News - Haberler
Pekin-Moskova’ya karşınüfuz savaşı
Pekin-Moskova’ya karşı nüfuz savaşı Wall Street Journal gazetesinin haberine göre jeopolitik sahnede Çin ve Rusya’ya yanıt verebilmek için bu adımlar atıldı. Habere göre, 24 Ağustos’ta Savunma Bakanı Mark Esper’in imzaladığı kararname ile sekiz önemli müttefikin yedisinde ülkede en üst düzey askeri yetkili olan savunma ataşesi geri çağırıldı. Bu ülkeler arasında Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Pakistan, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Irak’da bulunuyor. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçen hafta Washington’ın Pekin’e karşı nüfuz arayışı kapsamında 5 günlük bir Güneydoğu Asya turuna çıkmıştı. Ziyaretlerin, Avustralya, Hindistan, Japonya ve ABD arasında, “Çin’i çevreleme†hedefini taşıdığı kaydedilen Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QSD) ya da Quad ittifakının Tokyo’daki toplantısından kısa bir süre sonra düzenlenmesi dikkati çekmişti. cumhuriyet.com.trAtina’nın ilk camisi ibadete açıldı
Atina’nın ilk camisi ibadete açıldı Covid-19 nedeniyle resmi açılışının başka bir tarihte yapılacağı belirtilen caminin, vakit namazlarında cemaatin salgın koşullarından dolayı 9 kişiyle sınırlandırıldığı belirtildi. AA’nın haberine göre Yunanistan Din İşlerinden Sorumlu Genel Sekreteri Yorgo Kalaitzis, yaptığı açıklamada, “2006 yılından bu yana birbirini izleyen hükümetlerin uzun çabaları tamamlandı. Yunanistan, ülke içinde ve dışında demokrasi ve din özgürlüğü konusunda net bir mesaj veriyor†değerlendirmesinde bulundu. Votanikos semtinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait atıl bir yerleşkede tamamlanan inşaat, Ağustos 2016’da Yunanistan Parlamentosu tarafından alınan kararın ardından dörtlü bir konsorsiyum tarafından üstlenilmişti. Yaklaşık 850 metrekare büyüklüğünde, 350 kişi kapasiteli caminin minaresi bulunmuyor. Caminin avlu bölgesinde bir çocuk parkı ve fıskıye de yer alıyor. 887 bin Avro bütçeyle inşa edilen Atina Camisinin, yapımına ilk olarak 2006’da karar verilmiş ancak bürokratik süreçlerin uzaması, hukuki engellemeler ve aşırı sağ kesimin tepkileri nedeniyle 10 yılı aşkın süre inşasına başlanamamıştı. Cami’nin yönetimi, Eğitim ve Maliye bakanlıklarından iki devlet görevlisi, iki belediye çalışanı, bir yüksek mahkeme hâkiminin yanı sıra Müslüman cemaatlerden iki temsilcinin bulunduğu 7 üyeli bir kurula devredilecek. cumhuriyet.com.trUzmanlar,‘yurttaşlar doğanın insafına bırakılmasın’diye uyardı
Uzmanlar, ‘yurttaÅŸlar doÄŸanın insafına bırakılmasın’ diye uyardı Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, asıl beklenen Ä°zmir depreminin henüz gerçekleÅŸmediÄŸini belirterek, “Bu deprem bizim beklediÄŸimiz deprem deÄŸil. Bizim beklediÄŸimiz deprem Ä°zmir’i ciddi etkileyecek olan deprem Ä°zmir yarımadasının üzerinde olan fay hatlarının bazılarının oluÅŸturacağı deprem. Kimi faylarda stres azalamı olmuÅŸ olabilir, ama büyük ölçüde Ä°zmir yarımadasındaki faylarda, özellikle Tuzla ve Seferihisar fayında bu stres alanında artış olmuÅŸ olabilir†diye konuÅŸtu. Prof. Görür, Habertürk TV’de açıklamalarda bulundu. Her binanın kimlik kartının olması gerektiÄŸini belirterek, “Kimlik kartında binanın temel çatı özellikleri, yani iskeleti özellikleri, zemin özellikleri ve hangi boyutta depreme dayanıklı olup olmadığı o kimlik kartında belli olmalı. Kiraya gelecek insan, daire satın alacak insan ev sahibinden bu kartı istemeli†dedi.PROF. DR. NACÄ° GÖRÃœR: Ä°SKAN VEREN DE SUÇLUProf. Görür, özetle ÅŸunları kaydetti: “Bu zeminlerin özelliÄŸi; buralarda bina normalde yapmamanız lazım. Hani yer kıtlığı olur, ‘orada yapacağım’ dersiniz. Ama Ä°zmir yarımadasında orada bina yapmak hataların en büyüğü. Sadece buraya binaları yapan deÄŸil, o binaları yaptıran, iskan veren de hesap vermesi gerekiyor.â€PROF. DR. OSMAN BEKTAÅž: DOÄžU KARADENÄ°Z VE Ä°STANBUL UYARISIGürcistan’da 3 yıl önce meydana gelen depremlerin fay hattını tetiklediÄŸi ve yarılmayı hızlandırdığının saptanmasının ardından, 4’üncü deprem kuÅŸağından 3’üncü deprem riski bölgesine çekilen Karadeniz’de, deprem riskinin arttığını söyleyen Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman BektaÅŸ, Ä°zmir depreminin DoÄŸu Karadeniz için önemli bir uyarı olduÄŸunu kaydetti. Prof. Dr. BektaÅŸ, “Biz deprem bilimcileri, depremi ya teorik bilgilerden elde ederiz ya da laboratuvardaki deneylerden ama en güzel sonucu yine doÄŸanın kendisi veriyor. Bu bakımdan, Ä°zmir depremi, DoÄŸu Karadeniz Bölgesi’nin ÅŸu andaki deprem potansiyeli ve deprem tehlikesini en iyi ÅŸekilde aktaran bir sunum yapmıştır bize.â€5’TE 1’İ ETKÄ°LENECEKÇanakkale Onsekiz Mart Ãœniversitesi (ÇOMÃœ) Mühendislik Fakültesi Dekanı ve ÇOMÃœ Deprem AraÅŸtırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, Türkiye’nin her 10 yılda bir 6 ve üzeri büyüklükte depremle karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, Marmara Denizi’nde beklenen depremin Ä°stanbul nüfusunun yüzde 20’sini olumsuz yönde etkileyeceÄŸini söyledi. cumhuriyet.com.trDeprem Güçlendirme DerneÄŸi BaÅŸkanıTürkkan'dan kredi desteÄŸi ve mevzuatıkolaylaÅŸtırma talebi
Deprem Güçlendirme DerneÄŸi BaÅŸkanı Türkkan'dan kredi desteÄŸi ve mevzuatı kolaylaÅŸtırma talebi Bina güçlendirmenin, yıkıp yeniden yapmaya göre yüzde 60’a kadar daha az maliyetli olabildiÄŸini kaydeden Türkkan, bankaların tüketiciye destek saÄŸlaması için uzun görüşmeler yaptıklarını, ancak sonuç alamadıklarını ifade etti. “Türkiye güçlendirmede çok kaliteli firmalara sahip. Bu konuda hızlı yol alabiliriz†diyen Türkkan, mevzuatta yer alan bazı hususların süreci çok yavaÅŸlattığının da altını çizerek, şöyle devam etti: “Mesela ruhsatlı ve imarlı binalarda çok aşırı detay talep ediliyor. Binada yapısal bir deÄŸiÅŸiklik yoksa buna izin verilmeli. Ancak yapısal olmayan çok küçük bir deÄŸiÅŸimde bile zaman zaman aylarca beklediÄŸimiz konular oluyor.â€BANKALARDAN DEPREMZEDELERE KOLAYLIKTürkiye Bankalar BirliÄŸi (TBB), bankaların Ä°zmir’deki depremzedelere kolaylık ve destek saÄŸlayacağını duyurdu. TBB’nin açıklamasında ÅŸu ifadelere yer verildi: “Müşterilerden depremden etkilendiklerini kanıtlayan belgelerle bankaları ile temasa geçmeleri beklenmektedir. Mücbir hali yaÅŸayan müşterilerin kredi risk, kredi ödeme, senet ve çek iÅŸlemlerine iliÅŸkin bildirimlerinin, Risk Merkezi mücbir hal düzenlemesi çerçevesinde yapılması amacıyla gerekli hassasiyetin gösterilmesi için Risk Merkezi Ãœyeleri bilgilendirilecektir." cumhuriyet.com.trLira, dolar karşısında yüzde 43 eridi, ekonomi ciddi birçöküşe sürükleniyor
Lira, dolar karşısında yüzde 43 eridi, ekonomi ciddi bir çöküşe sürükleniyor Türk Lirası’ndaki (TL) erime hız kesmeden sürüyor. ABD seçimleri öncesi dolar, dün gelişmiş para birimleri karşısında sınırlı gerileme gösterirken dolar/TL ise tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Merkez Bankası’nın swap faizlerini dün yükseltmesine rağmen dolar 8.50’yi aşarken gün içinde 8.4197-8.5435 lira arasında yukarı yönlü hareket etti. 9.8230-9.9928 lira arasında işlem gören Avro da 10 liranın kapısında bekliyor. Ayrıca Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun politika faizini sabit tuttuğu 22 Ekim’deki toplantısında bu yana dolar yüzde 9.68, Avro yüzde 6.13 değer kazandı. Yine dün Türkiye’nin 5 yıllık kredi iflas takası priminde (CDS) ise yükseliş sürdü ve 559-571 baz puan seviyesinde hareket etti. cumhuriyet.com.trDİSK, Türk-İşve Hak-İş: Esnekçalışmaya dönük düzenlemeler geriçekilmeli
DİSK, Türk-İş ve Hak-İş: Esnek çalışmaya dönük düzenlemeler geri çekilmeli Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), uzun süredir ilk kez ortak bir metne imza atarak söz konusu torba yasa teklifinin, çalışma hayatına esneklik getiren hükümlerinin geri çekilmesini talep etti. Ortak açıklamada şu tepkiler yer aldı: - Torba kanun teklifinde kısmi çalışmanın yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Kısmi çalışma yaşlılık aylığı, malullük aylığı, işsizlik ödeneğine hak kazanma gibi pek çok konuda ciddi hak kayıpları yaratacağı için bu düzenlemeyi sakıncalı buluyoruz.- Belirli süreli sözleşme ile çalışan işçiler, kıdem ve ihbar tazminatı ile iş güvencesi (işe iade davası) hükümlerinden yararlanamadığından bu düzenleme son derece tehlikeli. - 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların hiçbir şarta bağlı olmaksızın belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edilmesi sonucunda kıdem ve ihbar tazminatı gibi haklardan yararlanamamaları büyük haksızlıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır.- Bu teklifle 25 yaş altındaki işçilerin uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin ödemelerinin yapılması yükümlülüğü ortadan kaldırılmaktadır. - Bu teklif, çalışanların işsizlik, malullük, yaşlılık, ölüm, iş kazası, meslek hastalığı ve analık gibi hayati öneme sahip haklardan yararlanmasını ortadan kaldıracaktır.GÖRÜŞMELER BAŞLADIÖte yandan TBMM Genel Kurulu’nda, “torba teklif†görüşmeleri başladı. AKP’nin, Genel Kurul’un çalışma günleri, gündem ve saatlerine ilişkin kabul edilen grup önerisine göre, Meclis, teklifin görüşmelerinin 5 Kasım’da tamamlanamaması halinde, 6 Kasım Cuma günü de mesai yapacak. cumhuriyet.com.trKİT’lerdeki personel 4 yılda 13 bin azaldı
KİT’lerdeki personel 4 yılda 13 bin azaldı Hazine ve Maliye Bakanlığı, yayımladığı Kamu İşletmeleri Raporu’nda, KİT’ler ve bağlı ortaklıkları ile ilgili çeşitli bilgilere yer verdi. Raporda, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı portföyündeki kuruluşların istihdam bilgileri şöyle sıralandı: - Memur, sözleşmeli ve işçi olmak üzere bu kuruluşlarda 2015 yılında geçici işçiler dahil toplam 119 bin 452 kişi vardı. 31 Aralık 2019 itibarıyla bu kuruluşlardaki toplam personel sayısı geçici işçiler dahil 106 bin 312’ye geriledi. - Personelin hizmet sürelerine bakıldığında büyük bir bölümü 25 ve daha üzeri süredir görev yapıyor. 25 ve üzeri hizmet süresi bulunan personel sayısı 22 bin 148. Yaş gruplarına bakıldığında da personelin büyük bir bölümü 40-50 yaş aralığında bulunuyor. Bu arada raporda THY’ye ilişkin bilgiler de yer aldı. Buna göre THY’nin, 2019’da yolcu sayısı bir önceki yıla göre iç hatlarda yüzde 7.6 azalırken dış hatlarda ise yüzde 3.8 oranında artış oldu. Doluluk oranları ise 2018’e kıyasla 0.3 puan azalarak yüzde 81.6 olarak gerçekleşti. THY’nin kârı da 2019’da düşerek 5 milyar 56 milyon liraya geriledi. Mustafa ÇakırSesmir BaşkanıOrhanÖkmen'den kriz uyarısı: Kriz sistematik hale gelebilir
Sesmir Başkanı Orhan Ökmen'den kriz uyarısı: Kriz sistematik hale gelebilir Sesmir AŞ Başkanı ve eski Japan Credit Rating’in (JCR) Eurasia Başkanı Orhan Ökmen, iç etkenler bir an evvel düzelmezse TL’nin değer kayıplarının kapsamının genişleyeceğini ve krizin sistematik hale geleceğini vurguladı. Ökmen, Türkiye’deki varlık transferi, yüksek enflasyon, değersiz TL, enflasyona yenik düşen servet iflasları, yüksek işsizlik, negatif büyüme ve fakirleşmenin devam edeceğini dile getirdi. Özellikle tüketici ve esnaf kredilerinin geri dönüşlerinde bankaların ciddi zorluk yaşayacağına dikkat çeken Orhan Ökmen ile döviz kurlarındaki artışı ve krizden çıkış yollarını konuştuk.- Kurdaki artış ne kadar sürer, neler öngörüyorsunuz?Merkez Bankası, araç bağımsızlığını tekrar kazanana kadar döviz kurları ve kredi hacimlerine ilişkin aktarım kanallarını iktisadi temelde kullanamayacağı için kurdaki artış hep devam edecektir. Kurdaki artış beklentileri de canlı kaldığı sürece varlık ikamesi, yani dövize yönelim hep sürecek. 2018’den bu yana döviz kurlarında görülen yükselişte iç faktörler küresel gelişmelerden çok daha fazla etkili olmaktadır. İç etkenler bir an evvel düzelmezse TL’nin değer kayıplarının kapsamı genişleyecek ve krizi sistemik hale getirecektir. Türkiye ekonomisi, enflasyon ve risk primini düşürmeden faizleri ve kuru aynı anda baskılamaya devam ederse kriz hali fiilen ve zaten derinleşecektir. Şu andaki kur ekonomik temellerinden kopuk hareket etmektedir. Ancak bu sonsuza kadar devam edemez. Her uçak öyle ya da böyle sonunda yere iner. Ancak kimisi parçalanır, kimisi de yumuşak inişi gerçekleştirir. Mevcut yönetim paradigması değişmezse TL’de daha kötüsü yaşanacak.REKABETÇİ KUR DEĞİL- Doların 8.50 TL seviyelerini aşmasının tek nedeni faizlerin düşük tutulması mı?Bu kez Türkiye ekonomisine dışarıdan tuzak kuruluyor argümanı söz konusu edilemez. Faiz oranlarının seviyesi, dövizi yükselten içsel etkenlerin içerisinden sadece bir tanesidir. Ancak en önemlilerindendir. TCMB’nin faiz artırmama kararının dışında, yatırım ortamına karşı oluşan yerli-yabancı yatırımcı güvensizliği, mülkiyet hakkına el koymanın hukuksal temelinin zayıflamış olması, yargı bağımsızlığı alanındaki sistemsel bozulmalar, Türkiye’nin dış borç miktarı ve ABD seçimleri, TL’ye baskı yapan en önemli diğer nedenlerin başında geliyorlar. TL’nin geldiği bu seviyeye rekabetçi kur demek doğru bir tanımlama olamaz. Eğer rekabetçi kur olsaydı 2019-2020 Ağustos ayları arasında TL, dolara karşı yüzde 31 değer kaybettiği halde aynı dönemde ihracat yüzde 17 gerilemezdi.DÖRT YILDIR REFORM YAPILMADI- Peki, Türkiye ekonomisi bu noktaya nasıl geldi?2016’dan bu yana Türkiye’nin uyguladığı ekonomi politikalarındaki hatalar artarak devam etmektedir. Öncelikle Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan çıktı açığı halini aşmak için kredi balonları yaratılarak risk seviyesi ve ekonomik hararet artırıldı. Bu en önemli ve en sistematik hataydı. TCMB’nin otofinansman yoluyla yıllardır yarattığı kaynaklarına el konulup bütçeye aktarılarak askeri alanlar ağırlıklı olmak üzere harcandı. Kuru baskılamak gayesiyle TCMB rezervleri tüketildi. Negatif faiz hali oluşturuldu. Bu da en önemli hatalardandı. 2016’dan bu yana Türkiye hiçbir yapısal reform gerçekleştirmedi. TL’nin dış değer kayıplarının sürekli hale gelmesi, yüksek enflasyon, düşük büyüme, son 4 yılın hatalı politikalarının doğal sonucudur.- Türkiye ekonomisini ve yurttaşları nasıl günler bekliyor?Bu konjonktürde ekonomik modellerle gelecek tahminleri yapmak bayağı zorlaştı. Yatırımcılar ve firmalar, TCMB’nin para politikaları nedeniyle reel faiz hesaplamalarını yapamaz duruma düşürüldükleri için yatırım bütçelerini son bir yıldan bu yana ertelemektedir. Türkiye, düşük faiz ve büyüme ısrarından prensip olarak vazgeçmeden hızlı kredi genişlemesi, yüksek enflasyon, tepki verme gücü zayıflayan para politikası ve dolarizasyon bundan sonraki dönemlerde de sürecek. TL yatırımcıları, fiili enflasyonun altında kalmaya devam edecektir. Ekonominin genel yönetim paradigması değişmezse Türkiye’deki varlık transferi, yüksek enflasyon, değersiz TL, enflasyona yenik düşen servet iflasları, yüksek işsizlik, negatif büyüme halleri ve fakirleşme devam edecektir.BANKALAR CİDDİ ZORLUK YAŞAYACAK- Bu dönemde bankalar ne kadar güçlü? Tekrar banka kurtarmaları gündeme gelebilir mi?Bankaların yüksek risk yönetim disiplinleri son birkaç yıldır hırpalanmaktadır. Bankaların özyönetimlerini ilgilendiren konularda bankalar düzenleyici otoritelerin hariçten baskılayıcı uygulamalarına maruz kalmaktadır. Şu anda özellikle tüketici ve esnaf kredilerinin geri dönüşlerinde bankaların ciddi zorluk yaşayacağı aşikârdır. Kredi genişlemesi, bankaların aktif kalitesini zayıflatmıştır. Artan yapılandırma ve erteleme taleplerine konu olan ticari ve kurumsal krediler de bankaların kredi kalitelerini ve likidite seviyelerini bozmuştur. Reel sektörün yüksek kur riski sorunu çözülemediği sürece bankaların kredi riski hep tehlike altında kalacak. Hızla genişleyen kredi hacimleri nedeniyle kamu bankaları başta olmak üzere birçok bankanın ilerleyen dönemlerde mutlaka kamusal destek almak zorunda kalacağı kesindir.- Türkiye ekonomisi için bu krizden çıkış nasıl olacak?Krizden çıkışın başlaması için şu andaki ekonomik yönetim paradigmasının oluşumunda yer alan müdahaleci, bürokratik, serbest ekonomi dışı, siyasete tabi anlayışların tamamen değişmesi gerekir.ENFLASYONDA DÜŞÜŞ HAYAL- Büyüme, işsizlik, enflasyon ve kur tarafında nasıl bir grafik göreceğiz?TCMB’nin araç bağımsızlığı sağlanmadan ve esaslı bir reel faiz olanağı sağlanmadan kurların yukarı yönlü oynaklığı durmayacaktır. TL’nin dış değerindeki kayba bir üst sınır çizilmesi şu anda mümkün gözükmüyor. Kurların yükselen trendine bağlı olarak enflasyonda da yönün yukarıda olacağı aşikârdır. Hissedilen işsizlik oranları artış yönündedir. Türkiye ekonomisinin 2020’de yüzde 2-3 civarında negatif büyüme sağlayacağını öngörüyoruz.NOT ARTIŞI ARTIK ZOR- Kredi derecelendirme kuruluşlarının son Türkiye değerlendirmelerini nasıl okumak gerekiyor?Beğenelim ya da beğenmeyelim, yatırımcılar bu kuruluşların not ve değerlendirmelerine bakıyor. Türkiye’nin bu notları, tekrar yatırım yapılabilir seviyeye getirebilmesi için kurumsal derinlik, küresel entegrasyon, jeopolitik istikrar, anayasal düzen, hukukun bağımsızlığı gibi alanlarda gelişim göstermesi gerekir. Ancak Türkiye’nin kısa vadede yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi artık beklenmemelidir.- Fransa mallarının boykotu gündeme geldi. Yabancı yatırımcı bunu nasıl değerlendirir?Döviz kazanma olanaklarının zayıfladığı bir konjonktürde, ithalat ya da ihracat boykotlarının ekonomik mantığı olamaz. Boykotun karşılıklı hale getirilmesi halinde Türkiye, bu tepkisiyle en az net 5 milyar dolar döviz geliri kaybına uğrayacaktır. Birçok büyük Fransız firmalarının, bu boykot karşısında karar değiştirip Türkiye’den çıkma riski tetiklenmektedir. Yatırımcıların hemen tamamında Türkiye’ye karşı bir güvensizlik hali belirtileri ortaya çıkmış durumdadır. Şehriban Kıraçİş’ten ihracatçıya 1.6 milyar dolar kaynak
İş’ten ihracatçıya 1.6 milyar dolar kaynak 20 Mayıs’ta 539 milyon Avro ve 207.5 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi sağlayan banka, 2 Kasım’da 448 milyon Avro ve 238 milyon dolar tutarındaki yeni anlaşmaya imza atarak ihracat finansmanına yönelik sendikasyon kredileriyle iki işlemle 987 milyon Avro ve 445.5 milyon dolar olmak üzere toplamda yaklaşık 1.6 milyar dolar tutarında kaynak sağladı. İmzalanan 367 gün vadeli sendikasyon kredisine Amerika, Avrupa, Ortadoğu ve Asya’daki 19 ülkeden 33 banka katılım sağladı. Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Gamze Yalçın, “2020 yılında zorlu piyasa koşullarına rağmen çok sayıda bankanın katılımı ile toplam tutarı 1.6 milyar dolara yaklaşan sendikasyon kredisi temin etmemiz, uluslararası piyasalarda İş Bankası’na duyulan güveni bir kez daha teyit etti†diye konuştu. cumhuriyet.com.trOtomobil satışıtam gaz
Otomobil satışı tam gaz Pazarda ilk on aylık artış ise yüzde 78.1’le 588 bin 354 adet oldu. Otomobil satışlarındaki ilk on aylık artış 73.1 olarak gerçekleşerek 465 bin 31 adede çıkarken hafif ticari araç pazarı yüzde 99.7 artışla 123.323 adede ulaştı. Ekim ayında ise otomobil satışları önceki yılın aynı ayına göre yüzde 90.9 artarak 76 bin 341 adet, hafif ticari araç pazarı yüzde 102.6 artarak 18 bin 392 adet oldu.HİBRİT SATIŞI ARTIYORBu dönemde toplam satışlardan benzinli otomobiller 240 bin 815 adetle yüzde 51.8, dizel otomobil 189 bin 705 adetle yüzde 40.8, otogazlı otomobiller de 19 bin 46 adetle yüzde 4.1 pay aldı. Yılın ilk 10 ayında 314 adet elektrikli ve 15 bin 151 adet hibrit otomobil satışı gerçekleşti. Otomotiv sektörü toplam pazarının 2020’de 725 bin-775 bin adet aralığında olması tahmin ediliyor. Önceki tahmin rakamları 700-750 bin olarak açıklanmıştı. cumhuriyet.com.trAzerbaycan makamlarının tespitiyle ortayaçıkarıldı
Azerbaycan makamlarının tespitiyle ortaya çıkarıldı İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının altın madeni açısından zengin olduğu biliniyordu. Özellikle Kelbecer ve Zengilan bölgelerinde Sovyet döneminde belirlenmiş yataklar mevcuttu. Bu yataklardan bazılarının işgal döneminde kimi firmalar tarafından işletildiği ortaya çıktı. Azerbaycan Başsavcılığı’nın yaptığı tespitler sonucunda bir firma hakkında incelemeler sürdürülürken, bir diğer firma hakkında soruşturma başlatılması kararlaştırıldı.ERMENİSTAN’A TAŞINDIZengilan bölgesindeki altın madeni, ilçenin hemen kuzeydoğusunda yer alıyor. Maden bölgesi Ermenistan’a çok yakın bir yerde. Maden sahasındaki çalışmalar ve çıkarılan minerallerin işlenmesi için kurulan tesis interaktif haritalardan dahi çok rahatlıkla görülebiliyor. Azerbaycan kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Ermenistan sınırına yakın bölgedeki maden sahası açıldıktan sonra çıkan cevherlerin taşınması için iki ülke sınırının Ermeni tarafında tesis kurulmuş. Ermenistan tarafındaki tesiste dinlendirme havuzunun varlığı da dikkat çekiyor. Tesisin yanında bir de havaalanı bulunuyor. “Kapan Endüstri Bölgesi†olarak kurulan bölgede altın madeninin ayrıştırıldığı değerlendiriliyor. Azerbaycan Başsavcılığı, yaptığı incelemelerin ardından İsviçre kayıtlı Vallex Group hakkında soruşturma başlattı. Şirketin Azerbaycan topraklarına yasadışı yollarla girdiği ve 301 milyon manat haksız kazanç elde ettiği gerekçesiyle soruşturma yürütülüyor. Yasadışı olarak işletilen diğer altın madeni ise işgal altındaki toprakların kuzeyinde Ermenistan sınırında yer alan Kelbecer’de bulunuyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, yaptığı açıklamada, işgalden arındırılan Vejnali köyündeki altın madeninin de kaçak olarak işletildiğini dile getirdi. Hacıyev, Vartan Sermakes’in kurduğu Frank Muller firmasının yasadışı şekilde altın aradığı yönünde bölgede fazlasıyla kanıt olduğunu dile getirdi. Gelişmeler, uzun yıllar bölgedeki işgalin sürdürülmesinin bir nedeninin de altın madenleri olduğu yönündeki iddiaları doğrularken değerli maden yağmasını da ortaya koymuş oldu. Sertaç Eş