Adım adım London!
Jack London insanın doğayla ve kendisiyle mücadelesinin, serüvenin, zorluğun, direncin, savaşın, kanın, ateşin ve tutkunun yazarı...
/Archive/2021/2/22/001214328-kapakic1.jpgYAÅžAMIN KIYISINDA ÅžEKÄ°LLENEN YAZARJack London 1876’da doÄŸduÄŸunda Amerika büyük bir ekonomik krizle boÄŸuÅŸuyordu. Elbette emekçi sınıflara kesilen bu fatura nedeniyle London ailesi de büyük bir yoksulluk içindeydi.Oyuncaksız geçen çocukluÄŸunda aç kaldığı günlerle birlikte sahip olduÄŸu “dükkândan alınma†ilk fanilanın hikâyesini otobiyografik romanı John Barleycorn’da anlatan London, bu yoksulluktan ve aile içi krizlerden kitaplar aracılığıyla uzaklaÅŸacaktı.Okuma hırsına yetiÅŸemeyen Oakland Yerel Kütüphanesi’nden tüm aile bireyleri için birer üyelik kartı çıkarttıran bu tutkulu çocuÄŸun dünyasında artık macera romanları, denizaşırı yolculukları ve keÅŸifleri anlatan kitaplar ve (kendisi de bir ÅŸair olan kütüphane memurunun temin ettiÄŸi) Anna Karenina, Madam Bovary gibi büyük eserler vardı. Kitaplar milyonlarca kiÅŸiye verdikleri soluÄŸu bu çocuktan da esirgememiÅŸlerdi.On yaşında çalışmaya baÅŸlayan London, on beÅŸinde denize açılmıştı bile. Yıllar sonra Ä°stiridye Korsanları’nda o günleri anlatan yazar, on yedisinde Japonya’ya giden bir gemide, Bering BoÄŸazı açıklarında ayıbalığı avlayacak ve dönüşünde bir fabrikada emek sömürüsünün ne demek olduÄŸunu kavrayacaktı./Archive/2021/2/22/001228187-ic2.jpgOn sekizinde kâh yürüyerek kâh trenlere kaçak binerek ABD ve Kanada’yı turlamaya çıktı. Haytalarla Çolpalar’da “on bin millik avareliÄŸim†dediÄŸi bu destansı serserilik günlerini anlatan London’ın yaÅŸamındaki en büyük dönüşüm yine bu gezi sırasında gerçekleÅŸti ve London zaten olduÄŸu ÅŸeyin ne olduÄŸunu bu yolculukta keÅŸfetti: O bir sosyalistti.“Nasıl Sosyalist Oldum†adlı makalesinde o günleri anlatan London, bu aydınlanmadan sonra kol gücü yerine beyin gücünü satmaya, dolayısıyla yazmaya karar verdi./Archive/2021/2/22/001246109-ic3.jpgDURMADAN, YORULMADAN YAZDIHayatı boyunca sayısız iÅŸte çalışan Jack London yaÅŸadıklarından beslenen, anlatılarındaki karakterlerin çoÄŸunu bizzat tanıyan, yaÅŸam deneyimi oldukça zengin biriydi. Ä°ngiltere’den Kore’ye, Japonya’dan Hawai’ye, Solomon, Marquesas ve Fiji Adaları’na uzanan geniÅŸ bir coÄŸrafyada sayısız yolculuÄŸa katıldı.Bir röportaj yazarı ve savaÅŸ muhabiri olarak 1904-05 Rus-Japon Savaşı’nda Mançurya’ya gitti. San Francisco depremi hakkında görgü tanıklığı raporu yayımladı. Ancak sadece bir maceraperest deÄŸil aynı zamanda iyi bir okur olmayı da her zaman baÅŸardı.Tüm bu yolculuklarda Charles Darwin, Herbert Spencer, Karl Marx, Henry James, Lord Tennyson ve Joseph Conrad gibi yazarların kitapları ona eÅŸlik etti. Onu bir kayanın üstünde yazı yazarken gösteren o ünlü fotoÄŸrafının da iÅŸaret ettiÄŸi gibi her koÅŸulda, durmadan, yorulmadan yazı yazdı./Archive/2021/2/22/001300875-ic4.jpgYapıtlarında genellikle mücadeleyi iÅŸledi. Kimi zaman doÄŸayla kimi zaman toplumsal eÅŸitsizlikle kimi zaman da bizzat kendisiyle mücadele eden insanı anlattığı eserlerinde fiziki koÅŸulları da buna en uygun ÅŸekilde seçti.Kâh buzullar üstünde, kutup bölgesinde, kâh on sekiz saat çalışan bir emekçinin ter döktüğü ruh emici bir fabrikada, kâh fırtınalı denizlerde yaÅŸattı kahramanlarını ya da davetkâr yollara düşürdü.Bu yolların en ünlüsü kuÅŸkusuz Klondike Altın Avı’ydı ve London bu yolculuÄŸa bizzat çıkmıştı. Ãœnlü Altına Hücum dönemiydi bu. London bu yolculukta kaptığı hastalıktan dolayı dört diÅŸini kaybedip erkenden dönse de bu yolculukta tanıdığı insanların ve edindiÄŸi hayat deneyiminin etkisiyle baÅŸta Kurt Dölü, Atalarının Tanrısı, Yanan Gün ve VahÅŸetin ÇaÄŸrısı olmak üzere sayısız hikâye yazdı. YaÅŸamla edebiyat bir kez daha birbirini üretiyordu.Artık bedenini zorlayacak iÅŸler yapmamaya karar veren Jack London, kısa zamanda klasik yapıtlar arasında yer alan bir baÅŸka otobiyografik romanı Martin Eden’da kol işçiliÄŸinden yazı işçiliÄŸine uzanışını anlattı.London, kırk yıllık kısa yaÅŸamında on dokuzu roman olmak üzere birbirinden ilginç konularda elliden fazla kitap ve yüz doksan sekiz hikâye yazdı.Tüm bu anlatılarda ister hayvan olsun ister insan, tüm kahramanlarına büyük deÄŸiÅŸimler yaÅŸattı. Çünkü o, yaÅŸantıların kiÅŸiyi dönüştürdüğünü çok erken yaÅŸta kavramıştı./Archive/2021/2/22/001314390-ic5.jpgJack London, toplumun dönüşümünün işçi hareketi kaynaklı olacağı bilgisiyle kapitalizme ÅŸiddetle saldırdığı romanı Demir Ökçe’nin 1908’de basılmasıyla birlikte proleter edebiyatta büyük ve haklı bir yer edindi. Kendisinden iki yıl önce yine ABD’de Ana’yı yazan Maksim Gorki ile bir tanışıklığı olmadığını bilsek de benzer özgeçmiÅŸlere sahip bu iki yazarın aynı dönemde aynı coÄŸrafyada doÄŸan bu iki sosyalist klasiÄŸini bir kez daha selamlamak gerekir diye düşünüyorum./Archive/2021/2/22/001332030-ic6.jpgYAZARIN SESÄ°NÄ° KORUYABÄ°LMEKYordam Edebiyat geçtiÄŸimiz günlerde Jack London’ın on eserini birden yayımladı: Kurt Dölü, Atalarının Tanrısı, Ä°stiridye Korsanları, VahÅŸetin ÇaÄŸrısı, Oyun, Beyaz DiÅŸ, Haytalarla Çolpalar, Martin Eden, Yanan Gün, John Barleycorn. On kitaplık serinin tamamı Mete Ergin tarafından TürkçeleÅŸtirilmiÅŸ.Mete Ergin, dikkatli okurların iyi tanıdığı, yetkin bir çevirmen. Çeviride en az kaynak dilin bilgisi kadar hedef dilin bilgisinin de önemli olduÄŸu gerçeÄŸini kavramış bir Türkçe ustası. Birçok alanın terminolojisine olan hakimiyeti ile de öne çıkıyor.Avı getirmesi istenen köpeÄŸin sahibine “Getir†deÄŸil, “Aport!†dedirtiyor. “Bessy adeta adımlarla geliyordu†diyor, “Bessy ağır adımlarla geliyordu†demiyor. Toplumun en alt tabakasından, hiçbir eÄŸitim almamış birini kusursuz bir Türkçeyle konuÅŸturmuyor ya da “Kıymet eder bin dolar bu†dedirtiyor.“Getirâ€i kullanan çevirmen, Bessy’yi ağır ağır yürüten çevirmen yanlış çevirmiÅŸ olmuyor belki, terim anlamını kullanmak zorunda da deÄŸil kimse, ama bir yerlerde tek bir okur aport ve adeta kelimelerini öğrenmekten mahrum kalıyor iÅŸte.Gorki ile London’ı aynı kelimelerle çevirmiyor, okuduÄŸumuz Mete Ergin olmasın diye. Yazarın sesini koruyabilmek adına... En önemlisi sadık ve dürüst bir çevirmen Ergin; eseri kısaltmadan, deÄŸiÅŸtirmeden, yorumlamadan aktarıyor. Dilinin güzelliÄŸi de cabası.Jack London insanın doÄŸayla ve kendisiyle mücadelesinin, serüvenin, zorluÄŸun, direncin, savaşın, kanın, ateÅŸin ve tutkunun yazarı. Okuyanı seveni bol olsun.Kurt Dölü (192 s.), Atalarının Tanrısı (224 s.), Ä°stiridye Korsanları (159 s.), VahÅŸetin ÇaÄŸrısı (128 s.), Oyun (80 s.), Beyaz DiÅŸ (272 s.), Haytalarla Çolpalar (176 s.), Martin Eden (447 s.), Yanan Gün (350 s.), John Barleycorn (240 s.) / Jack London / Çeviren: Mete Ergin / Yordam Edebiyat.
Ali C. Toprak
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/666432-adim-adim-london/