Anti-yıldız Adile!
Geleneksel yıldız yaratma mekanizmalarının dışından gelmesi, soydan sanatçı olması, fiziksel olarak yıldız ölçütlerine uzaklığı, özel yaşamının magazin basınına kapalı oluşu, baskın kültürün dışında duran çoklu etnik kimliği, sınıflar üstü olarak tanımlanabilecek insanlık sevgisi onu unutulmaz kıldı.
/Archive/2021/1/26/000017655-ic1.jpg - Oyuncu - YeÅŸilçam Yıldız Sisteminde Bir Anti-Yıldız: Adile NaÅŸit’i severek, merak ederek okudum ve okurken gerek Türk tiyatrosu, gerek Türk sineması hakkında çok ÅŸey öğrendim. Ä°yi ki yazdınız bu kitabı. 1987’de aramızdan ayrılmasına raÄŸmen, Adile NaÅŸit’in hayatı hakkında bütünleyici bir bilgi yok. Bu baÄŸlamda da kitabınız büyük bir kaynak rolünü üstlenmekte. Bu kitabı yazarken ne tür sıkıntılarla karşılaÅŸtınız?Sanırım yaÅŸadığım en büyük zorluk, Adile NaÅŸit’in deÄŸerli anısına baÄŸlılıktan kaynaklı eksikliÄŸe düşme endiÅŸesiydi. Bu endiÅŸe, beni başından beri titiz bir araÅŸtırmaya yöneltti. Hatırasına zarar vermekten, halel getirmekten korkarak çalıştım hep. Ama bir kez çalışmaya baÅŸlayınca da ne kadar doÄŸru bir karar verdiÄŸimi anladım.Adile NaÅŸit, seyirci tarafından çok sevilmesine raÄŸmen, sinema tarihinde hakkı teslim edilmemiÅŸ bir deÄŸer. Hakkındaki bilgiler bölük pörçük. Bu anlamda Adile NaÅŸit’in kim olduÄŸu sorusuna sinema cephesinden bütünlüklü bir cevap verebilmeyi önemsedim.- “Anti-Yıldız; pırıltılı, ışıltılı, çok güzel etkileyici ama genel kabul gören ‘yıldızlar’dan farklı bir yıldızdır,†diyorsunuz. Kitapta “Anti-Yıldızâ€Ä± anlatma çabası öne çıkıyor. Adile NaÅŸit için Anti-Yıldız tanımlamasını kullanmanızın sebebi nedir?Adile NaÅŸit, YeÅŸilçam dönemine damgasını vuran yıldızlar kadar, hatta onlardan daha fazla sevilen bir sanatçı. Bilinen yıldız kalıplarının dışında, bu nedenle o ölçütlerle Adile NaÅŸit gerçekliÄŸini tanımlamak mümkün deÄŸil. O zaman Adile NaÅŸit’in norm dışı pratiÄŸini nasıl tanımlamak gerekir? Bu soruya ben “anti-yıldız†kavramını geliÅŸtirerek cevap vermeye çalıştım.O, bir yıldız deÄŸil, anti-yıldız olabilirdi ancak. Geleneksel yıldız yaratma mekanizmalarının dışından gelmesi ve soydan sanatçı olması, fiziksel olarak yıldız ölçütlerine uzaklığı, özel yaÅŸamının magazin basınına kapalı oluÅŸu, baskın kültürün dışında duran çoklu etnik kimliÄŸi, sınıflar üstü olarak tanımlanabilecek insanlık sevgisi, yardımcı rollerde baÅŸ kadın oyuncu olarak Altın Portakal ödülünü alması, seyirciyle kurduÄŸu özel baÄŸ gibi önemli ölçütler onu anti-yıldız olarak tanımlamayı gerektirdi.Sanırım yakıştı da. Ona karşı toplum ve seyirci olarak hissettiÄŸimiz ÅŸeyi tanımlamaya yardımcı oldu “anti-yıldız†kavramı./Archive/2021/1/26/000036967-kapakic2.jpgANNESÄ° AMELYA HANIM- Kitabınızda çok bilgi var, bu bilgilerden biri de NaÅŸit Bey’in gölgesinde kalan eÅŸi Amelya Hanım’la ilgili. Bize Adile NaÅŸit’in annesi Amelya Hanım’dan biraz bahseder misiniz?Adile NaÅŸit’in annesi Amelya Hanım, ünlü kantocu Küçük Verjin’in kızı. O da annesi gibi, dönemin ünlü kantocu ve düettocuları arasında sayılıyor. Amelya Hanım, NaÅŸit Bey ile sahne alıyor ve aralarında kısa sürede bir aÅŸk iliÅŸkisi baÅŸlıyor.NaÅŸit Bey’in, ilk eÅŸi Leman Hanım’dan boÅŸanmasının ardından 1926 yılında evlenen çiftin iki çocuÄŸu oluyor; Selim ve Adile. Sahneye zaman zaman erkek kılığıyla çıkan Amelya, kantolarının yanında, eÅŸiyle birlikte rol aldığı “Aile Saadeti†gibi oyunlarla da ün kazanıyor.Tiyatronun iflası ve NaÅŸit Özcan’ın ölümü sonrasında Amelya Hanım Galata’daki lokantalara meze hazırlayarak yaÅŸamını sürdürmeye ve çocuklarını büyütmeye çalışıyor. Amelya Hanım’ın, evlendiÄŸinde Emel adını aldığını biliyoruz.Gerçek adını ve kimliÄŸini gizleme, etnik kökeninden dolayı asimilasyon ve baskıya uÄŸrayan toplulukların sık baÅŸvurdukları bir kendini koruma metodu. Baskın kimliÄŸe zorla ya da gönüllüce iltihak etme durumu, gizlenerek gelecek tehlikeleri savuÅŸturma ve güvende olma ihtiyacından kaynaklanıyor. Dolayısıyla Amelya Hanım’ın Emel oluÅŸu, gerçek adıyla bu evlilikte var olamaması, sadece kiÅŸisel bir tercih olarak deÄŸerlendirilemez.Örnekleri çokça görüldüğü üzere, isim ve din deÄŸiÅŸtirme, Türk bir erkekle evlenmenin adeta temel ÅŸartı durumunda. Bir insanın, anne babasının verdiÄŸi ismini kullanamaması kuÅŸkusuz en ağır psikolojik travmalardan biri. BelirttiÄŸiniz gibi Amelya Hanım hakkında NaÅŸit Bey ya da annesi Verjin Hanım kadar bilgiye rastlayamıyoruz. Bu durumu, dönemin efsane sanatçısı olan eÅŸi NaÅŸit Bey’in gölgesinde kalmış olması ya da daha da önemlisi kadın olmasıyla baÄŸlantılı olarak açıklamak tabi ki mümkün./Archive/2021/1/26/000052201-kapak-.jpgYOKUÅž YUKARI Ä°STANBUL- Her yazarın bir yolculuÄŸu vardır, bu aynı zamanda o yazarın okuma bilincini gösterir. YokuÅŸ Yukarı Ä°stanbul kitabınızdaki öyküler Ä°stanbul’da geçiyor. Ä°stanbul’un kenar mahallelerinde yaÅŸayan yaÅŸlıların, hastaların, iÅŸsizlerin, işçilerin, mahkûmların kısacası ötekileÅŸtirilmiÅŸ insanların öyküleri. Sizce öykünün bir coÄŸrafyası var mıdır?Öykünün coÄŸrafyası insandır ama insanı da yaÅŸadığı topraklar, etrafında olup bitenler ve genel olarak hayat dediÄŸimiz süreç ÅŸekillendirir. Ben Ä°stanbul’da doÄŸdum büyüdüm. Benim Ä°stanbul’um Kandilli, Anadolu Hisarı, Küçüksu, Çengelköy, Beykoz’du. BoÄŸaz’da doÄŸdum, büyüdüm. Hâlâ buralarda yaşıyorum.Denize tutkun olduÄŸumu sanırdım, otuz beÅŸimde BoÄŸaz’a tutkun olduÄŸumu fark ettim. Hep mahallede, bahçeli evlerde yaÅŸadım, böyle bir ÅŸansım oldu. Hâlâ Beykoz’da bir mahallede yaşıyorum. Hayatım mücadele ederek geçti. Mücadele eden insanları tanıdım, sevdim, düşe kalka mücadelenin bir yerinde olmaya çalıştık.Dolayısıyla bahsettiÄŸiniz kitapta öykülerim Ä°stanbul’u olduÄŸu kadar, Ä°stanbul’u Ä°stanbul edenleri anlatır çoÄŸunlukla. Onlarsız bir Ä°stanbul kimliksiz, kiÅŸiliksiz, köksüz bir ÅŸehirdir sadece.- Toplumcu gerçekçi öykücülerin giderek bireyselciliÄŸe kaymasını nasıl karşılıyorsunuz?Edebi eÄŸilim ve akımları süreçlerin belirlediÄŸini düşünüyorum. Toplumsal gerçeklikler, dönem itibariyle yaÅŸananlar, öykünün, romanın, ÅŸiirin içeriÄŸini, formunu, biçimini belirliyor. Yoksa kimse herhangi bir eÄŸilimden yana tercih yapmıyor aslında.ÖrneÄŸin bir dönem önce distopik olarak kabul edilebilecek olayları bugün gerçek olarak yaşıyorsak, distopya gerçeÄŸe yakınlaşır, gerçek daha sert, çıplak hale gelir, melodramların alıcısı daha bol olur, nostaliye de sığınabilir insanlar. Bütün bunlar ihtiyaçtan…Yazar ya da aydın kimliÄŸiyle, topluma ve yaÅŸadığı çaÄŸa karşı kendini sorumlu hisseden insan ise, olan biteni bir adım önce görmeye, göstermeye çalışır. Baskının yoÄŸun olduÄŸu dönemlerde uyarıcı, sorgulayıcı metinler öne çıkabileceÄŸi gibi, bireyselliÄŸi öne çıkaran, içe dönük, kapalı metinler de çıkabilir. Bu doÄŸaldır; madalyonun iki yüzü gibi. Sonuçta yazan topluma karşı sorumludur ama öte yandan yazmak bireysel bir eylemdir, kiÅŸiseldir.Oyuncu - YeÅŸilçam Yıldız Sisteminde Bir Anti-Yıldız: Adile NaÅŸit’ / Sibel Öz / Ä°letiÅŸim Yayınları / 256 s. / 2020.YokuÅŸ Yukarı Ä°stanbul / Sibel Öz / Nota Bene Yayınları / 112 s.
Göksu N. Çakır
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/660482-anti-yildiz-adile/