Orhan Kemal’den ‘Eşe Dosta Selâm’
figure >
Mektup tanıklıktır. Zamana, insan ömrünün anlarına, duygu ve düşüncelerine sahip çıkmaktır da. Işık Öğütçü’nün hazırladığı Eşe Dosta Selâm: Mektuplar (**) bizi Orhan Kemal’e biraz daha yaklaştırıyor. Öğütçü, adeta, Fikret Otyam’ın bıraktığı yerden devam ederek bir Orhan Kemal anı-mektup kroniği çıkarıyor ortaya.
/Archive/2021/1/4/000327816-kapakic1.jpgORHAN KEMAL’DEN KALAN, YANSIYAN BÄ°RÄ°KÄ°MMektup yazıyorsanız bunu daha iyi anlarsınız. Bir de yazılan mektupların okuyanıysanız… Bunların her biri size birçok ÅŸey söyler. Ötesi, alır taşır düşlere düşüncelere, akıp geçen zamana.YaÅŸananların hiç de zamansız olmadığını anlatır size mektuplar. Özellikle de sanatçı/yazar mektupları… yepyeni dünyalar taşır onların yaratıcı evrenlerine, yaÅŸama seyirlerine dair.Hatırlarım, Fikret Otyam’ın 1975’te yayımlanan (*) Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları’nı… Okurken kendimi nasıl kaptırmıştım! Çok deÄŸil, Orhan Kemal beÅŸ yıl önce, 2 Haziran 1970’te veda etmiÅŸti bu hayata. Radyoda on üç haberlerinde bunu duyduÄŸumda donakalmıştım. On altı yaşın heyecanıyla Orhan Kemal okuyordum, masamda onun kitapları vardı.Bundan tamı tamına beÅŸ yıl sonra karşıma çıkan Fikret Otyam’ın kitabı benim için tam bir öğrenme/zamana yolculuk ÅŸenliÄŸiydi./Archive/2021/1/4/000340285-ic2.jpgORHAN KEMAL’İ ANLAMA KÄ°TABI...Otyam’ın mektupları düzenleme biçimi ise etkileyici gelmiÅŸti bana. Anı-mektup diyebileceÄŸimiz bir yöntemle hazırlamış, onunla dostluÄŸunun anılaÅŸan ânlarına dönerek adeta bir Orhan Kemal romanı çıkarmıştı ortaya. Ki; bir biyografi, bir biyografik mektup-roman da denilebilirdi buna.Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları benim gözümde hâlâ bir “Orhan Kemal Okuma Kılavuzuâ€dur.Orhan Kemal’in 29 Haziran 1955 tarihini taşır. Bu 1970’e kadar sürer.Åžu an bile yeniden okurken “bir dostluk kitabı ancak böyle kurulabilir†dedirtiyor bize Otyam. Ãœstelik önemli tanıklık getiriyor hem Orhan Kemal’in yaÅŸamına hem de dönemin edebiyat/düşün/kültür ortamına.Anılarda, mektuplarda süreduran hayatların tanıklığını kayda geçmek önemli. Yazılı toplum olabilmenin de bir göstergesidir bu.Tutkulu bir Orhan Kemal okuru olarak Otyam’ın bu kitabını adeta didikleyerek, notlar alarak okumuÅŸtum. YetmemiÅŸ satırlar çizmiÅŸ, sayfa aralarına notlar alınmış kâğıtlar bırakmışım…Evet, Fikret Otyam yazın tarihine önemli bir kayıt düşüyordu; hem yaÅŸadıkları hem yazdıkları hem de yazılanları bir araya getirmesiyle adeta bir çaÄŸrı da yapıyordu: YaÅŸadığınızı yazın, yazılana deÄŸer verin, taşıyıcı olun.Bugün yeni bir Orhan Kemal kitabıyla buluÅŸunca, ister istemez ilk kez günışığına çıkan Fikret Otyam kitabına döndüm.Işık Öğütçü’nün hazırladığı EÅŸe Dosta Selâm: Mektuplar (**) bizi Orhan Kemal’e biraz daha yaklaÅŸtırıyor. Öğütçü, adeta, Otyam’ın bıraktığı yerden devam ederek bir Orhan Kemal anı-mektup kroniÄŸi çıkarıyor ortaya. Otyam’ın tanıklığına yeni ekler taşıyor. Hatta bunu tümlüyor da diyebiliriz./Archive/2021/1/4/000351160-ic3.jpg1926 doÄŸumlu Fikret Otyam’ın 1914 doÄŸumlu Orhan Kemal’le dostluÄŸunu kıvandıran ÅŸey elbette ki yazarak ve yaÅŸayarak paylaÅŸtıklarıdır. Ä°ÅŸte bu noktada mektup, dönemin en önemli iletiÅŸim aracı. Ä°nsanlar birbirlerine mektup yazarak gidiyorlardı.Işık Öğütçü de Otyam’ın izinden giderek, babası Orhan Kemal’in arÅŸivinde kendisine yazılan mektuplardan yola çıkarak, her bir mektubu yazanın ardına düşmüş. Mektup sahiplerinin yakınlarına, onların arÅŸivlerine kadar gitmiÅŸ. Yazanla yazılanın (yazılanı) buluÅŸturmuÅŸ. Bu karşılıklı mektupların anlamı/deÄŸeri de burada belirgince karşımıza çıkıyor.Kitap ilkten aile mektuplarıyla baÅŸlıyor. Orhan Kemal’in babası Abdülkadir Kemali Bey’in 17 Haziran 1937’de siyasi sürgün olarak Beyrut’ta yaÅŸadığı sırada yazdığı uzunca bir mektupla açılıyor kitap. Bunu 1937’de yazdığı ikinci mektubu izliyor. Babanın oÄŸula mektubu birçok açıdan irdelenmeye deÄŸer nitelikte./Archive/2021/1/4/000403160-ic4.jpgArdından Bursa Cezaevi’nden eÅŸi Nuriye Hanım’a 1941/43’te yazdığı mektuplar geliyor. BeÅŸ yıllık hapislikten sonra Adana’ya dönen Orhan Kemal, Kemal Tahir’e, ardından da Nâzım Hikmet’e yazar.Kronolojik bir sıraya göre dizimlenen mektupların hazırlanma yöntemi üzerinde duracak deÄŸilim. Çünkü bu konuda hem acemilikler hem de editörel çalışmanın yetersizliÄŸi gözle görülür biçimde ön planda.Åžu var ki, mektupların bir araya getirilmesi, yazan/yazılan kiÅŸilerin edebiyat dünyamızda iz bırakan birer kimlik olması ve elbette mektuplarına yansıyan düşünceler birkaç açıdan önemli.Bu mektupları önünüze alarak pekâlâ bir Orhan Kemal biyografisi yazabilirsiniz. O nedenle sürekli yinelenen bir gerçekliktir, bizde biyografi yazımının yetersizliÄŸi. Ä°ster istemez bunu da günlük / mektup / anı / özyaÅŸamöyküsü türlerinin göz ardı edilmesine baÄŸlarız. DoÄŸrudur da.Orhan Kemal mektuplarının izini sürerek dönem edebiyatının ve siyasi/kültürel ortamının nabzının ne yönde attığını da görebiliriz. Hatta basın ve yayın dünyasının seyrine de… dönem yazarlarının kitaplarının yurtdışında yayımlanma serüvenlerine de tanıklık ederiz./Archive/2021/1/4/000421878-ic5.jpgKuÅŸkusuz burada Nâzım Hikmet’in Orhan Kemal’e mektupları özel bir yer tutar. Onun ustası, öğretmeni, yol/yön göstericisidir. Nâzım Hikmet’in bu ilgisi Orhan Kemal hapisten çıkınca da sürer.Varlık Yayınevi ve Varlık dergisinin yöneticisi YaÅŸar Nabi Nayır’ın ilk mektubu ise Orhan Kemal için bir tür iÅŸaret fiÅŸeÄŸi gibidir: Edebiyatımızda bir Panait Istrati geliyor muÅŸtusunu verir Nayır ve destekler onu.Kemal Tahir’le yazışmalar da göz doldurur nitelikte. Ayrıca Orhan Kemal’in senaryo yazarlığına dair önemli bir yanını da burada görürüz: Yörük Ali Efe’nin öyküsünü senaryo olarak yazması, Efe’nin oÄŸlu Cengiz Yörük’le yazışması…Güzin Dino ile yazışması yapıtlarının çevirisi için önem kazanır. YaÅŸar Kemal, Samim Kocagöz, Fakir Baykurt mektupları ise baÅŸka bir deÄŸerdedir Orhan Kemal’in hayatında.Muhsin ErtuÄŸrul, Orhan Asena yazışması yazarımızın tiyatroya dönük yanını anlatır bize. Yapıtlarının sahnelenme serüvenine tanık oluruz.Ä°lhan Berk’in Paris’ten yazdığı tek mektup ile Orhan Kemal’in Memet Fuat’a mektubu düşünce yaÅŸamımızın o günkü seyrine dönük önemli kayıttır aslında. Ãœzerinde düşünülmesi, tartışılması gereken konuların ipuçlarını da verir./Archive/2021/1/4/000436362-ic6.jpgOrhan Kemal’in Fakir Baykurt’un Amerikan Sargısı romanına dair kısa deÄŸerlendirmesi ise usta bir anlatıcının yansız, övgüleyici bakışıdır.Fikret Otyam’ın gene bu kitaba alınan mektupları ise apayrı bir sıcaklık, dostluk örneÄŸidir.Ne yanıyla bakarsak bakalım mektup, günümüzde hâlâ önemini koruyan bir yazın türü. Özellikle de yazar/sanatçı mektupları. Yazıldıkça edebiyatın arka planını görüyoruz, anlıyoruz, bunlardan hareketle yeni yeni yapıtların yazılmasına kapı aralıyoruz.Mektupların yayıma hazırlanması ve yayımı ise apayrı bir süreç. Sanırım buna deÄŸinmek baÅŸka bir yazının konusu.(*) Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları / Fikret Otyam / E Yayınları / 496 s.(**) Orhan Kemal: EÅŸe Dosta Selâm / Mektuplar / Yazdıklarım-Yazılanlar / Işık Öğütçü / Everest Yay. / 52 s.
Feridun Andaç / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/655702-orhan-kemalden-ese-dosta-selam/