Dünya bildiğiniz gibi...

Dünya bildiÄŸiniz gibi... Bazı sabahlar diÄŸerlerine göre daha güzeldir. Hissedersiniz... Ilık bir yaz güneÅŸi aralık perdenin arasından yüzünüze düşer, taze kahvenin buram buram kokusu dolar odanıza, açık kalan pencereden sızan okyanus esintisi deÄŸer kirpiklerinize ya da altın rengi bir güneÅŸ sıvazlar sırtınızı. Ä°yimserlik ele geçirir ruhunuzu. Kasvetli dünya gündeminden, yaÅŸadığınız ülkenin sorunlarından veya kiÅŸisel sıkıntılarınızdan kısacık süreliÄŸine de olsa mola verirsiniz. Artık mutasyona uÄŸrayıp daha bulaşıcı hale geldiÄŸi iddia edilen Güney Afrika’daki koronavirüs (Covid 501.V2, asteroid ismi gibi!), kış baÅŸlamadan salgında ikinci dalganın görülmeye baÅŸlanması, bulunan aşıların mutasyona karşı etkinliÄŸinin tartışılır olması, geliÅŸmeyi takiben önlem olarak ülkeye yapılan uluslararası uçuÅŸların belirsiz süreliÄŸine askıya alınması, üçüncü seviye karantina tedbirlerinde plajların kullanımının kısıtlanması ve okyanusta yapılan bireysel su sporlarının tamamen yasaklanması hatta Langebaan lagünunda yasağı delen uçurtma sörfçülerinin orantısız polis gücü ile sudan çıkarıldığı trajikomik görüntüler bile canınızı sıkmaya yetmez.Fata Morgana...Tüm bu geliÅŸmelere raÄŸmen müjdeli haber bekler gibi bir ruh hali içindeyim ben de sabah saatinde. Mavi bulutsuz gökyüzü altında tanıdık Eden Cafe’ye doÄŸru ilerliyorum. Günün ilk kahvesini yudumlarken olaÄŸanüstü bir durum çarpmıyor gözüme. Ancak mevcut her hava koÅŸulu altında gördüğüme bahse girebileceÄŸim alışılageldik Robben Adası manzarasında ilk bakışta tanımlayamadığım bir farklılık var. Dikkat kesiliyorum. Gözlerine inanamamak böyle olsa gerek! Ufukta uzanan manzarada adanın boyutu sanki iki kat büyümüş, Masa Dağı’na bakan tarafındaki deniz feneri ters dönmüş, yatay eski hapishane binalarının çarpık ve dik görüntüsü ile adanın ayakları adeta yerden kesilmiÅŸ. Yıldız SavaÅŸları film serisinin meÅŸhur açılış sahnesinde fezada akan yazıdaki, “Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside...” diye baÅŸlayan hikâyeden bir sahnenin içindeyim sanki! Galaktik Cumhuriyet’ten seyre çıkmış bir uzay gemisi deniz yüzeyinin hemen üstünde asılı durmuÅŸ; sanırsın Cape Town uzaylı istilasına uÄŸramış. Az sonra iyi Jedi’lar ile karanlık Sithler’in mücadelesi baÅŸlayacak. Tanık olduÄŸum bu olaÄŸanüstü doÄŸa olayını damarlarında kan yerine deniz suyu aktığına inandığım kâşif arkadaşım Hans’a soruyorum.  Genellikle Kutup bölgelerine yakın yerlerde, nadir olarak da okyanus, göl ve çöl yüzeyinde de görülen bu olaÄŸanüstü atmosferik fenomene “Fata Morgana” adı verildiÄŸini öğreniyorum. Deniz yüzeyinin üstündeki hava kütlesinin normalden soÄŸuk olması, daha yüksekte olan sıcak havadan geçen ışığın kırılmasına ve cisimleri uçuyor gibi görmemize neden olurmuÅŸ. Ender tanık olunan bir tür serap. “Fata Morgana” Ä°talyanca bir tabir. Fata kelimesi Ä°talyanca’da “kader”, morgana ise “optik ilüzyon” demek. Rivayet olur ki, Kral Arthur zamanında, büyücü Morgan Le Fay, Messina BoÄŸazı’nda Fata Morgana’nın neden olduÄŸu gemilerin görüntülerinin bozulmasından, perili olduÄŸu sanılan ÅŸatoların havada uçmasından ve cadılık yetenekleriyle kara yanılması yaratarak gemicileri tuzaÄŸa düşürmekten sorumlu tutulmuÅŸ. Demek ki günün müjdesi olaÄŸanüstü doÄŸal fenomene tanık olmakmış. 19. yüzyılda Kuzey ve Güney kutbu civarında keÅŸfe çıkan maceraperestler seyir defterlerine daha sonra varlığı kanıtlanamayan geniÅŸ arazileri keÅŸfettiÄŸini sanıp, çok sayıda Fata Morgana vakası not etmiÅŸler. UFO gördüğünü sanan kimi gözlemcilerin de bu optik fenomene tanık oldukları konusunda şüpheler bulunuyor. Ming Ming ışıkları Avustralya’da bazı bölgelerde Aborjin halkının ve ülke folklorunun bir parçası haline gelen Ming Ming ışıklarının, Fata Morgana’nın bambaÅŸka bir formu olduÄŸu iddia ediliyor. Bu ışıklar bazen insanları takip eder, yaklaşır, kaybolur sonra tekrar ortaya çıkarmış...Bir gün önce ulaşılması imkânsız bir düşler ülkesi gibi algıladığım Robben Adası’na dair fantastik düşüncelerimin ve fütüristik kurgumun yerini ertesi gün realite alıyor. Nelson Mandela’nın 27 sene süren tutukluluk döneminin 17 senesini geçirdiÄŸi ve diÄŸer politik tutuklularla birlikte kireç taşı ocaklarında çalıştırıldığı ada, 1999 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edildi. Apartheid rejimine karşı halkının onurunu ve topraklarını savunan, ömrünü eÅŸitsizlik, yoksulluk, Afrika’nın çatışmalı bölgelerine barışı getirmeye adayan Mandela; maruz kaldığı ÅŸiddete raÄŸmen kin, intikam ve kırgınlık taşımadı. 1993’te Nobel Barış Ödülü’nü alan Mandela, ABD BaÅŸkanlığı Özgürlük Madalyası’na da layık görüldü. Ä°lginçtir! Dünya kamuoyundan gördüğü tüm takdire raÄŸmen Mandela, 2008 yılına kadar ABD’nin “tehlikeli teröristler” listesinde tutulmaya devam edildi. 1994’te tüm halkın ilk defa katıldığı seçimlerde devlet baÅŸkanı seçilen Afrika’nın saygın ismi, yaklaşık 60 sene boyunca yer aldığı listeden ölmeden sadece beÅŸ yıl önce, 90 yaşında çıkarıldı. Dünya bildiÄŸiniz gibi... ÇoÄŸu zaman gerçek ile algı yer deÄŸiÅŸtirir. DoÄŸrular çarpıtılır, demokrasinin içi boÅŸaltılır, çıkara göre politik manzara deÄŸiÅŸtirilir hızlıca. Her tür Fata Morgana yaÅŸanır, yaÅŸatılır siyaset arenası[email protected] Elif Günsel

Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/658642-dunya-bildiginiz-gibi/