News - Haberler
Selçuk Baranöykülerini hatırlamak
| Tuesday, 02.02.2021, 12:08 AM | (224 views)
Selçuk Baran öykülerini hatırlamak
Öykülerinde, yarattığı karakterlerden hareketle ruhsal çözümlemelere girişen, ön plana çıkardığı bireyin hem aile ve sosyal çevresi hem de toplum içindeki konumunu işleyen Baran, gerek Türkiye’deki dönüşüm zamanlarını (1960’lar ve 1970’ler) gerek edebiyattaki değişimi metinlerine yansıtmıştı.
/Archive/2021/2/2/000952372-ic1.jpgÖykücülükte bir dönüm noktası olan, yalnızca öyküleriyle deÄŸil; tiyatro ve radyo oyunları, mektupları ve günlükleriyle de adından söz ettiren, adına öykü ödülü verilen bir isim Selçuk Baran.YaÅŸanan toplumsal olayların kiÅŸilerin yaÅŸamına, aileye ve sosyal ortama etkilerini öykülerine katan Baran, “insanın, insanlar arasındaki yalnızlığını†anlatmayı yeÄŸlemiÅŸti: YabancılaÅŸmalar, travmalar, tıkanışlar, kabuk baÄŸlayan veya baÄŸlamayan yaralar, huzursuzluk ve uyumsuzluklar da bu anlatıma dâhildi.Bu noktada, Baran’ın öykülerinde kadınlar bir boy öndeydi; ÅŸehirde, köyde, kasabada, zengin ya da dar gelirli, özgür veya kısıtlanmış kadınlara öykülerinde rastlamak mümkündü. Susan, susturulan kadınların sesi olmuÅŸtu bir bakıma. Toplumsal kalıpları, kendisine biçilen rolleri ve sıkıştırıldığı hayatı reddeden kadınlarla yüzleÅŸtirmiÅŸti bizi yazar. Sadece kadın karakterlere dair ruhsal çözümlemeler yapmadı Baran; erkekler de öykülerde bir sıkışmışlığın ve huzursuzluÄŸun ete kemiÄŸe bürünmüş hâliydi.Bütün bu atmosferler ve ruhsal çözümlemelerle birlikte, doÄŸa ve mekân da Baran’ın öykülerinde önemli iki unsur olarak karşımıza çıkmıştı. Her türlü doÄŸa olayı ve mekân (o mekânda tınlayan her ÅŸarkı), Baran’ın karakterlerinin ruh hâllerini etkileyip davranışlarına yön verirken okurun da metne dâhil olmasını saÄŸlıyordu.“Okurla baÄŸ kuramadığını†düşünüp baÅŸarısız olduÄŸunu söyleyerek ani bir kararla yazmayı bırakan Baran’ın okurla yeniden buluÅŸan metinlerine yönelmek en iyisi./Archive/2021/2/2/001015544-ic2.jpgKAPILAR VE HAYATLARBaran’ın iki kitabı yeniden yayımlandı. Ä°lki 1984’te okurla buluÅŸan Tortu, öteki 1989 tarihli Yelkovan YokuÅŸu.BeÅŸ öykünün yer aldığı Tortu; arayışın, eskiye özlemin, sevginin büyüklüğünün, hayal kırıklıklarının, köpüren öfkelerin, yaÅŸla birlikte yol alan hüznün anlatımıyla çevrili. Bir erkeÄŸin, bir kadının hayatını deÄŸiÅŸtirmesi ve buna tanık olan kız kardeÅŸ var öykülerde, terse uçmayan kuÅŸlar misali geri gelmeyecek zamanın yarattığı ÅŸaÅŸkınlık ve acı da…Bilinmeze açılan kapıların önünde bekleyip sonra bir yolculuÄŸa çıkanlarla da buluÅŸturuyor okuru Baran; yeni hayatın getirebileceÄŸi tedirginliÄŸi yaÅŸayanlar, geri dönememe korkusuna kapılanlar ve gitmenin coÅŸkusunu duyumsayanlar hep o kapının önünde.Ardından bir baÅŸka kapının önüne geliveriyoruz; bir konağın duvarlarının dışında ayrı, içeride ayrı bir hayat sürüyor. En önemli mesele, içeriye alışıp dışarıyı geride bırakmak. Bir anlatıcı, karşısında dikilen heybetli hayata, kente ve konaÄŸa bakıp düşünüyor:“Her ÅŸey çok büyüktü. Kentin büyüklüğü, yüksek yapılar, geniÅŸ yollar beni ÅŸaşırtmamıştı. Ama buradaki büyüklük, kocamanlık kentin boyutlarını aÅŸmaktaydı. Kentin yüksek yapıları, geniÅŸ yollarıyla karşılaÅŸtırdığımda beliren bu oransızlık beni bahçeden içeri girdiÄŸimiz ilk andan baÅŸlayarak sıktı, boÄŸdu. Sanırım, o andan sonra da hep sıkıldım, hep boÄŸuldum. Ama bunun çok sonra farkına varacaktım. KavuÅŸtuÄŸum, gördüğüm, sahip olduÄŸum onca önemli ÅŸeye, zenginliÄŸe karşın hep boÄŸuldum, hep sıkıldım. O ilk andan sonra hiçbir ÅŸey sevinç dolu ÅŸaÅŸkınlıklara yol açmadı, yüreÄŸim mutlulukla kabarmadı. Hiçbir ÅŸey olaÄŸanüstü, güzel, eÅŸsiz gelmedi bana; yalnızca sürekli bir olaÄŸandışı durumu yaÅŸadım. Gördüklerime, tanıdıklarıma, yaptığım iÅŸe, her ÅŸeye yabancıydım, ilgisizdim. Sık sık duyduÄŸum ÅŸaÅŸkınlık, hayranlıktan deÄŸil, bir türlü yenemediÄŸim yabancılığımdan ileri geliyordu.â€Bu ve buna benzeyen iki mesele, Baran’ın öykülerinde kâh bir anlatıcının kendisine ve etrafındakilere dair çözümlemelerle kâh sınıfsal bir ayrımla ortaya çıkıyor. Bazen de kadın-erkek iliÅŸkisinde veya eÅŸitsizliÄŸinde… Kitaba adını veren “Tortuâ€nun anlatıcısı, kendisinden yola çıkarak bu iki hayatın sınırını çiziyor: “Benimkisi böyle bir hayat iÅŸte. Dibe çökmüş bir hayat. Bunun için ağır. Bunun için hüzünlü. Ama benim hayatımdır; benim, bizim hayatımız. YaÅŸanan bir hayat belki bir örnek olabilir. Belki duyan birinin iÅŸine yarar. Olur ya…â€/Archive/2021/2/2/001040810-ic3.jpgGEÇEN VAKÄ°T VE BÃœYÃœK SUSKUNLUKLARYelkovan YokuÅŸu’nda ise yaÅŸlılık, zaman ve yaÅŸama tutunma temaları öne çıkıyor. Yalnızlığı ve umutsuzluÄŸu, yine bazı öykülerin fonuna yerleÅŸtiriyor Baran.“Hayat tecrübesiâ€yle açılan kapıdan hatırlama, unutma ve arayış giriyor. Uzun konuÅŸmalar, yanıtsız bırakılan sorular ya da tatmin etmeyen yanıtlar, olgunluk çağında çocuklaÅŸmalar da cabası.HiçliÄŸin yüceltiliÅŸinden gerçekliÄŸe ani dönüşün yanı sıra yalnızlıkla bocalayan karakterlerle buluÅŸturuyor okuru Baran.Arka planda tambur sesinin yer aldığı ve kimi zaman içli bir ÅŸarkının söylendiÄŸi mekânlarda, anlatılan hayatlardan çıkarılan ve çıkarılmayan dersler de var. Bununla birlikte konuÅŸkan; içindeki her ÅŸeyi ortalığa saçıp tükendiÄŸini hisseden karakterler ve sorular da çıkıyor karşımıza:“Bitti, dedim o zaman nedense. Bitti iÅŸte, hepsi tükendi. BelleÄŸimi ne kadar zorlasam, yirmi yıl önceki söğüt aÄŸacını, (köprünün hemen orada, suyun başında göğe tutunmak üzere boy vermiÅŸ sanki), bu kente ilk geldiÄŸimde eski bir Ä°stanbul evinin demir parmaklıklı penceresine sıralanmış sardunya saksıları arasında gezinen kediyi, tablasında taşıdığı yoÄŸurt tepsileriyle bir ihtiyarın yokuÅŸtan iniÅŸini, otuz beÅŸ yıl önce pencereden sarkıp seyrettiÄŸim yeni yeÅŸillenmiÅŸ aÄŸaçlar üzerine inen nisan yaÄŸmurunu duyuyorum. İçime iÅŸlemiÅŸ binlerce ÅŸey... Ama hepsi eski; eskiden, taa eskiden kalma. Yani bitmiÅŸ, tükenmiÅŸ bir yaÅŸamdan arta kalanlar denilebilir mi? Ä°lgisizliÄŸimi bile tüketen ben... Biten, tükenen ne? GençliÄŸim mi? Oysa zaman güneÅŸli bir tarladır. Öyle olmalıydı. Nereden bakarsan bak, her ÅŸeyi görebilirsin; uzaktır biraz belki, iÅŸte hepsi o kadar ama.â€Küçük gevezeliklerin ardına gizlenen büyük suskunluklar, hayatı anlayıp anlatmanın bir yolu oluveriyor kimi karakterler için. Bir evliliÄŸi, yolculuÄŸu, olmamış yaÅŸamları, son bulan ÅŸeyleri veya bir tutsaklıktan ötekine geçiÅŸi aktarmaya yarıyor bu sessizlikler.Tüm kitaplarındaki gibi Tortu ve Yelkovan YokuÅŸu’nda da Baran’ın anlatımına özgü bir hüzün, umutsuzluk, ÅŸiirsellik ve anlık mutluluklarla yoÄŸrulmuÅŸ öyküler bulunuyor. Bir baÅŸka deyiÅŸle yaÅŸamın içinden dışına, dışından içine taşıyor okuru Baran. Öykülerdeki karakterler, benliklerindeki kalabalıkta boÄŸulurken kalabalığın ortasında kendilerini yalnızlaÅŸtırıyor. Bu da Baran’ın bireyi anlatımındaki bir baÅŸarı ve okurla kurduÄŸu baÄŸ olarak çıkıyor karşımıza.Tortu / Selçuk Baran / YKY / 98 s. / 2020.Yelkovan YokuÅŸu / Selçuk Baran / YKY / 100 s. / 2020.
Kaan Egemen
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/662096-selcuk-baran-oykulerini-hatirlamak/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/662096-selcuk-baran-oykulerini-hatirlamak/
Other News
İzmir’de 4.8 büyüklüğünde deprem!
‘Yarın’ların‘umut’luşarkılarıve 1970’ler
Edebi bir liman; Sevgi Saygı!
Ünlüisimlerden Boğaziçiliöğrencilere destek: "Aşağıya bakmayacağız"
DEVA Partisi'nden Melih Bulu'nun danışmanıolan isim hakkında açıklama
Eyüp, 4.2 milyona G.Saray'dan Erencan'ıaldı!
Boğaziçi müdahalesine Ekremİmamoğlu'ndan tepki
Fatih Terim’den Ozan Kabak’a: "Güvenimi gururaçevirdin evlat"
DSÖ'den umutlandıran 'vaka' haberi
Valilik'ten Boğaziçi açıklaması:Öğrencilerin dağılmalarısağlandı