Sesin rengi de var! Y. Bekir Yurdakul'un yazısı...
Kitapların ışık olup halaya durduğu okuma dünyama sızan ilk Yeşim Saygın yapıtı Bataklığın Kıyısındaki Ev’di. Sonra bir akşamüstü Hayaletli Gölün Çocukları seslendi penceremin altından. Ve el salladı Mızıkacı’yla Baykuş Yemini. Onca telaşın, yorgunluğun sakin bir sabaha ağması gibiydiler. Derken bir sabah erken çıkageldi Günlükte Saklı Sırlar...
/Archive/2021/3/11/180223027-ic1.jpgÄ°yi dokunmuÅŸ, el emeÄŸi bir kilimin her koyağını, her bir motifini, rengini, sesini, ışığını sezmek o güzelim desenlerin ustaca size bırakılmış boÅŸluklarında dur durak bilmeden dolaÅŸmak, onunla soluk almak, yola düşmektir iyi kitaplarla buluÅŸmalar.Bir de dilini kurmuÅŸsa yazar, okuruyla göz hizasına vararak sohbete durmuÅŸsa bitmesin istediÄŸimiz bir yolculuktur çıktığımız; uzadıkça uzasın isteriz.Dahası da vardır: Çok geçmez, bir de bakarsınız ki o kahramanların belki de aralarından biri sizsiniz, siz de o mekânda, o zamandasınız. Duygular, düşler, heyecanlar, düş kırıklıkları, baÅŸarılar, coÅŸkular sizden anlar/ bölümlerle gülümser satır aralarında...BildiÄŸinizi düşündükleriniz üzerine de ince, yumuÅŸak fırça vuruÅŸlarıyla dolaşır sözcükler. Damağınıza yeni dil tatları armaÄŸan eder. Bir merak istasyonunda bindiÄŸiniz trenden bir baÅŸka heyecan istasyonunda indirir sizi.Anılarının bir yerinde, ömrümce baÅŸka hiçbir neden olmaksızın yani salt kendim için bir ÅŸey okuyamadım, diyen Aziz Nesin’in, “Ne o, yine bir iÅŸ mi yoksa bu kez kendin için mi okuyorsun?†sorusuna boÅŸ verir, dümeni hayatın akışına bırakırsınız.BÄ°RLEŞİK DUYGU SÄ°NESTEZİÇocukluÄŸunda, ilkgençlik çağına doÄŸru koÅŸarken yaramazlık da yapar kimi kabahatleri de olur insanın. Sahi, okulu astığınız ya da söz verip de tutmadığınız olmadı mı hiç? AteÅŸ de o çocuklardan biri iÅŸte. Resme de “feci†yeteneÄŸi var! (Korkmayın! Bu türden kullanımlara karşı tutumuyla da dil bilincini yapıt boyunca sergiliyor yazar.)Ve okullar kapanınca babası getirip “boÅŸ kâğıt gibi sıkıcı†bir tatil kasabasına bırakıverir “cezalı†oÄŸlunu. AteÅŸ, yaz boyu burada kalacak, bir süre sonra uzaktan uzaÄŸa “Kumru†diye anacağı Bahar Hanım’ın iÅŸlettiÄŸi Mavi Åžarkı Oteli’nde çalışacaktır da.Bir anda sudan çıkmış balığa dönmüştür. Sıkıntılı günler birbirini kovalarken “meraklı kedi yavrusu gibi bakan†yaşıtı Arya’yla, hemen ardından onun arkadaşı Çilli’yle kesiÅŸir yolları. Arya için Ateş’in “sesi lacivert gridir, tıpkı kış denizinin hırçın dalgaları gibi.â€Yüzyıllar öncesinden duyulan sesiyle “KonuÅŸ ki seni görebileyim.†diyen Sokrates’i, radyo oyunlarıyla KonuÅŸ ki Göreyim Seni diye seslenen ÅŸair Behçet Necatigil’i anımsadım.Arya için konuÅŸmanın deÄŸeri salt ses tonu ya da sözcüklerle sınırlı deÄŸildir. Seslerin rengini de görmektedir o. Yani sinesteziktir. Bu farklılığın hem Arya hem de romanın bir baÅŸka kahramanı Ä°nci için kurguya ustaca yerleÅŸtirildiÄŸini belirtmeliyim./Archive/2021/3/11/180249964-ic2.jpgDesen: CEYDA KARLIÄ°NCİ’NÄ°N GÃœNLÜĞÜArya, eski bir itfaiye merkezini kafeye dönüştürüp iÅŸleten annesine yardımcı olmaktadır. Mekânı, “Vanilya ve kakao kokusu, vals yapan bir çift gibi hafif adımlarla dönerek kafenin içinde dolaşıyor, herkesi dansına katılmaya davet ediyordu.†diye tanımlayan yazar, günün akÅŸama akan saatleri için de ÅŸunları söyleyecektir:“AkÅŸamüstünün kayıtsız aydınlığı, bahçede oturanların yüzlerinde geziniyor, kahkahalara eÅŸlik ederek aÄŸaçlara tırmanıyordu.â€Her satırı, birbirinden hoÅŸ yazınsal tatlarla yüklü macera sürerken Bahçıvan, Tikli Adam (Kemik), Can, ötekiler... Yum Yum’u da unutmamalı, birer birer alırlar sahnedeki yerlerini.Arya’nın annesinin teyzesi Ä°nci, halk arasında Ejder AÄŸzı denen bir obruÄŸa düşüp kolunu kırar. Korku dolu saatler geçirdiÄŸi, duvarında sıralı sayılar olan bir maÄŸaranın varlığını fark ettiÄŸi çukurdan kurtarılır. Ancak bir süre sonra hayata veda edecektir. Yıllar önce olmuÅŸtur bunlar.Ä°nci’nin, sinestezik olmanın yanında karşılaÅŸtığı her ÅŸeyin fotoÄŸrafını çektiÄŸi müthiÅŸ de bir görsel hafızası vardır. On iki yıllık kısa ömrüne bir de renklerin kılavuzluk ettiÄŸi “günlük†sığdırmış, onu da kimseye vermemesi kaydıyla çocukluk arkadaşı Bahçıvan’a emanet etmiÅŸtir. Ä°ÅŸte, maceramızda o defterin önemlice bir rolü var!OBRUK, DEFÄ°NE AVCILARI...Yeraltı sularının yol açtığı maÄŸaraların çökmesiyle oluÅŸan, ülkemizde yaygın olarak Konya’da görülen obruklar; terk edilmiÅŸ eski maden ocağının galerileri, akarsularda ortaya çıkan sert akıntılar, gün gün baÅŸka güzellikler sunan deniz ve kıyıyla öpüşen orman, kafe ve butik otele eÅŸlik eden her biri bilinçli olarak seçilmiÅŸ öteki mekânlar olarak çıkıyor karşımıza.Obrukla maden ocağı arasında bir yerlerde yüzyıllar öncesinden gömülü olduÄŸu söylenegelen mücevherleri kaçak kazıyla ele geçirmeyi tasarlayan define avcılarıyla maceranın ilgi çeken fotoÄŸrafları tamamlanıyor.Ä°steksizce geldiÄŸi bu kıyı kasabasında “rüzgâr, Mavi Åžarkı’nın bahçesinde, çocuk gibi oradan oraya koÅŸtururken†kafede zoraki söylediÄŸi ilk sözcükleri “lacivert gri†Ateş’in; birkaç aylık macerasına, kurduÄŸu iliÅŸkilere, otelden kovulmayı baÅŸarırsa evine dönebileceÄŸini düşünürken takındığı tutuma tanık olan okuru, düğümün çözülmesi aÅŸamasında hoÅŸ sürprizler de bekliyor./Archive/2021/3/11/180305808-kapakic3.jpgDOSTLUK VE DAYANIÅžMA ÖYKÃœSÃœKahramanlarını; ilgileri, becerileri, heyecanları, zaafları... kısacası duygu ve düşünceleriyle ete kemiÄŸe büründüren, onlarda okurun da kendisini bulmasını saÄŸlayan YeÅŸim Saygın, anlatı boyunca düşürmediÄŸi tempo, altını büyük bir ciddiyetle çizdiÄŸi doÄŸal varsıllığımız ve deÄŸerlerimiz baÄŸlamında da yine dikkate deÄŸer bir yapıt sunuyor bize.Sonuç olarak bir dostluk ve dayanışma öyküsü anlatırken kıymetli bulduÄŸu arkadaÅŸlığı da zamanın eskitip silemeyeceÄŸini anımsatıyor.Ancak Günlükte Saklı Sırlar’ı bence asıl hep anımsayacaklarımız arasına sokan anlatımda yakaladığı incelik ve özgünlüktür.Tatil bitip de ayrılık vakti geldiÄŸinde Ateş’in veda sözcüklerinin rengini siz de merak ettiniz, deÄŸil mi? Öyleyse “güneÅŸ, görünmesini istediÄŸi güzellikleri aydınlatmaktayken†uzanın bu yapıta.Günlükte Saklı Sırlar / YeÅŸim Saygın / Günışığı Kitaplığı / 208 s. / 10+ / 2021.
Y. Bekir Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/670414-sesin-rengi-de-var-y-bekir-yurdakulun-yazisi/