Yemek, siyaset ve simgesellik! Taner Timur'un yazısı...
Daha önce “Anadolu’nun kutsal dörtlüsü†dediÄŸi ekmek, peynir, zeytin ve yoÄŸurt hakkında öğretici eserler veren toplum bilimci Artun Ãœnsal son kitabında da bizlere tarih boyunca “İktidarların Sofrasıâ€nı anlatıyor. Bu kapsamlı eserde Ãœnsal, Antik uygarlıklar, Eski Yunan, Roma ve Orta Asya Türk-MoÄŸol sofraları gibi “her biri ayrı bir kitap konusu olacak†alanlarda uzun bir gezintiden sonra, daha yakın tarihimize, Osmanlı toplumuna eÄŸiliyor.
/Archive/2021/1/30/002504537-ic1.jpg İktidarların Sofrası isimli kitabında “Yemek sadece yemek deÄŸildir†diyor Artun Ãœnsal; zaten kitabının alt-baÅŸlığı da “yemek, siyaset ve simgesellikâ€. Bu üçlüde, “simgesellikâ€, yemek ile siyaset arasında baÄŸlantı kuran bir iÅŸlev yükleniyor ve bu iÅŸlev de görkemli ziyafetlerle iktidarın “haÅŸmetâ€ini sergilemek; davetlilerde katılım duygusu yaratarak meÅŸruiyet saÄŸlamak ve teÅŸrifat kurallarıyla da davetlilerin statüsünü bildiren “sosyal mesajâ€lar oluÅŸturmak gibi ÅŸekiller alıyor.Eski uygarlıklarda ilk iktidar ziyafetleri Tanrılara adanan “kurbanâ€lar ÅŸeklindeydi. Ä°lahi güçlerin himayesine sığınan ve iktidarlarını bu güçlere dayanarak meÅŸrulaÅŸtıran hükümdarlar bu ihsana bir de karşılık vermek zorundaydılar. Ayrıca sel, fırtına, kıtlık gibi doÄŸal afetlere karşı dilekler de “kurban verme†şeklini alıyordu.Eski Çin, Hint, Fenike, Mezopotamya, Roma hükümdarlarının hepsi tanrılara kurban verdiler. Aralarındaki fark sadece kurbanın niteliÄŸi ve ritüel ÅŸekliyle ilgiliydi. Bu genel tabloda tutsaklar, uÅŸaklar, köleler kurban edildiÄŸi gibi, eÅŸler ve çocuklar bile kurban edilebiliyordu.‘ROMA TANRILARI HİÇ AÇ KALMADI!’Tanrılara kurban ritüeli Batı uygarlığına temel teÅŸkil eden Roma’nın tüm dönemlerinde (krallık, cumhuriyet, Ä°mparatorluk) korundu ve Ãœnsal’ın deyimiyle “Roma tanrıları hiç aç kalmadılar!â€. Eski Yunan’da “yurttaÅŸ ziyafetleri†ise, bir yandan site mensuplarında “barbarlarâ€a karşı birlik duygusu yaratırken öte yandan da tebaanın kontrolünü kolaylaÅŸtırıyordu.Eski Türklerde “yemek, siyaset ve simgesellik†iliÅŸkisinin ilk ifadesini, Türkler henüz Müslümanlığa geçmemiÅŸken, Uygurca kayda alınan “OÄŸuz Destanıâ€nda buluyoruz. Bu destandan, KaÄŸan’ın boylara “toy†adı verilen şölenler verdiÄŸini ve bu vesileyle de halka “benim aÄŸzıma bakıp durmanızdır dileÄŸim!†mesajı ilettiÄŸini öğreniyoruz. Ayrıca kaÄŸanlar her yıl bir kez de saraylarını halka yaÄŸmalattırıyor ve -ertesi yıl hızla yeniden oluÅŸturacakları- servetlerini halkla “paylaÅŸmaktan†kaçınmıyorlardı./Archive/2021/1/30/002519224-ic2.jpg‘YE KÃœRKÃœM YE!Osmanlı tarihinde de “iktidar sofralarıâ€, daima “Ye kürküm, ye!†teÅŸrifatına uygun oldular. Saray ve köşklerde verilen saltanat sofralarına, bunları konaklarında taklide çalışan paÅŸa ve bey ziyafetleri eÅŸlik ediyordu. Saray ve elçi sofralarının yanı sıra, meydan ve çayırlarda halk şölenleri de düzenleniyor ve bunlar için en uygun vesileler de düğün ve sünnetler oluyordu. Ne var ki muktedirlerin bu alışveriÅŸte aldığı hediyeler genellikle deÄŸer olarak ziyafet harcamalarını aşıyordu.Ä°lk Osmanlı sultanları sofralarını yakınlarıyla paylaşıyordu. Oysa Ä°stanbul’un fethinden sonra bu adet, unvanlarından biri de “Kayser-i Rum†olan Fatih Sultan Mehmet’le deÄŸiÅŸti ve sultanlar yemeklerini “inzivayı ÅŸahane†içinde yemeye baÅŸladılar.‘BÄ°RÄ° YER BÄ°RÄ° BAKAR, KIYAMET ONDAN KOPAR!’Osmanlı Devleti’nde “iktidar sofralarıâ€, devletin Batı etkisine girmesiyle deÄŸiÅŸmeye baÅŸladı. Bunun ilk iÅŸaretlerini Lale Devri’nde görüyoruz. Sultan III. Ahmed’in, oÄŸullarının sünnet düğününü Ok Meydanı’nda on beÅŸ günlük bir şölene dönüştürmesi, adeta Batı’ya “bakın, biz gücümüzden bir ÅŸey kaybetmedik!’†mesajı gibiydi.Bu gibi müsrif gösteriler Damat Ä°brahim PaÅŸa’nın öncülüğünde tüm yönetici zümreye yayıldı ve sonunda da, dönem - “biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar†- bir yeniçeri ayaklanmasıyla sona erdi.Osmanlılarda asıl dönüşüm 19. yüzyılda yaÅŸandı ve “iktidarların sofrası†asıl bu dönemde köklü bir deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸradı. Batı kolonyalizmi bölüp paylaÅŸamadığı Osmanlı Devleti’ni yarı sömürge statüsüne sokmuÅŸ, ziyafet ve şölenler de bu baÄŸlamda ÅŸekillenmeye baÅŸlamıştı. Ãœnsal bu dönüşümü “yeni saraylar, yeni mobilyalar, yeni mutfaklar†baÅŸlığı altında inceliyor./Archive/2021/1/30/002538334-ic3.jpgOSMANLININ HAÅžMETLÄ° ÇÖKÜŞÜ!Aslında “haÅŸmetli†Osmanlının çöküşü de “haÅŸmetli†olmuÅŸtu. Bu dönemde sedirlerin yerini kanepe ve koltuklar, ÅŸamdanların yerini kristal avizeler, sinilerin yerini de oymalı masalar ve zengin mönüler alıyordu. Yine de bu “modernleÅŸme†hareketinde bazı eksikler vardı.Emperyal ziyafetlere yabancı sefirler eÅŸleriyle katılırken, Osmanlı haremi mahremiyetini korumakta ısrarlıydı. Bir eksik de yemek aletleriydi. Yüzyılın ortalarına doÄŸru yabancı elçi tabaklarına altın, gümüş çatal ve kaşıklar eklenirken Osmanlı ricali elle yemeÄŸe devam ettiler.Oysa sultanlar da aynı dönemde “şahane inzivaâ€ya son veriyor, “görünmeye†baÅŸlıyorlardı. Bu alanda Sultan Aziz öncü olmuÅŸ, Göksü Kasrı’nda Galler Prensi Edward’ı ağırlamıştı (Mayıs 1862). ÖrneÄŸi, sofrasında iki kez (1889, 1898) Alman Ä°mparatorunu ağırlayan Abdülhamid döneminde de izlendi. II. Wilhelm, Osmanlı sarayında son yemeÄŸini de 15 Ekim 1917’de, Dolmabahçe’de, Sultan ReÅŸad’la birlikte yiyecek ve kısa bir süre sonra da birlikte tarihe karışacaklardır. EKMEK KAVGASI!Bir Osmanlı özdeyiÅŸi “Şalvarı ÅŸaltak Osmanlı; eÄŸeri kaltak Osmanlı; ekende yok, biçende yok; yemede ortak Osmanlı†der. Ãœnsal, bizlere sunduÄŸu tarih “ziyafetâ€inde, aslında bu sözün tüm “iktidar sofralarını†özetlediÄŸini anlatıyor ve çaÄŸdaÅŸ dünyada da neo-liberal politikaların, “ucuz emek†arayışı içinde yabancı düşmanlığı yaparak “ekmek kavgasıâ€nı körüklediÄŸini söylüyor.Eser, “Dünya ölçeÄŸinde kitlesel açlık ve iÅŸsizlik sorunları hala sürüp giderken, yemeÄŸin içerdiÄŸi bu simgeselliÄŸin bizlere gerçek bir hümanizmi de iÅŸaret ettiÄŸini varsayabiliriz†sözleriyle bitiyor. Sanırım kendisinden “muktedirlerin sofrasıâ€ndan sonra bir de “yoksulların sofrasıâ€nı anlatmasını bekleyemeyiz; çünkü bu sofralarda anlatılacak pek de bir ÅŸey bulunmuyor!Ä°ktidarların Sofrası - Yemek, Siyaset ve Simgesellik/ Artun Ãœnsal / Everest Yayınları / 832 s. / 2020.
Taner Timur
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/661509-yemek-siyaset-ve-simgesellik-taner-timurun-yazisi/