Dünyadaki ilk kadın örgütlenmesi: Bacıyan-ı Rum örgütü
Ahi Teşkilatının kadın kolu olan Bacıyan-ı Rum mensupları, yönetimin yanlış kararlarına ve Moğol istilasına karşı da Ahilerle birlikte savaştı. Moğol askerleri ve sonra da mallarına el koyan Selçuklu sultanlarına direnen Anadolu Bacıları’nın bir kısmı kılıçtan geçirildi. Bazıları da esir hayatı yaşadı.
Avrupa’da Sanayi Devrimi öncesinde nitelik gerektirmeyen ve çoÄŸunlukla da aile içi iÅŸletmelerde vasıfsız içi olarak çalışan kadınların bir ücret karşılığı iÅŸgücüne katılması ancak 18. yüzyılın sonlarına doÄŸru gerçekleÅŸmiÅŸtir. Emek yoÄŸun iÅŸlerde ucuz içgücü olarak yararlanılan kadınların örgütlenmeleri de ancak 19. yüzyılla birlikte mümkün olacaktır. Oysa Anadolu’da kadınlar daha 13.Yüzyılda kendi baÅŸlarına iÅŸ kurabilme, ara mal üretme, ürünlerini kadınların kurduÄŸu çarşılarda satma ve çalışan kadınlarla dayanışma amaçlı örgüt kurarak dünyadaki ilk kadın örgütlenmesini de gerekleÅŸtirme baÅŸarısına imza atmıştır. Ancak ne hazindir ki, Bacıyan-ı Rum (Anadolu Bacıları) örgütünden bırakın dünyayı, bu topraklarda bile konu ile ilgili bir avuç akademisyen dışında haberdar olan yok. Bu konuda yurtiçinde çalışma yapanların sayısı o kadar az ki, yabancı bilim adamları, Âşık PaÅŸazade’nin ilk kez söz ettiÄŸi Bacıyan-ı Rum örgütünün varlığına şüphe ile bakmış, olsa olsa bunun yanlış okuma ya da yanlış kayda geçme ihtimali üzerinde durmuÅŸlar. Alman Åžarkiyatçı Taescner, 1200’lü yıllarda bir kadın orgütlenmesini imkânsız görmüş ve Bacıyan-ı Rum örgütü diye alıntılanan tamlamanın Hacıyan-ı Rum olabileceÄŸini öne sürmüştür.Dünyada Ahilik teÅŸkilatı ile birlikte kooperatifçiliÄŸin de ilk örneÄŸini oluÅŸturan Bacıyan-ı Rum, sadece mesleki bir teÅŸkilat deÄŸil aynı zamanda siyasi faaliyetlerin de yürütüldüğü bir kadın örgütlenmesidir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin halkın yaÅŸamını zorlaÅŸtıran kimi uygulamalarına karşı direndiÅŸ gösterdiÄŸi gibi MoÄŸol istilasına karşı da bulunduÄŸu ÅŸehri teslim etmek istemeyen Ahi TeÅŸkilatı’yla birlikte amansız bir direniÅŸ göstermiÅŸ, bunun bedelini de canlarıyla ödemiÅŸlerdir. DÄ°NSÄ°Z TÃœRKMENLER DENÄ°LDÄ°Bacıyan-ı Rum örgütü, siyasi kimliÄŸi ve ortodoks Sünni din anlayışını reddeden batıni tasavvuf eÄŸilimi nedeniyle o günden ne devlet katında ne de akademi dünyasında gereken ilgiye mazhar olamamıştır. ÂşıkpaÅŸazade tarihi, BektaÅŸi manakıpnameleri ve seyyahlar dışında kalan tarih yazılımı kasıtlı ve karalayıcıdır. Saray tarihçilerinin yanında Ahmet Eflaki gibi Mevlevi tarihçileri Ahi TeÅŸkilatı ve Bacıyan-ı Rum örgütü hakkında “dinsiz Türkmenler, Babai, Hasan Sabbah artıkları, mülhid, zındık†gibi suçlamalara yer vermiÅŸtir. Mevlevi tarihçilerinin Ahi TeÅŸkilatı ile Bacıyan-ı Rum örgütünü hedef almasının arka planında MoÄŸol iÅŸgali karşısında farklı tutum almaları yatmaktadır. Ahiler ve Anadolu Bacıları (Bacıyan-ı Rum) MoÄŸollara direnirken Mevleviler ise MoÄŸollara koÅŸulsuz biat etmekle kalmayıp Ahilerin ve Bacılar’ın tekke ve medreselerinin kendilerine verilmesini talep etmiÅŸtir./Archive/2021/3/8/021924179-miyase-1-max-rnk-s10.jpgBACILARIN LÄ°DERÄ° FATMA BACIBacıyan-ı Rum örgütünün lideri Fatma Bacı, Ahilerin lideri Ahi Evran’ın eÅŸidir. Sadece eÅŸinden dolayı deÄŸil dönemin ünlü mutasavvıflarından Evhadüddin- Kirmani’nin de kızı olması nedeniyle büyük saygınlığı vardır. Ona olan derin saygı Alevi-BektaÅŸi kitleler nezdinde bugün de sürüyor. Ancak bugün ona duyulan saygı, başında bulunduÄŸu örgütten, verdiÄŸi mücadeleden ve Ahi Evran’ın eÅŸi olmasından dolayı deÄŸil, MoÄŸolların elinde 14 yıllık esaretten ve eÅŸi Ahi Evran’ın katletilmesinden sonra sığındığı Hacı BektaÅŸ Veli’nin evlatlığı ve onun felsefesini ve ilmini öğrettiÄŸi vârisi olmasından dolayıdır. Hacıbektaş’ın evlatlığı ve ilmi varisi olan Fatma Bacı’nın adı da o tarihten sonra “Kadıncık Ana†olarak anılmaya baÅŸlamıştır.Kadınların kurduÄŸu bu sosyal, kültürel, ticari ve siyasi örgüt Ahilik teÅŸkilatından ayrı düşünülemez. Sonuçta Bacıyan-ı Rum örgütü Ahilik teÅŸkilatının bir nevi kadınlar koludur. Ahilik teÅŸkilatının bütün ilke ve kararları Bacıyan-ı Rum örgütü için de geçerliydi.KADINLI ERKEKLÄ° YEMEKLERAhilik TeÅŸkilatı’na baÄŸlı belli malları satan tüccar ve üretim atölyeleri bugünkü sanayi siteleri gibi belli çarşılarda toplanmıştı. Ahi Evran debbaÄŸların piri olarak tarihe geçmiÅŸ olsa da 32 çeÅŸit sanatkâr kolunun da lideridir. Åžehirlerde kurulan sanayi sitelerinde kadınların üretimlerini pazarladıkları dükkan ve atölyeleri bulunmaktaydı. Kayseri’de dericiler ve bakırcılar çarşısının yanında bulunan Külahduzlar (Örgücüler) çarşısında da kadınlar debbaÄŸların tabakladığı derilerdeki yünleri ip haline getirip örgücülükte kullanıyor ve bunları kendilerine ait çarşıda satışa sunuyordu. Külah, halı, kilim, kumaÅŸ ve diÄŸer dokumacılık kollarında faaliyet gösteren Bacıyan-ı Rum örgütüne mensup kadınlar, Ahilik TeÅŸkilatı’nın güçlü olduÄŸu Kayseri, KırÅŸehir ve Konya gibi ÅŸehirlerden sonra MoÄŸol istilasının ardından çekilmek zorunda kaldıkları uç bölgelerde de bu faaliyetlerini sürdürürler. Yeniçerilerin giydiÄŸi akbörkün ve diÄŸer giysilerin de Bacıyan-ı Rum mensuplarında üretildiÄŸi söylenir.Ahi Evran, göçebe Türkmenlerin ÅŸehirleÅŸmesinde onları piri olduÄŸu teÅŸkilat aracılığıyla sanatkâr yaparak katkı sunarken eÅŸi Fatma Bacı da benzer iÅŸlevi Türkmen kadınları iÅŸ sahibi yaparak gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. DiÄŸer Ä°slam coÄŸrafyalarında ve Avrupa’da kadının çalışması ve hele kendine ait bir iÅŸyerinin olması hayal bile edilemezken Anadolu’da Bacıyan-ı Rum örgütü sayesinde gerçekleÅŸmiÅŸtir. Bacıyan-ı Rum üyesi kadınlar Ahilerle birlikte mesleki eÄŸitim kursları düzenliyor ve bazı akÅŸamlar kadınlı erkekli yemekler düzenliyordu. KANLA BASTIRILAN DÄ°RENÄ°Åž VE DAÄžILMAAhilik TeÅŸkilatı’nın kurulması ve yagınlaÅŸmasında sultan Alaaddin Keykubad’ın verdiÄŸi desteÄŸin payı büyüktü. Alaaddin Keykubad’ın, oÄŸlu II. Gıyaseddin Keykubat tarafından zehirlenmesi, Ahiler ve Türkmenler üzerinde sarsıcı etki yarattı ve o nedenle yeni sultana karşı direniÅŸe geçtiler. II. Gıyaseddin Keykubat, Ahilerin birçoÄŸunu öldürdü. Sultanın kötü yönetiminden faydalanan MoÄŸollar Anadolu’ya akınlar baÅŸlattı. Kösedağ’da Selçuklu ordusunu yenilgiye uÄŸratan MoÄŸollar, Tokat ve Sivas’ı hiçbir direniÅŸle karşılaÅŸmadan aldılar. Dönemin en önemli ticaret merkezi olan Kayseri’ye girmek istediklerinde Ahiler ve Bacılar ÅŸehri teslim etmeyip direniÅŸe geçtiler. Ancak Kayseri Subaşısı, MoÄŸollara yol göstererek su yolundan onları ÅŸehre soktu. Ahiler ve Bacılar kılıçtan geçirildi Liderleri esir alındı, örgütleri dağıtıldı (1241).Celaleddin Karatay’ın MoÄŸollarla anlaÅŸması sonrası Ahilik ve Bacıyan-ı Rum örgütü yeniden faaliyete geçtiyse de Selçuklu ÅŸehzadelerinin taht mücadelesi sonrasında MoÄŸollar yeniden Anadolu’ya girdi. I. Kılıçarslan’ı tahta oturtan MoÄŸollar üç kiÅŸilik bir vezir kadrosuyla ülkeyi yönetmeye baÅŸladılar. Bu üçlü yönetim döneminde Ahilerin ve Anadolu Bacılarının sahip olduÄŸu her ÅŸey Mevlevi ve Kalenderi derviÅŸlerine verildi. Ahilerin mülkleri ellerinden alınmaya baÅŸlanınca Ahi Evran, “Agaz u encam†adlı risalesinde sitemini şöyle dile getirir: “Bu zamanın kurt tiynetli yöneticileri, kiÅŸilerin mallarına el koymaktadır. Åžeriatın hükümleri büyük ölçüde ortadan kalktı. Ä°slam’dan sadece bir ad kaldı.â€Ahiler ve Bacılar KırÅŸehir’de direniÅŸe geçtiler. DireniÅŸe geçen Ahiler arasında babası ile arası açık olan Mevlana’nın oÄŸlu Alaaddin Çelebi de vardı. Mevlananın müridi KırÅŸehir Emiri Nurettin Caca, bu direniÅŸi kanla bastırdı. Ahi Evran, Mevlana’nın oÄŸlu ve Ahilerin çoÄŸu kılıçtan geçirildi. Ahi Evran öldüğünde 90 yaşındaydı. Ankara, Denizli, Çankırı, Aksaray ve Tokat’ta da direniÅŸ kanla bastırıldı. Mevlevi tekkesine baÄŸlanmayı reddeden Ahiler ve Bacıyan-ı Rum mensupları uç bölgelere göçtü.Bacıyan-ı Rum örgütü böylece dağıtıldı. Fatma Bacı da Hacıbektaş’ın yanına, Suluca Karahöyük’e sığındı. Hacı Bektaş’ın evlatlığı olan Fatma Bacı burada Ä°dris Hoca adlı biri ile evlendi. Hacıbektaş’ın nefes evladı olup, onun ilminin ve felsefesinin Abdal Musa ile birlikte günümüze kadar ulaÅŸmasını saÄŸladı.Â
Miyase Ä°lknur
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/669486-dunyadaki-ilk-kadin-orgutlenmesi-baciyan-i-rum-orgutu/