Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 10.08.2024, 02:52 AM (GMT)

News - Haberler

HoÅŸgeldin John Ruskin!

Hoşgeldin John Ruskin! /Archive/2020/11/4/002200625-ic1.jpgRuskin’in Türkçe’deki ilk kitabı farklı yayınevleri tarafından bastırılan Susam ve Zambaklar’dı. Arkasından Corpus Yayınları’nın derlediği iki ciltlik Belleğin Lambası ve Sanat Üzerine Dersler yayımlandı. Bu iki cilt Ruskin’in özellikle sanat üzerine yazılarından yapılmış en geniş derleme oldu. Dina Birch’in uzun bir Ruskin Üzerine yazısı düşünürün genel bir portresini vermeye çalışıyordu.Kafka Kitap’tan Sanat ve Hayat üzerine derlemesinin arkasından bu yıl Vakıfbank Kültür Yayınları Ruskin’in On Dokuzuncu Yüzyıl Fırtına Bulutları kitapçığını yayınlayıverdi. Ruskin’in 1884-1885’te Oxford Üniversitesi’nde verdiği derslerin notlarından oluşan bu metin, dönemin “musibet rüzgârını” bir sanat tarihçisinin gözüyle ve 19. yüzyıl gözlemciliğiyle ortaya koymaya çalışıyordu.Bu deneme sanayi devriminin sonuçlarını çevresel yönden ele alan ilk metinlerden biri sayılıyor ve Ruskin’in ekolojisine dair fikir veriyordu.Ruskin’in yıllardır dilimizde basılamamış olması elbette gecikmiş bir durum. Oscar Wilde’dan Proust’a, ki Fransızcaya ilk kendi çeviriyor; edebiyatı, sanat tarihini ve eleştirisini, pedegojiyi, ekolojiyi etkilemiş dev bir yazardan söz ediyoruz.Hatta 19. yüzyıl duyarlılığına romantik bir tutumla Ruskinyen demek abartı olmaz. 19. yüzyılı John Ruskin'siz düşünmek neredeyse imkânsızdır.O tam anlamıyla hemen her şeyi sterlinin ruhuyla araçsallaştıran ve kapitalizmin, endüstri devriminin kömürlü-borsalı isini taşıyan Viktoryen dönem içinde kelimenin tam anlamıyla bir estettir. Bütün hayatı bir sanat yapıtı gibi duyumsamak ister Ruskin. Merakı her yöne saçılır bütün tutkusuyla./Archive/2020/11/4/002224578-ic2.jpgDÖNEMİN EN GÜÇLÜ SANAT ELEŞTİRMENİGenç bir adamken kuşağının en güçlü sanat eleştirmeni oldu, polemiklere girdi. Örneğin dönemin öncü ressamı Whistler ile mahkemelere düşen kavgası sanat tarihine aykırı bir dipnot olarak düşer. Daha sonra sosyalizmden ekolojiye uzanan bir toplum eleştirmenliği taçlandırır sanat yazarlığını.Başdöndürücü bir çeşitlilik vardır onun yazdıklarında. Ruskin 60 yıl boyunca 250 adet yazı yazdı. Bu yazılar resimden mimarlığa, ekonomi politikten devlet ve sosyal reformlara, tiyatrodan edebiyat ve müziğe; mitolojiden meterolojiye ve bilime uzanır. Onu Fransızcaya çeviren Proust'un ifadesiyle, “Belirli bir düzen olmaksızın bir düşünceden ötekine...”Ruskin, 19. yüzyıl romantizminden Yunan-Roma'nın klasisizmine, hızı ve “fırça izi”ni görünür kılan ve modernizmin öncüllerinden Turner'e, hamisi olduğu ve sanata Ortaçağ mitini yeniden üfleyen Pre-Raphaelistlere ve yeniden canlandırılan Gotik geleneğe, birbirini dışlayan ve içeren birçok anlayışa aynı heyecan ve içericilikle yanaşır.Aynı zamanda endüstri toplumunun makinelerine ve sınai tek tip ürünlerine karşı zanaatı ve el emeğini kutsar. 1843 tarihli “Modern Ressamlar” kitabı 20. yüzyılın erken bir tartışmasıdır./Archive/2020/11/4/002239406-ic3.jpgMODERNİZMDaha sonra İzlenimcilik olarak adlandırılacak akımın öncülerinden biridir Turner. O, desen, hacim ve güzellik ile kutsanan, sanatı devlet akademilerinde baştacı edilen neo-klasizmi darmadağın etmiştir. Hız, titreşim, doğaçlama ve gündelik olan sanatı geri dönülmez bir şekilde değiştirecektir.Ruskin, Turner'ın ünlü resimdeki gibi bir araf yaşamaktadır. Küçük bir buharlı römork tarafından çekilen, İngiltere armadasının en ünlü kalyonunu, artık zamanı geçmiş bir dönemi “yeni” ile aynı anda anlamaya çalışmaktadır adeta. Ya da o her şeyi değiştiren “Yağmur, Buhar ve Hız”daki tren gibi doğmakta olan yeni dünyayı da duymaya çalışacaktır; yani modernizmi.Ruskin doğayı mitolojilerden, meleklerden, İsa ve havarilerinden hatta insandan arındıran “manzaranın icadını” yani manzara resimlerini fazlasıyla önemli görür. Doğayı bakmaktan, fundalıklardan, ormanlardan, deniz ve nehirlerden, sarp uçurumların seyrinden yepyeni bir estetik çıkarmaya çalışır.Duymak ve görmek hatta resim yapmak öğrenilebilir bir şeydir. Sanat doğayı bambaşka görmemizin, hayatımızı sanata dönüştürmenin yollarını açar.18. yüzyılda Burke'dan Kant'a devreden, Güzel'in oranlı, sakin, ölçülebilir ve rahatlatıcı algısına karşı şiddeti, ürperticiliği ve dinamik sonsuzluğuyla Yüce'nin estetiğini düşünmek Ruskin'de olgunlaşarak geniş bir okura ulaşan bir bağlam kazanır./Archive/2020/11/4/002258328-ic4.jpg‘GOTİK BİR DUYARLILIĞI CANLANDIRDI’Ruskin adım adım kentleri kömür kasvetine boğan endüstriyel kapitalizme karşı, doğayı, kırı, el işçiliğini ve en önemlisi de Ortaçağı özleyen Gotik bir duyarlılığı canlandırdı.Bugün sinemadan, müziğe, çizgi romana ve romana altın çağını yaşayan gotik duyarlılığın ilk kaşiflerinden biriydi. Wiilliams Morris gibi erken İngiliz sosyalistlerinden olsa da gotik ve Ortaçağ onun için endüstri toplumunun kömür isleri içinde yüzen çıkarcı burjuva toplumuna karşı öncelikle cemaatin, kırın, el işçiliğinin kutsandığı zanaat ve hayal gücü diyarıydı.Venedik’in Taşları kitabındaki “Gotiğin Doğası” bölümü bir tarafıyla gotiğin yeniden tanımlanma denemesiydi. Gotik onun açısından “el izi”ni taşıyan vahşilik, değişkenlik, doğalcılık, grotesklik, katılık ve fazlalıktı.Gotik özellikle mimaride klasikte olduğu gibi tektiplilik, köleliğe özgü süsleme, rutin ve tekrarın ötesinde yapana bir özgürlük alanı sunar. Yunan, Ninova, Mısır ve Roma gibi üstün (iktidar-mimar) alta (emekçilere, kölelere) yorum bırakmayan direktiflerini dayatır.Ruskin Türkçede gotik üzerine özellikle mimariyi merkez alan sanata kitaplarının dışında çok ama çok farklı bir bakış açısı sunuyor ve gotiğin güncelliğini gösteriyor bizlere.Türkçede yavaş yavaş bir Ruskin külliyatının oluşmaya başlaması sevindirici. Özellikle sanat kitaplarındaki artış ve ilgili okur düşünüldüğünde.On Dokuzuncu Yüzyılın Fırtına Bulutu / John Ruskin / Çeviren: Erdem İlgi Akter / VakıfBank Kültür Yayınları / 116 s.Sanat ve Hayat Üzerine / John Ruskin / Çeviren:Eser Bakdur / Kafka Kitap / 128 s. Ali Şimşek

YARIN günlerden Cumhuriyet Kitap!

YARIN günlerden Cumhuriyet Kitap! /Archive/2020/11/4/001602207-1603-kapak-ic.jpg Merhaba, - 1603’üncü sayısına ulaşan Cumhuriyet Kitap, YARIN Yunus Nadi Ödülleri Özel Sayısı’yla okurların karşısında olacak. 75 yıldır Cumhuriyet Gazetesi’yle özdeşleşen ve alanında yetkin yapıtları, yazar ve sanatçıları taçlandıran Yunus Nadi Ödülleri, bu yıl; Roman, Şiir, Öykü, Sosyal Bilimler İncelemesi, Karikatür, Fotoğraf olmak üzere 6 dalda 8 isme verildi: Roman dalında; ‘Gemide Yer Yok’ ile Ömer F. Oyal; Şiir dalında ‘İncirin İçindeki Arı’ ile Mehtap Meral ve ‘Bile İsteye’ ile Gonca Özmen; Öykü dalında ‘Eve Dönmeyen Hayvan’ ile Murat Çelik ve ‘Kimsenin Bilmediği İnsanlar’ ile geçen Mart ayında yitirdiğimiz Kadri Öztopçu; Sosyal Bilimler Araştırması dalında ‘Yüzellilik Gazeteciler’ ile Prof. Dr. Şaduman Halıcı; Karikatür dalında Önder Önerbay ve Fotoğraf dalında Zehra Çöplü. Bu sayımızda ödül kazanan tüm yazar ve sanatçılarla yapılmış söyleşileri ve yapıtlarına ilişkin kaleme alınmış yazıları okuyacaksınız. - Üçüncü sayfamızda bu hafta, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Alev Coşkun, Yunus Nadi Ödülleri’ni değerlendiriyor. - Yunus Nadi Ödülleri Özel sayımızın üçüncü sayfasında bu hafta, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz sahibi Alev Coşkun, gazetemiz tarihçesiyle özdeş Yunus Nadi Ödülleri’ni değerlendiriyor. - Yazarımız Adnan Binyazar, ‘Kim demiş yaramazım diye?” başlıklı yazısında; çocuk yazınının önemli kalemlerinden Aytül Akal’ı ve yapıtlarını merceğe alıyor. - Yazarımız Onur Bilge Kula, ‘Faust II, Filhelenizm ve Türk imgesi’ başlıklı yazısıyla okurlarla buluşuyor. İngiliz şair Byron’un ölümü üzerine, Faust II ’yi yazmaya başlayan Goethe, Temmuz 1831’de sonuçlandırdığında, güncesine ‘Asıl işimi bitirdim!’ notunu düşer. Yapıtı mühürler ve ölümünden sonra yayımlanmasını ister. Faust ’ta ‘Türk’ e yapılan dolaylı göndermeler, ‘Faust II’ nin ‘Helena’ adlı bölümünde yer alan Euphorion figüründe görülebilir. Onur Bilge Kula, yazısında tüm bu düzlemi titiz bir eleştiri süzgecinden geçirerek sunuyor. - Ülker İnce, Mustafa K. Erdemol’un; kütüphaneler, kitapseverler, kitap koleksiyoncuları ve yazarlarıyla dopdolu ‘Kitap Kokusu’ isimli kitabını değerlendiriyor. - Yıllardır gazetemizin ve dergimizin bulmacalarını hazırlayan sevgili İlker Mumcuoğlu’nu ne yazık ki geçtiğimiz hafta kaybettik. Cumhuriyet ailesi olarak acımız büyük. Sevgili İlker Mumcuoğlu’nun bize yayınlamamız üzere hali hazırda yollamış olduğu bulmacaları anısına saygıyla yayınlamaya devam edeceğiz. Başta Cumhuriyet ailemiz olmak üzere tüm yakınlarının ve sevenlerinin başı sağ olsun. Kitap Dergi, YARIN Yunus Nadi Özel Sayısı ile gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte... Cumhuriyet Kitap Eki

Pudovkin’den filmçekme sanatı

Pudovkin’den film çekme sanatı /Archive/2020/11/4/001139975-ic.jpgVsevolod Pudovkin 1920’lerde sessiz sinemanın "altın çağı"nda Sovyet film yönetmenlerinin klasik üçlüsünden biriydi.Batı’da onun ismi, çağının sinemasında en büyük yenilikçilerden biri olarak Sergey Eisenstein ile Dziga Vertov’un isimleriyle birlikte anılıyordu.Film Çekme Sanatı ve Sinemada Oyunculuk, Sovyet sinemasının altın çağının “müthiş çocukları”ndan biri olan Vsevolod Pudovkin’in, sessiz sinemadan sesli sinemaya, oyuncu eğitiminden montaj teorisine film evreninin her veçhesine dair temel görüşlerini yansıtan bir çalışma.Film Çekme Sanatı ve Sinemada Oyunculuk / Vsevolod Pudovkin / Çeviren: Osman Akınhay / Agora Kitaplığı / 328 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Daha demokratik bir hümanizm için...

Daha demokratik bir hümanizm için... /Archive/2020/11/4/000938085-ic1.jpgEdward W. Said, Alfa Yayıncılık tarafından yayımlanan Hümanizm Ve Demokratik Eleştiri’de “II. Dünya Savaşından beri süregelen genel hümanist faaliyetin en büyük kitabı, Auerbach'ın Mimesis'i üzerine ve bu kitabın bugün bizim için neden kalıcı bir örnek oluşturduğuna dair” konuşuyor.Geleneksel hümanistik eğitim uzun yıllardır saldırı altında. Said bu son kitabında birleştirmeyi, özgürleştirmeyi ve aydınlatmayı hedefleyen daha demokratik bir hümanizmin hâlâ mümkün olduğunu savunuyor.Beşeri bilimleri canlandırmada bir strateji olarak geliştirilmiş bir diyalog ileri süren Said, okumanın insanlara devamlı sorgulamayı, bozmayı ve yeniden düzenlemeyi öğrettiğini ileri sürüyor./Archive/2020/11/4/000947648-kapakic2.jpgEDWARD W. SAID: Kudüs doğumlu olan Edward W. Said (1935-2003) Kahire Victoria Koleji’nde, Massachusetts Mount Hermon School’da ve Princeton ile Harvard Üniversitelerinde eğitim gördü.1963’ten itibaren Columbia Üniversitesi’nde İngilizce ve karşılaştırmalı edebiyat dersleri verdi.1974’te Harvard’da Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde konuk öğretim üyesi olarak, 1975-76’da Stanford Davranış Bilimleri İleri Araştırmalar Merkezi’nde burslu araştırmacı olarak, 1979’da da Johns Hopkins Üniversitesi Beşeri Bilimler Bölümü’nde konuk öğretim üyesi olarak bulundu.Arab Studies Quarterly’de editörlük yaptı; New York’taki Dış İlişkiler Konseyi, Amerikan Sanatlar Akademisi ve PEN yönetim kurulu üyeliklerini yürüttü. 1976’da Harvard Üniversitesi Bowdoin Ödülü’nü, 1994’te de Lionel Trilling Ödülü’nü aldı.Türkçedeki diğer kitapları: Filistin Sorunu (Pınar, 1985), Entelektüel (Ayrıntı, 1995), Kültür ve Emperyalizm (Hil, 1999),Şarkiyatçılık (Metis, 1999), Oslo’dan Irak’a ve Yol Haritası (Agora, 2005), Müzikal Nakışlar (Agora, 2006), Geç Dönem Üslubu (Metis, 2008), Medyada İslam (Metis, 2008), Başlangıçlar: Niyet ve Yöntem (Metis, 2009), Kültür ve Direniş (Agora, 2009), Joseph Conrad ve Otobiyografide Kurmaca (Agora, 2010). Cumhuriyet Kitap Eki

Çağın kurucu normu; düşmanlık!

Çağın kurucu normu; düşmanlık! /Archive/2020/11/4/000624837-ic1.jpgFrantz Fanon'un izinden giden, Düşmanlık Politikaları'nın yazarı Achille Mmbembe’ye göre savaş, çağımızın kutsadığı değer haline gelmiş durumda. Düşmanlığın, savaşın kutsanan değerler haline gelişiyle toplumlarımız demokrasiden hızla uzaklaşıyor.Kaldı ki, demokrasinin de kökleri karanlık… Kendi suç geçmişlerini hatırlamak istemeyen bu toplumlar, icat ettikleri kötülük nesnelerinin korkusuyla yaşıyor ve bunlardan şiddet yoluyla kurtulmak istiyorlar.Liberal demokrasiler olağanüstü hali olağanlaştırıyor, çitleri yükseltiyor, hem kendi içlerinde hem de dış düşmanlarına karşı diktatörce uygulamaları hayata geçirmekte tereddüt etmiyorlar.İnsan hakları ve eşitlik ilkeleri zaten çoktan harap olmuş, tükenmiş halde. Milliyetçilik en kanlı haliyle yeniden boy gösteriyor. Siyasal düzen ölüme yönelen bir örgütlenme biçimi olarak kendini yeniden oluşturuyor./Archive/2020/11/4/000636775-ic2.jpgToplumsal bünyenin hücrelerine kadar sızan nanoırkçılık, şiddet ve yasa, inanç ve itaat, norm ve istisna, hatta özgürlük ve güvenlik arasındaki ilişkileri bulandırarak meşruiyet kazanmaya çalışıyor.Bu karamsar tabloya bakarak Mbembe soruyor:“Dünyanın her yerini kendi yuvası yapan, köklerini sorgulayan ama aynı zamanda tüm gezegene kök salan, gelip geçiciliğinin bilincinde, yeryüzünü ortak payda yaparak düşmanlık ilişkisinden kurtulabilecek bir insanlıkmümkün mü? Hümanizmin de ötesine geçerek bütün canlıları kapsayacak bir politika ve ortak bir soyağacı tesis edilebilir mi? Yoksa treni çoktan kaçırdık mı?”Düşmanlık Politikaları / Achille Mbembe / Çevrine: Ayşen Gür / İletişim Yayınları / 224 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Babasının gölgesindeki oğullar...

Babasının gölgesindeki oğullar... /Archive/2020/11/4/000356167-ic1.jpg“Bu roman, Flannery O’Connor ile William Faulkner’ın çocuğuymuş gibi - ama bu çocuk, Cormac McCarthy tarafından kaçırılıp bir kafese hapsedilmiş ve tüketmesi için sadece soğan halkası, Oxycontin ilacı ve Terrence Malick’in Kanlı Toprak filmi verilmiş sanki.”The OregonianII. Dünya Savaşı’nda görev yapmış Willard, ölüm döşeğindeki karısını kurtarmak için her gün Tanrı’ya dua edip kurban kanı akıtıyor. Oğlu Arvin ise uysal bir çocuk ama böyle kalmayacak. İnancın kurbanı iki kaçağın, seri katillik yapan bir çiftin, hazzın peşinde bir vaizin ve yozlaşmış bir şerifin birbiriyle kesişen, on yıllara yayılan hikâyesinde Arvin acımasız kararlar verecek, bu sırada ruhunu da temiz tutmaya çalışacak.Pollock’ın Amerikan kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir ettiği kitabı Güney Gotiği türünün yetkin örneklerinden biri. Radikal bir imana, çürümüşlüğünü içi boşaltılmış değerlerle saklayanlara ve babasının gölgesini takip etmek zorunda kalan oğullara ilişkin dehşetli bir macera./Archive/2020/11/4/000411620-ic2.jpgTom Holland, Robert Pattinson ve Mia Wasiowska’nın aralarında bulunduğu dev kadrolu Netflix filmi The Devil All the Time’ın uyarlandığı şaheser: “Düş Yakamdan Şeytan” raflarda!“Dövüş Kulübü”, “Gösteri Peygamberi” gibi romanların yazarı Chuck Palahniuk’un “Önümüzdeki on yılda, herhangi bir yazar için, Pollock’un eserlerini geçmek kolay olmayacak,” dediği; PEN / Robert Bingham Ödüllü, Guggenheim Bursu kazananı; Amerikalı yazar Donald Ray Pollock’un kaleme aldığı, İthaki Modern’in 25. kitabı “Düş Yakamdan Şeytan”, Güney Gotiği türünün unutulmaz örneklerinden biri.II. Dünya Savaşı’nda görev yapmış Willard, ölüm döşeğindeki karısını kurtarmak için her gün Tanrı’ya dua edip kurban kanı akıtıyor. Oğlu Arvin ise uysal bir çocuk ama böyle kalmayacak. İnancın kurbanı iki kaçağın, seri katillik yapan bir çiftin, hazzın peşinde bir vaizin ve yozlaşmış bir şerifin birbiriyle kesişen, on yıllara yayılan hikâyesinde Arvin acımasız kararlar verecek, bu sırada ruhunu da temiz tutmaya çalışacak.Pollock’ın Amerikan kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir ettiği kitabı; radikal bir imana, çürümüşlüğünü içi boşaltılmış değerlerle saklayanlara ve babasının gölgesini takip etmek zorunda kalan oğullara ilişkin dehşetli bir macera./Archive/2020/11/4/000424885-ic3.jpgDonald Ray Pollock, 1973’ten 2005’e kadar, dedesinin ve babasının emekli olduğu Mead Kâğıt Fabrikası’nda çalıştı, kamyon şoförlüğü yaptı. Babasının emekliliğinde yaşadıklarından çekinen Pollock, bir üniversitenin İngiliz Edebiyatı programına kaydoldu.50 yaşında, doğduğu yerdeki tecrübelerinden beslenerek yazdığı “Knockemstiff” adlı öykü kitabıyla edebiyat dünyasına adım attı. 2008 seçimlerinde, Güney Ohio izlenimlerini New York Times’a yazdı. Granta dergisinde yazıları yayımlandı. Pollock, adını duyurduğu, ilk romanı “Düş Yakamdan Şeytan” ile Amerikan kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir etti.Düş Yakamdan Şeytan / Donald Ray Pollock / Çeviren: Emirhan Burak Aydın / İthaki Modern / 312 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Dans vebası!

Dans vebası! /Archive/2020/11/3/235123081-ic.jpg“Dans etmek bir çığlığı susturmak mı?”RomandanJean Teule, Dansa Davet’te 1518 yılında görülen, dünyanın en ilginç toplumsal histeri vakalarından birinin hikâyesini anlatıyor. Strasbourg’da açlık ve sefaletin, insanları cinayete sürükleyen bir yokluğun hüküm sürdüğü zamanlarda, ıstırabından aklını yitiren bir kadın, aniden sokaklarda dans etmeye başlar. Kısa bir süre içinde ona katılanların sayısı gitgide artar ve “dans vebası” tüm şehri esir alır. Binlerce insan yaşadıkları ağır travmalar sonucunda bilincini yitirip ölene dek dans eder durur.Dansa Davet; İntihar Dükkânı’nın yazarından, kurgu hikâyelerden çok daha delice bir gerçekliği anlatan masalsı bir roman.Dansa Davet / Jean Teule / Çeviren: Elif Gökteke / Sel Yayıncılık / 104 s. Cumhuriyet Kitap Eki

101’inci saatte bir kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

101’inci saatte bir kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı Merkez üssü Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Depremin etkisinin en çok yaşandığı Bayraklı ilçesi Manavkuyu Mahallesi’ndeki Barış Sitesi’nin birinci katında yaşayan Nerrin Erakman, depremin ardından enkazda mahsur kaldı. Ekipler tarafından yapılan arama kurtarma çalışmalarında 101’inci saatte Erakman’ın cansız bedenine ulaşıldı. Arama kurtarma çalışmalarında, 7 katlı binanın 4 katı kontrollü bir şekilde yıkılarak, ara verilen çalışmalar yeniden başlamıştı. 9 kişinin cansız bedeninin çıkarıldığı Barış Sitesi’nde 3 kişi de sağ olarak kurtarıldı. Ekipler tarafından sitenin 4 bloğunun da kontrollü bir şekilde yıkılacağı ve sonrasında enkaz kaldırma çalışmalarının başlatılacağı bildirildi.Öte yandan, Nerrin Erakman’ın cenazesinin, yarın Manisa'nın Kula ilçesinde toprağa verileceği öğrenildi. DHA

Fahrettin Koca'dan uyarı: Kimseyi atlamayın

Fahrettin Koca'dan uyarı: Kimseyi atlamayın Koca, yeni tip koronavirüs (Covid-19) testi pozitif çıkanlara, "Filyasyon ekiplerimize temaslı listesi verirken kimseyi atlamayın. Ne kadar dikkatli olursanız yayılımı o kadar azaltırız" uyarısında bulundu.Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:"Kovid-19 testiniz pozitif çıktıysa belirtilerin başlangıcından 2 gün öncesine dek kimlerle temasınız olduysa onlara bilgi verin. Kendilerini takip etsinler. Filyasyon ekiplerimize temaslı listesi verirken kimseyi atlamayın. Ne kadar dikkatli olursanız yayılımı o kadar azaltırız. Temaslı olduğunuz birinin testi pozitif çıktıysa kendinizi Kovid-19 belirtileri açısından takibe alın. Belirti göstermeseniz bile izole olmaya çalışın. Temaslı listesinde adınız söylenmemiş olabilir. Size 1 gün içinde ulaşılmamışsa aile hekiminizi arayın." cumhuriyet.com.tr

Hollanda'da Covid-19 nedeniyle yeni tedbirler alındı

Hollanda'da Covid-19 nedeniyle yeni tedbirler alındı Hollanda Başbakanı Mark Rutte, haftalık basın toplantısında, Covid-19'da yeni vakalardaki yüksek artışa karşı alınan ek önlemleri açıkladı.Buna göre, sinema, müze, tiyatro, kütüphane, eğlence parkı, havuz ve hayvanat bahçeleri kapatılacak.Cenaze törenlerinde en fazla 30, evlilik merasimlerinde en fazla 20 kişiye kadar katılıma izin verilecek.Evden çalışmaya devam edilecek, evlere en fazla 2 misafir kabul edilecek.Toplu taşıma ve kapalı alanlarda maske kullanılmaya devam edilecek, seyahatler mümkün olduğunca ocak ortasına kadar ertelenecek.Market ve benzin istasyonları hariç perakende, eğlence ve turizm işletmeleri 20.00'den itibaren kapatılacak ve ihlal durumunda bu yerler kapanma riskiyle karşı karşıya kalacak.Getirilen ek tedbirler yarın saat 20.00 itibarıyla yürürlüğe girecek ve iki hafta boyunca uygulanacak.BAZI BÖLGELERE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI GELEBİLİRBölgeler arasındaki vaka sayısında ciddi farklılıklar olduğu belirtilen açıklamada, durumun kötüye gittiği bölgelerde sokağa çıkma yasağı ve okulların kapatılmasının değerlendirildiği bildirildi. Başbakan Rutte, günlük vaka sayıları azalma eğiliminde olsa da önlemleri sıkılaştırmaya devam ederek, mayıs ve hazirandaki "hızlı gevşeme hatası"nı tekrarlamak istemediklerini söyledi."KISMİ KARANTİNA" UYGULAMASIHollanda'da hükümet, 14 Ekim'de 4 haftalık "kısmi karantina" uygulamasına geçildiğini açıklamıştı.Kısıtlamalar kapsamında restoran ve barlar yeniden kapatılırken, toplu taşıma seferleri de azaltılmıştı.Alkollü içecek satışı saat 20.00'den sonra yasaklanırken, uyarıların ciddiye alınmaması sebebiyle oteller de alkol yasağına dahil edilmişti.Hollanda'da "kısmi karantina" uygulanmasına rağmen koronavirüs vakalarındaki artış önlenememiş, günlük vaka sayısı 10 binin üzerine çıkmıştı. AA

Viyana’daki terör saldırısınıIŞİDüstlendi

Viyana’daki terör saldırısını IŞİD üstlendi Reuters, Avusturya’nın başkenti Viyana’da dün gece meydana gelen terör saldırısını IŞİD tarafından üstlenildiği bilgisini verdi.Viyana'da dün farklı noktalardan eş zamanlı olarak düzenlenen saldırılarda 4 kişi hayatını kaybetmiş, 20'den fazla kişi de yaralanmıştı. Rusya ve Türkiye'nin de dahil olduğu birçok ülke, saldırıları kınamıştı. cumhuriyet.com.tr

'Yeliz' lakabıyla tanınan Ahmet HamdiÇamlı'nın hedef gösterdiği TürkanŞoray’a, AKP’li Bostancı’danövgüler

'Yeliz' lakabıyla tanınan Ahmet Hamdi Çamlı'nın hedef gösterdiği Türkan Şoray’a, AKP’li Bostancı’dan övgüler Yeşilçam'ın ünlü oyuncularından Türkan Şoray'ın bir gazeteye verdiği röportajdaki sözleri nedeniyle hedef alan AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, sosyal medya hesabından, "Çamuriyetçi, HDPKK'cı, Amerikancı, İsrailci, Emperyalist işbirlikçisi, tantanacı medya sahnesinin son artisti Türkan Şoray!" ifadelerini kullanmıştı.AKP Grup Başkanı Naci Bostancı ise sosyal medya hesabından bulunduğu paylaşımda Türkan Şoray'dan övgü dolu sözlerle bahsetti. Bostancı şu ifadeleri kullandı: “Sayın Türkan Şoray'ın basındaki röportajını okudum. Ülkesine halkına derin sevgi ile bağlı bir büyük sanatçının ince duyarlılığını gördüm. Halkımız onu insanlığı ve muhteşem oyunculuğu ile gönlüne yerleştirmiştir. Bu vesile ile saygılarımı sunarım.” cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter