N. İpek Gökdel: ‘Kalemim öykünün kölesi, ruhum özgür!’
Kişi hem var hem yok olmayı başarabilir mi? O başardı! Birazdan kendi cenazesini kaldıracak... N. İpek Gökdel’in, İstanbul-Urfa hattında geçen ve bu coğrafyada yaşayan genç erkeklerin dünyasını sarıp sarmalayan romanı Kefaret (DEX); alegorik bir roman sayılmaz. Bilimkurgu hiç değil. Felsefi öğütler veren bir kurmaca adeta. Ve Gezi Direnişi’nde yaşananların polisiyesi. Ve Urfa ile İstanbul’u anlatan bir şehrengiz!
/Archive/2021/3/4/192427560-ic1.jpg ‘KÖK HÄ°KÂYE KENDÄ° DÄ°LÄ°NÄ° OLUÅžTURUYOR’- Karakalem Roman Serisi; üç kitaplık, Ä°stanbul’un Anadolu’nun gizemlerini, efsanelerini hatta komplo teorilerini de barındıran ve Netflix’te ilk yerli yapım olan fantastik bir seri. Fakat hemen sonrasında biçeminiz deÄŸiÅŸti ve fantastik ögeler yok oldu. Tövbe her ne kadar distopik bir fonda geçse de oldukça gerçekçi üç ana karakterÄ°N dramlarını sunuyor. Bu deÄŸiÅŸimi ne tetikledi sizde?Cümlelerin, betimlemelerin derinliÄŸine deÄŸil hikâyeye odaklanmış bir yazarım. Anlatacak çok hikâyem, yazacak çok romanım var. Anlatmakta olduÄŸum kök hikâye kendi anlatım dilini oluÅŸturuyor, diyebiliriz. Karakalem Roman Serisi fantastik ögeler taşırken, Tövbe yeraltından ses veren bir gerçekliÄŸi haykırıyordu. Hikâyenin kölesi olmuÅŸ bir kalemim. Romanda anlatılan karakterler ve olaylar hangi yönde yazmamı isterse öyle yazıyorum, diyebiliriz. Kalemim öykünün kölesi, ruhum özgür!- BeÅŸinci romanınız Kefaret; kendi cenazesine giden bir adamla baÅŸlıyor. Kapakta da gözü bantlı bir adamın fotoÄŸrafı var, Tövbe’nin kapağında ise gözü bantlı bir kadın vardı. Kefaret ve Tövbe iliÅŸkisini anlatır mısınız?Her ikisinin de anlatım dili benzer ve yakın geçmiÅŸin izlerini taşıyan ve bugünü anlatan romanlar. Fakat Kefaret, bu coÄŸrafyada yaÅŸayan genç erkeklerin dünyasını, Tövbe ise genç kadınların dünyasını sarıp sarmalıyor. Hem diÅŸil ağızdan hem eril ağızdan yazmayı seviyorum. Tövbe’de üç kadının iç sesini yazarken Kefaret’te erkekleri dile getirdim. Ä°kileme olmasa da kapakları bu sebeple benzer./Archive/2021/3/4/192858480-kapakic2.jpg‘UNUTTURMAMAK İÇİN YAZDIM!’- Kefaret’te tartıştığınız karşıt uçlar, ikilikler var. Kefaret’teki asıl dertleriniz neydi?Hafıza oyunbaz bir maymun. Kefaret; unutturmamak için yazıldı. Ölenler unutulmasın, Gezi Olayları unutulmasın, vicdan sızlasın diye. Kefaret, yazar ile okur arasındaki perdeyi kaldıran bir roman oldu. Hikâyenin ve karakterlerin nereye evrileceÄŸini, olayların nasıl geliÅŸeceÄŸini okurdan saklamadan yazmak istedim. Okura ne sürpriz yaptım ne de ondan bir ÅŸey gizledim. Çünkü aslolan insanın dönüşüm yolculuÄŸunu anlatmaktı.- Bir ÅŸehri tüm yönleriyle yazmayı da seven bir yazarsınız. Ä°stanbul ve Urfa’yı öyle güzel anlatıyorsunuz ki… Urfa’yı anlatır mısınız, nasıl yaÅŸadınız o coÄŸrafyayı?Urfa’dan dönmek istemedim. Urfa ve civarında geçirdiÄŸim her gün, her gece, uÄŸradığım her ev, her pazar yeri, her köşe, her yer sofrası beni benden aldı. Tarihi ve arkeolojik mekânlar deseniz baÅŸlı başına bir masal alemi. Daha çok yaÅŸamın akıp durduÄŸu gündelik Urfa’ya tutkun oldum. Sokak aralarından yükselen namelere, insanlarının düşünce biçimine, feodalizmin izlerine, binlerce yıllık kültürlerin aynı potada eriyiÅŸine aşık oldum. Kefaret’te de okurlar Urfa’yı benim gözümden görebilsin diye, kelimelerim izin verdiÄŸince yazmaya gayret ettim.- Kefaret’te yazarlığınız, diliniz artık baÅŸka bir yöne yol alıyor gibi. Bugün yaÅŸadıklarımız ve/veya öznel deneyimleriniz bunda ne kadar etkili?YaÅŸama dair umut taşıdığımız zamanlarda yazdıklarımızla, üzerimizde binlerce tonluk baskı hissederek kapana kısıldığımızda yazdıklarımızın aynı olması beklenemez.Kefaret’in ana mekânları Urfa ve Ä°stanbul gibi gözükse de aslen “mezarlık ve Gezi Parkıâ€dır. Kısıtlamaların, yolsuzlukların, haksızlıkların, adaletsizliÄŸin ayyuka çıktığı zamanlardayız. Yazmak saklanmanın bir türü. BaÅŸ edemediÄŸin, onaylamadığın dünyayı uzaktan uzaÄŸa protesto etmek gibi.Michel Foucault, “Artık kendimize ait bir yüzümüz olmasın, yazımızın altına saklanalım diye yazarız aynı zamanda.†diyor. Ben de Kefaret’in sayfalarına sakladım yüzümü. Çünkü dünyada ve ülkemde olanlar yüzümü kızartıyor, çok üzülüyorum ve kelimelerimce isyan ediyorum.- Yeni kitap geliyor mu?Evet. BambaÅŸka bir türde üstelik. Bir aile destanı yazıyorum.
Alin Kayalar
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/668884-n-i%CC%87pek-gokdel-kalemim-oykunun-kolesi-ruhum-ozgur/