News - Haberler
Soğuk algınlığında sıvıtüketimine dikkat!
Soğuk algınlığında sıvı tüketimine dikkat! figure > Soğuk algınlığının, sağlıksız beslenen ve aktif yaşamayan, spor yapmayan, güneşe çıkmayan bireylerde daha kolay ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Dahiliye Uzm. Dr. Ufuk Özışık, "Soğuk algınlığına, dinlenme, bol sıvı tüketimi, taze sebze ve meyvelerin tüketilmesi gibi basit önlemler iyi gelir" dedi. Soğuk algınlığı, halk arasında "üşütme" olarak adlandırılan ancak üşütme ile ilgisi olmayıp yüzden fazla virüsün sebep olduğu basit üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu belirten İç Hastalıklar (Dahiliye) Uzm. Dr. Ufuk Özışık, "Soğuk algınlığı nezle olarak da adlandırılır. Hastaların yüzde 60'ında etken Rhinovirus, Respiratory Syncytial virüs, koronavirüs, İnfluenza virüsü ve adenovirüsdür. Soğuk algınlığı, halk arasında yanlışlıkla "grip" zannedilir. Oysa gripten (influenza) farklıdır ve iyi seyirli olup kısa sürer. İnfluenzada baş ağrısı, yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, aşırı halsizlik olurken soğuk algınlığında belirtiler hafiftir ve ateş olmaz ya da çok kısa süreli olur. Baş ağrısı yoktur. Boğaz ağrısı, burun kaşınması, hapşırma ön plandadır. Soğuk algınlığına neden olan virüsler infekte kişinin salyasıyla yayılır ve salyaya temas ile bulaşır. Hapşırma ile yayılan virüsler de damlacık enfeksiyonu şeklinde bulaşma yapar. İnfluenza (Grip), Soğuk algınlığı (Nezle) gibi viral üst solunum yolu hastalıklarında antibiyotik kullanımının bir yeri yoktur. Ancak bakterial üst solunum yolu enfeksiyonu varsa (Tonsilit, farenjit, Sinüzit) antibiyotik kullanılabilir. Buna hekim karar verecektir" şeklinde konuştu."TEDİRGİNLİK YARATMAKTADIR"Koronavirüs pandemisi nedeniyle her üst solunum yolu enfeksiyonu tablosunun tedirginlik yarattığını ifade eden Uzm. Dr. Ufuk Özışık, şunları söyledi: "Bu hastalığın tablosunda şiddetli boğaz ağrısı, kuru öksürük, ciddi kas ağrıları, bazen isal mevcuttur. Tablo ilerledikçe solunum sıkıntısı gelişebilir. Covid-19 tablosu her ne kadar belirgin olsa da bazen sinsi bir tablo da gösterebilmekte. Hatta hiç yakınması olmayan bireylerde de virüs taşınabilmekte ve bulaştırıcılık olmakta. Bu yüzden kuşku olduğunda izolasyon kurallarına uymak gerekiyor. Üst solunum yolu enfeksiyonu yakınmaları ve/veya isal olduğunda istirahate geçmek ve 3 gün izole kalmak (diğer insanlardan uzak durmak, maske takmak) doğru çözüm olacaktır. Soğuk algınlığı bu süre zarfında zaten düzelecektir."/Archive/2020/12/26/161848121-kapak030004.jpg'BU BİREYLERDE SOĞUK ALGINLIĞININ DAHA KOLAY ORTAYA ÇIKABİLİYOR'Sağlıksız beslenen ve aktif yaşamayan, spor yapmayan, güneşe çıkmayan bireylerde soğuk algınlığının daha kolay ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ufuk Özışık, "İlk belirti burunda karıncalanma, kaşıntı ve hapşırık olabilir. Takiben boğaz ağrısı belirir ve hastayı huzursuz eder. Ateş yükselmez. Ertesi gün boğaz ağrısı ve halsizlik geçer ve nezle başlar. Genellikle 2-3 gün içinde vücut düzelir ancak nezle ve burun tıkanıklığı yakınmaları sürer. Soğuk algınlığında vücut direnci düşük ise ikincil enfeksiyonlar gelişebilir. Sinüzit ve alt solunum yolları enfeksiyonları tabloya eklenebilir" dedi.İç Hastalıklar (Dahiliye) Uzm. Dr. Ufuk Özışık, soğuk algınlığında tanının sadece yakınmaların dinlenmesi ve muayene ile konulabileceğini, soğuk algınlığı için bir test yapılmadığını söyledi. Ancak kişide ateş ve boğazda kızarıklık varsa diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarını, influenzayı ve özellikle bakterial tonsilit, faranjiti dışlamak, tanı koymak amaçlı test yapılabileceğinin altını çizen Dr. Özışık, "Bakterial hastalıklarda ateş yüksek olur, boğazda kızarık olur, tonsiller büyüyebilir, membramn ya da kript (çilek görünümü) olabilir. ASO; CRP, Sedimentasyon ve lökosit yüksekliği saptanabilir. Soğuk algınlığında iltihap göstergeleri normal bulunur" dedi.BOL SIVI TÜKETİMİSoğuk algınlığına dinlenme, bol sıvı tüketimi, taze sebze ve meyvelerin tüketilmesi gibi basit önlemler iyi gelir diyen Uzm. Dr. Özışık, "Nezle, hapşırma ön plandaysa antihistaminik ilaçlar, psödoefedrinli dekonjestanlar ve paracetamolo kullanılabilir. Ancak hastalık çok kısa sürelidir. Bir komplikasyona neden olmadan iyileşir. Soğuk algınlığından korunmak genel olarak üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmakla aynıdır. İyi havalandırılmayan, kalabalık ve nemli ortamlara girmemek, bol sıvı tüketmek, spor yapmak, yeterli D vitamini düzeyine sahip olmak, açık havada yürümek, ekinezya, zencefil, ıhlamur gibi bitkisel çayları tüketmek koruyuculuğa sahiptir" diye konuştu. (DHA)Suna Yıldızoğlu: Türkiye’den gitmek bana ihanet gibi geliyor
Suna Yıldızoğlu: Türkiye’den gitmek bana ihanet gibi geliyor figure > Aklında ne şarkıcılık ne de oyunculuk vardı. Sadece İstanbul’u, Türkiye’yi çok sevdi. Karşınızda Suna Yıldızoğlu... FOTOĞRAF: VEDAT ARIK46 yıl önce Londra’da bir iş görüşmesi yaptı, resepsiyonist olarak önce Yunanistan’a, sonra da Brezilya’ya gidecekti. Bir karışıklık oldu, Türkiye’ye geldi. İstanbul’a indiğinde, çok daha oryantal bir ülke beklerken, modern bir hayatın içine girdi. Yemyeşil ve masmavi İstanbul’a âşık oldu. Lüks içinde bir hayat gördü burada. Kocaman salonlar, kocaman pencereler, gelişmiş bir mimari zevk, eski Amerikan arabaları, dolmuşlar, büyük bahçeler, radyoda çalan değişik dillerde şarkılarla İstanbul masal gibiydi. Karanlık, tutucu İngiltere’den sonra eğlenmenin ayıp sayılmadığı bir toplumun içindeydi. Aklında ne şarkıcılık ne de oyunculuk vardı. Sadece İstanbul’u, Türkiye’yi çok sevdi. Karşınızda Suna Yıldızoğlu...- Çukur’da mükemmelsin. Birkaç senedir de oyunculuk yapmıyordun.Ben sadece iki dizide oynadım. 15 sene içinde!- Niye böyle?Yasak vardı. Bir arkadaşım söyledi, “Suna sen aşırı sakıncalı listesindesin” dedi. Her televizyona da çıkmıyorum. Ama ben popüler olmayı istemiyorum zaten. Böyle niş olmayı seviyorum. Öbür türlüsü sıradan iş yaptığım anlamına geliyor sanki.- Herkesin sevdiği insan modeli...Öyle bir şey olamaz, değil mi? Herkes sevmesin. Ben yaptığım işi doğru yaptığımı hissediyorum. Yaş almanın da büyük avantajı var. Kendime düzgün yaşlanayım diye baktım ama kafamı da doldurmuşum meğer. Şimdi kafama, oyunculuğuma bakıyorlar. - Müthiş bir oyuncusun bence. ‘Sokaktaki Adam’da nasıl bir karakter çıkartmıştın, unutulur gibi değil.İnsanın hayatında böyle bir rol ancak bir kere gelir. Müthiş bir roldü, okur okumaz ben bundan ödül alırım demiştim. Kadının çok farklı tarafları vardı: Hem adaama karşı çok anaç, hem çok seksi... Şimdi bir kısa metrajlı filmde oynadım. 70’li yılların seks filmlerinde oynayan bir oyuncunun hayatı. 20 dakikalık bir şeydi. Yapan kızın projesiydi. Dünyanın heryerinde ödüller alıyor şimdi. Konu o kadar güzeldi ki... - En çok oynamak istediğin karakter hangisi?Sabahattin Ali’nin ‘Kürk Mantolu Madonna’sındaki Maria Puder’i yıllarca oynamayı çok istedim. Bir de Attila İlhan’ın Fena Halde Leman’ı var içimde. - Kürk Mantolu Madonna sahnelendi, gördün mü?Hayır, görmedim. Ben daha iyisini yapardım diye içim içimi yemesin diye görmedim belki de! (gülüyor)- Şarkıcılığını sürdürüyorsun bu arada.Çok seviyorum. - Çok seviyorsun, çok yeteneklisin. Hem oyuncu olarak hem de şarkıcı olarak. Ama bir taraftan da her şeyi bir çırpıda sallayabiliyorsun.Evet, aynen öyle bir tarafım var. Çok doğru. Altı tane erkek kardeşim var benim. Şunu söyleyeyim sana Fatih, hiçbir şeyi bilerek yapmadım ben. Belki 45 yaşından sonra bilmeye başladım. Hayatın bana gösterdiği yollardan ilerledim. Kardeşlerim de söylüyorlar, hep koruyucuymuşum ben. Altı tane kocaman adam, beni görünce dizime yatıyorlar hâlâ, küçük çocuk oluyorlar benim yanımda. Türkiye’deki erkeklerle ilgili başım fazla belaya girmedi, bunu da şimdi algılıyorum. Bence bu özelliklerimden dolayı.- Girebilir miydi? Sarışın, genç, çok güzel bir kadın...Tabii. Herkes aşkını ilan ediyordu ama o kadar. Benim kardeşlerim de bana hâlâ hayranlar. Gençken güzel bir kadındım. Kardeşlerimin ablasıydım, ama bana hayranlık duyabilirler. Belki altı erkek kardeşten dolayı ben etrafımdaki erkeklerin çoğunu kardeşe çevirebilmişim. - Acaba Türkiye’de daha mı zor oldu bu hayran erkeği kardeşe çevirme olayı, merak ettim.Tam tersi. Türkiye’de erkekler daha anasının kuzusu oluyor. Annelerine çok düşkünler. Ben feci anaçım. Abla, kız kardeş, anne oluyorum hemen. Bir de çok sorumluluk taşıyan bir insanım. Ömür boyu! Öyle öğretildi bana çocukken. Annem çok çalışıyor, omzumda kalabalık bir ailenin sorumluluğu çok erken yaşlarda yüklenmiş. İngiltere’den ayrıldığımda çok gençtim ama o sorumluluk duygusunu tüm iş hayatıma, ilişkilerime taşıdım ben.- İlişkilerde çok sorumluluk sahibi olmak iyi olabilir gerçi.Çok değil. Ben resmen adamları hadım ettim. Dur ben yaparım, ben hallederim diyerek. Ama yani bilerek yaptığım bir şey değil. Bilebildiğim sevgi türü bu. İşte bu yüzden şimdi yeni bir ilişki istemiyorum. Yalnızlığımla çok mutluyum. - Çocuklar, hayvanlar, sosyal medya...Oğlum bende şimdi, üniversiteyi bitirip geldi. Kızımı görüyorum, o da burada. Kedilerim var. - Yasemin bir Amerikan dizisinde oynuyordu, değil mi?Evet. Çok sık gidip geliyordu. Çekimler İngiltere’deydi. Pandemi başlayınca o da geldi, burada çalışacak şimdi. Dünyanın her yanından hayranları var onun.- Çukur da birçok memlekette gösteriliyor sanırım.Şimdi onu diyecektim, ben Çukur’da oynadığımdan beri çok ilginç bir takipçi profili geldi. Hoşuma gitti açıkçası. Farklı ırklardan genç bir jenerasyon. İran, Güney Amerika, İspanya’dan yazanlara cevap veriyorum. Bazı fanlar da ‘Çıplak Vatandaşlar’dan kaldı. Cansel Elçin’le oynuyordum orada. Onun çok sayıda yabancı hayranı vardı; bir şekilde beni fark etmişlerdi.- Sen sosyal medyayı ne kadar aktif kullanıyorsun Suna.Çok. Çünkü çok seviyorum. Şu anda dünyanın hiçbir yerine gidemiyorum. Senelerce oğlumun okulu için çalıştım, dolayısıyla vaktim yoktu. Şimdi de pandemi var. Farklı ırklardan insanlarla muhabbet etmeyi çok seviyorum. Hep değişik pencereler açıyorlar hayatımda, biliyor musun. Twitter’da muhabbet edebileceğim insanlarla karşılaşıyorum. - Bir de acayip bir Türk milliyetçisi duruşun var.Taa ilk geldiğimden beri. Ben burada yaşıyorum, burada oy veriyorum. Ben buraya karşı sorumluyum. Arkadaşlarım Türk, Avustralya’da yaşarken bile bütün arkadaşlarım Türk’tü./Archive/2020/12/26/020348906-cmt-fatih-y20.jpg- Sen biraz Türk olmak üzere doğmuşsun sanki. Düşünsene, herkes Ankara Antlaşması’yla İngiltere’ye gitmeye çalışıyor, sen burada kök salıyorsun.Gençler gitsinler. Ama benim bu saatten sonra, İngiliz bile olsam, Türkiye’den gitmek bana ihanet gibi geliyor. 19 yaşımdayken geldim Türkiye’ye. Hiçbir yere de gitmiyorum.- Hepimizden daha Türk’sün!Sonradan görmeler öyle oluyor... (gülüyor)- Şu anda bir ilişkin var mı?16 sene süren bir ilişkim vardı, bitti. Oturup düşündüm: Ben ne yaptım? Bayağı bir liste çıktı. Fazlasıyla koruyucuyum. Âşık olduğum erkeği hemen yukarı taşıyorum; ne iş yapıyorsa, en iyisini yapan olsun. Ben o zaman hayranlık hissediyorum. Bu çok zeki bir adamdı, “Beni oraya koymayacaktın”dedi. İlişkinin içinde yok oldum. İlişki bittikten sonra Twitter’a yüklendim. Orada açıldım. Saçmalasam da, ben buyum. Engelleyecek kimse yok ya. Çok güzel bir duygu bu. Aptalca yazıyorsam, ben yazıyorum, ben aptal oluyorum, sana ne? Artık yalan söyleme şansım da yok.- Aslında artık kimsenin yok...Tabii. Birisi çıkar ‘Hadi len, doğrusu budur’ der. - Burçin Orhon’la da çok yakın arkadaşsın.Süperdir. Çok kafadır. Enteresan, çok dolu bir kadın. Çok güzel şeyler yapıyor. Onun arkadaşı olmam benim için onurdur. - Yasemin’in dünya çapında bir oyuncu oluşu da büyük onurdur herhalde.Hem de nasıl... Hele oyuncu anne için. Ben kopamadım. Teklifler geldi. Londra’dan, Fransa’dan plak teklifleri gelmişti. İtalya’dan da film teklifi. Kayhan’la evliydim, sonra da Çetin’le (Alp) beraberdim. Onları bırakamadım, buradan kopamadım. Aile devam etsin diye gitmedim. Yasemin’e sadece arkada destek oldum. O cesareti gösterdi ve gitti, çok da güzel işler yapıyor. Çok mutlu oldum. Geçenlerde bir İngiliz televizyonuna konuk olarak katıldı. Benim hardware’im İngiliz, software’im Türk dedi. Bayıldım. Bundan daha yüceltici bir şey olabilir mi? Çok gurur duydum valla. Bu güzel kadına bakıyorlar, ‘İçim Türk’ diyor. Bu kadın Türk’üm diyorsa, Türkiye’yi bu kadar seviyorsa, daha güzel bir şey olabilir mİ?- Tüylerim diken diken oldu... Peki onun orada çalışma koşulları rahat mı?Her şeyden önce kalıplar yok. Burada kadınlar illa belli kalıplar içinde gösteriliyor ve ben buna çıldırıyorum. Belli bir yaşa gelen kadının hele sadece belli bir tarz rolü var. Biz hepimiz aynı mıyız Allah aşkına? 19 yaşımda özgürdüm, şimdi tekrar aynı özgürlüğü yaşıyorum. Bir de üstüne bilgiliyim.- En güzel zaman yani.En çok doyduğum zaman. 19 yaşımdayken önümde yazılacak upuzun bir kitap vardı. Şimdi kitabın bir kısmını yazmışım; onu okuyarak keyif alıyorum. Kendime bakıyorum, “Ah geri zekalı bunu neden yaptın” diyorum, kahkahalarla gülüyorum sonra da!- Sahnede şarkı söylemeyi özledin mi?Aslında bu yaz Kuşadası’nda sahneye çıkacaktım. Artık daha fazla caz’a ağırlık vermeye başladım. Çok seviyorum, bugünkü karakterime de çok uygun.- ‘Kargalar Kafeste’ de çok güzel projeydi.Çok güzeldi yaa... Sahnede iki saat hoplayıp zıplıyordum. Tina Turner’lar, Fransızca, İspanyolcalar falan, ne güzel şarkılar söylüyordum. Bakalım inşallah yakında yine sahne olur. KAYHAN İLE TARİH, ÇETİN İLE ÇILGINLIK- İçinde kalan ne var?Bir sırt çantasıyla Güney Amerika’ya gidip birkaç ay yaşayamamak. Sol dizimden ameliyat olmam gerekiyormuş. Doktor dedi ki “Sen nasıl dans ediyorsun, yürümen bile mucize”. Herhalde kafa.- En unutulmaz aşkın kimdi?Hepsi ayrıydı. En çok kültür, Türk karakteri, tarih bilgimi Kayhan’dan öğrendim. Onunla İngiliz’den Türk’e döndüm. Çetin’le çılgınlık vardı. Dudley de en güvendiğim insandır, çünkü adamda yalan nosyonu yok. - Kapıda bekleyen çok erkek vardı herhalde.Öyleymiş, sonradan öğrendim. 40’ımdan sonra herkes açılmaya başladı: Biz sana âşıktık! Hem de böyle Boğaziçi, İTÜ mezunları falan. Allah razı olsun dedim, ama yanaşma konusunda korkaktınız dedim. - Aşk nasıl sürer?Sürmez. Aşk sürmez. Doğa aşkı, hayvan aşkı, Allah aşkı sürer. Kadın-erkek aşkı, araya seks girince, mutlaka biter. Sevgiye, saygıya dönüşür. - Peki son soru: Hırs, kabiliyet, şans. Anlat.Dünyanın her tarafında çok güzel sesli olan, harika şarkı söyleyen binlerce, on binlerce insan var. Bu kabiliyet. Peki kim parlıyor? Hırslılar ve şanslılar. Hırslıysan, şansın çıkınca hemen faydalanıyorsun. Hırslı değilsen, karşına şans çıkarsa, ondan sonra bir şans daha lazım. O da olmayabilir. Anlayabildin mi? Benim Kayhan’la tanışmam şans. Evlendik. Para durumumuz kötüydü, Bebek’te oturuyorduk. Kayhan o sırada bir filmde oynuyordu. Sırrı Gültekin çekiyordu. “Suna da oynar mı” diye sormuş. On dakikalık bir roldü. Seden Kızıltunç da filmdeydi, gördü. TRT’de bir proje için yeni bir yüz arıyorlardı, Seden de beni tavsiye etti. Burada iki şans: Kayhan ve parasızlık. Seden, kabiliyet ve şans. Sonrası da kabiliyet, disiplin ve hırs. Tamam, ben bir Ajda Pekkan değilim. Onun disiplinine, aşkına hayranım ama ben özgürlüğüme çok düşkünüm. - Hep hazır mısındır?Kuşadası’nda hergün deli gibi yüzüyorum. Burçin “Biraz rahat olsana” dedi. Yok Burçin dedim, yarın bir telefon gelebilir ve beni bir rol için çağırabilirler! Ertesi gün telefon geldi ve Çukur için görüşmeye çağırdılar. Telaşa girmeme gerek yoktu. Ben fırsata hazırdım yani. Bir de çok meraklıyım. Hiçbir şeyin ustası değilim, ama çok okuyorum. Ben bile bazen bunu nereden biliyorum diye soruyorum kendime. Çocuklar da öyledir ya, bağlantılar kurarlar, o uyanış anı çok etkileyicidir. - Belki bu duruşunda eğitimin, çocukluğun da etkili.Sürekli azla yetindik biz. Reçelli ekmek, tuvalet dışarıda, hiç lüks yaşamadık. O dönemin İngiltere’si savaşın etkilerinden kurtulamamıştı ki daha. Azla yetinince, kimseye gebe kalmıyorsun. İstemediğim işi kabul etmek zorunda değilim ben. Askerlik gibi, ben ne soğuktan ne yağmurdan korkarım. Hiçbir şeyden şikayet etmem. Çocuklar büyürken Avustralya’ya gitmemiz de bu yüzden. Şımarmasınlar, disiplinli yetişsinler istedim. - Peki gelecek?Geçmişi yargılamak çok saçma. Gelecek Pasifik’ten geliyor. Kendimizi toparlayalım, kimseyi suçlamayalım. Tüketmekle ve suçlamakla meşgulüz. Bu şekilde ileriye gidemeyiz. Oturalım ve çalışalım. Fatih TürkmenoğluCumhuriyet Pazar’da bu hafta
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Cumhuriyet Pazar’da bu hafta figure > Türkiye'deki koronavirüs önlemleri kapsamında uygulanan hafta sonu tam kısıtlamalarında da, gazeteniz Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet Pazar'a ulaşabileceksiniz. Gazeteniz Cumhuriyet'le, dolu dolu Cumhuriyet Pazar sizleri bekliyor. Bayinizden istemeyi unutmayın. Sevilen oyuncu, Karanlığı Arala hareketinin sanatçı koordinatörü Hande Soral’la, çocuk istismarını ve koronalı günlerin psikolojisini konuştuk. Soral, “Daha kötü olacak da demiyorum… Neysek oyuz, o olmaya devam edeceğiz” diyor. Ataol Behramoğlu, Mustafa Kemal Erdemol, Özge Mumcu Aybars ve Enver Aysever yazıları…Hazal Ocak’tan gezegen dostu hediye önerileri…Beslenme uzmanı Merve Saatçi’den, sağlıklı yılbaşı sofrası…Bir narsistle mutlu olmak mümkün mü? Breaking Bad’le ünlenen Bryan Cranston… Meclis’te tartışma yaratan balkabağı… Haftanın sanat ajandası, Pati Günlükleri, çocuklar için rehber odasıHepsi ve daha fazlası yarın Cumhuriyet’le…/Archive/2020/12/26/134254344-screenshot1.pngBu hafta kimler var?Deniz Yavaşoğulları, Merve Saatçi, Vecdi Seviğ, Kemal Urgenç, Hazal Ocak, Figen Atalay, Gamze Akdemir, Özge Mumcu Aybars, Hilal Köse, Mustafa K. Erdemol, Tuğba Özer, Ataol Behramoğlu, Emrah Kolukısa, Şehriban Kıraç ve Enver Aysever... cumhuriyet.com.trCovid-19 aşısıolan doktor, dakikalar içindeölümcül alerjik reaksiyon gösterdi
Covid-19 aşısı olan doktor, dakikalar içinde ölümcül alerjik reaksiyon gösterdi figure > ABD’de bir doktor, Moderna'nın Covid-19 aşısını olduktan birkaç dakika sonra ölümcül bir alerjik reaksiyon gösterdi. /Archive/2020/12/26/133214615-57ee3845-62cd-4a9e-8b03-741208e1a73237294285.jpgTürünün bilinen ilk örneği olan vaka 24 Aralık’ta Boston’da gerçekleşti. Geriatrik Onkolog Hossein Sadrzadeh, aşıyı olduktan hemen sonra alerjik reaksiyon gösterip başının döndüğünü ve kalp atışlarının hızlandığını hissettiğini söyledi.Daha sonra dilinin uyuştuğunu, tansiyonunun düştüğünü ve vücudundan soğuk terler boşaldığını ifade etti. Kabuklu deniz ürünlerine karşı alerjisi bulunan Dr. Sadrzadeh, yaşadığı alerjik reaksiyonun onunla aynı olduğunu belirtti.Söz konusu alerjik reaksiyon, anafilaksi adıyla da biliniyor. Genellikle tetikleyici bir maddeye maruz kaldıktan dakikalar sonra meydana gelen anafilaksi, nefes alış-veriş ritmini bozabilir, tansiyonun düşmesine neden olabilir ve hayati tehlike yaratabilir./Archive/2020/12/26/133243818-7ec7db48-74ba-4dd6-a23f-42782b2d6e9037307309.jpgNew York Times’ın haberine göre, anafilaksi geçirdiğini hisseden Dr. Sadrzadeh, yanında bulunan ve bu rahatsızlıkta kullanılan EpiPen adlı içinde ilaç bulunan enjektörü kullandı. Daha sonra acil servise kaldırılıp dört saat gözetip altında tutulduktan sonra taburcu edilen Dr. Sadrzadeh’in sağlık durumu şu an iyi.Dr. Sadrzadeh, “Kimsenin bunu yaşamasını istemem” ifadelerini kullanıp yaşadığı alerjik reaksiyonu hem Moderna’ya hem de ABD Gıda ve İlaç Dairesi’yle ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (Centers for Disease Control and Prevention - CDC) bağlı aşı güvenliği birimine bildirdi./Archive/2020/12/26/133342255-7f9a3603-faa3-4fb3-9e98-ea2cefc0bcec37307308.jpgModerna’nın sözcüsü Ray Jordan, olaydan sonra şirketin münferit bir vaka üstüne açıklama yapamayacağını söylerken bir sonraki gün şirketin tıbbi güvenlik ekibinin konuyla ilgileneceğini ifade etti. CDC, yeni aşılara verilen reaksiyonlarla ilgili bilgilerin gelecek haftadan itibaren internet sitesinde yayımlanacağını bildirdi.Independent Türkçe'nin aktardığına göre, Emory Üniversitesi’nden Alerji Uzmanı ve İmmünolog Merin Kuruvilla, ABD’de bir milyondan fazla aşılama yapıldığını, bunlarda nadiren şiddetli alerjik reaksiyon meydana geldiğini ve aşı olması gerekenlerin endişelenmemesi gerektiğini söyledi.PFIZER-BIONTECH AŞISINDA DA YAŞANDI/Archive/2020/12/26/133451442-f693d883-8525-44d0-b11b-e54ffe3e2cf937306157.jpgModerna aşısı bu alerjik reaksiyonda yalnız değil. Zira ABD’de Pfizer-BioNTech aşısı dağıtıma başladıktan sonraki birkaç haftada 6, İngiltere'de bir kişinin anafilaksi geçirdiği tespit edilmişti. Bu olaylardan sonra CDC, onaylanan iki aşının anafilaksi geçmişine sahip kişilerde uygun olmayabileceğine dair bir tavsiyede bulunmuştu. cumhuriyet.com.trCHP'li Başarır, Erdoğan'ın avukatının aldığıücreti açıkladı
CHP'li Başarır, Erdoğan'ın avukatının aldığı ücreti açıkladı figure > CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hakaret gerekçesiyle yurttaşlara açtığı davalar sayesinde Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel’e ödenen vekalet ücretinin 38 milyon 980 bin lirayı bulduğunu açıkladı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisine hakaret eden bir yurttaş hakkında İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Davada yurttaşa 11 ay 20 gün hapis cezası verildi ve hükmün açıklanması geri bırakıldı.Sanık avukatı dosyada dikkat çekici bir detay yakaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel dosyaya vekaletini sunmamıştı. Sanık avukatının iddiasına göre vekaletini dosyaya sunmayan Özel’e 4 bin 80 lira vekalet ücreti ödendi.CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ise konuyla ilgili Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi. CHP’li Başarır önergesinde, avukat Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dosyalarından aldığı parayla ilgili de ortalama bir hesap yaparak, şunları belirtti:“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde toplam 63 bin 41 kişiye soruşturma açıldı. Açılan bu soruşturmalardan 9 bin 554 kişi mahkûm oldu. Bugün bir davada avukatlara ödenen vekâlet ücreti 4 bin 80 lira. Basit bir matematik hesabıyla toplam 38 milyon 980 bin 320 lira vekâlet ücreti eder. Yargının görevi Cumhurbaşkanı avukatlarını zengin etmek midir? Dosyada vekâletnamesi olmayan avukata vekâlet ücreti mi ödenir?” ANKAÜçİşçi Konfederasyonu’ndan ortak 'asgariücret' açıklaması
Üç İşçi Konfederasyonu’ndan ortak 'asgari ücret' açıklaması figure > Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, yeni yılda geçerli olacak asgari ücretin insan onuruna yaraşır geçinmeyi sağlayacak bir seviyede olması gerektiğini vurguladı. Yeni yılda geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesi sürecini dirsek teması halinde yürüten Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu dün Türk-İş'in ev sahipliğinde bir araya geldi.Üç genel başkan, toplantıda görüşmelerde gelinen aşamayı değerlendirirken, talep ve görüşlerini de konuştu.Toplantının ardından Atalay, Arslan ve Çerkezoğlu imzasıyla ortak yazılı açıklama yapıldı.‘ASGARİ ÜCRET KESİNTİSİZ İŞÇİNİN ELİNE GEÇMELİ’Açıklamada, işçilere aileleriyle yeterli yaşam şartlarını sağlayacak seviyede bir ücretin her zamankinden daha önemli hale geldiği belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:“Üçlü yapıda çalışmalarını sürdüren Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), asgari ücret düzeyinin belirlenmesinde işçilerin ve ailelerinin ihtiyaçlarının dikkate alınması gereğini önemle belirtmektedir. Asgari ücret işçilerin aileleriyle birlikte geçimini sağlayacak ücrettir. Tüm aile bireylerinin hakkı vardır. Pazarlık konusu edilmemelidir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nca görev verilen Türkiye İstatistik Kurumu’nca bekar bir işçi için hesaplanan yaşama maliyeti kasım ayı itibarıyla net 2 bin 792 liradır. Açıklanan bu tutarda aile unsuru yoktur, dikkate alınmamıştır. Bu ayın gerçekleşecek fiyat artışı ile asgari ücretin geçerli olacağı 2021 yılı muhtemel fiyat artışları da bulunmamaktadır. Bütün bu unsurları kapsayacak bir asgari ücretin, tüm bir yıl boyunca kesintiler nedeniyle azalma olmadan işçinin eline geçmesi sağlanmalıdır.”‘HÜKÜMET VE İŞVEREN, TEKLİFLERİNİ KAMUOYUYLA PAYLAŞMALI’Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda hükümetin tutumunun belirleyici olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:“Geçmiş kimi yıllarda olduğu gibi Hükümet tercihini, iktisaden dar ve sabit gelirli kesimler için kullanmalıdır. İnsan onuruna yaraşır bir geçimi sağlayacak bir asgari ücretin yürürlüğe girmesi için tüm imkanlarını seferber etmelidir. İşçi temsilcileri 'insan onuruna yakışır' bir düzeyde asgari ücret belirlenebilmesi için komisyon çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri belirlemiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır. Üç işçi konfederasyonu olarak 4 Aralık 2020'de ortaklaştığımız 'insan onuruna yaraşır bir asgari ücret' belirlenmesi talebinin arkasında durmaktayız. Çalışanların kabul edeceği, işçilerin mutlu olacağı bir asgari ücret ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Hükümet ve işveren, asgari ücretle ilgili tekliflerini kamuoyuyla paylaşmalıdır.” AAGelecek Partisi'nden bütçeye tepki: "Bu taksimi kurt yapmaz, kuzularaşah olsa”
Gelecek Partisi'nden bütçeye tepki: "Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa” figure > Gelecek Partisi, 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı'na ayrılan 4 milyar 39 milyon lira bütçeye tepki için bir video hazırladı. Partinin sosyal medya hesabından hazırlanan video mesajda “Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa” #ÇiftcininCefasıSarayınSefası" denildi. Gelecek Partisi, 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesine 4 milyar 39 milyon lira, çiftçiye ise 22 milyar lira destek ayrılmasını bir video ile eleştirdi.Parti tarafından hazırlanan videoda, 2020 yılında çiftçinin giderlerine yapılan zam oranları ve gider kalemleri tek tek sıralanırken, 2021 yılında çiftçiye verilecek olan devlet desteğinin geçen yıl ile aynı oranda kaldığına dikkat çekildi."ÇİFTÇİNİN CEFASI, SARAYIN SEFASI"Videoda şu açıklama yapıldı:"2020 yılında açıklanan enflasyon yüzde 11,89, dolar kurundaki ortalama artış yüzde 35, tarımsal ilaçlara gelen zam yüzde 44,2, gübreye gelen zam yüzde 32,2, tohuma gelen zam yüzde 25, hayvan yemine gelen zam yüzde 42. Bu şartlar altında çiftçiye 2020 yılında 22 milyar lira yılında destek sağlandı. Bu şartlar altında çiftçiye 2021 yılında ödenecek toplam destek tutarı yine 22 milyar lira.Ardında finansal bir enkaz bırakarak af dileyen bakan sırra kadem basarken, çiftçi yine tarlada üstelik döviz kurunun, gübrenin, yemin ve diğer gider kalemlerinin akıbeti belirsizken, Beştepe’deki 1000’lerce odada danışmanlar hiçbir iş yapmamaya devam etsin diye, 2 adım ötedeki Kıbrıs'a 8 uçak kalksın diye, Ankara'nın saraylarındaki İstanbul'un köşklerindeki sofralarda beyaz çaylar, ejder meyveli smoothieler, havyarlar eksik olmasın diye, Cumhurbaşkanlığı konvoyu biraz daha genişlesin diye bu Lale Devri hiç bitmesin diye, Cumhurbaşkanlığı bütçesine yapılacak olan artışsa yüzde 28,1 ile 4 milyar 39 milyon lira olarak belirlendi. Çiftçinin cefası, sarayın sefası...""BU TAKSİMİ KURT YAPMAZ, KUZULARA ŞAH OLSA"Hazırlanan video film, şu mesaj ile paylaşıldı:"Bu yıl; Tarımsal destekleme de artış yüzde 0 Evet yanlış okumadınız! “YÜZDE SIFIR” olurken Cumhurbaşkanlığı bütçesi yüzde 28.1 arttı. ‘Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa’. #ÇiftcininCefasıSarayınSefası“/Archive/2020/12/26/124802844-yyyy.jpg ANKAKoronavirüs oldu, komadançıkıncaİskoçaksanıyla konuşmaya başladı
Koronavirüs oldu, komadan çıkınca İskoç aksanıyla konuşmaya başladı figure > İngiltere’nin Liverpool kentinde koronavirüs nedeniyle komaya giren Wayne Oldham, komadan çıktıktan sonra garip bir İskoç aksanı ile konuşmaya başladı. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında, virüsün farklı etkileri ortaya çıkıyor. İngiltere’nin Liverpool kentinde yaşayan 46 yaşındaki Wayne Oldham eşine az rastlanır bir olay yaşadı. Koronavirüs olan Wayne, durumunun kötüleşmesi üzerine komaya girdi. DURUMU HER GEÇEN GÜN KÖTÜYE GİTTİKoronavirüs öncesinde herhangi bir sağlık sorunu olmayan Wayne’in durumu her geçen gün kötüye gitti. Doktorların da durumunun kritik olduğunu söylemesi üzerine eşi Louise Oldham, eşinin cenaze törenini planlamaya başladı. Louise, korona önlemleri nedeniyle cenaze törenine katılacak 20 kişiyi belirlediğini söyledi.'GARİP BİR İSKOÇ AKSANI İLE KONUŞUYORDU'Wayne için cenaze töreni organize edilirken güzel haber geldi. Wayne Oldham, koronavirüs nedeniyle alındığı komadan 6 hafta sonra çıktı. Aintree Hastanesi'nde son olarak ECMO adlı kalbin ve akciğerin işlevlerini üstlenen makineye bağlanan ve 11 haftalık korona tedavisi sonrası yaşam mücadelesini kazanan Wayne, alkışlarla hastaneden taburcu edildi. Ancak eşi, Wayne Oldham’da bir tuhaflık olduğunu fark etti. Eşinin İskoç aksanı ile konuştuğunu fark eden Louise, “Bunu görmek üzücüydü. Konuşmaya çalışıyordu ama yapamıyordu. Yüzündeki oksijen maskesini çıkarınca daha iyi anladım. Garip bir İskoç aksanı ile konuşuyordu” dedi.İYİLEŞMEYECEĞİMİ DÜŞÜNMÜŞTÜMWayne ise, şaşkınlığını gizlemeyerek, “Uyandığımda İskoç aksanıyla konuşuyordum. Ayaklarım ağrıyordu ve iyileşmeyeceğimi düşünmüştüm” dedi. (İHA)Koronavirüs nedeniyle emzirme odasına birlikte alınmayan anne-kız, hemşireye saldırdı
Koronavirüs nedeniyle emzirme odasına birlikte alınmayan anne-kız, hemşireye saldırdı figure > Bursa’da, bebeğini kontrole götüren Elif A. (26) ile annesi, emzirme odasına birlikte girmelerinin koronavirüs salgını nedeniyle yasak olduğunu söyleyen hemşire Hacer E.'ye saldırdı. Tehditler ve hakaretler de savuran anne-kızın hemşireyi tartakladığı anlar, hastanenin güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. /Archive/2020/12/26/124800297-6222.jpgSağlık çalışanına saldırı, dün saat 11.30 sıralarında, Osmangazi ilçesindeki özel hastanede yaşandı. Elif A., annesiyle birlikte 2 aylık bebeğinin rutin kontrollerini yaptırmak için hastaneye geldi. Elif A. sıra beklerken, bebeğini emzirmek için annesiyle birlikte emzirme odasına yöneldi. Ancak Çocuk Servisi Klinik Sorumlusu olan hemşire Hacer E., pandemi tedbirleri kapsamında odaya yalnızca bebek ile annesinin girebileceğini söyledi. Ancak Elif A., annesinin de yanında odaya girmesi için ısrar etti. Elif A. ve annesi çıkan tartışmada, hemşire Hacer E.'ye saldırdı. Hemşirenin başörtüsünü çeken ve başörtüdeki iğnelerin hemşirenin kafasına batmasına neden olan anne-kıza güvenlik görevlileri müdahale etti. ‘Beyaz kod’ verilmesi üzerine hastaneye sevk edilen polis ekipleri, Elif A. ile hemşireyi ifadelerini almak için emniyete götürüldü. Hemşire Hacer E. kendisine saldıran anne-kızdan şikayetçi olurken, hastanede anneannesiyle kalan bebeğin rutin kontrolü doktoru tarafından yapıldı.'SENİ ÖLDÜRÜRÜM' DİYEREK, DARBETTİAnne-kızın saldırı anında kendisini ölümle tehdit ettiğini belirten Hacer E., "İki, üç kez aynı taleple geldiler. Her geldiklerinde uyardık. Emzirecek olan başka bir anne sırada bekliyordu. Odanın boş olup olmadığını sorunca kontrol amaçlı emzirme odasına gittim. İçeri girdiğimde tekrar aynı hasta yakınıyla karşılaştım. Uyarıda bulundum. Bu kez bana, 'Sen sus. Kes sesini. Çık dışarı' diye seslenince tartışmadan dışarı çıktım. Annesini de dışarı çıkarıp, kapıyı kapattım. Tedavi odasına oturdum, arkadaşımla birlikte ilaç hesaplaması yapıyordum. Anne tekrar kapıyı açtı. Tekrar içeri girmek istedi. Ben yine ilk defa geliyormuş gibi 'Buyurun' diye seslendim. Hiçbir şey demedi. Emzirme odasını işaret etti. Cevap vermedim. Annesi, 'Ben bu hastaneye bu kadar para veriyorum. 10 bin lira para ödedim. Sen beni dışarı çıkaramazsın. Kızımın yanında durmak istiyorum. Beni dışarı çıkarmanız için gelmedim' gibi cümleler kurdu. Kızı emzirme odasından çıktı. Annesiyle tartıştığımı düşünüp beni tartaklamaya başladı. Omzumdan tutup sallamaya başladı. O sırada arkadaşlar geldi. Bizi tuttular ama saldırmaya devam ediyordu. Bir yandan annesi de beni itmeye başladı. Annesi beni iterken kızı da baş örtümden asılıyordu. 'Seni öldürürüm. Seni öldürmüyorsam bu benim insanlığımdan' gibi cümleler kurarak hakaret etti. Öldürmekle tehdit etti" dedi.'ALINAN KARARLAR HEPİMİZ İÇİN'Pandemi döneminde alınan kararlara herkesin uyması gerektiğini söyleyen Hacer E., "Ben işimi yapıyorum. Bana söylenileni yapıyorum. Biz burada hem kendi sağlığımızı hem de insanların sağlığını düşünmek zorundayız. İçeride başka emziren anne olmasaydı bu kadar uyarmak zorunda kalmazdım. İçeride emziren diğer anne de her şeye şahit oldu. Şu dönemde herkesin çok gergin olduğunu biliyoruz. Akşama kadar bunları zaten yaşıyoruz. Çok üzülüyoruz. Biz çay molasında bile bunları konuşuyoruz. Kapıdan babalara bebeklerini gösteriyoruz. Biz de çok üzülüyoruz. O annenin de bebeği bir dönem hastanemizde yoğun bakımda yattı. Ama alınan kararlar hepimiz için geçerli. Biz, bize söyleneni yapmakla yükümlüyüz. Hastalarımıza karşı her zaman kelimelerimizi seçerek kullanıyoruz ama maalesef böyle bir olayla karşılaştık" diye konuştu. (DHA)Milli karateci SerapÖzçelik Arapoğlu, AA'nın "Yılın Fotoğrafları" oylamasına katıldı
Milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu, AA'nın "Yılın Fotoğrafları" oylamasına katıldı figure > İBBSK'da yarışan Milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu, AA'nın "Yılın Fotoğrafları" oylamasına katıldı. İBBSK'lı milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu, Anadolu Ajansının (AA) "Yılın Fotoğrafları" oylamasına katıldı.Serap Özçelik Arapoğlu, AA muhabirleri ile foto muhabirlerinin yurt içi ve yurt dışında çektiği fotoğrafları tek tek inceleyerek yaşam, spor ve haber kategorilerinde birer fotoğraf için oy kullandı.Milli sporcu, yaşam kategorisinde İsa Terli'nin "Büyük Çamlıca Camisi ile Hilal", spor kategorisinde Şebnem Coşkun'un "Milli yüzücü Nil Şahin", haber kategorisinde ise Mehmet Emin Mengüarslan'ın "Mucize'nin adı Ayda" fotoğrafını seçti.Tüm fotoğrafların birbirinden güzel olduğunu ve seçmekte zorlandığını ifade eden Serap Özçelik Arapoğlu, Anadolu Ajansının çalışanlarına başarı diledi. AANY Times: Türkiye'nin aşıdenemeleri diğer adaylarınınçalışmalarına göre küçükölçekli
NY Times: Türkiye'nin aşı denemeleri diğer adaylarının çalışmalarına göre küçük ölçekli figure > NY Times, Çin menşeli CoronaVac aşısıyla ilgili Türkiye’nin açıkladığı verileri Biontech/ Prifzer aşısıyla kıyasladı. Haberde, “Türkiye’de yapılan klinik araştırmalar, diğer aşı adaylarının çalışmalarına göre küçük ölçekli olarak gerçekleştirildi. Bu da araştırmacıların iddialarını daha az kesin hale getiriyor” yorumunda bulunuldu. Fahrettin Koca’nın Çin menşeili koronavirüs aşısının yüzde 91.25 koruma oranına sahip olduğunu açıklamasının ardından aşının etkinlik oranıyla ilgili yurt dışı basınında tartışmalar sürüyor. NY Times söz konusunu haberinde, Türkiye’nin açıkladığı bulguların küçük bir deneme grubuna ait ön sonuçlarına dayandığını ve verilerin hiçbirinin geçerli bir dergide veya internette yayınlanmadığını öne sürdü.TÜRKİYE’YE AİT VERİLERE DEĞİNDİBrezilya’daki Sinovac’ın toplantısına dikkat çekilen haberde, aşıyla ilgili ayrıntılı sonuçların açıklaması beklenirken yüzde 50 duyurusunun yapıldığının altı çizildi. NY, Türkiye’den Bilim Kurulu Üyesi Serhat Ünal’ın açıkladığı verilere şu şekilde değindi:“Türkiye'deki denemeye toplam 7 bin 371 gönüllü katılmıştı, ancak Bilim Kurulu Üyesi Dr. Serhat Ünal tarafından sunulan etkinlik verileri sadece bin 322 katılımcıya dayanıyordu. Bunların 752'si gerçek bir aşı ve 570'i plasebo aldı. Plasebo alan 26 kişinin koronavirüs geliştirdiği, bunun yanı sıra aşılanan 3 kişinin virüse yakalandı.”NY Times haberinde verilerin yazılı olarak paylaşılmadığının altını çizdi. Sinovac’ın ise denemelerle ilgili bir açıklama yayınlamadığını belirtti. Haberde, “Türk araştırmacıların etkinlik hesaplamaları için dayandırdıkları az sayıdaki gönüllü, sonuçlarının kesinliğinin sorgulanmasına neden oldu. Bir klinik aşı denemesine ne kadar çok insan katılırsa, istatistiksel gücü o kadar güçlü hale gelir” ifadesi yer aldı.PFİZER/BİONTECH AŞISIYLA KARŞILAŞTIRDIPfizer ve Biontech aşısının sonuçlarıyla Türkiye’nin sonuçlarını karşılaştırarak, “Pfizer ve BioNTech, aşısının yüzde 95'lik etkinlik oranına sahip olduğunu göstermek için 36 bin 523 kişi hakkında veri sundu. Plasebo alan 162 kişi, gerçek aşı vurulan gruptaki 8 kişiye kıyasla Covid-19 geliştirdi” denildi.Sinovac şirketinin talebiyle, aşının sonuçlarının açıklanması 15 gün ertelenmişti. cumhuriyet.com.tr