Osmanlı ve vampirler!
Salim Fikret Kırgi, “Osmanlı Vampirleriâ€nde, bizi bugün tanıdığımız vampir figürünün kaynaklarına götürüyor. Her ne kadar, “foklorik vampirlerâ€le “kurgusal vampirler†arasındaki benzerlikler çok fazla olmasa da evrimin nereden gelip nereye uzandığını görmek ilginç. Yazar, okuru Osmanlı dünyasının vampir mitleri arasında, biraz zahmetli bir yolculuÄŸa çıkarıyor.
/Archive/2021/3/2/174410997-ic1.jpg Osmanlı Vampirleri Salim Fikret Kırgi’nin BudapeÅŸte Orta Avrupa Ãœniversitesi’nin KarşılaÅŸtırmalı Tarih Bölümü’nde hazırladığı bir yüksek lisans çalışması. Kırgi, öncelikle vampirleri ikiye ayırıyor: “Kurgusal†ve “ folklorik vampirlerâ€.Kitap, önce kurgusal yani edebiyat ve sanatta (özellikle televizyon ve sinemada) karşımıza çıkan vampirlerin oldukça ayrıntılı bir dökümünü yapıyor. Ardından bu iki kategoriyi karşılaÅŸtırıyor ve bunların çeÅŸitli yönlerden birbirine benzeyen ama oldukça farklı iki kavram olduÄŸunun altını çiziyor.Tamam, folklorik vampir daha sonra yaratılan kurgusal vampir mitinin öncülüdür ama modern vampir, Avrupa’daki ‘on sekizinci yüzyıl vampir çılgınlığı’ sonrasında ortaya çıkmış, birçok kaynaktan etkilenip deÄŸiÅŸerek adını aldığı halk inanışından bağımsız özellikler kazanmış kurgusal bir figürdür.Ardından “kurgusal†vampiri bırakıp folklorun derinliklerine dalıyoruz. Önce “folklorik vampirâ€in ne olduÄŸunu tarif etmeye çalışıyor Kırgi./Archive/2021/3/2/174346747-ic3.jpgFolklorik vampir “erken modern dönemde sıkça tartışılan, çeÅŸitli nedenlerle mezarlarından geri geldiklerine inanılan; yerleÅŸim yerlerine musallat olarak insanlara, hayvanlara ve eÅŸyalara zarar veren; en önemlisi, belirlenip yok edilmeleri için belli ritüel uygulamalar gerektiren -ölünün mezar içindeki durumunun incelenmesinden sonra gerekiyorsa kafa kesmek, kazık saplamak, ceset yakmak- doÄŸaüstü varlıklara dair halk inanışıdır.â€Bu folklorik vampir olgusunun coÄŸrafi sınırları ise yoÄŸun olarak Orta ve DoÄŸu Avrupa, Karadeniz Yarımadası, Ege kıyı ve adaları olarak çiziliyor.Çizilen sınırların da gösterdiÄŸi gibi bu bölgede esas olarak Rum Ortodoks Hıristiyanlık egemendir. Katolik Kilisesi, söz konusu coÄŸrafyada on altı-on sekizinci yüzyıllar arasında ortaya çıkan “vampirimsi†olayları yorumlarken Ortodoks halkı, “çoktanrıcı dönemin inanış ve ritüelleriyle zehirlenmiş†kurtarılması gereken bir cemaat olarak görüyordu.Elimizdeki kitap o dönemin özellikle dinsel metinlerini ayrıntılı olarak elden geçirerek genellikle “vrykolakas†diye adlandırılan ilk folklorik vampir vakalarını irdeliyor. Bu vakalar, normalde yaÅŸayanların bedenlerini iÅŸgal eden iblislerin bazen de “ölülerin bedenlerini ele geçirmesi†olarak tanımlanıyordu. Yapılan uygulama ise bir tür Åžeytan çıkartmaydı. Mezardan çıkarıp kazık saplama ve ceset yakma gibi...GÖÇ OLGUSUKırgi, ÅŸimdiye kadar bu alanda yapılan araÅŸtırmaların sadece Rum Ortodoks veya Slav vakaları üzerine yoÄŸunlaşıp Müslüman ve Türk unsurların dışarda bırakıldığını özellikle belirtiyor. Ardından benzer olaylarda verilmiÅŸ fetvaların peÅŸine düşüyor.En eskisi on altıncı yüzyılda verilen bu fetvaların ortak özelliÄŸi, olayların ciddiye alınarak tartışılıp kararlar veriliÅŸiydi. Çünkü vampir vakalarının çıktığı yerlerde bir göç olgusu gündeme geliyordu, bu da kesinlikle önlenmesi gereken bir durumdu. Bu nedenle folklorik vampirleri yok etmek için fetva veriliyordu. Kazık çakmak, kafa kesmek, boÄŸazlamak ve ceset yakmak. Yani ne gerekiyorsa...ÖrneÄŸin on yedinci yüzyılda verilen bir fetvada, Müslümanlıkta hoÅŸ karşılanmayan bir durum olan ceset yakmanın gerekçesi şöyle belirtiliyordu:“Yüce Allah korusun, kötü ruhların girdiÄŸinin alametleri belirdiyse engel yoktur.†Salim Fikret Kırgi dönemin dinsel inanışlarını, hukuÄŸunu ve törelerini irdeleyerek folklorik vampirlerin göründüğü bu ilk dönemi kavramamızı saÄŸlıyor. Söz konusu dönemin vampirimsi yaratıkları, bizim ÅŸimdi vampir denince aklımıza gelen yaratığa pek de benzemiyor açıkçası...EVLÄ°Y ÇELEBÄ° KATKISIKitabın en ilginç bölümü Evliyâ Çelebi’nin anlattığı vampir olayları. Evliyâ Çelebi, kitabının altıncı ve yedinci ciltlerinde Kırım yolunda ilerlerken rastladığı “Oburça†isimli köyü tanıtır. Köyün ismini açıklarken “Obur Tatar dilinde cadıya, sihirbaz avrata ve mezarında dirilene denir†diye ekler. Hemen belirtelim ki bizim çok yiyen kiÅŸi anlamında kullandığımız “obur†ile bu “oburâ€un hiç bir ilgisi bulunmaz. Seyahatnâme’de yer alan bu “oburlar†ile ilgili üç parcada anlatılanlar, bugün anladığımız vampir tanımına, yani kurgusal vampir edebiyatının çizdiÄŸi figüre ÅŸaşırtıcı derecede yakın.“Bunların belli baÅŸlı özellikleri özel gecelerde gökyüzü savaÅŸları yapmaları, insan dışı bir soydan gelmeleri ve sonsuz yaÅŸam için insan kanı içmeleridir. Kan emici yaÅŸayan ölüleri yok etmek için yapılması gereken uygulamalarsa aynı coÄŸrafyadaki foklorik vampir kuzenleri gibi bedenlerine kazık saplamak ve cesetlerini yakmaktır.â€Evliyâ, Çerkes kabilelerinin bazı ileri gelenlerinin obur-tanıtıcı olduÄŸunu da sözlerine ekler. Yani bir tür vampir avcısı gibi avının peÅŸine düşen ve onu yok eden.../Archive/2021/3/2/174318716-ic4.jpgElimizdeki kitap Seyahatnâme’deki “oburâ€lu bölümleri incik cincik irdeledikten sonra çok ilginç bir noktaya dikkatimizi çekiyor. Bram Stoker’in ünlü Drakula romanı ile Evliyâ Çelebi iliÅŸkisine! “Bram Stoker’a romanı yazarken danışmanlık eden Slovak kökenli Macar Türkolog Armin Vamberyâ€dir. Osmanlı’yı çok iyi tanıyan Vambery’nin özel ilgi alanı ise Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’dir.“Osmanlılar tarafından baÅŸta çok ilgi görmeyen, sonrasında da sakıncalı içerik nedeniyle sansürlenen Seyahatnâme’nin ilk basılı kopyasında altıncı cildinönsözünü yazan kiÅŸi de Vambery idi! Kesin baÄŸlantı veya esinlenme net olarak belirtilmese de Drakula romanındaki vampir figürünün doÄŸaüstü özellikleri ve Seyahatnâme’deki Çerkes oburları arasındaki benzerlikler hayranlık vericidir.â€Osmanlı Vampirleri, bizi bugün tanıdığımız vampir figürünün kaynaklarına götürüyor. Her ne kadar, “foklorik vampirlerâ€le “kurgusal vampirler†arasındaki benzerlikler çok fazla olmasa da evrimin nereden gelip nereye uzandığını görmek ilginç.Günümüzde sayıları giderek çoÄŸalan “kurgusal vampirlerâ€in özellikleri de habire artıyor, deÄŸiÅŸiyor, git gide daha çekici oluyor. Ama unutmamalı ki vampir özünde olumsuz bir kahraman. Isırıyor, kanımızı emiyor ve öldürüyor! Bu denli yakın durmamıza gerek yok.Sonuç olarak diyebiliriz ki Kırgi, kitabında bizi Osmanlı dünyasının vampir mitleri arasında, biraz zahmetli bir yolculuÄŸa çıkarıyor. Okuması oldukça zahmet isteyen, akademik bir anlatımı var. Ama yılmayıp okumaya devam ederseniz, öğrendiklerinizin bu zahmete deÄŸeceÄŸini göreceksiniz.Osmanlı Vampirleri / Salim Fikret Kırgi / Ä°letiÅŸim Yayınları / 128 s.
Gökhan Akçura
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/668407-osmanli-ve-vampirler/