Türkan Elçi: Bu talep bir eşin olduğu kadar, sıradan bir vatandaşın da talebidir
Türkan Elçi: Bugün ben de bu salonda bunu içtenlikle dile getirmek isterim ki; bir insan olarak insanların ölümünden duyulan mahcubiyeti yüreğinde hisseden bir baro başkanını katledenlerin cezalandırılması yönünde mücadele etmememiz de bize kefareti ödenemez bir suçluluk yükleyecektir. Bu talep bir eşin talebi olduğu kadar, bir suçun cezasız kalmaması için sıradan bir vatandaşın insani bir talebi olarak da kabul edebilirsiniz.
Diyarbakır Baro BaÅŸkanı Tahir Elçi'nin, 2015'te tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada vurularak, öldürülmesine iliÅŸkin 3 polis memuru ve firari 1 PKK'li teröristin yargılandığı davanın ikinci duruÅŸması, 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde baÅŸladı.CHP'li milletvekilleri Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Dersim DaÄŸ, Demokratik Bölgeler Partisi Milletvekili Salihe Aydeniz, baro baÅŸkanları, avukatlar, çeÅŸitli sivil toplum kuruluÅŸu temsilcileri ile Tahir Elçi'nin eÅŸi Türkan Elçi, duruÅŸma salonunda yer aldı. Mahkemece celse ara kararı verilmek üzere duruÅŸmaya yarım saat ara verildi.Mahkemede söz verilmesinin ardından konuÅŸan Türkan Elçi ÅŸunları söyledi:"GERÇEK BÄ°R MAÄžDUR HİÇBÄ°R ZAMAN UMUT ETMEKTEN VAZGEÇMEZ"BilindiÄŸi üzere yüz otuz iki gün önce bu salonda uzun yılların ardından açılan bir cinayet dosyasının adalet arayışının ilk adımları atılacaktı, umutluyduk. BeÅŸ yılı aÅŸkın bir zaman da geçmiÅŸ olsa umutluyduk.Toplumda yaÅŸadığımız genel atmosfer düşünüldüğünde "umut" sözcüğü çoÄŸu insan için inandırıcılığını yitirmiÅŸ olabilir, fakat gerçek bir maÄŸdur hiçbir zaman umut etmekten vazgeçmez vazgeçemez, çünkü umut onların yaÅŸam dayanağıdır.ÇoÄŸu kayıp yakınından dinlediÄŸim hikayelerde gidenlerin günün birinde kapıdan içeriye gireceklerine, geri döneceklerine inandıkları gibi ben de adaletin tecelli etmesi gerektiÄŸine hep inandım.â€"SAYGI DUYDUÄžUMUZ MAKAM BÄ°ZÄ° DIÅžARIYA ATMAKLA TEHDÄ°T ETTÄ°"Yüz otuz iki gün önce "adalet dağıtıcısı" olarak addedilen makamınıza saygımız var, çünkü maÄŸdur vekili olarak yapılan haksızlıkların adaletle buluÅŸması için hukuka inanan bir insanın ruhunun mahkeme duvarlarında izi var "ÅŸeklinde meramımızı anlatacaktık, fakat saygı duyduÄŸumuz makam bizi dışarıya atmakla tehdit etti. Makamınıza birilerini salondan atma olanağı tanındığını bilebilecek durumdayız, fakat bir yetki vicdani ve empati gibi deÄŸerlerden uzaklaÅŸtığında ortada iletiÅŸimi koparacak ve güveni sarsacak bir güç kalır.Oysa hukuk düzeni, güven duygusu içinde bir yaÅŸamı vadeden bulunmaz bir nimettir. Benim gibi bir maÄŸduru dışarıya atmakla tehdit ekmek oldukça kolay bir davranıştır çünkü arkanızda bir mülkün devasa gücü var.Bizim arkamızda ne devlet gücü ne devlerin gücü ne de sırtımızı yaslayacağımız duvarlarımız var.Bizimle sürekli beraber yürüyen ölülerin sesleri var hepsi o kadar. Fakat bu da bilinmelidir ki bir mülk ancak ve ancak adaletle güçlenir,adaletle ayakta kalabilir.Ä°nsan evladı var olalı peÅŸine düşüp bulmaya çalıştığı en önemli ortak deÄŸerlerin başında "adaletin" geldiÄŸi de unutulmamalıdır. Albert Camus'un anlatımıyla "Ä°nsanlar, herkeste herkesçe benimsenen ortak deÄŸere dayanamıyorlarsa, insan için insan anlaşılmaz kalıyor demektir.Adaletin gerçekleÅŸme olanağı bu salondadır, onu gerçekleÅŸtirme yükümlülüğü de bu makama düşmektedir.Aynı zamanda bu makamın , yükümlülüğünü yerine getirirken objektif olduÄŸu kanısını uyandırmak zorunluluÄŸu vardır."YARGI MAKAMINDAN TARAFSIZLIK Ä°STEMEK BÄ°Z VATANDAÅžLARIN EN DOÄžAL HAKKIDIR"Ä°lk duruÅŸmada usul tartışması hususunda gösterilen direnç sanıkların salonda hazır bulundurulması konusunda da gösterilmiÅŸ olsaydı, yargılamanın sıhhatle yapılmasının olanakları yaratılsaydı, taraflara objektif yaklaşıldığına, adaletin tecellisi için gayret edildiÄŸine kanaat getirilecekti. Zımni de olsa bir yargıç, taraflara meylini hissettirdiÄŸinde eÅŸitlik ilkesinin varlığından söz etmek ne derece doÄŸru olacaktır? Bir yargı makamı kendini adaletin hizmetinde deÄŸil de devletin bir memuru olarak görüyor ve sanık sandalyesinde devletin menfaati için çalıştığını iddia eden polisleri yargılama hususunda hassas davrandığını hissettiriyorsa bunun keyfi bir yaklaşım olduÄŸu, keyfiliÄŸin vicdanları yaraladığı da bilinmelidir.Bir yargıcın meylini hissettirme konusunda Hz. Ömer Ebu Musa'ya gönderdiÄŸi mektupta "DuruÅŸma salonundaki yerlerinde ve duruÅŸma anındaki bakışlarında taraflara eÅŸit muamele et ki onlardan zengin olanlar adaletsizlik yapacağı zannını hissetmesinler, zayıf olanlar da adaletsizliÄŸe uÄŸrayacaklarını hatırlarına getirmesinler.Yargıcın tarafsız olması kadar tarafsız görünmesinin hissettirilmesi de önem arz eder ve bu nedenledir ki Ä°nsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 10. maddesinde "Herkesin hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine suç yüklenirken tam bir ÅŸekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır. Yargı makamından tarafsız ,objektif, bağımsız ve baÅŸkalarından farklı tutulmamayı istemek de biz vatandaÅŸların en doÄŸal hakkıdır ve adil yargılanma hakkımızın temelini oluÅŸturmaktadır."ÖMRÃœNÃœ CEZASIZLIKLA MÃœCADELEYE ADAMIÅž TAHÄ°R ELÇİ..."Bugün bizi bu salonda bir araya getiren cinayet dosyasında maktul olarak yer alan, koca bir ÅŸehrin baro baÅŸkanı, ömrünü cezasızlıkla mücadeleye adamış Tahir Elçi; toplumun kaosa sürüklendiÄŸi,sokaklarda bombaların patlatıldığı,silahların gece gündüz susmak nedir bilmediÄŸi, masum insanların zarar gördüğü bir gidiÅŸata hiç kimsenin cesaret edip dur diyemediÄŸi bir anda sadece kendi insani duygularının etkisiyle ve savaÅŸa karşı durmak gerektiÄŸine olan inancıyla son sözlerini dile getirdiÄŸi anda katledildi.Ölümler karşısında kendini sorumlu hissetmesi bana  Karl Jaspers 'ın bu sözlerini hatırlatır: Ä°nsanlar arasında insan olmalarından gelen bir dayanışma vardır ve bundan ötürü herkes karşı sorumludur.Bilhassa da kiÅŸinin tanıklığında iÅŸlenen yahut bilmiyor olamayacağı suçlara karşı. Bunları önlemek için elimden geleni yapmıyorsam ben de suç ortağıyım demektir. DiÄŸer insanların öldürülmesini önlemek için hayatımı tehlikeye atmamışsam, sessiz kalmışsam kendimi hukuken, siyaseten ve ahlaken hiçbir ÅŸekilde anlaşılamayacak bir biçimde suçlu hissederim, tüm bunların ardından hala yaşıyor oluÅŸum bana kefareti ödenemez bir suçluluk yükler.Bugün ben de bu salonda bunu içtenlikle dile getirmek isterim ki; bir insan olarak insanların ölümünden duyulan mahcubiyeti yüreÄŸinde hisseden bir baro baÅŸkanını katledenlerin cezalandırılması yönünde mücadele etmememiz de bize kefareti ödenemez bir suçluluk yükleyecektir. Bu talep bir eÅŸin talebi olduÄŸu kadar,bir suçun cezasız kalmaması için sıradan bir vatandaşın insani bir talebi olarak da kabul edebilirsiniz.YaÅŸanan insanlık dramının karşısında kendini sorumlu hisseden birinin, kaosa mahal verecek ÅŸiddet dilini reddederek savaÅŸa karşı olduÄŸunu, savaşın taraflarından çekinmeden samimiyet ve cesaretle dile getirdiÄŸi esnada katledilmesi toplumda yankı bulmuÅŸ, ölümü esefle karşılanmıştır.Bugün bizi bu salonda bir araya getiren cinayetin acısını dile getirip faillerin cezalandırılmasını talep ettiÄŸim kadar bu menfur cinayetin, toplumun üzerindeki tezahürünün de göz ardı edilmemesi gerektiÄŸi hususuna dikkat çekerek adaletin tecelli edeceÄŸi beklentisinin toplumun umudu haline geldiÄŸini de belirtmek isterim."YARGI TOPLUMSAL YARALARI ADALETLE ONARMA Ä°ÅžLEVÄ°YLE MÃœKELLEFTÄ°R"Sonu bir mabedin ayakları altında dramla biten bir senaryonun yazarlarının bulunup cezalandırılması huzur ve güven içinde bir ülkede yaÅŸamamız açısından elzemdir. O daracık sokakta baÅŸrolleriyle, figüranlarıyla oynanan oyunun senaristinin, yönetmeninin, kurÅŸunu sıkanın bilinemeyeceÄŸi veya iÅŸlenen suçun taksiren olduÄŸu inandırıcı deÄŸildir. Hukuk devleti ilkesi gereÄŸi, yaÅŸadığımız maÄŸduriyetin hukuksal çözümünü yargı mekanizmasına bırakmayı gerektirir. Yetkililerin yaÅŸanan maÄŸduriyet karşısında sessiz kalması, olanakların adaletin tecellisi için kullanılmaması, hukuka ve makamlara olan güveni zedeler. Ä°ÅŸlenen cinayetle kanayan yaranın onarılma görevinin yargıya düştüğü, kamu düzeninde karşılaşılan her türlü haksızlığın yargı makamlarınca çözülebileceÄŸi, adaleti tesis edebilme rolüyle toplumsal barışın ve huzurun saÄŸlanacağı unutulmamalıdır, yargı toplumsal yaraları adaletle onarma iÅŸleviyle mükelleftir. Yargı makamlarının adalet dağıtıcısı olarak tanrısallaÅŸtırılmış iÅŸlevini yerine getirmemesi, suçluların cezalandırılmaması neticesinde yargı hanesinde tarih boyunca hatırlanacak bir leke olarak yerini alacaktır. Maktul Tahir Elçi’nin eÅŸi olarak suçtan zarar görmem ve yukarıda izah edilen sebepler ile davaya katılmama karar verilmesini saygı ile talep ederim.
cumhuriyet.com.tr
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/668612-turkan-elci-bu-talep-bir-esin-oldugu-kadar-siradan-bir-vatandasin-da-talebidir/