Müzisyen Aylin Aslım: Boğaziçi bir sembol, asıl hedef bilimsel düşünce!
Aylin Aslım, müzikle arasına mesafe girdiğini söylüyor: Sadece yorumcu olsaydım belki bu kadar şiddetli hissetmeyecektim duygusal anlamda bu umursanmamayı, yangında ilk vazgeçilecek olmayı, her türlü toplumsal kaosta ilk konserlerin iptal edilmesini asla futboldan veya yarışma programlarından vazgeçilmemesini. Bunları insan kişisel algılıyor, yaptığı seçimleri sorguluyor meslek olarak. Ben şarkı yazarı ve şarkıcıyım. Her kaosta ilk susması istenen ses benim ve benim gibilerin oluyor. Bunu böyle 25 yıl duyunca gerçekten başka bir boyuta geçiyor.
Aylin Aslım, müziÄŸe BoÄŸaziçi yıllarında adım atmış. Okulundaki ‘kayyum rektör’ protestolarını üzüntüyle izliyor. “Hangi üniversiteden olursa olsun kafası aydınlık olan herkesi BoÄŸaziçi'ne yapılanlar üzer. Daha öte bir rezalet var mı. Bir üniversitenin kapısına kelepçe takılması… İstedikleri resim bu demek ki†diyor. Aslım, bir yandan da 44 yaşında hayatının sürprizini yapan bebeÄŸini bekliyor. HamileliÄŸin getirdiklerini Instagram’da açtığı “Aylininhikâyesi†hesabında paylaşıyor. Ä°stanbul’dan Kaş’a baÄŸlandık, hem bebeÄŸini, hem üniversitesinde olanları hem de salgında müzisyen olmayı konuÅŸtuk. /Archive/2021/1/25/192347109-aylin-aslim.jpg"Ben ÅŸunu diyorum, ‘eÄŸer istiyorsan senin için hayattan diliyorum, darısı başına.’ Sormadan etmeden çocuksuz bir kadına ‘darısı başına’ demek sınırını bilmeyen insan modelinde oluyor. Belki istedi olmadı, belki istiyor eÅŸi istemiyor, çok mahrem bir konu çocuk konusu. Ben uzun aylar boyunca risklerden dolayı, yapılması gereken testlerin sonucu gelene kadar ailemle dahi paylaÅŸmadım. Çok fazla kendi kendime yaÅŸadım."Öncelikle tebrik ederim. SaÄŸlıkla gelsin bebeÄŸiniz. Öyle bir sürpriz yaptınız ki... Bana da sürpriz oldu (gülüyor). “Hayatın en büyük sürprizi†diye yazdım zaten. Gerçekten öylesine yazmadım. Hiç beklediÄŸim bir ÅŸey deÄŸildi.Hiç düşündüğünüz bir ÅŸey de deÄŸildi sanırım…Hiç… Artık kırklı yaÅŸların ortasında insan düşünmemeye baÅŸlıyor çocuklu hayatı. Hatta artık kesinlikle istemediÄŸimden emin olduÄŸum bir döneme geçmiÅŸtim…ÇOCUKSUZ HAYAT GÃœZEL DEMÄ°ÅžTÄ°MÖnceden istemiÅŸ miydiniz ya da aklınızdan geçirmiÅŸ miydiniz peki?GeçirmiÅŸtim tabii ama… Kariyer çok uygun deÄŸil ona. Düzenli hayat getiren bir iÅŸ deÄŸil meslek. DoÄŸru partnerle doÄŸru zamanda doÄŸru yaÅŸta olmak gerekiyor. O denklem bir türlü denk düşmeyince zaman geçti. Belli bir süre sonra ben de bu konuyu unuttum. GeçtiÄŸimiz yaz artık gerçekten istemediÄŸimi düşünmeye baÅŸlamıştım, partnerime de öyle söylüyordum. Çocuksuz bir hayat bana daha güzel geliyor demiÅŸtim. O kadar çok söyledim ki aynı ÅŸeyleri onu da bir ÅŸekilde ikna ettim (gülüyor).Sonra?Hayat böyle, ters köşe geldiÄŸinde önünde hiçbir ÅŸey duramıyor. Benim için mucize.Bazı kadınlar ki bunun çeÅŸitli sebepleri olabilir, “ben çocuk istiyorum†diyerek ve çok kararlı bir ÅŸekilde çocuk sahibi oldular. Ben de o gruptan deÄŸilim hep çeliÅŸki yaÅŸayanlardandım bu konuda...Acabalarla aslında zaman geçiriyor insan. O soruları sorarken yıllar geçiyor. Belki de çok soru sormaktan, endiÅŸeden… Belki kendi çocukluk deneyimlerinizi tekrar etmek istememekten… Benim yaÅŸadığımdan daha iyi bir hayat sunabilecek miyim? Sadece maddi olarak deÄŸil, daha mutlu bir çocuk yetiÅŸtirebilecek miyim? Bütün bu sorular da uzaklaÅŸtırıyor insanı. Sorulması gerekli sorular ama… O kararlılık da beni hep ÅŸaşırtmıştır. Benim arkadaÅŸlarım da var dümdüz gidip yaptılar, mutlular da. Ben onların yaşında anne olmayı kaldıramayacağımı düşündüğüm için olmamayı seçtim. Åžimdi baktığımda da doÄŸru yapmışım diyorum. O yaÅŸtaki Aylin, sanmıyorum ÅŸimdi hazırlandığım ÅŸekilde hazırlansın anne olmaya…BENÄ°M ZAMANIM 20’LER 30’LAR DEĞİLDÄ°Demek ki sizin için en iyi zamanı bu zamanmış.Tabii benim zamanım 20’ler 30’lar deÄŸildi bundan eminim. Aklım yapmak istediÄŸim baÅŸka ÅŸeylerdeyken, oturmuÅŸ olgunlaÅŸmış bir iliÅŸki anlayışı yokken… Yapılırdı da o çocuk nasıl bir çocuk olurdu onu bilemiyorum… "Rockçı anne" diye yazıldınız. KulaÄŸa çok da hoÅŸ geliyor bence…MüziÄŸin içine doÄŸacak…Baba da müzisyen… Müzikle ve hayvanlarla iç içe büyücek…İSTANBUL'A ZERRE ÖZLEM HÄ°SSETMÄ°YORUMSiz Kaş’a yerleÅŸeli 5 yıl oldu deÄŸil mi? Aslında o da çoÄŸu kiÅŸinin isteyip de yapamadığı bir ÅŸey, o kararı nasıl almıştınız?O karara gelmek Ä°stanbul'dan ne kadar tiksindiÄŸinize baÄŸlı. Ben artık çok öncesinde dolmuÅŸ taÅŸmıştım. Hiç evden çıkmayacak bir hale gelmiÅŸtim. “Madem evden çıkmıyorum nerede oturduÄŸumun ne önemi var†dedim. Ömrüm boyunca Ä°stanbul’da yaÅŸadım ben. Bir buçuk yaşımda Almanya’dan geldim… Ä°stanbul’a gittiÄŸimde de zerre kadar bir nostalji, özlem hissetmiyorum. Ömrümün geçtiÄŸi sokaklar, semtler… Artık hiçbir ÅŸey eskisi gibi olmadığı için o özlediÄŸim semt yok, özlediÄŸim mekanlar yok, özlediÄŸim insanlar o mekanlarda deÄŸil. Yıllarca yaÅŸadığım yer duygusu oluyor ötesi olmuyor maalesef çok garip ama…En çok nerelerde vakit geçirmiÅŸtiniz?Benim gençliÄŸimin geçtiÄŸi BeyoÄŸlu yok. BeÅŸiktaÅŸ da aynı deÄŸil… Biz gençken Ä°stanbul’un nüfusu kaçtı acaba? Åžu an kalabalıktan adım atamıyorsun. Okulum BeÅŸiktaş’taydı… Hiçbir yer aynı kalmıyor ki onun için özlem de geliÅŸemiyor. Ne kadar kalmam gerekiyorsa o kadar kalıp geri dönüyorum.HamileliÄŸiniz tam da pandemiye denk geldi bir de… Sormayın sormayın… Hamilelikten bir buçuk, iki ay önce bir de bel fıtığı çıkmıştı bende. Kötü olmuÅŸ bel fıtığı...O çok yazık oldu. Birden bire kabin boyu bir bavulu kaldırırken oldu… Uzun süre sporsuz kalmaktan oldu bence, yürüyüşe devam ediyordum ama… Hamilelik bel fıtığı dışında nispeten güzel geçiyor. Mide bulantısı hiç olmadı. Åžimdi son bir haftadır da reflü çıktı ama ÅŸanslı sayıyorum kendimi. Aileniz nasıl karşıladı?Åžok oldular, ne tepki vereceklerini bilemediler ilk baÅŸta (gülüyor) sonra sevinç ve heyecan geldi. SINIRIMIZI BÄ°LELÄ°M ARKADAÅžLAR!Çocuklular, çocuk haberini çok büyük bir coÅŸkuyla karşılarlar, hatta ‘istemiyorum’ diyenleri de dürterler…Ben ÅŸunu diyorum, ‘eÄŸer istiyorsan senin için hayattan diliyorum, darısı başına.’ Sormadan etmeden çocuksuz bir kadına ‘darısı başına’ demek sınırını bilmeyen insan modelinde oluyor. Belki istedi olmadı, belki istiyor eÅŸi istemiyor, çok mahrem bir konu çocuk konusu. Ben uzun aylar boyunca risklerden dolayı, yapılması gereken testlerin sonucu gelene kadar ailemle dahi paylaÅŸmadım. Çok fazla kendi kendime yaÅŸadım. Çok yabani biri olarak kendimden beklemezdim böyle bir ihtiyaç ama bir Instagram hesabı açtım “aylininhikayesi†diye. Deneyimlerimi, bana garip gelen ÅŸeyleri anlatıyorum… Kadınlardan o kadar güzel mesajlar aldım ki o iyi dilekleri o kadar iyi geliyor ki. PaylaÅŸmak bana çok iyi geldi. Aslında bilmediÄŸim çok başında olduÄŸum bir konu… Åžuraya geleceÄŸim, sınır bilme mevzusu… En çok bunu yazmış kadınlar. “Kilo almışsın, emiyor mu, sütün yetti mi, benim sütüm paçalarımdan akardı†falan diyenler oluyormuş… Aslında bir tür taciz. Her konuda hassaslaÅŸmış bir kadına ‘ay kilo mu aldın’ denmemeli…Zaten emzirme döneminde en büyük kriz süt! Sütün yetti mi sorusu insanı çıldırtıyor. Ama böyle böyle konuÅŸtukça farkındalık da artıyor, sizin paylaÅŸmanız pek çok kadına dayanışma ağı kurdu…Aynen… Kadın dayanışma sayfası gibi oldu. “Sınırlarımızı bilelim arkadaÅŸlar, sınırlarımızı koruyalım†diye yazıyorum, alta yorumlar sıralanıyor. ÇocuÄŸunu büyütmüş ama hâlâ o dönemin travmasını atlatamayan kadınlar var. “Unutamıyorum†diyorlar söylenen sözleri.../Archive/2021/1/25/192359203-aylin.jpg"Aşık Veysel'in “Şeytan bunun neresinde†dizesinden bir adım öteye geçememiÅŸ olmamız beni Aylin olarak yordu. Çok ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirme umudumuz vardı 20’li yaÅŸlarda ama o dizenin ötesine geçemedi bu ülke. O kadar sıtkım sıyrıldı o kadar bıktım ki bu yaftalamalardan, benim gibi hisseden binlerce müzisyen adına konuÅŸuyorum, çok hor davrandı ülke müzisyenine. "TERMÄ°NATÖRE DÖNÜŞTÃœM! Koronavirüsten nasıl etkilendiniz peki?Bütün Türkiye gibi. Hepimiz en baÅŸta aşırı panik olduk. Hiçbir ÅŸey bilmiyoruz… Sonra yaza doÄŸru insanlar aşırı rahatladı. Ben o kadar rahatlayamadım. Evhamdan delirmedim ama maskesiz yakın duramıyordum insanlarla. Ne zaman ki hamile olduÄŸumu öğrendim asıl endiÅŸe o zaman baÅŸladı. Kendimi korumam yetmiyor partnerimin de kendini koruduÄŸuna emin olmam gerekiyor. Çünkü o bir erkek! ArkadaÅŸları da erkek! Kadınlar terminatör gibi tehlike var mı diye çevreyi tararken erkeklerde kafa böyle iÅŸlemiyor tabii ki. Hamile olduÄŸumu öğrendiÄŸim anda terminatöre dönüştüm! Bu yaÅŸta bana böyle bir hediye verilmiÅŸ, ‘bir ÅŸey olmaz’ diyemem, mümkün olduÄŸunca korumaya çalışıyorum virüsten kendimi de onu da. Koronada hamile bir kadının kendini koruma savaşı bambaÅŸka. Utku, flüt ve saksafon çalıyor. CiÄŸerleri çok önemli onun için. Enstrümanına aÅŸkla baÄŸlı bir adam o onun da kendini çok iyi koruması lazım. Benim mesleÄŸimle aramdaki aÅŸk iliÅŸkimiz bozulmuÅŸ olsa da biraz soÄŸukluk girmiÅŸ olsa da o sürekli çalan birisi. Erkekler bu tür mantık zincirlerini çok hızlı oluÅŸturamıyorlar biliyorsunuz. (gülüyor)Yaşıyorlar bu hayatı…Yaşıyorlar da bazen insan sormadan edemiyor 'bu yaÅŸa nasıl geldin' diye. (gülüyor) Bizim gibi kadınlar sayesinde geliyorlar iÅŸte… HamileliÄŸin de kadınlara verilmesinin bir sebebi var. Bu iÅŸ erkeklere verilseydi onlar bu süreci sonuna kadar götüremezdi. İçinizde canlı bir ÅŸey var!Onun verdiÄŸi sorumluluk bambaÅŸka. Kadınlara yüklenen ÅŸeyler, evham mesela… Sebebi bu! Sorumluyum ben onun canından. Evham bizde çocuk yapmadan da oluyor genlerimizde var sanırım. Kadınlar hakkında yapılan ÅŸakalar...Dırdır konusu. Dırdır aslında bir kadının bir konuyu bir erkeÄŸe izah etme çabası... Erkekte öyle bir kaygı olmadığı için o izaha da gerek duymamış. Mesela ‘O mikrop beni hasta eder mi’ gibi bir kaygı yok yani (gülüyor). Çünkü saÄŸlıklı kalmalıyım, korumalıyım gibi bir ÅŸey yok… Zaten bir ÅŸeyi ikinci kez söylemeye kalkmayalım, hemen dırdırcı oluveriyoruz…Aslında soru ÅŸu, neden ilk seferde anlamıyorsunuz?‘Kafan mı basmıyor’ da olabilir?(Gülüyor) Ä°nsan istemiyor ama bazen buraya geliyor konu. Kafa baÅŸka ÅŸeylere basıyor, hijyendi, saÄŸlıktı, böyle programlanmamışlar… Ben ikinci dumuru da bebeÄŸin erkek olacağını öğrendiÄŸim an yaÅŸadım.TÄ°PÄ°K ‘TÃœRK ANNESİ’ GÄ°RÄ°YOR DEVREYEKız çocuk mu istiyordunuz?Bir kız çocuÄŸu yetiÅŸtirmek için gerekli bilgiye sahip olduÄŸumu iÅŸlemiÅŸim içten içe… Çünkü içgüdüsel olarak biliyorsun hangi yaÅŸta ne hissedecek, ne düşünecek… Erkek olduÄŸunu öğrenince kalakaldım. Zaman içinde düşündükçe, ÅŸu an seninle gülerek konuÅŸtuÄŸumuz sorunlar var ya kadınlar ve erkekler arasındaki fark, büyük bir kısmı ‘Türk erkeÄŸi’ ile ilgili konular, nasıl bir erkek yetiÅŸtirmek konusu daha önem kazanıyor. Bu aslında biraz olayı çekici hale getirmeye baÅŸladı. ‘Tipik Türk’ erkeÄŸi diyoruz ya orada da tipik ‘Türk annesi’ giriyor devreye. Biz modern kadınların görmek istemediÄŸi karakter özellikleri… Ä°nsan, ‘nasıl olmamalıyım’ı da düşünüyor bir yandan. Genel olarak annenin sunduÄŸu konforlu hayat tarzına bağımlı bir erkek yetiÅŸtirmemeliyim gibi düşünceler…MesleÄŸini eline almış, senin benim gibi kadınların ‘Türk tipi erkekle’ yaÅŸadığı sorunları bundan sonraki nesile aktarmamak için neler yapmalıyım neler yapmamalıyım bunları düşündürüyor. Kız çocuÄŸunda hiç düşünmeyeceÄŸim mevzular. Aslında yeni bir konu benim için erkek. Evlilik de yeni...Evet… Duyan herkes ‘senin kızın olur’ diyordu. Bende de meÄŸerse kızım olacak düşüncesi oluÅŸmuÅŸ. Erkek çocukla ilgili düşündüğüm her ÅŸey yeni ama o da güzel. Kendine yeten bağımsız olabilen bir erkek çocuÄŸu olsun isterim. En önce yemek yapmayı bilsin!Vallahi… Düşünebiliyor musun bir annenin çocuÄŸu için övüne övüne 'oÄŸlum yumurta kırmayı bile bilmez' demesi… Bravo çok güzel yetiÅŸtirememiÅŸsin. Bir yetiÅŸkinin kendine bakacak beceriye sahip olamaması çok acayip. Hala bu devirde bile böyle. 30 yaşında hala kendine bakamayacak bir bebek gibiysen, hayatına giren kadını da anneye çevirirsin. ŞİMDÄ° ‘ERKEK BEYNİ’NÄ° OKUYORUMSizin çocukluk nasıldı?Çok kalabalık çok çocuklu bir evde büyüdüm o kısmı harikaydı ama anne ve babamdan ayrı büyüdüm. Abimle beni anneannem büyüttü.. Yan evde teyzem ve onun çocukları vardı. Annem babam Almanya'da çalışıyordu… Ä°kilem oldu hep Almanya mı Türkiye mi? Bir yandan da çok neÅŸeli günlerdi. BeÅŸ buçuk yaşında okula baÅŸladım. O kalabalık çocuk nüfusunda güzel sosyalleÅŸtik biz, ÅŸimdi çoÄŸumuzun bir çocuÄŸa gücü yetiyor sonra da ana okuluna gidiyor çocuklar… Biz çocukluÄŸumuzda sokaklarda oynuyorduk. 10, 15 çocuktuk…Karantinada durum daha da kötü! Benim oÄŸlan koltuk tepesinde hoplayıp zıplıyor, gelip benimle güreÅŸmek istiyor!Tek başına çocukluk mu geçer. Yavrum ne yapsın… Åžimdi elimde bir kitap var. Yıllar önce yarım bırakmıştım. Erkek Beyni diye onu okuyorum.Güzelmiş…Daha fetusken çok farklı beyin geliÅŸimleri var. Çok ilginç. O itiÅŸ kakış genlerinde var. Beyin geliÅŸimi bunu ona itiyor. O güreÅŸler engel olamadığı iç güdüler.O kitabı hemen almalıyım!Tavsiye ederim. Okul öncesi, okul çağı hangi hormonlar nasıl coÅŸuyor çok güzel anlatıyor. Sıfır bir yaÅŸta erkek bebeklerdeki testosteron yetiÅŸkin erkeÄŸe eÅŸ deÄŸermiÅŸ, büyümesini o saÄŸlıyormuÅŸ. Sonra 10 yaşına kadar duruyor. Çok tatlı erkek çocukları oluyorlar, annelerine sarılan sonra ergenlik baÅŸlayınca testosteron tavan yapıyor o iÄŸrençleÅŸme baÅŸlıyor (gülüyor).YA SEN YA O DESELER O DERDÄ°MYine de çok sevilir çocuk, ergen de olsa!Sevilmez mi? Daha iki aylıktı, sabah uyanıyorsun baÅŸka bir vücutta uyanıyorsun sanki. Yazdı, leyla ruh hali içindeyim. Bir anda şöyle bir düşünce geldi, ‘bana deseler ki ya sen ya o yaÅŸamaya devam edeceksiniz’, ben ona verirdim… Durup dururken o seçimi yaptım. Ne kadar garip bir ruh hali annelik.  İlk tekmede ne hissettiniz?Ä°lk önce gaz sancısı zannettim. Baktım hep aynı hareket bir ÅŸeyler pıt pıt yapıyor. Sonra arttı. Åžimdi güm güm sallıyor, daha 26. hafta… Ne tarz müzikleri dinletiyorsunuz ona ÅŸu an?Babasına flüt çaldırıyorum. Daha çok klasik ya da caz müzik açıyoruz. Müzik iÅŸini biraz Utku yönetiyor. Babanın enstrümanına alışsın belki doÄŸunca babası uyutur. Masalsı bir enstrüman flüt ben de küçükken masallara düşkündüm. ÇocuÄŸun hayal gücünü geliÅŸtirecek bir ses flüt sesi. /Archive/2021/1/25/192415734-img0265.jpg"Hangi üniversiteden olursa olsun kafası aydınlık olan herkesi BoÄŸaziçi'ne yapılanlar üzer. Daha öte bir rezalet var mı. Bir üniversitenin kapısına kelepçe takılması… Allah aÅŸkına bilimsel düşünceye düşmansan açık açık bunu söyle. Zaten de söylediler. Ãœniversite mezunu gençler partimize daha az ilgi duyuyor demediler mi zaten. Genel olarak bilimsel düşünceye bir hınç bence."ÃœLKE BÄ°ZÄ° BIRAKMIÅž BÄ°Z BIRAKSAK NE OLUR Müzikle aram soÄŸudu dediniz az önce. Biraz bunu sormak istiyorum. Koronavirüs etkisi olabilir mi?Koronavirüste müzisyenlerin başına gelenler, benim gördüğüm Türkiye'de bir müzisyenin hayatının nasıl geçtiÄŸine dair tonla hayal kırıklığının, sektörel anlamda olamamışlığın sadece bir yansıması. Belli oldu ki bu ülke müzisyenini hiçbir ÅŸekilde umursamıyor bu kadar basit. Olsanız da olur olmasanız da. Başınızın çaresine bakın. Hayatım boyunca bana verdiÄŸi mesaj bu oldu zaten. O yüzden müzik üretimi ve yayımlamakla ilgili benim arama baÅŸka türlü bir mesafe girdi. Kendi müziÄŸini üretip söyleyen biri olduÄŸun için olaylardan çarpı üç etkileniyorsun. Çok daha kiÅŸiselleÅŸtiriyorsun olayı. Sadece yorumcu olsaydım belki bu kadar ÅŸiddetli hissetmeyecektim duygusal anlamda bu umursanmamayı, yangında ilk vazgeçilecek olmayı, her türlü toplumsal kaosta ilk konserlerin iptal edilmesini asla futboldan veya yarışma programlarından vazgeçilmemesini. Bunları insan kiÅŸisel algılıyor, yaptığı seçimleri sorguluyor meslek olarak. Ben ÅŸarkı yazarı ve ÅŸarkıcıyım. Her kaosta ilk susması istenen ses benim ve benim gibilerin oluyor. Bunu böyle 25 yıl duyunca gerçekten baÅŸka bir boyuta geçiyor. İstemeye istemeye soÄŸuyorsunuz…Bir olay oluyor diyelim, düşünün, deniyor ki gazeteler basılmasın. Yarın da basılmasın… Van’da deprem oluyor, Van için rock konseri düzenleyeceksiniz, â€siz ölülerin üzerinde mi tepineceksiniz’ falan. O kadar sıtkım sıyrıldı o kadar bıktım ki bu yaftalamalardan, benim gibi hisseden binlerce müzisyen adına konuÅŸuyorum, çok hor davrandı ülke müzisyenine.  MüziÄŸi bırakmadınız ama deÄŸil mi?Hayır bırakmadım ama arama mesafe girdi… Ãœlke bizi bırakmış biz müziÄŸi bıraksak ne olur bırakmasak ne olur. Konserler iptal olsun deniyor, bir kiÅŸi de yapılsın demiyor. Sahip çıkılmamış hissediyorsun. Türkiye’nin kaosu felaketi biter mi sürekli konser iptal edilir. Önce müzik sussun da sonrasına bakarız. Nasıl bir anlayış. Ben bu anlayıştan yoruldum…AÅžIK VEYSEL'Ä°N DÄ°ZELERÄ°DoÄŸru…Aşık Veysel'in “Şeytan bunun neresinde†dizesinden bir adım öteye geçememiÅŸ olmamız beni Aylin olarak yordu. Çok ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirme umudumuz vardı 20’li yaÅŸlarda ama o dizenin ötesine geçemedi bu ülke. Ãœlkenin baÅŸbakanının politik seçimleri yüzünden gencecik Türk askerleri ölüyor bedeli müzisyenlere ödetiliyor mesela. Benim müziÄŸim nasıl bir müzik ki? Bazı insanlar belki de müzikle rahatlayacak. Seni ne ilgilendirir. Böyle bir baÄŸnazlık…Ülke için umutsuz bir tablo…Bu sadece devlet politikası deÄŸil. Ä°nsanımız da böyle bence Ä°slami kültürden gelen bir ÅŸey. Adamın sazıyla söylediÄŸi türküdeki derdi neyse bizim derdimiz de o o dert çözülemedi. MüziÄŸin duygularla baÄŸlantısını cenazede de doÄŸumda da yeri olduÄŸu gerçeÄŸini bir türlü idrak edemedi bu millet. MüziÄŸi sadece bir eÄŸlence aracı olarak görüyorlar. ‘Ölülerimiz varken eÄŸlenmek olur mu’ gibi ilkel bakıştan öteye geçemedik. Maalesef.MÃœZÄ°ÄžE ADIMI BOÄžAZİÇİ YILLARIMDA ATTIMSiz müziÄŸe nasıl adım atmıştınız?Çocukluktan beri ÅŸarkı söylüyorum. Çocukluktan beri ÅŸiirler yazıyordum yıllar sonra ikisini birleÅŸtirmiÅŸ oldum, yazıp söylemeyi. MesleÄŸim olacağını düşünmezdim asla öğretmenlik okudum BoÄŸaziçi’nde. Ä°ngilizce öğretmenliÄŸi. BoÄŸaziçi yıllarında ilk adım attım. Bir rock grubu solist arıyordu, kızlardan oluÅŸan bir grup. Artık olmayan efsane mekanlarımızdan Kemancı’da sahneye çıkmaya baÅŸladım. Kendi müziÄŸini üreten biri haline geldim sonra. BoÄŸaziçi’ne olanlar karşısında ne hissediyorsunuz?Hangi üniversiteden olursa olsun kafası aydınlık olan herkesi BoÄŸaziçi'ne yapılanlar üzer. Daha öte bir rezalet var mı. Bir üniversitenin kapısına kelepçe takılması… İstedikleri resim bu demek ki. Özgür düşüncenin, bağımsız düşüncenin, aydınlık gençlerin olduÄŸu yerin kapısına biz kelepçe takarız arkadaÅŸ mesaj bu. BÄ°LÄ°MSEL DÜŞÜNCEYE HINÇ VAR BoÄŸaziçili olmak kıskanılıyor mu?Ben de lisedeyken orayı kazananlara öykünürdüm. Kıskanmak baÅŸka bir ÅŸey. Burada bir hınç var. Burada aydınlığa, özgür düşünceye hınç var. ODTÃœ'ye olduÄŸu gibi. Nedir bu iki üniversitenin özelliÄŸi, yurt dışında tanınması, uluslarası baÅŸarıları, ünlü bilim insanı, düşünür, edebiyatçı yetiÅŸtirmesi. Buna mı hınç duyuluyor? Yeri geldiÄŸinde gururlanmayı çok iyi bildiÄŸimiz o üniversiteler bazı kafalarca bir hınç merkezi haline getirilmiÅŸ. Neyi hıncı alınıyor okumuÅŸluÄŸun mu? Ben işçi çocuÄŸuyum. Ben Anadolu Lisesi'nden mezun olup gittim oraya. Elit misiniz yani?Ben BoÄŸaziçi'nde çimenlerde yayılmanın keyfini yaÅŸayamadım, hem ders veren hem beÅŸ günü müzik yapan, ilk albümü yaparken öğrenciydim, geçimini saÄŸlamaya çalışan bir işçi sınıfı çocuÄŸu idim. Neyin elitinden bahsediyor bunlar? Kafası çalışan seçkin insana mı düşmansın? O zamanki BoÄŸaziçi profilini düşünüyorum, çok uçlarda maddi imkanları olanlar da vardı ama azınlıktaydı onlar. Ä°stanbul Ãœniversitesi'ne Marmara Ãœniversitesi'ne hiç zengin çocuÄŸu gitmiyor mu? Allah aÅŸkına bilimsel düşünceye düşmansan açık açık bunu söyle. Zaten de söylediler. Ãœniversite mezunu gençler partimize daha az ilgi duyuyor demediler mi zaten. Genel olarak bilimsel düşünceye bir hınç bence. Bu hassas dönemde sizi ayrıca üzen bir olay olmalı bu…Duygularını çok profesyonelce yöneten bir insan olmadığım için ülke gündemine çok bakmamaya çalışıyorum ama yine de bu ülkenin parçasıyız nasıl görmeyeceÄŸiz? Okulum. Bana çok ÅŸey vermiÅŸ bir okul. Tabii ki ayrıca üzüyor beni. Oradan öğrendiÄŸim çok ÅŸey var arkadaÅŸlıklarımız hala sürüyor. Neden okumuÅŸ insanı vatan haini ilan ediyor bu ülke neden okuyan insanı sevmiyor bu ülke? Bu soruyu sormak lazım. BoÄŸaziçi bir sembol burada. BALKANLAR ÖFKESÄ°NÄ° DE NEÅžESÄ°NÄ° DE SAKLAYAMAZÇok duygusal biri misiniz?Duygusal olmadan sanatla uÄŸraÅŸmak mümkün deÄŸil bence. Kalabalık bir Balkan ailesinde büyüdüm ben. Balkanların duygusal yönetimini görüyorsunuz zaten. Ne yaşıyorsa ortadadır bizim insanımız öfkesini de neÅŸesini de çok saklayamaz. Bebek de ilk günden itibaren deÄŸiÅŸtirmeye baÅŸlıyor ya anneyi, bu konuda da eÄŸitiyor. ‘ÇocuÄŸun yanında bir ÅŸeye sinirlendiÄŸimde nasıl davranmalıyım’ diye ÅŸimdiden düşünüyorum. Hayatın bambaÅŸka bir eÄŸitim mekanizması bebek de...Ä°kinci BoÄŸaziçi sizin için…Herkes ikinci üniversiteye baÅŸladı pandemide ben de bebekle baÅŸladım. Yıllardır köpeklerimleyim. Ä°ki köpeÄŸim var. Onlar da üç yaşında çocuk zekasında. Bir ÅŸeyden paniklediÄŸinizde anında köpeÄŸinize geçiyor. Sen de sakin olmayı öğreneceksin. Sen sinirliysen o da sinirli bir hayvan oluyor. Onlar da bana çok ÅŸey öğretti. Hayvan sevgisi çok önemli. Åžunu da ekleyeyim, pandemide evinde hayvanı olan çocuklar daha az yalnızdır diye düşünüyorum.FotoÄŸraflar: Bahadır MaÅŸa
Hilal Köse
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/660458-muzisyen-aylin-aslim-bogazici-bir-sembol-asil-hedef-bilimsel-dusunce/