Allende’den çok tanıdık bir hikâye
Romanlarında arka planda yurdundan ayrı oluşunun verdiği acıyı, halkına duyduğu özlemi ve daha demokratik koşullarda, daha insanca yaşama arzusunu işler Isabel Allende. İzleklerinin başında ise kendi yaşadıklarından esinle göçmenlik ile askerî darbelerin yaşandığı herhangi bir ülkede bunun getirdikleri ve götürdükleri gelir. Aşktan ve Gölgeden romanı da ilk bakışta klasik bir aşk romanı gibi görünse de büyülü kurgusu ve yazarın sarsıcı sözcükleriyle politikanın insanlara yaşattığı acının anlatıldığı, bıçak gibi keskin bir yapıtı. Allende’nin Aşktan ve Gölgeden romanı ilk bakışta klasik bir aşk romanı gibi görünse de büyülü kurgusu ve yazarın sarsıcı sözcükleriyle ise aslında politikanın insanlara yaşattığı acının anlatıldığı, bıçak gibi keskin bir yapıt. Roman, gazeteci Irene ile fotoğrafçı Francisco’nun üç bölüme yayılan çarpıcı öyküsünden oluşuyor.
/Archive/2021/3/1/193729516-ic1.jpgÄ°NSANCA YAÅžAMAK ARZUSUSalvador Allende, Latin Amerika’da seçimle iktidara gelen ilk Marksist Devlet BaÅŸkanı’ydı. İşçi sınıfı egemenliÄŸinde kurmaya çalıştığı cumhuriyet, General Pinochet tarafından askerî darbeyle yok edildi. Allende, darbecilere teslim olmadı ancak onun yokluÄŸuyla ülkesi Åžili bir kaosa sürüklendi. Cunta rejiminin yıllar sürecek baskı ve sindirme politikalarının temel alındığı bir yönetim ÅŸekliyle idare edildi.Demokrasiye yapılan bu darbe, ülkede yaÅŸayan birçok kesimde sarılmaz ve onulmaz yaralar açtı; insanlar kaybedildi, öldürüldü ya da göç etmek zorunda kaldı. Salvador Allende’nin yeÄŸeni Isabel de yurdundan kaçmak zorunda olan ve yıllarca ülkesini hasretle ananlar arasında yerini aldı.Isabel Allende, her bir romanında okuruna seçtiÄŸi çeÅŸitli konuları aktarırken arka planda mutlaka yurdundan ayrı oluÅŸunun verdiÄŸi acıyı, halkına duyduÄŸu özlemi ve daha demokratik koÅŸullarda, daha insanca yaÅŸama arzusunu anlatıyor. SeçtiÄŸi izleklerin başında ise kendi yaÅŸadıklarından esinlenerek göçmenlik ile askerî darbelerin yaÅŸandığı herhangi bir ülkede bunun getirdikleri ve götürdükleri oluyor.AÅžK VE POLÄ°TÄ°KAAllende’nin AÅŸktan ve Gölgeden romanı ilk bakışta klasik bir aÅŸk romanı gibi görünse de büyülü kurgusu ve yazarın sarsıcı sözcükleriyle ise aslında politikanın insanlara yaÅŸattığı acının anlatıldığı, bıçak gibi keskin bir yapıt.Roman, gazeteci Irene ile fotoÄŸrafçı Francisco’nun üç bölüme yayılan çarpıcı öyküsünden oluÅŸuyor. Irene gazeteciliÄŸinin yanında annesi ile birlikte bir huzurevinin sahibi. Francisco ise Ä°spanya İç Savaşı’ndan kaçıp bu ülkeye gelen kalabalık bir ailenin üyesi. SavaÅŸtan kaçan aile burada da darbeye yakalanıyor ve evi olarak gördükleri bu ülkede kaderin yazgısına razı oluyorlar.Ayrıca huzurevi sakinleri, sirkte çalışan bir sanatçı, mucizeler gösteren bir kız, askerler, köylüler, hizmetçiler ve din adamlarının yer aldığı geniÅŸ karakter skalasıyla bir ülke panoraması sunuyor.Irene ve Francisco, bir azize olarak görülen Evangelina ile röportaj yapmak üzere onun evine gidiyorlar. Bu sırada evi askerler basıyor. Böylece olay örgüsünün fitili ateÅŸleniyor.ÃœLKEDE MAYALANAN KIZGINLIKÃœlkede siyasi yapı son derece kırılgan, her yerde polis ve asker var. Halk arasında muazzam bir uçurum söz konusu, çok zengin bir kesimin karşısında fiyatların artması ve ortalığı kasıp kavuran kıtlıkla birlikte hep mucize arayan insanlar sarmış dört bir yanı:“Askerler gerçeÄŸin üzerine sımsıkı bir kapak örtmüşlerdi, ÅŸimdi bu ülkede vahÅŸi bir kızgınlık mayalanmaktaydı, kapak patladığı zaman da ortada bunu denetim altına alacak sayıda tank, asker olmayacaktı.â€Evangelina’nın askerlerce götürülüp kendisinden bir daha haber alınamamasıyla Irene ve Francisco için röportaj, bir polisiyeye / araÅŸtırmaya dönüşüyor. Ãœlkede sadece Evangelina deÄŸil yüzlerce kayıp olduÄŸu ortaya çıkıyor./Archive/2021/3/1/193737751-ic2.jpgCUNTANIN DEĞİŞMEZ KODLARIBirilerinin düşman olarak algılanıp sorgularda kaybedilmesi, evlatlarını ellerinde fotoÄŸraflarıyla arayan annelerin nöbetleri cunta hükümetlerinin kodlarının aynı olduÄŸunu açıkça gösteriyor. Roman kendi ülkemizde yaÅŸanan darbeler ve baskılar tarihine bakıp ibret alarak okunmalı. Aslında Åžili’de anlatılanlar bizim de hikâyemiz.Anlatıcı, siyasi baskı ortamıyla birlikte baÅŸka ÅŸeyler de anlatmak istiyor. Latin Amerika kırsalındaki eylemlerin din ve batıl inançlarla yoÄŸrulduÄŸunu görüyoruz. Her bölümde geleneklerden geldiÄŸine inanılan birtakım ritüeller, ev yapımı ilaçlar, saygı duyulan yaÅŸlı kadınlar ve bunların her hastalık karşısındaki becerileri din-bilim ya da gelenek-bilim karşıtlığını örnekliyor.Bunların yanında yazar ülkesindeki ötekilere de genişçe yer ayırıyor. Allende, Mario karakteri ile birlikte eÅŸcinsellik ve eÅŸcinsel bireylerin çocukluktan itibaren gördüğü ÅŸiddet ile aileden devlete uzanan ötekileÅŸtirilme öykülerine kulak veriyor. HeteroseksüelliÄŸin baskın varlığının ortasında Mario’nun var olma ve baÅŸarma öyküsünü de kıvançla duyuruyor, Mario’ya “AÅŸkta ve yaÅŸamda biz de varız.†dedirtiyor.Isabel Allende, ele aldığı konularla çok girift bir roman olan AÅŸktan ve Gölgeden’i birçok ülkede yaÅŸanan cinayetleri, ötekileÅŸtirmeleri, demokrasi ayıplarını, baskıları ve sansürleri de damıtarak, kahramanlarının kiÅŸiliÄŸinde evrensel bir dilde anlatıyor. Aslında gölgede kaldığı düşünülen onca ÅŸeyin sadece gün ışığının en tepeye çıktığı an ortadan kalkacağını ve aÅŸkın tüm evrenin nüvesi olduÄŸunu göz yaÅŸartan ve yürek burkan yaÅŸamlar aracılığıyla tüm dünyaya duyuruyor.AÅŸktan ve Gölgeden / Isabel Allende / Çeviren: Eren Yücesan Cendey / Can Yayınları / 263 s. / 2020.
Deniz Burak Bayrak
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/668182-allendeden-cok-tanidik-bir-hikaye/