Fuentes'le ruhun bildiğini hatırlamak
Meksika için öngörülen bütün felaketlerin gerçekleştiği 1992 yılı, Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’yı keşfinin de 500. yıldönümü. Bu bağlamda kaleme alınan Doğmamış Kristof, pek çok yönüyle “eşsiz†bir yapıt. Her yönüyle yeniden doğuş ve özlenen devrimin romanı.
/Archive/2021/1/25/122716220-kapakic1.jpgPlaton ruh teorisinde, akıl ilkelerinin temellendirilmesi için bedenden bağımsız olabilmenin önemine deÄŸinir. Çünkü ona göre idealar ile görüngüler âlemi arasındaki ayrım, ancak her iki âlemle iletiÅŸimde olabilen ruh görüşüyle birleÅŸtirilebilir. Bedene bürünmeden önce ruhun ideaların bilgisini elde ettiÄŸini ve ruhta içkin olarak sakladığını savunur.Peki Platon’un iddia ettiÄŸi bilgi ve deneyimler nerededir? Platon, ideaların bilgisinin, ruhun bedene bürünme sürecinde unutulduÄŸunu ve doÄŸru bilgi olarak kabul ettiÄŸi bu unutulan hakikatlerin ancak yeniden hatırlamayla elde edilebileceÄŸini öne sürer ve henüz anne karnındayken sahip olduÄŸumuz bilgi birikiminin doÄŸumdan sonra unutuluÅŸuna iÅŸaret eder.ANLATICI FETÃœS!Carlos Fuentes’in 1987 yılında yayınlanan ve birçok yönüyle “eÅŸsiz†sıfatını hakeden romanı, DoÄŸmamış Kristof, Platon’un ruh teorisini çatı yaparak henüz anne karnındaki bir fetüsün anlatıcılığını sunar okura.Elbette DoÄŸmamış Kristof’u eÅŸsiz kılan yalnızca anlatıcısının bir fetüs oluÅŸu ya da romanın alt metninde saklanan ruh teorisi deÄŸil, okuru baÅŸtan sona metne dahil eden, sakınımsız, yedi yüz altmış sayfalık bir metinde kimi kez kaybolduÄŸunu itiraf edecek kadar cesur ve tüm canlılılığı ve ironikliÄŸine nazaran sonunda ne yaptığını bilen bir yazarın imzasını taşımasından kaynaklı.Oldukça kalabalık karakter ağı okuma dinamiÄŸini kimi yerlerde sekteye uÄŸratsa da Fuentes, tıpkı bir yol gösterici gibi okurun yolunu bulmasına ve hatta okur aracılığıyla romanın nihayetlenebileceÄŸi duygusuyla metin ve okur arasındaki kuvvetli baÄŸa yaslanır./Archive/2021/1/25/122728048-ic2.jpg500. YILRoman, Amerika’nın KeÅŸfi’nin beÅŸ yüzüncü yılı kapsamında Meksika’da yapılacak bir etkinlikle Amerika’nın keÅŸfedildiÄŸi, yani 12 Ekim günü anısına, o gün doÄŸan erkek çocuÄŸa “Cumhuriyetin OÄŸlu†ünvanının verilmesi ve bu ünvanın sunduÄŸu ayrıcalıklara sahip olma hayaliyle ruha bürünür.Angel ve Angeles’in bu hayalin ardından baÅŸladıkları yolculukları iniÅŸli çıkışlı, hatalarla örülü bir iyiye ve güzele ulaÅŸma çabası taşır. Bu yüzden DoÄŸmamış Kristof’un her yönüyle yeniden doÄŸuÅŸ ve (özlenen) devrim romanı olduÄŸunu söylemek yanlış olmaz.Ancak yirminci yüz yılın sonlarındaki Mekika için “devrim†hayalkırıklıklarıyla örülü aşılmaz bir yol imgesine dönüşür. Bu imgenin sarmalındaki Angel, Angeles ve henüz anne karnındaki Kristof’un yolculukları ruhsal olduÄŸu kadar bedensel deÄŸiÅŸimler ve kabullerle, baÅŸka boyutlara taşınır.Yazar, karakterlerin kendilerini tanıma yolundaki hataları, büyüme ve geliÅŸme eÅŸiklerini Meksika’daki tarihsel süreçlerle tamamlayarak romanın bütünselleÅŸmesine büyük bir katkı sunuyor./Archive/2021/1/25/122737095-ic3.jpgÇÜRÃœYEN MEKSÄ°KAFuantes, kutsalların reddiyle hem aile kurumunu hem de yeni yüzyıla hazırlanan Meksika’nın siyasi ve toplumsal çürüyüşünü acımasız saptamalarla eleÅŸtirmiÅŸ. Halk kendini televizyonun büyülü karanlığına kaptırmış, birbirinden saçma reality ÅŸovları izlerken Meksika yolsuzlukların, çevre kirliliÄŸinin ve siyasi entrikaların çıkmazında resmedilmiÅŸ.Ne yazık ki özlenen vatan hayalleri ve gerçekleÅŸemeyen umutlar büyük yıkımlarla sonuçlanır. Romanda siyasi kirlenmiÅŸliÄŸin, haksız zenginliÄŸin ve kandırmacanın karşısında Kristof, yeniden doÄŸuÅŸu simgelerken, öte yandan böylesi bir dünyaya doÄŸmanın eleÅŸtirisini yapar:“Meksika mı burada mı doÄŸacağım? ... Canlı ya da ölü bin dolar borçlu olduÄŸum bu ülkede!.. DoÄŸduÄŸum andan itibaren 12 ton kükürt, kurÅŸun ve karbonmonoksit solumak için... Bu ülkeye mi çıkacağım? Bana petrol sayesinde iyi durumda olduÄŸumuzu söylesinler diye mi? Bundan böyle endiÅŸeye mahal kalmadığını, zenginliÄŸimizi idare etmenin yeteceÄŸini söylesinler diye mi? ElektriÄŸim olmasa da buzdolabı alabileyim, çöpe ve ateÅŸe gömülü sokaklarda yürürken insanlar beni kıskansın diye walkman takabileyim diye mi?â€OKURDAN VAZGEÇMEDENFuantes, karakterleÅŸtirdiÄŸi okurdan bir an olsun vazgeçmeden, düşüncelerini, çeliÅŸkilerini ve korkularını yasladığı yoldaşı yanına çağırarak yaklaşır sona. Orada doÄŸumun, baÅŸlangıçın, unutuÅŸun, kaybın ve varoluÅŸun sesini duyulur:“Annemin karnında dönüşsüzce yaÅŸlandım; evet doÄŸum dedikleri bir kandırmaca, küçük yaÅŸlı bir adam olarak öleceÄŸim; kimse dokuz aydan fazla yaÅŸamıyor, hepimiz dokuz aylıkken ölüyoruz; gerisi ölüm çünkü gerisi unutuÅŸ... BildiÄŸim her ÅŸeyi unutuyorum, ışık sönüyor, içerideyken her ÅŸeyi biliyordum, genler, Hegel’ler, Hegene’ler, atalarım...â€Okur için bir not da benden; ey okur yazarına güven, seni asla yalnız bırakmayacağını bil, aklını sarmalayan hikâyeye teslim ol çünkü odur seni ÅŸaşırtacak olan.DoÄŸmamış Kristof / Carlos Fuentes / Çeviren: Aslı Biçen / Can Yayınları / 760 s.
Sacide Alkar Doster
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/660359-fuentesle-ruhun-bildigini-hatirlamak/