Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 04.22.2025, 06:59 PM (GMT)

News - Haberler

Günel: Davutlar hizmetle değişiyor

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Günel: Davutlar hizmetle değişiyor Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız ile birlikte Davutlar Mahallesi’ni ziyaret ederek vatandaşlarla buluştu. Milletvekili Yıldız, Başkan Ömer Gu¨nel ve CHP’li yöneticilere teşekku¨r eden Davutlar mahalle muhtarı Erol Yağcıoğlu, “Davutlar yıllardır alamadığı hizmeti bu dönemde alıyor ve değişiyor. Çalışmalardan vatandaşlarımız oldukça memnun” dedi. Davutlar Alevi Ku¨ltu¨r Derneği Cemevi’ni de ziyaret eden CHP’li vekil ve Başkan Gu¨nel, dernek yönetimi ve u¨yeleri ile sohbet etti. Çalışmalar hakkında bilgi veren Başkan Ömer Gu¨nel “Kuşadası Belediyesi olarak her göru¨şe, her du¨şu¨nceye saygı duyuyor ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yu¨ru¨tu¨yoruz” dedi. CHP Aydın Milletvekili Hu¨seyin Yıldız ise “Başkan Ömer Gu¨nel’in başkanlığında tu¨m kentte olduğu gibi Davutlar’da da çok gu¨zel işlere imza atıyor. Başkanımız herkese eşit yaklaşıyor ve yatırımları da bu doğrultuda yapıyor” dedi. İZMİR / CUMHURİYET

Oktay: Marmaris'te hizmetin en iyisi içinçalışıyoruz

Oktay: Marmaris'te hizmetin en iyisi için çalışıyoruz Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, yurttaşlarla bir araya gelerek, tüm olağanüstü şartlara rağmen hizmet noktasında büyük sorunlar yaşanmadığını söyledi. Oktay, "Bizim lafla işimiz yok. Sadece hizmet odaklıyız. Amacımız kentin sorunlarına hızlı şekilde çözüm bulabilmek. Elimizdeki imkanlar ölçüsünde hizmetin en iyisini ulaştırmak için uğraşıyoruz" dedi. Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, Umutkent Sitesi sakinleriyle bir araya geldi. CHP İlçe Başkanı Zekican Balcı ve Belediye Başkan Yardımcısı Burak Demirtaş'ın da hazır bulunduğu ziyarette site sakinleri sorunlarını ve taleplerini Başkan Oktay'a anlatma fırsatı buldu. Başkan Oktay'da 2 yıllık görev süresince yapılan çalışmaları ve projeleri anlattı.Pandemi süreciyle ilgili uyarılarını tekrarlayan Başkan Oktay, "Marmaris ilk dönemde çok iyi bir sınav verdi. İlk ölüm vakasını bile biz Temmuz'da yaşadık. Ama şu son dönemde vaka sayısında ciddi bir artış var. İlk dönemdeki gibi duyarlı ve dikkatli olmalıyız. Hepimizin sağlığı için ve ekonomik sıkıntı yaşamamak adına bunu yapmamız gerekir" ifadesini kullandı."İMKANLAR ÖLÇÜSÜNDE ÇALIŞIYORUZ"2 yıllık süreçte yapılan çalışmaları da anlatan Oktay, "Bizim lafla, şahıslarla uğraşmakla işimiz yok. Biz sadece hizmet odaklıyız. Amacımız kentin sorunlarına hızlı şekilde çözüm bulabilmek. Biz sizlerin sorunlarına aciliyet durumlarına göre çözüm bulmaya çalışıyoruz. Elimizdeki imkanlar ölçüsünde hizmetin en iyisini ulaştırmak için uğraşıyoruz. Program dahilinde her yere cevap vermeye çalışıyoruz" dedi."HER ŞEYE RAĞMEN İYİ DURUMDAYIZ""Seçimde dile getirdiğimiz her vaadi hayata geçirmeye çalışıyoruz" diyen Oktay sözlerini şöyle sürdürdü; "Yaşadığımız olağanüstü sürece rağmen söz verdiğimiz vaatlerin bir kısmını yerine getirdik, bir kısmını da yapmak için ilk adımları attık. Durgun denizde herkes kaptan önemli olan fırtınada gemiyi götürebilmek. Yaşadığımız bu olağanüstü süreci herkes kendi evinde değerlendirsin; bir sene önce böyle miydiniz? Belediyede aynı, eviniz gibi Tüm bunlara rağmen kent yönetiminde teslim aldığım yerden çok daha iyi durumdayız. Lütfen sizler de hizmetleri dikkate alın. Dedikodulara, söylenen laflara aldırmayın" İZMİR / Cumhuriyet

‘Engelsiz Yaşam’a imza

‘Engelsiz Yaşam’a imza Çiğli’de engelli vatandaşların kültürel, sportif ve istihdam alanlarında sosyal hayata entegrasyonuna katkı sağlayacak işbirliği protokolü imzalandı. İzmir Direnen Engelsiz Gençlik ve Spor Kulübü Derneği (İZDESK) arasında düzenlenen protokol toplantısında konuşan Çiğli Belediye Başkanı Gümrükçü, “Dernek belediyemize engelli aracı tahsisinde bulundu.Araç sayesinde engelli hizmetlerine yönelik çalışma kapasitemizi iki katına çıkaracağız. STK ve kamu arasında işbirliklerin artması bizi çok sevindiriyor. Uzun yıllardır takip ettiğim İZDESK ailesi ile birlikte ortak çalışmalar yapmak bizi ayrıca mutlu etti. Bu alandaki işbirliklerimiz artarak devam edecek” dedi. İZMİR / Cumhuriyet

Emre Hüner, kişisel sergisini Arter’de açtı

Emre Hüner, kişisel sergisini Arter’de açtı Hollanda ve İstanbul’da yaşayan Emre Hüner, iki yıldır üzerinde çalıştığı kişisel sergisini Arter’de açtı. Sabah kar atıştırmış, damlar bembeyaz. Oysa uzun zamandır ilk kez bir basın toplantısına davetliyim; Arter’de Emre Hüner’in “Elektroizolasyon: Bilinmeyen Parametre Kayıt Dışı” başlıklı kişisel sergisinin açılışına gideceğim ve hiçbir şey beni vazgeçiremez. Girişte bir türlü HES kodumu açamıyor olmam bile! Sanatçı çalışma serüvenini anlatıyor. Anlaması kolay bir iş değil, “yarı kurgusal bir senaryo metni etrafında şekillenmiş yeni üretimlerden” oluşuyor. Emre Hüner bir senaryo yazmış ama senaryoyu işlevinden çıkarmış. Serginin bölümlerinden “Elektroizolasyon”, siyah beyaz, 5 saat 20 dakikalık bir ses kayıt film. GRUP İSİMLERİ ŞİİRSELSanatçı, dolaştığı yerlerde fotoğraf çekmiş, film çekmiş, metinler yazmış. Perşembe Pazarı civarındaki atölyesi, Karaköy, Arter’in olduğu Dolapdere, yaşadığı yer olan Kurtuluş’a gidip gelirken sesler, görüntüler, şehrin doğaçlamaya dayalı kesitleri var. Sergideki yerleştirmede iki yıl içinde topladığı makine parçaları, endüstriyel atıklar, plastik bidonlar, denizden çıkmış yırtık paletler, ayakkabı gibi materyallerin gruplaştığı yerleştirmelerde bu materyallerin kalıplarından dökülmüş seramik heykeller görüyoruz. Sanatçı bunların yeniden üretim sürecinde bizzat çalışmış. Sırasında bir inşaat işçisi olmuş, sırasında bir atölyede demir dökümcü, kesmiş biçmiş, bir araya getirmiş, altına film döşemiş, üzerine hikâye yazmış, altından girmiş, üstünden çıkmış, kendi deyimleriyle “kurgusal anlatılar, yapıtlar ve ucubeler üretmiş!” Ben yazsam kızarlar sanat eserine ucube dedi diye! “Serginin bütününde fabrika, laboratuvar, film seti ve yerleşke gibi kapalı mimari mekân düzenlemelerini alıntılayan formlar, steril ve bilimkurgusal bir yabancılaşmayı çağrıştırırken siyah beyaz film sekansları, mekâna yayılan ses öğeleri ve heykeller, müze binasının ve onu çevreleyen şehir dokusunun toprak altı fısıltılarını mekâna taşıyor.” Açıkçası bunu ben böyle anlatamam, onların anlattığı bu. Grupların isimleri çok şiirsel: “Oksijensiz Hadise”, “Derinlik Keşifçileri”, “Tamamlanmamışların Psikosimetrisi” gibi. Serginin en son eseri ise Meliha Erem’in yazdığı “Hipernotlar’da 8 küçük öykü var. Sürreel öyküler, hayli karamsar. Hele son öykü “Zift”te içinde yaşadığımız sağlık sorunlarından tutun da çevre kirliliğine ve doğal kaynakların sorumsuzca tüketilmesine gönderme yapılırken yazarın bunlardan ne kadar etkilendiği de ortada.MERAKLISI İÇİN ÖNEMLİ BİR SERGİEmre Hüner, Amsterdam ve İstanbul’da yaşayan, bütün eğitimini Batı’da almış, sergilerini de oralarda yapan bir sanatçı. Arada bir İstanbul’da da sergi açmış. Bu da onlardan biri. Emre Hüner, iki üç yıllık çalışması ve prodüksiyon aşamasında ciddi anlamda destek ve sponsor bulduğuna bakılırsa, meraklısı için hiç kuşkusuz çok önemli bir sergi hazırlamış. Sanatçıyla sohbet ettim, böyle işler yapanların genelde olduğu gibi ukala ve uzaydan gelmiş gibi bir havası yoktu, senin benim gibiydi. Sergiden yeterince heyecanlanmamış olmamı pandemi yüzünden sanattan uzak kaldık, ondan herhalde diye açıkladım kendime. Dışarı çıktım, kar durmuş ama sıkı bir yağmur yağıyordu. Arter’in hemen yanındaki Plevneli Galeri’nin önünde Refik Anadol’un sergisini gezmek için kuyruk olmuş, bekleyenleri görünce sevindim. Haftanın en soğuk gününde, öğle vakti, sanki yardım dağıtılıyormuş gibi sergi için kuyrukta beklemek? Hayat ve sanata ilgi devam ediyor diye sevindim. AKP kongresiyle ilgilenmek için koşa koşa ev-ofise döndüm! Salgın hastalığın kırmızıya boyadığı haritaya rağmen lebaleb dolu kongrenin kaotik görüntüleri de pek anlaşılır gibi değildi sonuç olarak! Yazgülü Aldoğan

Gençlere BirleşmişMilletler’den hibe programı

Gençlere Birleşmiş Milletler’den hibe programı Swarovski Vakfı ve Birleşmiş Milletler Ortaklıklar Bürosu (UNOP) sosyal ve sürdürülebilir kalkınma için geleceğin yaratıcı, yetenekli liderlerini güçlendirmek adına küresel mentorluk ve hibe programını açıkladı. 2021 yılı, Birleşmiş Milletler tarafından Sürdürülebilir Kalkınma için Uluslararası Yaratıcı Ekonomi Yılı olarak ilan edildi. Bununla beraber farkındalık, teknoloji ve çözümler sergileyen yeni nesil yaratıcı yetenekleri belirlemek ve hızlandırmak için başlatılan Creatives for Our Future (Geleceğin Yeteneklileri) programına Türkiye’den de genç yeteneklerin dahil edileceği bildirildi. Bu kapsamda 18-25 yaş arasında moda, sanat, tasarım, mimarlık ve mühendislik konuları ile ilgilenen yaratıcı, yetenekli genç yetenekler 9 Nisan tarihine kadar başvurabiliyorlar. Hibe alan yetenekli yaratıcı gençler, fikir ve çalışmalarını her sene eylül ayında yapılan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda anlatma fırsatına sahip olacak.Kazananlar 21 Nisan’da duyurulacak. Adayların “www.sfcreatives.org” adresinden kayıt yaptırmaları gerekiyor. cumhuriyet.com.tr

SabancıYaşam Boyu BaşarıÖdülüNevra Serezli’nin

Sabancı Yaşam Boyu Başarı Ödülü Nevra Serezli’nin Sakıp Sabancı Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün bu yılki sahibi, usta tiyatrocu Nevra Serezli oldu. Bu yıl ödülün Nevra Serezli’ye verileceği Sabancı Vakfı’nın sosyal medya hesabında yayımlanan bir video ile duyuruldu. Nevra Serezli, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’ne özel bir de tiyatro bildirisi okudu. 27 Mart’ta Sabancı Vakfı sosyal medya hesaplarından yayımlanacak bildiri ise şöyle: “Geride bıraktığımız dönem, canlı performans dünyası için çok zor geçti; birçok sanatçı, teknisyen ve zanaatkâr zaten belirsizliklerle dolu bu meslekte hayatlarını güçlükle idame ettirebildi. Belki de sektörün içinde barındırdığı bu daimi belirsizlik, onları pandemi sürecini daha akılcı ve cesur bir biçimde atlatmaya hazırlamıştı. Hayal güçlerini günün koşullarına uydurarak tabii ki büyük ölçüde internet sayesinde, yenilikçi, keyifli ve dinamik etkileşim yolları buldular bile. İnsanlar dünya üzerinde var oldukları günden beri birbirlerine hikâyeler anlattı. Ve güzelim tiyatro kültürü, biz insanlar burada olduğumuz sürece yaşamaya devam edecek. Yazarların, tasarımcıların, dansçıların, ses sanatçılarının, oyuncuların, müzisyenlerin, yönetmenlerin yaratma güdüsü asla bastırılamayacak ve çok yakın bir gelecekte yeni bir enerjiyle, hepimizin paylaştığı bu dünyaya dair yeni bir anlayışla yine meyvelerini verecek.” cumhuriyet.com.tr

Dr. LütfiÇamlı, salgının,İzmir'de de kritik sürecine dair açıklamalarda bulundu

Dr. Lütfi Çamlı, salgının, İzmir'de de kritik sürecine dair açıklamalarda bulundu İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, 3. pik yapan salgın İzmir'de de zirveye doğru yükseldiğini ve vaka artış sayısında Türkiye, Avrupa'da ilk sırada olduğunu belirtti. Türkiye ve İzmir’de artan koronavirüs vaka rakamlarını değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, 3. pik yapan koronavirüs salgınının İzmir’de de zirveye doğru yükseldiğini ve yoğun bakımlarda doluluk oranlarının arttığını söyledi. Virüsün artık ergen ve çocukları da vurduğunu belirten Çamlı, “Vaka artış sayısında Avrupa’da birinci, dünyada dördüncüyüz” dedi.Dr. Çamlı, vakaların artmasına rağmen Sağlık Bakanlığı’nın tedbir almadığını ve hiçbir şey olmamış gibi rahat davranmasını eleştirdi. Dr. Çamlı, “Vakalar artıyor ama işin ilginç yanı hiçbir şey yapılmıyor. İzmir’de günlük vaka sayısı 280 iken şu an 700’leri aştı. Düşünün İzmir’in kırmızı olduğu dahi açıklanmadı. İnsanlar bu hafta sonu yasak var mı, yok mu onu bilmiyor. Hâlâ kongrelerde boy göstermeler devam ediyor. Bu rakamları göreceğimiz günler, öncesinden belliydi. Türkiye vaka artış sayısında Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü” diye konuştu. Mehmet İnmez

Yüz binlerce hektarlık alan,‘kamu yararı’denilerek yok edildi

Yüz binlerce hektarlık alan, ‘kamu yararı’ denilerek yok edildi Türkiye’de 2020 yılı verilerine göre 22 milyon 933 bin hektar orman alanı mevcut. Orman Genel Müdürlüğü ormancılık istatistiklerine göre 2012 - 2020 döneminde 334 bin 35 hektar orman alanı kamu yararı gerekçe gösterilerek orman dışına çıkarıldı. 2012 yılından bugüne incelendiğinde maden ve enerji sektörü için tahsis edilerek kaybedilen orman alanı yanan ormanlardan kat kat daha fazla. Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) tarafından Uluslararası Orman Günü etkinlikleri kapsamında yapılan çevrimiçi buluşmada, ormancılık fakültelerinden bilim insanları ve çevre haberciliği yapan gazeteciler olarak bir araya geldik. Toplantıda bilim insanları Türkiye’de orman gerçeğine ilişkin yaptıkları sunumlarla çarpıcı veriler paylaştı. Prof. Dr. Erdoğan Atmış, ormansızlaşma üzerine yaptığı sunumunda, 2012 yılından bugüne orman alanlarından yapılan tahsislerin, orman yangınlarıyla kaybedilen orman miktarının dört buçuk katı olduğuna dikkat çekti. MADENLERE VE ENERJİYE GİTTİProf. Dr. Doğanay Tolunay da “Türkiye’de ormanlar ve ormancılık: Algılar ve Gerçekler” başlıklı sunumunda ormansızlaşma, ormanların tahrip olması, habitat parçalanması gibi konulara dikkat çekti. Tolunay’ın paylaştığı Orman Genel Müdürlüğü ormancılık istatistiklerine göre 2012 - 2020 döneminde 334 bin 35 hektar orman alanı kamu yararı gerekçe gösterilerek orman dışına çıkarıldı. Bu rakamın 82 bin 432 hektarı madencilik için, 122 bin 385 hektar alanı ise enerji izinleri için kullanıldı. 129 bin 217 hektar orman alanı ise diğer izinler kategorisinde yer alıyor. Yine Orman Genel Müdürlüğü Stratejik ve Ormancılık İstatistiklerinin verilerini derleyen Tolunay’ın paylaştığı tabloya göre, 2004 - 2020 yılları arasında ormanlarda kullanım izni verilen alanlar yanan alanlardan kat kat fazla. ASLINDA KORUMA YOKEtkinlikte Prof. Dr. Ünal Akkemik, “Türkiye’de ormanların biyolojik çeşitliliği ve sorunları” başlıklı sunumunda Türkiye’nin verimli ormanlarının düşük seviyelerde olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Cihan Erdönmez de  “Türkiye’de ormancılığın yasal ve yönetsel boyutu” başlıklı sunumunda yasal düzenlemelerin ormanları koruduğu gibi ormanları korumayan yönlerinin de olduğunu anlattı. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise “Türkiye’de doğa koruma nereye? Korunan alanları kim koruyacak?” sunumunda koruma alanların korunmadığına dikkat çekti.  Hazal Ocak

Döviz kurundaki belirsizlik küçüküreticiyi kötüvurdu, piyasayaürün veremez durumda

Döviz kurundaki belirsizlik küçük üreticiyi kötü vurdu, piyasaya ürün veremez durumda Küçük işletmeler hammaddede tedarik sorunu yaşarken şimdi de dövizdeki oynaklık yüzünden zor durumda. Müşteriye fiyat veremeyen işletme sahipleri “Bir elimiz şalterde, döviz kurunu izliyoruz” diyor. Türkiye, dört ay önce Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın istifasıyla başlayan krizin yarattığı enflasyon artışını sindirmeye çalışırken, Merkez Bankası başkanı değişikliğiyle yaşadığı yeni krizin belirsizliğine girdi. Döviz kurlarındaki oynaklık piyasalarda yeni zamların habercisi. Küçük ve orta ölçekli işletmeler ise faiz artışından yakınırken yeni darbeyi kurdaki yükselişle yaşadı.Kurdaki oynaklık ve piyasadaki öngörülemezliği, “Bir elim şalterde, kuru takip ediyorum” sözleriyle anlatıyor İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan Çılga Metal Aksesuvar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sahibi Hakan Ataman. Çanta, kemer ve ayakkabı için metal aksesuvar üretiyor. Ataman, kullandığı ürünün girdisinin tamamen dövizle temin edildiğini söylüyor ve yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor:“Dövizin en son yükselişinde hammadde almıştım. Onu daha satma imkânı olmadan dolar kuru düştü. Üretim için tekrar yurtdışından hammadde siparişi verdim ve dolar yükseldi. Kuru tahmin etmek imkânsız ancak sipariş verdiğim üründe kurdan doğan farkı ödemek zorundayım. Pandemi nedeniyle daha önce 950 dolara aldığım hammaddeyi 1300 dolara aldım. Samimi olarak söyleyeyim, müşteriye fiyat vermeye utanıyorum. Zincir marketlerle yaptığım anlaşmalar var o nedenle aşamayacağım fiyatlar da var. Ortam dürüst çalışanlar için çok zor.”‘KARABORSA HORTLAR’Levent Çabuk ise Onay Laboratu-var’ın sahibi. Hastanelere ve laboratuvarlara malzeme veriyor. O da dövizle ürün alıyor. “Kurdaki düşüş ve artış öngörülemediğinden fiyat verirken sorun yaşıyorum” diyen Çabuk, “2020 Ocak ayı alacaklarını bile tahsil edemedik. O tarihteki kurla şimdiki arasında çok fark var. Ürünü TL ile vermek zorundayım. Doları o zaman iş yapmayıp cebimde tutsaydım kâr etmiş olacaktım. Her ay yüzde 40-50 oranında zarardayım. Distribütör desteği ile ayaktayım yoksa batmak kaçınılmaz.”İz Mühendislik’in sahibi Zeki Şakiroğlu ise otomotiv sektöründe. “Otomotiv yan sanayii firmam var. İhracat ağırlıklı çalışıyorum. Teknoloji içeren her ürünü dışarıdan alıyorum. Kullandığım özel çelik ve alüminyumu mecburen dışarıdan temin etmek zorundayım. Kurdaki oynaklık nedeniyle oluşan fiyat farkını da alıcıya yansıtamıyoruz. İşverenim ama maliyetleri azaltmak için işçinin yerine banda geçip gece gündüz çalışıyorum” diyor.Romanya Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Cemil Tunka’nın yorumu ise şöyle oldu: “Kurlardaki dalgalanma ithalat yapan herkesi etkiliyor. En fazla da tüketici etkileniyor. Bu yükselme, ürünlere zam olarak yansıyacak. Hatta karaborsacılık da yaşanacaktır.” Esra Alus

CumhurbaşkanıBaşdanışmanıCemil Ertem’e göre Merkez Bankası’nda başkan değişikliği ekonomi dışıbeyin cimnastiği

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem’e göre Merkez Bankası’nda başkan değişikliği ekonomi dışı beyin cimnastiği Dünyada neo-liberal sistem tıkandı, çıkış için ekonominin sıfırlanmasından söz ediliyor. Bu da büyük bir iflas dalgası ve işsizlik demek. Türkiye ise bu dönüşüme hazırlanacağına kendi kendine kriz yaratıyor. Faturası da vatandaşa panik, yoksulluk, işsizlik ve depresyon olarak dönüyor. “Merkez Bankası başkanlarının bu kadar sık değişmesi belki ekonomi dışı bir beyin cimnastiği olabilir...” Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından ekonomist Cemil Ertem’in Naci Ağbal’ın görevden alınmasından sonra yaşananlara ilişkin görüşü böyle...Ertem’e göre alınan “sübjektif” karar “ekonomide büyük bir tartışma yaratmamalı...”Bu kişiye ait kararın bedelini 81 milyon insan ödemese tabii haklı olabilir. Ama ne yazık ki durum ortada. 2019’dan itibaren üç kez değişen başkanların Türkiye’ye faturası ağır. Faizleri indirmediği için görevden alınan Murat Çetinkaya döneminde 5.60 TL olan dolar, faizi rekor hızla indirip kredi rekorlarına imza atan Murat Uysal’ın görevden alındığı tarihte 8.57 olmuştu. Son beyin cimnastiği ile yaratılan istikrarsızlıkla bugün 8 TL’nin altına inmekte isteksiz. Gözü yukarıda. Enflasyon zaten çift haneden aşağı inemiyor. Çetinkaya’nın bıraktığı enflasyona yeniden ulaştık. En kötü yedi ülke arasındayız. Yeni döviz artışı ile yeni fiyat artışlarının kapıda olduğunu piyasaya çıkan herkes görüyor.Geçim sıkıntıları, artan hayat pahalılığı, yetmeyen ücretler, kısa çalışma ödeneğiyle açlığa mahkûm edilen milyonlar, 11 milyonu bulan işsiz sayısıyla Türkiye, üzerinde deney yapılacak bir ülke değil.DÜNYADA DÜZEN DEĞİŞİYORÜstelik dünyada büyük bir dönüşüm yaşanırken oluyor bunlar... Dünyada 270 trilyon dolar nakit var ve gidecek yer bulamıyor. Gelir dağılımı, iklim krizi gibi sorunlarla büyük bir türbülans yaşanıyor.Dünyada neo-liberalizm çöküyor, ekonominin “resetlenmesinden” yani sıfırlanmasından söz ediliyor. Bu da milyonlarca şirketin iflası, milyonlarca insanın işsiz kalması demek. Yeni kurulacak düzende ise uzmanlara göre artık zengin ve fakir ülkeler olacak. Dijitalleşen, teknolojiyi üreten kalacak, üretmeyen fakir ülkeler ligine inecek. Türkiye gibi tasarrufu olmayan, yatırım için ya krediye ya da yabancı kaynağa muhtaç bir ülke tabii ki bu gelişmelerden fazlasıyla etkilenecek, etkileniyor da zaten. Bulgaristan sıfır faizle borçlanırken Türkiye’den yabancı sermayenin kaçmasının tek bir nedeni var. Yaratılan hukuksuzluk, güvensizlik!Bugün Türkiye’de dokuz milyon kişi psikolojik tedavi görüyor. Pandemi sonrası ise çoğunluğu kadınlar olmak üzere bu sayının 12 milyona çıkması öngörülüyor. Türkiye’nin içi boş hedeflerle, seçime endeksli kitleleri coşturacak hamasetle geçirecek zamanı ne yazık ki kalmadı! Beyin cimnastiği yaparken gerçekleri görmek gerekiyor. Yoksa hayat acı şekilde gösteriyor!ZAMAN MAKİNESİNDEYİZAkan Abdula, dijital çağ ve yapay zekâ konusunda araştırmalarıyla tanınan bir isim. Dünyadaki değişimin pandemi ile birlikte büyük bir hız kazandığını söylüyor ve “Zaman makinesi icat edilmiş gibi bir yıl sonra 10 yıl sonrasına gitmiş olacağız” diyor. Abdula şunları vurguluyor:- 2023’e kadar, tüketici davranışımızı değiştirmek için küresel nüfusun yüzde 40’ının izlerinin dijital olarak izleneceği tahmin ediliyor. Bu üç milyardan fazla insan demek. Yani teknoloji, veri analitiği ve davranış biliminin çok daha fazla bir araya geleceği bir çağdan bahsediyoruz.- Kelimeler dünyayı yönetiyor. Tüm bunlar olurken, sürekli hayranlıkla teknolojiyi anlatıyoruz. Ama gelin görün ki neoliberalizm tıkanma öncesinde. Fazla nakit var dünyada. Ama fırsat kalmadı. Dünyayı tüketen bu sistemlerle devam edemeyeceğimiz kesin. - Dünyada olupbiteni doğru okuyamıyoruz. Yeni bir düzen kapıda. Biz kendi krizlerimizle uğraşa uğraşa, kafayı kaldırıp dışarıdaki fırsatları okuyamıyoruz maalesef.- Son verilerimiz 2021’in zor geçeceğini gösteriyor. Toplumun yüzde 60’ı “virüs ile gelen sorunların ekonomiye düşündüğümden daha çok zarar vereceğini düşünüyorum” diyor.- Türkiye panik durumunda. Ülkemizin sürdürülebilirlik, kendine yetme, tarım, üretim gibi kavramlar artık ülke insanı için çok önemli bir tansiyon haline gelmiş durumda.  Jale Özgentürk

Sonucuna bakılmaksızın Covid-19 testi yaptıran her yurttaşa ilaç

Sonucuna bakılmaksızın Covid-19 testi yaptıran her yurttaşa ilaç CHP’li Adıgüzel, "Sağlık Bakanlığı’ndan yetkililerin talimatıyla hasta olsun ya da olmasın testi yaptıran yurttaşa veya temaslılara ilaç veriliyor" açıklamasında bulundu. CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, Sağlık Bakanlığı’ndan yetkililerin talimatıyla hasta olsun ya da olmasın, Covid-19 testi yaptıran  pek çok yurttaşa veya temaslılara, sonucun pozitif negatif olmasına bakılmaksızın Favipiravir etken maddeli ilacın verildiğini iddia etti. Konuyla ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi veren Adıgüzel, talimatın resmi yazışma yerine sözlü ya da WhatsApp mesajları ile verildiği yönünde bilgiler olduğunu da söyledi. RESMİ YAZIŞMA YOKAdıgüzel, soru önergesinde “Covid-19 protokolünde böyle bir uygulama olmadığı için bu durumun gerekçesi sorulduğunda sağlık kurumları tarafından Bakanlıktan talimat geldiği söylenmiştir. Bu talimatın yazılı olarak istenmesi üzerine şu ana kadar yazılı bir belge gönderilmemiştir. Resmi bir yazışma olmadığı, WhatsApp mesajları ve sözlü talimatlar yoluyla yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Yapılan sözlü talimatlar içerisinde ‘hasta ilacı kullansın ya da kullanmasın ancak mutlaka verin’ şeklinde ifadeler bulunduğu belirtilmektedir” dedi.  Sibel Bahçetepe

Küçükosmanoğlu, Covid-19 vakalarının 30 bine ulaştığınıvurgulayarak hastanelerdeki hasta sayısının arttığınıbelirtti

Küçükosmanoğlu, Covid-19 vakalarının 30 bine ulaştığını vurgulayarak hastanelerdeki hasta sayısının arttığını belirtti İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, hastanelerdeki boş yatakların “Hastalanmaya devam edebilirsiniz” anlamına gelmediğini vurguladı ve ekledi: “İnsanlar, diğer hastalıkları nedeniyle yoğun bakımda yer bulamamaya başlıyor.” İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, Türkiye’de günlük koronavirüs vaka sayılarının 30 bine ulaşmasına ilişkin “Hastaneye başvurular ve yatan hasta sayıları arttı. Bu, ölümlere de yansıdı. 60’larda olan ölüm sayıları 140’lara çıktı. Hastanelerdeki boş yatakları ‘ölmeye, hastalanmaya devam edebilirsiniz’ mantığıyla görmek kabul edilemez” dedi. Büyük kalabalıklarla yapılan AKP kongrelerinin tedbirlerde çifte standart oluşturduğunu vurgulayan Küçükosmanoğlu, “Pandemiyi sopa olarak kullanmaya başladılar. Ortada bir destan değil, başarısızlık fotoğrafı var” ifadelerini kullandı.“Her gün bir uçak kazası oluyor gibi düşünün. Bu artış sürünce diğer sağlık hizmetleri aksıyor. İnsanlar diğer hastalıkları nedeniyle yoğun bakımda yer bulamamaya başlıyor” diyen Küçükosmanoğlu, Türkiye’nin ocak ayında vakalar beş bine düştüğü zaman aşılama açısından önemli bir fırsatı kaçırdığını belirtti. ‘İKİYÜZLÜ BİR POLİTİKA VAR’Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kongre günü “Kar yağışının tüm mikropları temizlediği bu anlamlı buluşmada hepinizi selamlıyorum” demesine de tepki gösteren Küçükosmanoğlu, “O yorum hiç bilimsel değil. Seferihisar’da açık havada köylülere pandemi kuralları gereği ‘bir araya gelmeyin’ deniyor. Bir yandan da kongreleri görüyorsunuz. Tedbirlerin uygulanması açısından ikiyüzlü bir politika yürütülüyor” yorumunu yaptı. Sarp Sağkal




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter