Tutuklu doktora öğrenci Cihan Erdal'dan mektup
Kanada’daki Carleton Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Cihan Erdal, tez saha çalışmasını sürdürmek üzere İstanbul’da bulunduğu 25 Eylül Cuma günü polis tarafından gözaltına alınmasının üzerinden 5 ay geçti. Erdal cezaevinden yolladığı mektubunda, "Katılmadığım bir toplantı, paylaşmadığım bir çağrı nedeniyle yargılanmamın tuhaflığı bir yana, şiddetin vaizlerine hayatın her alanında ama’sız, fakat’sız itiraz etmiş biri olarak, elem verici bir şiddet olayıyla ilgili dehşet verici suçlamalara maruz kalmamı hukuk ve adalet adına utanç verici bulduğumu söylemek zorundayım. Bugün birtakım siyasi hesaplar doğrultusunda, hiçbir sorumluluğumun bulunmadığı bir olay nedeniyle özgürlüğüm keyfi ve hukuksuz biçimde gasp edilmekte" ifadelerini kullandı.
Cihan Erdal mektubunda ÅŸu ifadeleri kullandı: "Merhabalar,Kanada’nın Ottawa ÅŸehrindeki Carleton Ãœniversitesi Sosyoloji ve Antropoloji Bölümü’nde doktora adayıyım. 2017 yılından bu yana Carleton Ãœniversitesi’nde öğretim asistanı ve araÅŸtırma asistanı olarak çalışmaktayım. Aynı zamanda üniversitemiz bünyesinde kurulan Gençlik AraÅŸtırmaları Merkezi’nin [Centre for Urban Youth Research (CUYR)] koordinatörüyüm. Pozisyonum kapsamında farklı ülkelerden (Kanada, ABD, Ä°ngiltere, Yeni Zelanda, Kenya, Romanya vd.) gençlik alanında çalışan araÅŸtırmacı, akademisyen ve aktivistleri bir araya getirerek bilgi ve politika üretiyoruz. Farklı ülkelerdeki gençlik, yurttaÅŸlık eÄŸitimleri ve müfredatların içerikleri, toplumsal hareketlerde gençlerin rolü, aktivist gençlerin deneyimleri ve genç olma halleri gibi çeÅŸitli konularda çalışıyorum.2013-2017 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ãœniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde, 2017 yılından bu yana ise Kanada’nın baÅŸkenti Ottawa’da akademik çalışmalarımı ilmek ilmek iÅŸledim. Halen 60 küsur yaşında çiftçilik yaparak geçinen annem ve babamın, deÄŸerli eÅŸimin ve birlikte çalıştığım kıymetli hocalarımın koÅŸulsuz destekleri sayesinde önemli araÅŸtırma bursları kazandım. 2017 yılından beri burslu olarak okuduÄŸum ve çalıştığım Carleton Ãœniversitesi’nde genç bir Türk akademisyen olarak içerisinde yetiÅŸtiÄŸim toplumu ve kültürü baÅŸarıyla temsil etmeye gayret ettim.Ancak sizler ismimi son dönemde yaÅŸadığımız haksızlıkla duymuÅŸ olabilirsiniz. Ailemi ziyaret etmek, yeÄŸenimin doÄŸumunu görebilmek ve doktora tez saha çalışmamı sürdürmek üzere geldiÄŸim Ä°stanbul’da 25 Eylül 2020 günü gözaltına alındım. Bundan 7 yıl önce, 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde meydana gelen Kobani protestolarına iliÅŸkin dava kapsamında 5 aydır siyasi rehine olarak Ankara Sincan Cezaevi’nde tutulmaktayım.Bugün birtakım siyasi hesaplar doÄŸrultusunda, hiçbir sorumluluÄŸumun bulunmadığı bir olay nedeniyle özgürlüğüm keyfi ve hukuksuz biçimde gasp edilmekte. Bu durum, 4 yıldır binbir emekle yürüttüğüm doktora araÅŸtırmamı ve bursumu kaybetmem riskini oluÅŸturuyor. Bütünüyle asılsız ve temelsiz iddialarla, siyasi saiklerle yalnız bireysel özgürlüğüm, eÄŸitim ve çalışma hakkım deÄŸil, evrensel hukuk norm ve deÄŸerleri de gasp edilmekte. Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’nin 22 Aralık 2020 tarihli Selahattin DemirtaÅŸ kararı çok kesin olarak iÅŸaret etmektedir ki, objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek, tutukluluÄŸumuzu haklı gösterebilecek tek bir somut delil söz konusu deÄŸildir. Her ne kadar yeni bir dosya olarak sunulmaya çalışılsa da, AÄ°HM Büyük Daire’nin sayın DemirtaÅŸ kararı, yeni bir baÅŸvuruya gerek olmaksızın, haksız ve keyfi tutukluluÄŸumuzun derhal sonlandırılmasını gerektiren bir karardır. Katılmadığım bir toplantı, paylaÅŸmadığım bir çaÄŸrı nedeniyle yargılanmamın tuhaflığı bir yana, ÅŸiddetin vaizlerine hayatın her alanında ama’sız, fakat’sız itiraz etmiÅŸ biri olarak, elem verici bir ÅŸiddet olayıyla ilgili dehÅŸet verici suçlamalara maruz kalmamı hukuk ve adalet adına utanç verici bulduÄŸumu söylemek zorundayım. 2015 yılında asker oÄŸlunu yitirmiÅŸ bir Kürt babanın acılı çığlığını haberleÅŸtiren bir gazete linkini paylaÅŸmış olmamın, tek cümlelik “bu savaÅŸ bizim savaşımız deÄŸil†yorumumun “delil†niyetine “terör örgütü destekçiliÄŸi†olarak sunulmaya çalışılması, yalnızca bana ve sevdiklerime deÄŸil aynı zamanda ülkemin geleceÄŸine de yapılan bir kötülüktür. Dünyadaki tarihsel birçok farklı deneyimden anladığım odur ki, terörizmi asıl beÅŸleyen ÅŸey, “yurttaÅŸâ€Ä±n yerine “teröristler-terör destekçileri†ve “terörizme karşı mücadele edenler†ikiliÄŸinin ikame edilmeye çalışılmasıdır. Nefret çarkını sürekli kılan, düşman yaratma takıntısından kurtulamayan zihniyettir. Antimilitarist olmak, savaÅŸa dünyanın hangi yerinde olursa olsun karşı olmak suç deÄŸildir. ...Beni hakikat anlatıcılığıyla, sözün gücüyle, vicdanın sihriyle bir ÅŸeyleri deÄŸiÅŸtirebilmenin mümkün olduÄŸuna kuvvetle inandıran ahparig Hrant Dink’in ruhuydu. Aktif siyasetten uzaklaÅŸtığım ve Kanada’da akademik çalışmalarıma odaklandığım son 4 yılda da ÅŸiddetsizlik, barış ve sevgi dilinden ayrılmadım.“EÄŸer bir “örgütâ€le irtibatım kurulmak isteniyorsa, bulunacak tek adres, birlikte çalışmaktan onur duyduÄŸum ülkenin ve dünyanın yüz akı akademisyenleri, aydınları, yeryüzünü daha iyi bir yer haline getirmeye uÄŸraÅŸan aktivistleri, dostlarım, akrabalarım, ailem ve eÅŸimden oluÅŸan koca bir iyi insanlar olacaktır.â€Haklılığın verdiÄŸi inançla, hep yapmaya çalıştığım gibi, kimseyi incitmeden, entelektüel dürüstlüğü kaybetmeden, çıkarsız olarak hakikatin, aklın, vicdanın, insanlık, doÄŸa ve tüm canlılar için ortak iyinin peÅŸinde koÅŸmaya devam edeceÄŸim.Evrensel hukuk norm ve deÄŸerlerinin, ve elbet aÅŸkın, dayanışmanın ve iyiliÄŸin kazandığını mutlaka göreceÄŸiz.Özgür günlerde görüşmek dileÄŸiyle..."Â
cumhuriyet.com.tr
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/666530-tutuklu-doktora-ogrenci-cihan-erdaldan-mektup/