‘Madam Bovary benim!’ Ülker İnce'nin yazısı...
Gustave Flaubert’e Madam Bovary’nin kim olduğunu sormuşlar, “Benim,†demiş. Nasıl olur da erkek bir yazar kendini romanının “kadın†kahramanıyla özdeşleştirir? Bu ne gizemli bir şey. Ben de şimdi, “Madam Bovary, Marki de Sade’dır,†diyeceğim ama açıklamayı size bırakmayacağım.
/Archive/2021/3/23/133432932-ic1.jpgZaman zaman dönüp, çeÅŸitli nedenlerle daha önce okuduÄŸum eski romanları, kitapları okuyorum. Bazen yeniden okuduÄŸum metinlerin, o metinlerden aklımda kalan ÅŸeylerle neredeyse hiçbir iliÅŸkisinin bulunmadığını görüyorum. Jean Cocteau, “Bir kitabı yeniden okuduÄŸum zaman daha önce hiç okumamış olduÄŸumu anlıyorum,†demiÅŸ.Madam Bovary’yi yeniden okurken bana da aynı ÅŸey oldu, acaba ben bu romanı gerçekten yıllar önce okumuÅŸ muydum yoksa yalnızca taÅŸralı bir doktorun güzel karısının ihanetinin öyküsü olduÄŸunu bildiÄŸim için mi kitabı okuduÄŸumu sanıyorum, diye kuÅŸkuya düştüm. Yeniden okuduÄŸuma göre bari o zaman okurken baÅŸka bir soruya da yanıt bulmaya çalışayım, dedim: Bu roman niçin edebiyat tarihinin önemli yapıtlarından biri ve niçin evrensel?ÇOCUK KALMIÅž KADINLARBu arada, müzik notalarını ne kadar iyi okuyorsa kitapları da en az o kadar iyi okuduÄŸuna tanık olduÄŸum büyük piyanist Ä°dil Biret’le sohbet ederken, nasıl oldu bilmem, kafamdaki bu soru birden aÄŸzımdan çıktı, Ä°dil Biret hiç duraksamadan, “Evrensel bir roman çünkü dünyada çocuk kalmış kadın o kadar çok ki,†dedi.Birkaç gün sonra evde bazı fotokopiler, basılı metinler arasında iki sayfalık bir metin buldum. Ä°skenderiye Dörtlüsü’nün yazarı Lawrence Durrell’ın konuÅŸmalarının toplandığı Lawrence Durrell Conversations adlı bir kitaptan alıntılanmış bir bölümün kopyasıydı.O alıntıda L. Durrell’a, Marki de Sade’dan sık sık yaptığı alıntıların anlamı soruluyor. Durrell’ın verdiÄŸi yanıttaki “çocuk†sözcüğü birden dikkatimi çekti, bunun üzerine metni sonuna kadar ciddi olarak okudum.Durrell, “Marki de Sade, cahilliÄŸi ve acımasızlığıyla, çağımızın en tipik insan örneÄŸidir,†diyor. Sonra ekliyor: “Ben onu hem bir kahraman hem de bir cüce olarak görürüm. Freud çok doÄŸru bir kararla onu çocuk özneler galerisine yerleÅŸtirmiÅŸtir çünkü Sade çocuktur,†diye eklemiÅŸ.Pekiyi, çocuk olması ne anlama geliyor? Durrell onu da tanımlamış: “O bir mızmızlanma ÅŸampiyonudur, gelmiÅŸ geçmiÅŸ mızmızların en büyüğüdür; evet, çaÄŸdaÅŸ insan gibi çocuk kalmıştır: acımasızdır, isteriktir, budaladır, hepimiz gibi kendi kendisinin celladıdır. O bizim ruhsal hastalığımızın somutlaÅŸmış halidir.â€Ä°NSAN NİÇİN ÇOCUK KALIR?Görüldüğü gibi burada Durrell “ruhsal bir hastalıkâ€tan söz ediyor ve bunu çaÄŸdaÅŸ insanın hastalığı olarak niteliyor. Nedir bu hastalık? Onu da açıklamış: Cahillik (bilgisizlik), acımasızlık (benmerkezcilik, baÅŸkalarıyla kendini özdeÅŸleÅŸtirememe, onların acılarına kapalı olma), çocuksuluk, bilinçsizlik, isteriklik ve (akılsızlık anlamında deÄŸil ama akılcı davranamama anlamında.) aptallık.Ä°nsan niçin çocuk kalır, dahası “çaÄŸdaÅŸ insan†niçin çocuk kalmış olsun, bunun yanıtını da yine Marki de Sade için “O bir cücedir†diyen Durrell veriyor: “O [Marki de Sade] bir cüceyse … manevi sorumluluklar yönünde yol alamadığı için cücedir.â€Bir çocuk manevi sorumluluk diye bir ÅŸey bilmez, gerçekten de, yalnızca isteklerini ve gereksinimlerini bilir, rahatını bilir. “Manevi sorumluluk†derken Durrell’ın ne kadar önemli bir ÅŸeyden söz ettiÄŸini anlamak için de sorumluluk duygusu yokluÄŸunun sonuçlarının neler olabileceÄŸini bir an düşünmek gerekiyor./Archive/2021/3/23/133451978-ic2.jpgÇAÄžLARIN HASTALIÄžISorumluluk sahibi olmakla olmamak arasındaki farkın ne büyük bir fark olduÄŸunu görüyorsunuz! En yakın çevresinden, ailesinden baÅŸlayarak, ülkesine, baÅŸka insan hemcinslerine, doÄŸal çevreye ve hatta geçmiÅŸe ve geleceÄŸe karşı sorumluluk duymayan insan ne korkunç bir ÅŸeydir. Ä°ÅŸte o yüzden bu tür bir insan için Durrell, “acımasızdır, isteriktir, budaladır … kendi kendisinin celladıdır,†demiÅŸ.Durrell buna hastalık derken kurtulunması gereken bir ÅŸey olduÄŸuna da iÅŸaret etmiÅŸ oluyor elbette. Ancak “çağın†sözcüğüne karşı çıkacağım, onun yerine keÅŸke “çaÄŸların hastalığı†deseydi çünkü bir yandan günümüzde bu hastalığın en ÅŸiddetli biçimiyle hüküm sürdüğünü görüyorum, bir yandan da Flaubert’in kahramanı Emma Bovary’nin sorununun tam da bu olduÄŸundan eminim. Emma sorumluluk duygusuna sahip bir kadın olsaydı, kasaba doktoru olan kocasını, ün ve para uÄŸruna, bilmediÄŸi bir ameliyatı yapmaya zorlayabilir, onu rezil eder miydi? Sorumluluk duygusu olan insan bu kadar benmerkezli, bilinçsiz, acımasız, aptal ve isterik olabilir miydi?Flaubert de, Durrell’dan neredeyse yüz yıl önce, hiç deÄŸilse bu roman temelinde, çağının hastalıklarından birinin bu olduÄŸunu söyler gibidir.ÖrneÄŸin, o dönem Fransa’sında burjuva kadınlar çocukları olunca hemen bir dadı, bir sütanne tutar, çocuklarını kendileri emzirmezler. Sonuçta çocuÄŸun ne beslenmesinden ne de hastalık ya da saÄŸlığından sorumludurlar, hatta eÄŸitiminden bile tam anlamıyla sorumlu deÄŸillerdir. Paraları vardır ama sorumlulukları yoktur. ÇocuÄŸun eÄŸitimini de özel öğretmenlere devrederler.Flaubert romanının bir kahramanı olan kasabanın eczacısına, “… anneler çocuklarını yetiÅŸtirmelidir. Bu, Rousseau’nun fikridir, belki zamanımız için biraz yenidir,†dedirtirken böyle bir soruna parmak basmak istemiÅŸ olabilir pekâlâ.Emma Bovary’nin istekleri vardır, ün ister, zenginlik ister, aÅŸk, heyecan ister ve bunları elde etmek için denemediÄŸi ÅŸey kalmaz, kendisine sevgililer bulmaktan tutun da kendini dine vermeye kadar, her ÅŸeyi dener. Hepsi bozgunla sonuçlanır, hayatı bozgunlarla, mutsuzluklarla geçmiÅŸ acınası ve bazen de gülünç bir kiÅŸiliktir.Romanı okuyanlar bilirler (ya da okuyacak olanlar da görecektir) roman, çok anlamlı bin bir ayrıntıyla, gözlemle, kiÅŸilik çözümlemesiyle doludur, toplumsal hayat betimlemeleriyle doludur. Böyle olduÄŸu için de elbette çok farklı yorumlara açıktır. Ancak burada ben, günümüzün bunalımı açısından en anlamlı bulduÄŸum yanını vurgulamak istedim.Madam Bovary’nin kim olduÄŸu sorulduÄŸunda Gustave Flaubert, “Benim,†dediÄŸi zaman, eminim ki, “Evet, Madam Bovary bir kadın ama bir erkek de olabilirdi,†demek istedi. Çocuk kalmış kadınlar varsa çocuk kalmış erkekler de çok çünkü. Hem de tarih boyu koca koca ülkeleri yönettiklerine tanık olduk.
Ãœlker Ä°nce
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/672946-madam-bovary-benim-ulker-i%CC%87ncenin-yazisi/