News - Haberler
Disney 'Death on the Nile' ve 'Free Guy' filmlerini vizyon takvimindençıkardı
Disney 'Death on the Nile' ve 'Free Guy' filmlerini vizyon takviminden çıkardı /Archive/2020/11/6/180833616-20200404-ryan-reynolds-free-guy-o-vcio5jxq-1200x675.jpg"Free Guy""Deadpool" filmiyle kariyerinde çıkış yakalayan Amerikalı oyuncu Ryan Reynolds’un "Killing Eve", "Doctor Foster" gibi yapımlarda yer alan Jodie Comer ile birlikte başrolünde yer aldığı "Free Guy" filminin vizyon tarihi ertelendi.Yönetmen Kenneth Branagh’ın Agatha Christie romanından uyarladığı ve başrollerini Armie Hammer ile Gal Gadot ile başrollerini paylaştığı "Death on the Nile" filmi de aynı kaderi paylaştı. Filmloverss'ın haberine göre Disney, bu yıl izleyiciyle buluşması beklenen "Death on the Nile" ve "Free Guy" filmlerini vizyon takviminden çıkardı.Koronavirüs salgının gidişatına göre yaz aylarından itibaren sinemaların tekrar eskiye dönmesi öngörülüyordu. Yılın ilk yarısında vizyona girmesi beklenen filmlerin yaz ve sonbaharda izleyici ile buluşması planlanıyordu. Ancak sinemaların umut bağladığı ve büyük bir açılış yapmasını beklediği "Tenet" filminin beklentilerin altında kalması, görülmek istenmeyen gerçeği gün yüzüne çıkardı./Archive/2020/11/6/181026287-d.jpg"Death on the Nile"Disney‘in aralarında bulunduğu stüdyolar, vizyon tarihi daha önceden açıklanan birçok filmle ilgili değişikliklere gitti. Pek çok film ertelenirken bazıları ise yayın platformlarında yayınlandı. Niki Caro imzalı "Mulan", Pixar animasyonu "Soul" gibi yapımlar ilk gösterimlerini Disney+ platformundan yaptı. Bununla birlikte Disney’in yılın sonlarına planladığı iki büyük film de yeni tarihler belirlenmeden vizyon takviminden çıkarıldı.Disney’in "Free Guy" ve "Death on the Nile"ı vizyon takviminden çıkarmasının ardından aralık ayında kalan tek büyük yapım "Wonder Woman 1984" oldu, ancak son günlerde gelen haberler yeni Wonder Woman filminin ertelenebileceğini gösteriyor. cumhuriyet.com.trAile hekimlerinden Koca'ya tepki: Bakan yanlışyönlendiriyor!
Aile hekimlerinden Koca'ya tepki: Bakan yanlış yönlendiriyor! Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında vakalar ciddi oranda artış gösterirken, Türkiye’de iktidarın Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen salgın yönetimi eleştirilmeye devam ediliyor. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) tarafından yapılan açıklamada, pandemide vaka sayılarının arttığı ve sağlık çalışanlarının alınamayan önlemlerden ve bu işin yürütülememesinden yorgun ve stresli olduğu vurgulandı.Bu tabloda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, Bakanlık tarafından çıkarılan mevzuatı bilmeden, sahada yaşanılan sorunlardan bihaber yaptığı açıklamaların sorunları daha da artırdığı kaydedildi.BAKANA MEVZUAT HATIRLATMASI“Bakan Fahrettin Koca Covid-19 vaka temaslılarına Twitter üzerinden yaptığı bazı çağrılarda, kendilerine ulaşılamadığı takdirde aile hekimlerinin aranmasını belirtti. İlçe Sağlık Müdürlüklerince oluşturulan filyasyon ekipleri, görev tanımları gereği vakaları, temaslıları raporlamak ve bildirmekle yetkilidir. Filyasyon ekiplerinin yaptığı işlerin aile hekimlerine atfedilmesi anlamsızdır†denilen açıklamada, mevzuat hatırlatıldı.‘BU YÖNLENDİRMELER BULAŞI ARTIRIR’Bu gibi yönlendirmelerin yanlış anlaşılmalara sebebiyet verip temaslıların Aile Sağlığı Merkezlerine gelmelerine ve bulaş zincirini arttırmaya neden olacağına dikkat çekilen açıklamada, “Sağlık Bakanı'nın aile hekimlerine olan tutumu ve ilgisizliği, pandeminin başından beri Twitter üzerinden yaptığı mevzuat dışı yönlendirmelerle kalmamıştır†denildi.‘VAAT EDİLEN ÖDEMELER 8 AYDIR YAPILMADI’Açıklamada, aile hekimlerinin salgın dönemindeki sorunları şöyle sıralandı:1. Vaat edilen ek ödemeler 8 aydır yapılmamış ancak sürekli televizyon kanallarıyla, medyayla halkta bu ödemeleri aldığımıza dair algı oluşturulmuştur.2. Üstelik Covid-19 hastalığına yakalanıp rapor alan arkadaşlarımızın da maaşlarında kesinti yapılmıştır.3. Covid-19 meslek hastalığı sayılmamış,4. Vefat eden sağlık çalışanlarına şehit unvanı verilmemiştir.‘AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNİN İŞLEYİŞİ BİLİNMİYOR’Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:“Bunlara rağmen, aile hekimleri günde 70-80 hastaya poliklinik hizmeti vermeye, bebek, çocuk, gebe izlemlerini yapmaya devam ediyor. Esnek çalışma sistemi uygulanmıyor. Bu iş yüküyle birlikte günde 50-60 hasta ile telefon görüşmesi yapmak, sorularına cevap üretmek mümkün değildir. Aile hekimliği sisteminde her gün yeni bir iş yükü yaratmaya yönelik atılan bu adımlar aile sağlığı merkezlerinin işleyişinin bilinmediğinin göstergesidir. Sayın Bakan'a onlarca kez seslendiğimiz gibi sesleniyoruz. Size yön veren bürokratlarınızın yanlış yönlendirmelerini bir kenara bırakın ilgili sivil toplum teşkilatlarını dinleyin. Onların fikirleri ile bu pandemiyi daha sağlıklı yönetebilirsiniz." ANKAABD resmi kararnameyle 3örgütüterör listesindençıkardı
ABD resmi kararnameyle 3 örgütü terör listesinden çıkardı ABD Dışişleri Bakanlığı, daha önce terör örgütleri listesinde yer alan üç örgütün, listesinden çıkarıldığını duyurdu. Söz konusu örgütler arasında yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan yıkıcı terör eylemlerinin altında imzası olan El Kaide bağlantılı Doğu Türkistan İslam Partisi'nin yanı sıra Nepal Komünist Partisi (Maoist) ve yine El-Kaide bağlantılı Libya İslami Mücadele Grubu yer alıyor./Archive/2020/11/6/174414208-1a.jpgDoğu Türkistan İslam Partisi'nin listeden çıkarılma kararı, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo imzasıyla ABD resmi gazetesi Federal Register'da yayınlandı. /Archive/2020/11/6/174434802-1b.jpg"TSK KONVOYUNA SALDIRDILAR"27 Mayıs 2020 tarihinde, İdlib'de devriye görevi yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri konvoyuna saldırı düzenleyen örgütün, Türk İslam Partisi (Hizb ul-İslami el-Türkistani) olduğu öne sürülmüştü. Rusya’nın, Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi, İdlib gerilimi azaltma bölgesinde, M4 karayolunda, TSK konvoyuna yönelik gerçekleştirilen saldırıdan Türkistan İslam Partisi militanlarının sorumlu olduğunu belirtmişti. Suriye iç savaşına yoğun katılım sağlayan örgüt, eylemlerini yoğunlaştırdığı başta Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Türkiye, Rusya, Birleşik Krallık, Birleşik Arap Emirlikleri, Kırgızistan, Kazakistan, Malezya ve Pakistan tarafından halihazırda terör örgütü olarak kabul ediliyor.ÇİNLİ KADIN CİNAYETİNDE ÖRGÜT ŞÜPHESİEl Kaide örgütü ile ideolojik ve eylemsel birlik içinde olduğu bilinen örgütün öne çıkan eylemleri arasında, Çin Halk Cumhuriyeti sınırlarındaki sivil ve resmi hedeflere yönelik onlarca terör eyleminin yanı sıra, 2016 yılında Kırgzistan'daki Çin Büyükelçiliği'ne yönelik gerçekleştirilen saldırı dikkat çekiyor.16 Ağustos 2020'de, İstanbul’dan kaçırılıp öldürüldükten sonra, cesedi Bilecik’e gömülen Çin vatandaşı Lisha Yu cinayetinin ardında da Türk İslam Partisi'nin olduğu öne sürülmüştü. Lisha Yu cinayeti ile ilgili yapılan soruşturmada, aralarında IŞİD bağlantılı Yunuscan Türkistanlı ve Yu'nun gömülü olduğu çiftliğin sahibi Abdulgaffar Tamuygur ile birlikte 4 kişi tutuklanmıştı. Türkistanlı'nın adı Reina Katliamı soruşturmasında IŞİD üyesi olarak yer almıştı./Archive/2020/11/6/175427249-abdulgaffar-tamuygur-01.jpg Türkiye'de öldürülen Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Lisha YuDİĞER ÖRGÜTLERİN DURUMUABD'nin terör örgütleri listesinden çıkardığı diğer iki örgüt olan Nepal Komünist Partisi NKP (Maoist) ve Libya İslami Mücadele Grubu'na ilişkin yeni düzenlemeler de resmi gazete aracılığıyla duyuruldu. Gazetede yer alan çıklamada, NKP Maoist'in "artık ABD vatandaşlarının güvenliği veya ABD dış politikasını tehdit eden terörist faaliyetlerde bulunmadığı" ifade edildi.Resmi kararname ile terör örgütü statüsünden çıkarılan El Kaide bağlantılı Libya İslami Mücadele Grubu, 2011 iç savaşında Muammer Kaddafi'nin devrilmesinde kilit bir rol oynamıştı. Birleşik Krallık hükümeti ise Kasım 2019'da, artık terör eylemlerine başvurmadığı gerekçesiyle örgütü terör listesinden çıkarmıştı. Grup, Birleşik Krallık tarafından sağlanan istihbarat ile ABD merkezi haber alma teşkilatı CIA tarafından Güneydoğu Asya'dan kaçırılan ve daha önce Kaddafi rejimine teslim edildiği için bizzat Birleşik Krallık'ın özür dilediği Abdul Hakim Belhaj tarafından yönetiliyor. Mustafa Birol GügerABD seçimleri: Florida'da 2000'de neler yaşanmış, George W. Bush nasıl Başkan seçilmişti?
ABD seçimleri: Florida'da 2000'de neler yaşanmış, George W. Bush nasıl Başkan seçilmişti? Getty ImagesABD'de az sayıda kilit eyalette Donald Trump ile Joe Biden arasındaki başa baş mücadele devam ediyor.Bir sonraki ABD başkanını belirleyecek bu eyaletlerde iki taraf da avukatları aracılığıyla hukuki girişimlerde bulunuyor.Bu başvuruların ABD Yüksek Mahkemesi'ne kadar gidip gitmeyeceği, giderse mahkemenin ne kadar vereceği merak konusu.Fakat bu ABD için bir ilk değil.ABD, buna benzer bir senaryoyu 2000 yılında da yaşamıştı. Bir sonraki ABD başkanının beş hafta boyunca belirlenemediği o dönemde neler yaşandığını ve düğümün nasıl çözüldüğünü inceledik.Demokrat Parti merkezlerinde kutlamalarO dönem Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olan George W. Bush ve Demokrat Parti adayı Al Gore arasında son derece çekişmeli geçen seçimde Gore ülke genelinde daha çok oy almayı başarsa da sayımlar devam ederken iki adayın Seçici Kurul'da birbirine yakın bir sandalyeye sahip olacağı ortaya çıktı.Bir sonraki başkanı belirleyecek olan eyalet, sayımın devam ettiği Florida'ydı.Florida'yı kazanan Seçici Kurul'da 270 oyu aşacak, kaybeden havlu atacaktı.Aslında Florida o seçimde basın kuruluşlarının kazananı ilk ilan ettiği eyaletlerden biri olmuş, ABC, CBS, CNN, NBC, Fox ve AP Al Gore'un kazandığını açıklanmıştı.Yerel saatle akşam 8 civarında Demokrat Parti merkezlerinde kutlamalar başlamıştı bile.Fakat o sırada Bush'un baş stratejisti Karl Rove, televizyon kanallarını arayarak sandık çıkış anketlerinin hatalı olduğunu anlatmaya başladı.Önce Fox kanalında, Bush'un geniş ailesinin de üyesi olan Fox analisti John Ellis'i aradı Karl Rove.Fox analistleri de aynı sonuca ulaşınca, eyaletin kazananının belli olmadığı duyuruldu.Ardından diğer kanallar da teker teker aynı sonuca vardı.O gece ABD'nin kamu radyosu NPR'de konuşan Pew Araştırma Merkezi Başkanı Andrew Kohut, sandık çıkış anketlerinin Demokrat parti tabanına daha fazla yer verdiği veya bu anketlerin erken saatte yapıldığını ve Demokrat parti seçmenlerinin o saatte oy kullanmayı tercih ettiğini duyurdu.Sonraki sabah, yukarda adı geçen tüm TV kanalları seçimi Bush'un kazandığını duyuruyordu.Fakat AP henüz bir kazanan olmadığını yazıyordu.ReutersBirbirine karşı davalık olan Al Gore ve George W. BushBush'un 537 oy farkla kazandığı zaferBirkaç saat sonra Florida'da kazananı açıklamakla görevli eyalet yetkilisi, George Bush'un kardeşi Jeb Bush'un müttefiki Katherine Harris, seçimi Bush'un kazandığını açıkladı.Al Gore rakibini arayarak tebrik etti. Fakat bir süre sonra seçim sonucunun çok yakın olduğu anlaşılınca Gore bir telefon daha açarak tebrikini geri çekti.Bush'un seçimi yalnızca yüzde 0.005'e denk gelen 537 oyla kazandığı ortaya çıktı.Eyalet yasaları, iki aday arasındaki farkın yüzde 0,5'ten az olması durumunda oyların tekrar sayılmasını öngörüyordu.Seçimden üç gün sonrası olan 10 Kasım'a kadar makinalarla yapılan yeniden sayım, Bush'un farkını 327'ye düşürdü.Demokrat oyların yoğun olduğu bölgelerde, oy pusulasında hemen kendisinden sonra gelen Reformist aday Pat Bucharan'a çok sayıda oy çıkması, pusulaların yeterince anlaşılır bir şekilde yapılmadığı eleştirilerine yol açtı. Pusulanın ilk sırasında Bush bulunduğu için, karmaşık oy pusulası yapısından olumsuz etkilenmemişti.Bunun üzerine Gore, dört bölgede oyların elle sayılması için itirazda bulundu.Bush ekibi ise yeniden sayımı durdurmak için hukuki bir mücadeleye başladı.Aradaki fark o kadar azdı ki, her seçimde yapılabilecek oy verme ve sayım hataları kazananı değiştirmeye yeterliydi.Bir kağıdı delerek kullanılan oy pusulalarında bazı seçmenlerin deldiği kağıt parçası pusuladan düşmemiş, bazılarıysa sadece kağıtta bir girinti yapmayı başarabilmişti. Bu yüzden pusulaları doğru okunamıyordu.Demokrat Parti yeniden sayım için açtığı davayı kaybetti fakat Florida Yüksek Mahkemesi'ne götürdüğü davayı kazandı.Böylece elle yeniden sayım başladı.Cumhuriyetçiler ise bu kararı ABD Yüksek Mahkemesi'ne götürerek 7'ye karşı 2 oyla bozdu.Kararda, farklı bölgelerde farklı yöntemlerle yeniden sayım yapılmasının yasaya aykırı olacağı vurgulandı.Bu kararın partizan bir şekilde alındığına dair yorumlar, uzun süre Yüksek Mahkeme'nin eleştirilmesine yol açtı.Yüksek Mahkeme'nin, bu kararın gelecekteki başvurulara emsal teşkil etmeyeceğine yönelik vurgusu da tartışmalara yol açtı.Böylece ABD'liler 7 Kasım 2000'deki başkanlık seçiminden beş hafta sonra bir sonraki başkanlarını öğrenmeyi başardı.Florida eyaleti ise kağıtları düzgün delemeyen oy makinalarını değiştirme kararı aldı. BBC TürkçeSivasspor Başkanı'ndan "Teröristlerle mücadele ettik" açıklaması
Sivasspor Başkanı'ndan "Teröristlerle mücadele ettik" açıklaması Demir Grup Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz, "Futbolda şike" davasında berat etmesine ilişkin, "Terör örgütü mensuplarının uydurma iddialarını ve sözde kanıtlarını gördük. İnancımızı yitirmedik, güvenimiz boşa çıkmadı. Kumpasçılar devletimizin temellerinin ne kadar sağlam olduğunu gördü." değerlendirmesinde bulundu.Otyakmaz, yazılı açıklamasında, 3 Temmuz 2011 sabahına akıl almaz iftiralarla uyandığını aktardı.ADALET VURGUSU"Adalet, gideceği yere er geç varır." ifadesini kullanan Otyakmaz, açıklamasında şunları kaydetti:"Bizlerin, camialarımızın ve ailelerimizin tüm değerleri yok sayılarak, sporun en aşağılık suçu bize mal edilmek istendi. Hürriyetimiz kısıtlandı, camialarımız ve ailelerimiz manevi acılara sürüklendi. Masumiyetimize ve adalete güvenimizle ayakta kaldık. Terör örgütü mensuplarının uydurma iddialarını ve sözde kanıtlarını gördük. İnancımızı yitirmedik, güvenimiz boşa çıkmadı. Kumpasçılar devletimizin temellerinin ne kadar sağlam olduğunu gördü. Masum insanları lekelemenin suç olduğunu, her suçun ve suçlunun bir gün mutlaka ortaya çıkacağını ve hak ettiğini alacağını öğrendiler. İlk gün söylediğimiz, söylemekten hiç vazgeçmediğimiz, 'Sivasspor, Sivaslıların bize emanetidir.' sözümüzü bugün de göğsümüzü gere gere, alnımızın akı ile tekrar ediyoruz. Bir kulüp şampiyon olur ama her kulüp temiz ve adil yarışabilir. Sivasspor her zaman temiz ve adil yarışır. Sivas'a başkası yakışmaz." AADink cinayeti soruşturmasınısürüncemede bıraktığıgerekçesiyle eski savcıhakkında iddianame
Dink cinayeti soruşturmasını sürüncemede bıraktığı gerekçesiyle eski savcı hakkında iddianame Hrant Dink Cinayeti soruşturmasına bakan eski savcılardan FETÖ firarisi Muammer Akkaş hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerini koruma gayesiyle işlem yapmayarak dosyayı sürümcede bıraktığı" gerekçesiyle "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından 8 yıldan 17 yıla hapis cezasına çarptırılması istemiyle iddianame düzenlendi.Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, meslekten ihraç edilen eski savcı Muammer Akkaş "şüpheli", Hrant Dink’in ailesi Arat Dink, Delal Dink, Hasrof Dink, Rahil Dink ve Sera Dink Nazarıan "müşteki" olarak yer aldı.Maktul yakınlarının "bir kısım kamu personelinin Hrant Dink cinayetinden sorumlu tutulmaları gerektiği" yönündeki iddiasına ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma yürüttüğü hatırlatılan iddianamede, şüpheli Akkaş'ın bu dönemde, 23 Eylül 2011 ile 28 Ocak 2014 tarihleri arasında görev yaptığı ve mensubu bulunduğu FETÖ/PDY adlı örgütün amaçları doğrultusunda hareket ettiği belirtildi.İddianamede, şüphelinin örgütün amaçları doğrultusunda hareketleri şu şekilde anlatıldı:"Şüpheli Muammer Akkaş, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamaları yapılan 'FETÖ/PDY'nin yönetici ve üyeleri olduğu belirlenen şüpheli olan bir kısım kamu görevlileri' ile ilgili olarak hiçbir işlem yapmamıştır. Şüpheli Akkaş, bu kişileri koruma gayesiyle bu kişilerin lehine ifade vermeleri hususunda birtakım vaatlerle tanıklar Hacı Ali Hamurcu ve Ümüt Denktaş’ın beyanlarını yönlendirerek almıştır. Şüpheli, dosyanın sorumlularını soruşturup tespit etme yerine sonuca etkili olmayan iş ve işlemlerle evrakı sürüncemede bırakarak, ceza yargılamasının temel amacı olan maddi hakikatin bir an önce ortaya çıkmasına ve adaletin tecellesine engel olmuştur. Bu suretle şüphelinin FETÖ’nün amaçları doğrultusunda hareket ederek görevinin gereklerine aykırı davrandığı anlaşılmaktadır."İddianamede, şüpheli Muammer Akkaş'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından 8 yıldan 17 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.Hazırlanan iddianame, şüpheli Akkaş hakkında son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verilmesi için Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. AAViyana saldırısı: Avusturya 'Saldırganın radikalleşmesinde etkili oldu' dediği camiyi ve derneği kapattı
Viyana saldırısı: Avusturya 'Saldırganın radikalleşmesinde etkili oldu' dediği camiyi ve derneği kapattı ReutersAvusturya Entegrasyon Bakanı Susanne Raab, Pazartesi günü başkent Viyana'da dört kişinin öldüğü, 23 kişinin de yaralandığı saldırının ardından, ülkedeki bir caminin ve bir İslami derneğin kapatılacağını açıkladı.Susanne Raab, iki yerin de saldırgan Kujtim Fejzulai'nin "radikalleşmesinde etkili olduğunu" söyledi.Caminin, Viyana'nın Ottakring bölgesinde olduğu bildiriliyor.Bu camideki bir vaizin, Suriye'de Almanca konuşan bir tugaya komuta ettiği, daha sonra da bir insansız hava aracı saldırısında öldüğü belirtildi.Avusturya ve Kuzey Makedonya vatandaşı Fejzulai Viyana'da altı farklı noktada ateş açıp, ikisi kadın ikisi erkek dört kişiyi öldürmüş, özel kuvvetlerin operasyonuyla vurulmuştu.Avusturya makamları, 20 yaşındaki saldırganın bağlantılarını araştırıyor.Saldırıyı IŞİD üstlenmiş, Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer, Fejzulai'in örgüte katılmak için Suriye'ye gitmek üzere Eylül 2018'de Türkiye'ye uçtuğunu ve Türkiye'de gözaltına alınıp, Ocak 2019'da Avusturya'ya gönderildiğini açıklamıştı.Almanya'da baskınlarÖte yandan, saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında Almanya'nın Hamburg kentinde çeşitli adreslere baskınlar yapıldı.Alman polisi, saldırgan ile bağlantılı olduğundan kuşkulanılan dört kişinin evini aradı.Polis, bu kişilerin zanlı olarak değerlendirilmediğini, ancak saldırganla temasları olduğunu ve ikisinin Fejzulai ile şahsen görüştüğünü belirtti.Hamburg'ta Kassel, Osnabrück ve Pinneberg semtlerinde yapılan baskınların, Almanya'daki bağlantılarının araştırıldığını da gösteriyor.Saldırının ardından Avusturya'da 16 kişi gözaltına alınmıştı. Bu kişilerin altısı serbest bırakılırken, yetkililer İsviçre'deki bazı ipuçlarının da takip edildiğini bildirdi.'24 saat izlenen kişiler'Almanya İçişleri Bakanı Hoost Seehofer, Almanya'daki bağlantıların "24 saat izlenen kişiler" olduğunu söyledi.Evleri aranan dört kişinin 19 ila 25 yaşlarında ve "İslamcı çevrenin" bir parçası oldukları da belirtildi.Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, Bakan Karl Nehammer ve Entegrasyon Bakanı Susanne Raab'ın düzenleyeceği basın toplantısında daha fazla ayrıntı verileceğini belirtti.Reutersİçişleri Bakanlığı, saldırganın olaydan önce elinde kalaşnikofla poz verdiği bir fotoğrafını paylaştığını açıkladı.'Yanlış camiye gitti'Bu arada Nisan 2019'da 22 ay hapis cezası verilen Kuzey Makedonya kökenli Avusturya vatandaşı Fejzulai'nın, Aralık ayında erken serbest bırakıldığı ortaya çıktı.Fejzulai'nin Temmuz ayında kalaşnikof mermisi satın almak için Slovakya'ya gittiği ve Slovak polisinin derhal bu bilgiyi Avusturya'ya bildirdiği, ancak bu konunun takip edilmediği ortaya çıkmıştı.Avukatı Nikolaus Rast, Avusturya medyasına yaptığı açıklamada, Fejzulai'nin tamamen normal bir aileden geldiğini, ancak yanlış insanlarla arkadaşlık yaptığını söylemişti.Rast, "Toplumdaki yerini araya, genç bir adamdı. Görünüşe bakılırsa yanlış camiye gitti. Bir katil olabileceğini asla aklıma bile getiremezdim" demişti. BBC TürkçeTrabzonspor'dan, "sözdeşike" kararına tepki
Trabzonspor'dan, "sözde şike" kararına tepki Trabzonspor Kulübünden, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "şike davası" ile ilgili verdiği beraat kararlarına yönelik açıklama yapıldı.Bordo-mavili kulübün internet sitesinde yer alan açıklamada, mahkemenin verdiği beraat kararlarına yönelik kamuoyunda "tertemiz" algısı oluşturulmaya çalışıldığı, bunun üzerine açıklama yapılma gereği duyulduğu belirtildi.Açıklamada, "Yıllar önce şike suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılandıklarında ses kayıtlarını, yer tespit tutanaklarını, para trafiklerini inkar etmeyenlerin, hatta bazı sanıkların yargılama sonunda alacakları cezayı da kabul ederek hükmün açıklanmasını geri bırakılmasını sağlamalarına rağmen bugün 'aklandık' yönünde açıklamalar yapmasını 'karakomik' bulduğumuzu belirtmek isteriz." ifadesine yer verildi.O dönemki yargılama sonucunda aldıkları cezayı Yargıtay'a taşıyanların ne tapelerin ne de dosyadaki belgelerin sahteliğinden tek satır bahsetmedikleri de hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:"Dün, kol kola girdikleri vatan hainleriyle kendi tesislerinde maç düzenleyenlerin, onlara forma giydirerek kulüplerine üye yapanların ülkemize yönelik alçak darbe girişiminden sonra bir anda saf değiştirmelerini ibretle izlemiştik. Dün, şike dosyasında inkar etmedikleri belgelere, saf değiştirdikten sonra 'kumpas' diyenlerin, 'sahte' diyenlerin o belgelerle kulübümüzü UEFA'ya şikayet ederek, 'Trabzonspor da şike yaptı' acizliğine düşmesini utançla izlemiştik. UEFA'da, CAS'ta, İsviçre Federal Mahkemesi'nde ve TFF'de şike eylemlerinden dolayı ceza alanların, kendi kamuoyuna 'çatırdayacaklar' şeklindeki yalanlarını hayretle izlemiştik. Geçen sürede ne bir çatırdama oldu, ne de bir patlama. Tek gerçek vardı, Fenerbahçe Trabzonspor'a karşı şike yapmıştı. Bugün, hangi ceza mahkemesinde aklanma sağlanırsa sağlansın sportif yargılamada şike gerçeği değişmeyecektir. Çünkü ceza yargılaması ile sportif yargılama birbirinden farklıdır. Bunu kendilerinin avukatları da gayet iyi bilmektedir."VİCDAN VURGUSUMahkemelerin toplumun vicdanı olduğunun altı çizilen açıklamada, şu değerlendirmeye yer verildi:"Dünyanın gözü önünde 2010-2011 sezonunda Trabzonspor'umuza karşı yapılan şike, herkesin malumudur. Şikenin, ceza mahkemesi kararlarıyla ortadan kaldırılamayacağı da aşikardır. Gerek UEFA, gerekse CAS'ın kararlarında bu durum net bir şekilde ifade edilmektedir."Açıklamada, CAS'ın 2010-2011 sezonuna yönelik şike eylemleriyle ilgili yaptığı yargılamanın sonucunda hazırladığı gerekçeli kararın 267. paragrafının, "Türk Yargıtayı tüm kişileri aklasa bile, bu durum verdiğimiz kararı etkilemeyecektir.' şeklinde olduğuna da dikkat çekildi. AATacizi protesto etmek isteyen gruba polis izin vermedi
Tacizi protesto etmek isteyen gruba polis izin vermedi Tacizin yaşandığı Atatürk Mahallesi’nde Dersim Kadın Platformu’nun çağrısı üzerine bir araya gelen kadınlar, yaşanan olayı protesto etmek için pankart açarak basın açıklaması düzenlemek istedi.Polis, Tunceli valiliğinin almış olduğu İl sınırları içerisinde düzenlenecek her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşü, miting, açık hava toplantısı, protesto eylemi, oturma eylemi, açlık grevi, stant açmak, imza kampanyası, konser, şenlik, el ilanı, bildiri, broşür dağıtmak, afiş poster açmak, meşale yakma ve taşıma, konferans gibi tüm etkinliklerin yasaklanma kararını gerekçe göstererek gruba izin vermedi.Grup, basın açıklaması yapmak isteyince, polis müdahale ederek grubu dağıtmaya çalıştı. Müdahale nedeniyle grup, açıklama yapamadan dağıldı. cumhuriyet.com.trZeydan Karalar koronavirüse yakalandı
Zeydan Karalar koronavirüse yakalandı Karalar'ın koronavirüs testinin pozitif çıktığını CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut duyurdu.Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Ayhan Barut, Başkan Zeydan Karalar'ın koronavirüs testinin pozitif çıktığını duyurdu. Barut, paylaşımında, "Başkanımızın koronavirüs testinin pozitif çıktığını üzülerek öğrendik. Sağlık durumu iyi olan başkanımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. En kısa sürede sağlığına kavuşup aramıza dönmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı./Archive%5C2020%5C11%5C6%5C170147608-adana-buyuksehir-belediye-baskani-karalar-koronaviruse-yakalandi_2.jpg DHATRT dizisi 'Gönül Dağı'nın setinde 39 kişi koronavirüse yakalandı
TRT dizisi 'Gönül Dağı'nın setinde 39 kişi koronavirüse yakalandı TRT’de yayımlanan "Gönül Dağı" adlı dizi setinde başrol oyuncusu Gülsim Ali İlhan’ın Koronavirüs testi pozitif çıkınca ekibin tamamına yapılan testler sonucu 38 kişinin daha koronavirüse yakalandığı ortaya çıktı.Eskişehir Sivrihisar’da çekimleri gerçekleştirilen dizinin setinde yapılan testler sonrasında oyuncu Ali Düşenkalkar’ın da hastalığa yakalandığı belirlendi.TV100'ün haberine göre, çalışanlar karantinaya alındı, dizinin çekimlerine ise ara verildi. cumhuriyet.com.tr