News - Haberler
Tennessee Williams... Güneyinşair kovboyu!
| Thursday, 02.11.2021, 12:20 AM | (153 views)
Tennessee Williams... Güneyin şair kovboyu!
Özel ve yazın yaşamı araştırıldığında görülür ki aslında hep kendini yazmış Tennessee Williams. Yaşamının ve döneminde maruz kaldığı egemen sosyopsikolojik etkilerin izdüşümlerini yansıtmış yapıtlarına. Bu bağlamda kahramanlarının çoğunluğunu aile bireylerinden ve arkadaşlarından esinlenmiş. Ve fona anavatanı güneyi yerleştirerek döneminin sancılarını, ön yargılarını, asi, yitik, sıra dışı, firarda yaşamları kaleme almış.
/Archive/2021/2/11/002344791-ic1.jpgÃœnlü yapıtı Arzu Tramvayı, Arthur Miller’ın ön sözüyle Ä°mge Yayınevi tarafından yayımlanan Williams, hem bu yapıtı hem de tüm yazın yaÅŸamı araÅŸtırıldığında görülür ki aslında hep kendini yazmış.YaÅŸamının ve döneminde maruz kaldığı egemen sosyopsikolojik etkilerin izdüşümlerini yansıtmış yapıtlarına.Bu baÄŸlamda kahramanlarının çoÄŸunluÄŸunu aile bireylerinden ve arkadaÅŸlarından esinlenmiÅŸ.Ve fona anavatanı güneyi yerleÅŸtirerek döneminin sancılarını, ön yargılarını, asi, yitik, sıra dışı, firarda hayatları kaleme almış.Kendisine 1948’de ilk Pulitzer Ödülünü getiren Arzu Tramvayı’nı, 1947’de New Orleans, Lousiana’nın Fransız bölgesinde yaÅŸadığı dönemde, 632 St. Peter Sokağı’nda otururken kaleme almış Williams./Archive/2021/2/11/002400681-ic2.jpgSerkeÅŸ acı hayatlara, müstehzi ve çoÄŸunlukla da mazoÅŸist örgüde bir saygı sunumu olarak nitelenebilecek yapıtında “Blanche†ile “Stanley†karakterleri arasındaki tartışmalarda iki sınıfın çatışmalarını anlatır. Ä°ki dünyanın atomize çarpışmasını, ayrışmasını anlatır. Kayıp ruhları anlatır.1940’lı yıllarda çiftlik evinin elinden çıkmasıyla kız kardeÅŸinin yanına sığınan bir öğretmendir “Blancheâ€, kırılgan, hata müzmini, aÅŸk sendromundan bedbaht bir ilgi hastasıdır ve hepsinden de önemlisi intihar eden “eÅŸcinsel sevgili†maÄŸdurudur - dönemin baskın ön yargıları nedeniyle film uyarlamasında Blanche kanadında yiten bir noktadır da bu-./Archive/2021/2/11/002412197-ic3-.jpgAnımsayacaksınız Williams’ın 1955’de ikinci Pulitzer Ödülünü kazandığı ve üç yıl sonrasında da Richard Brooks tarafından sinemaya uyarlanan Kızgın Damdaki Kedi (Cat on a Hot Tin Roof) adlı yapıtında da bu nedenle Paul Newman’ın canlandırdığı “Brick Pollitt†karakterinin eÅŸcinselliÄŸi sezdirilmekle birlikte üstü örtülü geçilmiÅŸtir./Archive/2021/2/11/002428634-ic4.jpgWILLIAMS’IN SEKS TERÖRÄ°STÄ° MARLON BRANDO!Williams, Arzu Tramvayı ile diyalogları imge ve betimlemelerle sürekli canlı tutuÅŸu, akıcılığı, tarzını sisteme bayrak açarcasına özgüvenle ortaya koyuÅŸuyla, Arthur Miller’ın da imlediÄŸi gibi, “ticari tiyatronun kıyısına güzellik bayrağı†dikebilmiÅŸti.Kurgularındaki fışkıran seks ögesinin en müthiÅŸ temsilcisi ise yine Miller’ın nitelemesiyle “seks teröristi†Marlon Brando’ydu. Bakın baÅŸka neler söylemiÅŸ Arthur Miller:“Oyunun aleyhinde konuÅŸulamaz ama bu yapım ÅŸimdiye kadar gördüğüm nadir oyunlar arasına girdi. Onları ayırmak imkânsızdı, oyuncular kendi kiÅŸiliklerini bırakıp karaktere dönüşmüşlerdi. Ãœzerinden yarım yüzyıl geçtikten sonra bile Blance’ın ‘yabancıların kibarlıkları’ dediÄŸi andaki iç çekiÅŸinin salonda yankılanmasını hâlâ hatırlayabiliyorum. Doktor’un koluna heyecanla girdiÄŸinde, herkes de onunla birlikte gitti. (...) Tramvay acının bir çığlığıdır, bunu unutmak oyunu unutmaktır.â€/Archive/2021/2/11/002450821-ic5.jpgTennessee Williams’ın naif, ÅŸairane, isyankâr, Freudyen, Amerika’daki dışlanmışların kaderlerini haykıran, adalet sorgusunu gün yüzüne çıkaran Arzu Tramvayı; 3 Aralık 1947’de, New York’ta Barrymore Tiyatrosu’nda, Irene Selznick tarafından sahnelendi. Yönetmen Elia Kazan tarafından sinemaya uyarlandı. Sekiz dalda Oscar’a aday gösterilip dördünü aldı.Arzu Tramvayı’nın sinema uyarlamasında “Blanche DuBois†rolüyle ikinci Oscarını kazanan Vivien Leigh hariç Broadway kadrosunun hemen hepsi yer almıştı: Marlon Brando (Stanley Kowalski), Kim Hunter (Stella Kowalski), Karl Malden (Harold Mitchell). O gece o tiyatroda Arthur Miller’ın büyülendiÄŸi o performansı izleyebilmek için neler vermezdim./Archive/2021/2/11/002506540-ic6.jpgTennessee Williams’ın 20. yüzyılın en seçkin oyun yazarlarından biri olmasında, yeteneÄŸinin harcında aksanında da yer etmiÅŸ güneyliliÄŸinin etkisi büyüktü. Tennessee Williams adıyla tanınan yazarın asıl adı Thomas Lanier Williams’dı.Arzu Tramvayı ve Kızgın Damdaki Kedi, kariyerinde öne çıkmış gibi görünse de 1945’de Sırça Kümes, 1961’de de Iguana’nın Gecesi ile New York EleÅŸtirmenler BirliÄŸi ödülünün sahibiydi. Erkek arkadaşı Frank Merlo’ya ithaf ettiÄŸi 1952 tarihli Gül Dövmesi adlı oyunu da en iyi oyun dalında Tony Ödülü’ne deÄŸer görülmüştü.Mississippi - Columbus doÄŸumlu yazarın pazarlamacılık yapan babası Cornelius Williams baskıcı bir adamdı ve erkek kardeÅŸi Dakin dururken favorisi küçük Tennessee deÄŸildi.Ä°lerleyen yıllarda güçlü hayal gücü ilk, güneyli soylu bir aileye mensup annesi Edwina Williams’ın dikkatini çekti ve belli ki sadece ondan destek gördü./Archive/2021/2/11/002520399-ic7.jpgSekiz yaşında difteriye yakalandı ve iki yıllık bir ev istirahati dönemi baÅŸladı.Hayal dünyası bu dönemde hayli renklenen küçük Tennessee, denilen o dur ki zamanının çoÄŸunu ayakkabı çekeceÄŸiyle konuÅŸarak geçirmiÅŸtir.Ruh ve hayal dünyasını ÅŸefkatle takipte ve kontrolde tutan annesinin 13 yaşındayken hediye ettiÄŸi daktilo artık yazma vaktinin geldiÄŸini gösteriyordu. Ä°lk yazısı 16 yaşındayken yayımlanacaktı.Smart Set’te yayımlanan 1927 tarihli yazısı “İyi Bir Kadın Ä°yi Bir EÄŸlence Olabilir mi?†baÅŸlığını taşıyordu ve beÅŸ dolarlık üçüncülük ödülünü kazanmıştı. Bir yıl sonra da, “Nitocris’in Ä°ntikamı†baÅŸlıklı yazısı Weird Tales’da yayımlandı.1930’ların başında artık Missouri Columbia Ãœniversitesi öğrencisiydi. Ãœye olduÄŸu Alpha Tau Omega DerneÄŸi’ndeki arkadaÅŸları isim babasıydı. YoÄŸun güneyli aksanına atfen - ki bu arada babası Cornelius Williams da Tennessee’liydi - artık adı Thomas Lanier deÄŸil Tennessee’ydi./Archive/2021/2/11/002534336-ic8.jpgHayata atılması, kendi parasını kendi kazanması gerektiÄŸini düşünen ve yeteneÄŸini ısrarla görmezden gelen babası son yıl okul ücretini ödemeyi reddedince bir ayakkabı firmasında iÅŸe girmek zorunda kalmıştı.Williams anılarında “İşten eve geldiÄŸimde kendime koca bir bardak kahve doldururdum ki gece o hiç satamadığım kısa hikâyelerimi yazabilmek için ayakta kalabileyim†diye yazmıştır. Annesi de onu defalarca kıyafetleriyle yatağında uyuyakalmış bulduÄŸunu söylemiÅŸtir.Seyirci karşısına çıkan ilk oyunu Cairo, Shangai, Bombay!’ı Memphis, Tennessee’deki Snowden kasabasında yazdı ve ilk kez 1935’te sahnelendi.Williams, New Orleans, Lousiana’nın Fransız bölgesinde yaÅŸadığı dönemde ilk olarak 1939’da Toulouse Sokağı’na taşındı. Burası 1977’de yazdığı Vieux Carré adlı oyununun geçtiÄŸi yerdi./Archive/2021/2/11/002557696-ic9.jpgTennessee Williams’ın yapıtlarında kiÅŸisel tarihinin izi çoktu. Ana harcı, çıkış noktası, ilham kaynağı ailesiydi. Belki de en büyük ilham kaynağı kız kardeÅŸi Rose’du.Åžizofren tanısıyla ömrünü akıl hastanelerinde geçiren Rose hiç iyileÅŸememiÅŸti. Anne ve babası bu yolda “prefrontal lobotomiâ€ye bile izin vermiÅŸti. Ama fayda etmedi, Rose ömrünü zihinsel engelli olarak sürdürdü. Williams ailesini bu ameliyata izin verdikleri için asla affetmedi.Pek çok eleÅŸtirmen bu travmatik deneyimin Williams’ı alkolizme sürükleyen nedenlerden biri olabileceÄŸini ve pek çok oyununda görülen “dengesiz kahraman†temasını, kız kardeÅŸi Rose’dan esinlendiÄŸini yazdı.Arzu Tramvayı’ndaki “Blanche DuBois†ve Sırça Kümes’teki “Laura Wingfield†karakterleri Rose’un bir sureti olarak yorumlandı. Lobotomi motifi Geçen Yaz Birdenbire’de de yer alıyordu.Sırça Kümes’teki “Amanda Wingfield†karakteri ise açıkça Williams’ın annesiydi. Yine Sırça Kümes’teki “Tom Wingfield†ve Geçen Yaz Birdenbire’deki “Sebastianâ€Ä± da dahil yarattığı gel gitli, sorunlu, bağımlı ve kaçak karakterlerin çoÄŸu kendisinden izler taşımaktaydı.Provincetown, Massachusetts’te geçen otobiyografik özellikler taşıyan bir erken dönem aÅŸk hikâyesi olan The Parade or Approaching the End of the Summer’ı yirmi dokuz yaşındayken yazmaya baÅŸladı ve üzerinde hayatı boyunca çalıştı. Oyun, ilk defa 1 Ekim 2006 Provincetown Tennessee Williams Festivali’nde sahnelendi./Archive/2021/2/11/002612227-ic10.jpgYapıtları kendisi gibi her biri “nevi ÅŸahsına münhasır “kaçak ruhlarla†dolu olan Williams’ın nörotik kaçakları duyarlı, kırılgan, romantik ruhlardı.Williams’ın yıkımı bir yazgı gibi yaÅŸayan kaçak karakterlerini oluÅŸtururken temel aldığı ise materyalizmin giderek egemen olduÄŸu 1940’lar ve sonrasının ölümcül çeliÅŸkisine yenik düşen insanın yabanıl doÄŸası ve bu yolda helak oluÅŸudur.Bu baÄŸlamda en yad ettiÄŸi kiÅŸilik Ä°ngiliz yazar David Herbert Lawrence’dır. Arzu Tramvayı ve Orpheus’un Düşüşü’nde “Blanche De Bois†ve “Val Xavier†karakterleri, yozlaÅŸmadan kaçan ama gittikleri yerde yozlaÅŸmanın çeÅŸitli kılıklarına kanan, tuzaklara düşen kaçak gezginlerin en tanınmışlarıdır.Camino Real’de (Düşler Yolu) bütün karakterler eski kaçaklardır. Moony’s Kid Don’t Cry’da işçi “Moonyâ€nin de tek istediÄŸi yaÅŸadığı kasaba özelinde insanları yutan ********* diye nitelediÄŸi kasabasından kurtulmaktır.Williams’ın kahramanlarını kaçılan o mazi de kuÅŸatır sıklıkla, bedbaht eder, melankolizme sürükler. The Glass Menagerie’de (Sırça Biblolar) “Amanda Wingfield†sürekli geçmiÅŸte yaÅŸar, Güney’i özler, evliliÄŸin onu götürdüğü diyara hayıflanır. The Long Goodbye’da (Uzun Veda, 1940) yoksul yazar “Joeâ€, taşınırken anılarıyla yüzleÅŸir./Archive/2021/2/11/002632992-ic11.jpgHER KÖŞEDE BÄ°R KAHRAMANI BULUNUR!Kahramanlarını hiçbir açıdan idealize etmemekle birlikte insan doÄŸasının korunma içgüdüsüne yakın plan yapan Williams bireycidir.ÖrselenmiÅŸ bireyi birebir suçlu tutmaz hiç, yapıtlarında ana sorumlu sistemin bireyleri kaçışa sevk eden, toplumun ta kendisinde ÅŸahsen gözlemlediÄŸi, iflas noktaları ve çürümüşlüğüdür.Özellikle siyah ırka, kadınlara, eÅŸcinsellere yapılan haksızlıklar; zayıf ve hasta insanlara hatta hayvanlara yöneltilen incitici davranışlar; yoksul insanları sömürme ve onlara yöneltilen ÅŸiddetin çeÅŸitli biçimleri ÅŸeklinde dışa vurur. Hemen her köşe başında bir Williams kahramanına rastlamak bu yüzden hayli olasıdır.Williams’ın kimilerince “sıra dışı†olarak nitelenmiÅŸ hayat deneyimleri, yapıtlarında birer isyan olarak boÅŸa yer almamıştır. Özel yaÅŸamında olduÄŸu gibi, kahramanlarının çoÄŸu da çürümenin baskısından kurtulmak için alkol ya da uyuÅŸturucunun verdiÄŸi geçici rahatlık duygusunu yaÅŸamak adına bağımlı hale gelir. Kendisi de alkolik olan Williams alkol meczupluÄŸuna aÅŸinadır.Kahramanlarının daima gizlide saklıda bulunan cüreti ve anında kabaran cesaretinde Williams’ın bu duygu ve dürtülerinin izini sürmek olasıdır. Bazı kahramanları belki bu yüzden de iletiÅŸimsizlik ve güvensizliÄŸi bertaraf etme içgüdüsüyle tene yönelir, cinselliÄŸe firar eder./Archive/2021/2/11/002652086-ic12.jpgÄ°letiÅŸimsizlik ve kopuk yaÅŸamların kadın ve erkeÄŸi nasıl etkilediÄŸini ve yok etmeye azmettiÄŸini de zanaatkâr gibi iÅŸler Williams. Sonra cinselliÄŸin anormal deÄŸil normal olduÄŸunu haykırır, hadi seviÅŸin der adeta...Arzu Tramvayı’ndan sonra ikinci Pulitzer Ödülünü kazandığı ünlü Kızgın Damdaki Kedi’si eÅŸcinselliÄŸini, zihinsel dengesizliÄŸinin ve alkolizminin izlerini en belirgin ortaya koyan yapıtıdır.Ä°nsanların kurduÄŸu iliÅŸkilerde hem kendilerini hem de karşılarındakini aldatma merakları üzerine kurulu Kızgın Damdaki Kedi toplumdaki yalancılıktan ve insanın kendine acıma duygusuna olaÄŸanüstü bir alegori olarak da kült yapıtlar arasında üstlerdeki yerini korumuÅŸtur.Tennessee Williams sembolik, ÅŸiirsel ifade yöntemleri kullanır. Ekonomik, sosyal haksızlıklara isyan ettiÄŸi, sosyalist ideolojiyi benimsediÄŸi gençlik yıllarında yazdığı 1934 tarihli ilk kısa oyunu Moony’s Kid Don’t Cry’ da (Moony’nin OÄŸlu AÄŸlamaz, 1934) sanayi kesiminde, bir işçi ailesinin yaÅŸadığı ucuz bir apartman dairesi sıkı bir metafor sunar.Bu baÄŸlamda kendi ailesinin Mississippi’den St.Louis ve Missouri’ye taşınmasından sonra yoksul düşmesinin etkileri akla gelir. Emek-sermaye çeliÅŸkisinin artık daha bir farkındadır./Archive/2021/2/11/002711367-ic13.jpgD.H. LAWRENCE’A HAYRANDI1937 tarihli yayımlanmamış kısa oyunlarından Candles to the Sun’da (GüneÅŸe Mumlar) babası bir maden işçisi olan, hayranı olduÄŸu David Herbert Lawrence’ın yaÅŸamından esinlenir. Maden işçilerinin hastalık, sefalet içindeki yaÅŸamları konu edilir.The Fugitive Kind, toplumsal güçlerin hegemonyasına eÄŸilir ve annesi bir hayat kadını olan, çocukken tecavüze uÄŸramış profesyonel gangster Terry karakterini dünyayla hesaplaÅŸtırır.Auto-Da-Fé’de (Arınma AteÅŸi, 1941) , iki homoseksüelin birlikte çekilmiÅŸ fotoÄŸrafını ele geçirdiÄŸinde girdiÄŸi ÅŸokla astım nöbetleri, paranoya krizleri geçirmeye baÅŸlayan orta yaÅŸlı bir erkeÄŸin psikolojisini anlatır.The Strangest Kind of Romance’da (Garip Romans, 1946) adaletsiz dünyanın kurbanları artık daha karmaşık bir iliÅŸkiler ağı ve psikolojik ve fiziksel etkiler çerçevesinde ele alır./Archive/2021/2/11/002725554-ic14.jpg1960’lar, Tennessee Williams için travmatik yıllardır. Sekreteri Frank Merlo’yla olan iliÅŸkisi 1947’den Merlo’nun kanser sonucu 1963’teki ölümüne kadar sürer. Bu, Williams’ı on yıl kadar süren büyük bir depresyonun içine sürükler.Merlo’nun 1963’te ölümünden sonra yazdığı kısa oyunlarda artık daha koyu bir yalnızlık hâkimdir. O dönemde verdiÄŸi bir röportajda “Ölüm benim en iyi temamdır†demiÅŸtir.Erken dönem bazı yapıtlarında (Kızgın Damdaki Kedi, GençliÄŸin Tatlı KuÅŸu, Iguana Gecesi) bile görülen ya da sezdirilen kurtuluÅŸ/özgürleÅŸme teması artık yerini tümüyle ölüm/yıkım temasına bırakmıştır.Yarını Hayal Edemiyorum’da (Can’t Imagine Tomorrow) insanlar arası iletiÅŸimi olanaksız kılan verimsiz dünya, kadın bir karakter aracılığıyla vurgulanır.Williams, Key West’te 1979’da eÅŸcinsel karşıtı bir saldırıya uÄŸrar. BeÅŸ genç erkek tarafından dövülür, fakat ciddi ÅŸekilde yaralanmaz.Bazı eleÅŸtirmenler, eserlerindeki aşırılıkları da ağır ÅŸekilde eleÅŸtirirler; ancak bir kısmı da bunu, Williams’ın eÅŸcinselliÄŸine karşı bir saldırı olarak yorumlar.Hayatın geçiciliÄŸi ve baÅŸarısız yaÅŸantıları konu alan GençliÄŸin Tatlı KuÅŸu’ndan (Sweet Bird of Youth) sonra Williams’ın üretiminde ciddi bir gerileme gözlenir. Kısa süre sonra da ruhsal bir buhran geçirerek uyuÅŸturucu kullanmaya baÅŸlamıştır bile. Artık tedavi olmak için sık sık hastanelerde yatmak zorunda kalacaktır./Archive/2021/2/11/002752538-ic15.jpgÇÜRÃœMÜŞLÃœKTEN FÄ°RAR ETTÄ°!Ölümünden birkaç yıl önce yazdığı The Chalky White Substance’da termonükleer savaÅŸ sonrası yüzyıllar sonra toz duman olmuÅŸ dünya grotesk bir fondadır. Ä°ki homoseksüel erkek arasındaki iliÅŸkiyi anlatan oyunda çaÄŸlar öncesinden kalma kemik tozları uçuÅŸur.Son oyunu The Lingering Hour’u, yaÄŸmur sularının açtığı bir kraterdeki korkunç bir patlamanın ardından bir sesin söylediÄŸi “Fine del mondo!†(Dünyanın sonu!) cümlesiyle bitirir. Bu insanın ve tarihin sonudur!YaÅŸamın yalanlarıyla içli dışlı olmuÅŸ, yalnızlığa itilmiÅŸ Güneylileri yapıtlarının baÅŸkahramanı olarak seçtiÄŸine ÅŸaÅŸmak mümkün deÄŸildi. Aslında hep kendini yazmıştı, diÅŸiydi, erkekti, yaÅŸlıydı, gençti, itilmiÅŸti, ötekiydi…Vay be yaÅŸlı kurt!, vay seni dil cambazı!, vay seni ÅŸair!, vay seni hayatın ta kendisiydi! Ön yargılarla çarpıştı, çürümüşlükten firar etti, tek gerçek adresi edebiyattı./Archive/2021/2/11/002806179-ic16.jpgTennessee Williams , New York Elysee Oteli’ndeki odasında boÄŸazına bir ÅŸiÅŸe kapağı kaçması sonucu yetmiÅŸ bir yaşında öldü. Erkek kardeÅŸi Dakin de dahil olmak üzere bazıları, onun öldürüldüğünü düşünüyorlardı.Polis kayıtlarına göre ise ölümünde ilaçlar etkili olmuÅŸtu, odasında birçok ilaç reçetesi bulunmuÅŸtu, alkol ve ilacın etkisiyle boÄŸazına kaçan ÅŸiÅŸe kapağını dışarı atacak tepkiyi verememiÅŸti.Williams kendine en çok örnek aldığı isimlerden biri olan ÅŸair Harold Hart Crane gibi denize yakın bir yere gömülmesi isteÄŸine raÄŸmen, St. Louis Missouri’deki Calvary mezarlığına defnedildi.Telif haklarını, Sewanee Tennessee’deki bir üniversitenin kurucusu olan büyükbabası Walter Dakin’e ithafen güney bölgesinin üniversitesi olan Sewanee’ye bıraktı. Ãœniversite ödeneÄŸi, günümüzde, yaratıcı yazarlık programını desteklemekte.Çıtayı öyle yükseltti ki yeri dolmadı ve bugünleri de görmedi… Huzur içinde uyuyor olsa gerek!
Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/664079-tennessee-williams-guneyin-sair-kovboyu/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/664079-tennessee-williams-guneyin-sair-kovboyu/
Other News
Demir ağların birbirine bağladığıyaşamlar...
Mina Tansel:‘Atatürk kalıplar içinde’
Brunelleschi'nin Kubbesi
OsmanlıBahriyesi’nde Bir Amerikalı
Galatasaray Teknik DirektörüTerim'den VAR isyanı: Beğenmediler!
MSB, 2 askerinÅŸehit olduÄŸunu duyurdu
Gedson Fernandes ilk maçında gol attı
İbrahim Kalın'dan, Joe Biden değerlendirmesi: Tam işbirliğine hazırız
Galatasaray 5 maçsonra yenildi
Galatasaray geçuyandı, turu kaybetti!