Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Monday, 04.21.2025, 06:17 PM (GMT)

News - Haberler

Japon Youtuber Yoshi Enomoto:“Artık Gerçek Bir Zeytinburnuluyum…”

Japon Youtuber Yoshi Enomoto: “Artık Gerçek Bir Zeytinburnuluyum…” Cem Yılmaz’ın Gora filmindeki espriden esinlenerek soranlara “Zeytinburnu çocuğuyum” cevabı vermesiyle tanınan Japon Youtuber Yoshi Enomoto, Zeytinburnu Belediye Başkanı Arısoy’dan onayı aldı, o artık fahri bir Zeytinburnulu… Yüksek Lisans Eğitimi için Türkiye’ye gelen Japon Youtuber Yoshi Enomoto’nun Cem Yılmaz’ın Gora filminden esinlenerek, “Zeytinburnu Çocuğuyum” repliğiyle haber olması üzerine kendisini Zeytinburnu’na davet eden Belediye Başkanı Ömer Arısoy, meraklı youtuberla bir gün geçirdi. Zeytinburnu sokaklarını Başkan Ömer Arısoy’la birlikte gezen Enomoto, “Soranlara hep ‘Zeytinburnu çocuğuyum.’ diyordum. Bu geziyle birlikte bunu tescilledik. Başkanımızın da onayıyla artık gerçekten Zeytinburnu çocuğu oldum.” diyerek espri yaptı.“YOSHİ ARTIK GERÇEK BİR ZEYTİNBURNULU”Yoshi Enomoto’yu Zeytinburnu’nda görmekten çok mutlu olduklarını belirten Zeytinburnu Belediye Başkanı Arısoy, Youtuber’a aynı şekilde esprili bir dille cevap vererek; “Zeytinburnu farklı kültürlere ev sahipliği yapan zengin ve renkli bir ilçe. Neredeyse dünyanın birçok bölgesinden insana rastlamanız mümkün. O yüzden Yoshi’nin Zeytinburnulu olmasında bizim için bir sakınca yok, aksine çok mutlu oluruz” diye konuştu. Belediye Başkanı Arısoy, Enomoto’nun ilçeye olan sevgisinden dolayı kendisini "Fahri Zeytinburnulu" ilan etti./Archive%5C2021%5C1%5C30%5C121350753-japon-youtuber-yoshi-enomoto-artik-gercek-bir-zeytinburnuluyum_2.jpg“MOZAİK MÜZESİ MUTLAKA GÖRÜLMELİ”İlçeyi sürekli merak ettiğini, dolayısıyla Belediye Başkanı Arısoy’dan gelen daveti hemen kabul ettiğini dile getiren Enomoto, “Öncelikle başkanımıza nazik daveti için çok teşekkür ediyorum. Kendisiyle Zeytinburnu’nun en işlek caddesi olan 58. Bulvar’da buluştuk ve birlikte Zeytinburnu’nu turladık. Zeytinburnu’nun tarihi güzelliklerini, sosyal yaşam alanlarını gördük, özellikle Kazlıçeşme Sanat’taki Mozaik Müzesi beni çok etkiledi. Mutlaka görülmesi gereken bir yer” ifadelerini kullandı. Youtube sayfası için vlog çekmeyi de ihmal etmeyen Enomoto, Zeytinburnu Mozaik Müzesi, İhtisas Kütüphanesi, Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi ve deri atölyelerinden görüntüler aldı. DHA

Rusya: Navalni yanlısıgösteriler Putin için bir tehdit oluşturuyor mu?

Rusya: Navalni yanlısı gösteriler Putin için bir tehdit oluşturuyor mu? Muhalif lider Aleksey Navalni'nin tutuklanmasına tepki olarak düzenlenen kitlesel gösteriler sürüyor. Acaba bu protestolar Rusya lideri Vladimir Putin açısından ciddi bir tehlike oluşturuyor mu? EPAÜzerinde "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" yazan bir Navalni posteriMuhalif lider Aleksey Navalni'nin tutuklanması Rusya'da bir gösteri dalgasına yol açtı ve bu hafta sonunda da yeni gösteriler için çağrı yapıldı. Geçen hafta sonundaki gösteriler polisin müdahalesi ve çok sayıda kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanmıştı.Protestoların niteliği ve talepleri ve Vladimir Putin liderliğindeki Rusya yönetiminin gösterilere neden bu kadar sert tepki verdiğini değerlendirdik.Protestolarda ne talep ediliyor?Gösteriler esas olarak muhalefet liderlerinden Aleksey Navalni'nin serbest bırakılması talebine dayanıyor.AFPKremlin'i eleştiren Aleksey Navalni, Noviçok ile zehirlenmesinin ardından tedavi için gittiği Almanya'dan Rusya'ya 17 Ocak'ta geri döndüNavalni bundan iki hafta önce Almanya'dan dönüşünde gözaltına alınmış ve daha önce kendisi hakkında başlatılan bir ceza soruşturmasıyla ilgili olarak hakkında verilen adli kontrol şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle tutuklanmıştı.Navalni'yi destekleyenler, onun hakkındaki suçlamaların hukuki değil siyasi olduğunu söylüyor ve Rusya yetkililerini, yönetimin yolsuzluk ve zimmet gibi suçlarını ifşa ettiği için onu susturmaya çalışmakla suçluyorlar.Geçmişte Kremlin Navalni'yi "Kimsenin tanımadığı bir blogcu" gibi ifadelerle tanımlıyordu. Devlet Başkanı Putin onun adını hiç bir açıklamasında anmıyordu. Ama Rusya yetkilileri son zamanlarda onun suçlamalarıyla ilgili açıklamalar yapmak zorunda kalıyorlar.Bu gösteriler neden farklı?23 Ocak Cumartesi günü, Rusya'da yıllardır yapılan en kitlesel gösterilere tanık olundu.ReutersMoskova'daki protestoBu gösteriler katılımlarının yüksekliğine ek olarak, sadece Moskova ve St. Petersburg gibi büyük kentlerde değil, Rusya'nın her yerinde yapıldı.Rusya'nın 11 saat dilimini kapsayan geniş coğrafyasının her köşesinde insanlar sokağa çıktı.Yakutsk gibi -50 santigrat derece ile dünyanın en soğuk köşelerinden birinde bile yüzlerce gösterici protestolara katıldı.ReutersOmsk kentinde dondurucu soğuğa rağmen protestolara katılan genç bir kadınBBC Rusça Servisi'nin tespitlerine göre geçen hafta sonunda toplam olarak 120'den fazla kent ve yerleşimde gösteriler vardı ve bu bu hafta da devam edebilir.Gösterilerin niteliğini de not etmek faydalı olabilir.Her biri net bir şekilde Devlet Başkanı Putin'e doğrudan meydan okuyan ve onu ve çevresini iktidarlarını suistimal etmekle suçlamaktan çekinmeyen Aleksey Navalni'nin tutuklanmasına odaklanmıştı.Navalni son bir kaç yıl içinde Rusya'nın dört bir yanında örgütleniyor, taraftarları yerel seçim kampanyalarında yarışıyor, yerel sorunları gündeme getiriyor ve protestolar düzenliyorlardı.İşte onu Kremlin açısından bir tehdit haline getiren de bu oldu.Navalni kim ve ne istiyor?AFPNavalni'nin yolsuzluk karşıtı vakfı birkaç defa polis baskınına maruz kaldıAleksey Navalni, ülke yönetimindeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili araştırmaları bir çok Rus tarafından dikkatle izlenen bir muhalif siyasetçi.YouTube'da videolarını yayınladığı kanalının izlenme rakamları bir milyarı aşıyor.Navalni Rusya'da siyasi iktidarı elinde tutan ana güç olan Putin'in Birleşik Rusya Partisi'ni "dolandırıcılar ve hırsızlar partisi" diye tanımlıyor ve yıllar içinde yönetici kesimin yolsuzluklarıyla ilgili iddialarını çok sayıda video ile dillendirdi.Yıllarca Rusya siyasetinin daha şeffaf olması için mücadele eden Navalni, seçimlerde muhalif adayların seçilmesi için çalıştı.2013 yılında Moskova belediye başkanlığına aday oldu ama seçimi ikinci sırada bitirdi.Daha sonra devlet başkanlığına aday olmak istediyse de daha önce hakkında verilmiş mahkumiyet kararları olduğundan bu mümkün olmadı. Bu mahkumiyetlerin hukuki değil siyasi kararlar olduğunda ısrar ediyor.2020 yılının Ağustos ayında Sibirya'da yeni bir araştırması için çekim yaptığı, aynı zamanda da yerel bir seçimde muhalif adaylara destek verdiği bir seyahat sırasında zehirlendi ve ölümden kıl payı kurtuldu.Tedavi için götürüldüğü Almanya'da uzmanlar, Navalni'nin Rusya'da imal edilen sinir gazı Noviçok ile zehirlendiği sonucuna vardılar.Navalni Rus istihbarat örgütlerini kendisini zehirlemekle suçladı ve Rus istihbarat servisi FSB'nin bir ajanını kandırarak kendisine yönelik saldırının detaylarını itiraf ettirdiği yolunda haberler çıktı.Navalni'nin kaydedip daha sonra YouTube kanalında yayınladığı bir telefon konuşmasında, onunla konuştuğunu anlamayan FSB ajanı Konstantin Kudriyatsev, Noviçok'u Navalni'nin iç çamaşırlarına koyduğunu anlatıyor.Dönüş ve tutuklamaAFPNavalni 2 Şubat'a kadar gözaltında tutulduRusya'ye dönmesinin güvenli olmayacağı yolundaki uyarılara rağmen Navalni siyasi sürgün olarak yaşamak istemediğini söyleyerek, tedavi gördüğü Berlin'den Moskova'ya geçti.Hava alanında hemen gözaltına alındı ve polis merkezinde alel acele hakim önüne çıkarılarak (Rusya için bile sıra dışı bir uygulama) 2 Şubat'a kadar tutuklu kalmasına karar verildi.Navalni'yi destekleyenler onun adil bir şekilde yargılanmasının mümkün olmadığını söyleyerek, sokak gösterileri yoluyla hükümete baskı yapmayı hedefliyor.Navalni tutuklandıktan sonra daha da el yükseltti ve taraftarları şu ana kadar en çok izlenen yolsuzluk araştırması videosunu yayınladılar. Bu video Putin'in yakın çevresinin inşa ettirip ona hediye ettiği öne sürülen çok lüks bir "sarayı" ifşa ederek, onunla ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor.YouTube/Alexei NavalnyPutin'in sarayı olduğu öne sürülen Karadeniz'deki bu yapıda kumarhane, buz hokeyi pisti ve bir şarap bağı olduğu belirtiliyorBelgesel tarzındaki videoda bu sarayın Putin'in petrol zenginleri ve milyarderlerden oluşan en yakın çevresinin sağladığı gayri meşru fonlarla inşa edildiği öne sürülüyor.Video YouTube'da 100 milyon izlendi ve genç Ruslar arasında çok popüler olan TikTok'ta da viral oldu.Bu bir gençlik hareketi mi?Hareketin başını 35 yaşın altındaki bir kesimin çektiği açık. Bu, Vladimir Putin 2000 yılında iktidara geldikten sonra çocukluktan yetişkinliğe geçen bir kuşak.Navalni 44 yaşında ve çevresindeki ekip daha da genç. Farklı yaşlardan destekçileri var ama en çok Rusya'nın dört bir yanındaki genç ve eğitimli kesimden destek alıyor.Putin'in sarayının TikTok gibi bir mecrada yirmi yaş altındaki Ruslar tarafından yaygın olarak izlenmesi önemli bir gösterge olabilir.Sokak gösterileri başlamadan önce de bir kız öğrencinin, sınıfta duvardaki Putin resmini indirdiği bir video Tiktok'da viral olmuştu.Neler olabilir?Devlet Başkanı Vladimir Putin, Navalni'nin kanalında yayınlanan saray videosunun sahte olduğunu ima eden bir açıklama yaparken basın danışmanı da son protesto gösterilerini önemsemiyormuş gibi göründü.EPAProtestocular polisin sert müdahalesiyle karşılaştıAma Kremlin'in kaygılandığına dair belirtiler var.Önceleri Navalni'nin dikkate alınacak biri olmadığını, onu öldürmek isteseler şimdiye kadar çoktan ölmüş olacağını ima eden açıklamalar yapan yetkililer, onun Rusya'ya dönmesini engellemek için ellerinden geleni yaptılar, engelleyemeyince de Moskova'ya ayak basar basmaz tutukladılar.Navalni'nin ülkeye dönüşünde ineceği havaalanı son anda değiştirildi ve havaalanına çevik güç konuşlandırıldı.Düzenlenen protesto gösterilerine karşı çok sert polisiye önlemler alınması da bunlara eklendiğinde Kremlin'in muhalif liderin oluşturabileceği tehdidi gayet ciddiye aldığı anlaşılıyor.Fakat Navalni'nin kaderinin ne olacağı konusu Rusya yetkililerinin başını ağrıtıyor. Tutuklu bulunduğu süre içinde başına bir şey gelirse bunun gösterilerin daha büyümesi ve uluslarrası yaptırımlara yol açması riski var.Havalni hapiste çürümeye terkedilse de yerel ve ulusal düzeyde adil seçimler ve şeffaflık talebiyle kampanya yürüten Liyubov Sobol gibi muhalif liderler var.Şu durumda bir çok şey muhalefete desteğin ne kadar kitlesel olacağına bağlı.Eğer protestolara katılım ülke çapında yüzbinlerle büyürse yetkililerin, bunların Batı tarafından beslenen bir kaç bozguncu olduğunu iddia etmesi zor olacaktır.Her halukarda Navalni ve ekibi yakın zamana kadar mümkün görünmeyen bir şeyi başardı: Rusya devlet medyasına girmeyi başardıkları gibi YouTube ve diğer sosyal medya platformları üzerinden yürüttükleri kampanyalarla Putin'in iktidarına doğrudan meydan okumuş oldular. BBC Türkçe

Şampiyon güreşçi Erol Koyuncu hayatınıkaybetti

Şampiyon güreşçi Erol Koyuncu hayatını kaybetti Avrupa şampiyonu eski milli güreşçi Erol Koyuncu 55 yaşında ölüme yenildi Avrupa şampiyonu eski milli güreşçi Erol Koyuncu, 55 yaşında hayatını kaybetti.Türkiye Güreş Federasyonundan yapılan açıklamada, "1994 yılında, grekoromen stil 74 kiloda Avrupa şampiyonu olan milli güreşçimiz Erol Koyuncu vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesi, sevenleri ve güreş camiasına başsağlığı dileriz." denildi. AA

Toyota, Volkswagen'i geçerek dünyanın ençok araçsatan otomotivşirketi oldu

Toyota, Volkswagen'i geçerek dünyanın en çok araç satan otomotiv şirketi oldu Japon otomobil üreticisi Toyota, 2020'de Volkswagen'i geçerek yeniden dünyanın en çok araç satan otomotiv şirketi oldu. Şirketin açıkladığı verilere göre Toyota, geçen yıl, bünyesinde bulundurduğu Daihatsu ve Hino'yla birlikte toplam 9,5 milyon adet araç sattı.Alman şirketi Volkswagen'in ise 2020'de Audi, Skoda ve Porsche ile birlikte toplam 9,3 milyon araç sattığı belirtiliyor.Küresel otomobil piyasasında yıllardır birincilik mücadelesi yaşanıyor.2013'te Toyoto satışlarda General Motors'u geçerek birinci sıraya yerleşmişti.İki yıl sonra Volkswagen kısa bir süre Toyota'yı geçti ama yıllık bazda sıralama değişmedi.Volkswagen, 2017'de birinciliği devraldı.Ancak CNN'e göre uzmanlar Toyota'nın yeniden zirveye oturmasının şirkette her şeyin yoluna girdiği anlamına gelmediğine dikkat çekiyor.Tedarik zinciri sekteye uğradıKoronavirüs salgını geçen yıl otomobil satışlarına ağır bir darbe vurdu ve tedarik zinciri sekteye uğradı. Toyota'nın bir önceki yıla göre satışları yüzde 11,3 düştü.Volkswagen'in satışlarındaki düşüş ise yüzde 15,2 oldu.Şimdi otomobil üreticileri özellikle yarı iletken tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşıyor.UBS analistleri malzeme sıkıntısı nedeniyle Volkswagen'in bu yılın ilk çeyreğinde 100 bin adet daha az otomobil üreteceğini söylüyor. Bu küresel üretimde yüzde 4'lük bir düşüşe karşılık geliyor.Bununla birlikte büyük otomotiv şirketleri kâr etmeye devam ediyor.Volkswagen geçen hafta, 2020'de 12 milyar dolar kâr açıklamıştı. Şirket yılın ikinci yarısında satışların toparlandığını duyurmuştu. BBC Türkçe

İstanbul Valiliği'nden 'Boğaziçi' açıklaması: 5 kişi gözaltına alındı, 2 kişi aranıyor

İstanbul Valiliği'nden 'Boğaziçi' açıklaması: 5 kişi gözaltına alındı, 2 kişi aranıyor İstanbul Valiliği'nden Boğaziçi Üniversitesi önünde Kabe fotoğrafının yere serilmesine ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak" suçunu işleyen şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmalarda D.D., S.N.B., H.K., R.Ö. ve S.C.U.'nin gözaltına alındığı, diğer 2 şüphelinin yakalanması çalışmaların devam ettiği belirtildi. İstanbul Valiliği'nden Boğaziçi Üniversitesi önünde Kabe fotoğrafının yere serilmesine ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, "Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüste cuma günü rektörlük binası karşısına 'Kabe üzerine şahmeran temalı figür ve LGBT-İ bayrak teması' içeren resim asıldığı tespit edilmiştir. İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerimizce "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak" fiilini işleyen şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalarda; D.D., S.N.B, H.K., R.Ö. ve S.C.U. isimli şüpheliler gözaltına alınmış, diğer 2 şüphelinin yakalanması çalışmaları devam etmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığı kararıyla Boğaziçi Üniversitesi Güzel Sanatlar Kulübünde yapılan aramada söz konusu resmin asıldığı taşınabilir sunta pano ve çeşitli eylemlerde kullanılan afiş ve pankartlar bulunmuştur.  Bununla beraber Boğaziçi Üniversitesi LGBTi+ Kulübünde yapılan aramada; PKK terör örgütü amblemli ve propaganda içerikli yasaklanmış bir kitap, LGBTİ bayrakları ile eylemlerde kullanılan çeşitli afiş ve pankartlar ele geçirilmiştir. Savcılık talimatıyla R.Ö adlı şahıs serbest bırakılmış, diğer şüphelilerle ilgili işlemler devam etmektedir. İslam Dininin mukaddes mekanı ve Müslümanların Kıblesi Kabe-i Muazzamaya yönelik bu çirkin saldırıyı esefle kınıyoruz." ifadeleri yer aldı. DHA

NBA yıldızıDonovan Mitchell’a yardımseverliködülü

NBA yıldızı Donovan Mitchell’a yardımseverlik ödülü Utah Jazz’ın yıldız oyuncusu Donavan Mitchell, sosyal adaleti geliştirme ve eğitim konusunda gösterdiği çabalardan dolayı NBA Cares Community Assist Ödülü’nü kazandı. NBA tarafından aylık olarak verilen, sezon ve sezon dışı kategorileri olan NBA Cares Community Assist Ödülü’nün sezon dışı kategorisine Donavan Mitchell layık görüldü. ESPN’de yer alan haberde Mitchell’ın 2019/20 ve 2020/21 sezonları arasında gösterdiği çabalardan dolayı ödülü kazandığı ifade edildi. Mitchell, geçtiğimiz yıl annesinin öğretmenlik yaptığı Greenwich Country Day okuluna 12 milyon dolarlık bağış yaptığını açıklamıştı. Bu tutar okul tarihinin en büyük bağışı anlamına geliyordu. Amerikalı oyuncu geçtiğimiz yaz NBA Sosyal Adalet Koalisyonu’nun açılışı kuruluna seçildi ve mezun olduğu Louisville Üniversi ve Adidas ile geliştirdiği ortak projeyle 200 bin dolar değerinde burs fonu oluşturarak üniversitedeki öğrencilere burs imkânı sağladı. Mitchell yaptığı açıklamada, ‘’ NBA Community Assist Ödülü'nü almaktan onur duyuyorum. Sporcular olarak, gelecek nesiller için üzerimize düşeni yapma sorumluluğuna sahibiz. Kısa bir süre önce, profesyonel sporculara hayranlık duyan çocuklardan biriydim. Amacım, eğitimin önemine vurgu yaparak gençlere ilham vermek ve onları eğitim için teşvik etmek. ‘’ ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Resmi Gazete'de yayımlandı: Amasya, Bolu ve Trabzon'da yaylalar imara açılacak

Resmi Gazete'de yayımlandı: Amasya, Bolu ve Trabzon'da yaylalar imara açılacak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Amasya, Bolu ve Trabzon'da 15 yaylanın statüsü kaldırılarak imara açıldı. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Amasya, Bolu ve Trabzon'da 15 yaylanın statüsü kaldırıldı. Kararla birlikte yayla alanı olmaktan çıkarılan yerler imara açılabilecek. Listede dünyaca ünlü Trabzon'daki Hıdırnebi yaylası da bulunuyor.Resmi Gazete'de yer alan kararda, "Ekli listede adları belirtilen alanların 'yayla alanı' olarak ilan edilmelerine ilişkin aynı listede tarih ve sayıları yazılı Bakanlar Kurulu kararlarında yer alan hükümlerin yürürlükten kaldırılmasına, 6831 sayılı Orman Kanununun 17'nci maddesi gereğinde karar verilmiştir" denildi. Söz konusu 17. madde bölgenin imara açılabilmesini öngörüyor.YAYLA STATÜSÜNDEN ÇIKARILAN ALANLAR ŞU ŞEKİLDE:Amasya: Ahmetoğlu, Keşbeli,Çukurtuzla, Melikli, Çukuryayla, Alanbaşı, Kadı Çayırı, Kulam, Peynirçayı, Düvenci, FındıkpınarBolu: Göllü Ören, YaylabeliTrabzon: Hıdırnebi-1, Hıdırnebi-2 cumhuriyet.com.tr

Teniste flaşseyirci kararı!

Teniste flaş seyirci kararı! Victoria Eyalet Hükümeti Spor Bakanı Martin Pakula, bu sabah Melbourne Park’ta düzenlediği basın toplantısında Avustralya Açık’ta koronavirüs önlemleri dikkate alınarak turnuvanın ilk sekiz günü için günlük 30 bin kişinin maçlara alınabileceğini açıkladı. Viktoria Eyalet Hükümeti, 8-21 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek Avustralya Açık’ta maçlara seyirci alınacağını açıkladı.Victoria Eyalet Hükümeti Spor Bakanı Martin Pakula, bu sabah Melbourne Park’ta düzenlediği basın toplantısında Avustralya Açık’ta koronavirüs önlemleri dikkate alınarak turnuvanın ilk sekiz günü için günlük 30 bin kişinin maçlara alınabileceğini açıkladı. Çeyrek finallerin başlamasıyla birlikte bu sayının 25 bine düşeceği kaydedildi. Pakula yaptığı açıklamada, ‘’ Turnuvanın sonuna geldiğimizde Rod Laver Arena’da inanılmaz bir atmosfere sahip olacağımız anlamına geliyor. Son birkaç yılla aynı olmayacak ancak dünyanın son dönemde gördüğü en önemli uluslararası olay olacak ifadelerini kullandı. ‘’ Pakula, turnuva boyunca 390 bine yakın seyirci beklediklerini ifade ederken bu sayıya ulaşılması durumunda önceki yıllardaki seyirci ortalamasının yüzde 50’sinden daha az olacağı belirtildi. The Age’de yer alan haberde seyircilerin gündüz ve gece olmak üzere iki grupta alınacağı kaydedildi. cumhuriyet.com.tr

Covid: Dört kentten yoğun bakım uzmanları‘Hasta sayısıazalıyor ama rehavete kapılmayalım’diyor

Covid: Dört kentten yoğun bakım uzmanları ‘Hasta sayısı azalıyor ama rehavete kapılmayalım’ diyor Türkiye çapında yoğun bakım servislerinde Covid-19 nedeniyle yaşanan yoğunluk azalıyor. Bu azalmayı yorumlayan dört farklı kentteki dört üniversite hastanesinde görev yapan uzmanlar, salgınla mücadelede kritik eşiğin aşılmadığını belirterek rehavete kapılmama uyarısı yapıyor. Getty Images"Oh be"Kocaeli'ndeki Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli yoğun bakım doktoru Deniz Heppekcan, geçtiğimiz günlerde Twitter hesabından, çalıştığı yoğun bakım ünitesindeki boş yatakları gösteren bir fotoğraf paylaştı ve altına da bu notu düştü.Paylaşımın altına birçok sağlık çalışanı da benzer yorumlar yazdı.Sağlıkçılar, kendi hastanelerindeki yoğun bakım servislerinde de Covid-19 tedavisi gören hastaların yoğunluğunun azaldığını belirtti ve biraz nefes almaya başladıkları yorumunu yaptı.Sağlık Bakanlığı'nın son verileri de Türkiye çapında yoğun bakım ünitelerindeki doluluk oranlarının düştüğünü gösteriyor.Bakanlığın açıkladığı son haftalık verilere göre ülke çapındaki yetişkin yoğun bakım servislerindeki doluluk oranı, yüzde 59'a gerilemiş durumda.Oh be ?? pic.twitter.com/Uw2ktEWD5D— Deniz Heppekcan (@DHeppekcan) January 19, 2021Vaka sayıları ise yeni kısıtlamaların öncesindeki döneme göre büyük oranda azalmış ancak son günlerde 7000'ler seviyesine yükselmiş bulunuyor.Türkiye'nin farklı kentlerinden yoğun bakım uzmanları, çalıştıkları hastane ve yaşadıkları kentlerdeki yoğun bakım oranlarına yönelik izlenimleri ile doluluktaki düşüşün nedenlerini ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini anlattı.Uzman isimler bir yandan yoğun bakımlarda önemli bir düşüş yaşandığını teyit ederken diğer yandansa sayılardaki düşüş ve aşı nedeniyle rehavete kapılmanın süreci yeniden tersine çevirebileceği uyarısını yapıyor.Uzmanlara göre Covid'e karşı mücadele son hızıyla sürüyor.'BİR PARÇA İYİLEŞMEDE GEÇMİŞİ UNUTUYORUZ; TATİL NEDENİYLE ENDİŞELİYİM'"Alınan tedbirlerle birlikte gerçekten de ciddi bir azalma gerçekleşti. Cerrahpaşa'da, ameliyathane de yoğun bakıma çevrildiği için genişletilmiş bir yoğun bakım kapasitesine sahip hale gelmiştik. Şimdi bu genişlettiğimiz bütün alanları kapattık. Sadece kendi yoğun bakımımızda kaldık. Şu anda mevcut yoğun bakımdaki doluluk oranımız yüzde 50 ile 60 arasında diyebilirim."İstanbul ve Türkiye'deki bütün hastanelerde de benzer bir durum var. Pandeminin ikinci atağının yükseldiği, iki ay önceki dönemde hiçbir hastanede yer bulunamazken, yoğun bakımları tamamen dolu iken bugün ondan sıyrılmış durumdayız. Bu düşüşün tamamen kısıtlamalara bağlı olduğunu düşünüyorum."Yoğun bakımlarda doluluk azaldı, çok iyi oldu' diye bir yanılgı bizi maalesef tekrar eski hallere getirebilir. Aşılamanın olması bizi rehavete götürmemeli. İkincisi sayıların azalması da rehavete götürmemeli. Maske kullanımı ve hijyen kurallarına uyulmasına devam etmeliyiz. Kısıtlamalar bence devam etmeli çünkü maalesef kısıtlamalar serbest bırakılınca hiç kimse kendini otokontrol şeklinde kısıtlamayacaktır."Endişelerimden biri, şubat ayının ikinci yarısı, mart başında yeni bir atak olabileceği yönünde. Kış tatili alanlarındaki rahatlık, bir araya gelme, sosyal mesafenin ortadan kalkması söz konusu. Bu kişiler, sömestr tatili bittiğinde şehirlerine geri döndükleri zaman bu enfeksiyonu yayabilecekler gibi görünüyor. Onun dışında mutant gen ortaya çıktı ve mutasyona uğramış virüs ülkemize de girdi. İş yine kontrolden çıkarsa aynı tip sıkıntılara yol açılacaktır gibi görünüyor."Bizim bence halk olarak en büyük hatalarımızdan biri, bir parça iyileşmede hemen geçmişi unutuyor olmamız. Bu konuda daha dirençli, daha duyarlı olmamız lazım. Tedbirleri elden bırakmaya çok eğilimliyiz. Bu olmamalı. Maske kullanımı ve diğer önlemler kesinlikle devam etmeli"Prof. Dr. Oktay Demirkıran (İstanbul Üniversitesi - Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Yoğun Bakım Bilim Dalı) Getty Images'VAKA SAYISI ARTARSA BU, YOĞUN BAKIMA DA YANSIYABİLİR'"Bizim ünitemizde hasta sayısı inanılmaz ölçüde azaldı. Ankara ile ilgili duyumlarımız da aynı şekilde. Benim yoğun bakım servisimde Covid'e ayırdığımız yatak sayılarını ciddi anlamda düşürdük. Yatak sayılarını düşürmüş olmamıza rağmen perşembe günü mevcut Covid için ayrılan yatakların yüzde 50'si boştu Cuma ise yüzde 70'i boştu."Bunun temel olarak üç nedeni olduğunu düşünüyorum. Kısıtlamaların tabii ki etkisi olmuştur. Ama bunun dışındaki faktörlerden bir tanesi, Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu politika değişikliği. Rakamlar daha reel olarak açıklanmaya başladıktan sonra insanlar 'Evet bu galiba önemli' demeye başladı. İkinci faktör ise bence, hastalığı tatmayan yer kalmaması. Herkes sağında solunda birilerinin hasta olduğunu hatta hayatını kaybettiğini yaşadı. Bunlar da halkın tedbirlere saha sıkı uymasına neden oldu."Ama bu vaka sayılarındaki azalmayı dikkatli değerlendirmek gerekiyor. Hatırlarsanız nisan ayındaki vaka sayıları en fazla beş binler civarındaydı. Biz sonra 35 binli vakaları gördük ve bu vaka sayısı altı binlere düşünce rahatlamaya başladık. Vaka sayısı rölatif olarak bir iki ay önceye göre azaldı ama nisan ayındaki, salgının ilk pikine göre hala çok daha fazla vakamız mevcut ve bu işi halledebilmiş değiliz. Salgın tüm hızıyla devam ediyor."Yoğun bakımlar ilk defa "Oh, rahatladık" dedi. Ama bir şeyi dikkatli değerlendirmek lazım. Biliyorsunuz vaka sayıları 5.800'lere kadar düştü ve sonra yeniden yavaş yavaş yükselme gösteriyor. Vaka sayısı arttığı zaman bunun yoğun bakımlara yansıması hemen olmaz. İlk önce vaka sayısı artar, sonra hastaneye, ya da polikliniğe başvuran hasta sayısında tedricen bir artış olur. Bu artış içerisinde hastaneye yatırılan hasta sayısında artış olur ve ondan sonra yoğun bakımlara talep artış olur. Sayılar artsa bile bunun yoğun bakıma yansıması yaklaşık üç haftalık, bir aylık bir gecikmeyle oluyor. Dolayısıyla vaka sayısını kontrol etmek öncelikli yaklaşım olmak zorunda yoksa daha önceden yaşadıklarımızın aynısını yine yaşarız."Dönüyoruz, dolaşıyoruz aynı yere geliyoruz; maske, mesafe, temizlik. Vaka sayıları kontrol edilmezse ve özellikle önlemler gevşetilirse yoğun bakımlara ihtiyacın da artması bir potansiyel olarak olarak karşımızda duruyor."Prof. Dr. Necmettin Ünal (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Yoğun Bakım Uzmanı) Getty Images'YOĞUN BAKIMDA AZALMA OLDU AMA DAHA DA AZALMIYOR, ARTIK SABİT BİR SEYİR İZLİYOR'"Bundan bir ay önce biz yüzde yüz, tamamen doluyduk. Şimdi yüzde 65-75'lere düştü. Ben bunun nedeninin kısıtlamalar olduğunu düşünüyorum. Bence en büyük faktör, insanların maskelerini çıkararak bir arada bulundukları kısıtlanması. Yani temel olarak restoran, kafe gibi maskesiz ve toplu olarak oturdukları ortamlardaki kısıtlamaların etkili olduğunu düşünüyorum."Gerek benim hastanemde gerekse İzmir'deki diğer hastanelerde kısıtlamalardan sonra yoğun bakıma başvuran hasta sayısı epey azalmıştı. Fakat şimdi o azalma durdu. Daha sabit bir seyir izliyor, daha da azalmıyor."Burada sanıyorum kısıtlamaların getirdiği iyilik hali, vaka sayılarındaki düşüş biraz bir rehavet oluşturdu. Bir de aşılamanın başlaması sanıyorum toplumda biraz rehavet oluşturdu. Onun sonucu gibi. Aslında daha azalmasını beklerdik ama olmadı şu an için."Toplumda aşıyla ilgili büyük bir beklenti oluştu. Aşıyla ilgili hep olumlu şeyler söyleniyor. Sağlık personeli arasında da bunu görüyorum. Baktığımızda ülkemizdeki aşılanma oranı şu an son derece düşük. İnsanların, 'Bu olayı atlatıyoruz' diye düşünmesine yetecek bir durum yok. Toplumda en az yüzde 60, 70'lerde bir aşılanma gerekiyor. Gelen miktarın yetersiz olduğunu biliyoruz. Bu, çok uzun sürecek."Toplumun 'Artık bu işi atlatıyoruz' demesi için önümüzde daha çok uzun bir zaman var. Fakat ben, insanların gerek psikolojik ve ekonomik nedenle süreçten çok bunalmaları, gerekse de aşıyla ilgili oluşan büyük beklentiler sonucu bir gevşeme görüyorum. Gerçekler böyle olmasa da herkes bunu istediği için o yönde davranmaya başladı."Herhangi bir rahatlama psikolojisine girmeden aynı şekilde devam etmeliyiz. Daha önümüzde epey bir yol var."Prof. Dr. Mehmet Uyar, (İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Yoğun Bakım Ünitesi)Getty Images'TAM SINIRDAYIZ, BURADAN AŞAĞI DA DÜŞEBİLİRİZ YUKARI DA ÇIKABİLİRİZ'"Bizdeki yoğun bakımlarda, bir buçuk iki ay öncesine kıyasla yaklaşık yüzde 50 oranında azalma oldu. Hem bizim hastanemize hem de Konya'daki diğer hastanelere baktığımızda azalma var."Bu azalma biraz kısıtlamaların etkisi. Özellikle hafta sonu kısıtlamaları önemli oldu. Hafta sonu kısıtlamaları şehirlerarası ulaşımı da bayağı bir azalttı. Bunun yanında havalar da soğuk, kısıtlamalar da olduğu için herkes evin içinde kaldı."Cuma günü devlet hastanesi dahil diğer hastanedeki arkadaşlarla görüştüğümde ise 'Son bir iki gündür bir artış var' dediler. Bu da bu tatil sezonundaki hareketlenmeden kaynaklanmış olabilir."Şu anda bana göre tam sınırdayız. Tamam, kısıtlamalarla yoğunluk belirli bir seviyeye kadar azaldı ama burada kaldı. Bundan sonraki en ufak bir hareketlilikte tekrar artabilir. Henüz kritik seviyenin altına düşemedi. Mutasyon veya varyantla virüsün tekrar ortaya çıkması ya da tekrar bir hareketlenme, bizi birden tekrar eski halimize döndürebilir."Aşılama önemli, toplumda yaygınlaşması da önemli. Aşıyla ilgili elimizde çok fazla veri yok ama en azından yavaşlatacağı kesin ama orada da çok emin değiliz çünkü mutasyon geçirmesi ihtimali var. Yoğun bakımda da hasta profili sürekli değişiyor. Bu hastalık dönem dönem farklı klinik şekillerde karşımıza geliyor."Biz normalleşmeyi denedik fakat insanlarımız normalleşmeyi çok farklı anladılar, çok fazla açıldılar ve özellikle de aile içi bulaş çok arttı. Şimdi de vaka sayısının azalması biraz rehavete neden oldu."Bu dönem tam bir sınır dönemi. Buradan aşağı da düşebiliriz yukarı da çıkabiliriz diye düşünüyorum. Beni özellikle bu tatil korkutuyor. İnsanlar şehir değiştirmeye kalktılar. Biraz daha dayanmamız gerekiyor. Hiç olmazsa şu aşılamanın toplumda belli bir oranın üstüne çıkması lazım."Prof. Dr. Alper Yosunkaya, (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı) BBC Türkçe

CumhurbaşkanıkararlarıResmi Gazete'de

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Cumhurbaşkanı kararları Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanı kararıyla bazı alanlarda ilan edilen turizm merkezleri iptal edilirken, bazı turizm merkezleri ile kültür ve turizm koruma gelişim bölgelerinin sınırları yeniden belirlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı "Bazı Alanlarda İlan Edilen Turizm Merkezleri ile Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinin İptali, Sınırlarının Yeniden Belirlenmesi ile İsim ve Statülerinin Değiştirilmesine İlişkin Karar" Resmi Gazete'de yayımlandı.Söz konusu karara göre, iptal edilen turizm merkezleri şunlar:"Bolu Karacasu Termal Turizm Merkezi, Giresun Aksu Turizm Merkezi, Isparta Merkez Gülpark Turizm Merkezi, Manisa-Demirci-Hisar Termal Turizm Merkezi, Manisa-Kula-Emir Termal Turizm Merkezi, Ordu-Fatsa-Çerkezler Turizm Merkezi, Trabzon Araklı Pazarcık Yaylası Turizm Merkezi ve Trabzon Araklı Yeşilyurt Yılantaş Yaylası Turizm Merkezi."Karar ile Nevşehir Kozaklı Termal Turizm Merkezi, Sakarya Akyazı Kuzuluk Termal Turizm Merkezi, Bolu Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ve Ordu Bolaman Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi'nin sınırları yeniden belirlendi.İzmir Balçova Termal Turizm Merkezi ile İzmir İnciraltı Termal Turizm Merkezi'nin sınırları da daraltma ve sınır aktarımı yapılmak suretiyle yeniden tespit edildi.Hatay Samandağ Turizm Bölgesi'nin adı ve statüsü Hatay Arsuz Samandağ Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak değiştirilirken, sınırları da yeniden düzenlendi.Bursa Uludağ II. Gelişim Bölgesi Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi'nin sınırları da genişletme yapılmak suretiyle yeniden belirlendi.ACELE KAMULAŞTIRILMA KARARICumhurbaşkanı kararı ile Niğde'nin merkez ilçe sınırları içerisinde 3 Mart 2020 tarihinde ilan edilen yenileme alanı kapsamındaki bazı taşınmazların Kentsel Yenileme Projesi kapsamında Niğde Belediye Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılması kararı verildi.3 İLÇEDEKİ EMNİYET AMİRLİKLERİ EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜResmi Gazete'deki bir başka karar ile Nevşehir'in Acıgöl, Derinkuyu ve Kozaklı ilçelerindeki emniyet amirlikleri, ilçe emniyet müdürlüğüne dönüştürüldü.Ayrıca Samsun'un Canik ilçesine bağlı Fındıcak Mahallesi'nin Tekkeköy ilçesine bağlanmasına karar verilirken, Gaziantep'in Şahinbey ilçesi Yeşilkent ve Osmanlı mahalleleri ile Şehitkamil ilçesi İncilikaya Mahallesi arasındaki iki ilçe sınırı da yayımlanan kroki ile tespit edildi. AA

Kaçırılan 3 denizci Türkiye'ye getirildi

Kaçırılan 3 denizci Türkiye'ye getirildi Nijerya açıklarında Mozart gemisine düzenlenen baskından kurtulan 3 Türk denizci Türkiye'ye getirildi. Gine Körfezi'nde Mozart gemisine düzenlenen baskın sırasında kurtulan dördüncü kaptan Furkan Yaren ve başmühendis İlhan Süha Tatlıgül ile baskın sırasında yaralanarak tedavisi tamamlanan makine dairesinde yağcı Bahadır Yeşilalan, Librevil-İstanbul seferini yapan THY'ye ait TK589 sayılı tarifeli uçakla İstanbul Havalimanı'na geldi.VIP Terminali'nden çıkış yaparak gazetecilere açıklamada bulunan dördüncü kaptan Furkan Yaren, olay esnasında bacağından yaralandığını belirterek kendileriyle sürekli ilgilenen, arayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu'na teşekkür etti.Yaren, Türkiye'ye ayak bastığı ve Türk bayrağını gördüğü için çok mutlu olduğunu dile getirerek "İnşallah diğer arkadaşlar da en kısa zamanda ailelerine kavuşurlar." dedi.İlk alarm geldiği andan itibaren bunun talim olmadığı bilgisini aldıkları ve mürettebatın emniyetli alana geçtiğini anlatan Yaren, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu alanda emniyet kapılarını kapatarak yardım beklemeye başladık. Daha sonra bizi ayırdılar. Sayılarını hatırlamıyorum. Arkadaşlarımızı götürdüler. Biz de gemiyi güvenli bir noktaya taşıdık. Allah'a şükür şimdi de burada ülkemizdeyiz. Şu anda şirketimiz nezdinde yaralarımızı sarmaya başladık. Gerekli bilgileri yetkililere verdik. Bir arkadaşımızı kaybettik, çok üzgünüz. Hafif bir şekilde yaralandım onların kestikleri delikten çıkarken. Ama sağlığım yerinde çok şükür. Aileme kavuşacağım için çok sevinçliyim. İnşallah diğer arkadaşlarımız da kurtulur, sağ salim şekilde vatanımıza dönerler. Sayın Cumhurbaşkanı'mızdan Allah razı olsun. Sürekli ilgilendi durumumuzla. 4-5 kez görüştük canlı. Büyükelçimizle de beraberken iletişim kurduk kendileriyle. Halimizi, hatırımızı sordu. İnşallah arkadaşlarımızı da sağ salim getirmeye çalışacakları sözünü verdi. Sürekli uydu telefonla takip etti. Buradan da kendisine çok teşekkür ederiz."Başmühendis İlhan Süha Tatlıgül de 42 yıldır denizcilikle uğraştığını ve arkadaşları götürülünce gemiyi kurtarmak için birkaç gün uyumadan çalıştıklarını söyledi.Korsanların iskele taraftan merdivenle güverteye çıktıklarını ifade eden Tatlıgül, "Dümen dairesine kilitledik kendimizi. Korku filmi gibi ateş ettiler kapılara. Taradılar ve kapılara balyozla vurdular saatlerce. 6-7 saat uğraştılar. O sırada Azeri meslektaşımız hayatını kaybetti. O sırada yüksekten düşerek hafif yaralandım. Sonra diğer arkadaşları alarak götürdüler. Beni bulamadıkları için götürmediler ama sormuşlar. Sonra yaralı 2 kişiyi bırakarak kaçmışlar." dedi.Tatlıgül, önce gemiyi kurtardıklarını, sonra aileleriyle irtibat kurduklarını belirterek "İnşallah fidye istedikleri arkadaşlarımız da kurtulur ve aramıza sağ salim katılırlar. Hepsi çok değerli arkadaşlarımız. Kaliteli ve uyumlu mürettebattık. Ailelerine Allah sabır versin." şeklinde konuştu.Geminin makine dairesinde yağcı olarak görev yapan Bahadır Yeşilalan da gereken her şeyi iki arkadaşının ifade ettiklerini belirterek "Ben ayrıca hükümetimize teşekkür ederim. Cumhurbaşkanı ve bakanlarımıza ve Gabon'daki Büyükelçimize de ayrıca teşekkür ederim. Bizlerin her dakika yanlarında oldular. 15 arkadaşımız maalesef esir. Konuşulacak fazla da bir şey yok. Onların ailelerini daha fazla üzmemeli, acılarını hatırlatmamalıyız. Bence bu kadar yeter. Teşekkür ederiz herkese" dedi.3 Türk denizci kendilerini bekleyen araçla kalacakları otele hareket etmek üzere alandan ayrıldı. AA

Konya'da yangın faciası: Anne-kız hayatınıkaybetti

Konya'da yangın faciası: Anne-kız hayatını kaybetti Konya'da, 5 katlı apartmanın en üst katında çıkan yangında, paniğe kapılıp pencereden atlayan Melek Dağ (6) yaşamını yitirdi. Alevleri söndürüp eve giren itfaiye ekipleri ise eşinden boşanan annesi hemşire Sevim Kayhan'ın (36) cansız bedenine ulaştı. Yapılan ilk incelemede yangının elektrik kontağından çıktığı belirlendi. Yangın, saat 02.20 sıralarında merkez Meram ilçesi, Aşkan Mahallesi Meltemler Sokak'taki 5 katlı apartmanın en üst katında meydana geldi. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli hemşire Sevim Kayhan'ın, yatak odasında uyuduğu sırada yangın çıktı. Alevler odayı sararken, çocuk odasındaki kızı Melek Dağ, durumu fark edip panikle kendisini pencereden sarkıttı. Çevredekilerin atlamaması yönündeki uyarılarına rağmen Dağ, düşerek yaşamını yitirdi./Archive%5C2021%5C1%5C30%5C073513618-konyada-evde-cikan-yanginda-melek-pencereden-atladi-anne-alevlerin-arasinda-kaldi-anne-kiz-oldu-2-yeniden_6.jpg İhbar üzerine çağrılan itfaiye ekipleri alevleri söndürüp içeri girdiğinde, anne Sevim Kayhan'ın cansız bedenine ulaştı. Anne- kızın cansız bedeni olay yerinde yapılan incelemenin ardından morga kaldırıldı. Eşinden boşanan ve kızıyla birlikte yaşayan Sevim Kayhan'ın, kasım ayında eve  taşındığı belirtildi. Öte yandan, ekiplerce yapılan ilk incelemede yangının elektrik kontağından çıktığı ihtimali üzerinde duruldu. Yangınla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. DHA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter