Kar altında hayaletlerin peşinde

Kar altında hayaletlerin peÅŸinde On gün sonra eve kapanalı bir yıl olacak. HoÅŸ, yaz aylarında kendimizi sokaÄŸa attık, kafelere, restoranlara gittik, Işık’la, Kıymet’in yazlık bahçelerinde mehtap keyfi yaptık ama o kadarı parantez sayılır. On gün sonra eve kapanalı bir yıl olacak. HoÅŸ, yaz aylarında kendimizi sokaÄŸa attık, kafelere, restoranlara gittik, Işık’la, Kıymet’in yazlık bahçelerinde mehtap keyfi yaptık ama o kadarı parantez sayılır. Bu parantezi saymazsak Covid’i dışarıya kilitleyip evin içinde özgürce yaÅŸadık. Sosyal yaÅŸamın dışında kalmanın eksikliÄŸini hissettik pek tabii ama yakınmıyorum. Gene de dikkatli olup büyük laf etmemek gerek. Çünkü bazen ÅŸeytan dürtüyor, insan aklında olmayan ÅŸeyi yapmaya kalkışabiliyor. GÃœZEL MELUSÄ°NA...Kar altında, ıssız sokaklarda hayaletlerin peÅŸine düşmek de öyle bir ÅŸey. Åžeytan dürttü. Eksi 9 derecede, esintisiz bir havada yaÄŸmakta olan kar altında masalsı bir atmosfere bürünen Stockholm sokaklarında hayaletlerin peÅŸine düşme düşüncesi çok kışkırtıcı gelince dayanamadım. Biraz da okuduklarımın etkisinde kalmış olmalıyım. Okuduklarıma göre, bizim Södermalm semtinde çok hayalet varmış. Gece yarısı çıkıyorlarmış. Karar vermiÅŸtim, keÅŸif için gece yarısına doÄŸru 300-400 metre mesafedeki Van der Nootska Malikanesi’ne doÄŸru yola çıktım. Heyecanlıydım.Van der Nootska Palatset, Ä°sveç ordusunda albaylığa kadar yükselmiÅŸ bir Hollandalı tarafından 1670’te yaptırılmış dört katlı gösteriÅŸli bir malikane. Åžimdi içinde kimse yaÅŸamıyor. Özel davetler için kiralanabiliyor. Yaz aylarında öğle yemeÄŸi servisi de var. Åžakir ve Refik’le her yaz mutlaka birkaç kez öğle yemeÄŸinde malikanenin sakin bahçesinde otururuz. O yüzden yabancısı sayılmam. OkuduÄŸuma göre 1800’lerde burada yaÅŸayan Fransız güzeli Prenses Melusina, cumartesi günleri gece yarısından sonra bambaÅŸka biri olarak ortaya çıkıveriyormuÅŸ. Belden aÅŸağısı yılanmış. O günlerde Stockholm’de herkes bunu konuÅŸuyormuÅŸ. GeçmiÅŸiyle ilgili dedikodular da ayyuka çıkmış. Güzel Prenses Melusina, Fransa’da aÅŸk trafiÄŸinin, ihanetlerin fazlaca olduÄŸu bir çevrenin içindeymiÅŸ. Bir gün tehlikeli bir durumdayken soylu sınıfından biri tarafından kurtarılmış. Raimund av Poiton adlı zengin adam, bu fırsatı deÄŸerlendirip Melusina’ya evlenme teklifinde bulunmuÅŸ. Prenses, biraz da minnettarlık duygusuyla teklifi kabul etmiÅŸ ama sırrını kimseyle paylaÅŸmayacağı yolunda adamdan söz almış. Ne var ki adam sözünü tutmayıp Melusina’nın sırrını arkadaÅŸlarına anlatmış. Prenses de bunun üzerine adamı terk edip Stockholm’e gelmiÅŸ. GeldiÄŸinden beri de cumartesi geceleri Van der Nootska Malikanesi’nde görülüyormuÅŸ. Ben belki pencereden kar yağışını seyrederken görürüm diye umutlanmıştım. Malikanenin iki cephesini de gözledim. Tamamen karanlık binanın ikinci katında, sokak lambasının ışığında güzel bir siluet görür gibi oldum. Sanki baktığımı görünce hemen kayboldu. GiriÅŸ kapısının karşısında bir süre bekledim ama dışarıya da çıkmadı. Belki çıktı da ben görmedim. Ne de olsa hayalet. KANLI MEYDAN...Güzel Melusina’yı göremeyince ÅŸansımı Gamla Stan’daki (Eski Åžehir) Stortorget’te denemek istedim. Aslında burada ÅŸansım daha az. Stortorget’in hayaletleri 8-9 Kasım gece yarısı geliyorlarmış. Ama 500 yıl önceki kanlı geceyi çok yoÄŸun düşünenlere de görünebiliyorlarmış. Hikâyesi gerçek ve çok trajik. Belgeselleri var ve ÅŸimdi sinema filmi yapılıyor. Gamla Stan’ın pastel renkli, bazıları hafif yana yatmış tarihi binaları, kar yağışı altındaki ıssız sokakları, gece yarısı sokak ışıklarıyla romantik pitoresk bir tabloya benziyor. Turist yok, gürültü hiç yok. Ä°sveçliler evlerine çekilmiÅŸ. Gamla Stan’ın tarih kokan ruhuyla bütünleÅŸiyorum. O da ÅŸehir tacizcilerinden bıkmış. Åžehri büyüten, gökdelenlere izin veren, nüfusu artıran belediyecilerden, politikacılardan yaka silkiyor. Çok iyi anlaşıyoruz. Huzura teslim olup sokaklar bitmesin, yol uzasın istiyorum. Yol boyunca 8 Kasım 1520 gecesini hatırlayalım. Danimarka Kralı Kristian II, 1520’nin ilk günlerinde, 20 bin askeriyle Ä°sveç’e girip Stockholm’e yönelir. Amacı, Ä°sveç, Norveç ve Danimarka’nın bir çatı altında toplandığı Kalmar BirliÄŸi’nden ayrılmak isteyen Ä°sveçlileri ezmektir. Yol boyunca önüne çıkan Ä°sveç güçlerini bertaraf ede ede dokuz ayda Stockholm’e ulaşır. Stockholm’ü hemen teslim almaz. Yetkili kiÅŸilerle masa başında pazarlığa oturur. Pazarlıklar uzun sürer. Bu arada herkesin niyetini anlar. 8 Kasım gecesi yemek salonundan bazıları dışarıya çıkarılır. Geriye kalanlar da kapı kilitlenerek içeride mahsur bırakılır. Dışarıya çıkarılan çok sayıda soylu ve  birkaç papaz meydanda katledilir. Kılıçla ya da baltayla baÅŸları gövdelerinden ayrılanların cesetleri meydanda yığılmaya baÅŸlar. Ä°damlar ertesi güne uzar. Öğle saatlerinde baÅŸlayan hafif yaÄŸmur kan gölüne dönen meydanı temizlemeye baÅŸlar ama kanlar yaÄŸmurla sokaklara yayılır. Bu katliamla Kalmar BirliÄŸi kurtarılmıştır ama sadece üç yıl daha. 1523’te Gustav Vasa, bağımsız Ä°sveç devletini kuracaktır. Anlatıldığına göre, 1520’den sonra her yıl 8 Kasım gecesi katledilenlerin hayaletleri Büyük Meydan’da görülüyormuÅŸ. Bu gece konsantre olup hayaletleri görmeye çalışacağım. Göremezsem artık 8 Kasım’[email protected] Osman Ä°kiz - Stockholm

Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/661721-kar-altinda-hayaletlerin-pesinde/