News - Haberler
Kayıhan Güven’e bir selam, bir gezinti ve bir dilek…
| Friday, 02.26.2021, 06:35 PM | (363 views)
Kayıhan Güven’e bir selam, bir gezinti ve bir dilek…
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi, MİHA’nın efsaneleşmiş hocası, öğrencilerinin ve Cumhuriyet Ailesi’nin kadim dostu Kayıhan Güven’i, bize veda edişinin ardından çok sevdiği İstanbul’da, sık sık uğradığı rotalarda izini sürerek selamlıyoruz.
FotoÄŸraflar: Kayıhan Güven Marmara Ãœniversitesi Ä°letiÅŸim Fakültesi’ni bizim için okuldan çok hayat okuluna çeviren kıymetli hocamız, yol arkadaşımız, biricik dostumuz Kayıhan Güven’in elinden tutup CaÄŸaloÄŸlu’ndaki Cumhuriyet Gazetesi’ne getirdiÄŸi öğrencilerinden biri de bendim. Marmara Ä°letiÅŸim Haber Ajansı (MÄ°HA) ile baÅŸlayan Cumhuriyet Dergi maceramız, aynı çatı altında yanılmıyorsam 20 kuÅŸak boyunca devam etti. Ä°lk haberlerimizin, ilk röportajlarımızın, ilk heyecanlarımızın adresiydi Cumhuriyet Dergi. Yaz kış, bayram, tatil, akÅŸam karanlığı demeden yazılarımızı diskete kaydeder, seçtiÄŸimiz negatifleri, Dia’ları beyaz bir A4 kâğıda yapıştırır yahut zarfa koyar Babıâli YokuÅŸu’nun yolunu tutardık. Kapıdaki güvenlik görevlilerinden baÅŸlardı selamlaÅŸmalarımız; sonra sola dönüp sırasıyla Bilim Teknik ve Kitap eklerinin deÄŸerli yüzlerini, EÄŸitim Servisi’ndeki arkadaÅŸlarımızı selamlamaya devam ederek derginin konuÅŸlandığı köşeye varırdık. Spor Servisi’nin hareketliliÄŸi hemen yanı başımızda olur, onlarla da muhakkak tebessümlerimizi karşılıklı sunardık. Tüm bu selamlaÅŸma merasimindeki tanışıklık duygusu, bize öğrenciliÄŸimizi, acemiliÄŸimizi, dışarıdan geliÅŸimizi unutturur, kendimizi evimizde, bildiÄŸimiz iÅŸi yapıyormuÅŸuz gibi hissederdik. Bir yuvamız MÄ°HA idiyse kuÅŸkusuz ki ikinci yuvamız da Ä°pek Çalışlar, Berat Günçıkan ve Aynur Çolak’ı her gördüğümüzde kucaklamak istediÄŸimiz Cumhuriyet Dergi’ydi. Birlikte nice dersler yapıldı, mesailer bölüşüldü, yeni yıllar kutlandı, doÄŸum günü sürprizleri hazırlandı, baÅŸarılara imza atıldı, sevinçler paylaşıldı, kaybedilen dostların yası tutuldu, bol bol hatıra fotoÄŸrafları çekildi, dergide çıkan her röportaj arÅŸivlerde özenle yerini aldı… O röportajlar ki bize ustalarımız YaÅŸar Kemal’den, Fikret Otyam’dan, Sait Faik’ten emanetti. O röportajlar ki bir zamanlar Kayıhan Hoca’mızın, dostu Necati Güngör ile Cumhuriyet sayfalarına taşıdıkları hikâyelerin hevesli birer izcisiydi… Hepsinin hatırası bizimdir. Ve ÅŸimdi, seneler sonra Kayıhan Hoca’yı burada anmak, zor olduÄŸu kadar tüm bunlardan ötürü çok da kıymetli… Ne mutlu ki editörümüz Hilal Köse, o yıllardan da Marmara Ä°letiÅŸim’den de bir dostumuz yine… /Archive/2021/2/26/184704962-pd-kayihanguvenportre.jpegKayıhan GüvenAnlatmak, ama nasıl? İyisi mi pandemiyi unutalım ve bir Åžubat gününde, sokaklarda hocamızın peÅŸine takıldığımızda nelerle karşılaşırdık, onları birkaç adımda hatırlayalım. Neden sokaklar peki? Çünkü onunla en kolay karşılaÅŸabileceÄŸimiz yerler sokaklardı. GidiÅŸinin ardından, son bir aydır hakkında haberleÅŸtiÄŸim pek çok kimsenin onu en son ÅŸurada, ÅŸu sokakta gördüm demelerinin sebebi de bundandır. BaÅŸka neresi olabilirdi ki zaten? Boynuna astığı fotoÄŸraf makinesi, yüklendiÄŸi onca kitabı, gazetesiyle Kayıhan Hoca bizim için bu ÅŸehirde dolaÅŸmaya devam edecek, biz de peÅŸi sıra kâh sokaklarda kaybolup kâh yolumuzu bulacağız… /Archive/2021/2/26/184031903-kayihan-guven-23-copy-copy.jpgBir ada: BurgazadaBurgazada’nın Kayıhan Hoca’nın kiÅŸisel tarihinde özel bir yeri olduÄŸu gibi her kuÅŸaktan Mihalıları senede en az bir kez Martha Koyu’na, Kalpazankaya’ya, Hristos Tepesi’ne taşımışlığı sebebiyle bizim için de yeri ayrıdır. Hocayla yapacağımız bir gezintide adanın Rumları, balıkları ve mezeleriyle ünlü Barba Yani, Sait Faik’in kahramanları da kolumuza girer, köpekler, kediler peÅŸimize takılır. Ergün Pastanesi’nin milföy pastalarına Hristos Manastırı’na göz kulak olan Sivaslı ailenin ikram ettiÄŸi gelincik ÅŸerbeti eÅŸlik eder. Åžubat ayında mimozaları Burgaz’da aÄŸaçta görmek paha biçilmezdir ya her ne kadar kıyamasak da bir demetini masamıza götürmekten de alıkoyamayız kendimizi… /Archive/2021/2/26/185118475-ev.jpgBir Semt: BeyoÄŸluHaberlerimizi arayıp bulduÄŸumuz, okul, iÅŸ ve ev arasında soluklanıp hayata karıştığımız ve Kayıhan Hoca’yla en çok anı biriktirdiÄŸimiz yerdir BeyoÄŸlu… Atıf Yılmaz Caddesi’ndeki Havai Lostra Salonu’nda yahut bir arka sokağındaki Üçüncü Mevkii’de, Balık Pazarı’ndaki ReÅŸat Balık’ta, Feridun Amca’lı Üç Yıldız’da, Aslıhan Pasajı’ndaki sahaflarda, Yapı Kredi kitapçısında ve sergi salonlarında, Pera Müzesi’nde, Osman Hamdi Bey’in tabloları karşısında, Hazzo Pulo’daki çaycı Mustafa Amca’da veya kahveci Manda Batmaz’da, kiliselerde, pasajlarda, daha burada sayamayacağım pek çok köşesinde, esnafıyla, seyyar satıcısıyla muhabbetlerde Kayıhan Hoca’dan bir iz muhakkak vardır. Bugünden bakarsak onu bazen AÄŸa Camii’nin önünde Pala Åžair’le sohbet ederken, bazen Narmanlı Yurdu’nun mor salkımlarını fotoÄŸraflamaya çalışırken görmek bizim için ÅŸaşırtıcı olmayacaktır. Bir baÅŸka sefer Tünel’deki Alman Kitabevi’nden çıkarken karşılaşırız hocayla ya da Åžimdi Kafe’de, Helvetia’da, Sofyalı’da bir ÅŸeyler atıştırırken ona eÅŸlik ederiz ve elbette Ä°mroz’un Yorgo’suna, Çiçek Pasajı’nın Madam Anahit’ine selamlarını iletiriz. /Archive/2021/2/26/185129147-pd-kayihan-guven-rum-mezarligi9.jpgRum mezarlığıBir macera: Eminönü Kayıhan Hoca her an fotoÄŸraf peÅŸindeydi, ama bazı zamanlar kendi tabiriyle “fotoÄŸraf avına†çıkardı. Ä°ÅŸte bunun adresi de genellikle Eminönü olur. Burada gördüğü her ÅŸey, hayata karşı iÅŸtahını ve merakını kabartır, deklanşörüne basma anları da adımları da hızlanır. Mideyi ÅŸenlendirmek için Kozluca Han’ın önündeki ciÄŸerci, Hallaç Abdurrahman Sokak’taki UludaÄŸ Kebapçısı, Mısır Çarşısı’ndaki Pandeli tek geçilir; Vakıflı’dan alınanlarsa eve götürülmek üzere çantaya atılır. RüstempaÅŸa Camisi ve Valide Han avluları bir nefeslik mola duraklarıdır. Olmazsa olmaz iki fotoÄŸraf durağı ise Kızılay Han’daki Kristal ve Sirkeci Hayyam Pasajı’ndaki Macro’dur. Ä°lkine fotoÄŸraflarını bastırmak, ikincisine ekipmanları için uÄŸrar… Ä°stanbul’daki, Türkiye’deki, dünyanın bir ucundaki adreslere yollayacağı güzel fotoÄŸraflar için de istikamet Büyük Postane! O fotoÄŸraflar bugün her birimizin evinden, bir çekmeceden, bir kitap arasından, bir hatıra kutusundan çıkarak, duvarlarımızı, masalarımızı süsleyerek bizi sürekli maceralara ve Ä°stanbul’a davet eder… Bir çarşı: Kadıköy ÇarşısıŞimdi kıta deÄŸiÅŸtirme vakti; vapura atlayıp Kadıköyü Çarşısı’na doÄŸru yol alalım bakalım… Kayıhan Hoca’yı ÅŸekerlemeci Cafer Erol’un kapısında rahatlıkla bulabiliriz. Çarşı boyunca dükkânlar arasında gezinerek kim bilir kaçıncı kez aynı soruyu sormuÅŸtur: Sahi, Kadıköyü Çarşısı’nın bir ruhu var mı? Hocaya göre vardır elbet ve o ruh alır hocayı ta çocukluÄŸuna kadar götürür. Çarşı esnafı da katılır ona… Cafer Erol’da yoksa balıkçı tezgahlarından birinde mevsim balıklarını kıskançlıkla izliyor, satıcıyla tarif yarışına giriyor da olabilir. Bir imkanını bulsa kapar bir kilo hamsiyi, oracıkta kendi usulünce piÅŸirir ve hemen mideye indirir. Neyse ki çarşı, lezzetti balığın adresleriyle dolu da bunu yapmasına gerek kalmaz. Çarşı’nın öksüz kazı Rodi’yi selamladıktan sonra Beyaz Fırın’a da bir göz atar, nasılsa orada tattığı poÄŸaçanın tadı hep damağındadır. Eski kitaplar, dergiler, fotoÄŸraflar hocayı sahaflara da çekecektir. Bir ihtimal daha vardır, o da balık üstü tatlı için Baylan Pastanesi… Åžimdi Kup Griye ile bir baÅŸka Ä°stanbul’a dalma vaktidir. Bir yolculuk: BoÄŸaziçiİçinde BoÄŸaziçi yolculuÄŸu olmayan bir gezinti bizi Ä°stanbul’dan da Kayıhan Hoca’dan da uzak düşürür. Ä°ster vapurla iki kıta, iki yaka arasında gidip gelerek ister belli bir rotayı otobüsle, dolmuÅŸla, yürüyüşle tamamlayarak… Onun tercihi BeÅŸiktaş’tan Rumeli Kavağı’na uzanmak olur kesin. Atlı tramvaylar ve borazancılarla baÅŸlar yolculuk… KuruçeÅŸme’de kömür iskeleleri, Arnavutköy’de mis kokulu çilekler, Rumelihisarı’nda balık – ekmek, Emirgan’da kâğıt helva derken ve arada da Çelik Gülersoy, Salâh Birsel, Hagop Mıntzuri, Serim Ä°leri gibi yazarlarla bolca laflarken kendinizi son durakta, Rumeli Kavağı’nda bulursunuz. Hocamız, burada karşılaÅŸacağınız o güzelim Ä°stanbul manzarası karşısında yükseldiÄŸinizi hissedersiniz der. Tecrübeyle sabittir. /Archive/2021/2/26/185225022-garrr.jpgBin anı: HaydarpaÅŸaBugünlerde Ä°stanbul’a beklenen kar yaÄŸdı ya, insan ister istemez karlı Ä°stanbul anılarına düşüyor. O efsane kar yağışlarından biri 2008 yılında olmuÅŸtu ve Kayıhan Hoca üşenmeden ÅŸehri turlayıp sonunda da bizi ÅŸaşırtan fotoÄŸraflarla çıka gelmiÅŸti. Bir fotoÄŸrafta HaydarpaÅŸa Garı karlar altındaydı, hepimiz bir süre bakakalmıştık. Anlattığına göre, yoÄŸun kar yağışıyla görünmez olan garın ana kapısı, helikopterlerle su sıkılarak anca açılmıştı. Biz de bu haberi yutmuÅŸtuk. Hocanın muzipliÄŸini biliyorduk bilmesine de fotoÄŸrafın Miniatürk’ten olacağını düşünememiÅŸtik… DediÄŸi gibi fotoÄŸraflar da bazen yanıltır…  Bir tutku: RöportajKayıhan Hoca’nın röportaj tutkusunu, dostları, meslektaÅŸları, öğrencileri, Ä°stanbul’un kaldırım taÅŸları, Kakava’nın ÅŸenlik ateÅŸi, Kars’ın iliklere kadar iÅŸleyen soÄŸuÄŸu, Afrodisias’ın Romalı sütunları, Troya’nın gizemli katmanları, Anavarza Kalesi’nin yılanları bile bilir. YaÅŸar Kemal’in izinden giderek öğrencilerini kuÅŸaklar boyu unutulmuÅŸ bir yazı geleneÄŸinin etrafında bir araya getiren, bir emanet misali röportajı eski kuÅŸaklardan yenilerine aktaran hocamız, bu alanın akademideki belki de son temsilcisiydi. O da tıpkı ustamız YaÅŸar Kemal gibi “Türkiye demokrasisinin, memleketi adım adım dolaÅŸarak tanıklıklarını aktaracak röportajcılar sayesinde†geliÅŸeceÄŸine inanıyordu. KuÅŸkusuz aynı ÅŸey basın sektörü için de geçerliydi... Röportaj, bugünkü basında, özgür tanıklıklarıyla kendine yer bulabilir mi bilinmez ama hocanın iÅŸinin de hayatının da hep merkezindeydi. Bu tutkudan geriye, çoÄŸu Cumhuriyet Dergi’de yayımlanmış, yüzlerce röportaj, onlarca kitap ve sergiler kaldı.  /Archive/2021/2/26/185110850-vapurr.jpgBir dilek: PaÅŸabahçeBu yazıyı bir dilekle sonlandıralım: Kayıhan Hoca’nın çok sevdiÄŸi, adını sanını, huyunu suyunu, hikâyesini bildiÄŸi PaÅŸabahçe vapuru, uzunca bir süre unutulmaya, çürümeye terk edilmiÅŸti. Bu süreçte hocamız, öğrencileriyle birlikte seneler boyu vapurun izini sürmüş, kurtulsun diye haberlerini yapmış, fotoÄŸraflarını çekmiÅŸ, belki bir umut ışığı doÄŸar diye Rahmi Koç’a, Orhan Pamuk’a mektuplar yazmış, Açık Radyo’da Ömer Madra’nın konuÄŸu olmuÅŸ, son olarak PaÅŸabahçe’nin feryadını duyuran bir kampanya da baÅŸlatmıştı. Vapur, Ä°BB tarafından korumaya alındı, haberi sevinçle karşılamıştı... PaÅŸabahçe yıl sonunda bir müze vapur olarak seferlerine baÅŸlayacak belki… Hocamızın tüm sevgisinin ve çabasının yakın tanığı Ä°stanbullular olarak dileÄŸimiz, PaÅŸabahçe’de Kayıhan Güven’in bir köşesinin, hatırasının olmasıdır. Bu dilek, bu hayal, bunca genç gazeteciyle durmadan Ä°stanbul mesaisi yapan, insanlara yerel yönetimlerin beceremediÄŸi kadar çok Ä°stanbul sevgisi aşılayan ve bu ÅŸehirle arkadaÅŸ olmamızı saÄŸlayan bir Ä°stanbul aşığı için çok mudur ki? Â
Güler Emektar
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/667564-kayihan-guvene-bir-selam-bir-gezinti-ve-bir-dilek%E2%80%A6/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/667564-kayihan-guvene-bir-selam-bir-gezinti-ve-bir-dilek%E2%80%A6/
Other News
Şanlıurfa'da tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 12 yaralı
BarışTerkoğlu ile BarışPehlivan Odatv'den ayrıldı
ABD'de salgının etkisi sürüyor
Heid’nin hakkıHeidi’ye verilmeli
Çorum'da bir köy Covid-19 nedeniyle karantinaya alındı
AYM, iddialarınıtemellendirmeyenlerin başvurularınıreddedecek
Kızınıtaciz eden kişiyiöldüren Kadir Işık'ın tahliyesine karar verildi
Bursaspor'dan Pablo Batalla heykeli
AKP'liÖzlem Zengin'den 'saldırı' açıklaması
TCMB'nin resmi rezerv varlıklarıne kadar?İşte rakamlar