News - Haberler
Gülügül ile tartarlar! Feridun Andaç'ın yazısı...
| Friday, 04.02.2021, 12:02 AM | (189 views)
Gülü gül ile tartarlar! Feridun Andaç'ın yazısı...
Sanırım asıl yazma cesaretini Sait Faik’te, Halikarnas Balıkçısı’nda, YaÅŸar Kemal’de buldum. Onlar gibi yazmak deÄŸildi derdim, sadece yazabilmekti. Okuyarak yazmak… Ve ÅŸimdi, bir “üçleme†ile o açılışı yapmak zamanı gelmiÅŸti. YaÅŸamımızdaki belirsizlikleri, kopuÅŸ ve baÄŸlanışları; unutuluÅŸları, sürgünlükleri ve sürükleniÅŸleri bir arada nasıl yaşıyoruz bunu anlatıyor bu “üçlemeâ€... Kaplıcada Son Yaz, Sandım ki Göğün Cennet’le baÅŸladı, Dünyayı Saran SessizliÄŸin ve Arzen’de Zaman’la sürecek.
/Archive/2021/4/1/180301525-kapakic1.jpgKURMACANIN VE YAÅžAMIN GERÇEKLİĞİTolstoy ve Dostoyevski bize “tarih†anlatmaz, “tarihselleÅŸtirilmiÅŸ biçimleri†bir edebi yapıtta / romanda nasıl kullanabileceÄŸimiz gösterirler. Orada tarihsel hakikat / doÄŸruluk yoktur, kurmacanın ve yaÅŸamın gerçekliÄŸi vardır. Romanı, 19. ve 20. yüzyılda baÅŸat tür kılan da budur.Romancının burada, modern romanı kurarken üç yolu yordamı vardır etki kaynağı olarak: Homeros’un epik anlatıcılığı; Cervantes’in tarihsel bilinci/bakışı; Shakespeare’in dramı/nın çok sesli anlatıcılığı.Çokseslilik… Bunu Bahtin, “karnaval anlatı†olarak nitelendiriyor. Dostoyevski ve Tolstoy’da olanı yani!Ä°yimser Tolstoy, karamsar Dostoyevski iki ucu oluÅŸturur roman sanatında. O nedenle içerik olarak yaklaÅŸtığımızda romanlarıyla ayna tuttukları çaÄŸ onların hakikate bakışlarını yansıtır.Yapıtlarının içerdiÄŸi bütünlük kendi anlam ve yorum alanlarının “ideâ€sini var eder. Orada bize / okura yansıyan da; hayatımıza dokunan duygu ve düşüncelerin neyi, nasıl ivdirdiÄŸidir.DÄ°LSEL YARATI HER ÅžEYÄ°N BAÅžI!KuÅŸkusuz bir anlatıcı için dilsel yaratı her ÅŸeyin başıdır. Anlatacağınız konu, mesele ettiÄŸiniz sorunlar, onlarla gelen / biçimlenen izlekler enikonu dilin elinde güle dönüveriyor.Bir bakıma Nesimî gibi söylersek: “Gülde terazi tutarlar/ Gülü gül ile tartarlar/ Gül ile gül satarlar/ Çarşısı pazarı güldür gülâ€.Bir anlatıcının konusu / meselesi dilin çarşı pazarından geçer. EÄŸer o dil çadırını kuramazsanız, her söylediÄŸiniz yavandır, avara kasnak hayalinin döngüsüdür… Övgüleyip dillendirdiÄŸiniz her bir ÅŸey sizin yavan, eklektik düşüncelerinizin bir “tezahürâ€Ã¼dür. Ki, bu da okur avcılığıdır.Şöyle dersek; iyi anlatıcının öncelikle iÅŸi dildir dil. Bunu anlatınıza baÅŸat kılmadığınızda, söylediÄŸiniz her bir ÅŸey yavandır, eksiktir, zabıt katipliÄŸidir. Nerede, nasıl arz-ı endam ederseniz edin, deÄŸirmeninizi döndüren gülden (dilden) yoksunsanız eÄŸer, sizi gül ile döverler!KENDÄ° KURMACA YOLUMÇocukluÄŸumdan beri dinlediÄŸim masallar, hikâyeler; sinemayla buluÅŸmam, fotoÄŸrafın ve resmin bendeki keÅŸfi kurmaca dünyaların gerçekliÄŸine tutulmamı saÄŸladı diyebilirim. Roman okurluÄŸunun ötesinde roman yazma düşünü o günlerde edindiÄŸimi, hatta ilk adımlarımı attığımı söyleyebilirim.Gogol’ün Ölü Canlar’la karşıma çıkması, Cervantes’in Don Quijote’u benim için yeni bir kıtanın keÅŸfi gibiydi. Jack London ise o yeniyetme çağımda Martin Eden’la beni tutkulu bir yolculuÄŸa çağırıyor, yeni yazarların (Steinbeck, Hemingway) izine düşürüyordu.Sanırım asıl yazma cesaretini Sait Faik’te, Halikarnas Balıkçısı’nda, YaÅŸar Kemal’de buldum. Onlar gibi yazmak deÄŸildi derdim, sadece yazabilmekti. Ä°ÅŸte beni Dostoyevski’ye, Tolstoy’a, Çehov’a, Balzac’a, Stendhal’e, Flaubert’e, Kafka’ya, Camus’ye götüren yolun yolculuÄŸu öyle baÅŸlamıştı. Okuyarak yazmak…KAPLICADA SON YAZVe ÅŸimdi, bir “üçleme†ile o açılışı yapmak zamanı gelmiÅŸti. YaÅŸamımızdaki belirsizlikleri, kopuÅŸ ve baÄŸlanışları; unutuluÅŸları, sürgünlükleri ve sürükleniÅŸleri bir arada nasıl yaşıyoruz bunu anlatıyor bu “üçlemeâ€...Ãœstkurmacanın oyunbaz yanına baÅŸvurmam bir fantezi deÄŸil, bir gereklilik. Dağılan, çözülen yaÅŸamları çok yönlü bir bakışla anlatabilmenin bir formudur bu üstelik. YaÅŸananı gören, görüleni hisseden, hissedileni yorumlayan...Ötesi bir karnavala dönüşen hayatımızın labirentlerine yöneldiÄŸimizde orada daha çok var olduÄŸumuzu gözleriz. Kopamadığımız çocukluÄŸumuz, bizi iyi kılamayan aile, yetiÅŸtirip tutamayan ülke hep sorgumuzdadır bu süreçlerde...Bugünün dünyasına yeni bilinç, yeni bir bakışla bakmak kaçınılmaz. Bir romanda konumuz tek başına her ÅŸey deÄŸildir. Onu biçimleyen, var eden her bir ÅŸey romanın parçalarını oluÅŸturur. Yazılan zamanla anlatılan zaman da buna dahil ve elbetteki anlatıcı/lar...Yeni çaÄŸdaÅŸ roman fotoÄŸraf çekmiyor artık. DuyuÅŸun da seziÅŸin de ötesine geçiyor. YaÅŸamda edilgen görünen her bir ÅŸey iÅŸte o bakışla devinip yeni bir dile dönüşüyor.Ä°ÅŸte bu yaratım sürecinde elinizdeki dili enstrüman olarak kullanmayı seçiyorsunuz. Ama çok seslilik esasına göre. Dilinizi renklendirerek yazıyorsunuz. Benim yaptığım da bu...Romandaki belirsizlikler yaÅŸamdaki belirsizliklerin de bir yansımasıdır. YaÅŸandıkça, gidildikçe ortaya çıkıp biçimlenebilecektir. O nedenle kahramanların dünyasında görülenler de yer yer fludur. Ne olacağı, nereye yönelineceÄŸi belirsizdir. O nedenle de karmaşık olanların bileÅŸkesi üzerine kurulmuÅŸtur roman.Evet tanımlamalardan yola çıkmadım. Ayrışmaları göstermek, belirsizliÄŸin belirsizliklerini hissettirmek istedim.EÅŸzamanlılık anlatının ortak paydaşıdır adeta. Kahramanların dünyasına buradan bakılır. İçinden geçilen döneme yönelik göndermeler de bunu içerir...Romanda flu kalan yanlar var. Özellikle geçiÅŸler ve dönüşlerde. Kronolojik bir “hikaye†anlatmadığıma, yaÅŸayan kiÅŸilerin baskısı ve bilincine anlatıyı bıraktığıma göre; onların “irade†ve “bakışâ€ları her ÅŸeyi belirleyendir.Yani “tanrı-anlatıcı†kendini sırlayıp, anlatısını Kerem’e, Ömer’e ve Anlatıcı’ya bıraktı. Newton yasası gibi bir ivmesi olmalı zamana / döneme, hatta tarihsel / dönemsel gerçekliÄŸe dönük bakışı olan bir roman(cı)nın.Kaplıcada Son Yaz; Sandım ki Göğün Cennet’le baÅŸladı, Dünyayı Saran SessizliÄŸin ve Arzen’de Zaman’la sürecek.
Feridun Andaç / Cumhuriyet Kitap Eki
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/674932-gulu-gul-ile-tartarlar-feridun-andacin-yazisi/
Read more: https://www.turkish-media.com/forum/topic/674932-gulu-gul-ile-tartarlar-feridun-andacin-yazisi/
Other News
Füsun Akatlı’ya mektup! Pınar Kür'ün yazısı...
Dünya Otizm Farkındalık Günü: Her 59çocuktan biri otizm riski ile doğuyor
Bilim insanlarıkeşfetti: Karadeniz'de buz devri sona ermedi
Kawasaki Hastalığı(Çilek Dillilik) nedir?
Bu faktörler saçdökülme nedeni
Sirkadiyen beslenme nedir, nelere dikkat edilmeli?
Kanseri sinüzitle karıştırmayın
Artvin'de alevler evleri sardı!
RTÜK BaşkanıŞahin'den, 'Hiçtalimat gelmiyor mu' ve 'SözcüTV'ye neden izin verilmiyor' sorularına yanıt
Fenerbahçe'nin eski başkanıAziz Yıldırım Galatasaray'açok sert cevap verdi