Edebiyat ve aÅŸk
Edebiyatın var oluş nedenlerinden ve temel izleklerindendir aşk. Aşksız bir yaşam düşünemeyen insanlık, geleceğe kalmanın, insan olmanın farklılığını kanıtlamanın bir aracı olarak sanatla özgürleşirken, yarattığı bu gerçekliğin temeline aşkı da koymuştur hep. Aşk ve edebiyat birbirini ve insanı tamamlayan bir vazgeçilmezliktir.
/Archive/2021/2/3/001827999-ic1.jpg“Tahir olmak da ayıp deÄŸil Zühre olmak da,hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp deÄŸil...†Nâzım HikmetEdebiyatın günümüze kadar gelen kalıcı, deÄŸerli ürünlerine baktığımızda en temel izleklerden birinin aÅŸk olduÄŸunu görürüz. Destanlardan, sözlü dönemlerden günümüze tüm edebiyatta var olan gerçekliÄŸin en önemlilerindendir aÅŸk.SavaÅŸların anlatıldığı edebiyat yapıtlarında da arka planda mutlaka aÅŸk yer alır. Homeros’un destanlarındaki onca savaÅŸ görünümlerinin arkasına yerleÅŸtirilen Güzel Helena olayının baÅŸka bir açıklaması yoktur. Ya da dünyanın önde gelen savaÅŸ romanlarından örneÄŸin SavaÅŸ ve Barış’ın, Durgun Don’un, Fırtına’nın, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un aÅŸklarla da dolu olduÄŸu unutulamaz.AÅŸkın ve savaşın insanlığı geleceÄŸe aktaran, yaÅŸamın vazgeçilmez birer parçası olduÄŸu bir gerçekliktir. Elbette aÅŸkı da, savaşı da yalnızca kavramların özgün karşılığı olarak alamayız.AÅŸkı, cinsel aÅŸktan, yurt sevgisine, doÄŸa sevgisine, yaÅŸam sevgisine, savaşı da yaÅŸamın güzelleÅŸtirilmesi kavgasına, aydınlıkla karanlığın savaşımına doÄŸru geniÅŸleterek algılamalıyız. Ä°nsanın aydınlık ve özgürlük arayışının savaşımı bu iki sevdada bütünleÅŸir. Tek tek insanlarla ilgili ya da toplumla ilgili aÅŸklar ve savaÅŸlar insanlığın yaÅŸantısı, düşü umudu ve geleceÄŸidir. DÜŞÜN VE Ä°NANÇLA BÄ°R BÃœTÃœN!Toplumların yaÅŸama koÅŸullarına göre kimi zaman en öne çıkan, kimi zaman geri plana itilen ama mutlaka var olan aÅŸk gerçeÄŸi edebiyatın vazgeçilmez bir ögesidir. AÅŸkın düşünceyle ve inançla bütünleÅŸtirilmesi de edebiyat tarihinin çok önemli bir gerçeÄŸidir. En diri kavga ÅŸiirlerinden, en eski halk öykülerinden baÅŸlayarak tüm edebiyat ürünlerindeki altyapıyı oluÅŸturan bir öge olarak görmek gerekir aÅŸkı.AÅŸkın, edebiyattaki yeri zamanla, yaÅŸla, doÄŸayla, yaÅŸama biçimiyle ilgili olarak deÄŸiÅŸik boyutlarda olmakla birlikte mutlaka vardır. Mitolojideki Daphne-Apollon, Eros-Psykhe, Helena-Paris, Afrodit-Ares, Narkissos-Echo, Odysseus-Kalypso, Orpheus-Eurydike, Apollon-Heliotrope aÅŸkları, yüzyıllardır edebiyatın iÅŸlediÄŸi konulardandır.DÃœNYANIN EN GÃœZEL AÅžKLARIEdebiyatın - ve tarihin - efsaneleÅŸmiÅŸ ve toplumsal yaÅŸamla bütünleÅŸmiÅŸ Kleopatra-Antonius, Tac Mahal’le simgelenen Åžah Cihan-Mümtaz Mahal, Kanuni-Hürrem, Napolyon-Josephine, Kafka-Milena, Sartre-Beauvoir, Aragon-Elsa, Nâzım-Piraye gibi aÅŸkları da vardır.Shakespeare’den baÅŸlayarak Neruda’ya, günümüze uzanan dünya ÅŸiirinde vazgeçilmez bir yeri olan aÅŸkın klasik romanlarının hem yayımlandığı günlerde hem de günümüzde keyifle okunması bunun kanıtıdır:Genç Werter’in Acıları (Goethe), Rüzgâr Gibi Geçti (M. Mitchell), UÄŸultulu Tepeler (E. Bronte), MuhteÅŸem Gatsby (Fitzgerald), AÅŸk ve Gurur (Austen), Jane Eyre (C. Bronte), Ä°lk AÅŸk, Bahar Seli (Turgenyev), Anna Karenina (Tolstoy), Beyaz Geceler (Dostoyevski), Yüzbaşının Kızı (PuÅŸkin), Madame Bovary (Flaubert), Kırmızı ve Siyah (Stendhal), Vadideki Zambak (Balzac), Bir AÅŸk Sayfası, Nana (Zola), Doktor Jivago (Pasternak), Aragon’un “Dünyanın en güzel aÅŸk öyküsü†dediÄŸi Cemile, Selvi Boylum Al Yazmalım (Aytmatov), Kolera Günlerinde AÅŸk (Marquez)…Edebiyatımızda, ilk sözlü ürünlerden baÅŸlayarak örneÄŸin, Fuzuli’nin “AÅŸk imiÅŸ her ne var âlemde†dizesiyle de ortaya çıkan bir anlayış, aÅŸkın, divan ÅŸiirinin en temel izleklerinden biri olduÄŸunu gösterir.Halk ÅŸiirimizde, âşık edebiyatında da aynı boyutta var olan bu gerçeklik, tekke ÅŸiirinde zaman zaman sevgiliye, zaman zaman inanca yöneliktir: Ferhat-Åžirin, Kerem-Aslı, Tahir-Zühre, Leyla-Mecnun, Asuman-Zeycan, Arzu-Kamber, Yusuf-Züleyha, KaracaoÄŸlan-Ä°smikan, Elif -Mahmut, Derdiyok-Zülfüsiyah, Emrah-Selvihan… Aynı gerçeklik Tanzimat’tan sonraki edebiyatımızın tümünde de asıl ya da yan izlek olarak sürer.EDEBÄ°YATIMIZIN KLASÄ°KLERÄ°Edebiyatımızın klasiklerinden akla ilk gelen romanlar şöyle sıralanabilir: Kalp AÄŸrısı (Halide E. Adıvar), Dudaktan Kalbe, ÇalıkuÅŸu (ReÅŸat N. Güntekin), Eylül (Mehmet Rauf), AÅŸkı Memnu (Halit Z. UÅŸaklıgil), Huzur (Ahmet H. Tanpınar), Kürk Mantolu Madonna (Sabahattin Ali), Cemile (Orhan Kemal), AÄŸrı Dağı Efsanesi (YaÅŸar Kemal), Bir Gün Tek Başına (Vedat Türkali), ZeliÅŸ (Necati Cumalı), Bir Kadının Penceresinden (Oktay Rıfat)…Nâzım Hikmet’in, Attilâ Ä°lhan’ın, Ahmed Arif’in, Cemal Süreya’nın, Turgut Uyar’ın, Hasan Hüseyin’in, kısacası edebiyatımızın neredeyse tüm ÅŸairlerinin ÅŸiirlerinde aÅŸkla sarmaÅŸ dolaÅŸ oluruz.YaÅŸamın sanatlaÅŸtırılması, güzelleÅŸtirilmesi, anlamlandırılması, insanın ölümsüzleÅŸmesi demek olan özgürlüğün gerçekleÅŸtirilmesinde aÅŸkın ve aÅŸk edebiyatının katkısı yadsınamaz. Yaratıcı insanın yarattığı sanat aracılığıyla aktardığı her üründe aÅŸkın izlerini, çırpıntılarını, hiç deÄŸilse gölgelerini görmek sanatın doÄŸasındadır.AÅŸk, edebiyatı yüzlerce yıldır derinden etkilenmiÅŸtir. AÅŸkla tanışanların aÅŸk edebiyatıyla aÅŸklarını büyüttükleri de söylenebilir. Yüzlerce yıllık insanlık tarihinin aynasında gördüğümüz aÅŸkla edebiyatın birbirini ve insanı tamamlayan bir vazgeçilmezlik olduÄŸudur.Aragon’un “Mutlu AÅŸk Yoktur†şiirinin son dizeleriyle aÅŸkı, aÅŸk edebiyatını selamlayalım:“Hüsranla bitmeyen aÅŸk yoktur/ Yara açmayan aÅŸk yoktur kalpte/ Ä°z bırakmayan aÅŸk yoktur insanda/ Ve tıpkı senin gibidir vatan aÅŸkı da./ GözyaÅŸlarına boÄŸulmayan aÅŸk yoktur/ Mutlu aÅŸk yoktur/ Ä°kimizin aÅŸkıdır bu gene de.â€
Öner Yağcı
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/662344-edebiyat-ve-ask/