Emekli Büyükelçi, eski Denizcilik ve Havacılık Sorunları Daire Başkanı Tuygan, 'Montrö' tartışmasını değerlendirdi
Kanal İstanbul ve Montrö tartışması yeniden gündeme gelince emekli Büyükelçi, eski Denizcilik ve Havacılık Sorunları Daire Başkanı Ali Tuygan ile konuştuk. Tuygan, “Dış-işlerin’de geçirdiğim 42 yılın önemli derslerinden biri mükemmelin, iyinin düşmanı olabildiğidir. Bir başka deyişle, uzun süredir sıkıntı yaratmadan yürüyen bir sistem varsa, onu mükemmeliyete taşıyacak girişimler Pandora’nın kutusunu açabilir, buna yol açmamak daha iyi bir seçimdir†dedi.
- Montrö ve Kanal Ä°stanbul tartışmaları yeniden alevlendi. Sanırım iÅŸin arka planına bakmadan yarını görmek mümkün deÄŸil...DeÄŸil elbet... ÖrneÄŸin Çarlık Rusyası bir Avrupa gücü haline gelmeye baÅŸladığı günden itibaren gözünü BoÄŸazlar’a dikti. Çünkü Rusya, sıcak denizlere yani Akdeniz’e inemediÄŸi sürece büyük bir deniz gücü özelliÄŸi kazanamayacaktı. Rusya’nın Pasifik kıyılarında da deniz üsleri vardı ancak bunların ikmali, mesafenin uzunluÄŸu, hele o tarihlerde demiryolu ulaşımının olmayışı nedeniyle büyük bir sorun teÅŸkil etmekteydi. 1905 Rus-Japon savaşında Rusya’nın aldığı yenilgide bu durum büyük rol oynamıştı. - Rusya’nın Karadeniz donanması Pasifik’e Baltık Denizi’nden daha yakın deÄŸil miydi?Elbette daha yakındı ancak 1878 Viyana AntlaÅŸması’na göre Ruslar Karadeniz’deki savaÅŸ gemilerini BoÄŸazlar’dan geçiremiyorlardı ve Ä°ngiltere kendilerini buna tevessül etmemeleri için uyarmıştı. Neticede Çar II. Nikola, Baltık donanması komutanı Rozhdestvensky’ye Port Arthur’u Japonlardan kurtarması talimatını verdi. Amiral Rozhdestvensky tam sekiz ay sonra oraya vardığında ne gemilerinin ne de denizcilerinin savaÅŸacak hali kalmıştı. Rusya savaşı kaybetti. Kaldı ki Rusya’nın sorunu bundan ibaret de deÄŸildi. Rusya’nın dış ticareti büyük ölçüde Türk BoÄŸazları’ndan geçmekteydi. Kırım Harbi ve Osmanlı-Rus savaşında ihracatları darbe aldı. 1911-1912 Osmanlı-Ä°talya savaşında da Rusya aynı sıkıntıyı yaÅŸadı, zira Osmanlı yönetimi savunma amacıyla BoÄŸazlar’ı kapattı.ATATÃœRK, SÖZLEÅžMENÄ°N GÖZDEN GEÇİRÄ°LMESÄ°NÄ° Ä°STEDÄ°- Ve üç itilaf ülkesi, Ä°ngiltere, Fransa ve Rusya müzakerelere baÅŸladı. Evet, Londra ve Paris, Almanya’nın Batı cephesinde zafere ulaÅŸmasının önlenmesinin Rusya’nın savaÅŸta kalmasına baÄŸlı olduÄŸunu biliyorlardı. Ä°ngiltere DışiÅŸleri Bakanı Edward Grey, bu konuda Rusya’yı tatmin etmeye yatkındı. Fransız DışiÅŸleri Bakanı Delcassé ise Rusya’nın Akdeniz’e güç projeksiyonu yapmasına yolu açacak bir pazarlık konusunda bazı duraksamalara sahipti. Ancak Rusya DışiÅŸleri Bakanı Sazonov, kartlarını iyi oynadı. Zaman zaman Ä°ngiliz ve Fransız meslektaÅŸlarını Almanya ile ayrı bir barış yapmakla tehdit etti. Neticede, Ä°ngiliz Mark Sykes ve Fransız Georges Picot, 1916 Mart ayında OrtadoÄŸu’daki Osmanlı topraklarını kendi aralarında nüfuz bölgelerine ayırdıktan sonra Petrograd’a geldiler ve orada mayıs ayında Ä°stanbul’u ve BoÄŸazlar’ı Rusya’ya bırakan bir anlaÅŸmaya vardılar. Ne var ki proje yürümedi.- Neden yürümedi?Birincisi Çanakkale Zaferi Türk askerinin teslim olmaya hazır olmadığını ortaya koydu. Bu Ä°ngiltere ve Fransa’nın Akdeniz-Ege-Marmara-Karadeniz üzerinden Rusya’ya harp yardımı ulaÅŸtırmasına yolu kapattı. Ä°kincisi, Rusya’da Çarlık rejimi son buldu. 19 Mayıs 1919’da Atatürk Samsun’a çıktı ve Milli Mücadele bayrağını açtı. Yaklaşık dört yıl sonra da, Lozan Barış AntlaÅŸması’nın imzası ile Sevr AntlaÅŸması tarihin çöp sepetine atıldı. Lozan BoÄŸazlar SözleÅŸmesi’ne göre, herhangi bir ülkenin BoÄŸazlar’dan geçerek Karadeniz’e çıkacak gücü, o tarihte Karadeniz’e sahildar ülkelerin en güçlü donanmasına sahip ülkesinin donanmasından daha büyük olamayacaktı. Avrupa’da yeni savaÅŸ bulutlarının toplanmaya baÅŸlamasıyla Atatürk, sözleÅŸmenin gözden geçirilmesini istedi.  NATO ÃœLKESÄ° SAVAÅž GEMÄ°SÄ°NÄ°N GEÇİŞİNE Ä°ZÄ°N VERMEDÄ°M- Ve 20 Temmuz 1936’da Montrö BoÄŸazlar SözleÅŸmesi imzalandı... Aynen öyle. Size bir anımı anlatmalıyım. 1982 sonbaharında BaÄŸdat BüyükelçiliÄŸimizdeki görevimden Ankara’ya dönüşümde Denizcilik ve Havacılık Sorunları Dairesi BaÅŸkanlığı’na atandım. 1984 Åžubat ayında bir gün, Sovyetler BirliÄŸi BüyükelçiliÄŸi MüsteÅŸarı acilen görüşmek isteyerek bana geldi. SavaÅŸ gemilerinin BoÄŸaz giriÅŸinde olduÄŸunu ancak sekiz gün önce bize vermek üzere yazdıkları bildirim notasının o günün sıkıntı ve telaşı içinde gönderilmemiÅŸ olduÄŸunu fark ettiklerini, anlayış göstermemizi rica ettiklerini, bunu yapamazsak büyükelçilik olarak makamlarına karşı güç durumda kalacaklarını söyledi. “O günün telaşı†ile kastettiÄŸi, devlet baÅŸkanları Andropov’un vefatı idi.- Ne yaptınız?Konuyu, bakanımıza olumlu görüşle sundum. Kendisi görüşümüzü onayladı. Büyükelçilik müsteÅŸarını bakanlığa davet ederek gemilerinin geçebileceÄŸini duyurdum. - Ä°stisnai bir uygulama mı?Tabii, zamanında geçiÅŸi için bildirimde bulunulmamış savaÅŸ gemileri BoÄŸazlar’dan geçemez. Yıllar sonra, bir NATO ülkesi savaÅŸ gemisi, büyükelçiliklerince bildirimde bulunulmaksızın, Çanakkale BoÄŸazı’na dayandı. Bildirimde bulunulmamış olmasının gerekçesi, “Montrö SözleÅŸmesi’nin hükümlerini bilmemek†idi. MüsteÅŸar yardımcısıydım ve müsteÅŸara vekâlet ediyordum. ArkadaÅŸlarıma danışıp geminin geçemeyeceÄŸine karar verdim. Bunun daha sonra bazı ÅŸikâyetlere yol açtığını duydum ancak doÄŸru olan bu idi. Özetle Montrö SözleÅŸmesi, Sovyetler BirliÄŸi ile diÄŸer büyük güçler arasında bir denge kurmuÅŸtur. Türkiye’nin BoÄŸazlar üzerindeki tam egemenliÄŸini ihya etmiÅŸtir. Türkiye’nin yıllardır tam bir titizlikle ve dürüstlükle uyguladığı Montrö SözleÅŸmesi Karadeniz’in, SoÄŸuk Savaş’ın en karanlık günlerinde dahi bir çatışma alanına dönüşmesini engellemiÅŸtir. Karadeniz sahildar ülkeler kendilerine farklı yollar çizmiÅŸ olsalar da Karadeniz’de statükonun devamını yeni gerilimlere tercih ederler. - Ä°ktidar, Kanal Ä°stanbul konusunda ısrarlı... Ãœstelik Montrö SözleÅŸmesi dışında gerçekleÅŸtirileceÄŸini ifade ediyorlar...CumhurbaÅŸkanları ErdoÄŸan ve Putin, yıllardır sık sık bir araya geliyor. Yaptıkları görüşmelerde bu konunun gündeme gelmediÄŸini düşünmek mümkün deÄŸil. Rus diplomasisinin bu konuyu yok varsayacağını düşünmek de imkânsız. Amerikalılar ise sessiz. Biz Türkler ise hâlâ, belki bir ticari yatırım olması dışında, bu projenin mantığını anlayabilmiÅŸ deÄŸiliz. DışiÅŸlerinde geçirdiÄŸim 42 yılın önemli derslerinden biri mükemmelin, iyinin düşmanı olabildiÄŸidir. Bir baÅŸka deyiÅŸle, uzun süredir sıkıntı yaratmadan yürüyen bir sistem varsa, onu mükemmeliyete taşıyacak giriÅŸimler Pandora’nın kutusunu açabilir, buna yol açmamak daha iyi bir seçimdir. TEHDÄ°TLERLE BAÅž ETMENÄ°N YOLU, TÃœRK BOÄžAZLARI TÃœZÜĞÜ- “Montrö SözleÅŸmesi de böyle bir düzenlemedir†mi diyorsunuz?Kesinlikle. Atatürk ve yol arkadaÅŸlarının, Avrupa’nın Ä°kinci Dünya Harbi’ne sürüklenmekte olduÄŸu bir dönemde imza attıkları büyük bir diplomatik zaferdir. EÄŸer BoÄŸaz trafiÄŸi kıyılarımız için yeni tehditler ortaya çıkarıyorsa bunlarla baÅŸ etmenin yolu sözleÅŸmenin akitleri ve Uluslararası Denizcilik Örgütü nezdinde bunları gündeme getirmektir. Nitekim bu da yapılmıştır, yapılmaktadır. Bu önlemlerden birincisi Türk BoÄŸazları Tüzüğü’dür. Bir ikincisi trafik ayırım ÅŸemalarıdır. Ãœlkemiz tarafından 1994 yılında ihdas edilen Trafik Ayrım Düzeni ve Rapor Sistemi, 1995 yılında Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından bazı kurallarla birlikte onaylanmıştır. Keza, BoÄŸazlar’da radar destekli Türk BoÄŸazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi, 30 Aralık 2003 tarihinde operasyonel olarak devreye girmiÅŸtir. Söz konusu sistemin devreye girmesiyle birlikte BoÄŸazlar’da can, mal, çevre ve seyir güvenliÄŸi daha da artmış ve deniz trafiÄŸi daha etkin bir biçimde kontrol altına alınmıştır.‘EGEMENLÄ°K HAKKIMIZDAN ÖDÃœN VEREMEYÄ°Z’ - Denizcilik ve Havacılık Sorunları Dairesi BaÅŸkanlığı yaparken başınızdan geçen baÅŸka olaylar olmuÅŸtur elbet, paylaşır mısınız?Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne iliÅŸkin çalışmalar baÅŸlamıştı. Bu tür köprü projelerinde ilk iÅŸlerden biri de iki yaka arasında bir kılavuz tel çekmektir. Bunun için Ä°stanbul BoÄŸazı’nı, dört saat süreyle deniz trafiÄŸine kapattık. Tabiatıyla önceden ülkelere gerekli bildirimde de bulunduk. Birkaç gün sonra Sovyetler BirliÄŸi BüyükelçiliÄŸi MüsteÅŸarı beni ziyaretle verdiÄŸi notada böyle bir kararı tek taraflı olarak uygulamaya, BoÄŸaz’ı trafiÄŸe kapatmaya hakkımızın olmadığı, böyle bir meselenin önce sözleÅŸmeye taraf ülkelere danışılması gerektiÄŸi belirtiliyordu. MüsteÅŸara özetle ÅŸu yanıtı verdim: “Moskova ne kadar Sovyet toprağı ise BoÄŸazlar da o kadar Türk toprağıdır. SözleÅŸmeye saygılıyız ancak egemenlik haklarımızdan ödün veremeyiz. Köprü yapılacağına göre tel de çekilecek ve geçiÅŸ güvenliÄŸi için trafik durdurulacaktır. Bu nedenle notanızın içeriÄŸini reddediyorum.†Verilen bir notanın içeriÄŸini görür görmez reddetmek önemli bir tavırdır. Bunu yapabilmek için haklılığınızdan emin olmanız ve notanın ülkenizi ciddi surette rahatsız eden, ulusal çıkarlarınızı göz ardı eden, haksızlığı söz götürmeyen unsurlar içermesi gerekir.Â
İpek Özbey
Read more:
https://www.turkish-media.com/forum/topic/674228-emekli-buyukelci-eski-denizcilik-ve-havacilik-sorunlari-daire-baskani-tuygan-montro-tartismasini-degerlendirdi/