Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Monday, 11.18.2024, 03:40 PM (GMT)

News - Haberler

Bir Levanten Semti Galata - Pera

Bir Levanten Semti Galata - Pera /Archive/2020/11/11/005637926-ic1.jpgGalata ve Pera, araştırmacılar tarafından gözde konular olarak sıklıkla ele alınmış olsa da bölgenin tarihinde önemli yer tutan ve ekonomik, siyasal, kültürel katkıları bugün de devam eden Levantenlerin yerleşimine dair yapılan çalışmaların sayısı azdır.Levantenlerin tarihi, 10’uncu yüzyılda İtalyan kolonilerin deniz ticareti yapmak amacıyla Haliç'in sağ yakasına göç etmeleriyle başlar. Levantenler, Latin cemaatinin yükselme dönemi olan 19. yüzyılda Osmanlı topraklarına yerleşerek kendilerine tanınan ticari serbestlik ve inanç özgürlüğü sayesinde hayatlarını rahatlıkla sürdürürler.Rinaldo Marmara’nın, Osmanlı Başkentinde Bir Levanten Semti Galata – Pera adlı kitabının ana konusu da; Galata ve Pera'nın sokakları, kiliseleri ve 19. yüzyılda Osmanlı topraklarına yerleşerek ticari serbestlik ve inanç özgürlüğü sayesinde hayatlarını sürdüren Levantenlerin dilleri, dini yaşamları ile ticari faaliyetleri./Archive/2020/11/11/005651457-kapakic2.jpgRinaldo Marmara, kitabında Levantenlerin tarihini farklı bir bakış açısıyla ve Vatikan Gizli Arşivi, Propaganda Fide Tarihi Arşivi gibi daha önce ulaşılmamış kaynaklara, Latin kiliselerinin arşivlerine dayanarak ele alıyor.Levantenlerin tarihine ışık tutarken Osmanlı hoşgörüsünün bir kanıtı niteliği de taşıyan incelemede; Latin kilise arşivlerinden derlenen eğitim, sağlık ve gündelik yaşam konularında Levantenlere dair kesitler sunan 20. yüzyılın başlarında çekilmiş fotoğraflar ile Rinaldo Marmara'nın dedesi Policarpo Giudici'nin koleksiyonundan bazı kartpostallara da yer veriliyor.Osmanlı Başkentinde Bir Levanten Semti Galata – Pera / Rinaldo Marmara / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 296 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Hoffman'ın tekinsiz diyarları...

Hoffman'ın tekinsiz diyarları... /Archive/2020/11/11/003241377-ic1.jpg“Eğer sen, sevgili okur, arada sırada birçok olaya içinden gelerek gülümsediysen ne mutlu; demek ki sen bu sayfaların yazarının arzu ettiği ruh hali içindeydin ve böylece birçok bakımdan onu mazur görebilirsin!”E.T.A. Hoffman’ın Can Yayınları’nca okurlarla buluşturan ve Alman edebiyatının klasikleri arasında yerini almış üç kitabı (Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, Kedi Murr’un Hayat Görüşleri, Şeytanın İksirleri), okurları  ezber bozan bir masal diyarında sürprizli bir gezintiye çıkarıyor./Archive/2020/11/11/003256315-ic2.jpgKÜÇÜK ZACHES NAMIDİĞER ZINNOBERHoffman’ın ilk olarak 1819’da yayımlanan masalı Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, Aydınlanma’nın “ithal” edildiği ve hemen ardından şiirin yasaklanıp perilerin sınır dışı edildiği, masalların hor görüldüğü bir diyarı anlatıyor.Ülkede kalabilen tek peri Rosabelverde günlerden bir gün ormanda sırtında küçük oğlunu taşıyan bir köylü kadınla karşılaşır. Köylü kadının oğlu Zaches, sevimsiz, kötü huylu, çirkin ve annesinin bile tahammül edemediği bir hilkat garibesidir.Peri, merhamet duyduğu oğlana bir tılsım bahşeder: Bundan böyle, bu tuhaf yaratık kendisine bakan insanlar tarafından dünya güzeli ve akıllı bir insan olarak görülecektir. Küçük Zaches, büyüyüp muhteşem Zinnober olarak başarı merdivenlerini birer birer tırmanır, olaylar gelişir...Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, yazarın gerçeklik ile masalsılığın usta bir dengeyle harmanladığı, Aydınlanmacı akla yönelik kimi zaman körlüğe varan tutkunun satirik bir üslupla eleştirdiği bir klasik./Archive/2020/11/11/003310486-ic3.jpgKEDİLER ÜZERİNDEN TOPLUM ELEŞTİRİSİHoffman’ın Kedi Murr’un Hayat Görüşleri ise kediler tarihine bürünerek yine edebiyat ve toplum eleştirisini de ihmal etmediği bir yapıtı.Kitapta olaylar şöyle gelişiyor: Besteci Johannes Kreisler’in anılarını kaleme aldığı elyazmalarını, Murr adında bir ev kedisi ele geçirir. Murr, edebî hırsları olan bir kedidir ve parlak fikirleri vardır. Sözgelimi bestecinin elyazmalarını, kendi hayat hikâyesini kâğıda dökmek üzere müsvedde olarak kullanmak, bunlardan biridir. Kedi Murr’un ve orkestra şefi Kreisler’in biyografileri işte böyle iç içe geçer, birbirine karışır.Kedi Murr’un Hayat Görüşleri, Alman Romantik edebiyatında önemli bir yeri olan Hoffmann’ın başyapıtı olarak kabul ediliyor./Archive/2020/11/11/003332064-ic4.jpgTEKİNSİZE BİR GİRİŞYazarın Şeytanın İksirleri’ne gelince... Alman edebiyatının en ünlü korku klasikleri arasında sayılan yapıt; bir keşiş, acımasızca işlenen cinayetler ve lanetli aile bağlarından hareket ediyor.E. T. A. Hoffman, ilk romanı olan Şeytanın İksirleri’nde, bilinçaltının tehlikeli arzularından kaynaklanan dehşeti, XIX. yüzyıl edebiyat geleneğinin kötücül ikiz motifiyle harmanlıyor. Ve karanlık güçler tarafından suç batağına sürüklenen Keşiş Medardus’un kurmaca yaşamöyküsünü anlatıyor.Keşiş Medardus’un ölümcül günahlarıyla dolaştığı manastırlar, işkence ve ölümün kol gezdiği zindanlar, insan ruhunun karanlık dehlizlerini temsil ederken okuru tutku, ölüm, haz, delilik ve lanetin girdabına sokan Şeytanın İksirleri; insanı kendi gölgesiyle karanlık yüzlü kendi ötekisiyle yüzleştiren, kesintisiz her an delilikle baş başa bırakan bir yapıt, tekinsize bir giriş.ERNST THEODOR AMADEUS HOFFMANN: 1776’da Königsberg’ de (bugünkü Kaliningrad) doğdu. Asıl adı Ernst Theodor Wilhelm Hoffmann’dır. Hukuk öğrenimi gördükten sonra 1800’de devlet memurluğuna atandı ve Prusya’nın işgali altında bulunan Polonya’da çalışmaya başladı. 1806’da Prusya’nın Napoléon güçleri tarafından yenilgiye uğratılmasına kadar bu görevinde kaldı.Hoffmann, 1814’e kadar müzik eleştirmenliği ve tiyatrolarda müzik yönetmenliği yaptı. 1811’de Arlequin adlı bir bale besteledi. Alman Romantizminin ilk yazarlarından olan dostu Friedrich de la Motte Fouqué’nin Undine adlı masalını operalaştırması da bu döneme rastlar.Hoffmann, 1814’ten itibaren edebiyata yöneldi. 1814-1815 tarihli Phantasiestücke in Callots Manier adlı öykü kitabı, yazar olarak ün kazanmasını sağladı. 1816’da yeniden devlet hizmetine girerek Berlin Temyiz Mahkemesi’nde yargıçlık yapmaya başladı. Şeytanın İksirleri (1815-1816) ve Kedi Murr’un Hayat Görüşleri (1820-1822) adlı romanları, Gece Tabloları (1816-1818) ve Die Serapionsbrüder (1819-1821) adlı öykü derlemeleri büyük ilgi gördü.Hoffmann’ın peri masallarından doğaüstü felaket öykülerine kadar eşsiz hayal gücünü sergilediği eserleri, Çaykovski’nin bale süiti Fındıkkıran da dahil olmak üzere pek çok opera bestesine esin kaynağı oldu.Eserleriyle Honoré de Balzac, George Sand ve Théophile Gautier gibi isimlerin saygısını kazandı; Victor Hugo, Charles Baudelaire, Guy de Maupassant, Aleksandr Puşkin, Fyodor Dostoyevski ve Edgar Allan Poe’yu etkiledi.E.T.A. Hoffmann, 1822’de Berlin’de öldü.Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober / E. T. A. Hoffman / Çevirenler: Bilge Uğurlar, Türkis Noyan / Can Yayınları / 144 s.Kedi Murr’un Hayat Görüşleri / E. T. A. Hoffman / Çevirenler: Bilge Uğurlar, Türkis Noyan / Can Yayınları / 512 s.Şeytanın İksirleri / E. T. A. Hoffman / Çeviren: Zehra Kurttekin / Can Yayınları / 368 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Harper Lee'den devrini aşan yapıt!

Harper Lee'den devrini aşan yapıt! /Archive/2020/11/11/002431414-1-.jpg“Destenin en tepesindeki kart beyaz adama, en dibindeki kartsa siyah adama...”Harper Lee’nin ilk romanı Bülbülü Öldürmek, 1960’da ilk kez yayımlandığında ülkesi ABD’de büyük bir ses getirmiş, ardından Pulitzer Ödülü’nü almış, ünü tüm dünyaya yayılmıştı. O günden sonra Dünya tam altmış kez kendi etrafında döndü ve geldiğimiz noktada aslında çok az şey değişti. 2020 yalnızca tüm dünyayı etkisi altına alan, yaşamı durduran, düzeni alt üst eden bir salgın hastalık nedeniyle değil, aynı zamanda “Black Lives Matter” hareketiyle, ABD’de Afro-Amerikan kökenli halka karşı uygulanan sistematik şiddet ve ırkçılıkla da anılacak.Aradan yarım asırdan fazla geçmesine rağmen adalet kavramının içi bir türlü doldurulamıyor, tek yapabildiği patlak bir teker gibi oradan oraya savrulmak. Bu sebeple, Lee’yi elli yıl sonra yeniden okurlarıyla buluşturan ikinci kitabı Tespih Ağacının Gölgesinde onun ne kadar büyük bir toplum gözlemcisi olduğunu kanıtlar nitelikte./Archive/2020/11/11/002506179-2-.jpgBÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEKŞimdi zamanı geri saralım ve Lee’ye tek kitabıyla müthiş bir şöhret kazandıran, filmi çekilen ve hatta filmin başrolünü Oscar ile buluşturan Bülbülü Öldürmek kitabına bakalım. Yer: Maycomb, Alabama. Amerika’nın güneyindeki bir taşra kasabası. Konumuz, bir türlü kurtulamadığımız şu ırkçılık ve eşitsizlik. Kahramanımız böylesine ağır bir meselenin içinde olması beklenmeyecek biri, bir çocuk: Scout Finch.Kasabadaki siyahilerden biri haksız yere suçlanır ve Scout’ın babası avukat Atticus Finch, herkesi karşısına alarak onu savunur. Scout bir yandan büyürken bir yandan da zihnindeki eşitlik, özgürlük, adalet, ırkçılık, ayrımcılık, ön yargı, sınıf çatışması kavramları da bu olay çerçevesinde ve Atticus ölçeğinde gelişir.Lee tüm bunları bizlere bir çocuğundan gözünden öyle bir doğallıkla anlatır ki, sayfalar ilerledikçe Scout ile birlikte biz de büyürüz, biz de aynı saflık ve hayranlıkla babamızı izleriz adeta. Ön yargılardan kurtulmayı, ırkçılığa karşı savaşmayı öğreniriz. Dışlanırız, hedef gösteriliriz, toplumun içinde yapayalnız kalırız./Archive/2020/11/11/002456195-3-.jpgDerken Harper Lee’nin kendi devrini aşan yapıtının üzerinden yarım asır kadar geçmişken hikâyenin devamı çıkagelir: Tespih Ağacının Gölgesinde, ilk kez yayımlandığı 2015’te, dünya edebiyat sahnesini yerinden oynatır ve son yılların en büyük edebiyat olayı olarak anılmaya başlar. Bunda sadece Lee’in yıllar sonra yeni bir kitabının çıkması etken değil elbette. Kitap bu kez bambaşka bir Maycomb manzarası taşıyordur ve işte bu, birçok şeyi sarsmaya yeter.Yazar bu kez tam yirmi yıl sonrasına gidiyor, kahramanımız yine aynı kişi, ancak bu kez bir çocuk değil, o artık hayatının Scout aşamasını tamamlamış yirmi altı yaşında bir genç kadın: Jean Louis Finch.Jean Louis, çok uzun yıllar önce New York’a taşınmıştır ve ailesini ziyaret etmek üzere Maycomb, Alabama’ya dönecektir. Geri dönüşü bir nostalji turundan çok tam anlamıyla bir düş kırıklığına dönüşür, kasaba kesinlikle geride bıraktığı gibi değildir. Vaktiyle ezbere bildiğini düşündüğü insanları tanıyamaz hâldedir, benliğini üzerine inşa ettiği tüm değerler alt üst olur.IRKÇI VE DÖNEK BABA!Babası Atticus artık epey yaşlıdır. Tek başına yaşayamadığı için halası ona eşlik eder. Jean Louis’in bir türlü yaranamadığı, aralarındaki gerilimin asla dinmek bilmediği, içinde yaşadıkları toplumun tam anlamıyla bir yansıması olan halası Alexandra’yla didişmeye devam eder. Ancak onu asıl şaşırtan elbette halası değildir, o zaten en başından beri ön yargılı ve de ırkçı bir tutum sergilemiştir. Jean Louis’i yerle bir eden asıl mesele, Atticus Finch’in akıl almaz dönüşümüdür.O masum siyahiye karşı açılan davayı almasaydı çocuklarının gözüne nasıl bakacağını sorgulayan, adeta insan üstü bir varlık gibi adalet dağıtan, güçlü, kuvvetli ve de mağrur adam gitmiş, yerine toplumun olanca basitliğine, cehaletine, eşitsizliğine ayak uyduran bir ihtiyar gelmiştir. Karşısındaki hiç tanımadığı bu baba, ırkçıdır, savunduğu davaya sırt çevirmiştir.Jean Louise kendisini aldatılmış hisseder, yıllar önce geride bıraktığı bu kasaba, çocukluğuyla birlikte yok olup gitmiştir sanki. Karakterini şekillendiren tüm değerler domino taşları gibi tek tek düşerken genç kadın anılarına tutunmaya çalışır./Archive/2020/11/11/002547413-5-.jpgADALET İLE ‘ADALET’ ARASINDAKİ FARKTozlu raflardan anıları çeker, artık hayatta olmayan abisi Jem’i, çocukluk arkadaşları Dill’i ve şimdi onunla evlenmek için yanıp tutuşan, babasının Jem’in yerine koyduğu Henry’yi. Jean Louise iki çapraz ateşin içinde paramparça olur. Kasabada geçen çocukluğu ve kentte serpilen yetişkinliğinde tanımakta güçlük çektiği babasıyla mücadele halindedir.“Bana neden adaletle adalet arasındaki, doğruyla doğru arasındaki farkı öğretmedin? Neden yapmadın bunu?.. Neden gözümü açmadın, bana tarih ya da senin için bir anlam taşıdığına inandığım şeyleri okurken dikkatli davranmadın ve her şeyin etrafında Sadece Beyazlara yazılı bir çit bulunduğunu söylemedin?”Bu gerçek, adaletle adalet arasında fark olduğu, adaletin de birilerinin kuralına göre yazıldığı gerçeği Jean Louise’in karşısına acımasız bir hayalet gibi dikilir. Bu, Bülbülü Öldürmek’te kalmış Atticus’un hayaletidir.Harper Lee, öyle muhteşem bir yazar ve öyle titiz bir gözlemci ki, kendi kurduğu dünyayı, yarattığı algıyı tümden yıkıyor. Tek seferde, elinin tersiyle. Anlattıklarının hepsi öyle gerçek, öyle insana özgü ki, tek bir satırı bile abartılı ya da olanaksız bulamıyorsunuz. Bunca değişim ve dönüşümün ne denli mümkün olabileceği, toplumların ve insanların hayli değişken halleri, acımasızlıkları tam da oldukları gibi, herhangi bir ekleme ya da çıkarma yapılmadan, belki de her satırın arasında tekrar tekrar aktarılıyor.Tespih Ağacının Gölgesinde / Harper Lee / Çeviren: Püren Özgören / Epsilon Yayınevi / 256 s. / Eylül 2020. Olcay Mağden Ünal

YARIN günlerden Cumhuriyet Kitap!

YARIN günlerden Cumhuriyet Kitap! /Archive/2020/11/11/001947604-1604-kitap-kapak-dis.jpg- Cumhuriyet Kitap Dergi'nin YARIN yayımlanacak 1604'üncü sayısının kapağında; doğanın tahrip edilmediği, emeğin ve adaletin saygınlığını yitirmediği zamanların romanı Sus Barbatus! üçlemesinin ikinci halkasıyla Faruk Duman’la yaptığımız bir söyleşi yer alıyor.Üçlemenin ilk kitabı Sus Barbatus!, çetin kış koşullarında geçen ürkünç olaylarla ilerliyordu. Sus Barbatus! 2’de ise bahar mevsimi bütün görkemiyle gözler önüne seriliyor. Arka plandaki siyasal olaylar iyice belirginleşerek hız kazanıyor. Gamze Akdemir'in söyleşisi...- Bu hafta üçüncü sayfamızda yazarımız Feridun Andaç, ‘Sesinde yalnız’ başlıklı yazısında; “İçinizde Don Quijote’nin hevesi, gönlünüzde Kolomb’un merakı, bilincinizde Spinoza’nın ışığı olmalı. Fısıldamalısınız şu sözünü herkese: ‘…kimse sırf kulaktan dolma bilgiyle bilinç sahibi olamaz.’” diye sesleniyor.- Yazarımız M. Sadık Aslankara, ‘Edebiyat; soyutlayım ve dönüştürüm...’ başlıklı yazısında; yazınsal dilin olmazsa olmazlarını değerlendiriyor.- Gamze Akdemir, usta gazeteci ve yazar Zeynep Oral ile anlatı kitabı Yaz Yüreğim Yaz üzerine konuşuyor.- Bu haftadan itibaren Cumhuriyet ailemize çocuk yazınının iki önemli ismi katılıyor: Yunus Bekir Yurdakul ve Emek Yurdakul. Her hafta sizlerle buluşacak yazarlarımızın ilk yazılarının konusu; Dilge Güney’in Nöbetçi Oyun Arkadaşı isimli kitabı. Ayrıca yetkin kitap tanıtımlarından oluşan Çocuk Güncel köşeleri de sizleri bekliyor. Yazarlarımıza Cumhuriyet ailemize hoş geldiniz diyor ve diğer yazılarını da heyecanla bekliyoruz.- Mesut Örs, yaklaşan Dünya Çocuk Hakları Haftası’nı ve Muzaffer İzgü’nün yapıtlarını değerlendiriyor.- Ülker İnce, Şermin Yaşar’ın, “Dünyanın yüzlerce ülkesinde, o ülkelerin kalabalık ailelerle dolu milyonlarca köşesinde hiç tanımadığımız insanların, milyonlarca farklı biçimde yaşadıklarının öyküleri bunlar. Bir başka deyişle, havasız yaşayan insanların öyküsü.” sözleriyle nitelediği Gelirken Ekmek Al kitabındaki öykülerini merceğe alıyor.- Türkiye, yıllardır ihanet, casusluk ve terör örgütü FETÖ’nün darbe girişimini, devlette ve toplumda nasıl örgütlendiğini konuşuyor. Son dönemde, tarikat ve cemaatlerin yapısı ve faaliyetleri gündemde öne çıkarken; bu süreçte, kendilerine liberal sol diyenlerin, başından bu yana FETÖ’ye verdikleri büyük ve stratejik destek de sorgulanıyor. Barış Doster, Hikmet Çiçek’in FETÖ’nün ‘Solcuları’ isimli, bu sözde solcuları anlatan kitabını inceliyor.- Refet Özkan kaleme aldığı Fakir ve Refet isimli kitabında, iki devrimci öğretmen olarak kendisinin ve arkadaşı Fakir Baykurt’un savaşımlarını, dostluklarını anıları ve belgeleriyle gözler önüne seriyor. Bunu yaparken 1940’lardan günümüze değin eğitimimizdeki ilerlemeleri, gerilemeleri de kayıt altına alıyor. Hasan Akarsu’nun yazısı...- Ben Kazandım - Ekrem Ekşi Kitabı; kendilerini Ekrem Ekşi Kitabı Kolektifi olarak adlandıran ve “gençlik yıllarında mücadeleyi ve hayatı Ekrem’le birebir yaşayan, paylaşan, Ekrem’in yoldaşları, arkadaşları” olarak tanımlayan; İhsan Murat Er, Kamil Tekin Sürek, Mustafa Çolak, Nevzat Onaran, Ramazan Tuncer ve Raşit Özyiğit tarafından kaleme alınan bir belgesel. Kolektif, kitabı “Emeğin dünyasını kurma mücadelesini 12 Eylül’ün işkencehanelerinde de sürdürenlere…” armağan ediyor. Ekrem Ekşi’nin yanı sıra aynı dönemde işkencede öldürülmüş ve yazıları kendilerine gönderilen Hasan Asker Özmen, İlhan Erdost, Mustafa Hayrullahoğlu ve Süleyman Cihan’ın işkence altındaki direnişlerini de kitaba katıyor. Dinçer Mete’nin yazısı...- Büşra Uyar; İvo Andriç’in, 19’uncu yüzyıl Osmanlısı’nın önemli paşalarından Serasker Ömer Paşa’nın ordusuyla birlikte, huzursuzluğa son vermek çıktığı Saraybosna seferini ele alan, Balkanlardaki etnik, dini ve kültürel çeşitliliğin getirdiği tezatlıkların da bir tablosunu oluşturduğu Ömer Paşa isimli yapıtını inceliyor.- Batuhan Sarıcan da, Giacomo Papi’nin halkı yönetmelerine engel olduğunu düşündükleri entelektüelleri kontrol altına almak için dili hedef alan baskıcı bir rejimin fotoğrafını çektiği Radikal Şıkların Sayımı kitabını değerlendiriyor.İyi okumalarEditörden...Kitap Dergi, YARIN gazeteniz Cumhuriyet'le birlikte... Cumhuriyet Kitap Eki

BIST'ten Hakan Atilla'nın istifa ettiğine yönelik iddialara yalanlama

BIST'ten Hakan Atilla'nın istifa ettiğine yönelik iddialara yalanlama Borsa İstanbul, Genel Müdür Hakan Atilla'nın istifasına yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.Borsa İstanbul Kurumsal İletişim Direktörlüğü'nde yapılan açıklamada "Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürümüz Sayın Hakan Atilla ile alakalı Twitter üzerinden istifa ettiğine dair yayılmaya çalışılan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır" ifadeleri kullanıldı.Sosyal medya mecraları üzerinde Hakan Atilla'nın istifa ettiği iddiaları yer alıyordu. cumhuriyet.com.tr

Meteoroloji'den fırtına uyarısı!

Meteoroloji'den fırtına uyarısı! Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Ege Denizi'nin kuzeyinde yarın günün ilk saatlerinden itibaren güneybatıdan 6 ila 8 kuvvetinde (50-75 kilometre/saat) fırtına öngörülüyor.Perşembe günü sabah saatlerinde etkisini kaybedeceği tahmin edilen fırtına nedeniyle yaşanabilecek olumsuzluklara ve ulaşımda aksamalara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekiyor. cumhuriyet.com.tr

ABD Dışişleri Bakanı: "Tüm oylarısayacağız"

ABD Dışişleri Bakanı: "Tüm oyları sayacağız" Pompeo, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Biden'ın ekibi ile yumuşak bir geçiş olup olmayacağı ve iktidar değişiminin sekteye uğramasının ABD ulusal güvenliği için risk teşkil edip etmeyeceğine ilişkin bir soruya yanıt veren Mike Pompeo, şöyle konuştu:"Trump yönetimin ikinci dönemine yumuşak bir geçiş olacak. Biz hazırız. Dünya burada olanları izliyor. Tüm oyları sayacağız. Süreç tamamlandığında, anayasanın oldukça açık bir şekilde önümüze koyduğu bir süreç var. Dünya, geçiş sürecinin bugün olduğu gibi 20 Ocak öğlene 1 dakika kalaya kadar başarılı bir şekilde görevinin başında olan Başkanla birlikte işlevsel bir Dışişleri Bakanlığının olacağından da emin olabilir. Daha önce geçiş sürecinin öbür tarafında yer aldım. ABD'nin muhafızlarının ulusal güvenlik işlevini yerine getireceği konusunda yapılması gereken her şeyi yapacağı konusunda güvenimiz tamdır." Seçimlerle ilgili yasal sürecin devam ettiğini vurgulayan Pompeo, 2000 yılındaki seçimlerde sonuçların 37 gün sonra değiştiğini hatırlatarak, yasal süreçle her oyun yasal ve uygun şekilde kullanıldığının tespit edilmesi ile geçiş sürecinin başarılı bir şekilde yapılacağını kaydetti. Mike Pompeo, bir gazetecinin, "Dışişleri Bakanlığı başka ülkelerdeki seçimlerin adil ve şeffaf olması, seçimi kaybedenlerin yenilgiyi kabul etmesi konusunda her zaman açıklama yapıyor. Başkan Trump'ın yenilgiyi kabul etmemesi bu açıklamaları itibarsızlaştırmıyor mu?" şeklindeki sorusuna, "Bu gülünçtür. Bunu sorduğunuzda gülünç olduğunu biliyordunuz." diyerek tepki gösterdi. AA

İYİParti'li Yılmaz'dan dikkatçeken Albayrak açıklaması: "İstifa etmesi gerekmez mi?"

İYİ Parti'li Yılmaz'dan dikkat çeken Albayrak açıklaması: "İstifa etmesi gerekmez mi?" Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan Instagram'da yayınladığı metinle istifa eden Berat Albayrak'ın Türkiye Varlık Fonu'ndaki başkanvekilliği görevi devam ediyor. Merkez Bankası eski Başkanı ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, Berat Albayrak'ın "sağlık nedenleri" gerekçesiyle görevinden istifa etmesine yönelik bir mesaj yayınladı.İYİ Parti'li Yılmaz, Albayrak'ın sağlık nedenlerini gerekçe göstererek Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa ederken Varlık Fonu Başkan Yardımcılığı görevini devam ettirmesine dikkat çekti.Yılmaz, "Sağlık nedenleriyle Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifa eden Berat Albayrak’ın aynı gerekçelerle 33 milyar dolarlık Türkiye Varlık Fonu Başkan Yardımcılığı'ndan da istifa etmesi gerekmez mi?" diye sordu. cumhuriyet.com.tr

İstanbul'da yeni koronavirüs kısıtlamaları!

İstanbul'da yeni koronavirüs kısıtlamaları! İstanbul'da 65 yaş ve üstüne 10.00-16.00 saatleri dışında sokağa çıkma kısıtlaması getirildi.AYRINTILAR GELİYOR... cumhuriyet.com.tr

Doğal gaz ve elektrikten alınan yüzde 18'lik KDV'nin düşürülmesi teklifi AKP'li vekillerin oylarıyla reddedildi

Doğal gaz ve elektrikten alınan yüzde 18'lik KDV'nin düşürülmesi teklifi AKP'li vekillerin oylarıyla reddedildi Konutlarda kullanılan elektriğin fiyatının yüzde 32.3, doğalgazın fiyatının ise yüzde 34.7 zamlandığını belirten Kasap, "İğneden ipliğe gelen zamlarla iyice artan hayat pahalılığı, yurttaşı en temel harcamalarını dahi kısmaya itti. Sadece 2019’un ilk 9 ayında 3 milyon 365 bin abone borcunu ödeyemediği için elektriği kesildi. Yine 710 bin doğalgaz abonesi borcunu ödeyemediği için doğalgazı kesildi. AKP milletvekilleri, vermiş olduğum Kanun Teklifini reddederek bir kez daha milletin yanında olmadıklarını göstermiştir" dedi.YURTTAŞ KARA KARA DÜŞÜNÜYORAvrupa’nın son 10 yılın en ucuz doğal gazını tükettiğini, ısınmanın ise Türkiye’de kışın en önemli sorununa dönüştüğünü belirten Kasap, şunları söyledi: "Karadeniz'de bulunan 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi sevindiricidir ama bu müjdeyi veren iktidar keşke şu tarihten itibaren de doğal gaz faturalarında yüzde 30 indirim uygulayacağız diyebilseydi.Özellikle Türk Lirası'nın yabancı para birimleri karşısında sürekli değer kaybetmesi doğal gaz zamlarında etkili oluyor. İktidar, döviz kuruna bakmıyor ama doğalgaz ve elektrik faturaları cep yakıyor. 2021 yılına bir yandan koronavirüs salgını bir yandan da grip salgını ile birlikte gireceğiz. Şüphesiz soğuk havaların başlamasıyla birlikte vatandaş elektrik ve doğalgaz kullanımını arttıracak ama bu ekonomik buhranda vatandaş bu kadar yüksek faturaları nasıl ödeyeceğim diye şimdiden kara kara düşünüyor. İktidar, doğal gaz ve elektrik faturalarında indirim öngören kanun teklifimizi reddederek vatandaşlarımızın yanında olmadığını bir kez daha göstermiştir." cumhuriyet.com.tr

Müyesser Yıldız’ın tahliyesine itiraz

Müyesser Yıldız’ın tahliyesine itiraz Cumhuriyet Savcısı İrfan Sert, adli kontrol şartının yetersiz kalacağını belirterek, Müyesser Yıldız'ın tahliye kararına itiraz etti. Yıldız hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararının çıkartılmasını talep eden savcılık, talebinin kabul edilmesi halinde itirazının incelenmesi için dosyanın Ankara 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini istedi. cumhuriyet.com.tr

İstanbul'da semt pazarlarında HES kodu zorunluluğu

İstanbul'da semt pazarlarında HES kodu zorunluluğu Vali Yerlikaya, açıklamasında, "Koronavirüs önlemleriyle ilgili pazarcı kardeşlerimiz ve buraya gelen hemşehrilerimizin davranışlarını, kendi önlemleriyle ilgili bu hassasiyete riayetlerini gözlemlemeye geldik. İstanbul'da 462 semt pazarımız var ve bunların şehrimize hizmetinin önemi çok büyük. Bu 50 bin arkadaşımız, İstanbul gibi dünyanın 14. büyük metropolünde 16 buçuk milyon hemşehrimizle devamlı karşı karşıya ve onlara hizmet veriyor. Artık onlar da HES kodunu uygulasın" diye konuştu.Pazarda HES kodu uygulamasının yeni olduğunu söyleyen Yerlikaya, şunları kaydetti:"Bugün gezmiş olduğumuz pazardaki arkadaşlarımızın her biri, odamızla, belediyemiz ve kaymakamlığımız, valiliğimizin koordinasyonunda el birliğiyle artık HES koduyla çalışan ve bunu da müşteri ve hemşehrilerine deklare eden bir pazarda gezdik. Bu yeni bir uygulama. Bu uygulamaya destek olduklarından, katkı verdiklerinden dolayı pazarcı kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Sağolsunlar, varolsunlar. Bu ikincisi belki daha da cezbedici. O da şu, bütün semt pazarlarımızda akşama doğru 16.00 ile 19.00 kapanma saatleri arasında bir yoğunluk oluyor. Bunu önleyebilmek için yine odalarımızda şunu paylaştık, 'Sabah saat 07.00 ile öğlen saat 13.00'e kadar bir indirim yapalım, buna var mısınız?' dedik oda başkanlarımıza. Onlar da sağolsunlar, 'Hiç merak etmeyin Sayın Valim, biz odamıza kayıtlı olan 20 bin pazarcı kardeşimizle hasbihal edeceğiz, var olduğumuzu İstanbulumuza, aziz şehrimize göstereceğiz.' dediler." AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter