News - Haberler
Steinbeck ve mektuplarda bir yaÅŸam!
| Monday, 02.15.2021, 12:53 AM | (183 views)
Steinbeck ve mektuplarda bir yaÅŸam!
Devrimci değişimlerin yaşandığı bir dönemde gelişen yazarlık kariyerinde John Steinbeck’in aldığı tüm virajlar, sanılanın aksine ne sadece politik ne de kişisel yaşamına dair kırılmalara dayanıyordu. Bu nedenle eşi Elaine Steinbeck ve yayıncısı Robert Wallsten tarafından, binlerce mektup arasından elenerek oluşturulan Mektuplarda Bir Yaşam, Steinbeck’in okurlarını en savunmasız ve çıplak hâliyle kucakladığı bir çalışma.
/Archive/2021/2/15/005658046-ic3.jpgJohn Steinbeck’in kitapları, politik duruÅŸu, sinema ve tiyatro alanında dönemine damga vurmuÅŸ eserleriyle her zaman edebiyat gündeminde. Ancak bütün bunlara tezat oluÅŸturacak ÅŸekilde gözlerden uzak ve tümüyle üretim odaklı yaÅŸam tarzı, yazdıklarıyla otobiyografik süreçleri arasındaki baÄŸlantıları güçlendiren ve hâlâ merak edilen bir olgu.Hayatı boyunca bu ilintiyi açığa vurmaktan imtina eden, çaÄŸdaşı birçok büyük yazarın aksine doÄŸrudan kendi hakkında yazmayı ve yaÅŸamını bir anlatı çerçevesine hapsetmeyi reddeden Steinbeck’in mektupları ise o perdeyi aralıyor.KiÅŸisel hikâyesi yerine yaÅŸamına damga vuran mekânları ve karakterleri metinlerine konu ederek yetiÅŸtiÄŸi ÅŸartlara, döneme ve çevreye dair bütüncül bir panorama sunmayı tercih eden; insanlarla çok gerçekçi biçimde özdeÅŸleÅŸtiÄŸini ve bunun yaÅŸamını zenginleÅŸtirdiÄŸini, yazma motivasyonunun da bundan ileri geldiÄŸini keÅŸfeden ve yazın hayatı için bir dönüm noktası kılan bir Steinbeck...Devrimci deÄŸiÅŸimlerin yaÅŸandığı bir dönemde geliÅŸen yazarlık kariyerinde aldığı tüm virajlar, sanılanın aksine ne sadece politik ne de kiÅŸisel yaÅŸamına dair kırılmalara dayanıyordu.Bu nedenle eÅŸi Elaine Steinbeck ve yayıncısı Robert Wallsten tarafından, binlerce mektup arasından elenerek oluÅŸturulan Mektuplarda Bir YaÅŸam, Steinbeck’in okurlarını en savunmasız ve çıplak hâliyle kucakladığı bir çalışma./Archive/2021/2/15/005734155-ic4.jpgBÄ°R YAZMA EGZERSÄ°ZÄ°Eline geçen her kâğıt parçasını minicik harflerle bezeyen, yazma disiplinine ölesiye kafa yormuÅŸ bir yazarın her gün kaleme aldığı satırlar dolusu mektup, kendisi için bir pratiÄŸe, edebiyat dünyası içinse “John Steinbeck†adında bir lütufa dönüşür. Yazmak onun için mesleki bir uÄŸraÅŸ deÄŸil, kendini gerçekleÅŸtirmenin yegâne yoludur. Kullandığı rahat üslup ve yazım kurallarına ısrarla riayet etmeyiÅŸi ise yazma iÅŸini bir tür saÄŸaltım olarak gördüğünün kanıtıydı.Birikimini, belirlenmiÅŸ sınırlar içerisinde deÄŸil, taÅŸkınca satırlara dökme eÄŸilimindeydi:“Genellikle, basılsın diye bir ÅŸey yazmaya kalkarsan (…) tıpkı fotoÄŸraf çektirirkenki gibi kasılırsın. Bunun üstesinden gelmenin en iyi yolu, yazdıklarını, tıpkı mektup yazar gibi birine yazmaktır. Ben öyle yapıyorum. Bu, yüzü belirsiz bir kalabalığa bir ÅŸey anlatma korkusunu yok ettiÄŸi gibi insanı âdeta kendinden kurtararak özgürleÅŸtirir†(1956).Telefonda ya da topluluklar önünde kendini ifade ederken hissettiÄŸi yetersizlik hissini belki de sayısı günde onu bulan mektuplarla kapatan Steinbeck için yazmak, “benâ€ini yitirdiÄŸi, yalınlığa evrilmesini saÄŸlayan bir edimdi.Ãœniversiteden arkadaşı Webster Street için kaleme aldığı mektubunda şöyle der:“Özellikle senin düzenli yazıya, yazım kurallarını iyi bilmeye, her küçük haylaz virgülü yerli yerinde kullanmaya iliÅŸkin görüşlerine yanıt vermek istiyorum. Sen bunun bir ‘biçim’ ve bir sanat olduÄŸunu söylüyor, ‘basılmış sözcük’ten söz ediyorsun. Ben ‘basılmış sözcüklere’ ilgi duymuyorum. Yazı ya da baskı diye bir ÅŸey olmasa da yazmayı sürdürürdüm. Benim sözcükleri yazışım unutulmamaları içindir†(1929)./Archive/2021/2/15/005811405-ic6.jpgBaÅŸarılı, ün sahibi, kanaat önderi bir yazar olma tutkusu taşımaz Steinbeck. O bir “yazarâ€dır, bundan baÅŸka bir itki onu harekete geçiremez, “Kaleminin zihninin ürünlerinin hızına yetiÅŸemeyeceÄŸi korkusuâ€yla durmadan yazar. Onaylanmama kaygısını, ret mektuplarını, eleÅŸtirilme korkusunu hep yeni bir projeyle alt eder.Ömrünün sonuna dek birlikte yol alacağı edebiyat ajanları Mavis McIntosh’tan ve Elizabeth Otis’ten aldığı ilk mektup bu nedenle gözünü korkutur.O döneme dek yazdığı ve ardında bıraktığı kitaplarına, birçoÄŸunu imha ettiÄŸi öykülerine ikilinin duyduÄŸu heyecana ve övgülere anlam veremez.Çünkü ona göre “(…) övgüler bir sanatçı yaratmaz. Tam tersine, sanatçıyı öldürür. Bir insanın en iyi yapıtı, adının duyulması için çaba gösterdiÄŸi sıralarda yarattığı yapıttır. Kalabalıkların bir imza için bekleÅŸtiÄŸi zamanlar ortaya koydukları deÄŸil†(1931).Üçüncü eÅŸi Elaine Scott’la hayatını birleÅŸtirene dek hissettiÄŸi ve üretim sürecinin bir parçası kıldığı yalnızlığı ve tamamlanmamışlık hissi, onu çalışmak için kamçılayan unsurlardan biridir:“EÄŸer kendini ve içinde bulunduÄŸun durumu baÅŸkalarının seni tanıdığından daha az tanıyorsan zaten yazamazsın. Yazarlık temelde yalnız kalmaya yazgılı bir iÅŸtir ve böyle kabul edilmelidir. EÄŸer yalnızlığını yok etmeye çalışırsan, ister istemez etkisinin de bir bölümünü yok etmiÅŸ olursun†(1933).Yalnız insanları nedenleri, yönelimleri, deÄŸerleri, dürtüleri, sevinçleri, doyumları, kendinden geçiÅŸleri, açlıkları farklı birer yaratık gibi görür fakat onlar toplumun en geniÅŸ kesimini temsil eden kalabalıklardır. Kendisini ait hissettiÄŸi, metinlerinin temel taşı olan toplumdur bu.1935’te George Albee’ye yazdığı mektupta kendini tartışmaya tümüyle kapalı biçimde ÅŸerh eder: “Benim yazdığım, hep bir arada olan iki ÅŸey, (insanın) kendine olan hıncıyla, kendine olan sevgisidir.â€Böylece 1940’ların başından itibaren Cennetin DoÄŸusu’nun temasını da oluÅŸturacak konulara yönelir./Archive/2021/2/15/005841826-ic5.jpgKaralama kampanyalarından, Yahudi propagandası yapmakla itham edilip komünistlikle suçlanmaktan bıkmıştır. Dönem, Ä°kinci Dünya Savaşı’nın ilk düzlüğüdür ve kurgusal temalarında politikadan adım adım uzaklaşırken hissettiÄŸi insani yükümlülük, Hitler tehlikesine karşı Roosevelt’i uyarmaya varacaktır.Bu durumu şöyle açıklar:“Bütün dünya ÅŸu sıralar hasta. Gelgitlerden oluÅŸan göletlerin barındırdığı gerçekleri anlamak, Stalin ya da Hitler’i ve onların yandaÅŸlarını, Demokratları, kapitalist karışıklığı, siyahi büyülerini anlamaktan daha kolay. Ben de bir ÅŸeyler öğrenebilmek için o daha kolay anlaşılır ÅŸeylere dönmek istiyor ve bana temel oluÅŸturacak öğeler arıyorum. Yeni bir dünyanın eskisinin altından boy verdiÄŸine ve yaralı bir tırnağın altında yeni bir tırnağın uzadığına çoktan beridir kani oldum†(1939)./Archive/2021/2/15/005903045-ic10.jpgELEÅžTÄ°RMENLER NEYÄ° ELEÅžTÄ°RÄ°REleÅŸtiri mekanizmasının hâlâ iÅŸlediÄŸi bir dönemde yaÅŸayan her büyük yazar gibi kitapları hakkında sürekli yorum yazılan Steinbeck ise eleÅŸtirmenlerin metinlerini, mevzubahis kitaptan ziyade kendilerini ifade etmenin bir aracı olarak kullandığını varsayar.Mavis McIntosh’a yazdığı mektupta Bitmeyen Kavga için sarf ettiÄŸi ÅŸu sözlerle olası bütün eleÅŸtiri oklarını kendine herkesten önce batırıp gardını alır; eleÅŸtirilmeye çoÄŸu yazardan daha kapalı olduÄŸunu ve getirilebilecek en sert yorumları öncelikle kendisinin getirmesi gerektiÄŸine dair kuralını da açık eder:“Kitabımı beÄŸenmenizi bekleyemem. Ben de beÄŸenmiyorum. Çok kötü bir kitap. Yalnız okumayı bitirdiÄŸiniz zaman büyük bir düzensizlik içinde korkunç bir düzen bulacağınızı umarım. Öyküler baÅŸlayıp bir resim içinde gibi dolanıp duruyor. Yüzler bir görünüp bir yitmekte. Kitap bir türlü sona ulaÅŸamıyor. Bir insanın yaÅŸamı öldüğünde biter, ama sonu gelmez insan hareketinin öyküsünü nerede bitirebilirsiniz?†(1935).Kitapların satış rakamları eleÅŸtirmenler hakkındaki savını doÄŸrularken tavrını altı boÅŸ bir tür özgüven nedeniyle deÄŸil, piyasa koÅŸullarını yaÅŸamının sonuna kadar eleÅŸtirebilmesi ve yayıncılarla kurduÄŸu iliÅŸkilerde maddi çıkarlarını hep arka planda tutabilmesiyle sürdürür:“EleÅŸtirmenlerse kitabın daha en baÅŸtan doÄŸru olmadığını, doÄŸaya aykırı ve beÄŸeniden yoksun olduÄŸunu söyler. DoÄŸada yalnızca iki ÅŸeye rastlayamazsın. Tekerlek ve iyi bir eleÅŸtiri. Her yazarın yaÅŸamında eleÅŸtirmenlerin onu yere yıkmaya çalıştıkları bir dönem vardır. Ben iÅŸte o aÅŸamadayım… Gazap Ãœzümleri’nden beri bu böyle.â€/Archive/2021/2/15/005930467-ic7.jpgÖDÃœLLERÄ°N ÇÜRÃœTÃœCÃœLÜĞÜEdebiyat ödülleri ve ödül komiteleriyle kurduÄŸu iliÅŸki de Steinbeck’in yazarlığa yaklaşımı hakkında fikir verebilir. GeleceÄŸinin muÄŸlak, baÅŸarının uzak olduÄŸunu hissettiÄŸi 1930’ların ilk çeyreÄŸinden, Nobel Ödülü kazandığı 1960’lara kadar, ödüllerle arasına koyduÄŸu mesafeden ödün vermez.North American Review’a satılan ve 1934’te ona ilk ödülü O’Henry’yi kazandıran “Katil†öyküsünden, Gazap Ãœzümleri’nin kurgusuyla onurlandırıldığı ve para ödülünü iade ettiÄŸi Pulitzer ve ödüllerin en prestijlisi Nobel’e dek, dikbaÅŸlılığını haklı ve Steinbeck’vari gerekçelerle korur.Bir yazarın, metinleri nedeniyle onurlandırılmasının dolaylı olarak o kiÅŸiyi emekliye ayırdığını ve yüreklice yeni bir ÅŸeyler üretmekten alıkoyduÄŸunu düşünür.Bu onurlandırılmanın yapıtın kendisine deÄŸil, kiÅŸinin olduÄŸu varsayılan saygın portreye bahÅŸedildiÄŸini, bu payelendirmeden sonra yazarın saygınlık çerçevesine hapsedildiÄŸini, bu durumun özgünlüğü ve kendiliÄŸindenliÄŸi yok ettiÄŸini sık sık yineler:“Ödüller çürütücü, yıkıcı olabilir. Ödüllerin çürütücülüğüne direnmek yoksulluÄŸa direnmekten daha zor†(1962).Yukarı Mahalle, 1935’te Steinbeck’e Commenwealth Ödülü’nü getirdiÄŸinde kazananın kendisi deÄŸil kitap olduÄŸunu, karakterlere ihanet ediyormuÅŸ hissine kapıldığını yazar.Fareler ve Ä°nsanlar, 1938’de Critics Circle Ödülü’nü kazandığında da yayıncısına, kazandığı plaketin ancak eritilerek demire dönüştürüldüğünde bir iÅŸe yarayacağını ifade eder.Nobel ise Steinbeck’in korkulu rüyasıdır. Pascal Covici’nin oÄŸluna yazdığı mektupta, ödüllü çaÄŸdaÅŸlarının Nobel’den sonraki tutumlarını (Faulkner, Hemingway) kıyasıya eleÅŸtirirken Akademi jürisi önünde teÅŸekkür konuÅŸması yapacağının henüz farkında deÄŸildir:“Nobel Ödülü’nü almaktan ödüm kopar. Bana öyle geliyor ki bu ödülü alanlar, ödülden sonra ortaya iyi ya da yürekli bir iÅŸ koyamamıştır. Ödül onları sanki emekliye ayırıyormuÅŸ gibidir. Bilmiyorum, o yazarların artık nasıl olsa iÅŸinin bittiÄŸinden midir, yoksa ödül düzeyinde yazmak istediklerinden midir? Acaba amaçlarını mı yitirmiÅŸlerdir? Bu duyguların üstesinden gelmek çok zor olmalı. ÇoÄŸu da bunu baÅŸaramamakta. Belki ödül onları saygın bir kiÅŸi yapmakta. Oysa yazar saygın olmaya özenmemeli, saygın olmak yazarın umurunda olmamalı†(1956)./Archive/2021/2/15/010009076-kapakic2.jpgAlt edebileceÄŸine yürekten inansa da Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığı yıl ve sonrası, sırf bu nedenle ara sıra umutsuzluÄŸa kapıldığı bir kaos dönemidir.Nobel’in kendisinde yarattığı hâleti ruhiyeyi, ödülün açıklanmasının ardından daÄŸ gibi yığılan tebrik telgraflarına ve mektuplarına verdiÄŸi yanıtlardan birinde ÅŸu ÅŸekilde açıklar:“İyi bir ödüldür Nobel. Ä°yi niyetli. Ä°yi kullanılırsa çok deÄŸerli. Fakat tehlikeli ve yıkıcı da olabilir. Tanıdığım ve anımsadığım pek çok kiÅŸiye ancak bir mezar yazıtı, kimine de sesi boÄŸan, baskı altında tutan ve çarpıtan bir pelerin olmuÅŸtur. EÄŸer ölüme hazır olsaydım, bu ödül benim için çok iyi olacaktı. Oysa daha yapacak iÅŸlerim var. Ölüm deÄŸil eylem çizgisine yakın olduÄŸuna inanıyorum. Eyleme geçecek kiÅŸinin iÅŸe saÄŸlıklı, çevik ve alçakgönüllülükle baÅŸlaması gerek. Bu bence öylesine deÄŸerli bir iÅŸtir ki hiçbir akademi üyesinin ya da dinamit imalatçısının gözlerinin üstümde olmasını istemem. Malory gibi bir tutukevinde olmayı buna yeÄŸlerim. Çünkü tutukevinde insan kendinden beklenilenlerden kurtulmuÅŸtur. Belki bu olayı büyütüyorum ama baÅŸkaları üstündeki etkilerini gördüm. Bu etkinin belirtilerini kendimde de görmekteyim. En kısa bir sürede eski durumuma dönmeyi ve gerekli olan bilinmezliÄŸe karışmayı umuyorum†(1962).1968’e dek bitmek tükenmek bilmez tebrik mesajlarına, edebi ve politik eleÅŸtirilere ve saÄŸlık sorunlarına göğüs gererek yaÅŸamını her zamanki gibi sürdürmeye çalışır. Kalemi ödüller ve kendisine atfedilen rollerle sınırlandırılmayan, çalışkan bir yazarın yaÅŸamıdır bu. Mektuplarda Bir YaÅŸam, ölümünün ellinci yılında iÅŸte bu çabaya nadide bir tanıklık.Mektuplarda Bir YaÅŸam / John Steinbeck / Çeviren: Sevim Gündüz / Sel Yayıncılık / 512 s.
Mısra Gökyıldız
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/664916-steinbeck-ve-mektuplarda-bir-yasam/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/664916-steinbeck-ve-mektuplarda-bir-yasam/
Other News
Ençetin savaşmeydanı; zihin!
‘Siyah Deri Beyaz Maskeler’
Dönüşen doğa, dönüşen yaşam
Afyonkarahisar'da 3,9 büyüklüğünde deprem!
Çin'den ABD'ye sert tepki
DSÖ'den Vuhan'da 'yeni bulgu' açıklaması
Meteoroloji,İstanbul için bir kez daha uyardı!
Arjantin eski Devlet BaşkanıCarlos Menem yaşamınıyitirdi
Uzmanı, koronavirüs aşısının bağışıklık etkisini açıkladı
Fenerbahçe'den Galatasaray'a penaltıgöndermesi: Kayırma VAR