Bir kadavranın hatıra defteri
Kitaplarında ailesine ve sonra da eşinin hikâyesine yer veren, hatıralarını roman ve anlatı biçiminde okurla paylaşan Jean-Louis Fournier, Son Beyaz Saçım’ın ardından Otopsim’le bu yoldan ilerlemeyi sürdürüyor. Yazar bu kez kendisinden “kayıtsız†ve “heyecanlı†bir ölü gibi bahsederken benliğini bir kadavra hâline getirip otopsisine tanık oluyor. Gövdesini bilime takdim eden, kendisini “kum saatinde zaman geçirirken gören†ve bunu yeniden ışığa kavuşma fırsatı diye niteleyen bir cesetle karşı karşıyayız. Otopsim, bir kadavranın hatıra defteri; yaşadıklarının hikâyeleştirilmiş Z Raporu. Fournier, kendisini zihni canlı kalan bir ölü gibi düşünüp seslendiği okura ve tıp öğrencisi Égoïne’e yaşamından kesitler sunuyor.
/Archive/2021/3/16/125131756-ic3.jpgEdebiyatta her ÅŸey mümkün; tamamen kurguya dayalı bir metin kotarabilirsiniz ya da onun içine hayatınızdan parçalar koyabilirsiniz. YaÅŸamda hiç olmayacak ÅŸeyleri ana unsur hâline getirebilirsiniz veya yaÅŸamınızı baÅŸtan aÅŸağı satırlara dökebilirsiniz. Bunlara fantastik öğeler veya dramatik anlar da katabilirsiniz.Kitaplarında ailesine ve sonra da eÅŸinin hikâyesine yer veren, hatıralarını roman ve anlatı biçiminde okurla paylaÅŸan Jean-Louis Fournier, Son Beyaz Saçım’ın ardından Otopsim’le bu yoldan ilerlemeyi sürdürüyor. Yazar bu kez kendisinden bir ölü gibi bahsederken benliÄŸini bir kadavra hâline getirip otopsisine tanık oluyor.“ÖLÃœM HÄ°KÂYESÄ°â€Otopsim, Fournier’nin kendisini “kayıtsız†ve “heyecanlı†bir ölüye benzettiÄŸi, hatta öyle kabul ettiÄŸi bir kitap. Roman deseniz deÄŸil, anlatıya çalan ve denemeyi andıran bir metin.Öğrencilerin ve onlara rehberlik eden profesörlerin elleri gövdesinde gezinen yazar, onlarla birlikte kendisini keÅŸfettiÄŸini düşünüyor. Buna, hiçbir ÅŸey saklayamayacak durumda olmayı hayal etme de diyebiliriz:“Hayatımı fıkralar anlatıp kıvırtmacalarla durumu kurtararak ve soytarı kılığına bürünerek geçiren, her ÅŸeyi içinde saklayan ben, bu defa hiçbir ÅŸeyi saklayamayacağım. Bir otopsi bir striptizden de beter.â€Gövdesini bilime takdim eden, kendisini “kum saatinde zaman geçirirken gören†ve bunu yeniden ışığa kavuÅŸma fırsatı diye niteleyen bir cesetle karşı karşıyayız. Daha çok ondan bir ÅŸeyler öğrenecek gençler için geçerli bu. Fournier de gençlerden bir ÅŸeyler öğreneceÄŸini düşünüyor.Yazarın bahsettiÄŸi sessiz bir öğrenme; masada sere serpe yatanın konuÅŸamayacağı, karşısındakinin ise iÅŸitemeyeceÄŸi bir paylaşım: Orada özgeçmiÅŸ, kitaplar ve kelimeler yok. Keskin bir ışık, sivri uçlu metaller ve “ölüm öyküsü†(curriculum motris) söz konusu, bir de hareketsiz gövdede kilitli kalan anılar var. Bedene dokunan öğrenci bunları hissedebilirse ne âlâ:“Tıpkı birkaç eski taÅŸ parçasıyla geçmiÅŸin yapılarını yeniden kuran arkeologlar gibi o da benden kalan parçalarla bütünü yeniden kurgulayabilecek. Mikroskopla inceleyeceÄŸi kemiklerim, saçlarım, hücrelerim ona benim hikâyemi anlatacak…â€Kimi zaman çocukça muziplikler kimi zaman kaybedilmiÅŸ eÅŸe dair nostaljik cümleler barındıran o hikâyeyi Fournier’den dinliyoruz: Ä°sa’yla arkadaÅŸ olan ama bunu fazla ileri götürmeyen, annesine ÅŸakalar yapan, önüne geleni güldürmeye çalışırken kendisi derinlere dalan, günaha çaÄŸrıların günden güne büyüdüğünü hisseden ve hayatını sıkıcı olmamak için çalışmakla geçiren bir yazarın öyküsü bu.Öğrencinin gövdenin belli bölümlerine teması bir hatırayı tetikliyor; eller, bacaklar, gözler vd. Fournier’ye bir ÅŸeyler çaÄŸrıştırıyor: Ortak hareket etmeye baÅŸlayan gövde ile zihin, birbirine yeniden sinyal gönderiyor. Bu, tıpkı öğrencinin kadavrayla kurduÄŸu iliÅŸki gibi./Archive/2021/3/16/125157787-kapakic2.jpgSAÇMALIKLARDAN PARA KAZANMAKFournier’nin anlattığı ölüm hikâyesi, içinde hayattan epey parça barındırıyor. Dolayısıyla ikisi arasındaki sınır çizgisi çok ince ve tam üzerinde hatıralar bulunurken ameliyathanenin tavan lambasından gelen güçlü ışık onları aydınlatıyor,Fournier de ışıktan yararlanıp kendisini inceleyen öğrenciyi çözümlüyor:“Elleri avının üstündeki atmacalar gibi etrafımda dört dönüyor. Bana ne yaparsa yapsın, ister kessin, biçsin, çizip yarsın, parçalara ayırsın, derimden parça alsın, derimi yüzsün, içimi boÅŸaltsın, kısaltsın, didik didik etsin... Égoïne’in hareketleri inanılmaz zarafette.â€â€œÃ–lüm hikâyesiâ€, Fournier’nin hayal gücünü zorlayarak kotardığı bir metin. İçinde adı konmamış bir aÅŸk da bulunuyor hayal kurmayı neredeyse sonlandırıp onu yaÅŸamaya mecbur bırakacak ifadeler de…Gövdesiyle ilgilenen öğrenci, görmediÄŸini sansa da Fournier onun bütün hareketlerinin farkında. Hatta en ufak mimik ve jestten geç kızın ruh hâlini çözümleyebilecek kadar iyi bir gözlemci bu kadavra:YaÅŸarken kendisini bu kadar etraflıca incelememiÅŸken düştüğü boÅŸluktan olsa gerek küçücük bir ayrıntıyla bile ilgileniyor:“Var olmak için daima baÅŸkalarına ihtiyaç duydum. KiÅŸilik bölünmesinden rahatsızdım. Kendimi kendi içimde, artık tanımaz olduÄŸum bir bende kaybolmuÅŸ buluyordum. Bedenim artık bana ait olmaktan çıkmış gibiydi. Çok kısa sürüyordu, dehÅŸet verici biçimde nahoÅŸ bir histi.â€/Archive/2021/3/16/125118491-ic1.jpgFournier, sözcüklerin ve hayal gücünün olanaklarından yararlanarak okuru, bazen fantastik bazen de masalsı yanı ağır basan rüyalara benzer anların içine atıveriyor. Daha doÄŸrusu bunların büyük bir bölümü, üzerinden uzun zaman geçtikten sonra düş izlenimi veren yaÅŸanmışlıklar.Yazar bu hatıraları, zaman zaman çektiÄŸi ya da prodüksiyonunda görev aldığı filmlere de benzetirken bir sahnede yani yaÅŸamının bir ânında, taÅŸkın, aşırı, haddini bilmez, ayrıksı, öfkeli ve fevri yılların ardından yaÅŸlılıktan memnun olduÄŸunu ve morukluÄŸun tadını çıkardığını belirtiyor.Sonra yine küçük bir anekdot geliyor: “Küçükken sınıfta söylediÄŸim saçmalıklar için cezalandırıldım, büyüyüp de bunları yazdığımda para kazanacaktım.â€Vakti zamanında dünyanın merkezinde ve filmin baÅŸrol oyuncusu olduÄŸunu sanıp çocukça ÅŸeyler yapan Fournier, sonra kenara ittiÄŸi ya da tepeden baktığı dünyayı yorumluyor.Genel toplama bakınca Fournier’nin Otopsim’de, bir ölü için her ÅŸeyin durduÄŸu ama onunla yüz yüze gelenlerin hâlâ zamanla yarıştığı anlara dair öngörülerde bulunduÄŸunu görüyoruz. Yazar, kadavraya dönüştürdüğü bedeni aracılığıyla sınırda gezinip öğrenme ve keÅŸfin sonlanmayacağını anlatmaya çabalıyor.Otopsim, bir kadavranın hatıra defteri; yaÅŸadıklarının hikâyeleÅŸtirilmiÅŸ Z Raporu. Fournier, kendisini zihni canlı kalan bir ölü gibi düşünüp seslendiÄŸi okura ve tıp öğrencisi Égoïne’e yaÅŸamından kesitler sunuyor.Otopsim / Jean-Louis Fournier / Çeviren: Aysel Bora / Yapı Kredi Yayınları / 126 s.
Kaan Egemen
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/671430-bir-kadavranin-hatira-defteri/