Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Monday, 11.18.2024, 12:01 PM (GMT)

News - Haberler

Aile içi krizçıktı

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Aile içi kriz çıktı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, Instagram hesabı üzerinden istifa etmesinin, “Albayrak ile Erdoğan ailesi içinde de krize neden olduğu” belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Albayrak’ın bu şekilde istifasını ‘gayri ciddi’ olarak nitelendirdiğine” dikkat çekilirken, Albayrak’ın da Erdoğan’a, “Beni görevden alamazsın, ben istifa ederim” mesajını verdiği dillendiriliyor. Erdoğan’ın, “gerek Cumhur İttifakı’nın oy oranını korumak, gerekse ekonomi göstergelerini normale döndürmek” amacıyla geniş çaplı bir revizyona gideceği belirtilirken, Erdoğan’ın ayrıca Joe Biden’ın ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte “Türk-ABD ilişkilerini yeniden inşa etmek istediği” de konuşuluyor. Albayrak’ın, cumartesi günü Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevden alınması yerine de Naci Ağbal’ın atanmasıyla, Instagram hesabı üzerinden istifa etmesinin, “Albayrak ile Erdoğan ailesi arasında krize neden olduğu” belirtiliyor. Albayrak’ın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine görev değişikliği düşündüğünü açıklamasının ardından ani bir kararla Instagram hesabından istifasını duyurduğuna” dikkat çekilirken “Albayrak’ın bu hareketinin Erdoğan’ı kızdırdığı, aile içinde de bu nedenle küçük çaplı kriz yaşandığı” ileri sürülüyor. Erdoğan’ın Albayrak’ın “sosyal medya hesabı üzerinden istifa etmesine sinirlendiği, ‘Böyle gayri ciddi istifa olmaz’ tepkisini gösterdiği” iddia edilirken, Albayrak’ın da “Erdoğan’ın kendisine görev değişikliğini duyurduktan sonra karara tepki gösterdiği, sosyal medya paylaşımıyla birlikte Erdoğan’a, ‘Sen beni görevden alamazsın, ben istifa ederim’ mesajını verdiği” dillendiriliyor. Erdoğan’ın, yaz başından bu yana, salgınla beraber artan ekonomik krizin üzerine kabine değişikliği yapmak istemesi ancak bu süreçte Bakan Albayrak’ın açıkladığı yeni ekonomik paketinin (YEP) sonuçlarını beklediği, YEP’in programının da tutmamasıyla birlikte kabine değişikliğinde karar kıldığı ifade ediliyor. İstifanın perde arkasında “ABD seçimlerinin de etkisinin olduğu” belirtiliyor. Erdoğan’ın da “Türkiye ve ABD arasındaki ekonomi ilişkilerini yeniden inşa etmek amacıyla hızla harekete geçtiği, daha önce ‘Trump ile yakın ilişkiler kuran Albayrak’ı bu nedenle de görevden almak istediği” konuşuluyor.SOYLU GÜÇLENDİKulislerde, “Albayrak ile uzlaşmazlık yaşayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da görevden alınacağı” da konuşuluyor. Ancak Albayrak’ın istifasının “Soylu’nun AKP içindeki gücünü artırdığına” da dikkat çekiliyor. AKP’liler de aynı Soylu’da olduğu gibi “Erdoğan’ın Albayrak’ın istifasını da kabul etmemesi için Erdoğan’ı ikna etmeye çalıştıkları” belirtiliyor. Erdoğan’ın, “Albayrak’ın istifasıyla kamuoyunda Albayrak ve Erdoğan aileleri arasında bir kriz var algısının oluşmasını istemediği, konuyu bu nedenle soğutmaya çalıştığına” da dikkat çekiliyor. Selda Güneysu

Berat Albayrak’ın hiçbir hedefi tutmadı

Berat Albayrak’ın hiçbir hedefi tutmadı Albayrak döneminde hazırlanan ve yeni ekonomi programı (YEP) adı verilen orta vadeli programlarda (OVP) çalışanlarla ilgili çeşitli düzenlemeler yer aldı. “Reel sektöre TL cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacağı” gerekçesiyle tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) gündeme getirildi. TES ile birlikte kıdem tazminatı da fona dönüştürülecekti. Sendikaların tepkisi üzerine düzenleme rafa kaldırıldı. Büyümenin bu yıldan başlayarak sonraki yıllarda yüzde beş olması öngörüldü. Yeni YEP’te bu yıl için 0.3’e çekilmek zorunda kalındı, işsizlik bu yıl 11.8’e indirilecekti, yüzde 13.8’e çıkarıldı, enflasyon bu yıl 8.5’e inecekti, 10.5’e çıkarıldı, bütçe 138.9 milyar açık verecekti, 239.2 milyar lirayı buldu. Üstelik bunlar Merkez Bankası’nın kâr ve ihtiyaç akçesinden Hazine’ye yapılan aktarmalara karşın. Bu yıl için ortalama dolar kuru 6.91 olacaktı, 8.50’nin üzerine çıktı. Mustafa Çakır

Prof. Dr.ÜmitÖzdağ:‘Anayasa hazırlamışlar’

Prof. Dr. Ümit Özdağ: ‘Anayasa hazırlamışlar’ - Meral Akşener sizi disipline sevk etti, sonrasında hiç konuşmadınız. Bekliyordunuz herhalde...Disipline sevk edilmem uzun zamandan bu yana gerçekleşen İYİ Parti’den tasfiye edilme sürecinin parçası. Önce yalnızlaştırma, sonra dışlama ve son aşamada da saldırılar başlamıştı. Kongreden bir ay önce bütün il başkanlarına hakkımda bir iftira mektubu yollandı. - Ne iftirası?Son 20 yılda değişik kişilerden ve devlet kurumlarından rüşvet aldığım iftirasını atan bir mektup. Oysa ben ülkelerin askerlerini, savaş gemilerini, uçaklarını, Türkiye’deki sığınmacıları sayarım da para saymayı bilmem. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Kimse de ciddiye almadı zaten… - İstanbul kongresinde de sıkıntı yaşadınız...Kongreden önce Akşener, “Siz İstanbul’da il başkan adayı Ersin’i sandığa gömün, ben Ankara’da Ümit’i sandığa gömeceğim” diye haber yolladı. İstanbul Kongresi’nde kurucu ve milletvekili olduğum halde adım okunmadı, Divan Başkanı iki kez müdahale ederek adımı anons etmek zorunda kaldı. Kongre’den sonra Buğra Kavuncu tarafından bana ve rahmetli babama twitter üzerinden hakaret eden bir şahıs, milletvekili olduğum 2. Bölge’ye, 1. Bölge’de yaşadığı halde beni taciz etmek için atandı. Akşener’e bildirdim, ilgilenmedi. Bana saldırmalarını anladım da, babamla neden uğraşıyorsunuz? Neyse, 2. Olağan Kongre’den sonra da Akşener, İYİ Parti’den ayrılmam için haber yolladı. - Kiminle?İYİ Parti’nin kamuoyu araştırmalarını yapan şirketin sahibi Murat Karan ile...- Açıkça sizin İYİ Parti’den ayrılmanızı mı istemiş..Sadece benim değil. Aytun Çıray ve İsmail Koncuk ile de çalışmak istemediğini iletti. Murat Karan ile kongre sonrası önce Whatsapp’tan yazıştık ve sonra İYİ Parti ve Türkiye değerlendirmesi yapmak için buluştuk. Karan, Akşener'in sipariş ettiği iki araştırmayı getirdi. Eylül 2020’de yapılan bu çalışmanın başlığı “Millet İttifakı CHP ve İYİ Parti’deki Parti İçi Muhalefet ile İlgili Kanaatler”. Akşener çalışmayı benim görmemi istemiş. - Hangi sorular sorulmuş? Mesela... “İYİ Parti İstanbul milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ ile ilgili nasıl bir kanaate sahipsiniz?” diye sorulmuş. Yüzde 31.4 olumlu, Yüzde 20.1 olumsuz, yüzde 48.5 fikir belirtmiyor. İYİ Parti tabanında ise yüzde 73 olumlu, yüzde 8.1 olumsuz, yüzde 18.9 fikir belirtmiyor. Yüzde 73 olumlu çok yüksek bir oran. Bir diğer soru da; “İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ liderliğinde yeni bir siyasi parti kurulmalı mı?”- Cevabı merak ettim...Yüzde 15.7 evet, yüzde 56.8 hayır, yüzde 28.0 Fikri yok. Şundan eminim: Bu cevap beni partiden ayrılmaya teşvik için yüksek verilmiş. - Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Evet eminim. Ben yıllarca anket yaptım ve yönettim. Diğer cevapların oranları ile bu oranlar uyuşmuyor. - Devam edin lütfen, başka ne sorulmuş?Üçüncü soru, “İYİ Parti İstanbul milletvekili Ümit Özdağ liderliğinde yeni bir siyasal parti kurulursa oy verme davranışınız nasıl olur?” Bu soruya yüzde 11.2 “Oy veririm”, yüzde 25.2 “Kararsız kalırım”, yüzde 63.6 “Oy vermem” cevabını vermiş görünüyor. Benimle ilgili dördüncü ve son soru şöyle: “CHP içerisinde muhalif hareket başlatan Muharrem İnce ile İYİ Parti içinde muhalif hareket başlatan Prof. Dr. Ümit Özdağ bir araya gelip Atatürkçü ve milliyetçi bir parti kurmalı mıdır?” Yüzde 31. 2 “evet”, yüzde 53.8 “hayır” yüzde 15.5 ise fikir belirtmemiş görünüyor. Düşünün bir genel başkan partinin kendisi ile birlikte iki kurucusundan birisi olan milletvekilinin partiden ayrılması için saha araştırması yaptırıyor. Kongreden sonra da bütün üstü çizilmesi istenen milletvekilleri ile görüştüğü halde benimle görüşmedi. Özetle, Akşener beni İYİ Parti’den tasfiye sürecini başlatalı çok uzun zaman oldu. Kavuncu’nun FETÖ iltisakı ile ilgili açıklamam sonrasında da süreci 80 il başkanı ve 108 ilçe başkanından tüzükte olmayan bir şekilde dilekçe alarak tüzük dışı bir siyasal lince çeviren Akşener’dir. Amacı sadece ihraç değil, teşkilatlara linç ettirerek küçük düşürerek ihraç etmek. Ancak aradan geçen bunca süreye rağmen sadece tarihsiz, imzasız gazeteciler grubuna atılan bir mesaj dışında ihraç ile ilgili bir adım atılmadı. (söyleşiyi yaptığımızda henüz Özdağ’ın savunması istenmemişti)/Archive/2020/11/10/030652992-ipek1.jpg- Öyle mi; neye bağlıyorsunuz? Çünkü tabandan teşkilatların organize çabasına rağmen büyük tepki geldi. Bana telefon eden bir parti yetkilisi “Böyle ihraç mı olur.. Tarih yok, sayı yok, bize gelen bir şey yok” dedi. Eğer bu söyleşiyi vermeseydim, ihraç süreci bence askıya alınmıştı… - Yani siz bu söyleşiyi verince ihraç sürecinin yeniden başlayacağını mı düşünüyorsunuz? Evet öyle. Ben İYİ Parti’ye ve onun ötesinde Türk milliyetçiliğine yönelik çok büyük proje ile karşı karşıya olduğumuzu biliyorum. Ve bu projenin durdurulması benim ihracımdan hatta milletvekili olarak siyasi geleceğimden çok daha önemli.- Sizinle yıllar önce İYİ Parti kurulurken söyleşi yapmıştık. Hatta partiyle ilgili ilk açıklamanızdı... Bu noktaya nasıl geldiniz? Haklısınız. Akşener ve ben, İYİ Parti’nin kurucular kurulu listesini bile birlikte hazırladık. Eğer benimle siyaseten yollarını ayırmak istiyorsa beni muhalefet hareketi gibi gösteren araştırmalar yapıp, parti dışından bir isimle bana yollayıp çalışmak istemediğini iletmesi değil, davet ederek gerekçelerini anlatması gerekirdi. Partiyi kurarken nasıl konuştuysak yollarımız ayrılırken öyle konuşurduk. Keşke Akşener benimle konuşmayı tercih etseydi. Selahattin Demirtaş’a bile evinde kahvaltı ikram edebileceğini söyleyen Akşener’in, Ümit Özdağ’ın partiden ayrılması isteğini, yüzüne söyleyip, ikram edebileceği bir kahvesi yok muydu?   - Televizyon programına çıkıp, kongrenin boyutunu çok aşan ve  gündeme bomba gibi düşen bir açıklama yaptınız. Zamanlamayı konuşmak isterim... Biraz önce ifade ettiğim gibi ben konuyu Akşener ile görüşmeyi tercih ettiğim için bir ay süre ile bana yapılan bütün konuşma önerilerini reddettim. Üstelik Akşener, ayrılıp parti kurmamı veya İnce ile parti kurmamı öneren çalışmayı bana yolladıktan sonra da kızgınlıkla hareket etmeyip Kongre’nin heyecanının geçmesini bekledim. Ancak Akşener 16 Ekim’de Habertürk’te “Bütün milletvekilleri ile görüştüğünü” açıklayınca ben de kendi açımdan İYİ Parti’de yaşananları Türk kamuoyuyla paylaşma kararı aldım. Konuşmamda Kavuncu Konusunu gündeme taşımamın iki nedeni var: Birinci neden Türkiye'deki gelişmeler, ikinci nedense son kongre neticesinde İYİ Parti'de ortaya çıkan durum. - Sizinle konuşsaydı, bu ifşa etmeyecek, yanlışları görseniz dahi susacak mıydınız?  Görüşmenin meselelerin parti içinde çözümüne imkân vermesi durumunda tabii ki kendi içimizde hallederdik. Kongre’den önce bu konuda ve başka birçok konuda konuşmadığımı mı zannediyorsunuz? Ancak Akşener’in bugünkü durumda ve projede ısrar etmesi durumunda kamuoyuyla paylaşırdım. Çünkü benim ilk sadakatim partiye değil, Türk devleti, Türk milleti ve Türk milliyetçiliğine. Parti hizmet için bir araçtır, kutsal değil.   - Meral Akşener niçin ayrılmanızı istiyor? Partinin kurulduğu günden bu yana Akşener beni değil, bir politik duruşu ve zihniyeti tasfiye etti. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Prof. Dr. Mustafa Erdem, Ali Türkşen, Fatih Eryılmaz ilk akla gelen isimler. Değişik zaman ve nedenlerle ayrılmış görünseler de hepsi milli-üniter devlet konusunda tavizsiz, FETÖ ile mücadelede kararlı, HDP ile yakınlaşmaya ve AKP’nin kontrolüne girmeye karşı, “Evet efendimci” olmayan, sorgulayan isimler. Şimdi son aşamada Ümit Özdağ, Aytun Çıray, İsmail Koncuk, Feridun Bahşi, Yavuz Temizer ve kuruculardaki milli duruş sergileyenler de tasfiye edilmek isteniyor. Bakın İpek Hanım, 16 Nisan gecesi YSK önünde “Hayır” oylarının hesabını soran ekipten Nuri Okutan dışında herkes  partiden tasfiye ediliyor. Tabii ilk seçimde tasfiye daha büyük bir vekil kitlesini kapsayacak. Şunu da ekleyeyim: Biz tasfiye edilirken, bütün hayatları AKP’de rant sürecinin içinde geçmiş kişiler partide el üstünde tutuluyor. Bir aile düşünün, küçük oğul gençlik kolları genel başkanı, büyük oğul milletvekili adayı, baba İYİ  Parti’nin büyükşehir belediyesinde grup başkanı. Bu aile kirli referandumda nerede durmuş? Evetçilerin yanında, İYİ Parti kurulurken nerede, AKP’nin yanında… Benim ihracımı isteyen il başkanlarından birisi 6 ay önce partiye bütün partileri dolaşarak geldi. Şimdi utanmadan “Özdağ partiye zarar veriyor” diyor. Ben 16 Nisan gecesi YSK başkanının odasında halkın oyunun hesabını sorarken, bu adam “Hayır”lar kazandı diye zafer kutlaması yapıyordu. - Kimden bahsediyorsunuz? İYİ Parti Antalya İl Başkanı’ndan bahsediyorum. 1999’da DYP’den milletvekili adayı. Haziran 2015’te AKP’den Burdur aday adayı, 2016 referandumunda “evetçi”. 6 ay önce İYİ Parti’ye katılmış. Ve şimdi Ümit Özdağ’ın ihracını istiyor. /Archive/2020/11/10/030653805-ipek2.jpgBİR TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLARAK UTANDIM- Liberalleşmeden kastınız, mesela HDP ile yakınlaşma mı? Akşener bir gazetecinin konuya ilişkin sorusunu “Yalan” diye şiddetle reddetti. Ben televizyonda HDP ile yakınlaşmadan bahsetmemiştim ancak HDP konusunda yalan söyleyen birisi varsa o ben değilim. Bana, İYİ Parti Milletvekillerine, bütün İYİ Parti seçmenine ve Türk milletine HDP ile ilişkiler konusunda Meral Akşener doğruları söylememiştir. 2018 genel seçimlerinden önce İYİ Parti’den iki kişi Akşener’in talimatı ile divandan habersiz CHP, Saadet ve HDP’lilerle birlikte oturup dört ay boyunca seçimlerin ikinci tura kalması durumunda açıklanacak bir anayasa hazırlamışlar. Ve bundan benim ancak yerel seçimlerden sonra haberim oldu.- Nasıl haberiniz oldu? Divandan ayrıldığım hafta İstanbul’da Odatv’de bir haber okudum. Dört partinin anayasa taslağından bahsediyordu. Barış Terkoğlu’nu aradım, “böyle bir taslak yok” dedim. “Haber bizim değil, Birgün gazetesinin” dedi. Haberi yazan muhabirin telefonunu verdi, aradım. Kendisi bana Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nu kaynak olarak gösterdi. İbrahim Kaboğlu ile TBMM’de odasında buluştum. Kaboğlu’na sordum. “İYİ Parti CHP, Saadet ve HDP ile birlikte bir anayasa taslağı çalışmalarına katıldı mı?” “Evet, katıldı” cevabını verdi. Ben “partiyi kim temsil etti” diye sorunca “Önce Nuri Okutan katıldı. Sonra o hastalanınca Ahmet Erozan ile devam ettik” dedi. Gerçekten Okutan o dönemde hastalanmıştı. Anayasa taslağını rica ettim. İkinci görüşmemizde Kaboğlu anayasa taslağını teslim etti. Taslak mahrem bir yol haritası öngörüyor. Ve sonunda “dört siyasi partinin liderinin katılımıyla gerçekleştirilecek bilimsel bir anayasa toplantısı vesilesiyle kamuoyu ile örtülü veya açık olarak paylaşılacağı” ifade ediliyor. Hazırlanan anayasa taslağı seçimlerin ikinci tura kalması durumunda açıklanacakmış. Şimdi ben, İYİ Parti’nin kuruluşunda Akşener’e HDP ile anayasa yazsın diye destek vermedim. Hiçbir İYİ Partili ve İYİ Parti seçmeni bundan dolayı destek vermedi. HDP milletvekili bu taslağın ikinci tura kalındığı takdirde açıklanacağını biliyor, Ümit Özdağ bilmiyor….- Taslağı okuduğunuzda tepkiniz? Bir Türk Milliyetçisi olarak utandım. Önümüzdeki günlerde taslağı Türk kamuoyu ile bütün açıklığı ile paylaşacağım. Ve Akşener’in genel seçimden sonra HDP’den bahsederken neden “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” ifadesini kullandığını o zaman anladım. Masaya oturursan, “HDP eşittir PKK” diyemezsin. Anayasa yazmak için oturursan Kürt siyasi hareketinin temsilcisi demek zorunda kalırsın. Akşener seçimlerden sonra bu açıklamayı yaparken yanındaydım ve seçimlerde uğradığı psikolojik şokun neticesinde öyle konuştuğunu düşünmüştüm. Sonradan öğrendim ki, Akşener açıklamayı yazılı metinden okumuş. Daha da kötü yani….. - Sonra?Buğra Kavuncu ile ilgili nasıl 3.5 sene susup parti içinde mücadele ettiysem bu konuda da parti zarar görmesin diye sustum ve partiyi olması gereken çizgiye çekmek için mücadele ettim. Sonunda Akşener, “HDP eşittir PKK” açıklamasını yaptı. Bu arada genel başkan yardımcısı iken yardımcım olan Adem Taşkaya sosyal medyasında HDP ile yapılan anayasa taslağını gündeme getirince Akşener “Böyle bir taslak yok” açıklamasını yaptı. Daha sonra Kaboğlu bir televizyon konuşmasında dört partinin bir araya gelerek anayasa taslağı hazırladıklarını ifade etti. Bunun üzerine Akşener İYİ Parti divan ve milletvekillerine verdiği bir yemekte “Kaboğlu’nun etki ajanı olduğunu ve kendisini Kemal Kılıçdaroğlu’na şikayet ettiğini” söyledi. Oysa Kılıçdaroğlu, 2 Haziran 2018’de Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçte Kaboğlu’nun başkanlığında CHP-İYİ Parti ve Saadet Partisinin anayasa taslağı üzerinde çalıştığını ve mutabakat metninin oluştuğunu açıklamış. Aslında bir anayasa taslağı var ama masada HDP de var.- Peki, bugün neden açıklama yapıyorsunuz?HDP ile anayasa taslağını açıklıyorum, çünkü Ümit Özdağ, İsmail Koncuk, Aytun Çıray’ın partiden ayrılması istenirken, Akşener’in delegeden “olmazsa olmazım” diyerek oy istediği dört GİK adayından birisi olan Prof. Dr. Bahadır Erdem, Akşener’in “HDP’nin Kürt siyasi hareketi” açıklamasına destek veren bir kişi. Anayasada kutsal maddeler olmaması gerektiğini savunan bir hukukçu. Akşener’in liberal açılımı birlikte gerçekleştirmeyi planladığı kişi. Parti artık kurduğumuz İYİ Parti değil. Bahadır Erdem, partinin anayasa ve hukuk işlerinin başına geldi. Düşünün; İYİ Parti’yi kurarken Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına ve felsefesine sahip çıkmak, bu esasları 21. yüzyıla taşımak amacıyla çıktık ve geldiğimiz yer Bahadır Erdem’in hukuk anlayışı. Ve ne yazık ki bu Akşener’in tercihi. Tabii Bahadır Erdem için delegeden oy isteyen Akşener’in “Ümit Özdağ’ı sandığa gömmek” istemesi de doğaldır. Çünkü Ümit Özdağ, terör örgütleri konusunda hep sıfır tolerans yaklaşımıyla hareket etmiş ve terörü terörize etmeyi bir devlet politikası olarak savunmuştur.- HDP ile anayasa çalışması HDP’ye yönelik politikalara yansımış mıdır? Akşener, bu parti yönetiminden gizlediği HDP ile ortak çalışma politikasından ötürü HDP, İYİ Parti üzerinde politik baskı yapma imkânına kavuşmuştur. Akşener, HDP’nin üzerine sistemli bir şekilde giderse yarın HDP eşbaşkanlarından birisi de kalkar anayasa taslağını ortaya atar ve “Yeter yahu, o kadar kötü isek neden bizimle masaya oturdunuz” diye sorar. Akşener dahil kimsenin İYİ Parti’yi, Türk milliyetçilerini bu duruma düşürrmeye hakkı yoktur.AKP İLE GİZLİ ANAYASA ÇALIŞMASINDAN BAHSEDİLİYOR- Son tahlilde size göre Akşener ne yapmak istiyor? Şimdi de AKP ile İYİ Parti’nin gizli yeni anayasa çalışmalarından bahsediliyor. Sayın Çıray’ın bu konudaki açıklamaları çok ciddiye alınmalı. Benim de çok güçlü duyumlarım var. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, AKP’li yetkililerle birlikte ve bir AKP kurmayının başkanlığında yeni bir anayasa taslağı hazırladıklarını altı aydır Ankara’da sağda solda anlatıyormuş. Bizim yeni haberimiz oldu. CHP Parti Meclisi üyelerinin bildiği bir gerçeği İYİ Parti milletvekilleri bilmiyor. Bugün AKP ile kendi partisinden gizli anayasa yazan Akşener’in yarın dönüp tekrar HDP ile anayasa yazmayacağının garantisi yok. Artık bunları açıklamamak İYİ Parti’ye oy verenlere ve inandığımız değerlere ihanet halini alır. Kendi milletvekillerinden ve seçmeninden gizli küçük bir ekip ile politikalar geliştiren bir genel başkanın girdiği angajmanların Türkiye’yi ve partiyi nereye sürükleyeceğini bilmek mümkün değildir.  İpek Özbey

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’üsaygıyla anıyoruz

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ü saygıyla anıyoruz ZEYNEP NAZ AKTAN*Nereden başlamalı onu anlatmaya? Sanata ve bilime verdiği önemi, hürriyeti, bağımsızlığı ve özgür düşünceyi sonsuz bir güven ile milletine aşılayan bir lideri anlatmaya nereden başlamalı? Sene 1881, Türkiye’nin umudunun doğduğu yıl. 7 yaşında babasını kaybeden, hakkında tutuklama ve idam kararı çıkarılan, bir koca ömrü vatanı elden gitmesin diye hiçe sayan bir umut... Bir ağaç kesilmesin diye köşkü yerinden oynatan bir umut... Sene 1916’dır. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan, canlarını hiçe sayıp vatanı düşünen kadınlar tanır ve şu sözleri söyler: “Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmak, hayatımızı onlarla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, sosyal ve ekonomik hayatta erkeğin destekleyicisi yapmak gerekir.” Daha sonrasında ise kadına “Seçme ve seçilme hakkı, velayet hakkı, miras hakkı” gibi birçok hak verilir. Sene 1922. 41 yaşında başkomutan olarak Yunan ordusunu Anadolu topraklarından atarak Türk milletini bir kez daha kendisine minnettar bırakır Mustafa Kemal. Sene 1923. Türk milletinin yeniden doğuşu... Özgür düşüncenin olduğu, karanlık günlerin sona erdiği, bilimin ve ilimin aydınlattığı yolda Türklerin ve Türk milletinin altın çağı... Ve sene 1938. Ölümün ölümsüzlüğü... Takvimlerin en karanlık yılı. Denizin çekildiği, güneşin battığı yıl. Fikirlerin ölümsüzleştiği, gözlerinin kapandığı yıl.ÜMİDİN OLDUKEy aziz Atatürk! Fikirlerin canlı hâlâ, ümidin canlı hâlâ, umudun var hâlâ! Hani demiştin ya “Bütün ümidim gençliktedir!” diye. İşte biz senin ümidin olduk. Gösterdiğin çiçek rayihalı yolda aydınlık istikbalimize senin ışığında yürüdük. Bu Türk gençliği minnettar sana! Bize gösterdiğin aydınlık hedefe umut ışığı olduğun için minnettar bu vatan sana! Bizler eğer bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği gençler olabiliyorsak bu, 1881 yılında açan ve bir daha da ışığını hiç kaybetmeyen bir çift gözle başladı. Gökyüzü mavi de ben mi kör oldum... *Jale Tezer Anadolu ve Fen Lisesi öğrencisi 15 yaşındaATATÜRK KENT ORMANI AÇILIYORİstanbul’daki anmalar Taksim ve Dolmabahçe’de. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakacak. İmamoğlu, törenin ardından “Atatürk Fotoğraflarının Hikâyesi” sergisini ziyarete açacak. Sergi Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde. Geçen 19 Mayıs’ta ilk etabı açılan Atatürk Kent Ormanı, tüm etaplarının tamamlanmasıyla birlikte bugün yurttaşların hizmetine açılacak. 14.30’da başlayan programda İmamoğlu, gençlerle birlikte alanda yürüyecek.ANKARA ANITKABİR’E YÜRÜYORUZAtatürkçü Düşünce Derneği (ADD), yurttaşları, ulu önderi anmaya çağırdı. Çağrıda, “Bugün saat 09.05’te, Ankara’da Sıhhiye Zafer Anıtı’nda yurttaşlarımız ve Demokratik Kitle Örgütleri ile buluşacağız. Hep birlikte Anıtkabir’e yürüyeceğiz. Yurdumuzun her köşesinden bütün yurttaşlarımızı davet ediyoruz” denildi.İSTANBULKadıköy Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi Gönüllüleri tarafından düzenlenen ‘Ata’ya Saygı Zinciri’ 09.05’te Fenerbahçe Orduevi ile Bostancı sahili arasında düzenlenecek.Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda açılan “Cumhuriyet ve Atatürk” fotoğraf sergisi ziyaretçilerini bekliyor. Beşiktaş Belediyesi sabah 06.30’dan itibaren Dolmabahçe ağaçlı yolda Ata’nın kendi sesinden konuşmalarını akşam saatlerine dek hoparlörden yayımlayacak. cumhuriyet.com.tr

Acenteler:‘Eskiye dönmeyelim’

Acenteler: ‘Eskiye dönmeyelim’ TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (TOBB SAİK) Yönetimi, 9 Mayıs’ta yürürlüğe giren ve “mesafeli akdedilen sigorta sözleşmeleri”ni de içeren yönetmelikteki “acenteleri olumsuz etkiyecek” maddelerin değiştirilmesine ilişkin çalışmalarını hızlandırdı. Bu konuda Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından hazırlanan yeni taslağı acenterlerle birlikte değerlendirdiklerini ve ortak akılla ortaya çıkan görüşlerini SEDDK’ye ilettiklerini belirten TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut, “Geçen hafta da SEDDK yönetimiyle toplantı yaptık. Yaklaşımları olumlu ve iyi. Ama tabii sonuç önemli olacak” dedi. 5684 sayılı yasada acentelik yapacak kişilerin belli olduğunu hatırlatan Levent Korkut şu vurguları yaptı:1 YILI GEÇMEMELİ“Eskiye dönmek istemiyoruz. Gayri nizami uygulamalar olmamalı. Bu işi yetki belgesi almış kişi ve kuruluşlar yapmalı. Ancak acente uzaksa, bu tür satış belli yerlerde kısmen olabilir. Örneğin teknoloji marketlerindeki cep telefonu satışında. Tabii bu satış da faturaya bağlı ve 1 yılı geçmemek şartıyla yapılabilir. Tapu, elektrik idaresi gibi yerlerde ise satış olmamalı. Buradaki işlemler için istenen poliçe ise acentelerden alınıp görütülebilir.” Bu kapsamda SEDDK’ye iletilen talepler arasında şu maddeler dikkat çekti: “Sigorta aracılarının ekran açmak suretiyle yetkisiz kişilere poliçe satışı yapmalarının engellenmesini teminen, sigorta şirketlerine de sorumluluk verilmesi. Sigorta şirketi ekranlarına e-devlet uygulaması ile girişin zorunlu olması.”BANKALARA ELEŞTİRİSEDDK’ye iletilen talepler arasında “Bankalar ve diğer kredi sağlayan kuruluşlarının kredi tahsis işlemlerinde poliçe satış baskısının engellenmesi amacıyla acentenin tanzim ettiği muadil poliçenin kabul görmesi” de var. Bu konuda özellikle devlet bankalarının baskılarına atıf yapan Korkut, “Bu uygulama son 1 yıldır otomobil ve konut kredilerinde yaygın. İşletme kredilerinde de görüyoruz. Tüketicinin seçme hakkı elinden alınıyor. Ayrıca örneğin işletme kredilerinde eksik teminatlar verilmesine neden oluyor ve bu durum ancak hasarda ortaya çıkıyor” dedi. Acentelerin ise her zaman sahada ve tüketicilerin yanında olduğunu vurgulayan Korkut, ayrıca salgına rağmen 2020 yılının kendileri için genel olarak olumlu geçtiğini anlattı. Serhat Aligil

Hazine Bakanlığı’yla ilgili belirsizlik sürse de mali piyasalar umut satın alıyor

Hazine Bakanlığı’yla ilgili belirsizlik sürse de mali piyasalar umut satın alıyor Geçen hafta sonu Merkez Bankası (TCMB) başkanlığına Murat Uysal’ın yerine Naci Ağbal’ın atanması ve bunu takiben Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medyadan istifasını açıklamasının ardından, henüz yeni görevlendirme netleşmese de ekonomi politikalarında değişim olacağı beklentisiyle dolar/TL tarihi zirvelerinden sert geriledi. Yeni TCMB Başkanı Ağbal’ın dün sabah saatlerinde yaptığı ilk resmi açıklamanın da etkisiyle TL’de dün dolar karşısındaki değer kazancı yüzde 5 civarında oluşurken TL’de en son benzer seviyedeki kazanç 2018 üçüncü çeyrekte yaşanmıştı. Dolar kuru dün 8.02-8.44 lira arasında, Avro kuru da 9.47-9.96 lira arasında aşağı yönlü hareket etti. Borsa İstanbul (BİST) 100 Endeksi’nde ise hızlı bir yükseliş görüldü. Endeks en yüksek 1235 puana kadar çıkarken, günü yüzde 3.3 artışla kapattı. Bankacılık hisseleri özellikle olumlu etkilendi.HER ŞEYİN TERSİGelişmeleri yorumlayan uzmanlardan Şekerbank Başekonomisti Gülay Elif Yıldırım, “Ağbal’ın açıklamasıyla birlikte piyasadaki soru işaretlerini gidermesi önemliydi. Açıklama TL’de olumlu etki yarattı. Belirsizlik piyasayı rahatsız eder. Geçen hafta ara toplantı olacak mı, olmayacak mı belirsizliği piyasada fazlasıyla vardı ve TL üzerinde ciddi bir baskı unsuruydu” dedi. Son gelişmeleri sosyal medya hesaplarından yorumlayan ekonomistlerden Mahfi Eğilmez ise şu vurguyu yaptı: “Merkez Bankası Başkanı görevden alınıyor ardından Maliye Bakanı istifa ediyor ve ülkenin parası değer kazanıyor. Memleket, bilinen her şeyin tersini kanıtlama merkezi gibi.” Atama ve istifa öncesi TL’nin dolar karşısındaki son 3 yıldaki değer kaybı yüzde 55 civarındaydı.AĞBAL, 19 KASIM’DAKİ TOPLANTIYI BEKLİYORYeni görevinde ilk resmi açıklamasını dün yapan Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, temel amaçlarının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu vurgudı. Ağbal, “Para politikasında, şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde iletişim güçlendirilecektir. 19 Kasım 2020 tarihli Para Politikası Kurulu toplantısına kadar mevcut durum ve beklentiler gözden geçirilip, gelişmeler de yakından takip edilerek; oluşacak veri ve değerlendirmeler ışığında gerekli politika kararları alınacaktır” dedi.İSTİFANIN ABD SEÇİMLERİYLE İLİŞKİLİ OLABİLECEĞİ BELİRTİLDİHazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası dünya basınında da geniş yer buldu. Amerikan New York Times (NYT), Albayrak’ın istifasının ABD’deki başkanlık seçimleriyle de ilişkili olabileceğini öne sürdü: “Albayrak’ın görevinin bir kısmı da Beyaz Saray ile ilişkileri, Başkan Trump’ın kızı Ivanka ve kocası Jared Kushner ile olan arkadaşlığı sayesinde yürütmekti. Albayrak ve Kushner, WhatsApp üzerinden iletişim kuruyordu. Albayrak’ın geçen yıl Beyaz Saray’da Trump ile görüşmesini sağlayan şey de buydu.” NYT haberinde, “Türkiye ekonomisinin çökmekte, Türk Lirası’nın ise batmakta olduğu” yorumu yapıldı. İngiliz Financial Times gazetesi, “Erdoğan’ın damadı Maliye Bakanlığı’ndan istifa etti” ifadelerini kullandı. Gazete, Albayrak’ın yakın çevresindekilerin de bu karardan habersiz olduğunu yazdı. ABD merkezli ABC News ise Türkiye’nin 2018’de girdiği krizin yaralarını sarmaya çalıştığını ve Albayrak’ın bu süreçteki ekonomi yönetiminin büyük eleştiri aldığını aktardı. cumhuriyet.com.tr

Belediye-İşBaşkanıYurdakul: "Emekçiler köle oluyor"

Belediye-İş Başkanı Yurdakul: "Emekçiler köle oluyor" Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, Meclis’te görüşmeleri devam eden “torba teklifteki” işçilerin haklarını ortadan kaldıran maddelerin derhal geri çekilmesini talep etti. Salgının ilk gününden bu yana milyonlarca emekçiye “işim mi, sağlığım mı” ikilemi yaşatıldığına dikkat çeken Yurdakul, “Emekçi işini ve sağlığını koruyacak yasal düzenleme beklerken, Meclis’te görüşülen torba yasa; işvereni koruyan işçiyi köleleştiren bir düzenlemedir” dedi. Torba teklifte emekçilerin haklarını geriye götürecek pek çok madde olduğunun altını çizen Yurdakul, özellikle 25 yaşın altında ve 50 yaş ve üstündeki işçilerin, belirli süreli iş sözleşmeler ile çalıştırılması düzenleyen maddenin kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Bu madde, öncelikle 25 yaş altı ve 50 yaş üstü, ardından da tüm emekçilerin kıdem tazminatı hakkını, yetersiz olsa da iş güvencesi hakkını, toplu iş sözleşmesi hakkını, ihbar tazminatı ve işe iade davası açma haklarını, anayasal sosyal güvenlik haklarını yok ediyor. Bu teklife evet diyenler, emekçilerin köleleştirilmesine de evet diyenler olacak” dedi.CEZA YERİNE ÖDÜLYurdakul’un konuşmalarından bazı satırbaşları şu şekilde:- Teklif ile kayıt dışı işçilik azaltılmayacak, “ödüllendirilecek.” - Kayıt dışı işçi çalıştırdığını kabul edenler, işsizlik sigortası fonundan destek alacakları gibi idari ceza da uygulanmayacak. - Böylece yıllarca kaçak çalıştırıp geleceği karartılan işçinin SGK’ye başvurarak sosyal güvenlik primlerinin yatırılmasını isteme hakkına da bir darbe vuracaksınız. - Yetmezmiş gibi teklif Cumhurbaşkanı’na Kurumlar Vergisi’nde 5 puan indirme yetkisi veriyor. Mustafa Çakır

8. Sınıföğrencisi Nar Ergülen’in kaleminden Atatürk

8. Sınıf öğrencisi Nar Ergülen’in kaleminden Atatürk NAR ERGÜLEN“Bugün 10 Kasım, Atatürk’ü anıyoruz. Peki, onu anarken yeterince anlıyor muyuz? Onun geride bıraktığı düşüncelerin önemini ne zaman kavrayacağız? 82 yıl önce hayata veda etmiş bir dünya liderinin çağdaş fikirlerini benimseyebildik mi? Bunlara verebileceğimiz yanıt ne yazık ki olumlu olmayacak. Her 10 Kasım’da onu andık ama galiba anlamayı unuttuk ve bu unutkanlığın sonuçlarını bugün yaşıyoruz. Atatürk her kuşağın yenilikçi fikirler benimsemesini, demokratik ve laik Cumhuriyet düşüncesinin geleceğe aktarılmasını hedeflemişti. Ne yazık ki 97 yıl önce kurulan Cumhuriyetin ilkeleri tümüyle uygulanamadı ve toplumsal eşitlik sağlanamadı. Çağdaş bir topluma ulaşamadık. Atatürk’ü anlamak demek, onun ilke ve devrimlerini bıraktığı yerden devam ettirmek ve daha ileri götürmek demektir. Onun düşüncelerinin değerini, devrimlerinden uzaklaşmaya başlayınca anladık. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” demişti. Bugün bilimin ve aklın yol göstericiliğinden çok uzaktayız... Ama Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençler olarak çok çalışacak, bilimin ışığında, aklın yolunda, aydınlık bir Türkiye’ye ulaşacağız. Kadınlara, erkeklerle eşit haklar sağlamıştı, özgürlüklerine çok önem vermişti. Bugün eşitlikten ve kadınların özgürlüğünden yoksun bir ülkede yaşıyoruz... Ama haklarının ve özgürlüklerinin bilincinde gençler olarak Atamızın bize armağan ettiği özgürlükleri yeniden kazanıp, ülkemize de kazandıracağız. Eğitim-öğretimde laiklik ve fırsat eşitliği sağlamıştı, bugün ne yazık ki bunun geçerliliği kalmadı... Ama şimdi laik eğitimin bir ülkenin gelişmesindeki en önemli unsur olduğunu unutmadan çalışacağız. Türkiye Atatürk’ün önderliğinde bilimde, kültürde, sanatta, sporda ve eğitimde başlattıklarını sürdürebilseydi, bugün kendi bölgesinde ve dünyada en gelişmiş ülkelerden biri olurdu. Cumhuriyet ve laikliğin bile tartışılır duruma geldiği bu zamanda, onu ağlayarak değil, anlayarak analım.” cumhuriyet.com.tr

Kulübeye hapsolan yıldız: Mert Hakan

Kulübeye hapsolan yıldız: Mert Hakan Her futbolcunun düşüdür büyük kulüplerin formasını giymek. Yıldız isim bunu gerçekleştirdi gerçekleştirmesine ancak bugün ne yazık ki Erol Bulut’un onbirinde yer bulamıyor. 8 hafta bitti baktım sadece 92 dakika forma giymiş. Sürekli kulübede oturmak futbolcuyu mutsuz eder. Eminim ki Mert Hakan da şuan mutsuz futbolculardan birisi. Geldiğine pişman mıdır acaba? “Rekabetten kaçmam” diye bir ifadesi olmuş. Mert, sen çalışmana devam et. Birgün bu formayı alacaksın ve bir daha vermeyeceksin.REVİZYON SİNYALİBaşta Samatta olmak üzere form düşüşü yaşayan bazı oyuncuların ‘kulübeye çekilmesi’ bekleniyor. Teknik direktör Erol Bulut, 4 maçtır gol atamayan Samatta ile ilgili Cisse değişimi olup olmayacağı sorusuna, “Birkaç arkadaşımızın sadece bu maçla ilgili değil, son iki-üç hafta ile ilgili performans düşüklüğü var. Milli maç arasından sonra hep birlikte göreceğiz” yanıtını verdi. Cisse’nin yanı sıra Filip Novak, Mert Hakan, Sinan Gümüş, Ferdi ve Tolga Ciğerci’den birkaçının antrenmanlardaki performanslarına göre onbire monte edilebilir. Hilmi Türkay

Japonya'da Kovid-19 salgınında 70 binden fazla insan işini kaybetti

Japonya'da Kovid-19 salgınında 70 binden fazla insan işini kaybetti Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı, Kovid-19 salgınının ekonomik etkilerine ilişkin verileri güncelledi.Buna göre, işten çıkarılanlar ile kontratını yenilemeyenler üzerinden yapılan denetimler, ocak ayı sonundan 6 Kasım'a kadar 70 bin 242 kişinin işini kaybettiğini ortaya çıkardı.En fazla etkilenen sektörler arasında 12 bin 979 kişinin işini kaybettiği üretim ve 10 bin 445 kişinin işini kaybettiği restoran sektörleri geliyor.Perakende sektöründe 9 bin 378, otel sektöründe ise 8 bin 614 iş kaybı yaşandı.Bu oranların iş bulma kurumları ve işçi bürolarının resmi rakamlarına dayandığı, asıl oranın çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. cumhuriyet.com.tr

Irak'ın Süleymaniye kentinde 4,8 büyüklüğünde deprem

Irak'ın Süleymaniye kentinde 4,8 büyüklüğünde deprem Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumunun (USGS) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Süleymaniye'nin Çemçemal ilçesi yakınları olan 4,8 büyüklüğündeki deprem saat 02.18'de gerçekleşti. AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter