Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 04.22.2025, 03:15 PM (GMT)

News - Haberler

Milli Görüşcamisine mali yardım kararıFransa'yıkarıştırdı

Milli Görüş camisine mali yardım kararı Fransa'yı karıştırdı Strasbourg Belediyesi'nin Milli Görüş'e bağlı Eyüp Sultan Camisi inşaatına 2.6 milyon euro yardım yapma kararı alması Fransa'yı karıştırdı. Belediye, Macron yönetimi tarafından Türkiye'nin Fransa'ya müdahalesini finanse etmek için kamu parasını kullanmakla suçlandı. Aşırı sağcı lider Le Pen de yerel yönetimdeki Yeşiller'i 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hizmet etmekle' itham etti. Fransa'nın Strasbourg kentinde belediye meclisinin Milli Görüş'e Eyüp Sultan Camisi'nin inşaatına Strasbourg Belediyesi'nin 2.6 milyon euro yardım yapma kararı alması ortalığı karıştırdı. Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, belediyeyi Fransız topraklarındaki dış müdahaleyi finanse etmek için kamu parasını kullanmakla suçladı.Sputnik Türkiye'nin haberine göre, Fransa İslam Konseyi'nin hazırladığı Fransa İslamı Prensipler Tüzüğü'ne imza atmayan İslam Toplumu Milli Görüş'e ait inşa halindeki camiye 2 milyon 563 bin 599 euroluk para yardımı ayıran Strasbourg Belediyesi, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in tepkisine neden oldu. Milli Görüş'ün tüzüğü imzalamayı reddettiği için Fransa İslamı'nın temsilcileri arasında yer alamayacağını söyleyen Darmanin, "Bu yerel yönetim, topraklarımızdaki yabancı müdahaleyi finanse etmemelidir" dedi. İçişleri Bakanı, "Strasbourg Belediyesi, Fransa İslamı Prensipler Tüzüğü'ne imza atmayı reddeden ve siyasal İslam'ı savunan bir federasyonun camisine mali yardım yapıyor. Umarım bir an önce herkes gözlerini açar ve ayrılıkçılık karşıtı yasa oylanıp yürürlüğe girer" diye de tweetledi. 'ERDOĞAN'A HİZMET EDİYOR'Aşırı sağcı parti RN'nin lideri Marine Le Pen de yerel seçimlerde Strasbourg Belediyesi'ni kazanmış olan Avrupa Ekoloji-Yeşiller Partisi'ni (EELV) hedef aldı. Le Pen "Strasbourg'un EELV'den seçilmiş belediyesi, Milli Görüş'ün büyük camisine 2.6 milyonluk mali yardımı kabul ederek Erdoğan'a hizmet ediyor" paylaşımını yaptı.Strasbourg Belediye Başkanı Jeanne Barseghian ise "İçişleri Bakanı'nın bana tweet yoluyla hitap etmesine çok şaşırdım" tepkisini verdi. Ermeni kökenli çevreci siyasetçi, bu cami projesinin kendi seçilmeden çok önce başladığına dikkat çekti.Tüm ibadethanelere sağlanan mali yardım çerçevesinde caminin talebini değerlendirdiklerini söyleyen Barseghian "Mali fonların Milli Görüş'ün hem sağlam bir finansman planı hem de cumhuriyet değerlerini onayladığını teyit etmesine bağlı olduğunu' belirtti.Bir yerel bir gazete ise Milli Görüs'ün 2012 yılında caminin temelinin atılmasının ardından, Strasbourg'un bağlı olduğu Alsace ve Grand Est bölgelerinden her biri yüzde 8'e varan yardım talep ettiğini yazdı.  cumhuriyet.com.tr

Öcalan ailesiyle görüştürüldü

Öcalan ailesiyle görüştürüldü Terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesiyle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Asrın Hukuk Bürosu, terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesiyle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini duyurdu.Asrın Hukuk Bürosu Twitter hesabından açıklamada bulundu. Açıklamada, İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan müvekkilleri Öcalan'ın kardeşi ile telefonla görüştüğü belirtildi. Asrın Hukuk Bürosu'nun açıklaması şöyle:/Archive/2021/3/25/172544832-exvj-xrxiai01fw.jfif cumhuriyet.com.tr

Spor BakanıBeylerbeyi Stadı'nıaçtı, muhalefeti eleştirdi

Spor Bakanı Beylerbeyi Stadı'nı açtı, muhalefeti eleştirdi Bakan Kasapoğlu, Beylerbeyi Stadı'nın açılışını yaparken, ilginç açıklamalarda bulundu. Üsküdar’da vatandaşların hizmetine sunulan Prof. Dr. Raşit Küçük Gençlik ve Spor Merkezi ve yenilenen Beylerbeyi Stadyumu’nun açılışı Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Bakan Kasapoğlu, “Birileri şovla, lafla, karşı çıkmakla vakit geçire dursun, Bizler, Sayın Cumhurbaşkanımızın 1994 yılından itibaren başlattığı hizmet ve eser çıtasını hep birlikte daha yukarılara taşıyacağız” dedi.Üsküdar’da yarı olimpik yüzme havuzu, 600 kişilik salon, fuaye ve sergi alanı gibi çok sayıda hizmet biriminden oluşan ve geniş bir kompleks olarak tanımlanan Prof. Dr. Raşit Küçük Gençlik ve Spor Merkezi ile yenilenme çalışmaları tamamlanan Beylerbeyi Stadyumu’nun açılışı gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen açılış törenine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek ve Prof. Dr. Raşit Küçük de katılım sağladı.Beylerbeyi Stadyumu’nun açılışına ise Bakan Kasapoğlu ve Başkan Türkmen’in yanı sıra Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkan Vekili Ali Düşmez, TFF Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop ile birçok eski milli futbolcu ile teknik direktör katıldı.Açılış programında konuşan Bakan Kasapoğlu, ”Bu güzel beldemize böyle güzel bir imkanı kazandırmak bizler için ayrı bir onur. Bu güzel tabloda katkısı olan başta belediyemize, değerli çalışma arkadaşlarıma ve emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Bu değerli eser Üsküdar’a ve gençlerimize hayırlı uğurlu olsun diyorum. Hocamızın tavsiyeleri, buradan istifade edecek herkes için çok anlamlı. Bu güzel mekanın ömrünü gençlere adayan, ilmiyle sembol bir isim olan hocamızın adını taşıması, bu tesise ayrı bir hava katıyor. Gençlik için hep birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde gayret gösteriyoruz. Hep birlikte tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz. Bu mekanlarımızın 7-24 çalışması en büyük temennimiz. Bu tesis, özel bir tesis. Hocamızın ismi en özeli tabii ama bununla birlikte gençlik ve spor anlamında toplumun tüm kesimlerini kuşatan bir özelliğe sahip. Şehrin tam göbeğinde erişilebilirlik açısından çok uygun. Gençlik demek toplum demek. Gençlik ailenin özünde. Burası aynı zamanda bir aile merkezi. İnşallah kütüphaneyi de hızlı bir şekilde kazandırmak nasip olur. Sporu tabana yayma noktasında Üsküdar Belediyemizin bugüne kadar ortaya koymuş olduğu performans takdire şayan. Amacımız herkesin spora erişimini en güçlü şekilde sağlamak. Spor sağlık demek, kötülüklerle mücadele etmek demek" dedi. İHA

Cumartesi Anneleri yargıçkarşısınaçıktı

Cumartesi Anneleri yargıç karşısına çıktı Cumartesi Anneleri’nin, kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için düzenledikleri eylemin 700’üncü haftasında polisin müdahale ederek gözaltına aldığı 46 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Kayıp yakını Maside Ocak, "Tek isteğimiz sadece bir mezar istemek. Bu ülkede mezar istemek de suç. Bu adalet neden Cumartesi Anneleri' ne gelmiyor" dedi. Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eylemine polis müdahale etmiş, aralarında kayıp yakınların da bulunduğu 46 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 46 kişiye, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiasıyla, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet maddesinden dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında kayıp yakınları Maside Ocak, Besna Tosun ve Hasan Karakoç da bulunduğu 46 kişi hakkında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma daha geniş olan 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya sanıklar, avukatlar, Cumartesi Anneleri, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Milletvekili Ali Şeker, Turan Aydoğan ve HDP Milletvekili Züleyha Gülüm katıldı.'DERHAL BERAAT EDİLMELİLER'Kimlik tespitinin ardından avukat Öztürk Türkdoğan sanıkların derhal beraat edilmesini talep etti. Türkdoğan, "Cumartesi Annelerinin ve İHD İstanbul Şube Kayıplar Komisyonunun 700 hafta boyunca gerçekleştirdiği ve geleneksel hale getirdiği kendi kuralları olan adalet arama toplantısının yasaklanması kanuna aykırıdır. Yasaklama kararının toplantıdan önce tebliğ edilmemesi kanuna aykırıdır. Toplantının zor kullanılarak engellenmesi ve çok sayıda kişinin gözaltına alınması kanuna aykırıdır. Hiç açılmaması gereken bir dava ile karşı karşıyayız. Usul ekonomisi uyarınca yargılama sonucunda ulaşılabilecek sonuç daha en başından belli olduğundan yani ortada bir suç olmadığından derhal beraat kararı vermesi gerekmektedir" dedi. 'ADALET CUMARTESİ ANNELERİNE NEDEN GELMİYOR'İlk savunmayı Maside Ocak yaptı. Ocak, " boynumda fotoğrafını gördüğünüz kişi benim abim Hasan Ocak. 26 yıl önce karakol karakol dolaşıp abimi sorduk. 58 gün sonra abimi bir ceset fotoğrafıyla bulduk. 26 yıldır abimin ölümüne ilişkin tek kişi yargılanmadı. Biz 26 yıldır adalet istiyoruz. Biz her Cumartesi günleri Galatasaray Meydanında bir araya geldik. Tek isteğimiz sadece bir mezar istemek. Bu ülkede mezar istemek de suç. Bu adalet neden Cumartesi Anneleri' ne gelmiyor. Olay günü 84 yaşındaki annem yanımdaydı. Ben annemi koruyamadım. Baston ile yürüyen annemin darp edildiğini gördüm. Ağır işiten Ali abimin yere düşen kulaklığını aradığını gördüm. Herkes bize adaleti borçlu. Sizin yapmanız gereken bizi yargılamak değil haklarımızı korumaktır" dedi. 'ARTIK UTANÇ MEYDANI'Ali Ocak, "Biz 26 yıldır adalet talebiyle Galatasaray Meydanında buluşuyoruz. Şimdiye kadar bizi duyan olmadı. Biz kayıplarımızın faillerinin bulunmasını talep ediyoruz. Bunun nesi suç?" dedi. Faruk Eren de, "Ben de bir kayıp yakını yım. Abim Hayrettin Eren 12 Eylül' ün hemen ardından gözaltına alındı. Kardeşim kaybedilmiş ben neden mücadelemden vaz geçeyim. Şiddete uğrayan bizdik. Şuan meydan barikatlarla kapalı. Artık orası utanç meydanı. Bizim talebimiz çok açıktı. Kayıplarımızın akıbeti açıklansın, failleri yargılansın. Talebimiz hala devam ediyor" diye konuştu. Adil Can Ocak  da kayıp yakını olduğunu belirterek," Ben o meydanda büyüdüm. 26 yıldır o meydanda yapılanın suç olduğunu görmedim. Ta ki 700. hafta kadar. Hala da bunun suç olduğunu düşünmüyorum" dedi. Cüneyt Yılmaz da hak savunucusu olduğunu dile getirerek, "Her vicdanlı insan gibi onların mücadelesine destek veriyorum. Bizim burada olmamız anlamsız" diye konuştu. Ali Yiğit Karaca, "Anayasal hakkımı kullandım. İnsanlar yakınlarının kemiklerini ararken benim kayıtsız kask imkansızdı" dedi. Murat Koptaş, "Benim için vicdani bir sorumluluktu. Sosyal medyadaki çağrılar üzerine oraya gitmiştim" dedi. Deniz Koç, " Cumartesi Anneleri' nde siyaset yapılmaz, slogan atılmaz. Sessizce otururlar. Ara ara giderim. Polislerin yargılanması gerekirken biz yargılanıyoruz" dedi. 'ASIL BİZ DAVACIYIZ' Cumartesi Anneleri duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Kayıp yakını Hanife Yıldız "Burası bizim buluşma yerimiz burası değil, bizim yerimiz Galatasaray Lisesi önü. Bizi hem arkadaşlarımızdan hem oradan,hem kayıplarımızdan ayırmak istiyorlar" dedi. İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da "Asıl davacı olan biziz, şikayetçi olan biziz. Kayıplarımızı, adalet arayan biziz. Siz hangi faili yakaladınız ailelere dava açıyorsunuz. Böyle bir dava hiç olmamalıydı" diye konuştu.  cumhuriyet.com.tr

Okan Buruk: Galatasaray'ıçok isterim

Okan Buruk: Galatasaray'ı çok isterim Başakşehir'in eski teknik direktörü Okan Buruk, Fenerbahçe'den teklif almadığını, ancak günün birinde Galatasaray'ı çalıştırmak istediğini söyledi. Geçen sezon Medipol Başakşehir ile lig şampiyonluğu sevincini yaşayan teknik direktör Okan Buruk, turuncu lacivertli takımdan ayrıldıktan sonra ilk kez konuştu.Şampiyonluk yarışından, Galatasaray'a, milli takımdan, yabancı kuralına kadar Tivibu Spor'a birçok konuda açıklamada bulunan Buruk, "Uzun yıllar Galatasaray'da emek sarf ettim. Çok fazla kupa kazandım. Büyük başarılar yaşadım. Başakşehir ile yakaladığım başarının ardından Galatasaray ile adımın anılması gayet normal. Ama ülkemizin en başarılı teknik adamı diyebileceğimiz insan şu an Galatasaray'ın başında.  Galatasaray Hocalığına aday gösterilmek benim için mutluluk verici" dedi. "YAZA KADAR DİNLENECEĞİM"Çalışma temposunu özlediğini de söyleyen Buruk, "Bundan önce hep çalıştım. Ara vermeden çalıştım. Bu süreç bana iyi geldi diyebilirim. Yaz ayına kadar kendimi yenilemiş şekilde ve istediğim tarzda bir proje olursa tekrardan işin içine girmeyi istiyorum" şeklinde konuştu.Başakşehir'in kendisi için orada çalışmadan önce de çok değerli bir takım olduğunu ifade eden Buruk, "Başakşehir çok değerli bir kulüp. Çalıştıktan sonra da aynı şeyleri söyleyeceğim. Çok güzel hatıralarla oradan ayrıldım. Başakşehir 3 sezon boyunca hep şampiyonluk yarışında olmuş ancak hiç şampiyon olamamış bir takımdı. Ben ilk geldiğimde takım üzerinde olumsuz bir hava vardı. Bunun nedeni bir önceki sene şampiyonluğu kaybeden oyuncu grubunun olmasıydı. Tekrar aynı şeyi mi yaşayacağız düşüncesi bulunuyordu oyuncularda. Bunları değiştirmemiz süre aldı. Şampiyonluğu yaşamak büyük özgüven gerektiriyor. Ben oyuncuları mental olarak şampiyon olabileceğimize inandırdım."Şampiyonlar Ligi'ni oynamak en büyük hayalimdi. Bu sezon bunu yaşadım. Son PSG maçını saymazsak, diğer maçlarda özgüven olarak iyi bir intiba bıraktığımızı düşünüyorum. O takımlarla başa baş oynamak bizi ayrıca mutlu etti. Silik ve korkak bir takımımın olmasını istemem. Şampiyonlar Ligi'nde de bu şekilde kendine güvenen, savunma yapmayan bir takım çıkardık" ifadelerini kullandı."ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE ZOR GRUBA DENK GELDİK"Başakşehir'in Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performans ile ilgili de açıklamalarda başarılı teknik adam, "Zor bir gruba denk geldik. Geçen sezon Avrupa Ligi'nde önemli bir performans sergilemiştik. Avrupa Ligi'nde ve Şampiyonlar Ligi'nde maç kazanmanın zevki çok başka oluyor. Eleme Turu oynayan takımlar için transferlerin geç yapılması büyük dezavantaj. Örneğin Beşiktaş, transferlerini erken yapabilseydi Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi'nde mücadele edebilirdi. Bu yüzden takımlarda planlama çok önceden yapılmalı" dedi.Ligde zor bir sene geçirdiklerini söyleyen Okan Buruk " 10 gün tatil yapıp yeniden antrenmanlara başlamak zor oldu. Fiziksel ve mental olarak Lige hazır değildik. Bunu ilk 4 maçlık periyotta gördük. Daha sonra 4 maçlık bir galibiyet serisi yakaladık. Milli Takım arası oldu. Milli Takımlarda oynayan da çok oyuncumuz vardı. Şampiyon olduğumuz için bir doymuşluk olabilir oyuncularda. Futbolcularımız Şampiyonlar Ligi maçlarını üst düzey oynarken, lig maçlarında bireysel performans olarak verim alamadık. Hücum oyuncularımızın gol sayısının düşmesi bize maç kazanma konusunda sıkıntılar yarattı. İyi şeyler yaptığımız maçlarda da karşılığını alamadığımız oldu. Çok büyük hakem hataları da yaşadık.MHK Değişikliği sonrası memnun olan kimseyi görmedim. Ben de bu şekilde düşünüyorum. İyiye gideceğine daha kötüye giden hakem performansları var. Hakemlerimize bir yandan destek olmak, bir yandan neleri yanlış yaptıklarını anlatmak gerekiyor. Umarım bir an önce düzelir" açıklamasında bulundu."BAŞAKŞEHİR'DEN AYRILMAMI İSTEDİLER"Teknik direktör Buruk, Başakşehir'de ayrılık sürecinin kulüp yönetimi tarafından başlatıldığını ifade ederken, "Göksel Gümüşdağ benim çok yakın arkadaşım. Çok değer verdiğim bir insan. Başkanımızdan böyle bir öneri geldi. Yenilenmenin kulüp için daha iyi olacağını düşündüler. Ben de buna hazır olduğumu belirttim. Oyun olarak belki iyi işler yapabilirdik, ama kulüpten böyle bir öneri gelince ben de ayrılmak durumunda kaldım. Böyle bir durumun kulüp için daha iyi olacağını düşündüler. Yöneticilerle ve futbolcu arkadaşlarımızla dostluğumuz sürüyor. Aykut hoca da sezon arası geldi. Takımı doğru yere getirmek istiyor. Çok çalışkan bir insan. Hem ona hem Başakşehir takımına başarılar diliyorum. Başakşehir'den ayrılırken göz yaşlarıma hakim olamadım" diye konuştu.Futbolculuk dönemlerinden beri tüm takımların taraftarları tarafından saygı duyulduğundan da bahseden Buruk, ''Kavgadan beslenen bir insan değilim. Kendi hayatımı sevgi üzerine kurdum. Bütün takımların taraftarları bana sempatik geliyor. Hepsine saygı ve sevgi duyuyorum. Sokakta karşılaştığım tüm takım taraftarları bana saygı ve sevgi ile yaklaşıyor. İyi hoca, iyi karakter gibi örneklerin ülkemizde çoğalmasını isteyen birisiyim. Ben Galatasaray altyapısında yetiştim. Üzerimde Galatasaray apoletinin olması çok normal. Beşiktaş'ta da 2 sene oynadım. Orada da çok güzel günler geçirdim. İtalya'da harika günlerim oldu. Ama tabii ki Galatasaray'ın yeri ben de çok ayrı" dedi.Adının Fatih Terim sonrası dönem için Galatasaray'la anılmasıyla ilgili de konuşan başarılı çalıştırıcı, "Uzun yıllar Galatasaray'da emek sarf ettim. Çok fazla kupa kazandım. Büyük başarılar yaşadım. Başakşehir ile yakaladığım başarının ardından Galatasaray ile adımın anılması gayet normal. Ama ülkemizin en başarılı teknik adamı diyebileceğimiz insan şu an Galatasaray'ın başında. Fatih Hocanın kazandığı şampiyonluklar ve İtalya'ya gidip hem Milan hem Fiorentina'yı çalıştırması büyük başarı. Bizlere örnek oluşturabilecek bir insan. Fatih Hoca Galatasaray için çok değerli bir isim. O orada olmak istediği sürece olmalı. Galatasaray hocalığına aday gösterilmek benim için mutluluk verici. İleri de umarım böyle bir şey olur. Önemli olan doğru zamanda doğru yerde buluşmak'' şeklinde konuştu."BEŞİKTAŞ MUTLU SONA YAKIN"Buruk, Süper Lig'de Şampiyonluk yarışını da değerlendirdi. Okan Buruk en şanslı takımın Beşiktaş olduğunu belirterek, "Beşiktaş'ın bizle oynadığı ilk maç belki de onlar adına dönüm maçıydı. Favori Başakşehir'di. Ama Beşiktaş o maçı kazanıp inanılmaz bir yükselişe geçti. Puan olarak değil, oyun olarak da baktığımızda sahada en güçlü duran ve bütün maçları domine eden takım Beşiktaş. Puan avantajının dışında oyun olarak da iyiler. Oyuncuları kenetlenmiş görüyorum. Futbolda ne olacağı belli olmuyor. Ama oyun olarak Beşiktaş sahada çok güçlü gözüküyor. Fenerbahçe ise çok fazla transfer yaptı ve kaliteli oyuncular geldi. Her şey kağıt üstünde olmuyor, sahada bitiyor. Fenerbahçe'nin iç saha performansı iç açıcı değil. Beşiktaş için söylediğimiz güçlü oyunu Fenerbahçe için zaman zaman söyleyebiliyoruz" ifadelerini kullandı.Takım çalıştırmadığı süre içerisinde Fenerbahçe'den teklif almadığını söyleyen Okan Buruk, ''Boşta olduğum için tüm hoca değiştiren takımlarla ismim geçiyor. Fenerbahçe'den bana şimdiye kadar teklif gelmedi. Birçok takımla adım geçiyor. Ancak bir teklif söz konusu değil" dedi.Genç Teknik Adam İrfan Can Kahveci'nin Fenerbahçe'ye transferini de değerlendirdi. Buruk, ''İrfan'ın yurt dışında oynaması onu daha yukarı seviyelere çekebilirdi. İrfan Fenerbahçe ile anlaştı. Çok değerli ve önemli bir oyuncu. İrfan'ı ilk antrenmanda gördüğümde çok etkilenmiştim. Özel bir oyuncu. İrfan umarım Avrupa'da bizim için önemli bir oyuncu olur. Antrenman kaçırmaz ve arkadaşları ile arası çok iyidir. Onun çok daha iyi yerlerde olacağını düşünüyorum" açıklamasında bulundu."HEDEF AVRUPA OLMALI"Buruk, ligde görev alan teknik direktörler için de, "Ligin lideri Sergen Hoca. Çağdaş Hoca ve Erol Hoca'yı da başarılı buluyorum. Genç teknik direktörlerin olması beni sevindiriyor. Başarılarımızı Avrupa'ya da taşımalıyız. Asıl Amacım Avrupa'da çalışmak. Türk teknik direktörler lokal anlamda başarılı olduktan sonra Avrupa'da da çalışmalı. Ben Akhisar ile Türkiye Kupası, Başakşehir ile Lig kupası kazandım. Süper Kupa'yı da kazanmak isterdim. Onu kazanamadım. Avrupa'da başarılar yakalayabilirsek, Türkiye'de kazandığımız kupalara benzer bir başarı yakalayabiliriz" dedi.Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı ile Milli Takım'da beraber çalıştığını belirten teknik adam, "Abdullah Avcı çok değerli bir teknik direktör. Saygı duyulacak bir isim. Kendi doğruları üzerinde yol almaya çalışan bir teknik adam. Hala görüşüyoruz. Trabzonspor'da da çok başarılı oldu" şeklinde konuştu.Yabancı kuralı ile ilgili görüşlerini de aktaran başarılı çalıştırıcı, "Sayıyı düşürelim ile bu iş olmaz. Yatırımları altyapılarımız üzerinden doğru bir şekilde yapabilirsek amaçlarımıza daha kolay ulaşırız. İş dönüyor dolaşıyor yabancı sayısına geliyor. Bunun sebebi oyuncu yetiştiremememiz. Daha çok oyuncu yetiştirmemiz gerek. Altyapılara yatırım yapabilirsek önemli yerlere geliriz. Çocukların yeteneklerini ortaya çıkarabilecek tesisler inşa etmemiz gerekiyor. 18- 19 yaşına gelmiş oyuncularınızı oynatabileceğiniz bir yer yok. Yatırımları doğru yönetirsek olumlu sonuçlar alırız. Benim düşüncem en az 10 yabancı olması gerekiyor. İyi yabancı oyuncuların gelmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı. DHA

Altın fiyatıbir günde 50 TL'den fazla pahalandı

Altın fiyatı bir günde 50 TL'den fazla pahalandı Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMKTP) standart altının kilogramı 443 bin 495 liraya yükseldi. Altın piyasasında, en düşük 440 bin lirayı, en yüksek ise 444 bin 600 lirayı gören standart altının kilogram fiyatı, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,7 artışla 443 bin 495 liradan tamamladı.KMKTP'de, altında gerçekleşen toplam işlem hacmi 409 milyon 971 bin 603,14 lira, işlem miktarı ise 927,23 kilogram oldu.Tüm metallerdeki toplam işlem hacmi ise 466 milyon 933 bin 320,77 lira oldu.Altın borsasında bugün en fazla işlem gerçekleştiren kurumlar Rona Döviz ve Kıymetli Maden, Nil Kıymetli Madenler, Vakıf Katılım Bankası, Türkiye İş Bankası, İstanbul Altın Rafinerisi şeklinde sıralandı.Bugünkü işlemlere ilişkin veriler şöyle:STANDART TL/KG DOLAR/ONSÖnceki Kapanış 440.500,00 1.731,00En Düşük 440.000,00 1.720,00En Yüksek 444.600,00 1.735,00Kapanış 443.495,00 1.727,00Ağırlıklı Ortalama 442.364,39 1.728,08Toplam İşlem Hacmi (TL)409.971.603,14Toplam İşlem Miktarı (Kg)927,23Toplam İşlem Adedi 68 cumhuriyet.com.tr

CHP'liÖztrak ekonomik krizdençıkışiçin partisine işaret etti

CHP'li Öztrak ekonomik krizden çıkış için partisine işaret etti CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Ülkeyi daha önce, tarihindeki en derin krizlerden birinden çıkaran kadrolar bizde. Biz hazırız" dedi. CHP Ekonomi Masası üyeleri, OSTİM Teknik Üniversitesini ziyaret ederek ekonomik gelişmeler üzerine akademik personelle görüş alışverişinde bulundu.CHP'nin görüşleri hakkında bilgi aktaran Öztrak, "Türkiye Nereye Gidiyor?" başlıklı yaptığı sunuma, OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek'e, Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın'a ve kendilerini ağırlayan diğer öğretim üyelerine teşekkür ederek başladı. Türkiye'nin bir buhran yaşadığını ifade eden Öztrak, "Bir kere her şeyden önce Türkiye'nin büyüme modeli tıkanmış vaziyette. " dedi.CHP olarak bu modelin tıkanacağını çok önceden gördüklerini ve hükümeti uyardıklarını belirten Öztrak, şöyle devam etti:"Hatırlarsanız 2001-2002 yıllarında Türkiye, bir güçlü ekonomiye geçiş programı uygulamıştı. O bir geçiş programıydı. Ama o geçiş programı gerçekten dünyada ciddi bir güven kazandı. Arkasından küresel sermaye hareketlerinin bizim gibi ekonomilere akması sonucunda da bu model sürdü ama bir noktasından sonra üretim ekonomisine geçilmesi lazımdı ama geçilmedi. Dolayısıyla dışardan kaynak temin etmeye ve ödemeler dengesi açığını kapatmaya dönük bu model, bir noktadan sonra tıkandı ve iş, yavaş yavaş ekonomik krize doğru gitmeye başladı. İkinci önemli konu ise Türkiye'de bir rejim değişikliği oldu. Parlamenter demokratik sistemden, Türkiye'ye özgü bir başkanlık sistemine geçtik, bu da özellikle bir devlette çok ciddi, demokratik değerlerde çok ciddi yıpranmaya neden oldu ve sonuçta bir devlet kriziyle karşı karşıya geldik. Nedir bu devlet krizinin göstergesi derseniz, mesela 15 Temmuz hain darbe girişimi bir devlet krizinin göstergesi. Ondan önce 2015'te bir seçim yapılması, arkasından kasım ayında tekrarlatılması bu da bir devlet krizi. Yine müesseselerin ortadan kalkması, bütün bunları hepsi krize gidişte, yıpranmada önemli rol oynayan unsurlar.""SÜREKLİ BİR PATİNAJ YAPMAK DURUMUNDAYIZ"Son olarak da bir küresel salgınla karşılaştıklarını belirten Öztrak, salgının tıbbi yönünün iyi yönetilmesine rağmen, veriler ile aşı konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi.CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, buhranın, herkesi aynı derecede etkilemediğini, ihracata dönük sanayi kesimini daha az etkilerken, turizmi, esnafı, sosyal birtakım hizmetler veren sektörleri ise ciddi şekilde etkilediğini kaydetti.Öztrak, "Aslında baktığımız zaman Türkiye uzunca bir süredir yürümesi gereken patikada yürümüyor. Büyüme hızı öngörülenin altında gelişiyor ve maalesef sürekli bir patinaj yapmak durumundayız." görüşünü paylaştı."İŞSİZ SAYISI 10 MİLYONU GEÇMİŞ"Türkiye'nin ekonomi alanında yaşadığı gerilemenin ekonomik krize bağlı olmadığını, bu sıkıntıların yaşanacağının daha önceden de görüldüğünü savunan Öztrak, şöyle devam etti:"Baktığınız zaman, bir ekonomi yönetiminin başarısı, çalışmak isteyen kişilere iş yaratmasıyla ölçülür. Böyle baktığımız zaman, son iki yılda bırakın yeni iş imkanları yaratmayı, çalışanlar işini kaybetmiş. En son 2020'de, bir yıl öncesine göre, 1 milyon 200 bin kişi çalıştığı işinden olmuş. Yine işsizliğe baktığımız zaman, zaten işsiz sayısı 10 milyonu geçmiş, gerçek işsizlik rakamları da yüzde 30'lara dayanmış."Esnafın ve işyerlerinin salgında yeterince desteklenmediğini savunan Öztrak, diğer ülkelerin kendi şirketlerini ayakta tutmak için doğrudan desteklediğini, Türkiye'de ise kredi verildiğini söyledi.Öztrak, önümüzdeki bir yıl içerisinde Türkiye'nin çevirmesi gereken dış borcun 190 milyar dolar, finanse etmesi gereken cari açığın ise 14 milyar dolar olduğuna dikkati çekerek, bu borcun çevrilebilmesi için en az 100 milyar dolara ihtiyaç olduğunun altını çizdi."EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY DERHAL TOPLANMALI"Buna karşın Merkez Bankası rezervlerinin 12 Mart 2021 itibariyle 43 milyar dolar eksi bakiye verdiğini belirten Öztrak, bunun kısa dönemde Türkiye'nin önündeki en önemli risk olduğunu ifade etti."Türkiye'nin buhrandan çıkış için acil bir eylem planı uygulaması gerektiğini" söyleyen Öztrak, "ciddi bir tasarruf programının uygulanması, Merkez Bankasının başına güvenilir bir isim getirilmesi, Ekonomik ve Sosyal Konseyin derhal toplanması" önerilerini sıraladı.Faik Öztrak, kamu özel işbirliği projelerindeki döviz garantilerinin Türk lirasına çevrilmesi, uluslararası standartlarda bir Kamu İhale Kanunu çıkarılması ve erken seçimin yapılması gerektiğini de savundu.CHP'nin buhrandan çıkış için dört ayaklı stratejisinin ayrıntılarını anlatan Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, "Bu stratejiyi uygulamak için 'üç yeniye' ihtiyacımız var. Yeni kurallar, yeni kurumlar ve yeni kadrolar. Ülkeyi daha önce, tarihindeki en derin krizlerden birinden çıkaran kadrolar bizde. Biz hazırız." ifadelerini kullandı.ÖSTİM ziyaretinde Öztrak'a, Masa üyeleri Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Uşak Milletvekili Özkan Yalım, önceki dönem İzmir Milletvekili ve Masa Sekreteri Rahmi Aşkın Türeli eşlik etti. cumhuriyet.com.tr

Küreselısınmanın Türkiye'deki yeni normali: Downburst

Küresel ısınmanın Türkiye'deki yeni normali: Downburst Son yıllarda "Downburst" adı verilen ani hava değişimleri artık Türkiye'de de sıklıkla görülmeye başlandı. Henüz bir Türkçe karşılığı olmayan bu hava olaylarıyla ilgili Meteoroloji Yüksek Mühendisi Gökhan Abur açıklama yaptı. Abur'a göre Downburst ülkemizde henüz yeni başlıyor ve daha sık görülecek. Türkiye, özellikle bu sene ani hava değişimleriyle çok sık karşılaştı.Kısa süreli ancak oldukça etkili sağanakların su baskınlarına, normalinden daha büyük dolu yağışların da hasarlara neden olduğu görüldü. Buna ek olarak da normallerin üzerinde ya da altında görülen sıcaklıklar, akıllara küresel ısınma etkisini getiriyor. Ancak küresel ısınmayla her ne kadar bağlantılı olsa da 'Downburst' olarak adlandırılan yeni bir kavram hayatımıza giriyor.  NTV Meteoroloji Yüksek Mühendisi Gökhan Abur, "Downburst" olarak adlandırılan hava olayının ülkemiz açısından oldukça önemli bir konu olduğunu belirterek bu terimin henüz Türkçe karşılığının da olmadığı açıkladı. Son yıllarda dikkat çeken bir hava olayı olan süper hücre yağışlarının da çok konuşulduğunu ve bunun meteoroloji tahminlerine de girmeye başladığını söyleyen Abur'a göre artık gündemimizde Downburst var.Abur, ''Bu hava olayını yavaş yavaş hissetmeye başladık. Bunu yağmur damlalarının büyümesiyle anlayabiliyoruz. Özellikle dolu dediğimiz buz parçalarının büyümesiyle çok daha iyi tanımlayabiliriz. Yani o ceviz dediğimiz dolu parçalarının çok daha büyümesi Downburst'un özelliği olarak kayda geçiyor. Süper hücreyi tanımlamasını da kullanıyorduk ama bu terim bizim için yeni'' açıklamasını yaptı.  DOWNBURST NASIL GERÇEKLEŞİYOR?Downburst'un yerdeki çok sıcak havanın yukarıdaki çok soğuk havayla çarpışması sonucu meydana geldiğini söyleyen Abur, ''Aslında bu hava olayını yere doğru patlama ve savunma olarak kendi dilimizde tanımlayabiliriz. Çok sıcak ve nemli hava yukarı doğru yükselip çok soğuk havayla çatışınca aşağıya doğru hızlı bir şekilde hava inmeye başlıyor. Çok güçlü bir şekilde yere inip denize çarpmasıyla birliktede de hortumdan çok daha güçlü ve çok daha hasar bırakan hava olayı meydana geliyor'' dedi. 2017'DEKİ DOWNBURST'TÜTemmuz 2017 yılında İstanbul'da birden meydana gelen dolu ve sağanak şehirde büyük maddi zararlara neden olmuştu. Yaklaşık 4 yıl önce yaşanan bu olayının Downburst olduğunu söyleyen Abur, ''Biz şimdilerde bu yağışları gözlemlemeye başladık. Kısa süreler içerisinde dolular fındık büyüklüğünden ceviz büyüklüğüne çıkıyor'' dedi.NEDENİ KÜRESEL ISINMABu durumun nedenini de küresel iklim değişikliği ve yer ısınmasına bağlayan Abur, ''Downburst çok daha sık göreceğiz, sistem gelişmeye başladı'' ifadelerini kullandı. Şu anda bile normalinden daha soğuk ve garip bir mart ayı geçirdiğimizi belirten Abur, sözlerine şunları ekledi:''Nisan ayının ilk 10-15 gününde de ülke genelindeki sıcaklıkların mevsim normallerinin 7-8 derece altında olması bekleniyor. Şubat ayında defalarda kez kuraklık konuşması yaparken şimdi barajların oldukça hızlı dolduğunu görüyoruz. Ve yine değerlendirmelere göre sadece İstanbul değil ülke genelindeki barajlar daha da dolacak. Aşırı yağışlar aşırı soğumalar bunlar önümüzdeki dönemde göreceğimzi hava olayları olacak.Kaynak: NTV cumhuriyet.com.tr

Hükümeti kurmakla görevlendirilenİçişleri Bakanıbilgileri sızdırdı

Hükümeti kurmakla görevlendirilen İçişleri Bakanı bilgileri sızdırdı Hollanda'da 15-17 Mart tarihlerinde yapılan genel seçimin ardından hükümeti kurmakla görevlendirilen geçici hükümetin İçişleri Bakanı Kajsa Ollongren, görüşmelerdeki bilgileri yanlışlıkla dışarı sızdırdı. Yerel medyada çıkan haberde, yaptırdığı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testi sonucu pozitif çıkan Ollongren'in Temsilciler Meclisi'nden arabasına doğru yürürken görüşmelerde alınan notların elinde bulunduğu belirtildi.Haberde, notların foto muhabirler tarafından çekilen bir fotoğrafta gözüktüğü ifade edildi.Ollongren'in elinde bulunan kağıttaki "Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) ve Demokratlar 66'nın (D66) ikinci turunda dikkat edilecek noktalar" başlığın altında, "Sol partiler tam anlamıyla birbirine tutunmuyor”, "Senato çoğunluğu kimse için olmazsa olmaz değil”, bir azınlık hükümeti olasılığı hakkında "çok az ilgi/az destek" gibi notların yer aldığı kaydedildi.Ayrıca, Hristiyan Demokrat Parti (CDA) lideri Wopke Hoekstra'nın müzakere tarzı ile yeni hükümetteki olası konumu ile ilgili bazı notların ve CDA’nın ikinci adamı olan milletvekili Pieter Omtzigt'in pozisyonu ile ilgili "başka yerde görev” notlarının yer aldığı aktarıldı.Hoekstra, sosyal medya hesabından notların fotoğraftan gözükmesinin tuhaf olduğunu belirtip "Hiçbiri benimle tartışılmayan ve onu ilgilendirmeyen konular." paylaşımını yaparak tepki gösterdi.Ollongren ve VVD Senato Üyesi Annemarie Jorritsma'nın bilgilerin dışarıya sızmasından sonra görevlerinden istifa ettikleri belirtildi. AA

Lüks villa ilanıyla 200 bin TL dolandırdılar

Lüks villa ilanıyla 200 bin TL dolandırdılar İzmir'de, internet üzerinden verdikleri kiralık lüks villa ilanıyla, 20 kişiden kaparo ve peşinat adı altında 200 bin lira toplayan 4 şüpheliden 2'si tutuklandı. Tutuklananlardan M.K.Ö.’nün daha önce mali müşavirlik yaptığı ve kendisini ‘Komiser Kemal’ olarak tanıttığı ortaya çıktı. İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, bazı şüphelilerin, gayrimenkul şirketlerine ait lüks villa ilanlarını kopyalayıp, oluşturdukları internet sitesinde yayınlayarak, kiralamak isteyenlerden peşinat ve kaparo adı altında para aldıkları bilgisi üzerine harekete geçti.  Pandemi sürecinde izole yaşamayı tercih edenleri mağdur eden şüphelilerin 4 kişi olduğu ve 20 kişiden toplam 200 bin TL aldığı belirlendi. Şüphelilerin, bin ile 20 bin TL arasında değişen miktardaki kaporayı farklı kişilerin banka hesaplarına havale yaptırdığı tespit edildi.ŞİKAYET ÜZERİNE YAKALANDILARTeknik ve fiziki takip yapan polis ekipleri çete lideri olduğu öne sürülen M.K.Ö. (41) ile Ş.U. (30), T.Ş. (28) ve S.A.’yı (29) gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden M.K.Ö ve Ş.U. tutuklanırken, 2 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.LİDER SABIKALI MALİ MÜŞAVİR ÇIKTIÇetenin lideri M.K.Ö.'nün daha önceden mali müşavir olduğu, 'Görevi kötüye kullanmak' suçundan başlatılan soruşturma sonunda meslekten atıldığı, kendisini 'Komiser Kemal' olarak tanıttığı ortaya çıktı. M.K.Ö.’nün hesap sahiplerini ise yatırılan paranın gizli bir operasyonda kullanılacağını söyleyerek dokunmamaları için uyardığı anlaşıldı.   DHA

Otoban projesi 20 bin dönüm tarım arazisini yok edecek

Otoban projesi 20 bin dönüm tarım arazisini yok edecek Aydın - Denizli Otoyolu'nun iptal edilmesini isteyen Aydın Çevre ve Kültür Derneği (AYÇEP) projeden geri adım atılmazsa yirmi bin dönüm verimli tarım arazisinin otoyolun altında kalacağını bildirdi. Aydın Çevre Ve Kültür Derneği (AYÇEP) öncülüğünde bugün Aydın kent merkezinde bir araya gelen yurttaşlar, ihalesi yapılan ve imal çalışmalarına başlanan Denizli Aydın Otoyolu'nun durdurulması için çağrı yaptı. AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili, basın açıklamasında binlerce yıllık Menderes ovasının ve verimli tarım topraklarının yok edilmemesi için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına çağrıda bulundu. Açıklamada şunlar kaydedildi: Bilindiği üzere defalarca yinelenen ihalelerle gerçekleştirilmeye çalışılan Aydın-Denizli arası otoyolu; kısa, orta ve uzun vadede yaşanacak sorunları, doğaya ve insanımıza vereceği zararlar ve kaybedecek olduğumuz değerler görmezden gelinerek,“ben yaptım oldu” anlayışıyla hızlıca uygulanmaya çalışılmaktadır.   Bizler bölge halkı olarak, aşağıda belirttiğimiz yaşamsal sebeplerden dolayı bu yolun yapılmasını istemiyor, yol yakın iken ve bir an önce bu yanlıştan vazgeçilmesini talep ediyoruz. /Archive/2021/3/25/170641156-1.jpg"ÜRETİM VE GELİR KAYBINA NEDEN OLACAK"- Bölge topraklarının büyük kısmı birinci sınıf tarım arazisinden oluşmaktadır. Bu topraklarda ülkenin en değerli hazinelerinden olan İncir, zeytin, kestane, pamuk gibi katma değeri yüksek tarımsal ürünler yetiştirilmektedir. Yaklaşık yirmi bin dönüm verimli toprak bu otoyolun altında kalacaktır. Bu topraklarda bir daha tarım ve meyvecilik yapılamayacak, buna bağlı üretim ve yüz milyarlarca lira gelir kaybı yaşanacaktır.   - Otoyol çevresindeki tarım alanlarında, meyve bahçelerinde insan sağlığına zararlı egzoz gazı kaynaklı ağır metal kalıntıları birikecek, bu durum üretim ve gelir kaybına neden olacaktır.   - Tüm bunlara bağlı olarak bölgede yapılan hayvancılık da olumsuz etkilenecektir. - Doğal hayat için büyük tehdit oluşacak: önemli su yolları zarar görecek, yaban hayvanlarının geçiş yolları kapanacak, fauna ve flora dengesi bozulacaktır. - Açılacak taş ocakları ve milyonlarca m3 dolgu malzemesinin alınacağı doğal yerlere yaşamsal zararlar verilecek, özellikle dağlardaki zeytinlikler, incir ve kestane ağaçları yok edilecektir. - Otoyolun yapımı sırasında Büyük Menderes ovası özellikle tozdan çok fazla etkilenecektir.- Yol üzerinde sebze, meyve ve diğer ürünleri satan çiftçi ve esnaf, akaryakıt istasyonları başta olmak üzere değişik alanlarda faaliyet gösteren pek çok işletmelerde gelir ve istihdam kaybı yaşanacak, yöre ekonomisi olumsuz etkilenecektir.    - Aydın-Denizli arası gidiş geliş maliyeti (geçiş garantili olacağı için) katlanacaktır.- Otoyol kaynaklı milyarlarca liralık gelir 3-5 kişinin kasasını doldururken; Aydın-Denizli arası ekonomik canlılık azalacak, Ortaklar ve Selçuk örneğinde olduğu gibi bölge büyük bir köye dönüşecek, Büyük Menderes Nehri ve ovasının yüzyıllardır çevresine sunduğu doğal/dingin yaşam, tarımsal emek/geçim döngüsü ve tarihsel/kültürel varlıklar büyük zarar görecektir.- Aydın’ın Kuzeyi ile Güneyi arasına Çin Seddi misali yerleştirilmeye çalışılan bu otoyol projesi; tarım, turizm ve tarihsel dokudan oluşan bölgemize yapılacak en anlamsız yatırımdır.  Menderes ovasının JES’lerle tahrip olması yetmezmiş gibi, otoyol ile daha fazla kirlenmesi ve yok olması sağlanacaktır.    - Oysa üretilecek ve geliştirilecek projelerle, kullanılmakta olan mevcut çift şerit yol daha kullanışlı hale getirilebilir. Bir veya iki şerit eklenerek yolun kapasitesi arttırılabilir, viyadük benzeri üst geçişlerle, battı çıktı tünel sistemleriyle trafiğin durmaksızın akışı sağlanabilir. Otoyol yapım maliyetinin çok altında harcamalarla bu işler gerçekleştirilebilir. Mevcut demiryolu hızlı trenlerle ve kapasite artışı ile daha işler hale getirilerek karayolunun yükü azaltılabilir. - Kamulaştırmayla birkaç kuruş alacakları için ellerini ovuşturanlar, ‘ilçe geçişlerinde artık kırmızı ışıkta beklemeyeceğiz’ diyenler,  çevre/doğa/kültür kıyımlarını göremeyip de ‘otoyola değil, ihale yöntemine karşıyız’ diyenlere; Binbir çeşit tarımsal ürünleri, meyve ve sebzeleri ile 23’ten fazla Antik kenti, denizi, güneşi, kumuyla, sahilleri, dağları, tepeleri, dereleri ve gölleriyle bir dünya cenneti olan bölgemize yapılacak bu ihaneti tarih de, doğa da, yöre insanı da affetmez. - Yöre milletvekilleri ve siyasiler, belediyeler, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, yöre halkı: artık çözüm odaklı çalışma zamanıdır. Birleşelim, ortak akıl üretelim, anlatalım, tepki koyalım, engel olalım bu yolun yapılmasına. Aklın yolu bir... Geleceğimizi ipotek altına aldırmayalım. İZMİR / Cumhuriyet

İzmir'de esnaflık yapan NuriÇengeloğlu, maddi sıkıntılardanötürüyaşamına son verdi

İzmir'de esnaflık yapan Nuri Çengeloğlu, maddi sıkıntılardan ötürü yaşamına son verdi Kahvehane işletmecisi Nuri Çengeloğlu'nun biriken borçları yüzünden "Dayanacak gücüm kalmadı" diye not bırakıp intihar etmesi, İzmir'de sarsıntı yarattı. İzmir'in Karabağlar İlçesi'nde 30 yıllık kahvehane işletmecisi Nuri Çengeloğlu (59) biriken borçları yüzünden bunalıma girip dün akşam saatlerinde sosyal medya hesabından "Ölümümden kimse sorumlu değil artık dayanacak gücüm kalmadı, kamunun dikkatine sevenlerimi üzdüm herkes hakkını helal etsin benim sonum böyleymiş" mesajını paylaşıp intihar etti.Kahvehane işletmecisi Nuri Çengeloğlu'nun biriken borçları yüzünden "Dayanacak gücüm kalmadı" diye not bırakıp intihar etmesi, İzmir'de çevresindekilere büyük üzüntü yarattı. "Arkadaşımız maalesef son noktayı koydu. Bize göre Nuri Çengeloğlu kahveciler şehididir. Hepimizin adına imza attı" diyen İzmir Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı, hükümeti acilen kahvehanelerde oyunları serbest bırakmaya çağırdı. CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel ise esnaf intiharlarının artışına dikkat çekerken, "lebaleb kongreler yapıyorsunuz. Ama esnafımız için çare olmuyorsunuz. Çare olun, esnafımızı yaşatalım" dedi.ORTADA BİR İNFİAL VARUzun yıllar Peker Mahallesi'nde de muhtarlık yapan Çengeloğlu'nun intiharı İzmir'deki kahvehanecileri ve esnafı sarstı. İzmir Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı, olaya ilişkin yaptığı açıklamada pandemi nedeniyle bir yıldan beri oyunlar oynanmadığı için iş yapamayan kahvehaneci esnafının zor durumda olduğuna işaret etti. Kırdı, "Devletin bize verdiği 5 bin TL'lik destek ancak kiramızı ve elektriğimizi karşılamaya yeter. 12 aydır kapalı olan esnaf, yüklendiği bu borçları nasıl ödeyecek. Ne yiyecek, ne içecek, evinin kirasını nasıl ödeyecek. Ortada bir infial vardır. Bu intihar artık son dakikaya gelmiş kişilerin yapabileceği şeydir" dedi.EVİNİ İPOTEK ETTİRMİŞÇengeloğlu'nun geçen günlerde odaya geldiğini anlatan Kırdı, "Çok sevdiğimiz bir esnafımızdı. Birikmiş banka kredi borçları yüzünden çaresiz olduğunu söyledi. (Esnafa Kefalet'e evimi ipotek ettirdim, ödeyemiyorum. Elektrik, su faturalarımızı, katı atık bedellerimi ödeyemiyorum) dedi. Umut vermeye çalıştık ama olmadı" diye konuştu.İMZAYI ATTI, KAHVECİLER ŞEHİDİDİR...Kırdı, hükümete de şöyle seslendi:"Devletimizden, hükümetimizden beklentilerimiz var. Biz bu devlete vergi, sigorta, muhtasar ödedik ancak şimdi de devletimizin bize destek zamanı. Madem bu hastalık, virüs var. Metrolar dolu, genel kurullar dolu, AVM'ler dolu. Yani bu virüsü sadece kahveci esnafı mı yükseltti? Rahmetli abimiz de hep bunları söylüyordu. Biz de diyoruz ki; tedbirimizi alalım işlerimize bakalım. Nasıl kafe restoranlar açık, kahvehanelerde de oyun oynanmasına izin verilsin, biz de açık olalım. Maalesef başka sözümüz kalmadı. Arkadaşımız maalesef son noktayı koydu. Bize göre Nuri Çengeloğlu kahveciler şehididir. Hepimizin adına imza attı. Çözüm ve destek bekliyoruz."LEBALEB KONGRELER YAPIYORSUNUZ ESNAFA DA ÇARE OLUNCHP İzmir Milletvekili Atila Sertel ise şunları söyledi:"İzmir'de Nuri Çengeloğlu isimli bir kahveci arkadaşımız intihar etti. MHP üyesi, Ülkücü camianın sevilen isimlerinden, Peker Mahallesi'nde muhtarlık yapmış olan bu arkadaşımız çaresizlik yüzünden canına kıydı. Kahvehaneler uzunca süredir kapalı, kahvehanelerimizde uzunca süredir oyun oynanmıyor. Ve salgın hastalık nedeniyle bütün kahvehane sahipleri perişan oldu. Orada çalışan, ocakçılar, garsonlar, hepsi açlığa, çaresizliğe bırakıldı. Ne yazık ki intihar vakaları artıyor. Bunlardan biri de ne yazık ki Nuri Çengeloğlu kardeşimiz. Buradan iktidara sesleniyorum; lebaleb kongreler yapıyorsunuz. Ama esnafımız için çare olmuyorsunuz. Esnafımız çaresizlik içinde çırpınıyor. Çare olun, esnafımızı yaşatalım" dedi.BELEDİYELER YARDIM YAPTI, BÜYÜKŞEHİR VALİLİĞİ BEKLİYORKahvehaneci esnafıyla ilgili hükümetin tavrı eleştiri konusu olurken, diğer yandan İzmir'deki yerel yönetimler de bütçeleri ölçüsünde maddi destek kanallarını açmaya çalışıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 12 Mart'ta yapılan meclis toplantısında, kentteki 699 kahvehane işletmesine 1250 TL nakdi yardım yapılması için karar aldı. Daha önce kahvehane esnafına gıda ve hijyen malzemesi yardımı da yapan İzmir Büyükşehir, İzmir Valiliği'nin onayının ardından nakdi destekleri kahvehanecilerin hesaplarına yatıracak.İzmir'de Konak ve Bayraklı belediyeleri de kahvehaneci esnafına 500'er TL nakdi destekte bulunmuştu. ANKA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter