Projemiz Hayat DerneÄŸi'nden 'GeleceÄŸe Dokunan Anneler'
GeleceÄŸe Dokunan Anneler, Projemiz Hayat DerneÄŸi’nin çalışmaları sonrası ortaya çıkmış bir kitap. “Çocuklukta Duygusal Ä°hmalâ€i konu edinen bu kitap, geniÅŸ ekibiyle sadece ebeveynlere deÄŸil, eÄŸitimcilere de ulaÅŸmaya çalışıyor. Kitabı, derneÄŸin kuruluÅŸu ve kitabın hikâyesi ile ilgili olarak Projemiz Hayat DerneÄŸi kurucusu Aslı Özdemir, kitabın içeriÄŸini oluÅŸturan “Duygusal Ä°hmal†konusunu da kitabın yazarlarından Prof. Dr. Ä°smihan Artan ile konuÅŸtuk.
/Archive/2021/1/17/115350870-ic1.jpg- Projemiz Hayat DerneÄŸi olarak “GeleceÄŸe Dokunan Anneler†adlı bir kitap hazırladınız? Bu dernek, sonrasında bu kitap nasıl oluÅŸtu?2007 yılında kurumsal iÅŸ hayatına ara verip, çeÅŸitli Sivil Toplum KuruluÅŸlarında gönüllü olarak görev aldım. Faaliyette bulunduÄŸum Sivil Toplum KuruluÅŸlarının odak noktası ağırlıklı olarak çocuklardı. 7 yıllık edindiÄŸim bu tecrübe, sosyal sorumluluk projeleri için gerekli bütçeyi toplamanın zorluklarını çok net görmemi saÄŸladı. Ä°nsana umut ve neÅŸe veren bu dezavantajlı çocuklarımız için en büyük ÅŸansımız, sadece çevremizde olan yardımsever kiÅŸilerin desteÄŸiydi.Bu edindiÄŸim tecrübe, sürdürülebilir fayda saÄŸlayan bir sürecin parçası haline gelmem için beni teÅŸvik etti. Bu ÅŸekilde 2014 yılında bugün Tugba Deniz, Esra Turgut ve Begüm Salırlı ile “Projemiz Hayat†ekibini olusturarak baÅŸarılı bir sosyal giriÅŸim projesi yaratmak için çalışmalara baÅŸladık. Bu süreçte, yurtdışı seyahatlerimiz esnasında birçok yaratıcı ve sürdürülebilir gelir modeli saÄŸlayan sosyal giriÅŸim projeleri ile karşılaÅŸtık. Bunun yanısıra bu projelerdende hangisinin toplumumuz adına daha faydalı olduÄŸu ile ilgili araÅŸtırmalarımıza ağırlık verdik.Projemizin temel hatları ortaya çıkmaya baÅŸladıktan sonra, ilk olarak Uluslararası bir Platformda düzenlenen 0-3 yaÅŸ erken çocuk geliÅŸimi üzerine bir proje yarışmasına baÅŸvuru yaptık. Proje için seçtiÄŸimiz konu “Çocuklukta Duygusal Ä°hmal†baÅŸlığı idi. Proje detayımız 900 adet baÅŸvurunun yapıldığı bu platform tarafından ön elemeleri geçmeyi baÅŸardı. Bu baÅŸarımızın Türkiye’de birçok önemli çocuk geliÅŸimci tarafından olumlu geri bildirim alması ile, projeyi ülkemizde hayata geçirmek istediÄŸimizi karar verdik. Projeyi “GeleceÄŸe Dokunan Anneler†olarak yerel ismini belirleyip çalışmalarımızı bu yönde ilerletmeye baÅŸladık.Projemizi 2018 yılında Hacettepe’den akademisyen hocalarımız Prof. Dr. Elif Özmert, Doç. Dr. Gülin Evinc ve Prof. Dr. Ä°smihan Artan ile hayata gecirdik. Daha sonra Madalyon Psikiyatri KliniÄŸi desteÄŸi ile de etki alanımızı geniÅŸlettik. Zaman geçtikçe farklı iÅŸbirlikleri de gündeme geldi. En önemlisi Dr. Aylin Löle’nin kurmuÅŸ oldugu, toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi çalışan Awen for Us sosyal giriÅŸimi oldu. Programımıza “eÅŸitlik evde baÅŸlar†diyerek, erken çocukluk döneminde çocukların cinsiyet kalıplarından uzak yetiÅŸtirilmesini anlatan eÄŸitimleri de ekledik. Halen Online olarak TED Okulları gibi eÄŸitim kurumlarında ve GAP Ä°daresinde bulunan ÇATOM(Çok Amaçlı Toplum Mrerkezleri), Genclik Evleri ve Çocuk GeliÅŸim Merkezlerinde eÄŸitim seminerleri vermeye devam ediyoruz Bu arada projeye en basından bu yana kalpten inanıp, sürekli destek veren Prof. Dr. Belma Tugrul hocamızla da dönemsel görüşmelerimiz ve fikir alışveriÅŸlerimizi yaparken, bize Epsilon yayınevinin bu eÄŸitim serisinden bahsetti ve bizi de GeleceÄŸe Dokunan Anneler projesini bu seriye hazırlamamız için tesvik etti. Uzun bir sürec gibi görünse de pandemi dönemi bizim bu kitabın hazırlanışında daha hızlı olmamızı saÄŸladı. Çok deÄŸerli hocalarımız ile biraraya geldik. Hacettepe Ãœniveristesi Çocuk GeliÅŸiminden Prof. Dr. Ä°smihan Artan, Madalyon Klinik EÄŸitim Psikolojisi Uzmanı Nil AteÅŸoÄŸlu, Hacettepe Ãœniversitesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Dr. Öğr.Ãœyesi Melda Çelik, BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nden Öğretim görevlisi Dr. Sevgi Kesim Güven, Blm.Uzm. Merve Korkmaz, Aydın üniversitesi Çocuk GeliÅŸimi uzmanı Prof. Dr. Belma TuÄŸrul ve Hacettepe Ãœniversitesi Çocuk saÄŸlığı Enstitüsü Sosyal Pediatri ve GeliÅŸimsel Pediatri uzmanı Prof. Dr. Songül Yalçın büyük özverilerle ve çalışmalarla biraraya gelerek kitabımızı yazmamızda önemli katkılarda bulundular.Kitabımız, “Duygusal Ä°hmal ve Ä°stismarâ€, “Duygusal Ä°hmal ile Ä°lgili Örnek Senaryolar ve Çözüm Önerileriâ€, “İhmali Ä°hmal Etmeâ€, “Çocukluktan YetiÅŸkinliÄŸe Toplumsal Cinsiyet Kodlarının Yeniden Ä°nÅŸasıâ€, “Küçük Åžeyler Büyük Ä°zler Bırakırâ€, “Duygu Ä°fadeleri†ve “Duygusal Uyaranlar ve Çocuk GeliÅŸimi†sekiz bölümden oluÅŸuyor. Kitabımızın satışından elde edilen gelirin tamamını da halen devam etmekte olan proje faaliyetlerine aktaracağız. Bu vesile ile de kitaba probono olarak katkıda bulunan sevgili hocalarımıza ve editörümüz Gamze Güller’e çok teÅŸekkür etmek istiyorum.- Amacınız nedir?Kısa vadede amacımız proje web sayfasının daha bilimsel hale getirilmesi, aileler için örnek bir pilot çalışma ile eÄŸitim modülü hazırlanması. Gönüllü anneler ile yöresel annelerin de katılımıyla çocuk eÄŸitiminde birebir etkili olan annelere olabildiÄŸince ulaÅŸabilmesi. GAP Bölgesinde bulunan ÇATOMlar, Gençlik Evleri ve Çocuk GeliÅŸim Merkezleri iÅŸbirliÄŸi ile daha fazla ilde çalışmalar yapılması, kurumsal ÅŸirketlerle iÅŸbirliÄŸi içerisine girip ebeveynlerin bilinçlendirilmesi; okullar ile iÅŸbirliÄŸine girilerek PDR bölümleri ve öğretmenlerine eÄŸitimler verilmesi; Ä°ÅŸbirliÄŸine girilen okulların MEB aracılığıyla bulundukları ilçelerde bulunan eÄŸitimci ve öğretmenleri de eÄŸitimlere çağırarak projeden faydalanmalarının saÄŸlanmasıdır.Orta vadede yurt dışında benzer çalışmalar yapmış olan üniversiteler ve vakıflarla iÅŸbirliÄŸine gidilmesi; Türkiye’de bir duygusal ihmal haritası çıkarılması; politika yapıcılar ve okul öncesi, ilköğretim alanında görevli öğretmenlere yönelik eÄŸitim modüllerinin oluÅŸturulması; proje ev sahipliÄŸine Türkiye’de konu ile ilgili uluslararası bir zirve düzenlenmesini amaçlıyoruz.Uluslararası bir akademik literatür çıkarılması, ve konunun Türkiye dışında da iÅŸbirlikleriyle diÄŸer ülkelerde gündeme yerleÅŸtirilmesini arzuluyoruz.Projemiz ile uzun vadede, özgüveni yüksek, üretken, yaratıcı, insan iliÅŸkileri güçlü bireylerin çoÄŸunlukta olduÄŸu bir toplum geliÅŸiminin saÄŸlanmasını hedefliyoruz.Bu baÄŸlamda, ebeveynler öncelikli olmak üzere, erken çocukluk döneminde etkin rol alan diÄŸer aktörlerde (eÄŸitimciler, saÄŸlık çalışanları, sosyal hizmet saÄŸlayıcıları vb.) bireysel yaÅŸamı ve toplum yapısını derinden etkileyen duygusal ihmal konusunda farkındalık oluÅŸturmak; pozitif ebeveynliÄŸi desteklemek, ilgili aktörlerde tutum ve davranış deÄŸiÅŸikliÄŸi saÄŸlamak hedeflenmektedir.0-6 YAÅžIN ÖNEMÄ°...- Çocuklukta duygusal ihmal nedir? Nasıl fark edilir? Bu durum fark edildikten sonraki ilk adım ne olmalı?Duygusal Ä°hmal, literatürde “Anne babalar ya da bakım verenler tarafından çocuÄŸun sevgi ve saygı görme, önemsenme, duygularının anlaşılmaması, sosyalleÅŸmesine izin verilmemesi, kuralları öğrenme ve uygun uyum becerilerini edinme gibi duygusal ihtiyaçlarının süreÄŸen biçimde göz ardı edilmesi, karşılanmamasıdır.†şeklinde açıklanmaktadır.ÇoÄŸunlukla sessiz ve görünmez olduÄŸundan, çocukluktaki duygusal ihmal hafife alınır ve yalnızca eriÅŸkinlikte semptomlar ortaya çıkınca fark edilebilir. BoÅŸluk, bağımlı olma korkusu, kendine yönelik öfke ve suçlama, yüksek mükemmeliyetçilik, düşük öz-saygı, eriÅŸkinlikte hissetme ve hislerini ifade etme güçlüğü bu semptomlardan sadece birkaçıdır. FarkedildiÄŸinde en önemli adım konu ile ilgili bir uzmana baÅŸvurmaktır.- Peki, bir yetiÅŸkinin çocuklukta duygusal ihmale uÄŸramış olduÄŸunu nasıl anlarız?Duygusal ihmal, çocuklukta en sessiz, en görünmez ihmal türüdür. Bu nedenle yetiÅŸkinlikte de genellikle hatırlanmayan bir çocukluk deneyimidir. Anne babanız size asla vurmamış, bağırmamış, sizinle alay etmemiÅŸ olabilir. GeçmiÅŸinize dönüp baktığınızda kötü anılarınız baskın deÄŸildir. Böyle düşününce anne babanızın, iyi anne baba olduklarını bile söyleyebilirsiniz. Ama gerçekler farklıdır, size ÅŸefkat ve ilgi göstermemiÅŸ, sizinle iletiÅŸim kurmamış, sohbet etmemiÅŸ, korkularınızı, kaygılarınızı veya sevinçlerinizi dinlememiÅŸ, göz ardı etmiÅŸ, kısacası duygusal ihtiyaçlarınızı fark etmemiÅŸ ve bunlara yeterince cevap vermemiÅŸlerdir. Ve ÅŸimdi bir yetiÅŸkin olduÄŸunuzda sizin yaÅŸamınızda yolunda gitmeyen ama bir türlü adlandıramadığınız, anlamlandıramadığınız ÅŸeyler vardır. KiÅŸi bunların nedenini kendisi bile fark edemezken, çocuklukta duygusal ihmale uÄŸramış olduÄŸunu anlamak çok zordur. Ancak, bazı kiÅŸilik özellikleri çocuklukta duygusal ihmal yaÅŸamış olduÄŸu yönünde ipuçları verir. Çocuklukta duygusal ihmale uÄŸramış olan yetiÅŸkinlerin sergiledikleri bazı ortak özellikler vardır. Duygularını fark etmede güçlük, düşük özgüven, geçmeyen boÅŸluk hissi, mükemmeliyetçilik, sıklıkla “anormal†olduÄŸu hissini yaÅŸama, bağımlılık, duygusal iliÅŸkilerde güçlük, reddedilmeye aşırı duyarlılık, kendini kolayca suçlama gibi. Bu özelliklerin bir kısmını veya çoÄŸunu gösteriyor olabilirler.- Tüm hayatımızı 0-6 yaÅŸ arasında yaÅŸadığımız dönem mi etkiliyor?DoÄŸruyu söylemek gerekirse, evet! Şöyle ki; GeliÅŸim, doÄŸuÅŸtan getirdiÄŸimiz özelliklerimiz ve çevrenin etkileÅŸimi sonucu ortaya çıkar. Elbette genetik bir takım özelliklerimiz vardır ama doÄŸduÄŸumuz andan itibaren belki daha öncesinden itibaren çevrenin etkisiyle bunlar ÅŸekillenir. Ä°lk çevre de anne ve babadır, ailedir.Çalışmacılar geliÅŸimi daha sistematik inceleyebilmek için bazı alanlara ayırarak incelerler. Bunlar biliÅŸsel, sosyal-duygusal, motor ve dil geliÅŸim alanlarıdır. Ve pek çok çalışmacıya göre insanlar yaÅŸamları boyunca öğrendiklerinin %75ini 0-6 yaÅŸ arasında öğrenirler. Öğrenmek sözcüğünü kullandığımızda bunu, lütfen salt bilgi olarak düşünmeyin. Bu yaÅŸlar arasında, sözünü ettiÄŸimiz tüm geliÅŸim alanlarında, yaÅŸam boyu gerekli olacak bilgi ve becerilerin temeli atılır. Bunu bir merdivenin basamaklarını çıkmak gibi düşünün. Ä°leri matematik öğrenebilmek için ilk önce rakamları öğrenmemiz gerekir. Bir iÅŸ yerinde uyumlu çalışabilmek için iÅŸbirliÄŸi yapma, paylaÅŸma, yardımlaÅŸmayı öğrenmemiz gerekir. Ä°yi konuÅŸma becerisi olan bir yetiÅŸkin olabilmek için ilk kelimemizi söylemiÅŸ olmamız gerekir. Sözünü ettiÄŸimiz %75 oranı, verdiÄŸimiz örneklerdeki gibi, yaÅŸam boyu kullanacağımız bilgi ve becerilerin temeli olacak bu öğrenmeleri kasteder.Bunun yanı sıra, 0-6 yaÅŸ döneminin beyin geliÅŸimi açısından çok önemli olduÄŸunu vurgulamamız gerekir. Anne karnında baÅŸlayan beyin geliÅŸiminin en hızlı olduÄŸu dönem, erken çocukluk dönemidir.0-6 yaşın neden bu kadar önemli olduÄŸunu, kritik dönem / hassas dönem kavramını açıklayarak vurgulayabiliriz. Organizmanın geliÅŸmeye daha açık olduÄŸu, daha yatkın olduÄŸu dönemler vardır. Yani yine en baÅŸtaki merdiven örneÄŸimize dönersek, tüm bilgi ve becerileri aynı zaman diliminde deÄŸil, farklı zamanlarda kazanırız ve her birini daha hızlı kazandığımız, özel bir zamanı vardır. Bu, kazanmaya en açık, en hazır olduÄŸumuz zaman demektir. ÖrneÄŸin yürüme, baÄŸcık baÄŸlama, zıplama, düğme ilikleme becerileri için kritik dönem birbirinden farklıdır. Sosyal duygusal geliÅŸim alanında ele aldığımızda izin isteme, paylaÅŸma, sorumluluk alma, kendi duygularını fark etme, duygularını ifade etme, kızgınlığını kontrol etme gibi becerilerin kazanılmasında kritik dönemler farklıdır. Her geliÅŸim dönemi için, kritik dönemi iyi deÄŸerlendirirsek, zengin uyaran saÄŸlar, çocuÄŸun deneyim yaÅŸamasına izin verirsek, geliÅŸim alanlarını gerektiÄŸi gibi desteklersek geliÅŸimi olumlu yönde desteklemiÅŸ oluruz. Ama kritik dönemde yeterli uyaranı saÄŸlayamazsak geliÅŸim geri kalacağı gibi bunun etkileri daha sonraki yaÅŸamlarına da yansır.Bu nedenle 0-6 yaÅŸ arasında kazandıklarımızın tüm yaÅŸamımıza damga vuracağını söylemek pek yanlış olmaz./Archive/2021/1/17/115504682-ic2.jpgEBEVEYN, ÇOCUÄžUN TÃœM YAÅžAMINI DEĞİŞTÄ°REBÄ°LÄ°R- SaÄŸlıklı çocuklar için en iyi araçlardan birinin pozitif ebeveynlik olduÄŸunu belirtiyorsunuz? Nasıl kimseler için pozitif ebeveyn diyebiliriz?Bir ebeveyn, çocuÄŸunun tüm yaÅŸamını deÄŸiÅŸtirebilecek bir etkiye sahiptir. ÇocuÄŸunu yetiÅŸtirirken pozitif tutumlar sergilemesi bu etkiyi olumlu yönde pekiÅŸtirecektir. Pozitif ebeveynlerin özelliklerinden söz etmeden önce ÅŸunu söyleyebiliriz; koÅŸulsuz sevgi gösteren, güven veren, gerçekçi sınırlar koyan, çocuklarından gerçekçi beklentileri olan ebeveynler, pozitif ebeveyn olma yolunda güvenli adımlarla ilerliyorlar demektir.Pozitif ebeveynliÄŸin önemli adımlarına, çocuÄŸun bireysel kimliÄŸinin geliÅŸtirilmesi, güvenlik ve istikrarının oluÅŸturulması, bir iÅŸi baÅŸarıyla bitirmesi için ÅŸans tanınması ve cesaretlendirilmesi, rehberlik edilmesi ve gerekli disiplinin verilmesi, keÅŸfetmek için fırsatlar saÄŸlanması, yaratıcılık ve merakının teÅŸvik edilmesi, okulda öğrenmesinin desteklenmesi, problem çözme ve karar verme becerilerinin geliÅŸtirilmesi, azim, cesaret, iyimserlik ve dürüstlüğü keÅŸfetmesine yardım edilmesi, iyi iletiÅŸim becerilerini öğrenmesinin saÄŸlanması, çocuÄŸun rekabete karşı saÄŸlıklı bir tutum geliÅŸtirmesine yardımcı olunması, kaygı ile baÅŸa çıkabilmenin öğretilmesi, çocuÄŸun ait hissettiÄŸi saÄŸlıklı bir aile yaratılması, olumsuzlukları sürekli olarak eleÅŸtirmektense olumlu teÅŸvik ve geri bildirim verilmesi konusunda destek olunması örnek gösterilebilir.Bugün pek çok ülkede pozitif ebeveynlik konusunda çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle anne babaların eÄŸitimlerine yönelik programlar geliÅŸtirilmekte ve uygulanmaktadır. Bu programlardaki en önemli amaçlardan biri de ebeveyn olarak kendilerine zaman ayırmalarını saÄŸlamaktır.- Bir insan çocukken duygusal anlamda ihmal edilmiÅŸse bile pozitif ebeveyn olabilir mi?Elbette olabilir. Çocuk geliÅŸimi ve psikolojisi alanında çalışan pek çok çalışmacının insan doÄŸasına, çocuk geliÅŸimine olumlu bir bakış açısı vardır. Bir dönemde karşılaşılan zorlukların, çözülemeyen çatışmaların yaÅŸamın daha sonraki bir döneminde olumlu yönde çözülebileceÄŸini savunurlar. Bizim projemiz de bu paralelde geliÅŸtirilmiÅŸ bir projedir. YoÄŸunlukla annelere olmak üzere, ama proje kapsamında, zaman zaman babalara, öğretmenlere, okuldaki diÄŸer profesyonellere, medya aracılığı ile toplumun tüm kesimlerine ulaÅŸarak duygusal ihmal konusuna dikkat çekmek üzere çalışıyoruz. Kitabımızın adında da öncelikle “Duygusal Ä°hmali Fark Etme†var, sonra “Tanıma†ve daha sonra “Önleme†var. Yani bir ÅŸeyi fark etmeden, önlememiz mümkün deÄŸil.GeleceÄŸe Dokunan Anneler projesi sürecinde 2018 yılından beri yürüttüğümüz seminerlerimizde, yüz yüze görüşmelerimizde pek çok anne, baba ve profesyonelin kendisinin de duygusal ihmale uÄŸradığını fark ettiÄŸine tanık olduk. Ä°ÅŸte bu “an†bizim için çok deÄŸerli. Çünkü o ana kadar anlamlandıramadığı bazı özelliklerini ve duygusal tepkilerini anlamlandırmaya baÅŸlıyorlar. Bu aÅŸamadan sonra çocukları için e iyiyi yapma çabasında olacaklarından ve bunu baÅŸaracaklarından eminiz./Archive/2021/1/17/115535494-ic3.jpgZORBALIK...- Pek çok konunun tanımı ve çözümünden de söz ediyorsunuz. Zorbalık da bu konulardan biri. Aile çocuÄŸunun zorbalığa uÄŸradığını nasıl fark edebilir?Öncelikle ÅŸunu söylememiz gerekir: Zorbalık bir ÅŸiddet türüdür ve güç dengesizliÄŸi söz konusudur. Zorbalık tanımı koyabilmemiz için sürekli olması yani tekrarlayan bir davranış olması gerekir. Vurma, itme, tekmeleme, odaya kilitleme gibi fiziksel; korkutma, hakaret etme, isim takma gibi sözel; yok sayma, kasti bir ÅŸekilde arkadaÅŸ olarak kabul etmeme, arkadaÅŸ iliÅŸkilerini etkileme gibi dışlama/yalnızlaÅŸtırma; bireyin mal ve eÅŸyalarına zarar verme zorbalık türleri, maalesef anaokulundan baÅŸlayarak her yaÅŸta yaÅŸanmaktadır. Zorbalık kavramını açıklarken bunları örnek vermemize raÄŸmen son yıllarda zorbalığa yeni çeÅŸitler eklendiÄŸini görüyoruz. Cep telefonları, web sayfaları, internet aracılığı ile hakkında yalan bilgiler yayarak, utandırıcı fotoÄŸraflar yayınlayarak veya incitici mesajlar yollayarak siber zorbalık yapabilmektedirler. Ne yazık ki her iki cinsiyetteki çocukların, farklı ÅŸekillerde de olsa zorbalık yapabildiÄŸini görmekteyiz. Bu da her iki cinsiyetten, her yaÅŸ grubundan çocukların zorbalığa maruz kalması demektir. Bunları özellikle örneklendirerek vurguladım çünkü bunları bilirsek zorbalığın, zorbalığa uÄŸrayan çocuÄŸa etkilerini daha iyi anlayabiliriz. Elbette kaygı, kızgınlık, çaresizlik en yoÄŸun duygular. Bunun yanı sıra üzgün, incinmiÅŸ, mutsuz olduklarını görürüz. Kendilerine güvenleri azalır, yetersizlik, deÄŸersizlik hissederler. EÄŸer zorbalığa okulda uÄŸruyor ise okula gitmek istememe, okuldan kaçma, okulda konsantrasyon bozukluÄŸu ve buna baÄŸlı olarak okul baÅŸarısında düşme görülebilir. Pek çok çalışma zorbalığa uÄŸrayan çocuklarda saÄŸlık sorunları görülebildiÄŸine de iÅŸaret etmektedir. Karın aÄŸrısı, baÅŸ aÄŸrısı, boÄŸaz aÄŸrısı, uyku bozuklukları, yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkabilir.Ä°lgili bir ailede bu belirtilerin fark edilmemesi mümkün deÄŸildir. Ä°lgili bir anne baba çocuÄŸunun hangi ortamlarda, kimlerle beraber olduÄŸunu, nelerden hoÅŸlandığını, nelerden rahatsız olduÄŸunu, nelere ilgi duyduÄŸunu, nelerden korktuÄŸunu bilir. ÇocuÄŸunun duygusal geliÅŸimini ve tepkilerini de bilir. Yani kısacası çocuÄŸunu tanır. Yukarıda saydığımız belirtilerin baÅŸlamasıyla beraber yolunda gitmeyen bir ÅŸeyler olduÄŸunu fark eder. Ancak çocukların çoÄŸu bu konuda konuÅŸmaktan kaçınır, korkar. Anne babalar çocuklarının çevresinde zorbalık olmayacağını düşünebilirler. Ama zorbalık konusu her anne babanın aklında olmalıdır. Zorbalığın her yaÅŸta, her sosyo ekonomik düzeyde, her okulda, her ailenin çocuÄŸuna yapılabileceÄŸini bilmelidirler. Ä°ÅŸte bu nedenle projemizde zorbalık konusuna da dikkat çekiyoruz. Anne babaların zorbalık hakkında bilgileri varsa çocuklarında gördükleri deÄŸiÅŸimlere bakarak, zorbalık görüyor olabileceÄŸini düşünebilirler.Bu noktada, biz GeleceÄŸe Dokunan Anneler Proje Ekibi, dünya üzerinde yaÅŸayan tüm çocukların yüksek yararını gözeten bir grup olarak, zorba çocukların da ailelerinin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların çok önemli olduÄŸunu düşünüyoruz. Çünkü çalışmalar, bu çocukların, “saldırganlığın bir gücü olduÄŸuâ€nu evlerinde öğrendiklerini göstermektedir. Zorba-kurbanlar diye bir kavramın varlığı da unutulmamalıdır. Bu çocuklar bir yandan zorbalık yaparken bir yandan da zorbalığa uÄŸramaktadırlar.Dünya üzerindeki her bir çocuk bizim için çok özeldir ve özel ilgiyi hak eder.- Aslına bakılırsa bazen çocuk da zorbalığa uÄŸradığını fark edemiyor. Onlara bunu nasıl anlatmalı?Çocuk bir ÅŸeyler yaÅŸadığını fark ediyor, bunun tekrarlanmasından korku ve kaygı duyuyor, kendisini çaresiz ve mutsuz hissediyor ama sorun ÅŸu ki bunu adlandıramıyor. Bazı çocuklar adlandırsa bile gerekli kiÅŸilerden yardım isteyemiyor ki bu kiÅŸilerin başında da anne ve baba gelmelidir.Bu noktada kurbanların kiÅŸilik özelliklerine bakmak gerek. Çalışmalar, kurbanların, benlik saygılarının normalden düşük olabildiÄŸini, zayıf iletiÅŸim becerilerin sahip olabildiklerini, içe dönük kiÅŸilik özellikleri sergileyebildiklerini, kendilerini çirkin ve akılsız olarak algılayabildiklerini ve sosyal desteklerinin az olduÄŸunu düşünebildiklerini ortaya koymaktadır. Herhangi bir kurbanda bu özelliklerin biri olabileceÄŸi gibi birkaçı da olabilir. Veya elbette bu özelliklerden hiç birini göstermeyen biri de kurban olabilir. Ancak eÄŸer bu saydığımız kiÅŸilik özellikleri varsa anne babalar ve okul, mutlaka bunları iyileÅŸtirme yoluna gitmelidir. ÖrneÄŸin, benlik saygılarını yükseltmeye, iletiÅŸim becerilerini güçlendirmeye, kendilerini daha iyi ve güçlü olarak algılamalarına yönelik çalışmalar yapmalıdırlar. Her başı sıkıştığında yanında olacaklarını hissettirmelidirler. Bunu da sevgiyle, anlayışla yapacaklarını bilmek çocuk için çok önemlidir.Yani çocuÄŸumuzun zorbalığa uÄŸradığını fark ettiÄŸimizde okulunu deÄŸiÅŸtirmek veya zorbalık yapan çocuÄŸu korkutmak, ÅŸikâyet etmek, okuldan atılmasını saÄŸlamak gibi yollar kesinlikle çözüm olmayacaktır. EÄŸer çocuÄŸumuzun kiÅŸiliÄŸini güçlendirmezsek baÅŸka biri tarafından yine zorbalığa uÄŸraması mümkündür. ÇocuÄŸumuzun kiÅŸiliÄŸini güçlendirdiÄŸimizde zorbalığa uÄŸradığını daha çabuk fark edecek, ailesi ve okulla daha hızlı paylaÅŸabilecek ve gerekli tepkileri daha uygun ÅŸekilde verebilecektir.AÄ°LE İÇİ ŞİDDET...- Åžiddet en önemli gündem konularımızdan biri. Aile içi ÅŸiddete tanık olan çocukların sayısı azımsanacak gibi deÄŸil. Bu konuda neler söylemek istersiniz?DoÄŸrusunu isterseniz ÅŸiddetle ilgili günlerce, gecelerce konuÅŸabiliriz. Çünkü ÅŸiddet hemen hemen her kültürde ve toplumda karşımıza çıkabilen ve maalesef olumsuz etkileri çok derin olan bir sorun. Çocuklar ÅŸiddete doÄŸrudan veya sizin sorunuzdaki gibi tanık olarak maruz kalabilirler. Ama her iki durumda da etkileri tüm yaÅŸam boyu sürer. Her iki durumda da çaresizlik yaÅŸadıkları, kaygı duydukları, benlik saygılarının düşük olduÄŸu görülmektedir.Aile içi ÅŸiddete tanık olmak, kaç yaşında olursa olsun çocuk için çok zor bir durumdur. Aile içi ÅŸiddet sırasında çocuk ne yapacağını bilemez bir haldedir. Kavgayı anlamaya çalışan, kavga sırasında ayırmaya çalışan, annesini darbelerden korumaya çalışan, bağırarak yardım isteyen, aÄŸlayan, ÅŸoka giren, korunaklı bir yere girerek saklanan, bağıran, çığlık atan çocuklar vardır. Bir çalışmada çocuÄŸun ne yapacağını bilmez bir halde ev içinde oradan oraya koÅŸturduÄŸunu okumuÅŸtum. Her çocuÄŸun geçmiÅŸ yaÅŸantılarına, yaşına, mizacına göre verdiÄŸi tepkiler deÄŸiÅŸiklik gösterir. Ama tepkisi ne olursa olsun çocuklar için çok korkutucu ve sarsıcı bir deneyimdir. Bu tanıklıktan sonra ÅŸiddeti durdurmak için yeterince mücadele etmediÄŸini ve annesini koruyamadığını düşünerek suçluluk duyabilir. Annesini kaybetme korkusu, kendisinin de ÅŸiddet görebileceÄŸi endiÅŸesini rahatsız edici bir boyutta yaÅŸayabilir.Çocuklar sosyal becerileri, sosyal problem çözme yöntemlerini erken dönemden itibaren aile içinde öğrenmeye baÅŸlarlar. Aile içinde ÅŸiddete tanık olan çocuklar bunun bir “sosyal problem†çözme yöntemi olduÄŸunu düşünürler. Kendileri de çocuklukta veya yetiÅŸkinlikte problemlerini ÅŸiddetle çözme eÄŸilimindedirler. Bunun yanı sıra, korku, kaygı, terkedilme korkusu, güvensizlik, uyku bozuklukları, sosyal uyumda düşüş, öğrenme bozuklukları görülebilir. Hatta ilerleyen yıllarda intihara eÄŸilimli, madde bağımlısı, suça itilmiÅŸ bireyler olma ihtimalleri de söz konusudur.Hiçbir çocuk bunları yaÅŸamamalıdır! Dünya üzerindeki bütün çocuklar güvenli, sevgi dolu ailelerinde geliÅŸmeye, büyümeye, kendilerini ve dünyayı tanımaya devam etmelidirler.Åžiddetin çocuk üzerindeki tüm etkileri bir yana, ÅŸiddetin bilinen en kötü etkisi, ÅŸiddet gören çocuÄŸun yetiÅŸkin yaÅŸamında kendisinin ÅŸiddet uygulamasıdır. Anne babalar her konuda olduÄŸu gibi ÅŸiddet konusunda da bilinçlendirilmeli ve elbette ailenin güçlendirilmesi konusu devletlerce ele alınarak gerekli çalışmalar ciddiyetle yürütülmelidir. Aksi halde ÅŸiddet dünyadan asla silinmeyecek, kuÅŸaktan kuÅŸaÄŸa aktarılarak varlığını sürdürecektir!GeleceÄŸe Dokunan Anneler - Çocuklukta Duygusal Ä°hmali Fark Etme, Tanıma, Önleme / Kolektif / Epsilon Yayınevi / 184 s. / 2020.
Damla KarakuÅŸ
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/658574-projemiz-hayat-derneginden-gelecege-dokunan-anneler/