Partili cumhurbaşkanlığı sorunu ve demokrasi
1950 öncesi DP’nin en önemli politik hareketi, partili cumhurbaşkanı sisteminin ortadan kaldırılması mücadelesidir. DP’nin devamı olduğunu söyleyen AKP, DP’nin ideallerinin tersini yapıyor.
Demokrasi, insan aklının yarattığı bir yönetim sistemidir. ÇaÄŸdaÅŸ, evrensel demokrasiye hatalardan çıkarılan dersler ve yüzyılların deneyimleri sonucu ulaşıldı. Demokrasi ilkeleri, uzun deneyimler sonucu, eksiklerin giderilmesi yoluyla geliÅŸtirildi.Demokrasinin en önemli ilkelerinden birisi de devlet baÅŸkanlığı makamının tarafsız ve partisiz olmasıdır. Ä°leri demokrasilerde bu durum kesin bir ilke olarak kabul edilmektedir.Tarafsız devlet baÅŸkanı, çaÄŸdaÅŸ anayasalarda mutlak sorumsuzlukla güçlendirilmiÅŸtir. Bunun nedeni, hükümetle parlamento arasında ya da siyasal partiler arasında çıkan uyuÅŸmazlıklarda devlet baÅŸkanının tarafsız ve etkin hareket edebilmesini saÄŸlamaktır. Batı dünyasındaki ve ülkemizdeki anayasa kitapları, bu konuda tartışmasız ve elbirliÄŸi ile şöyle yazıyor:EVRENSEL KURAL“Devlet baÅŸkanının siyasi bakımdan sahip olduÄŸu mutlak sorumsuzluk, onun mutlak siyasi tarafsızlığını gerektirir. Devlet baÅŸkanı bu sıfatı taşıdığı müddetçe parti adamı deÄŸildir. Partiler üstü objektif tarafsız bir kiÅŸidir. Zira devlet temsilcisi, milletin başıdır. Bu sebeple asla bir partizan gibi konuÅŸamaz ve hareket edemez. Memleketin iç ve dış politikasında belirli bir partiyi, zümreyi veya ÅŸahsı açıkça tutan ya da yeren açıklamalarda bulunamaz. Rolü ayırıcı deÄŸil, birleÅŸtiricidir. Tenkit ya da onaylama deÄŸil, uyarma ve irÅŸattır, gerektiÄŸinde millet adına hakemlik yapmaktır. Daha ziyade manevi rolü vardır ve tarafsızlığa titizlikle saygı gösterdiÄŸi ölçüde etkinlik ve ‘meÅŸruluk’ kazanır.â€Bu tanımlama sonunda, devlet baÅŸkanına verilen görev ve nitelikler, onun mutlak sorumsuzluÄŸunu ve mutlak siyasal tarafsızlığını gerektirir. Devlet baÅŸkanı, partiler üstü, tarafsız bir kimliÄŸe bürünüyor. Bu nedenle devlet baÅŸkanından partizan yaklaşımlar ve hareket beklenmiyor. AVRUPA’DA DURUMÄ°ngiltere meÅŸruti bir krallıktır ancak Avrupa’nın en eski, en köklü, en ilerici demokrasisidir. Kral ya da kraliçe günlük siyasete karışmaz ve ülkenin birliÄŸini temsil etmektedir.Avrupa’nın en ileri sanayi ülkesi Almanya, siyasal yaÅŸamında çok acı bir dönem yaÅŸadı. 1930’larda genel seçimi ve demokratik araçları kullanarak iktidara gelen Hitler, adım adım otoriter bir rejim kurdu. Nazi-Hitler diktatörlüğünü yaÅŸayan Almanlar, Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonra evrensel ve ileri parlamenter sistemi kabul etti. Siyasal iktidarı sınırlayan ve denetleyen demokratik yeni anayasalarını yaptılar. Bugün Almanya, “mutlak sorumsuzluk†ruhuyla güçlendirilmiÅŸ, tarafsız ve partisiz devlet baÅŸkanlığı sistemini kabul etmiÅŸtir.FaÅŸist Mussolini dönemini yaÅŸayan Ä°talya, askeri diktatörlük dönemlerini geçiren Ä°spanya ve Portekiz de Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonra parlamenter sistemi ve partisiz CumhurbaÅŸkanlığı modelini kabul etti. İskandinav ülkeleri Ä°sveç, Norveç, Danimarka, Hollanda ve Finlandiya -kimisi hâlâ krallığı yaÅŸatsa da- tarafsız ve partisiz devlet baÅŸkanlığı modelini benimsemiÅŸtir. Fransa’da uygulanan yarı baÅŸkanlık, parlamenter sistemle baÅŸkanlık sistemini birleÅŸtiren karma bir modeldir.Buna göre halk tarafından seçilen cumhurbaÅŸkanı önemli yetkilere sahiptir. Ancak meclisten güvenoyu almış bir bakanlar kurulu ile birlikte çalışmak zorundadır. CumhurbaÅŸkanı, partiler arası konularda anayasa gereÄŸi tarafsız kalmaya titizlik gösterir. ABD’DEKÄ° DURUMABD’de katı kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı baÅŸkanlık sistemi, 200 yılı aÅŸkın süredir uygulanıyor. BaÅŸkan seçilen kiÅŸi, kendi partisinden istifa etmek zorunda deÄŸildir. Ancak ABD sistemi kesin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayandığı için baÅŸkanın yetkileri sınırlandırılmıştır. BaÅŸkanın önemli kararlarının Senato tarafından onaylanması gerekir. Sistem, güçlü “denge ve denetim†araçlarına sahiptir. ABD Anayasası’nın temel ilkesi siyasal iktidarın anayasal çerçeve ile sınırlandırılması kuralına dayanır. Ayrıca ABD, federal bir sistemle yönetildiÄŸi için zaten eyaletlerde seçimle gelen valiler ve her eyalette ayrıca meclisler vardır. BaÅŸkanın temel görevi, dış politika ve eyaletler üstü konulardır.1961 ANAYASASIÄ°kinci Dünya Savaşı sonrası evrensel demokrasi geliÅŸmelerini dikkate alan, seçimle oluÅŸan Kurucu Meclis, dünyanın en ileri ve demokratik anayasalarından birisini kabul etmiÅŸtir. 1961 Anayasası ile devlet baÅŸkanı tarafsız ve partisiz konuma getirilmiÅŸtir.Böylece Türk siyasal yaÅŸamında “Partili CumhurbaÅŸkanı†modelinin ardından 1961 Anayasası ile “tarafsız ve partisiz devlet baÅŸkanı†modeli kabul edilmiÅŸtir.Ancak 2017’de yapılan halkoylaması ile “CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi†adı altında dünyanın hiçbir ileri ülkesinde görülmeyen “partili CumhurbaÅŸkanlığı†modeline dönüldü.20 aya yaklaÅŸan uygulamalar sonunda sistemin büyük sorunları açıkça ortaya çıkmış bulunuyor.Bu giriÅŸten sonra ülkemizde “partili CumhurbaÅŸkanlığı†modelinin geçirdiÄŸi aÅŸamalara kısaca göz atmalıyız. 23 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluÅŸu, ardından 15 yıl içinde çaÄŸdaÅŸlaÅŸma hamleleri ve aydınlanma devrimlerinin uygulanması dönemleridir. ÇOK PARTÄ°LÄ° SÄ°STEMBu dönemde iki kez çok partili sisteme geçiÅŸ yapılmış ancak baÅŸarılı olunamamıştı.SaÄŸcı iktidarlar tarafından bu dönem, “partili cumhurbaÅŸkanlığı†devri ve “tek parti iktidarı†olarak eleÅŸtirilir, itibarsızlaÅŸtırılır.Yeni bir devletin kurulma evresi olduÄŸu unutulur. Oysa o dönemde Almanya’da Hitler, Ä°talya’da Mussolini, Ä°spanya’da Franko ve Portekiz’de Salazar diktatörlüklerini sürdürüyordu. Ünlü siyasetbilimci Prof. Dr. Maurice Duverger’in açıkça ortaya koyduÄŸu gibi, “FaÅŸist rejimlerde her gün rastlanan otorite savunusunun yerini, Kemalist Türkiye’de demokrasi savunusu almıştır...â€TEK PARTÄ° KONUSUFransız siyasetbilimci Prof. Dr. Duverger, tek parti konusu ile ilgili ÅŸunları yazıyor: “... Türk tek parti sistemi, hiçbir zaman bir tek parti doktrinine dayanmamış; tekele resmi bir nitelik vermemiÅŸ, liberal demokrasiyi ortadan kaldırma arzusuyla meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışmamıştır. Sahip olduÄŸu tekelden daima rahatsızlık, utanç duymuÅŸtur.†(1)Duverger, kitabının “Tek Parti ve Demokrasi†bölümünde Atatürk Türkiyesi için ÅŸu yargıya varıyor: “1923 sonrası Türk evrimidir. Türkiye engelsiz ve sıkıntısız ÅŸekilde tek parti sisteminden plüralizme (çoÄŸulculuÄŸa) geçmiÅŸtir. Bugün, OrtadoÄŸu devletlerinin en demokratik olanıdır.†Duverger’e göre “basiretle uygulanan bir tek parti yönetimi bugün gerçek bir demokrasinin kuruluÅŸunu mümkün kılacak...†altyapıyı geliÅŸtirmiÅŸtir. (2)Aslında sadece Prof. Duverger deÄŸil, Batılı tüm bilim insanları da böyle düşünüyor. Bunları bu makalede birer birer saymaya gerek yok…GELÄ°ÅžMELERBu tespitlerden sonra “partili cumhurbaÅŸkanıâ€ndan “partisiz ve tarafsız cumhurbaÅŸkanıâ€na geçiÅŸin tarihsel geliÅŸimi üzerinde kısaca durabiliriz. 11 Kasım 1938’de CumhurbaÅŸkanı seçilen Ä°smet Ä°nönü, seçildiÄŸi günden itibaren yönünü çok partili demokratik sisteme çevirdi. Şöyle ki:1. Ä°nönü seçildikten iki ay sonra 1939 yılı başında Ä°stanbul Ãœniversitesi’nde yaptığı konuÅŸmada, çok partili demokrasiye geçileceÄŸi konusunda açıklamalar yaptı.2. 29 Mayıs 1939’da toplanan CHP 5. Kurultayı’na baÅŸbakanın, parti genel baÅŸkanvekili, illerde valilerin il baÅŸkanı olması kuralı kaldırıldı.Ancak çok partili demokratik sistem yolunda gidilirken tam bu sırada 1 Eylül 1939’da II. Dünya Savaşı baÅŸladı. Türkiye’nin dört bir yanında süren savaÅŸ nedeniyle çalışmalar ve tüm yoÄŸunlaÅŸma savaÅŸ dışı kalmaya verildi. Ä°kinci Dünya Savaşı, Eylül 1945’te bitince çok partili sistem için giriÅŸimler yeniden baÅŸladı. 3. Nitekim 19 Mayıs 1945’te Gençlik ve Spor Bayramı’nda yaptığı konuÅŸmada CumhurbaÅŸkanı Ä°nönü, demokrasi ve çok partili sisteme geçiÅŸ konusunda olumlu sinyaller verdi.4. 12 Ekim 1945’te ABD Senato üyesi Claude Pepper, Ä°nönü’yü ziyaret etti. Ä°nönü, aynen “Kendimi Millet Meclisimizde bir muhalefet partisi baÅŸkanı olarak gördüğüm gün hayatımın vazifesini yerine getirmiÅŸ sayacağım†diyordu. (3)5. 1 Kasım 1945’te Ä°nönü, “Bizim tek eksiÄŸimiz, hükümet partisi karşısında bir muhalefet partisinin bulunmamasıdır. Bu konuda iki kez tecrübe yaptık. Bunların baÅŸarılı olmaması talihsizliktir†diyordu.8 Temmuz 1946’da genel seçimler yapıldı. Katılım oranı yüzde 85 oldu. CHP 395, DP 64 milletvekili kazandı. DP seçimleri eleÅŸtiriyordu. Haklı olduÄŸu noktalar vardı. Henüz baÅŸlayan demokratik hayatta partiler arasında sert tartışmalar da oluyordu. Nihat Erim’in “Demokrasinin üzerine bir ÅŸal örtebiliriz†söylemi, sert eleÅŸtirilere neden oldu.Seçimlerden hemen sonra Meclis’teki bütçe görüşmeleri de çok sert geçmiÅŸti. BaÅŸbakan Recep Peker, kürsüden “DP adına konuÅŸan Adnan Menderes’in sesinde, kötümser ve psikopat bir ruhun ve hasta bir ruh halinin akislerini dinledik†deyince DP milletvekilleri Meclis’i terk etti. İktidar ve muhalefet partileri (CHP-DP) arasındaki iliÅŸkiler, 1947 yılının ÅŸubat ayında yapılan muhtar seçimleri ve nisan ayında yapılan Ä°stanbul ara seçimleri sonrasında iyice gerilimli bir durum almıştı. CumhurbaÅŸkanı Ä°nönü, konuya tarafsız yaklaşıp bu sert havayı yatıştırmaya çalıştı. 12 TEMMUZ BÄ°LDÄ°RÄ°SÄ°Henüz çok partili sisteme adım atılırken CumhurbaÅŸkanı Ä°nönü, “Ben her iki partiye de aynı mesafedeyim†diyerek konuya el attı. BaÅŸbakan Peker ile DP Genel BaÅŸkanı Bayar’ı Çankaya’ya çağırdı. Onlarla görüştü ve sonunda 12 Temmuz 1947’de 12 Temmuz bildirisini yayımladı. Bildiride muhalefet partisini tutuyor ve aynen şöyle deniyordu:“...Bir yasal siyasi partinin metotlarıyla çalışan muhalefet partisinin, aynı iktidar partisinin ÅŸartlarına uygun çalışmasını saÄŸlamak lazımdır. Bu noktada, bir devlet baÅŸkanı olarak kendimi her iki partiye karşı eÅŸit mesafede görürüm... Amaç, baÅŸlıca iki parti arasında temel ÅŸartın yani güvenin yerleÅŸmesidir.â€DEMOKRASÄ° VE GÃœVENÄ°nönü bildirisinde şöyle diyordu:“Varmak istediÄŸim sonuç, baÅŸlıca iki parti arasında temel koÅŸulun yani güvenin yerleÅŸmesidir.Muhalefet güvensizlik içinde yaÅŸayacak ve iktidarın kendisini ezmek niyetinde olmadığına inanacak ve güvenecektir.â€Ä°nönü, CumhurbaÅŸkanı olarak partiler üstü, tarafsız bir rol üstlenmiÅŸti. Zaten 12 Temmuz bildirisinden 2 ay sonra da Recep Peker baÅŸbakanlıktan ayrıldı.Ä°nönü, tarafsız devlet baÅŸkanı olduÄŸunu göstermiÅŸ, kendi partisini kenara iten, iktidar ve muhalefet partilerine karşı eÅŸit uzaklıkta yansız bir tavır sergilemiÅŸti.  12 Temmuz bildirgesi, DP içinde de rahatlatıcı bir etki yapmıştı. Yürürlükte olan 1924 Anayasası’nda tarafsız cumhurbaÅŸkanlığına ait bir kural yoktu. Ancak CumhurbaÅŸkanı Ä°nönü uygulama ile bunu yaratıyordu. DEMOKRAT PARTÄ° KARÅžIBu tarihi gerçekleri ortaya koyduktan sonra yine bugünlere gelelim. AKP, daima kendisini DP’ye benzetmek ve köklerini DP’ye baÄŸlamak istiyor. Oysa 1950 öncesi DP’nin en önemli siyasi konularından birisi partili cumhurbaÅŸkanlığı sorunuydu. DP, partili cumhurbaÅŸkanı modeline ÅŸiddetle karşı çıkıyordu. Ä°ÅŸte DP’nin 1946 seçimlerinde yayımladığı seçim bildirgesinden bir paragraf:“Devlet baÅŸkanının fiilen bir partinin baÅŸkanlığında bulunması ve bütün milletin malı olması icap eden devlet baÅŸkanlığı yüksek makamının bütün yüksek dokunulmazlık ve yetkileriyle bir partinin tarafında yer alması diÄŸer partileri gayet nazik ve zor bir mevkide bulundurmakta ve partilerin eÅŸit hak ve ÅŸartlar altında çalışabilmeleri prensibine aykırı durumlar yaratmaktadır.†CumhurbaÅŸkanı partili deÄŸil, tarafsız olmalıdır. (19 Haziran 1946, DP Seçim Bildirisi)DP, açıkça ÅŸunları söylüyordu: 1. En önemli makam, CumhurbaÅŸkanlığı makamıdır.2. Bu makam tarafsız olmalıdır.3. Böylesi bir makamın bir partinin elinde olması, partilerin eÅŸit hak ve ÅŸartlar altında çalışmaları ilkesine aykırıdır.Sürekli kendisini DP’ye baÄŸlamak isteyen AKP, bu bildiri ve düşüncelerden ders almalıdır. Bugünkü tabloya bakarak 75 yıl önce DP’nin söyledikleri ile AKP’nin uygulamaları birbirinin tamamen karşıtıdır. 1957 SEÇİMLERÄ° SONRASI VE MENDERESBilindiÄŸi gibi 1957 seçimlerinden sonra CumhurbaÅŸkanı Bayar, giderek tarafsızlığını kaybetti. DP simgesi taşıyan bastonla halkın arasına girip konuÅŸmalar yaptı. Oysa, tarafsız cumhurbaÅŸkanlığı niteliÄŸine sahip olsaydı, iktidar-muhalefet arasında uzlaÅŸma saÄŸlayabilirdi. 1950’lerin son yıllarında DP-CHP iliÅŸkisi sert bir duruma gelmiÅŸti. 1960 Ä°htilali’nden sonra merhum Aydın Menderes, CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar’ın partiler üstü cumhurbaÅŸkanı gibi davranıp tarafların uzlaÅŸmasını saÄŸlayacak bir seçim programı geliÅŸtirmek yerine çatışmayı körüklemiÅŸ olmasını kitabında eleÅŸtirmiÅŸtir. (Babam Adnan Menderes, s. 87-88)Ä°nönü, 12 Temmuz 1947 beyannamesiyle bunu yapmış, kendi partisiyle muhalefetteki DP’yi uzlaÅŸtırarak 1950’deki hür seçimlerin yolunu açmıştı. Aydın Menderes, “Bayar da öyle yapmalıydı†diyor. Aydın Menderes, açıkça Ä°nönü’nün 12 Temmuz 1947’deki giriÅŸimine ve ünlü bildirisine gönderme yaparak Celal Bayar’dan da aynı davranışı görmek istediÄŸini belirtiyor.CumhurbaÅŸkanı Bayar, BaÅŸbakan Menderes ile muhalefet lideri Ä°nönü’yü bir masa etrafında toplayıp uzlaÅŸma yaratabilirdi. Böylesi bir tarafsız cumhurbaÅŸkanlığı rolünü üstlenebilirdi. Ancak kısır politik görüşler politikada bu geniÅŸ düşünce sistemini engelliyordu.Tüm bu nedenlerle yukarıda belirtildiÄŸi gibi 1961 Anayasası, partisiz cumhurbaÅŸkanlığı ilkesini kabul etti. (Madde-95) Daha sonra kabul edilen 1982 Anayasası da aynı ilkeyi benimsedi. Parlamenter demokratik sistemde tarafsız cumhurbaÅŸkanı devlet baÅŸkanıdır. Devletin birliÄŸinin ve ülkenin bütünlüğünün simgesidir. Yukarıda belirttiÄŸimiz gibi bugün ülkemizde uygulanan sistem, bu temel ilkeyi altüst ediyor, halk kitleleri arasında ayrışmalara neden oluyor.Politik ayrışmalara neden olan bu sistemi bir an evvel bırakmak ve partisiz cumhurbaÅŸkanlığı sistemine dönmek gerekiyor. MEÅžRUÄ°YET TARTIÅžMASICHP Genel BaÅŸkanı’nın “Sözde CumhurbaÅŸkanı†eleÅŸtirisinden sonra AKP sözcüleri, KılıçdaroÄŸlu’na çatarak “bununla bir vesayet rejimi getirilmek istendiÄŸi†ya da “anayasanın meÅŸruiyet sınırlarının zorlandığı†görüşünü ileriye sürdü.Kimi yazarlar, anayasal bir kurum olarak “CumhurbaÅŸkanlığı sisteminin eleÅŸtirilemeyeceÄŸini†ileriye sürüp böylesi eleÅŸtirilerin “meÅŸruiyet krizi†yaratacağını iddia ediyor. HUKUKSAL DURUMBu konuda hukuksal durum kanımızca şöyledir:Bugün uygulanan “CumhurbaÅŸkanlığı hükümet sistemi†dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Ancak yapılan bir halkoylaması sonunda kabul edilmiÅŸtir. ErdoÄŸan da seçimle bu makama gelmiÅŸtir. Bu noktalar açıktır ve bu konuda hiçbir kuÅŸku yoktur. Bu durumun “gayri meÅŸru olduÄŸu†ileriye sürülmüyor. Ancak bu sistemin evrensel ve çaÄŸdaÅŸ demokrasi ilkelerine ters düştüğü görüşü dile getiriliyor. Böyle bir eleÅŸtiri de hem muhalefet partilerinin hem de her vatandaşın doÄŸal demokratik hakkıdır. 75 YILLIK TARTIÅžMABu yazımızda 75 yıldır üzerinde tartışılan “partili cumhurbaÅŸkanlığıâ€, “tarafsız devlet baÅŸkanlığı†konuları üzerinde duruldu. Anayasal ilkeler, Avrupa’daki durum ve bu hassas konunun Türkiye’de geçirdiÄŸi aÅŸamalar özetlendi. Konuyu şöyle baÄŸlayalım:- CumhurbaÅŸkanlığı, anayasamıza göre en önemli siyasal makamdır.- CumhurbaÅŸkanlığı, tüm Türk milletinin kabul ettiÄŸi en büyük makamdır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesidir.- CumhurbaÅŸkanı, ayrımcı deÄŸil, tüm halkı kucaklayıcı olmalıdır.- Demokraside halkın deÄŸiÅŸik partilere yönelmesi doÄŸaldır ama cumhurbaÅŸkanı ağırlığını bu partilerden birisi lehine koyup diÄŸerlerini kötüleyemez.Ne yazık ki bugün ülkemizde CumhurbaÅŸkanlığı makamında bir siyasal partinin genel baÅŸkanı oturuyor ve daima kendi partisini öne çıkarıyor. DiÄŸer partilere hakaret ediyor. Milleti, halkı bütünleÅŸtirmesi gereken devlet baÅŸkanı, halkı ayrıştırıyor. Ä°ÅŸte bu nedenlerle halk da bu uygulamayı beÄŸenmiyor. Bu nedenle yapılan tüm anketler sistem hakkında olumsuz sonuçlar veriyor. Türk demokrasisi büyük bir çeliÅŸki yaşıyor.Çok güzel atasözlerimiz vardır: “Bu sıkleti (ağırlığı), bu terazi kaldırmıyorâ€. Ä°ÅŸte bugün uygulanan partili baÅŸkanlık sistemi böyledir. (1) Maurice Duverger, Siyasi Partiler, 2. Basım, Bilgi, 1974, s.360-364.(2) Age.s.364. (3) Haldun Derin, Çankaya Özel Kalemini Hatırlarken, DoÄŸan Kitap, 1995, s.178.
Alev CoÅŸkun
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/660094-partili-cumhurbaskanligi-sorunu-ve-demokrasi/