyata satın aldı. Karısı Karen Spencer’la yerleÅŸip mütevazi bir hayat süreceÄŸi bu mülkün Gümüş adlı büyük bir göle 300 metre kadar kıyısı da var. Ãœstelik civardaki komÅŸuları arasında sinemanın meÅŸhurlarından Amerikalı aktör Tom Hanks, Cindy Crawford, Kurt Russel ve yönetmen Steven Spielberg gibi isimler de bulunuyor; seçkin muhit yani. Bunlar böyle mülk alıp, sonra gelir de yerleÅŸirler mi sanırsınız! Yok, arada sırada bir kapıyı açar kaparlar, sonra yine giderler. Fakat zenginlik böyle bir ÅŸey zaten, orada sürekli oturup minder çürütürlerse zadegânlığın lafı olmaz. Ãœstelik geride nadasa bırakılmış toprak gibi onları seneye bekleyen mülkün kâhyası, çalışanları vardır; fena mı, onlara ekmek parası çıkıyor.TopraÄŸa geri dönüşBu zenginlik emareleri arasında yoksulların sesi de cılız mılız yine de yükseliyor: Kanada’nın yerli halkı Metis’lerden Molly Swain ve Chelsea Vowel isimli, birlikte podcast radyo yayını yapan iki genç kadın geçen aylarda bir ütopik giriÅŸime adım attı. “TopraÄŸa Geri Dönüş” adını taşıyan ütopyalarını açıkladılar: Bu ütopya, toprakların eski sahipleri olan atalarının yaÅŸadığı gibi bir araziyi edinmek ve buraya tekrar yerli halkı yerleÅŸtirmek üzerine kurgulanmıştır. Proje, sosyal bilimde, retrospektif ütopya adı verilen geçmiÅŸe yönelik oradaki en güzel olan ÅŸeyleri bugüne taşıma çabasına dayanıyor. Alberta Ãœniversitesi’nde doktora öğrenimi gören bu iki sunucu kafadarın giriÅŸimi güzel ama ortada para yok! Derken adını açıklamayan Amerikalı bir filantropist-bağışçı ortaya çıkıyor, gönderdiÄŸi mail mesajında bu kızlara “yerleÅŸimcilerin en ÅŸekeri olan sizler” diye hitap edip 650 dönüm civarındaki bir araziyi satın almaları için para göndereceÄŸini bildiriyor. Evvela ÅŸaka zannediyorlar, sonra iÅŸ ciddiye biniyor. “Uzaydaki Metisli” baÅŸlığı ile podcast yayını yapan iki genç kadın derhal bir kayyım yönetim kurulu oluÅŸturup ve hukukçuların yol göstermesiyle kolları sıvıyorlar, Edmonton’un 90 km. batısındaki Lac Ste. Anne Gölü kıyısındaki arazinin tapusunu alıp kayyuma teslim ediyorlar. Ama iÅŸ bitmedi, ÅŸimdi oraya nasıl yerleÅŸecekleri meselesi var. Bizim Türkçede “Kızılderili” diye hitap edilen yerli Metis halkın geçmiÅŸteki yaÅŸantısını modernize edecek bir ütopik projedir bu. Swain ve Vowel, ütopyanın sınırlarını geniÅŸ tutuyorlar, “Buraya Afrika kökenli siyahiler, diÄŸer renk ayrımına uÄŸramış herkes gelebilir, hatta ayrımcılık, cinsiyetçilik ve ötekileÅŸtirme nedeniyle sığınacak yer arayanlara kapımız açık” diyorlar. Takipteyiz, bakalım ne edecekler!Salgın nedeniyle aramıza tahta perdeler üzerinden metreler koyduÄŸumuz yan komÅŸum, Liverpoollu Mr. Harold’a bundan bahsettim ayaküstü. Bir düşündü, dedi ki “Buna benzer bir ÅŸeyi Ä°skoçya’da yirmi yıl evvel Dylan Evans adlı bir Ä°ngiliz ütopist gerçekleÅŸtirmek istemiÅŸti, üç yüze yakın katılımcı oldu, doÄŸaya dönük ve anti-teknolojik eskiyi anımsatan yeni bir yaÅŸam kuracaklardı, olmadı, sonunda dağıldılar, ütopya üyeleri de ruh saÄŸlıkları bozulmuÅŸ olarak kös kös kente geri döndü.” İngiliz ciddiyeti ve aksiliÄŸi üzerinden eksik olmuyor Mr. Harold’un, birden kötümser laf edip, ÅŸeker kızların kalkıştığı ütopyayı da sonu fena bitmiÅŸ bir baÅŸkasına benzetiyor. BilmediÄŸimi belli etmedim, az sonra eve girince hemen internetten baktım ki Dylan Evans’ın ütopyası, dediÄŸi gibi sonuçsuz kalmış. E, paraları yok tabii. Ne demiÅŸler, zengin arabasını daÄŸdan aşırır, fakir düz ovada ÅŸaşırır. Kimisi 8 milyon dolara arazi alır, içine de altın sefer tasıyla hamam döşer, ötekisi bakalım n’[email protected] cumhuriyet.com.tr

Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/655560-fakir-isi-utopyalar/