28 Şubat’ın 24. yılında emekli Orgeneral Çetin Doğan, sahte belgeyi açıkladı
28 Şubat, 1997’de yaşandı. 103 sanıklı dava, AKP’nin yargıyı FETÖ’ye teslim ettiği yıllarda açıldı. Davanın sanıklarından emekli Orgeneral Doğan, “Son günlerde yandaş medyada 28 Şubat sürecinin gündeme getirilmeye başlanması Yargıtay safhasındaki davanın incelemeye alındığının işaretidir†dedi, FETÖ’nün 28 Şubat davasında da sahte belge ürettiğini söyledi.
- “Genelkurmay BaÅŸkanlığı, ‘Gizli’ gizlilik derecesine sahip evrakın dışarıya sızdırılmasına karşı bir önlem olarak 5 Kasım 2002 tarihinden itibaren ‘evrak güvenlik numarası’ uygulamasına geçmiÅŸtir. Bu tarihten itibaren Genelkurmay Karargâhı dışına yayımlanan evrak ‘numaratör’ ile kaÅŸelenmeye baÅŸlanmıştır.â€- “Kumpasçıların 1997 tarihini taşıyan, ürettikleri ve amaçlarına uygun olarak tahrif ettikleri gerçek belgeler üzerinde ‘evrak güvenlik numarası’ bulunmakta. 28 Åžubat davasının ek klasörlerinde 2002 yılı öncesine ait bir kısım gerçek tarih sayılı belgelerin üzerinde ‘evrak güvenlik numarası’nın bulunması, bu belgelerin içeriklerinin de tahrif edilmiÅŸ olduÄŸunu kanıtlıyor.â€- Sayın DoÄŸan, Türkiye bir ara yargı reformunu tartışıyordu, ÅŸimdi de yeni anayasayı.. “Amaç, gündem deÄŸiÅŸtirmek†diyenler de var... Siz ne düşünüyorsunuz?Amaç, gündem deÄŸiÅŸtirmekse “uzay muhabbeti†türünden konuların ortaya sürülmesinin kamuoyunda çok daha fazla ses getirdiÄŸini birileri “Encümen-i DaniÅŸâ€e fısıldasa iyi olur. Bu tür muhabbetlerle ahali kasvetli karantina günlerinde Nasreddin Hoca’nın torunlarının ürettikleri gülmeceler ile nasipleniyorlar. “Bir kahkaha bir kilo pirzolaya bedeldir†diye bir atasözümüz bile var, unutulmasın. Yeni anayasa tartışmasını gündeme taşımak bizim sadece içimizi acıtıyor. Uygulanmayan bir anayasa ve usul hukuku varken, yargı erkinin ahaliye çektirdiÄŸi çile ortadayken, yeni anayasa ve yargı reformu tartışması açmak ahalinin ne iÅŸine yarıyor? Havanda su dövmenin zamanı olmadığını belirtmek için, bazı hatırlatmalar yapmak uygun olacaktır. Yeni anayasa ve yargı reformlarının gündeme getirilmesi hep toplumsal düzeni aÅŸamalı olarak siyasi Ä°slama taşıma amaçlı olmuÅŸtur. Åžimdiye kadar “Özgürlük, bağımsız ve tarafsız yargı†ve de “Yeni Türkiye, güçlü Türkiye, etkin yürütme sistemi†sloganları ile gündeme taşınan, kabul gören iki referandumun ardından ulaÅŸtığımız nokta ortadadır. Hafıza tazelemesi amacıyla konuyu biraz daha açıklığa kavuÅŸturalım.AMAÇ CUMHURÄ°YET KURUMLARINI TESLÄ°M ALMAK- Az önce bir ifadeniz oldu, onu açalım diyorum: “Yeni anayasa ve yargı reformlarının gündeme getirilmesi hep toplumsal düzeni aÅŸamalı olarak siyasi Ä°slama taşıma amaçlı olmuÅŸtur.â€Evet, öyle dedim. Bakınız, FETÖ ile kol kola baÅŸarı ile tamamlanan 12 Eylül 2010 referandumunun amacı, siyasi Ä°slam ve keyfi yönetime karşı direnç gösteren Cumhuriyet kurumlarını teslim almaya yönelik olmuÅŸtur. Bu amaç için referandumda hiç kimsenin itirazı olamayacak “Tam bağımsız ve tarafsız yargı†sloganı baÅŸarıyla kullanılmıştır. Bu baÅŸarıda, “kullanılmaya elveriÅŸli liberal (!) aptal†kesimlerin katkıları da elbette yadsınamaz. Sonuçta adaletin simgesi Themis’in giysisi hoyratça yırtılmış, elindeki kitap parçalanmış, ayağının altındaki yılan serbest kalmış ve de elindeki kılıç yobaz ellerde laik, demokratik, Atatürkçü yurtsever güçlere karşı acımasızca kullanılmıştır.- 16 Nisan 2017 referandumu için de aynısı söylenebilir mi?15 Temmuz 2016 FETÖ darbe giriÅŸiminin ardından devlet yönetiminde tek hâkim güç olarak cumhurbaÅŸkanı “zuhur†etmiÅŸtir. CumhurbaÅŸkanı’nın anayasaya aykırı fiili uygulamalarını yasal bir zemine kavuÅŸturmak acil bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Bu baÄŸlamda yeniden referanduma yeÅŸil ışık yakan Sayın Bahçeli’nin sözleri hatırlanacaktır. 16 Nisan 2017 referandumunda AKP’nin kullandığı “Kararımız evettir... Yeni Türkiye, güçlü Türkiye, Türkiye’nin sorunlarını aÅŸacağı etkin bir yürütme sisteminin kurulabilmesi için evettir†sloganını hatırlayalım. Referandum sonucunda fiilen demokratik parlamenter sistem sonlandırılmış, ülkemize özgü, II. MeÅŸrutiyet dönemi padiÅŸahlarından daha yetkili, buna karşılık icraatından sorumsuz, ülkemize özgü bir “baÅŸkanlık sistemi†hayata geçirilmiÅŸtir.ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ERKEN GENEL SEÇİMLE Ä°LGÄ°LÄ°- Yargı reformu ve yeni anayasa tartışmasının niçin gündeme taşındığını konuÅŸmaya devam edelim. Bu istemin ardında nasıl bir akıl var?“Yargı Reform Paketi†ve de anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi için baÅŸlatılan süreç, kaçınılmaz görünen erken genel seçimle iliÅŸkilidir. YaÅŸam tutkusu, geleceÄŸini güvenceye alma, hesap verme kaygısı, insanoÄŸlunun doÄŸal içgüdüleridir. Cinci hocalar, “sevap iÅŸleyerek†ahrette hesap vermekten kurtulmanın bin bir yolunu gösterseler de yaÅŸadığımız bilgi çağında kul hakkı yiyenler için “Sap döner, keser döner; gün gelir, hesap döner†söylemi daha geçerlidir. Bu nedenle iktidar sahiplerinin kamuoyunda kuÅŸku verici iddialarının gelecekte yasal zeminde sorgulanmasını önlemeye yönelik metinleri ÅŸu veya bu ÅŸekilde reform paketine sıkıştırmak isteyecekleri bilinmelidir. Özetle: Baskın bir erken seçime, Millet Ä°ttifakı’nın toparlanmasına fırsat vermeden takviyeli bir Cumhur Ä°ttifakı ile gidilmesini saÄŸlamak, bu arada hazırlanacak metinlerde cumhurbaÅŸkanın üçüncü defa seçimi, eski hesapların kapatılması, cumhurbaÅŸkanın yemin metni ile uygulamadaki çeliÅŸkinin giderilmesi gibi mevcut pürüzleri gidermek ve yanı sıra inisiyatifin kamuoyunca genel kabulünü saÄŸlayıcı kozmetik nitelikte tatlı/ekÅŸi sosların metinlerde yer alacağından kuÅŸku duyulmasın.- Röportaj yaptığım tüm hukukçular aynı noktaya dikkat çekerek “Türkiye’de yasalarda sorun yok... Sorun uygulamada†diyor. Öyleyse biz niye sürekli reform yapıyoruz?Tabii. Ãœlkemizde “adaletin†acınası hali bütün eksikliklerine raÄŸmen anayasa ve yasa metinlerinin uygulanmasından deÄŸil, daha çok, uygulanmamasından kaynaklanıyor. Yargıdan duyulan ÅŸikâyetin kaynağı yargı erkinin siyasetin tasallutunda bulunması ve yargı içine siyaset simsarlarının çöreklenmiÅŸ olmasıdır. Yargıyı siyasetten arındırmadıkça, çaÄŸdaÅŸ demokratik bir toplum için vazgeçilmez demokratik hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması olanaksızdır. Bu nedenle, önce anayasa ve yasa metinlerinde görülen eksikliklerin tartışmaya açılması, arabayı atın önüne koÅŸmaktan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Silah arkadaÅŸlarımla birlikte 10 seneyi aÅŸkın süredir yargı girdabında çektiÄŸimiz ve hâlâ da çekmeye devam ettiÄŸimiz çilenin kaynağı, ülkemizde “yargı erkâ€inin tepen tırnaÄŸa büyük ölçüde siyasallaÅŸmış olmasıdır. YaÅŸadığımız Balyoz ve 28 Åžubat davaları sürecinde hâkim ve savcıların gözlerinin, adaletin terazisine deÄŸil, daima iktidarın iÅŸaretine, söylem ve eylemlerine odaklı olduÄŸunu gördük. Her iki davanın bizce hâlâ devam eden sürecinde iktidar sahiplerinin davaya müdahale niteliÄŸinde onlarca demeci tazeliÄŸini korumaktadır. Siyasi davalarda hâkim ve savcıların yönlendirilmesinde “yandaÅŸ medyanın†da önemli iÅŸlevi olmaktadır. Ne zaman bizim “yandaÅŸ medyanın†silahÅŸorları Bremen mızıkacıları gibi hep bir ağızdan Balyoz ve 28 Åžubat davalarını gündeme getirseler, bilirim ki “yargı†ve “yönetime†bir hizmet yarışı baÅŸlamıştır. Son günlerde “yandaÅŸ medyada†28 Åžubat sürecinin gündeme getirilmeye baÅŸlanması Yargıtay safhasındaki bizim davanın incelemeye alındığının iÅŸaretidir.3 BÄ°N 500 SAYFALIK GEREKÇELÄ° KARAR ÇÖPTEN Ä°BARET- Ä°lginç. Bu sonuca nereden vardınız?Önce 28 Åžubat davasının neden ibaret olduÄŸunu özetlemek isterim. Avukatımız Sayın Aykanat Kaçmaz, bütün sanıklar ve sanık avukatları adına, 8.7.2020 tarihinde 1734 sayfa, 18 ek, 1 CD ve 1 DVD’den oluÅŸan bir bavul dolusu belgeyi “ortak savunma dilekçesi†olarak Yargıtay’a teslim etmiÅŸtir. Dilekçede sunulan belgeler 28 Åžubat davasının gerek davayı kotaranlar gerek davayı sürdüren hâkim ve savcılar ve gerekçeli karara esas alınan sahte dijital kanıtlar, bilirkiÅŸi raporları açısından, Balyoz ve türevi davalarının karbon kopyası olduÄŸunu kanıtlamıştır. Bu bilgiler, çok ayrıntılı olarak 28 Åžubat davasının neden ibaret olduÄŸunu açıkça ortaya koymaktadır. Gerçekte hiçbir ayrıntıya girmeye gerek kalmadan Genelkurmay BaÅŸkanlığı’na ait güncel tek bir resmi belge ile Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin davaya iliÅŸkin 3 bin 500 sayfalık gerekçeli kararının çöpten ibaret olduÄŸunu ortaya koymaya yeterlidir.- Nasıl bir belge! “Çöpten ibaret†ifadesi çok iddialı... Sahte mi?Söz konusu belge, Ankara 21. Ä°stinaf Bölge Mahkemesi ve Yargıtay’a sunulan dosyada yer almaktadır. Madde baÅŸlıkları halinde açıklayalım: 28 Åžubat davasının 3 bin 500 sayfalık gerekçeli kararında “Mahkeme heyetinin suçun sübutuna iliÅŸkin kanaate ulaÅŸmasında esas alınan deliller†yer almaktadır. Bu delillerin tamamının üzerinde sahte olduklarını kanıtlayan rakamsal damgalar bulunmaktadır.- Damgaları vuran kim(ler)?“Kusursuz cinayet olmaz†söyleminin doÄŸruluÄŸunu kanıtlayan bu damgalar, sahte delilleri üretenler tarafından vurulmuÅŸtur. Genelkurmay BaÅŸkanlığı, “Gizli†gizlilik derecesine sahip evrakın dışarıya sızdırılmasına karşı bir önlem olarak 5 Kasım 2002 tarihinden itibaren “evrak güvenlik numarası†uygulamasına geçmiÅŸtir. Bu tarihten itibaren Genelkurmay Karargâhı dışına yayımlanan evrak “numaratör†ile kaÅŸelenmeye baÅŸlanmıştır. Gel gör ki kumpasçıların 1997 yılı tarihini taşıyan ürettikleri ve de amaçlarına uygun olarak tahrif ettikleri gerçek belgeler üzerinde evrak güvenlik numarası bulunmaktadır. Genelkurmay BaÅŸkanlığı arÅŸivindeki bütün gerçek belgelerde ise 2002 yılı öncesinde yayımlanmış hiçbir belgede doÄŸal olarak evrak güvenlik numarası bulunmamaktadır.BELGE İÇERÄ°KLERÄ°NÄ°N TAHRÄ°F EDÄ°LMÄ°Åž OLDUÄžUNUN KANITI- Tüm bu olup bitenler bize neyi gösteriyor?28 Åžubat davasının ek klasörlerde 2002 yılı öncesine ait bir kısım gerçek tarih sayılı belgelerin üzerinde evrak güvenlik numarasının bulunması bu belgelerin içeriklerinin de tahrif edilmiÅŸ olduÄŸunu kanıtlıyor. Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nın evrak güvenlik numarası uygulamasına iliÅŸkin resmi yazısının baÅŸlık kısmı ile ilgili maddesini içeren fotoÄŸraf alıntısını da size vereceÄŸim. Belgenin aslı, Ankara 21. Bölge Ä°stinaf Mahkemesi’ne ve Yargıtay’a sunulan dava dosyasındadır. 28 Åžubat davasının gerekçeli kararında “Suçun sübutuna iliÅŸkin kanaatin oluÅŸmasına esas alınan delillerden†olduÄŸu nitelendirilerek yüzlerce defa atıfta bulunulan ilk üç sahte belgenin tarih sırasına göre fotoÄŸraf alıntıları görülmektedir. FotoÄŸraf alıntılarının üzerinde “evrak güvenlik numarası†belirgin olarak görülmesi için kırmızı kalemle iÅŸaretlenmiÅŸtir. Sahte belgelerin tamamı Genelkurmay amblemli 5 No’lu CD’ye kayıtlı olup çıktıları alınarak dava dosyasına konmuÅŸtur. Söz konusu CD’yi FETÖ savcısına teslim eden ise TSK’den “Fethullah Gülen cemaati ile iliÅŸkisi nedeniyle†1997 yılında iliÅŸiÄŸi kesilen bir tabip yüzbaşıdır.- Belgeden ne zaman haberdar oldunuz?“Evrak güvenlik numarası†uygulanmasına Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nca ben emekli olmadan bir yıl önce baÅŸlanmıştır. Dava dosyasındaki 1997 tarihli belgelerde “evrak güvenlik numarasıâ€nın vurulmuÅŸ olmasını, evrakların soruÅŸturma evresinde Genelkurmay Karargâhı’ndan 2012 yılı itibari ile gönderilmiÅŸ olmasından dolayı hiç yadırgamamıştık. Söz konusu evrakı çok ayrıntılı bir ÅŸekilde inceleyen davanın sanıklarından Sayın E. Alb. Erkan Yaykır, Ankara Bölge 21. Ä°stinaf Mahkemesi’ne sunulmak üzere “Ortak Çatı Savunmasını†hazırlama aÅŸamasında dikkatimizi çeken bir tespitini paylaÅŸmıştır. Sahte ve tahrifata uÄŸramış 1997 tarihli gerçek belgelerin tamamı “evrak güvenlik numarası†ile taranmış olarak Tamer Tatar tarafından savcılığa teslim edilen CD’nin içeriÄŸinde bulunmaktadır. Bu suretle Genelkurmay Karargâhı’ndan cumhuriyet savcılığına gönderilen belgelerin aslında CD’den çıktı alınarak Genelkurmay BaÅŸkanlığı’ndaki iÅŸbirlikçilere gönderilen belgeler olduÄŸu belirlenmiÅŸtir. Sahte ve tahrifata uÄŸratılmış belgelerin orijinal kaynağı olan CD’de taranmış olarak “evrak güvenlik numarası†taşıması, kurulan kumpasın tartışmasız kanıtıdır. Bu kanıt Genelkurmay Karargâhı’nda “evrak güvenlik numarası†uygulamasının tarihçesi hakkında bilgi sahibi olmayan kumpasçıların “olay mahallinde†farkına varmadan bıraktıkları izleridir.GENELKURMAY BAÅžKANLIÄžI’NIN TEYÄ°DÄ°NDE SORUN YAÅžADIK- Nasıl ele geçirildi?Evrak güvenlik numarasına iliÅŸkin söz konusu Genelkurmay belgesinin ele geçiriliÅŸi biraz “pehlivan hikâyesine†benziyor. Uzatmadan özetleyeyim: Sayın Yaykır’ın önerisi üzerine ortak çatı savunmasının hazırlanmasında görev alan avukat Sayın Ömer Çelikkese, 22 Temmuz 2019 tarihinde Genelkurmay BaÅŸkanlığı’na “Bilgi Edinme Hakkı†kapsamında bazı bilgi ve belgeleri talep eden bir dilekçe göndermiÅŸtir. Talep edilen bilgiler arasında “evrak güvenlik numarası†uygulamasının Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nda ne zaman baÅŸladığı hususu da yer almaktadır. Yapılan resmi yazışmalardan anladığımız kadarı ile Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nca 21. Bölge Ä°stinaf Mahkemesi’ne 30 Temmuz 2019 tarihinde bir yazı göndererek söz konusu dilekçeye cevap verilip verilmeyeceÄŸi hususunda bilgi talebinde bulunmuÅŸtur. 21. Ankara Bölge Ä°stinaf Mahkemesi 12 Eylül 2019 tarihli cevabi yazısında “Talep edilen bilgi ve belgelerin verilmesi hususunda bir deÄŸerlendirme yapılmasının uygun olmadığı†şeklinde yanıt vermiÅŸtir. Bunun üzerine Genelkurmay Karargâhı’nda baÅŸkanlıklar düzeyinde bir toplantı yapılarak durum deÄŸerlendirmesi yapılmış ve nihayet evrak güvenlik numarası uygulamasına Genelkurmay Karargâhı’nda 5 Kasım 2002 tarihinde baÅŸlandığına iliÅŸkin emrin tarih ve sayısı dilekçe sahibine resmen bildirilmiÅŸtir. Bu noktada dava sürecinde ortaya çıkardığımız sahtekârlıkların Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nca teyidinde neden sorun yaÅŸadığımıza açıklık kazandırayım.- Lütfen...Adli MüşavirliÄŸin koordinesinde, Genelkurmay Genel SekreterliÄŸi ve Personel BaÅŸkanlığı’nda görevli bir kısım subayların 28 Åžubat davasının kotarılması ve davanın devamı sürecinde eski savcı Mustafa Bilgili ile yakın iÅŸbirliÄŸi içerisinde olduÄŸu duruÅŸmalarda kanıtlanmıştır. Nitekim 15 Temmuz darbe giriÅŸiminden sonra açılan davalarda, iddianameyi hazırlayan Mustafa Bilgili 17 yıl, eski Genelkurmay Adli Müşaviri Alb. Muharrem Köse ve iÅŸbirlikçi arkadaÅŸları ağırlaÅŸtırılmış müebbet hapse mahkûm olmuÅŸlardır. Bu konuya mahkemenin dikkatini çekerek 15 Temmuz darbe giriÅŸiminden sonra davaya iliÅŸkin soruÅŸturmanın geniÅŸletilmesi yolunda defalarca yapılan talepler kabul görmemiÅŸtir.Ä°ÅžTE O BELGE/Archive/2021/2/22/020954384-iste-o-belge.pngBu belgeye gerekçeli kararda 209 kere atıfta bulunulmakta. Kararın 163. sayfasında yer alan “6 sayfadan oluÅŸan belgenin aslının emanetin 2013/10 sırasında kayıtlı olduÄŸu, belgenin onaylı suretinin Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nın 30 Ocak 2013 tarihli cevabi yazı ekinde baÅŸsavcılığa gönderildiÄŸi†şeklindeki ifade de ilk bakışta ıslak imza olmayan belgenin Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nca onaylandığı izlenimi yaratılmıştır. Söz konusu dijital sahte belgenin 28 Åžubat davasının soruÅŸturma evresinde kitlesel tutuklamaların gerçekleÅŸmesinden baÅŸlayarak bütün süreçlerinde TSK mensuplarına kurulan kumpasın temel dayanaklarından birisi olmuÅŸtur. Gerekçeli Kararın 396. sayfasında sahte belgenin içeriÄŸinden atılı suça dayanak yapılan aÅŸağıdaki ifadeler yer almaktadır: “Refahyol Hükümetini takip ve düşürmek için faaliyet göstermek üzere Batı Çalışma Grubu oluÅŸturulmasına iliÅŸkin Genelkurmay BaÅŸkanlığı’nda Genelkurmay II. BaÅŸkanı Çevik Bir’in baÅŸkanlığında 7 Nisan 1997 tarihinde yapılan ve hükümete muhtıra verilmesi, sıkıyönetim ilan edilmesi, hükümetin deÄŸiÅŸimi, hükümetin devamını önleyecek tedbirler, gelecek hükümetin oluÅŸumu, kriz yönetimi oluÅŸturulması, eylem planı yapılması, yargı ve kamu yöneticilerine destek/tehdit. Ãœniversite, sendika ve sivil toplum örgütleri ile iÅŸbirliÄŸi yapılması, cesaret verilmesi. Basın ve medyaya hâkimiyet saÄŸlanması, yanlarına alınması. Batı Çalışma Grubu’nun kurulması. Ä°ki kez yapılan YAÅž toplantıları ile personelin atılmasının yeterli olmadığı. Halkın yanlarına deÄŸil, önlerine alınması; taarruzi psikolojik harekât icra edilmesi. Polise havuç ve sopanın gösterilmesi. Bilgi toplayan, eyleme dönüştüren psikolojik harekât yapan bir grup oluÅŸturulması ve buna benzer konuların gündeme geldiÄŸi…†28 Åžubat kumpas davasını kotaranlar ürettikleri 1997 yılının tarihini taşıyan sahte belgelerin üzerine, “evrak güvenlik numarası†kaÅŸesini vurarak kendilerini ele vermiÅŸlerdir.NEDEN ÇETÄ°N DOÄžAN? Hukuk ve siyaset tarihine kara bir leke olarak geçecek kumpas davalarında 10 yılı geride bıraktık. AKP’li Binali Yıldırım, “Balyoz’lar, Ergenekon’lar yalan mıydı†deyince ortam gerilmiÅŸ, büyük tartışmalar yaÅŸanmıştı. BaÅŸbakanlık görevinde bulunmuÅŸ bir isim bunları hâlâ nasıl söyleyebiliyordu? Batı Çalışma Grubu’nun baÅŸkanlığını yapmış, 2003’te 1. Ordu komutanıyken Balyoz darbe planlarını hazırladığı iddia edilen ve 1 numaralı sanık olarak 2010-2014 arası hapis yatan Orgeneral Çetin DoÄŸan, bir sohbetimizde yeni anayasadan ve Balyoz davalarının hukuki süreçlerinden konuÅŸurken 28 Åžubat davasına iliÅŸkin öyle bir belgeden söz etti ki bize de ayrıntılarını sormak kaldı...YARIN: 2. SAHTE BELGE: BATI HAREKÂT KONSEPTÄ°
İpek Özbey
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/666446-28-subatin-24-yilinda-emekli-orgeneral-cetin-dogan-sahte-belgeyi-acikladi/