News - Haberler
Düşünen bir CEO’nun gözüyleçöküşün nedenleri!
| Thursday, 03.04.2021, 12:06 AM | (158 views)
Türkçe Haberler En Son Başlıklar
Düşünen bir CEO’nun gözüyle çöküşün nedenleri!
Dr. Daniş Navaro, Şirket: Quo Vadis? - Modern Şirketin Çöküşü ve Başka Bir Şirket Teklifi isimli çalışmasında; çoğu aktif CEO’lukla geçen iş hayatındaki deneyimlerinden yola çıkarak, akademik ve kuramsal temelleriyle, günümüzdeki neoliberal modern şirketin, “iyi şirket - kötü şirket†ayrımındaki örtük gerçekliklerini ve daha iyi, etkin ve mutlu bir şirket alternatifinin nasıl mümkün olabileceğini ortaya koyuyor.
/Archive/2021/3/3/160139577-ic1.jpgFotoÄŸraflar: VEDAT ARIKÄ°ncelemenin baÅŸ kahramanı ‘Şirket’... ve ‘Şirket’ hasta! Neoliberal anlayış, iÅŸ dünyasını çökertti. CEO'lar, büyüme, kâr, EBITDA, performans diye diye, asıl konuyu, insanı, çalışanı, örgütü, ürünü, kaliteyi, kısacası ÅŸirketin kendisini ve “iÅŸin özüâ€nü unuttular.Yerel veya çok uluslu, en kurumsal, en büyük ÅŸirketler bile neoliberalizmin yıkıcı etkilerinden kurtulamıyor. ÇoÄŸu yanlış yönetiliyor; önemli bir kısmı batarken, bir kısmı da, misyonunu, vizyonunu, deÄŸerlerini kaybetmiÅŸ bir ÅŸekilde savruluyor.Yöneticilerin ve çalışanların yaÅŸamlarının büyük kısmını geçirdiÄŸi "iÅŸ yeri" olarak ÅŸirket, giderek sıkıcı, zevksiz, çalışmayı itici hale getiren, boÄŸucu ve her ÅŸeyden öte, insana aradığı "anlam" dünyasını sunamayan bir varlık haline dönüştü.Oysa baÅŸka bir ÅŸirket mümkün! Farklı bir çalışma, farklı bir varoluÅŸ, farklı bir strateji anlayışı; hem giriÅŸimciyi, hem yöneticiyi, hem de çalışanı, gerek insansal gerek ekonomik açıdan tatmin edebilecek, insanın gerçek doÄŸasına uygun bir yaÅŸama anlayışına dayanan bir ÅŸirket mümkün!Dr. DaniÅŸ Navaro, Åžirket: Quo Vadis? - Modern Åžirketin Çöküşü ve BaÅŸka Bir Åžirket Teklifi isimli çalışmasında; çoÄŸu aktif CEO'lukla geçen iÅŸ hayatındaki deneyimlerinden yola çıkarak, akademik ve kuramsal temelleriyle, günümüzdeki neoliberal modern ÅŸirketin, “iyi ÅŸirket - kötü ÅŸirket†ayrımındaki örtük gerçekliklerini ve daha iyi, daha etkin ve daha mutlu bir ÅŸirket alternatifinin nasıl mümkün olabileceÄŸini ortaya koyuyor.Felsefi Antropoloji alanında, Kapitalizm, Åžirket, Kurum, Organizasyon, Çalışma, YabancılaÅŸma gibi konular üzerinde akademik çalışmalar yürüten; aynı çerçevede, “insan, iÅŸ - ürün, ÅŸirket ve dünya dörtgenini†konu eden araÅŸtırmalar yaparak seminerler gerçekleÅŸtiren Brass Çatı Sistemleri Yönetim ve Ä°cra Kurulu BaÅŸkanı Dr. DaniÅŸ Navaro’nun, bu doÄŸrultuda özellikle yoÄŸunlaÅŸtığı alanlar arasında; Liderlik, Modern Yönetim ve Yöneticilik, Yeni Ä°ÅŸ Modelleri, Kariyer ve Ä°ÅŸ Felsefesi, Çalışma Dünyası, Rekabet, Modern Kapitalizm, Stratejik Yönetim yer alıyor.Kariyer dergisinde, Perspektif adlı köşesinde “İş Dünyası ve Ä°nsan†konulu aylık makaleleri yayınlanan Navaro’nun Kariyer ve VaroluÅŸ isimli bir kitabı daha bulunuyor./Archive/2021/3/3/160206311-ic2.jpgÇÖKÜŞ ÇAÄžI’NIN Ä°Åž DÃœNYASINA ELEÅžTÄ°REL BÄ°R SESLENÄ°Åž!- Her biri sizin de dikkat çektiÄŸiniz üzere, ayrı ayrı bir kitap gibi okunabilme özelliÄŸine sahip kitabınız altı bölümden oluÅŸuyor. Okura bir ön rehber olması adına; kısaca hem bu bölümlerden hem de akademik ve kuramsal temellendirmelerin kitabın düzlemindeki yerinden bahseder misiniz?Bu kitap, günümüzün tipik neoliberal modern ÅŸirketine sorgulayıcı bir gözle bakan, bu ÅŸirketin iç dinamiklerini, deneyimlerim ve çeÅŸitli akademik kuramlar temelinde inceleyen bir çalışma. Ayrıca, daha geniÅŸ bir anlamda, iÅŸ dünyasına, çalışma yaÅŸamına ve de ÅŸirketlere eleÅŸtirel temelde bir sesleniÅŸ aslında.Kitapta, hepimizin iÅŸ hayatlarında, çalıştığımız ÅŸirketlerde karşı karşıya kaldığımız günlük ve pratik sorunları ele almak istedim.Günümüzün vahÅŸi ve bilinçsiz rekabeti temel alan neoliberal felsefesine esir olmuÅŸ bir ÅŸekilde yönetilen çoÄŸu ÅŸirketin, kötü yönetildiÄŸini, hedeflerine ulaÅŸamadığını, verimsiz ve baÅŸarısız olduÄŸunu yaÅŸadığımız sayısız örnekte görüyoruz. Bu ÅŸirketler, yapıları, amaçları, yanlış yönetim ve operasyonel stratejileri, insana ve çalışma sürecine bakışları itibarı ile büyük bir çöküş çağına giriÅŸ yaptılar.Ä°ÅŸvereniyle, yöneticisiyle, çalışanıyla, emekçisiyle, tüm paydaÅŸlarıyla giderek gerilen, stres ve mutsuzluk yaratan, varoluÅŸsal anlamını yitiren bir ÅŸirket ve daha da ötesi iÅŸ hayatı olgusuyla karşı karşıya olduÄŸumuzu düşünüyorum. Ama tabii ki bunun alternatifi de mevcut ve kitap umutla, kuantum-ÅŸirket kavramlaÅŸtırmasıyla bu konuda da bir çözüm öneriyor, yeni ve bambaÅŸka bir ÅŸirket teklif ediyor.SOYUT VE SOMUT ALANDA ŞİRKET OLGUSUKitabı dört ana konu etrafında kurguladım. Öncelikle, büyük resmi, büyük resmin temel unsurları olan ekonomi, kapitalizm, neoliberalizm, postmodernizm gibi olguları kısaca özetledim. Çünkü büyük resmi bilmeden, anlamadan, kendi iÅŸ hayatımızda, ÅŸirketlerimizde başımıza gelenleri, olan bitenleri gerektiÄŸi gibi anlayamayız diye düşünüyorum.Bir yöneticinin, finansal olarak yetkin ve baÅŸarılı olması yetmez. Sistemin derin dinamiklerinin ve bu dinamiklerden kaynaklanan neden-sonuç iliÅŸkilerinin ÅŸirketin günlük hayatına etkilerinin ileri düzeyde bilinmesi gerektiÄŸini savunuyorum.Ardından, ÅŸirketi soyut ve somut iki alana ayırarak inceledim. Soyut alanda, iÅŸ fikri, misyon, vizyon, deÄŸerler, anlam gibi çok ÅŸirketin önem veriyor gibi gözüktüğü ama zorda kaldığı anda bir gecede feragat ettiÄŸi olgular bunlar. Oysa iyi ve saÄŸlam ÅŸirketin temeli her ÅŸeyden önce ilkeleri, duruÅŸu ve bütünlüğüdür.ŞİRKETLER ESAS NEDEN BATAR?Åžirketlerin önemli bir kısmı, stratejik veya operasyonel sorunlar yüzünden batmaz; vizyonsuzluk, ana misyonu terk etme, deÄŸer erozyonu gibi ÅŸeylerden batar ama bir ÅŸirket batarken de, örneÄŸin “vizyonunu yitirdiÄŸi için battı!†diye bir haber duymazsınız medyada!Somut alanda ise, tamamen günümüzdeki ortalama ÅŸirketin uygulamalarına odaklandım. Bir ÅŸirketin eylemlerinin arkasındaki temel yönlendiricilerden olan etik alandaki uygulamalar, baÅŸarılı bir üretim ve rekabet için stratejik ilkeler, insan-çalışma-üretim-ürün iliÅŸkisinin nasıl olması gerektiÄŸi, özellikle günümüzde çok popüler olan hedef temelli performans sistemlerinin olumlu ve olumsuz yönleri ve buna baÄŸlı olarak hakiki anlamda güçlü bir performansın koÅŸulları ve niteliÄŸi, çalışanın özniteliklerini gerçek anlamda sergileyebileceÄŸi bir yaratıcı emek ve bunun sonucunda oluÅŸan inovasyon olgusu ki ÅŸirketin sürdürülebilirliÄŸi için en temel süreçlerden biridir ve buna benzer, bir ÅŸirketi iyi ya da kötü yapan unsurlar kitapta tartışılıyor.CEO GÖZÃœYLE ÇÖKÜŞÜN NEDENLERÄ°Yine, çoÄŸu ÅŸirketin genelde bilinçsiz bir ÅŸekilde kurumsallaÅŸma bahanesiyle içine düştüğü, bürokrasi, raporlama, gider tasarrufu, sahte indirime dayanan fiyat politikaları gibi birer saplantıya ya da dogmaya dönüşmüş ama ÅŸirkete genelde yarar deÄŸil zarar getiren, alanında aşırılaÅŸmış ve amacından sapmış uygulamalara bir CEO olarak eleÅŸtirel bir gözle yaklaÅŸtığım bir bölüm var.Yine çok önemli bir konu, belki de en önemlisi, etik aklın iÅŸ dünyasında müthiÅŸ bir çöküş içinde olduÄŸu gerçeÄŸidir. Oysa etik akıl, bir ÅŸirketin baÅŸarısındaki öncül koÅŸuldur. 2008 krizi, kökeni itibarıyla tam anlamıyla etik aklın çökmesi sonucu patlamış bir krizdi.CEO olgusu artık, yönetim ve liderlik alanında, bana göre son derece yanıltıcı bir ÅŸekilde, efsanevi ve akıldışı bir boyuta ulaÅŸtı. “CEO, kimsin sen? isimli ara bölüm, ticari ve bilge CEO ayrımı temelinde bu pozisyon ve kiÅŸiyle ilgili çeÅŸitli saptamalarda bulunuyor./Archive/2021/3/3/160234108-ic3.jpgDÄ°SÄ°PLÄ°NLER ARASI BÄ°R ÇALIÅžMADördüncü ve son boyutta da, kuantum-ÅŸirket adını verdiÄŸim, günümüzde az da olsa örnekleri oluÅŸmaya baÅŸlayan, merkeze insanı koyan ve iÅŸe, iÅŸ dünyasına, piyasaya, rekabete çok farklı ve bütünlüklü bir bakış açısı getiren yeni bir ÅŸirket olgusunu inceledim. Bu ÅŸirket hem finansal hem de insansal ve toplumsal temelde baÅŸarılı olma potansiyelini baÄŸrında taşıyan bir ÅŸirket.Akademik temelde, genelde, iÅŸletme ve felsefe disiplinlerinden yararlandım. Kavramsal boyutta, konularımı, bütün-parça, amaç-araç, nitelik-nicelik eksenlerine de baÅŸvurarak incelemeye çalıştım.McGregor, Maslow, Gorz, Marx, Olmann, Barrett, Lencioni, Kotler, De Gaulejac, Kuçuradi, Laloux, Senge, Robertson ve benzeri ekonomipolitik sistemler, iÅŸ ve üretim dünyası üzerine çalışmış düşünürlerden ve onların kuramlarından faydalandım.Ayrıca, bulgularımı gerek kendi deneyimlerim gerekse de çeÅŸitli somut vaka ve örneklerle desteklemek istedim.‘NEOLÄ°BERAL ŞİRKET, Ä°NSANI YIKAR!’- Ä°nsanın doÄŸasına uygun bir ÅŸirket alternatifinden hareketle baÅŸka bir ÅŸirket mümkündür vargınızı açar mısınız?Ä°nsan, kendine has yetenekleriyle, becerileriyle, bilgileriyle, arzularıyla var olan bir canlı. Ä°nsan hem toplumsal hem de bireysel bir varlık. Belli bir eÄŸitimden, öğretimden geçtikten sonra belli bir yaÅŸa ulaÅŸtığı andan itibaren geliÅŸmiÅŸ özgüçlerine ve bir kapasiteye sahip. Ä°dealleri, hayalleri, umutları, arzuları var; yaparken kendini mutlu ve iyi hissettiÄŸi iÅŸ ya da iÅŸler var, deÄŸiÅŸik alanlarda baÅŸarı gösterebileceÄŸi geniÅŸ bir potansiyeli var.Bu çerçevede, her bir kiÅŸinin/çalışanın belli bir doÄŸası söz konusu ve ancak kendi doÄŸasına uygun bir yaÅŸam sürdüğü, kendi doÄŸasına uygun bir iÅŸte çalıştığı, kendi doÄŸasına uygun bir üretim yaptığı zaman kendini baÅŸarılı ve mutlu hisseder insan.Ne var ki, günümüzün ÅŸirketi, her ÅŸeye, verimlilik, maliyet, para, kâr üzerinden bakan tipik neoliberal ÅŸirket, iÅŸ süreçlerini insan doÄŸasına uygun bir ÅŸekilde tasarlamıyor. Åžirketin çıkarlarını ya da elde edeceÄŸi toplam faydayı, tek tek kiÅŸiler ya da çalışanları üzerindeki yıkıcı etkiyi hesaba katmadan elde etmeye çalışıyor.Teklif edilen iÅŸin çalışanın gözünde ne anlam ifade edeceÄŸini hiç düşünmüyor. Varsa yoksa, kâr, büyüme, performans.‘SADAKAT SAKATLANDI. GENÇLER O ŞİRKETLERÄ° Ä°STEMÄ°YOR’Samimiyet, ÅŸeffaflık, kazan-kazan iliÅŸkisi, karşılıklı güven, ÅŸeffaflık, adalet, hakkaniyet gibi temel deÄŸerler çok büyük bir hızla yitiriliyor. Sadakat, neoliberal uygulamalarla çok büyük zarar gördü. Kariyerlerine yeni baÅŸlayan gençler, kesinlikle böyle ÅŸirketlerde çalışmak, kalmak istemiyorlar.Ä°nsan doÄŸası, samimiyet, güven, huzur ister; hayallerini gerçekleÅŸtirmek ister, sevdiÄŸi iÅŸte çalışmak ya da yaptığı iÅŸi sevmek ister; en önemlisi kendisi için anlamlı olanı ister.Çok sevdiÄŸim bir saptama var: Martin Buber, “Between Man and Manâ€â€™de insana seslenerek, “neden olacağın ÅŸeyi olmadın†diye bir suçlama yapar ve bu suça “varoluÅŸsal suç†adını verir.Aristoteles’e göre zeytin tohumu doÄŸası itibarıyla zorunlu olarak zeytin aÄŸacına dönüşerek hayatını gerçekleÅŸtirir. Ä°nsan kiÅŸisi de normalde her ne olacaksa onun tohumlarını potansiyelinde barındırır ama kendi yetenek ve becerilerinin öngördüğü iÅŸleri yapmadığı zaman müthiÅŸ bir yabancılaÅŸma, yalnızlaÅŸma ve mutsuzluÄŸun içine düşüyor çünkü potansiyeli gerçekliÄŸe kavuÅŸamıyor. Akıllı bir ÅŸirketin bu durumu göz önüne alması gerekiyor.NEOLÄ°BERAL-MAKÄ°NE ŞİRKET!- Neoliberal kapitalist düzen kimseye ve geleceÄŸe ne vaat etmiyor? Neoliberal makine-ÅŸirket olarak nitelediÄŸiniz neoliberal modern ÅŸirketin önemli özelliklerini ve neoliberalizmin kimliklerin, insanın ve toplumun anlam dünyası üzerindeki yıkıcı etkilerine iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerinizi biraz daha açar mısınız?Neoliberal-makine ÅŸirket öncelikle merkeze insanı koyan bir ÅŸirket deÄŸil. Hatta insanı genelde, McGregor’un ünlü X Åžirketinin yaklaşımındaki gibi, çalışmaktan kaçan, tembel, kandırmaya yönelik, sorumluluktan çekinen, kendini motive edemeyen, çalışması için başında illa da bir yönetici olması gereken bir varlık olarak görüyor. Bu yaklaşım zaten çalışanın ÅŸirketle/iÅŸverenle güven iliÅŸkisini baÅŸtan zedeleyen bir tarz.Yine bu ÅŸirket, Newtoncu, Kartezyen bir anlayışla, parçacı, indirgemeci, nicelikçi, atomist bir iÅŸ felsefesine sahip. Ä°ÅŸe, çalışanlara, paydaÅŸlara, sisteme bütünlüğü içinde bakmıyor. Bireyleri, departmanları, vizyonu ve stratejisi birbirinden kopuk ve tutarsız, sık sık deÄŸiÅŸen bir görüntü veriyor.Üç-beÅŸ ayda bir, bütçe, strateji, taktik deÄŸiÅŸtiren, ne olduÄŸu belli olmayan, çalışanıyla, ürünüyle, çevresiyle organik bir iliÅŸki kuramayan bir ÅŸirket bu.Neoliberal makine-ÅŸirket sert bir bürokrasiyle, denetim süreçleriyle, açıkça söylemediÄŸi, ama aslında bir baskı ve yönetim aracı olarak kullandığı performans odaklı sistemleriyle, anormal ve gerçekçi olmayan hedefleriyle, uç düzeye ulaÅŸan bir verimlilik ve maliyet tasarrufu saplantısıyla yönetilen bir ÅŸirket türü. Gücü merkezde toplayan, çalışanın özerkliÄŸini, özgürlüğünü, yaratıcılığını önleyen, frenleyen, bastıran bir felsefe ve uygulama anlayışına sahip./Archive/2021/3/3/160315966-ic4.jpgSALT NÄ°CELÄ°KLERDEN MÃœREKKEP, BÄ°R ‘SAÇMA DÃœNYA’!Dayanılmaz ve gereksiz bir boyuta ulaÅŸan, ne iÅŸe yaradığı, kimin tarafından okunduÄŸu belli olmayan ve sonuçlara olumlu etkisi kesinlikle doÄŸrulanamayan bir raporlama süreci yine bu ÅŸirketin temel özelliklerinden. Bu ÅŸirket gerçekliÄŸi sadece sayılar, miktarlar, nicelikler üzerinden çözümlemeye çalışıyor; niteliÄŸi, karmaşıklığı, derinliÄŸi, bütünü ya da parçanın bütünle iliÅŸkisini hep gözden kaçırıyor.Mesela, neoliberal ÅŸirketin finans yöneticisi, üretimi devam ettirebilmek için satın alınması gereken bir makinenin ya da bir aletin, mesela bir forkliftin, ÅŸirkete getireceÄŸi “ek kâr†gibi operasyonel olarak son derece anlamsız -çünkü onsuz üretim zaten yapamayız- gereksiz ve zaman kaybettiren bir hesaplama içine girebilir. Tam bir “saçma†dünya!Neoliberal ÅŸirketin uzamı, kısa hatta çok kısa vadedir. Amacı, en kısa vadede hisse deÄŸerini arttırmak, nakit giriÅŸini maksimize etmek; varsın orta ve uzun vadede ÅŸirketin geleceÄŸi riske girsin, önemli deÄŸil! Giderek kısalan bir vade anlayışı, ÅŸirketin varlığını sürdürebilmesi için orta ve uzun dönemdeki riskleri, yapması gereken yatırımları göz ardı ediyor.NEREDE KALDI Ä°NSAN, NEREDE KALDI TAKIM ÇALIÅžMASI!Ä°ÅŸleri de sürekli basitleÅŸtirerek küçük parçalara ayırmak ve böylece iÅŸi niteliksizleÅŸtirerek iÅŸgücü maliyetini azaltmak, uzun erimli ya da süresiz iÅŸ sözleÅŸmesinden kaçınmak, çalışanın aleyhine her türlü esneklik (görevlendirmeler, zaman ve mekan, ücretler, iÅŸ yetkinlikleri, iÅŸ güvencesizliÄŸi vb) bu ÅŸirketin giderek belirginleÅŸen özelliklerinden.Kural, norm tanımayan, faydayı, çıkarı sadece kendine yoran bir anlayış bu. Nerede temel deÄŸerimiz olarak insan, nerede takım çalışması, nerede paylaşım, nerede birliktelik, bütünlük?Ayrıca bir ÅŸirketin operasyonel olarak baÅŸarılı olması anlamında da bu uygulamaların çoÄŸu özellikle orta ve uzun dönemde batışı getiriyor; çünkü çürük bir misyon ve vizyon, adaletsiz, eÅŸitsiz ve kuÅŸkuya dayanan bir iÅŸveren – çalışan iliÅŸkisi, yanlış rekabet stratejileri, motive olamayan ve sadece para için çalışanlardan, yaptığı iÅŸten zevk almayan çalışanlardan oluÅŸan bir organizasyon ÅŸirketin sonu demektir.ÇALIÅžANLAR HEM TEDÄ°RGÄ°N HEM MUTSUZ!- Bu hızlı çaÄŸ deÄŸiÅŸiminde böyle gittiÄŸi takdirde insanları daha neler bekliyor sizce? Öngörüleriniz?Åžirketlerin kendisi belli bir zaman sonra satılacak bir mala, metaya dönüştüler bu sistemde. Bu da kimseye güven vermiyor artık. Belirsizlik duygusu çalışanı fazlasıyla tedirgin ediyor.Dünyanın gidiÅŸatına tabi ki makro düzeyde etki edemezsiniz. Ä°nsansız çalışma sistemleri, yapay zekanın giderek iÅŸ dünyasında artarak kullanılması, mekanikleÅŸme, dijitalizasyonun getirdiÄŸi sanal uygulamalar, çalışan bir varlık olarak insanı bekleyen durumlar gibi gözüküyor.Ama yine de bir insan dünyasından bahsediyoruz. Ä°nsan yaÅŸamak için üretmek zorunda olan bir varlık. Her bir sektör teknolojik, dijital ve yeni geliÅŸmelerden deÄŸiÅŸik oranda pay alacaktır. Ama sanırım, tam-insansız bir üretim ve çalışma dünyasına ulaÅŸmak için daha uzunca bir zaman var.Dolayısıyla, uzun vadede baÅŸarılı olmak isteyen ve hayatta kalmayı amaçlayan ÅŸirketler, ne olursa olsun, iç sistemlerini, iÅŸ süreçlerini, insan doÄŸasını göz önüne alarak, kurmak ve organize olmak zorundadırlar diye düşünüyorum. CEO’ların asıl sorumluluÄŸu zaten insana layık bir iÅŸ dünyası kurmak deÄŸil midir?VAROLUŞÇU ÇALIÅžMA!- Salt ekonomik anlamda genel kabul gören bir ÅŸirket kavramı, asal ögesi insanın doÄŸasını inkâr ederek hedefe varmaya çalışıyor, evet. Buraya kadar tamam! Şöyle soralım; peki bunun nesi kârlı yani nereye kadar?“Salt para kazanmak için üretim yapmak†amacıyla kurulan ÅŸirket ile “Bir amaç/ideal doÄŸrultusunda üretim yapmak†mottosuyla kurulan ÅŸirket arasında büyük bir fark var.Ä°nsanlar, belli bir maddiyat ya da refah düzeyine ulaÅŸtıkları andan itibaren para kazanmak için çalışmazlar, belli bir noktadan itibaren “az kazanmak-çok kazanmak†kariyerde, iÅŸ performansında belirleyici faktör olmaktan çıkar.Önemli olan kiÅŸinin bir tür “özden üretim†gerçekleÅŸtirmesi ve bir anlam peÅŸinde koÅŸmasıdır. Yani, insanın, becerilerinin, yeteneklerinin, bilgisinin, dürtülerinin, enerjilerinin, yüreÄŸinin gerektirdiÄŸi, doÄŸruladığı iÅŸi yapmasıdır. Buna ben “varoluşçu çalışma†diyorum.Birey bir insan olarak, türlü özelliklerini sergileyebileceÄŸi, kendi doÄŸasının gerektirdiÄŸi, bir anlamda zorunluÄŸu kıldığı üretimleri sergilerse yaptığından haz almaya, mutlu olmaya baÅŸlar, varlığını hisseder. Böylece, kalite ve verimlilik de artar, hedeflere, baÅŸarıya ulaşılır. Çalışma, zorla, istemeden yaptırılan bir ÅŸey olmaktan çıkar.KÖTÃœ ŞİRKET-Ä°YÄ° ŞİRKET!Sadece geçim amacıyla çalışılmakta olan ÅŸirketler ya da iÅŸ süreçleri çalışanı pek memnun eden yerler deÄŸildirler. Sadece ticari hedefleri olan, iÅŸ yerini bir yaÅŸama alanı olarak göremeyen, çalışanlarına, kendilerini gerçekleÅŸtirebilecekleri, haz alacakları iÅŸleri teklif edemeyen ya da bu ilkeyle iÅŸleri tasarlayamayan, düz bir mantıkla ödül-ceza performans sistemlerine dayanan, ayrıca artık-deÄŸeri ya da toplam kârı, çalışanın refahını, insana layık bir hayat sürmesini düşünmeden, türlü ve hayali gerekçelerle eÅŸitsizce paylaÅŸtıran ÅŸirket, kötü ÅŸirkettir.Ä°yi ÅŸirket, ÅŸirketin gerek finansal çıktılarını, gerekse de baÅŸta çalışanlarının olmak üzere yakın çevresindeki tüm paydaÅŸlarının insani varoluÅŸlarını refah ve mutluluk temelinde gözetebilen, uzun vadede gerek ÅŸirketin bir kurum olarak gerekse de çalışanın bir birey olarak çıkarını ya da elde edeceÄŸi faydayı dengeli ve hakkaniyetli bir ÅŸekilde ençoklayabilen ÅŸirkettir.Unutulmamalıdır ki, ÅŸirketleri tek tek insanlar meydana getirirler ve bu insanların tek tek her birinin kendini iÅŸine adaması ve emeÄŸiyle hedeflenen üretim yapılabilir. Aksi takdirde ÅŸirket diye bir ÅŸey ortada kalmaz./Archive/2021/3/3/160352981-ic5.jpgÄ°NSANÄ° BÄ°R ÖNERME; KUANTUM ŞİRKET (BÃœTÃœNLÃœKÇÜ ŞİRKET)- Bu baÄŸlamda ‘kötü ÅŸirket’ yani ‘modern neoliberal makine-ÅŸirket’in yerine getirdiÄŸiniz bütüncü ÅŸirket, ‘kuantum ÅŸirket’ önermenizi ve bu önermenin yaÅŸama geçirilebilirliÄŸini deÄŸerlendirir misiniz?Kuantum adlandırmasını, tahmin edersiniz, kuantum fiziÄŸinden esinlenerek koydum. Kuantum-ÅŸirket, bütüncü bir ÅŸirket felsefesini temsil eden, vizyonuyla, misyonuyla, deÄŸerleriyle, iÅŸverenleri ve çalışanlarıyla, tüm paydaÅŸlarıyla, içinde bulunduÄŸu piyasayla, varlığını bir sistem anlayışıyla içselleÅŸtiren, algılayan ve stratejisini bu anlayışa göre uzun vade temelinde yapılandıran bir ÅŸirket.Yapay ve zorlama hedeflere sahip olmayan, düşman-rekabet deÄŸil, dost-rekabeti benimseyen, inovasyonu samimi anlamda ve sabırlı bir yaratıcılık felsefesiyle sahiplenen, ÅŸirketin tüm çalışanlarını ve departmanlarını birbirleriyle dinamik ve karşılıklı besleyici bir iliÅŸkiler ağı olarak kabul eden, insan emeÄŸine deÄŸer veren bir ÅŸirket.Bu ÅŸirkette, neoliberal-makine ÅŸirketteki gibi, genelde zorlama, yapay bürokrasiler, gereksiz, zaman ve enerji tüketici iÅŸ süreçleri, anlamsız planlamalar, sonu gelmeyen ve yukarıdan dayatılan performans hedefleri, aynı dönem içinde sürekli deÄŸiÅŸtirilen bütçeler, iki yüzlü, yalan ya da gerçeÄŸi eksik ya da saptırılmış boyutlarıyla ileten söylemler, çalışanın özgürlüğünü, yaratıcılığını önleyen süreçler mümkün mertebe yok edilmiÅŸtir ve hedef tabii ki bu türden olumsuzlukları tamamıyla sıfırlamaktır.Bu ÅŸirket, piyasaya da, iÅŸ dünyasına da, büyük sisteme de kendini oluÅŸa bırakarak tam bir doÄŸallık içinde katılan, bilgi ve profesyonellik temelli, varoluşçu çalışma ilkelerine dayanan amatör ve tutkulu bir performans anlayışına sahip bir ÅŸirket. Åžirketi ve iÅŸ dünyasını, bir dinamik ve karşılıklı iliÅŸkiler sistemi olarak kabul ediyor.KuruluÅŸ misyonu ve vizyonuna sadık, deÄŸerlerinden, zorluklarla karşılaÅŸsa bile vazgeçmeyen, yani deÄŸerlerini, misyonunu, stratejisini kâra, “ebitdaâ€ya, nakit giriÅŸine feda etmeyen, bilgiye, bilime, tekniÄŸe, teknolojiye önem veren, merkeze tamamen insanı ve emeÄŸi koyan ve insanına güvenen bir ÅŸirket.Kuantum-ÅŸirkette insan alelade bir kaynak deÄŸil, tam tersine insan, tüm kaynakları insanca yönetmesi gereken yüce ve zor bir sorumluluk verilmiÅŸ bir göreve sahip. Zaten, Peter Senge gibi ben de, “İnsan Kaynakları†departmanı adını yadırgıyorum, bunun yerine, “İnsan Departmanı†veya benzer bir isim öneriyorum. PratiÄŸe baktığımızda çok sayıda olmasa da bunun örnekleri dünyada var, kitabımda açıkladım.‘KUANTUM ŞİRKET ZOR AMA Ä°MKÂNSIZ DEĞİL!’Ayrıca, pratikte, ÅŸirketleri siyah-beyaz ayrımındaki gibi makine-ÅŸirket, kuantum-ÅŸirket olarak da ayırmak her durumda mümkün olmayabilir çünkü bazıları çeÅŸitli uygulamalarıyla bu ikisi arasında yer alabilirler.Kuantum-ÅŸirket, hem üst düzey ve felsefi bir iÅŸ insanlığı ve iÅŸ dünyası bilgisi, yüksek yetkinlikler, saÄŸlam bir misyon ve vizyon ve güçlü ve dağıtılmış liderlik temeli üzerinde yükselebilecek bir üst-ÅŸirket türü. Zor ama imkânsız deÄŸil. Özellikle günümüzün vahÅŸi rekabet dünyasında, ancak bilgelik ve cesaretle yönetilebilecek bir ÅŸirket.Kuantum-ÅŸirket üst versiyonuyla, anlam ve deÄŸer dünyasını, yıl sonunda açıkladığı finansal bilançoyla deÄŸil, çalışanlarının ve paydaÅŸlarının mutluluÄŸu, refahı ve sektörüne, ülkesine ve insanlığa yaptığı katkıyla somutlaÅŸtıran bir ÅŸirket.Kuantum-ÅŸirket tam anlamıyla bir “iÅŸletme†olmaktan öte, bir “iÅŸ yeriâ€. Çalışma olgusuna bakışı da kökten farklı. Ä°ÅŸin, üretimin yapıldığı, varoluşçu, özdenüretimci çalışmanın gerçekleÅŸtirildiÄŸi deÄŸer temelli bir ÅŸirket; ayrıca burada sadece insanların çalışmadığının ama insanların “çalışarak yaÅŸadığının†bilincinde olan bir ÅŸirket.‘YAÅžAMA BÃœTÃœNCÃœL BÄ°R ANLAYIÅžLA YAKLAÅžIRIM’- 'Åžirket-Quo Vadis?' ne denli psikolojik, felsefi, ne denli disiplinler arası bir kitap olarak nitelenebilir?Kitapta, hem iktisat hem felsefe eÄŸitiminden geçmiÅŸ ve iÅŸ hayatını bilfiil yönetici ve CEO olarak yaÅŸayan biri olmamdan dolayı, akademik olarak özellikle iÅŸletme disiplininden faydalanıyor; ama insan faktörünü ön planda tutan yaklaşımımla da, insan ve varoluÅŸ felsefesine sık sık baÅŸvuruyorum.Kavrama, kavramsal bilgiye, kurama çok önem veririm; kavramsal zemini, kuramı anlamadan, çözümleyemeden, neden sonuç yasalarını algılayamadan pratik hayatta olan bitenleri etkili bir ÅŸekilde kavramamız güdük kalır diye düşünenlerdenim.Ben özel hayat-iÅŸ hayatına da bütüncü bir anlayışla yaklaşırım. Bilimsel bir bakışla, iktisat, iÅŸletme, felsefe, toplumbilim, psikoloji gibi disiplinler, iç içe geçmiÅŸ bir ÅŸekilde, yöneticiye, bir ÅŸirketi ve iÅŸ hayatını daha kuÅŸatıcı, bütünleyici ve derinlikli bir kavrama olanağı sunarlar diye düşünüyorum./Archive/2021/3/3/160435074-ic6.jpgÄ°NSANIN Ä°KÄ° AÇLIÄžI; EKMEK VE ANLAM!- Anlam konusu da çok ‘anlamlı’ kuÅŸkusuz. Ä°ncelemenizde bu aÅŸkın-amaç haline, insanın koÅŸulları deÄŸiÅŸtirebilme gücüne ve her insanın kendi anlam macerasının peÅŸinde koÅŸmasına, anlamın insanın çalışma yaÅŸamındaki yerine iliÅŸkin deÄŸerlendirmeleriniz de önemli..Anlam, elde edilen, sahip olunan, amaçlanan bir ÅŸeyin, öznesinin algısında bir tür deÄŸer olarak karşılığıdır. OÄŸuz Atay, “Tutunamayanlar’ da, “Anlam kadar insanın hayatını zehirleyen bir kavram yoktur†demiÅŸti. Çok doÄŸru, çünkü anlamsızlık insanı tam bir boÅŸluÄŸa sürükleyen tehlikeli bir ÅŸey.Biliyoruz ki, iÅŸ hayatının kendi başına bir anlamı yoktur. Ona anlam atfeden insandır. Kimi para için, kimi statü için, kimi üretimin, iÅŸin kendisi için, kimi bir yenilik icat etmek için, kimi topluma yararlı olmak için çalışır. Sonuçta, yapılan iÅŸin bir “anlamâ€a deÄŸmesi gerekir.Richard Leider, insanın iki açlık türüne sahip olduÄŸunu söylemiÅŸti: Ekmek açlığı ve anlam açlığı. Kazancı özellikle belli bir maddi düzeyin üzerine çıktığı andan itibaren, çalışan, bir üst-amaç oluÅŸturur; bu üst-amaç, daha ziyade, insanla, insanlıkla, toplumla ilgili bir amaçtır genelde. Åžirketin misyon ve vizyonunun ana görevi de zaten budur; bu üst-amacı yani anlamı taze tutmak, çalışanların gözünde ÅŸirketin faaliyetine bir aÅŸkın-hedef atfetmek.‘ŞİRKET, ÇALIÅžANA BÄ°R ANLAM DÃœNYASI SUNMALI’Kazancakis, “Hayatıma bir amaç vermezsem eyleme nasıl geçebilirim?†diye sormuÅŸtu. Ä°ÅŸ hayatında da, bir çalışanın, gerçek anlamda eyleme geçmesi, hakiki manada performans göstermesi, kendi kendini motive edebilmesi için, ÅŸirket liderliÄŸinin ona bir anlam dünyası sunması zorunludur. Para ekonomik hedef ise, anlam insani hedeftir ve anlam, paradan üstündür.Çalışan, kendi emeÄŸiyle ürettiÄŸi ürünler ve hizmetler üzerinden insansal boyutta toplumla ve insanlıkla iliÅŸki kurar, kendini var eder, basit ve maddi mevcudiyetini aÅŸar, yaÅŸadığını hisseder, bir bakıma insan olarak varoluÅŸunu doÄŸrular.Çalışan, varlık nedeni ile yaptığı iÅŸ arasında bir anlam köprüsü kurmalıdır. Aksi takdirde mutlu olamaz. Benim varoluÅŸsal çalışma dediÄŸim çalışma türünün omurgası anlam kavramı üzerine oturur.Büyük performanslar, kiÅŸi yaptığı iÅŸin doÄŸrudan niteliÄŸini ya da sonuçlarını, kendisini aÅŸan büyük bir amaçla iliÅŸkilendirebilirse, böyle bir baÄŸ kurabilirse, böyle bir anlam dünyası oluÅŸturabilirse gerçekleÅŸebilir. Büyük sporcular, düşün insanları, liderler, iÅŸ insanları, hep bu düzlemde bir aÅŸkın-amaç ve anlam peÅŸinde hiçbir özel menfaat gütmeden hayatları boyunca koÅŸmuÅŸ erdemli insanlardır.‘MARX’IN Ä°NSAN FELSEFESÄ°NÄ° ÇOK ÖNEMSÄ°YORUM’- Åžirketleri hastalandıran, insanı yok sayan ekonominin düpedüz bir ideolojiye dönüşmesini ve finans kapital belasını irdelerken, karşı düşüncelerinizi Marx’ın insan felsefesiyle ne yönde bir umutla birleÅŸtiriyorsunuz?Marx’ın insan felsefesini çok önemsiyorum. Marx’ın kapitalizm eleÅŸtirisi ve bu baÄŸlamda insanın varoluÅŸ koÅŸulları hakkında yaptığı çözümlemeler çok deÄŸerli ve halen geçerli. Marx, insanı içinde bulunduÄŸu kapitalist sistemle bütünlüğünde deÄŸerlendirir.Kapitalist sistemde Marx’ın insan hakkındaki söyledikleri büyük oranda halen geçerlidir, ÅŸirketlerin koridorlarında “Marx’ın hayaleti dolaşır†dersek pek de abartmış sayılmayız.YabancılaÅŸma kuramı önemlidir örneÄŸin; insanın, bilfiil emek gücünü harcayarak dahil olduÄŸu üretime, bu üretim vasıtasıyla elde ettiÄŸi ürününe, çalışma arkadaÅŸlarına ve son kertede kendi insani özelliklerine yabancılaÅŸmasının somut örnekleriyle dopdoludur modern iÅŸ yaÅŸamı. Ne büyük trajedi deÄŸil mi?Alternatif bir bakış açısıyla madalyonun diÄŸer yüzünü son derece etkin kavramlarla açığa çıkartmıştır Marx:Emek ile emek gücü ayırımı, kapitaliste satılarak özniteliÄŸini ve varoluÅŸsal amacını kaybeden yabancılaÅŸmış emek, bilimsel temelde sömürünün nasıl ortaya çıktığı... Klasiklerin “kâr†olarak tanımladığı süreci “artık-deÄŸer†olarak kavramlaÅŸtırması...DeÄŸiÅŸim ve kullanım deÄŸeri... Ãœretimin amacının ticarileÅŸmesi ile yaÅŸanan metalaÅŸma, paranın hangi koÅŸullarda sermayeleÅŸtiÄŸi... Ä°ktisadi süreçte elde edilen deÄŸerin paylaşım esasları... YabancılaÅŸma, sınıf, özel mülkiyetin doÄŸurduÄŸu sonuçlar... Ä°nsan ve ürettiÄŸi ürün arasındaki ontolojik iliÅŸki... Güçler, gereksinimler ve arzular olarak insanın çözümlenmesi... Tarihsel materyalizm...Tüm bunlar iyi bir yöneticinin, içinde bulunduÄŸu sosyo-ekonomik sistemi etkin olarak çözümleyebilmesi, başına gelenleri anlayabilmesi (örneÄŸin ekonomik krizleri, sistemin bir kriz rejimi olduÄŸunu) ÅŸirketini daha iyi yönetebilmesi, insanı merkeze koyabilmesi için bilmesi, kavraması, içselleÅŸtirmesi gereken kavramlar, olgulardır.Ä°DEOLOJÄ°K Ä°KTÄ°SAT VE FÄ°NANS KAPÄ°TAL CANAVARI!Maalesef ideolojik iktisat, çoÄŸu yöneticinin bu kavramlardan uzak kalmasını, bunlarla tanışmamasını hedefliyor. Sonuç olarak da nispeten güdük kalmış, vizyonsuz, dağın arkasını göremeyen, içinde bulunduÄŸu sistemin, büyük resmin derin dinamiklerini tam olarak kavrayamayan, her kriz çıktığında ne yapacağını bilemeyen yöneticilerle karşılaşıyor ve aslında saÄŸlıklı ve baÅŸarılı bir ÅŸekilde ilerleyebilecek birçok iÅŸletmenin yönetim yanlışları, berbat stratejiler ve etik dışına kayan uygulamalar yüzünden yok olduÄŸuna tanık oluyoruz.Finans kapital, kapitalizmin “canavarlaÅŸma†aÅŸaması gibi bir ÅŸey! O, bir deyiÅŸle, “babalarımızın†kapitalizmi deÄŸil artık! Eskilerin hayallerini gerçekleÅŸtirmek için tüm hayatlarını adadıkları, patronuyla, işçisiyle, müşterisiyle, tedarikçisiyle emeklerini harcadıkları, insanlığı, yüreÄŸi de hesaba katan bir ÅŸirket tipi deÄŸil artık. Bu çoktan bitti zaten./Archive/2021/3/3/160517636-kapakic7.jpgFÄ°NANS KAPÄ°TAL İÇİN Ä°NSAN YOK, KÂR VAR!Finans kapital yönetimi, asıl derdi bir ÅŸeyler üretmek olan ekonomiler, ÅŸirketler için çoÄŸu zaman bir belaya dönüşen zorlu bir süreçtir. Çünkü iÅŸletmenin esas amacını arka plana atan, iÅŸletmeyi sadece para, nakit, kâr üretme yolunda bir araç olarak gören, organizasyonu ve çalışan insanları yok sayan, iÅŸletmenin kendisini bile satılması gereken bir mala dönüştüren bir anlayışa sahiptir.Finans bu noktada, bir iÅŸ olarak üretim süreciyle olumlu ve yapıcı bağını, katkısını, asıl amacını terk ederek kendinde amaca dönüşür, iÅŸ ile bütünlüklü iliÅŸkisini bırakır ve ÅŸirket açısından yıkıcı süreç böyle baÅŸlar.Biraz sert bir ÅŸekilde eleÅŸtirmek istersek, finans kapital için ne organizasyon, ne insan, ne çalışma, ne emek, ne makine parkı, bina vb. ne de deÄŸerler, misyon, vizyon vardır; finans kapital için geçerli olan ÅŸey, genelde, ebitda, kâr, yatırımın geri dönüş süresi, karlılık oranı, sektörden çıkış zamanı ve benzer finansallardır.Ä°nsanlar ancak bu finansalların hizmetinde ya da emrindeki emir erleri olmaktan ileriye gidemezler bu sistemde. Ancak ÅŸirkete bir insanlar birliÄŸi olarak baktığımızda, insanı bu derece yok sayan bir sistemde, insan çalıştırmanın zorluklarını, artan sadakatsizliÄŸi, yüksek çalışan devir oranlarını, verimsizliÄŸi, etik dışına taÅŸan sayısız uygulamayı, iflasa sürüklenen ÅŸirketleri üzülerek görüyoruz.‘CEO OLARAK SÃœREÇLERE ÖNEM VERÄ°RÄ°M’- Kitabınızda CEO’luÄŸun yakın tarihine de iki ayrı bölümde yer veriyorsunuz. BaÅŸarılı kariyeriniz boyunca nasıl bir CEO olmayı hedeflediniz? Denemek, yaÅŸama geçirmek istediÄŸiniz neler kaldı? Bir CEO’nun handikapları ve iyi bir CEO olmanın yolları nelerdir?Ben CEO olmayı hedeflememiÅŸtim. Her ÅŸey kendi kendine geliÅŸti. Hayata hep bütünlükçü ve oluşçu bakan biri oldum. Tabii ki hedeflerim ve hedeflere ulaÅŸmak için stratejilerim olmuÅŸtur. Ancak ben hep “yolda olan†biri olmayı yeÄŸledim.Bilgilerimi ve becerilerimi yeteneklerim doÄŸrultusunda geliÅŸtirmeye çalıştım. Ä°ÅŸimi iyi yapmaya çalıştım, hep iÅŸime ve de samimi bir ÅŸekilde odaklandım. Ä°ÅŸimle aramda ciddi bir iliÅŸki vardır, ona saygı duyarım, sevgi beslerim, iÅŸime karşı sorumluluklarımın bilincinde oldum her zaman.Ayrıca yeteneklerimi keÅŸfedip hep onların beni taşıdığı alanlara yöneldim, özel bir çıkar gütmeden, bundan ben ne kazanacağım diye sormadan. İçsel motivasyonu yüksek biri oldum; dışarıdan verilmiÅŸ hedefler beni pek ilgilendirmez çünkü ben zaten iÅŸ için doÄŸru olanı, en mükemmel ve ciddi ÅŸekilde yapmayı hedefleyen, yüreÄŸimle çalışan ve bu yolda vazgeçmeden azimle ilerleyen biriyim.Sonuçlardan ziyade süreçlere önem veririm, sürece odaklanırım, baÅŸka bir deyiÅŸle çalışmadan elde edeceÄŸime deÄŸil, çalışmanın kendisine, çalışma esnasında yaÅŸayacaklarıma, deneyime, iÅŸten aldığım keyfe, iÅŸi iyi yapmaya odaklanırım. Sonuçlar zaten kendiliÄŸinden oluÅŸuyorlar.Bütünden kopmadan çalışmak, ara ara durup “ben bu iÅŸi neden yapıyorum, bu yaptığım neye hizmet ediyor?†gibi sorularla bütünün kendisiyle iliÅŸkiyi tazelemek, varoluÅŸumu anlamlandırmak açısından benim için çok önemli.‘BENÄ°M İÇİN SEVGÄ° Ä°LKESÄ° TEMELDÄ°R!Yine sevgi ilkesi benim için temeldir. Ä°ÅŸimi sevmem, ÅŸirketimi sevmem, paydaÅŸlarımı, çalışma arkadaÅŸlarımı, patronumu sevmem, kendimi de sevmem gerekir; sevgi üzerinden varlıkla, var olanlarla baÄŸ kurmak benim için çok haz ve huzur vericidir.Ä°ÅŸletme, iktisat ve benzeri yüksek öğrenimler ve de iÅŸ bilgisi iyi bir CEO olmak için yeterli ÅŸeyler deÄŸil bence. Ä°yi bir CEO olaÄŸan ticari baÅŸarıyı da aÅŸmış bir yönetici olmalı. Ticari baÅŸarı aşırı bir övgüyü hak eden bir durum deÄŸil; sonuçta biraz ticari akıl, iÅŸletme bilgisi, cesaret, azim, risk alabilme gibi kiÅŸisel özellikler, sermaye ve tabii ki ÅŸans, çoÄŸu zaman yeterli olabiliyor.Sadece ticari yetenek ve becerilerin ulaÅŸtığı baÅŸarı, uzun vadede, siz olmasanız da zaten baÅŸkasının da yapabileceÄŸi bir ÅŸeydir çoÄŸu zaman. Önemli olan ticari baÅŸarının ötesidir, yani insansal ve toplumsal alanda kazanılan baÅŸarı, katkı.CEO’luk önemli bir sorumluluk. Bir üretimin, bir topluluÄŸun başına geçiyorsunuz. Önemli olan salt ticari baÅŸarının üzerine çıkarak, yanı sıra ÅŸirketin elde ettiÄŸi sonuçları toplumla, insanla, doÄŸayla ilgisinde deÄŸerlendirebilen ve bu düzlemde fayda üretmeye çalışan bir bilge liderlik türüdür.‘CEO’NUN ASIL GÖREVÄ° ANLAMI ÖRGÃœTLEMEKTÄ°R’Başında olduÄŸu organizasyonun elde ettiÄŸi sonuçları, etik açıdan irdelemek, insan ve toplum üzerindeki sonuçlar üzerine kafa yormaktır. Mesela, “şu sokaÄŸa 7 katlı deÄŸil de 20 katlı bir apartman yaparsam, benden sonraki nesillerin hayatını zehir ederim†demek erdemini gösterebilmek; etik aklı, bütünlüğü, sorumlu duruÅŸu arkasına alan bir liderlik sergileyebilmektir.Ãœst düzey bir CEO’luk, organizasyona, çalışana, nitelikli, derin, kendilerini gerçekleÅŸtirebilecek, türlü özelliklerini sergileyebilecek ÅŸekilde zengin bir çalışma ortamı hazırlamayı hedefler.Ä°yi CEO, çalışmayı, tasarlanmakta olan bir iÅŸ sürecini, insanın hayatla bütünlüklü bir iliÅŸki kurabileceÄŸi ve türlü insansal zenginliklerini dışa vurabileceÄŸi bir olanak olarak deÄŸerlendirebilmek baÅŸarısını gösteren kiÅŸidir.Ä°nsanların çalışırken sevinç duyması, heyecanlanması, keyif alması, vaktin nasıl geçtiÄŸini anlamaması gerekir; iddia, tutku ve hatta biraz da belli belirsiz bir ütopyanın peÅŸinde koÅŸmak insanları mutlu eder. CEO anlamı örgütleyen kiÅŸidir. CEO’nun görevi budur bence.Åžirket: Quo Vadis? - Modern Åžirketin Çöküşü ve BaÅŸka Bir Åžirket Teklifi / DaniÅŸ Navaro / Remzi Kitabevi / 664 s. / 2021.
Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/668654-dusunen-bir-ceonun-gozuyle-cokusun-nedenleri/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/668654-dusunen-bir-ceonun-gozuyle-cokusun-nedenleri/
Other News
Ece Temelkuran:‘Dünyaçözülüyor!’
Talat Parman’dan‘Freud’un Makara Oyunu’
Bugünden geleceğe bir belge!
Haftanın güncelçocuk kitapları.... Emek Yurdakul'un yazısı...
Öyküoyun el ele... Y. Bekir Yurdakul'un söyleşisi...
‘Ölü’sanılan adam otopsi masasında canlandı
Twitter'ın Clubhouse'u: 'Spaces' Android'e geliyor
TikTok'a rakip uygulama geliyor: 'YouTube Shorts'
WhatsApp'a yeniözelliğini duyurdu
Microsoft,Çin'i "ABD'deki kurumların elektronik postalarına siber saldırıdüzenlemekle" suçladı