News - Haberler
İoanna Kuçuradi ile hayatüzerine-2: Azların gücüçokların güçsüzlüğü
| Saturday, 02.13.2021, 04:01 AM | (193 views)
İoanna Kuçuradi ile hayat üzerine-2: Azların gücü çokların güçsüzlüğü
- Birçok çocuk ya da genç, özgürlüğü, örneğin dersin ortasında serbestçe sınıftan çıkıp bir süre sonra dönmesi şeklinde anlıyor! Başta “kadın cinayetleri†olmak üzere birçok suçun temelinde, kişilerin bir an kendilerini tutamamaları/kendilerine hâkim olamamaları var. Bir insanın bir an nevri dönüyor, karısını öldürüyor, sonra da intihar ediyor. Çocukların kendilerini tutmayı en iyi öğrenebilecekleri yaşlar, ilkokul - ortaokul yaşlarıdır.
- Birçok çocuk ya da genç, özgürlüğü, örneÄŸin dersin ortasında serbestçe sınıftan çıkıp bir süre sonra dönmesi ÅŸeklinde anlıyor! BaÅŸta “kadın cinayetleri†olmak üzere birçok suçun temelinde, kiÅŸilerin bir an kendilerini tutamamaları/kendilerine hâkim olamamaları var. Bir insanın bir an nevri dönüyor, karısını öldürüyor, sonra da intihar ediyor. Çocukların kendilerini tutmayı en iyi öğrenebilecekleri yaÅŸlar, ilkokul - ortaokul yaÅŸlarıdır. - Buraya nasıl gelindi? Dünyamızı buraya getiren farklı etkenlerin başında, onların arka planında bulunan düşünceler -bakışlar, yaklaşımlar- geliyor. Bunlardan birkaçı: geliÅŸmeci politikaların da gösterdiÄŸi gibi, her ÅŸeye sinmiÅŸ olan ekonomik yaklaşım; özgürlüğün ve özgürlüklerin yanlış anlaşılması; bir yönetim biçimi olarak demokrasinin, oylananın ne olduÄŸuna -etik deÄŸer bakımından niteliÄŸine- bakılmaksızın oyçokluÄŸuna indirgenmesi ve robotların cazibesidir.DERÄ°N BÄ°R HAYAL KIRIKLIÄžI- Yaklaşık 40 yıl önce, Kahire’de yaptığınız bir konuÅŸmada “19. yüzyıl 20. yüzyıla neleri aktardı? Ve kökten bir deÄŸiÅŸiklik olmazsa, 20. yüzyıl ne aktaracak 21. yüzyıla†sorularını sormuÅŸsunuz. Bu soruların yanıtını yeniden rica edebilir miyiz sizden? Bu sorduÄŸunuz sorunun bir cevabını, o konuÅŸmada ve o konuÅŸmadan sonra kaleme aldığım yazılarda bazı söylediklerimi aktararak vereyim: “Bu iki soruyu dünya çapında olan bitenlere bakarak yanıtlamak istersek “baÅŸkaldırma†sözcüğü her ikisi için oldukça uygun bir yanıt olur. 19. yüzyıl, baÅŸkaldırma gerektiÄŸi düşüncesini yüzyılımıza (20. yüzyıla) aktardı; bu düşünce de gitgide öylesine bir gerçek oldu ki ölüm saçan baÅŸkaldırma çağın geleneÄŸi oldu.Ve uluslararası politikada bir “devrimâ€le temel bazı deÄŸiÅŸiklikler yapılmazsa, yüzyılımızın gelecek yüzyıla (yani 21. yüzyıla) aktaracaklarının başında bu gelenek gelir.Böyle radikal bir deÄŸiÅŸim olmamıştır. Tersine, BM’nin bütün iyi niyetli çabalarına raÄŸmen, ÅŸiddet ve terorizm arttı, dünya düzeyinde artmakta da devam ediyor. 11 Eylül (2001), 21. yüzyılın başına damgasını vurdu. Canlı bombalar, terorizmin baÅŸ silahı oldu.â€Â BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in 2002 Ä°nsansal GeliÅŸme Raporu’nda da ÅŸunları okuyoruz: “Ekonomik, siyasal ve teknolojik bakımdan dünyamız, hiç bu kadar özgür olmamıştı -bu kadar adaletsiz!â€Â 2019 yılı Ä°nsansal GeliÅŸme Raporu’nda da ÅŸunları okuyoruz: “Ülkeden ülkeye yayılan gösteriler dalgası, bütün ilerlememize raÄŸmen, küreselleÅŸmiÅŸ toplumumuzda bir ÅŸeylerin iÅŸlemediÄŸinin açık bir iÅŸaretidir. Farklı farklı skandallar insanları sokaklara döküyor... Ne var ki, bunları birbirine baÄŸlayan iplik, eÅŸitsizlikler karşısında duyulan derin ve gitgide artan hayal kırıklığıdır... Ve insanlar birkaç kuruÅŸu ceplerinde tutmak için baÅŸkaldırırken güç, bu hikâyede baÅŸrolü oynuyor: Azların gücü, çokların güçsüzlüğü ve deÄŸiÅŸim talep eden insanların toplu gücü. Temel yaÅŸam standartları arasındaki uçurum daralırken yeni bir uçurum açılmıştır -dördüncü kademe eÄŸitimde ve broadband’ta.Buraya nasıl gelindi? Dünyamızı buraya getiren farklı etkenlerin başında, onların arka planında bulunan düşünceler -bakışlar, yaklaşımlar- geliyor. Bunlardan birkaçı: geliÅŸmeci politikaların da gösterdiÄŸi gibi, herÅŸeye sinmiÅŸ olan ekonomik yaklaşım; özgürlüğün ve özgürlüklerin yanlış anlaşılması; bir yönetim biçimi olarak demokrasinin, oylananın ne olduÄŸuna -etik deÄŸer bakımından niteliÄŸine- bakılmaksızın oyçokluÄŸuna indirgenmesi ve robotların cazibesidir.â€Ä°NSANLAÅžTIRMA EĞİTÄ°MÄ°Â - EÄŸitimde ne gibi yanlışlar yapılıyor? Neden düzey sürekli düşüyor? Ä°yi eÄŸitilmemiÅŸ insanlar nelere yol açıyor? EÄŸitimde gördüğüm en temel sorunlardan biri, eÄŸitilenlerin yalnızca bilgisel yeteneklerini geliÅŸtirme peÅŸinde olmasıdır. Genellikle, çocukların “bilim ve teknoloji†modalarına göre bilgisel yeteneklerini geliÅŸtirmelerine yardımcı olunuyor. Bunların dışında, kiÅŸileri insan olarak geliÅŸtirebilecek çalışmalar, etik yeteneklerini geliÅŸtirmelerini saÄŸlayabilecek çalışmalar pek yaptırılmıyor çocuklarımıza. Yapılmak istendiÄŸi zaman da amacına ulaÅŸtırabilecek ÅŸekilde yapılmıyor. Çocukların sanatsal yeteneklerini geliÅŸtirmek için öğretilen oyunlar ve diÄŸer sanatsal çalışmalar, ancak usta bir hocaya rastlarsa, çocukların estetik yeteneklerini rastlantısal olarak geliÅŸtirmelerini saÄŸlıyor. Bu eÄŸitimde bir de benim çok önemli olduÄŸunu düşündüğüm, çocukların kendilerini tutabilmelerini, kendilerine hâkim olmalarını öğrenmelerine yardımcı olunmuyor -bu da sözüm ona “özgür†yetiÅŸmeleri adına. Öğretmenlerin çoÄŸu da özgürlüğü bilmiyor. Birçok çocuk ya da genç özgürlüğü, örneÄŸin dersin ortasında serbestçe sınıftan çıkıp bir süre sonra dönmesi ÅŸeklinde anlıyor! BaÅŸta “kadın cinayetleri†olmak üzere birçok suçun temelinde, kiÅŸilerin bir an kendilerini tutamamaları/kendilerine hâkim olamamaları var. Bir insanın bir an nevri dönüyor, karısını öldürüyor, sonra da intihar ediyor. KENDÄ°NÄ°Â TUTMAKÇocukların kendilerini tutmayı en iyi öğrenebilecekleri yaÅŸlar, ilkokul - ortaokul yaÅŸlarıdır. Bunu söylememin dayanaklarından biri ÅŸu: ben derslerime katılanlardan, rahatsızlık durumu dışında, su içmemelerini rica ediyorum. 50 dakika sabredebilirler, yani kendilerini tutabilirler. Düzeyin düşmesine yol açan etkenlere gelince: Ortaöğretimi ve yükseköğretimi belki ayrı ayrı ele almak uygun olur. Ãœniversite öncesi eÄŸitim bir “uzmanlaÅŸtırma†eÄŸitimi deÄŸil, bir “insanlaÅŸtırma†eÄŸitimi olmalı. Tip tip liseler deÄŸil, bir tip lise olmalı, kiÅŸilere bilgisel yeteneklerini olduÄŸu kadar etik yeteneklerini de geliÅŸtirmelerine yardımcı olan bir eÄŸitim olmalı. Pek tabi ki bu dediklerimi ayrıntılı olarak açmak gerekir. Az sayılmayacak insanlar var ki esen “havaâ€lardan dolayı bazı insanca özlemlerini kendilerine bile itiraf etmiyorlar, ama anlayacak birinin olduÄŸunu düşününce ona “içlerini açabiliyorlar.â€Â Ben son yıllarda ağırlıklı olarak felsefe-etik merkezli insan hakları dersleri veriyorum. Bu derslerin bazıları insan haklarıyla ilgili konular üzerinde kiÅŸilerin kendi adlarına düşünmelerine, kendi adlarına bazı ÅŸeyleri görebilmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Dönem sonu sınavlarda da çok defa “Siz bu dersten özellikle neyi/neleri öğrendiniz?†veya “Sizin için yeni olan bir ÅŸey öğrendiniz mi?†gibi bir soru soruyorum. Bu sınavlarda bir öğrencim neler öğrendiÄŸini yazdıktan sonra, ÅŸunu ekledi: “Ben üniversite mezunuyum ve 41 yaşındayım. Neden bugüne kadar kimse bize bunları öğretmedi?â€â€œÄ°yi eÄŸitilmemiÅŸ insanlar†nelere yol açıyor? Yangınlara yol açıyor, insanların durup dururken beyin kanaması geçirmelerine yol açıyor... Son yıllarda yangınlar neden çok arttı? Son onyıllar birçok binanın -kamu binaları dahil- merdiven basamaklarının sonuncusu neden diÄŸer basamaklara göre daha kısa veya daha yüksek oluyor? Bir binanın elektrik tesisatı ilgili kurallara dikkat edilmeden yapılıyorsa, binaların merdivenleri tam ölçülmeden yapılıyorsa, üstüne üstlük de bunlar yeterince denetlenmiyorsa, yangınlar da çıkar, insanlar da düşer ve durup dururken beyin kanaması geçirir. Depremde yan yana iki binadan biri yıkılıyor, diÄŸeri yıkılmıyorsa gibi apaçık örnekler de bir yana. Bunların birçoÄŸunda, çıkardan da öte etik bilgisizlik söz konusu. EZBERE KULLANMAK...- EÄŸitim sisteminde öncelikli olarak yapılması gereken deÄŸiÅŸiklikler neler olmalı? Öncelikle yapılması gereken, her düzeydeki eÄŸitim programlarında, kiÅŸilerin insan olarak bütün yeteneklerini -bilgisel, etik, estetik yeteneklerini- geliÅŸtiren bir eÄŸitim haline getirmek: Baktıklarını kendi gözleriyle görebilecek insanlar yetiÅŸtirmek, örneÄŸin deÄŸerli arkadaşım Gülriz Uygur’un kitabının adında dile geldiÄŸi gibi “hukukta adaletsizliÄŸi görebilenâ€, baÅŸka bir deyiÅŸle baktıklarına olabildiÄŸince deÄŸer atfetmeyen, doÄŸru deÄŸerlendirmenin nasıl yapılabileceÄŸini en azından teorik olarak bilen, etik deÄŸerleri kültürel deÄŸer yargılarıyla karıştırmamayı becerebilen insanlar eÄŸitmek. Yani daha önceki bir-iki sorunuza cevap verirken söylediÄŸim gibi, kiÅŸilerin bütün insansal yeteneklerini geliÅŸtirmeyi hedef edinen bir eÄŸitimi bilgi ile planlamak ve gerçekleÅŸtirmeye çalışmak. ÇeÅŸitli türden bilgiler gereklidir bunun için. Liyakat liyakat deniliyor ama belirli bir alanda liyakatin ne olduÄŸunun da farkında olmak gerekir. Çok çok basit bir örnek vereyim: ÇeÅŸitli alanlarda “akademik ölçütleri karşılayan ortak kitap†yayımlamaya kalkışan ve reklamını yapan, bir reklamda “Social and Humanities Sciences†dememeli! Sık sık söylediÄŸim gibi ezbercilikten de ezbere yakındığımız gibi, birçok kelime de “olumlu†bir ÅŸeyi ifade ettiÄŸi düşünülen kelimeler ezbere kullanılıyor. Önemli dertlerimizden biri de budur. ONSUZ OLUNAMAYACAK BÄ°R Ä°LKE: LAÄ°KLÄ°K- Toplumsal özgürlük nasıl saÄŸlanabilir? İfade özgürlüğünün sınırları nelerdir? LaikliÄŸin insan haklarıyla ilgisi nedir? “Toplumsal özgürlük†konusuna iki perspektiften bakmak mümkün: kiÅŸi perspektifinden ve devlet perspektifinden. Devletle ilgili olarak “toplumsal özgürlük†dediÄŸimiz, kiÅŸilerin benim dolaylı olarak korunan haklar dediÄŸim - beslenme, barınma, eÄŸitim, saÄŸlık vb. - hakları korumak amacıyla kurulan kurumlar ve kuruluÅŸların bu amaca uygun iÅŸleyiÅŸiyle, o devletin yurttaÅŸlarına saÄŸlanan imkânların varlığıdır. Aynı ÅŸeyi kiÅŸi perspektifinden dile getirirsem, bir devlette bütün yurttaÅŸların, temel kiÅŸi haklarının getirdiÄŸi taleplerin, o ülkenin gerçeklik koÅŸullarında yerine getirilmiÅŸ olması demektir, öyle ki bütün yurttaÅŸlar insan onuruna yakışır ÅŸekilde yaÅŸayabilsin. Bu olanağın saÄŸlandığı yerde toplumsal özgürlük var, demektir. İfade özgürlüğüne iliÅŸkin sorunuza gelince: Ä°fade özgürlüğü denen hakkın tek başına deÄŸil, düşünce özgürlüğü hakkıyla ve kanaat özgürlüğü hakkıyla birlikte, onun bir öğesi olarak ele alınmasının uygun olduÄŸunu düşünüyorum -; onlarda kapsanan bir öğeleri olarak. Ä°nsan haklarını, onları talep etmenin amacını gözden kaçırmadan ele alacaksak “ifade özgürlüğü†denilen, düşünce özgürlüğü ve kanaat özgürlüğü gibi hakların doÄŸal bir öğesi olsa gerek. Bu amaç gözden kaçırıldığında, ifade özgürlüğü serbestçe “ötme†ya da serbestçe kin kusma sözedimlerine dönüşüyor. Laiklik de ancak insan haklarıyla baÄŸlantı içinde ele alındığında, dünyamızın bugünkü koÅŸullarında, onsuz olunamayacak bir ilke olarak görünüyor. Laiklik yaygın bir ÅŸekilde tanımlandığı gibi: “Devlet ile din iÅŸlerinin ayrılması†ya da “devletin bütün dinlere eÅŸit mesafede olması†şeklinde dile getirilince, bununla laikliÄŸin bir-iki sonucu dile getirilmiÅŸ oluyor. LaikliÄŸin talep ettiÄŸi, dinsel normları da kapsayan kültürel normların toplumsal iliÅŸkilerin ve kamu düzeninin kurulmasını ve iÅŸletilmesini belirlememesidir, öyle ki insan hakları normları belirleyebilsin. DeÄŸiÅŸik ve deÄŸiÅŸken olan kültürel normlar bu iliÅŸkileri ve düzenleri belirlediÄŸinde, insan haklarına yer kalmıyor.
Figen Atalay
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/664585-i%CC%87oanna-kucuradi-ile-hayat-uzerine-2-azlarin-gucu-coklarin-gucsuzlugu/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/664585-i%CC%87oanna-kucuradi-ile-hayat-uzerine-2-azlarin-gucu-coklarin-gucsuzlugu/
Other News
Harvard profesörü'uzaylı' demişti, yeni teori ortaya atıldı
Bridgerton'ın Anthony'si ikinci sezona dair ipuçlarıverdi
Elon Musk’tan Tesla yorumu: 'Buşeyi insanlarıöldürmeden nasıl havada tutacağımıdüşünüyorum'
Instagram hikayelerinde görülenÖküz Yılınedir?
Britney Spears, servetini babasıyla birlikte yönetecek
Anna Sorokin: New York sosyetesini kandıran sahte mirasçıcezaevinden tahliye edildi
Pandemide doğan‘pandalı’grup
‘Çekilişli konut’a 100 milyon TLşartı
Prof. Korkut Boratav, büyüme için yapılan her hamlenin döviz krizi yaratacağınısöyledi: Ekonomik model yanlış
KKTC CumhurbaşkanıTatar: Garantörlük kırmızıçizgimiz