Yazınsal deneme... Adnan Binyazar'ın yazısı...
Eline kalem alan, çağının yazarlarını bilmekle yetinmemeli; değişimlerin toplumsal, bireysel boyutlarını yansıtan klasikleri de tanımalıdır. Bu bağlamda insan gerçeğinin kavranıp anlatıya dönüştürülmesinin ana kaynağı olan yazınsal denemenin bir toplumun düşünsel düzeyinin göstergesi olduğu da unutulmamalı...
/Archive/2021/3/23/133127433-kapakic.jpgDENEMEDeneme dümdüz bir anlatı sanılır. Oysa deneme, kimi durumda öykü damlacıklarından, romanın geniÅŸ soluÄŸundan, eleÅŸtirinin gerçekçi bakış açısından beslenen bir anlatıya dönüşür. Hevesli bir lise öğrencisinden, en yetiÅŸkinine, hatta adlı sanlı yazarına herkes deneme yazabilir. Ama yazınsal türde deneme yazan azdır.Ä°lk akla gelen Ahmet HaÅŸim, Nurullah Ataç, Sabahattin EyüboÄŸlu, Salah Birsel, Nermi Uygur’dur.Batı yazınında ÅŸairinden romancısına deneme yazmayan yazar yok gibidir. Denemeyi anlatı dünyasına kazandıranlar ise Montaigne ile Francis Bacon’dır. BaÅŸta André Gide, Albert Camus olmak üzere yüzlerce yazar adı da sıralanabilir.Deneme, okullarda duygu, düşünce ve görüşlerin kesin yargılara varmadan, içtenlikli bir üslupla dile getirildiÄŸi bir yazın türü olarak öğretiliyor. Öğrenciye ipucu veren bu tanım yeterli sayılsa da, yazınsal denemenin dışında kalır.Denemeyi yazın dünyasına armaÄŸan eden Montaigne, üç ciltten oluÅŸan Denemeler adlı kitabının önsözünde bu baÄŸlamda aydınlatıcı bir açıklama yapıyor: “EÄŸer mümkün olsaydı karşınıza anadan doÄŸma çıkardım. Kitapta size asla bir ÅŸey kanıtlama iddiam yoktur. Elimden geldiÄŸince size beni anlattım. Bana hak vermenizi ya da yargılarınızı istemiyorum.â€MONTAIGNEMontaigne, insan yaÅŸamında akla gelecek her türlü tutum ve davranışları kendi ürettiÄŸi düşüncelerle Ä°lk ÇaÄŸ yazarlarına göndermeler yaparak daha da geliÅŸtirmiÅŸtir. Montaigne, düşüncesini özgürce söylerken kimsenin ona hak vermesini, yargılamaya kalkmasını istemiyor, insana özgürce düşünmenin yolunu açıyor.Denemenin amacı bilgi vermek deÄŸil, düşünceyi açımlayan konuları, insan hayatının içine girerek yerine oturtmaktır. Montaigne, “Her insanda insanlığın bütün halleri†vardır ana düşüncesi baÄŸlamında genellikle ÅŸu konuları iÅŸlemiÅŸtir denemelerinde: Kendini tanımak, anlamak, yüreÄŸin aynası, bilgi, ruh ve beden, korku, korumak...Montaigne’den korku üzerine beÅŸ aforizmadan birkaç örnek:“Beni korkutan ölüm deÄŸil, ölüyor olmak.â€, “Neden sürekli hayattan ÅŸikâyet ediyorsunuz? Sürekli acı içinde yaşıyorsanız, bu sizin korkaklığınız yüzündendir.â€, “En korktuÄŸum ÅŸey korkunun kendisidir, bir kez sardı mı vücudu diÄŸer duyguların önüne geçer.â€, “Korkunun bana yaptırdığı ÅŸeyleri korkmadan da yapabilirsem gerçekten güçlü olurum.â€, “KorktuÄŸumuz insanlardan gördüğümüz saygı, gerçek saygı deÄŸildir.â€Bu konuların iÅŸleniÅŸinde bilgi kaynaklarının yanında geniÅŸ bir felsefe bilinci de var.FRANCIS BACONBacon ise ölüm, öç, mutsuzluk, iki yüzlülük, ana-baba-çocuklar, sevgi, iyilik, huy güzelliÄŸi, soyluluk, toplumsal kargaÅŸa, boÅŸ inanç, ülke yönetimi, kurnazlık, çıkarcılık, bilge görünmek, dostluk, para, krallık, saÄŸlığın korunması, kuÅŸku, sömürgeler, insan yaratılışı, eÄŸitim ve insan iliÅŸkileri üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırır düşüncelerini.Ä°ÅŸlenen konular karşılaÅŸtırıldığında, denemenin bu iki büyük ustasının, üsluplarının yanında konu seçimi yönünden de farklı yönleri var. Bu da, denemenin neredeyse kalıplaÅŸmış bir tanımla, ÅŸiir, roman, öykü gibi “çağının aynası†olduÄŸunu gösteriyor.Ayrıca, Montaigne’in konu alanlarına düşünsellik egemenken, Bacon, yaÅŸadığı çağın gereÄŸi olan insan iliÅŸkileri üzerinde durmuÅŸtur. Onları birleÅŸtiren bir yan ise, dil düzeylerindeki kendilerine özgü deÄŸiÅŸkenliktir.Sözcüklerin Vicdanı, Ä°nsan YüreÄŸine Yolculuk, O Ä°yi Kitaplar Olmasaydı, Anadilin Toprağında adlı deneme kitaplarının yazarı Emin Özdemir, bir yazısında deneme yazarlarının dilsel özelliklerine deÄŸiniyor:“Deneme, düzyazının sorgulayan gücü, kendine özgü söylemi olan yazınsal bir türdür. Kimileri, yazınsal bir tür olmanın ötesinde bir söylem biçimi olduÄŸunu savunurlar. Oysa denemesel söylem ise, dille içli dışlı olmayı, sözcüklerin iç evrenine uzanmayı, bu evrenin katlarında dolaÅŸarak onlara yeni boyutlar kazandırmayı gerektirir.â€Ã–yle olmasaydı, döneminin ünlü deneme yazarı Ahmet HaÅŸim, bir baÅŸparmağı ele alarak aklın, insanın geliÅŸim evrelerini böylesine yalın, mantık ürünü kanıtlarla doÄŸruladığı bir deneme yazabilir miydi?“BaÅŸparmak, insan medeniyetinin yarısını vücuda getirdikten sonradır ki, dimaÄŸ, kemik mahfazasında tabii uykusundan silkinerek konuÅŸmaya baÅŸlamış ve belki insan iÅŸlerine karışması faydadan ziyade zarar vermiÅŸtir. Aklın baÅŸparmaÄŸa nazaran esaret veya galibiyetine göre medeniyet ilerlemiÅŸ veya gerilemiÅŸtir. Bütün taÅŸ ve demir sanayisi baÅŸparmağın, felsefe ve edebiyat gibi boÅŸ hünerler de zekânın eseridir. Orta Çağı aklı, bugünkü Amerika’yı ise baÅŸparmak yapmıştır. Bizde de baÅŸparmağın akla ve ukalalığa üstün gelmesini temenni etmek hepimizin kutsal bir vazifesi olmalı.â€DÄ°LSEL BÄ°LÄ°NÇJean-Paul Sartre, sözü yazarın dili iyi kullanmasına baÄŸlayarak “Önemli olan konu deÄŸil, onun nasıl iÅŸlendiÄŸidir.†der. Sartre’ın sözü, yalnızca deneme için deÄŸil yazınsal olan her anlatı için de geçerlidir.Aziz Nesin, “Üç insanımızdan biri ÅŸairdir.†demiÅŸti bir yazısında. Son zamanlarda bu gerçek daha da belirginleÅŸmiÅŸtir. Yazınsallığı kavramadan, belli baÅŸlı ÅŸairleri, anlatıcıları okumadan ÅŸiir, roman yazarları türedi. Oysa eline kalem alan, çağının yazarlarını bilmekle yetinmemeli; deÄŸiÅŸimlerin toplumsal, bireysel boyutlarını yansıtan klasikleri de tanımalıdır. Bu baÄŸlamda insan gerçeÄŸinin kavranıp anlatıya dönüştürülmesinin ana kaynağı olan yazınsal denemenin bir toplumun düşünsel düzeyinin göstergesi olduÄŸu da unutulmamalı...
Adnan Binyazar / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/672948-yazinsal-deneme-adnan-binyazarin-yazisi/